ZEVK 585
Tevhid tohumun tacıdır, tohuma gebe çiçekler
Bir an aşkı duymak demek, geçmişlerle gelecekler
Enfüs ü afâkı âbâd, şâdümân oluşu meşhur
Âşığın aşk hazinesi gönülde gizli gerçekler...
26.11.1989 15:20
Âbâd : f. Mâmur, şen. * Çok dolu.
Şâdümân : (şâd-mân) f. Mesruriyet, sevinçlilik. * Mesrur, bahtiyar.
ZEVK 586
Her nefes yaşanan zaman, olmamış gibi olanlar
Eritip-akıtıp gözden, cehâletten boşalanlar
Halk ile HAKK Huzurunda, cümle Cihanla barışık
Sırr-ı Subhân Aşk küpüdür, kemâlât ile dolanlar...
30.11.1989 15:00
ZEVK 587
Gafil girme bu Meydana kor alevden Âşık, kisbet
Elest’in Eleği Tevhid, nûru nârda aşka nisbet
Çirkin-güzel, çürük-sağlam, kötü-iyi, eğri-doğru
Yok, âlemde Kul İhvâni, “Hâl” içinde menfî-müsbet..
30.11.1989 15:22
Kisbet : Pehlivan donu.
Nisbet : Münasebet, yakınlık, bağlılık, ölçü. * Rağmen.
Menfî : Müsbetin zıddı. Müsbet olmayan. * Nefyedilmiş, sürgün edilmiş. Sürgün. * Bir şeyin olmayacak cihetini düşünen. * Hakikatın aksini iddia eden. * Gr: Başında nefiy edatı bulunan kelime veya cümle. * Nâkıs. Negatif, olumsuz.
Müsbet : İsbât olunan. Delilli. Açık ve sabit olan. * Menfinin zıddı. Pozitif, olumlu. * Yazılıp kaydedilmiş. Tesbit edilmiş olan.
ZEVK 588
.
Kul İhvâni çoktan beri Dost’a dizin çökmüyorsun
Sekre girip seherlerde göz yaşların dökmüyorsun
HAKK’la olup özde-sözde, zevk eyleyip kemâlâtın
Tevhid ile yüreğinden cehâletin sökmüyorsun
01.12.1989 14:44
ZEVK 589
İman-İbadet-İtâat-İhlas-İrfan-İkân- İhsan
Tekemmülün tarlası aşk, Tevhid ile bulur İnsan
Cehâletten kemâlâta muhabbetin merdiveni
Gübreden gül-nârından nûr. Âşık, Aşk Döngüsü olan!...
01.12.1989 18:50