aşkın bir noktası

Cevapla
Kullanıcı avatarı
rüzgargülü
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 184
Kayıt: 02 Haz 2011, 14:51

aşkın bir noktası

Mesaj gönderen rüzgargülü »

Resim

NOKTA-i MUHAMMEDİ

HAZRETİ HAKK'IN HABİBİ SEVGİLİ BİR DÂNESİ
OLDUĞU ÇÜN OLDU ÂLEM HÜSNÜNÜN DİVÂNESİ..

ZÂT-I PÂKİNDİR SEBEP BU ÂLEMİN İCÂDINA
OLMASA TEŞRİFİN OLMAZDI CİHÂN KÂŞÂNESİ..


Sen kimsin?. "Ben" diye cevap verdiğin benlik ve senlik kime ait? Kendini neye ve nereye dayandırarak, varlığını neyle ıspatlıyarak "ben" diyorsun?. Ona buna sana bana bakarak "ben" dediğin varlıklar hakkında ne kadar bilgin var? Nereden gelip nereye gittiğini açıklıyabiliyor musun?. Senin dünyanla ve zannettiğin varlığınla sınırlı olan bu âlem sana mutlak gerçeği ve hakikati ne kadar izâh edebilir? Senin hududların ve sınırların içinde bir şeye var yahut yok demen ne kadar bağlayıcı veya belirleyici olabilir? Gerçek varlık bilgisini, yokluk-varlık ilişkisini bilmeden ve hatta görmeden bilmen, idrak etmen, sevmen, tasdik etmen, reddetmen, aklın bedenin ve herşeyin gerçekten ve hakikaten bir mânâ ifâde edebilir mi?

Eşyanın hakikati sabittir. Âlemde gördüğün herşey sana nisbetle vardır ve seni etkiler. Onları yok kabul edemezsin. Fakat onlar, eşya ve sen, hakikatin varlığına bağlı oldukları için vardır ve hepsi izâfi, yani muvakkat bir zaman diliminde, o hakikatin sâyesinde vücut bulurlar. O halde sadece eşyaya bakarak mı varlık bilincine ulaşacağını zannediyorsun? Sana vesile olan şeyler bir hakiki varlığa ulaştırmak için değil mi? Yoksa sen vesileleri ve yansımaları tamamıyla hak olarak görüp, haktan ibâret zannedip bunun bir yerinde kendi benliğini yerleştirip ''varlık'' sahasını müşahede ettiğini mi iddia ediyorsun? Senin bir yönün bu yaratılmışlık âlemine bakarken asıl vechen, şahsiyetini bulduğu yerden feyz almakta ve orayla devamlı irtibatlı bulunmakta. Bu yönünle sen halka, yaratılmışlık âlemine değil, Hakk'ın yüce kudretine ve makamına bağlı bulunmaktasın. O halde bu varlık âleminde esas var olanı idrak edemeden göçüp gidersen sana yazık değil mi?. Sadece Hakk 'a nazar etsen ki bu mümkün değildi, hilkatteki makamına muhalif hareket ettiğinden eksik kalırsın. Çünkü sadece ruh olarak yaratılmadın. Ruh ve nurdan ibaret değilsin. Sadece nefs, hilkat ve bu âlemle sınırlı kalan tercihlerin, senin ruhunla aranı açmakta, varlık ve şahsiyet bilincinden seni uzaklaştırmakta. Belki sen böylece bir benlik bulabilirsin fakat bu egon, yani benliğin seni insan olmaktan uzaklaştırır; belki hayvanları bile utandıracak türlü şekillere sokabilir.

Mâdem ki insansın, eşyanın hakikatini gör; en azından görmeyi talep et. Kâinâtı şeylerden ibâret zannetme. O kâinâta “OL “ emrini veren o yüce Kudret'le bir an önce alâkanı fark et. Yaratılış gayeni bul ve gerekirse o hakikat için canını vermekten çekinme. Biricik ve tek yaratılmana rağmen yanlız değilsin. Bir emâneti yüklenmişsin. Bu emâneti muhabbetle, en içten ve samimî şeklinle “merhaba” diyerek kucakla.


SAĞI SOLU GÖZLER İDİM
BEN DOST YÜZÜN GÖRSEM DEYU
BEN TAŞRADA ARAR İDİM
OL CAN İÇİNDE CAN İMİŞ..


Sana senin dışında fakat taa içine kadar her şeyini gören ve ortaya koyabilen bir nazar lâzım. Kendindeki esas benliği ve sana özel olan gerçeği o bakışla o nurla görmen lâzım. Ancak o zaman kendi benlik dairenden çıkabillir ve esas ait olduğun yeri fark edebilirsin.

Sendeki emânet nedir? Sen sen olduğun müddetçe bu emânetten haberdâr olabilir misin? Ve yine sen, sen olduğun müddetçe onu sevdiğini nasıl iddia edebilirsin? Sevgi zannettiğin şey senden ibâret bir şekle dönüşmez mi? Kendi dâirende dönüp durursun....
AŞKIN BİR NOKTASI.. alıntı



Resim

Âşıklar vuslat bula.
Kelâmullah ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e hizmet edenler azîz ola.
CenÂb-ı Hakk bizleri kendisinden razı olan, kendisinin ve Habibi'nin razı olduğu kullarından eylesin. Âmin!.
Resim
Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön