Gece yatarken sağ tarafımıza yatmak

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Gece yatarken sağ tarafımıza yatmak

Mesaj gönderen Ahmed »


Gece yatarken sağ tarafımıza yatmak

Daha önce Peygamber Efendimizin(SAV) gece sağ tarafımıza yatma sünneti hakkında (ALLAH (cc) Rahmet etsin, çocukken Babam beni hep uyarırdı bu konuda) tıbben sola yatmanın kalbi sıkıştırıp yorduğu, yüzüstü yatmanın iç organların basınçla birlikte dinlenmelerinin engellenmesi gibi sağlıksız sonuçlar doğacağı bilgisini edinmiştim. Bu zahiri yönünün yanında aşağıda bir de batini yönünden bilgiye rastladım, paylaşmak istedim.

İnsan nefes aldığında her iki burun deliğini kullanmaz. Belirli bir süre sağ burun deliğinden ve belirli bir süre sol burun deliğinden nefes alır. Gece sol burun deliğinden nefes alınır. Ay enerjisi (pranası) insanı sakinleştirir, bu sebeple insan sol tarafı üste gelecek bir şekilde yatmalıdır. Solunum, bir burun delikten diğerine geçerken, çok kısa bir süre için her iki burun deliğinden de aynı anda nefes alındığı söylenir. Bu çok özel bir nefes şekli olarak kabul edilir ve Uzak-Doğu öğretilerinde buna sushumna nefesi denilir. Sushumna nefesin ölüm anında da gerçekleştiği söylenir.
Ayrıca bu nefes şeklinin güneşin tam battığında ve doğduğunda da oluştuğu söylenir[Hocamız Münir DERMAN'ın (K.S) "Güneş Doğarken ve Batarken asla uyumayınız, uyanık olunuz" tavsiyesini hatırlayalım burada da] .

Şimdi tam bu noktada, Rasulullah Efendimizin (SAV) gece sağ yan üzerine yatılmasını öğütlediği hadisi hatırlayalım! Gece Ay’dan yansıyan hayat enerjisi sol burun deliğinden alınan nefesle geldiğine göre, sağ yana yatmak sol burun deliğini rahatlatır ve daha kolay nefes alıp vermeye yarar. Her iki burun deliğinden hava alıması ise, ölüm yada güneşin battığı ve doğduğu andadır. Yine bu zaman diliminde namaz kılınmaması gerektiği de tavsiyeler arasındadır. Kıyamet saatinin güneşin battığı an olan "aşiyen" olarak tasvir edilmesi ve ölümün de bir tür kişisel kıyamet olduğunu da hatırlatarak, size yeni bir düşünce ufku açalım. Konuyu dağıtmamak için, detaylı tefekkürü size bırakıyorum.
Demek ki, nefes yavaşlayacak, kalp yavaşlayacak ve bununla birlikte zihindeki hararetli hareketlilik de yavaşlayacak.. Bunlar hep biri biri ile bağlantılıdır. Nasıl beynimiz bedeni yönetiyorsa, o beden de beyni olumlu yada olumsuz yönde geri besleyebilir. (Süptil bilinçle beyin arasında da böyle bir destekleşme vardır) Zihindeki (bilinçteki) hararetli hareketliliğin yavaşlamasıyla kastettiğimiz, zihnin dinginleşmesidir. Bir çok işe yaramaz şeyi düşünmek ve anlamsız duygusal tepkiler vermek yerine, faydalı şeylere sakin ve akıl özelliğini aktive ederek yönelebilmesi demektir. Ayrıca, özünüzle ilgili hakikatleri düşünüp, zihninizi buna programlamak için de, zihnin sakinleşmesi ve olabildiğince az şey düşünerek, sadece bir noktaya, yani "TEK"e odaklanması gerekir. Bu da ruh bilinci hafızanıza sağlıklı yükleme yapmanız anlamına gelir. Hepsi zincirleme birbirine bağlıdır. Örneğin tüm ibadetler gibi namaz ibadeti de, bu türden bir fiildir. Namaz kılarken başka şeyleri düşünmemeniz öğütlenir. Çünkü bu şekilde zihni bir konuya odaklayıp programlayarak, gereken verim alınır ve zihin huzura kavuşur. Bu huzur hali ruh bilincine de yansır, beraberinde işlenmiş ve dönüştürülmüş hayat enerjisi de yüklenir. Bu enerjiye klasik tasavvuf dilinde "NUR" da denir.

Hayat Ağacı -Angelic


***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Resim

Allah c.c razı olsun...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön