KASÎDE-İ BÜRDE

İmam-ı (Buseyrî) Busirî (k.s.) hazretlerinin hayatı ve eserleri.
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 48-)

اَعْيَ الْوَرَى فَهُمْ مَعْنَاهُ فَلَيْسَ يُرَى

لِلْقُرْبِ وَ الْبُعْدِ مِنْهُ غَيْررُ مُنْفَحِمِ


A'ye'l-verâ fehmü mâ'nâhü fe leyse yürâ
Lil-kurbi ve'l-bu'di minhü gayru munfehımi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Tüm mahlükat yaratılışı gereği O’nun mânâsı olan gerçeği göremekten âciz kaldılar!
Uzağında olsun yakınında olsunlar, işin özünü-künhünü anlamaktan âciz kaldılar!


Külli “ŞEY” kendinin de aslı Olan “Hakikat-ı Muhammed’î anlamaktan âciz kaldı!
En yakınıdaki veya en uzağındaki yaratılanlar bu husuta fark etmedi.
Çünkü bu husus Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e bahşedilen ve ortaklık kabul etmeyen Rahmet Kaynaklığı oluşa çıkar neticede!

Ancak bu hususta Şerî sınırlar içinde düşünmemeizi uygun gören Efendimiz mübârek lisanı ile yol göstermektedir:
Onun için gözümüzün ve özümüzün nûru Efendimiz, Sahibimiz ve herşeyimiz buyuruyor:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:''Allahümme erinel-eşyâe kemâ hiye: ALLAH’ım bize herşeyi nasıl ise öyle göster!...'' buyuruyor... Eşyânın hakikatini...



Resim
Verâ : Halk. Mahluk. Arzı örten mahlukat. Yaratılmış olanlar.
Münfehim : (Fehm. den) Anlaşılan, kavranılan, fehmedilen.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 49-)
كَالشَّمْسِ تَظْهَرُ لِلْعَيْنَيْنِ مِنْ بُعُدٍ

صَغِرَةً وَ تُكِلُّ الطَّرْفَ مِنْ اَمَمِ


Ke'ş-şemsi tezharu li'l-ayneyni min buudin
Sagîreten ve tükillû't-tarfe min ememi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Uzakta gibi gözükse de iki göze, güneş gibi açıktadır !
Nasıl ki gözün önüne gelen uacık bir şey bakışı ve görüşü ortadan kaldırırsa!


Göz için, bakış ve görüş için uzaktaki büyüklüğü ve yakındaki küçüklüğü anlayış!..
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i ayni yerde, aynı zamanda ve aynı mesafede gören iki gözden birisi Sıddık diğeri ise Ebû Cehil oldu!...
ALLAHu Zü’l-Celâlihu bizi; Gaflet, cehâlet ve ihânet körlüklerinden korusun! Âmin!..


Resim
Tarf : Göz, bakış, nazar. Göz ucu.
Kelle : Göz zayıf olamak.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 50-)


وَوَ كَيْفَ يُدْرِكُ فِي الدُّنْيَا حَقِيقَتَهُ

قَوْمٌ نِيَامٌ تَسَلَّوْ عَنْهُ بِالْحُلُمِ
Ve keyfe yüdrikü fî'd-dünyâ hakîkatehû
Kavmün niyâmün tesellev anhü bi'l-hulumi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


O’nun hakikatini anlayıp idrak etmek ne mümkün?
O’na Uyan insalara düşlerinde bile teselli verir O Azîz Efendimiz Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)..


Bu dünya düzeninde ve ciddi bir imtihan ortasında olan insanoğlu için “Hakikat-ı Muhammed i bilmek, bulmak, analayıp da idrak edebilmek nasıl olacak?
Uyuyanlar bile rüyasında O'ndan tesellî bulur..

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem : ''Kim beni rüyasında görürse, uyanık iken de görecektir. Veya görmüş gibidir. Çünkü şeytan benim şeklime bürünemez.'' buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan; Müslim; Buharî)



Resim

İdrak : Anlayış. Kavrayış. Akıl erdirmek. Fehim. Yetiştirmek.
Niyamün : (Nâim. C.) (Nevm. den) Uykuda olanlar, uyuyanlar.
Teselli : Avunma. Kederli ve gamlı olan bir kimseyi söz ve nasihatle ferahlandırma.
Hulm : Rüya, düş.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 51-)

فَمَبْلَغُ الْعِلْمِ فِيهِ اَنَّهُ بَشَرٌ

وَ اَنَّهُ خَيْرُ خَلْقِاللّهِ كُلِّهِمِ

Fe meblegu'l-ilmi fîhi ennehû beşerun
Ve ennehû hayru hâlkı'llâhi küllihimi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Bu hususta ilmin varacağı sonuç şu ki:
Şüphesiz ki O; beşerdir ve Allah'ın yaratığı her şeyin en hayırlısıdır.


Bilinmesi gereken en önemli husus şu ki;
Halka dönük yüzü ile Allah'ın kulu Abdullah sallallahu aleyhi ve sellem
Hakk Teâlâ'ya dönük yüzü ile de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'dir.

Beşer olarak her kul gibi her çileyi çekip Allahu zü'l-Celâl'e en candan yalvarırken,
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem olarak Rahmetenl'il-âlemin Makamındadır.

Onun için Tevhid Şehâdetimizi Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şehâdetine katmak için:
''Eşhedü en lâ ilâhe illâ Allah ve Eşhedü enne Muhahammeden abdühu ve Rasûlühu!''
Demekteyiz Ey Derviş Kardeşim!...


Resim
Beşer : (Beşere) İnsan derisinin dış yüzleri. * İnsan. Âdem.
Küllî : Külle mensub. Cüz'iyat ve ferdlerden meydana gelmiş olan. Umumi, bütün. * Çok, ziyade, fazla.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 52-)

وَكُلُّ آىٍ اَتَى الرُّلُ الْكِرَامُ بِهَا
فَاِنَّمَا اَتَصَلَتْ مِنْ نُورِهِ بِهِمِ

Ve küllü âyin ete'r-rüslü'l-kirâmü bihâ
Fe innemâ't-tesalet min nûrihi bihimi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Gelen bütün keremli peygamberlerin âyetleri
Şüphesiz ki onlara, O'nun Nûrundan ulaşmıştır.


Sünnetullahta sistem Allahu zü'l-Celâl’in mutlak Kaza, kader, irade ve dilemesi ile yürümektedir.
Yaratılanların kimlik ve kişiliği ona bağlıdır.
Gözün tabanımızda olmadığına şükür etmek tabanımızın şükre değersiz olduğunu değil tam tersine her yükü taşıyışına bir daha teşekkür gerek!
Tüm peyğamberler kendi görevlerinde mükemmel muhterem ve muhteşemdir ve eyrıca şüphesiz hepisi de bizim öz peygamberlerimizdir.
Burada anlatılanlar fazilet yarışı olmayıp İlâhî Sistemin muazzamlığını âcizane analizidir.



Resim---İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Allah (cin ve ins dahil) mahlukatını bir karanlık içinde yarattı. Sonra üzerlerine kendi nûrundan serpti. Bu nûr, kimlere isabet ettiyse hidayeti buldular, kimlere de isabet etmediyse sapıttılar. Bu sebeple diyorum ki: "Kalem, Allah Teala'nın ilmi hususunda kurumuştur.
" (Tirmizî, İmam 18, (2644))

Resim---Câbir B. Abdillah (radiyallahu anhu)'dan:
''Yâ Resûlullah! Anam, babam Sana fedâ olsun, ALLAH'ın en evvel yaratığı şeyi bana söyler misin?''dedim.
Resûlullah (sav) buyurdu ki:
''Yâ Câbir! Eşyâdan önce kendi nûrundan (Nûrullah) senin peygamberiyin nûrunu yarattı ve şöyle buyurdu:
''O nûr ALLAH'ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, ne cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin, ne ins var idi.''
Ondan sonra buyurdu ki:
''ALLAH Tealâ mahlûkatı yaratmak istediği zamanda o nûru taksim edip 4 parça yaptı: İlk parçadan kâlemi yarattı. İkinci parçadan levhi yarattı. Üçüncü parçadan Arş'ı yarattı. Dördüncü parçayı taksim edip 4 parça yaptı: İlkinden gökleri yarattı. İkincisinden yeri yarattı. Üçüncüsünden cennet ve cehennemi yarattı. Dördüncü parçayı yine taksim edip 4 parçaya ayırdı. Birincisinden mü'minlerin gözlerinin nûrunu yarattı. İkincisinden kalblerinin nûrunu yarattı ki o, ALLAH'ı bilmedir. Üçüncüsünden dillerinin nûrunu yarattı ki o da Kelime-i Tevhiddir.......''
buyurmuştur.(İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175;İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)

MuhaMMedî mü'minlerin ülfetleri (kaynaşıp dosd olmaları) ezelîdir:

Resim---Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadisi kudsîde: ''ALLAH: ''Seni kendi nûrumdan, diğer şeyleri de senin nûrundan yarattım.''buyurdu'' buyurmuştur.(Îmân Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404; Aclûnî, Keşfü'l-Hâfâ I-265/827)


Resim
Kirâm: Kerim. C.) Kerimler, şerefliler. * Eli açık cömert kimseler.
İttisal : Ulaşmak. Bitişmek. * Birbirine dokunmak. Yakınlık. Bağlılık. Kavuşmak.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 53-)


فَاِنَّهُ شَمْسُ فَضْلٍ كَوَاكِبُهَا

يُظْهِرْنَ اَنْوَارَهَا لِنَّاسِ فِي الظُّلَمِ


Fe innehû şemsü fadlin hum kevâkibühâ
Yüzhirne envârehâ li'n-nâsi fî'z-zulemi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Şüphesi ki O fazilet güneşi, diğerleri yıldızlarıdır.
O'nun nûruyla karanlıklar içindeki insanları aydınlatırlar.


Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem halkediş temelindeki ilk şey-nûrun kendisi ve her varolup mevcud olana Vücûd nûru rahmeti kaynağıdır.
Ana ve tek oluşu bundan dır.
Sistem bazında düşünüldüğünde her peygamber de kendi kaderinde insanlığa nûr taşıyıcısıdır.
Yıldızlar gibi ana güneşten alarak.

Resim
Şems : Güneş
Kevâkib : (Kevkeb. C.) Yıldızlar.
Envar : (Nur. C.) Nurlar, ışıklar, aydınlıklar. Maddi veya mânevi karanlıktan kurtarmaya vâsıta olanlar.
Nâs : f. İnsanlar.
Zulem : Karanlıklar.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 54-)


اَكْرِمْ بِخَلْقٍ نَبِيِّنٍ زَانَهُ خُلُقٌ

بِالْحُسْنِ مُشْتَمِلٍ بِالْبِشْرِ مُتَّسِمِ


Ekrim bi hâlkı nebiyyin zânehû hulukun
Bi'l-husni müştemilin bi'l-bişri müttesimi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Allahu zü’l-Celâl Habibi nebîsini ne ikramlarla yaratı da ahlâkını süsledi..
Hüsn bürgüsüne sardı ve kendine mahsus beşâret işareti taşıttı.


Yukarıdan beri arzedegeldiğimiz gibi maddî ve mânevî tüm mâsivânın temelinde Nûr-u Mîm vardır.
İnsan oğlu keremli kılınmıştır.
Bu maddî yaratılıştaki keremin kaynağı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemdir.


وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُم مِّنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى كَثِيرٍ مِّمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلاً
Resim--- ''Ve lekad kerremnâ benî âdeme ve hamelnâhum fîl berri vel bahri ve razaknâhum minet tayyibâti ve faddalnâhum alâ kesîrin mimmen halaknâ tafdîlâ(tafdîlen).:Biz, hakikaten insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Onları, (çeşitli nakil vasıtaları ile) karada ve denizde taşıdık; kendilerine güzel güzel rızıklar verdik; yine onları, yarattıklarımızın birçoğundan cidden üstün kıldık.'' (İsrâ 17/70)

Dünya, din ve Âhiret hayatımızda ana sermâyemiz olan güzel ahlâğın kaynağı da Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'dir.

وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ
Resim---''Ve inneke le alâ hulukın azîm(azîmin).:Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.'' (Kalem 68/4)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ise:''Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.'' buyuruyor.
(İ.Mâlik,Muvatta Hüsnü'l-Hulûk 18; Hâkim)

Resim---Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e: ''Cennete sokan amellerin en çoğu hangisidir'' diye soruldu da Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: ''Takvâ ve güzel ahlâk'' buyurdu. ''Cehenneme sokan günâhların en çoğu hangisidir?''diye soruldu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: ''Şu iki organ: Ağız ve ferc (üreme organı) !'' buyurmuştur.
(İbni Mâce, Sünen-Zühd 4246)

Güzel ahlâkın kaynağı ise yine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'dir.


Resim
Hulk : Huy. Ahlâk. Tabiat. Yaratılıştan olan haslet. Seciyye. Cibilliyet. * İnsanın doğuştan veya sonradan kazandığı ruhî ve zihnî hâller.
Hüsn : (Hüsün) Güzellik. İyilik. Eksiksizlik. Cemal ile kemal.
Müştemil : Kavrayan, saran, içine alan. Büsbütün örten.
Müttessim : Hususi bir nişânı veyâ âlameti olan.
Bişr : Sevinç eseri.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 55-)




كَاَلزَّهْرِ فِي تَرَفٍ وَ الْبَدْر فِي شَرَفٍ

وَالْبَحْرِ فِي كَرَمٍ وَ الدَّهْرِ فِي هِمَمٍ


Ke'z-zehri fî terefîn ve'l-bedri fî şerefîn
Ve'l-bâhri fî keremin ve'd-dehri ti himemin

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Letâfetin tohumu-çiçeği,
Şerâfetin dolunayı
Mânevî Keremin maddî deryası
Tüm himmetlerin başlangıç noktası...


İnceliği, kibârlığı ve beyefendiliği âdete bir çiçek gibi
Şeref, kıymet ve değerde âdete bir dolunay gibi
Cömertlikte, ikramda ve ihsanda âdete bir deniz gibi
Himmette, yardıma koşmada vecandan oluşta dehr gibi bilinemez…
Azîz Efendimiz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem.

Resim


Zehr : Çiçek. şükufe. f.: Çiçek. Zühre. Tomurcuk.
Teref : Letâfet. Yumuşaklık. * İnce, güzel şey.
Şeref : Yükseklik, yücelik. Büyüklük. * İnsanlar arasında geçerli ve makbul olma. Büyük bir makam sâhibi olma. * Cenab-ı Hakka itâat ve ubudiyyeti ve yüksek hizmeti ile çok ihsanına mazhar olma. * İftihâr, övünme.
Kerem : Nefaset, izzet, şeref. Al-i-cenâbâne ihsan, inâyet. * Kıymetli şeyleri kemal-i rıza-i nefisle verme. * Mecd ve şeref. *Cenab-ı Hakk'a atfolunursa eltaf ve ihsan-ı İlâhî kasdedilmiş olur. * İnsan hakkında vasıf sureti ile zikrolunursa; mehasin-i ahlâk ve ef'âl kasdolunur.
Bahr : (C.: Bihâr - Ebhâr - Ebhur - Buhur) Deniz. * Âlim. Çok bilen.
Dehr : Zaman, çok uzun zaman, ebedi. * Bin yıllık zaman. * Dünya.
Himem : (Himmet. C.) Himmetler.
Himmet : Kalbin bütün kuvveti ile Cenab-ı Hakk'a ve sâir mukaddesata yönelmesi. Kalb isteği ile gösterilen ciddi gayret. * Allah indinde makbul ve mübârek bir kimsenin mânevi yardımı ile birisini koruması, yardım etmesi. * Tabiî şevk ve meyil ve heves. * Lütuf, yardım.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 56-)

كَاَنَّهُ وَهُوَ فَرْدٌ فِي جَلاَلَتِهِ

فِي عَسْكَرٍ حِينَ تَلْقَاهُ وَفِي حَشَمٍ

Keennehû vahve ferdün fî celâletihi
Fi askerin hîne telkahu ve fî haşemin

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Azîz Efendimiz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem :
Kendi başına kaldığında Rasûlulahlık celâleti içinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem olarak o muhteşem heybet içinde yeğane ve tek!
Ordusuyla buluştuğunda ve ailesi içinde bulunduğu zaman ise:


Resim
Ferd : Tek, bir, yekta. Eşi, benzeri olmayan.
Celâl : (Celâlet) Nihâyet derecede büyüklük. Azamet. Hiddetlilik, hışım. * İlm-i Kelâm'da: Cenâb-ı Hakk'ın kahrının ve azametinin tecellisi, Cenâb-ı Hakk'ın nev'deki tecellisi. Cenâb-ı Hak, vahdaniyyetine delil olacak çok şeyler yarattığından veyâ ihâtadan âli ve celil olduğu veya hislerle idrâk edilmekten celil olduğundan Celâl denir.
Asker : (C.: Asakir) Devlet ve memleketin muhafazası için ücretli veya ücretsiz olarak veya kur'a ile toplanarak hazır bulundurulan ve resmi elbise giyen silahlı adamlar topluluğu. Er, leşker, nefer.
Haşem : Taraftarlar ve hizmetçiler. Düşmanlarına karşı koruyanlar. Aile.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 57-)

كَاَنَّمَا الْلُءْلُءُ الْمَكْنُونَ فِي صَدَفٍ

مِنْ مَعْدِنَيْ مَنْطِقٍ مِنْهُ وَ مُبْتَسَمِ

Keenneme'l-lü'lüü'l-meknûnü fî-sadefîn
Min mâ'diney mantıkın minhü ve mübtesemi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Sanki sedef içinde gizli bir inci tanesi gibi
Gülümsediğinde ve konuştuğunda gevher madenidir.


Resim

Mübtesim : (Tebessüm. den) Gülümsiyen, tebessüm eden.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 58-)


لاَ طِيبَ يَعْدِلُ تُرْباً ضَمَّ اَعْظُمَهُ

طُوبَي لِمُنْتَشِقٍ مِنْهُ وَ مُلْتَثِم

Lâ tıybe ya'dilü türben zamme a'zumehû
Tûbâ lî munteşıkın minhü ve mültesimin

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


O’unun kabr-i şerifinin toprağının kokusuna hoşluk azametinde eş olacak koku yoktur.
Ne mutlu o toprağı koklayıp öpen kimseye!…


Resim
Münteşik : Burna çekilmiş olan.
Mültesem : Öpülür.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

ResimIV- Bölüm: Rasûlullah Sallahu aleyhi ve sellem’in Doğumu


Resim 59-)
اَبَانَ مَوْلِدُهُ عَنْ طِيبِ عُنْصُرِهِ

يَا طِيبَ مُبْتَدَاءٍ مِنْهُ وَ مُخْتَتَمِ

Ebâne mevlidühü an tîbı unsurihi
Yâ tıybe mübtedein minhü ve muhtetemi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim



O’nun doğumu beyân eder güzellik unsurunu..
Ey güzellik!
Başlangıcın da son ucun da O’ndan..

Resim

Unsur : Kimyevî maddeden her biri. Mürekkeb cisimlerde bulunan basit maddelerin her birisi. * Umumdan ayrılan kısım. * Tam olan şeyin her bir parçaları. * Madde, esas, kök. Element.
Tıyb : Helâl. * Güzel, temiz.
Mübteda : Baş taraf, başlangıç. Baş.
Muhtetim : Sona erdiren. Hitâma vardıran.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 60-)
يَوْمٌ تَفَرَّسَ فِيهِ اللْفُرْسُ اَنَّهُمُ

قَدْ اُنْذِرُوا بِحُلُولِ الْبُءْسِ وَ النِّقَمِ
Yevmün teferrese fîhi'l-fürsü ennehümü
Kad ünzirû bi hulûli'l-bü'si ve'n-nikamı
Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Doğum günü Farslılar işin iç yüzünü analdılar ki;
Kesinlikle ya İlâhi tebliği kabul ya da intikam uyarısının indiğini-doğduğunu…

Resim

Ferese : İsabetli bir tahminle bir işin iç yüzünü idrak etmek.
El furs : Farslılar, İranlılar.
Nikam : (Nikmet. C.) İntikamlar, öc almalar.
Hulul : Girme. Dâhil olma. İçine gizlice giriş.
Ba’s : Gönderme, gönderilme. * Cenab-ı Hakk'ın peygamber göndermesi. * Diriliş. Yeniden diriltme. İhyâ. * Uykudan uyandırma.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 61-)

وَ بَاتَ اَيْوَانُ كِسْرَي وَ هُوَ مُنْصَدِعٌ
كَشَمْلِ اَصْحَابِ كِسْرَي غَيْرَ مُلْتَءِمِ

Ve bâte eyvânü Kısrâ Vehve münsadi'un
Ka şemli ashabı Kisrâ gayre mülteimi
Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim

O gece Kisrâ'nın sarayı çatladı çöktü
Bir daha toplanamamak üzere dağılan milleti ve devleti gibi..

Resim

Eyvan : f. Köşk. Büyük salon. Büyük sofa. Divanhâne.
Münsadi’un : yarılıp çatlamış olarak.
Kisra : Husrevden muarreb veya galat olan bu isim Sa'sâniler sülâlesinden olan Eski İran padişahlarına ve bilhassa Nevşirvan'den sonrakilere verilmiş olup, Rum imparatorlarına Kayser, Çin hükümdarlarına Fağfur ve Hakan denildiği gibi, bunlara da Kisra denilirdi.
Şeml : Az şey. Perâkendelik. * Örtmek, bürünmek, toplanmak. * Topluluk, cemaat, insan yığını.
Mülteim : Cem'olucu, toplanan.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 62-)
وَ النَّارُ خَامِدَةُ الْاَنْفَاسِ مِنْ اَسَفٍ

عَلَيْهِ وَ النَّهْرُ سَاهِي الْعَيْنِ مِنْ سَدَمِ
Ve'n-nâru hâmidetü'l-enfâsi min esefin
Aleyhi ve'n-nehru sâhi'l-ayni min sedemi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim



Mecusînin ateşi kederinden son soluklar gibi söndü gitti..
Yahudînin balık ırmağı ise tasasından yatağında akış yönünü şaşırdı, aldı başını gitti gider..



Resim

Hâmid : Alevi sönen ateş. * Ölü, ölmüş. Sönmüş. idrâksiz. Sâkit ve sessiz. Ölü gibi halsiz olan.
Enfas : (Nefes. C.) Nefesler. Soluklar. * Ruhlar. Canlar. * Cevherler. * Duâlar.
Esef : Hüzün, gam, nedamet, pişmanlık. Daralmak. Elden çıkan bir şey için hâsıl olan üzüntü.
Sedem : Hüzün, keder, tasa. * Nedâmet, pişmanlık
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 63-)
وَسَاءَ سَاوَةَ اَنْ غَاضَتْ يُحَيْرَتُهَا

وَ رُدَّ وَارِدُهَا بِالْغَيْظِ حِينَ ظَمِي
Ve sâe sâvete en gâdat buhayretühâ
Ve rüdde vâridühâ bi'l-gayzl hîne zamî

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Sapıtmış Sâve için ne kötü oldu o gün ki gölleri kuruduğunda!..
Susuzluktan kavrulduklarında, göle gidenler hiddetle geri dönünce…

Resim
Buhayre : Göl. Küçük deniz.
Sâe : Ne kötü oldu!
Vârid : (Vürud. dan) Ulaşan, yetişen, gelen, erişen.
Gayz : Hiddet, kin, öfke, gadab. Dargınlık. Hınç.
Zamî : çok susamak.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 64-)

كَاَنَّ بِنَّارِ مَا بِالْمَاءِ مِنْ بَلَلٍ
حُزْناً وَ بِالْمَاءِ مَا بِنَّارِ مِنْ ضَرَمٍ
Keenne bi'n-nâri mâ bi'l-mâi min belelin
Huznen ve bi'l-mâ; mâ bi'n-nâri min daremin
Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Sanki ıslaklıkdan-sudan eser yoktu da yerinde ateş vardı su içtikleri gölde!
Suları üzüntüden kızdı da ateşe döndü..


Ateşleri üzüntüden kenter içinde kaldı da
Putahâne olan kalblerindeyse hüzünden bir su vardı yanmış ateş yerine,
Ateşleri üzüntüden kenter içinde kaldı da buharlaştı gitti..


Resim
Belel : Yaşlık, rutubet, ıslaklık.
Darim : Yanmış nesne.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 65- )
وَالْجِنُّ تَهْتْفُ وَالْاَنْوَارُ سَاطِعَةُ
وَالْحَقُّ يَظْهَرُ مِنْ مَعْنَي وَ مِنْ كَلِمِ
Ve'l-cinnü' tehtifü ve'l-envâru sâtıatün
Ve'l-hakku yazharu min mâ'nen ve min kelimi


Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


O doğum gecesinde cinler naralar atmakta..
Göklere maytap gibi nurlar saçılmakta..
Maddî-manevî hak olan Tevdid güneşi doğdu zâhir oldu..


Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 66-)
عَمُوا وَ صَمُّوا فَاِعْلٰانُ الْبَشَاءِرِ لَمْ
تُسْمَعْ وَ بَارِقَةُ الْاِنْذَارِ لَمْ تُشَمِ

Amû ve sammû fe i'lânü'l-beşâiri lem
Tüsmâ've bârikatü'l-inzâri lem tüsemi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Körler görmedi, parıldayan Nübüvvet nurunu..
Sağırlar duymadı İlâhî kurtuluş müjdesini!


Resim
Bârika : (C.: Bevârık) Parıltı. Parıldayan.
Sem’ : İşitmek. Kulak ile dinlemek.
Beşaret : (Doğrusu Bişârettir) Müjde. Sevindirici haber. Hayırlı haber. * Müjdeye verilen ihsan. * Yeni çıkan acib şey.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 67-)
مِنْ بَعْدِ مَا اَخْبببَرَ الْاَقْوَامَ كَاهِنُهُمْ
بِ اَنَّ دِينَهُمُ الْمُعْوَجَّ لَمْ يَقثمِ

Min bâ'di mâ ahbâra'l-akvâme kâhinühüm
Bienne dînehamü'l-mu'vecce lem yekumi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Kâhinleri küfür kavmine Tevhidin doğuşunu haber vermesine rağmen
Kesinlikle sapık dinlerinden dönüp Hakk’a şâhid olmadılar.


Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 68-)
وَ بَعْدَ مَا عَايَنُوا فِي الْاُفْقِ مِنْ شُهُبٍ

مُنْقَضَّةً وَفْقَى مَا فِي الْاَرْضِ مِنْ صَنَمِ

Ve bâ'de mâ âyenû fi'l-ufkı min şuhubin
Munkaddaten vefka mâ fî'l-arzl min sanemi
Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim

Bu geceden sonra ufuklarda Yıldızlar kayıp aktı gitti
Aynı zamanda Yer yüzünde putlar devrildi yerle bir oldu.


Resim


Şihab : Parlak yıldız. * Kıvılcım. * Yıldızdan fırladığı zannedilen ve dünyanın atmosferinde bir an görünüp kaybolan gök taşı.
Vefk : Uygun gelme. Uyma. Mutabakat. Muvafık olma. İşi iyi gitme.* Tesirli dua.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 69-)
حَتَّي غَدَا عَنْ طَرِيقِ الْوَحْيِ مُنْهَزِمٌ
مِنَ الشَّيَاطِينِ يَقْفُ اِثْرَ مُنْهَزِمِ

Hattâ gadâ an tarikl'l-vahyi münhezimün
Mine'ş-şeyâtîni yakfû isre münhezimi
Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim

Bozguna uğrayan bâtıl şeytanlar hezimete uğrayıp vahyin geldiği yoldan kaçtılar.
Hezimete uğrayan başları İblisin ayak izi üzere



Resim

Münhezim : Hezimete uğramış, bozguna uğrayan, inhizam eden. * Bozgun.
Gadâ: çabukça yürüyerek kaçmak.
İsr : Alâmet. Nişane. * Ayak izi. * Yol. Meslek. * Başlamak ve azimet etmek.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 70-)

كَاَنَّهُمْ هَرَباً اَبْطَالُ اَبْرَهَةِ
اَوْ عَسْكَرٌ بِالْحَصَي مِنْ رَاحَتَيْهِ رَمِي

Keennehüm hereben abtâlü Ebrehetin
Ev askerun bi'l-hasâ mln râhateyhi ramî
Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Sanki Kâbeyi yıkmaya gelip de bozğuna uğrayan Ebrehe ordusunun kaçışı gibi!
Veya Bedir’de atılan bir avuç kumdan gözleri göremez olan askerler gibi!.

Resim
Hereb : Kaçma, firar. * şiddetli üzüntü, keder.
Ebtal : (Battâl. C.) Yiğitler, cesurlar, döğüşken erler.
Ebrehe : Peygamberimizin (A.S.M.) doğumundan elli gün kadar evvel Kâbenin tahribine gelen Habeş Ordu Kumandanının ismi.
Bedir : Bedir savaşının olduğu Mekke-i Mükerreme ile Medine-i Münevvere arasında bir yer ismi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim 71-)

نَبْذاً بِهِ بَعْدَ تَسْبِيحٍ بِبَطْنِهِمَا
نَبْذَ الْمُسَبِّحِ مِنْ اَحْشَاءِ مُلْتَقِمِ

Nebzen bihî bâ'de tesbîhin bi bâtnihimâ
Nebze'l-müsebbihi min ahşâi mültakımı

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


Özlerine Hakk’ın tesbihinden sonra atılan çakıllar,
Yutulduğu balığın karnından Hakk’ı tesbih edince dışarı atılan Yunus aleyhi’s-selâm gibi!

Resim
Müsebbih : Allah'ı tesbih edip anan, Allah'ı noksan sıfatlarından tenzih eden ve zikreden, Sübhanallah diye Allah'ı tesbih eden.
Ahşa : Pek korkunç. Çok korkunç. Çok korkunç yer.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KASÎDE-İ BÜRDE

Mesaj gönderen nur-ye »

ResimV- Bölüm: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ilâhî Bereketi ve Dâveti


Resim 72-)

جَاءَتْ لِدَءْوَتْهِ الْاَشْجَارُ سَاجِدَةً
تَمْشِي اِلَيْهِ عَلَي سَاقٍ بِلاَ قَدَمِ

Câet lidâ'vetihî'l-eşcâru sâcideten
Temşi ileyhi alâ sâkın bilâ kademi

Resimمَوْلاَى صَلِّ وَ سَلِّمْ دَاءِماً أَبَداً
عَلَى حَبِيبِكَ خَيْرِ الْخَلْقٍ كُلُّهُمْ

ResimMevlâ salli ve sellim dâimen ebeden
Alâ Habîbike’l-halkin küllühum..
Resim


O Yüce Peygamber Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in dâvetine ağaçlar,
Köklerini söküp sürünerek secde ederek geldiler.
Resim
Cevapla

“►İmam-ı Busiri◄” sayfasına dön