İBN ARABÎ'den

Muhiddin-i Arabî (k.s.) hazretlerinin hayatı ve eserleri.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
akin
Üye
Üye
Mesajlar: 31
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

İBN ARABÎ'den

Mesaj gönderen akin »

"Şaşırdım" dedi o güzel kız, o aşığa
Bahçede yürürken kibirlenen güzel çiçekler arasında
Gördüğün şeye şaşma, dedim bende o güzel kıza
Çünkü sen kendini görmektesin o insanın aynasında...


İBN ARABî
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/akincm.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Hazret-i Kur'ân'da şöyle buyuruldu:
"Bu âlemde âmâ olan, Öbür âlemde dahi âmâ olur." (17/72)

Yani: Her kim ki burada, mânâ gözünü açamadı: öbür âleme göçünce, aynı şekilde âmâ olur.
Dolayısiyle ilâhî tecelliyi görmek ona nasip olmaz.


ÖZÜN ÖZÜ ve SIRRIN SIRRI

(RİSALE-İ LÜBB'ÜL-LÜBB ve SIRR’ÜS SIRR)
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

''Bir kimse kendi hakikatine arif olursa, hiç bir itikat ile kayıtlı olmaz.''
MUHYİDDÎN İBNİ ARABİ K.S
En son nur-ye tarafından 25 Eyl 2009, 01:29 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

''Seni, senin için seven herkese güven. ''

MUHYİDDÎN İBNİ ARABİ K.S
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

''Hakkı idrak etmeyi engelleyen perdeler büyüktürler. Bunların en büyüğü de ilimdir.

Çünkü ilim sahibi olunca, O’nu elde ettim, dersin. Herakliyüs peygamberlik bilgisine sahipti, ancak imanı yoktu, bu bilgisi ona fayda sağlamadı. Yahudiler Hz. Muhammed’in sav. gerçek Nebi olduğunu biliyorlardı. Ama bilmeleri onlara fayda vermedi.''



MUHYİDDÎN İBNİ ARABİ K.S
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

''Konuşarak öğüt veren de iki türlüdür.
Biri taşıdığı bilgilerle öğüt verir, biri de inandığı bilgilerle öğüt verir.
Taşıdığı bilgilerle öğüt veren kimse, Hakk'ın kelamını okur.

İnandıklarıyla öğüt veren ise Hakk'ın Elçi'si/Resul'üdür.''


MUHYİDDÎN İBNİ ARABİ K.S
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

'' Hakikat'te Arş ve Beytullâh, Allah'ı bilen Arifin kalbidir.''

MUHYİDDÎN İBNİ ARABİ K.S
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

* ''Her insanın hevası tanrısıdır, mabududur.''

Muhyiddin-i Arabi k.s
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Muhyiddin-i Arabi k.s hazretlerinin Menkıbelerinden biri şöyledir:

Sin, Şın’a gelince



Şeyhi ekber hazretleri, Şam'da, kalbi para sevgisiyle dolu bir grup kimseye; "Sizin taptığınız, benim ayağımın altındadır" dedi. Orada bulunanlar bu sözü anlayamadılar. Rabbimize hâşâ hakaret etti sandılar. Epey kimse aleyhinde konuşmaya başladı.

Vefat ettiğinde de Şam halkı, kabrinin üzerine çöp döktüler. Ancak vefatından sonra onun ne mübarek bir zat olduğu meydana çıktı. İbni Arabi hazretleri "Sin, Şın'a gelince, Muhyiddin'in kabri meydana çıkar ve muradı anlaşılır" buyurmuştu. Osmanlı Sultanı Yavuz Selim Han Şam'a geldiğinde; "Sin, Şın'a gelince, Muhyiddin'in kabri meydana çıkar" sözünün ne demek olduğunu firasetiyle anladı. [Sin'den murad Selim, Şın'dan murad Şam'dır.] Kabrini araştırıp buldurdu. Çöpleri temizleterek, kabrin üzerine güzel bir türbe, yanına bir cami ve imaret yaptırdı.

Ayrıca Muhyiddin-i Arabi'nin vefatından önce ayağını yere vurarak, "Sizin taptığınız, benim ayağımın altındadır" buyurduğu yeri tespit ettirip, orayı kazdırdı. Orada küp içinde altın çıktı. Bundan, "Siz, Allahü teâlâya değil de, paraya tapıyorsunuz" demek istediği anlaşıldı.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Muhyiddin-i Arabi k.s hazretlerinin Menkıbelerinden biri şöyledir:


Ateşin yakıp yakmaması


Bir gün sohbetine ateist bir felsefeci gelmişti. Peygamberlerin mûcizelerini inkâr ediyor, her şeyi felsefe ile çözmeye kalkışıyordu. Soğuk bir kış günüydü. Ortada, içinde ateş bulunan büyük bir mangal vardı.

Filozof dedi ki: “Cahiller, İbrahim peygamberin ateşe atıldığını ve yanmadığını zannederler. Bu mümkün mü? Zira ateş yakar kavurur. Çünkü yakma özelliği vardır” deyip bir takım sözler söyleyince Muhyiddin-i Arabi hazretleri; “Allahü teâlâ, Enbiya suresinin 69. âyet-i kerimesinde mealen; “Biz de: Ey ateş İbrahim’e karşı serin ve selamet ol! dedik” buyurmaktadır” dedi.

Ortada bulunan mangalı alıp, içindeki ateşi filozofun eteğine döktü ve eliyle ateşi iyice karıştırdı. Bu hâli gören filozof donup kaldı. Ateşin, elbisesini ve Muhyiddin-i Arabi hazretlerinin elini yakmadığını görünce iyice şaşırdı. Muhyiddin-i Arabi hazretleri ateşi tekrar mangala doldurup, filozofa; “Yaklaş ve ellerini ateşe sok” deyince, filozof ellerini uzatır uzatmaz, ateşin tesirinden hemen geri çekti. Bunun üzerine ateist felsefeciye; “Ateşin yakıp yakmaması Allahü teâlânın dilemesiyledir” buyurdu. Filozof bu olay karşısında Kelime-i şehadet getirerek Müslüman oldu.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

* '' Gölgen senin suretindir, sen de suret üzeresin. Su halde sen bir gölgesin. ''

Muhyiddin-i Arabi k.s
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: İBN ARABÎ'den

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


Resim '' "Bu Kâinât Kitabı, SEVenle SEVİLenin birlikte yazdıkları AŞK Kitabıdır..! Bunu da ancak ÂŞIKlar okuyabilirler!..''

Şeyh-ul Ekber Muhiddîn İbn Arabî k.s
Resim
Cevapla

“►Muhiddin-i Arabi◄” sayfasına dön