mizACImız... mizAHImız...

İslamiyet'de yaşanan tartışmalara açıklamalar
Cevapla
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

mizACImız... mizAHImız...

Mesaj gönderen halimkok »

… mizACImız... mizAHImız…

Efendiiiimmmm…. Konumuz AŞK…
Hani Mevlâna’ ya sormuşlar AŞK’ ı…
“Ben ol da bil” demiş…

Biz de istedik ki aşkı konuşalım Olduğumuz kadar… Bildiğimiz kadar…
AŞK deyince ne anlıyoruz… Aşka dair neler yaşadık…
Bunları konuşacağız stüdyomuzdaki seyircilerimiz ve
proğramımıza katılan değerli konuklarımızla…

Ben sözü fazla uzatmadan hemen birkaç seyircimize sormak istiyorum….
AŞK deyince ne anlıyoruz…

Evet siz… yok yok… şu kırmızılı bayanın yanındaki beyefendi… hııı evet evet…
Mikrofonu uzatalım kendisine… Evet sizi dinliyoruz… Buyrun


- Valla abla… Şimdi ben size şöyle söyliyim… Bir kere öncelikle şunu söyliyim ki…
Yani kusuruma bakmayın biraz heycanlıyım…

- Yo yo… Heyecanlanacak bir şey yok… Biz bizeyiz burada… Sadece bütün Türkiye dinliyor deeeerrrmiiişiiimmmm….
- Evet… İyi… O zaman inşallah o da dinliyordur… Eğer sesimi duyuyorsa buradan ona seslenmek istiyorum…
Bak Remziye… beni eyi dinle… Gız ben seni çok seviyom… Allah belamı versin…
Yani bak… Haaaa iş buldum… Artık gahveye de gitmeyeceemmm. Zaten sen olmayınca
Heç bir şeyin dadı duzu yok… Şimdi eğer beni duyuyosan …


- Beyefendi… beyefendi… Pardon… Şimdi lütfen…
- Ablaaa… Dur bi… bir iki kelime diyeceğim ona… Beni anlasın istiyom…
- Hayır hayır lütfen… Proğramımızın formatı bu değil…

- Nasıllll? Bu değil derken?

- Yani beyefendi şimdi bakın… Bizlere anlatın eğer aşka dair bir şey diyecekseniz…

- Ben Remziyeyi seviyom… İki yıldır işsizdim… Bana dedi ki önce iş bul… Aha ben şimdi iş buldum ama bu sefer de Remziyeyi bulamıyom…
- Umarım Remziye hanım sizi duymuştur…Evet ben mikfonu başka bir seyircimize uzatayım… Eveeettt…. Genç bir seyircimize soralım…. Evet siz… buyurun

- Efendim aşk deyince biz gençler olarak ancak ekonomik imkanları anlıyoruz. Bakın biraz önce konuşan beyefendi de aynı dertten muzdarip. Paranız varsa seversiniz… Paranız yoksa sevseniz de kimsenin umurunda olmaz…


- Evet gençler de ekonomik sıkıntılardan dertli…. Pekiiii… Şimdi de şöyle eski kuşaktan bir seyircimize uzatalım mikfonu… Buyur anneciğim… Sen ne diyorsun aşk konusunda…

- Aman ne diyem be gızım… Biz öyle aşk maşk mı gördük… Aha bak yanımda…
Elli sene evvel geldi istedi beni… Bizimkiler de verdiler….


- Maşallah… Elli sene… Yarım asır… Bir yastıkta… Nice yıllara inşallah… Sen ne diyorsun amca…. Nasıl razı ettin annemizi…

- Gızım ben bunu… Bir kere kapının önünü süpürürken gördümdü… Gittim anamın yakasına yapıştım; İllâ isteyeceksiniz bu gızı bana deyi… Biz o zamanlar babamızla gonuşamazdık böyle şeyleri… Ancak anamıza geçerdi nazımız… Anam önceleri… Aman oğlum elde yok avuçta yok… Neyle…nasıl falan derken…
Aman ana… canım ana diye diye anamızı razı ettik… O da babamızı razı etti… Ama şimdi nerde öyle ana-babayı dinleyen… Herkes kendi işini kendi görüyor…


- Eveeeettt…. Seyicilerimize teşekkürler ediyoruz… Şimdi ben müsadenizle konuklarıma dönmek istiyorum… Sayın Şair-yazar Coşkun Irmak Bey…. Efendim görüyorsunuz… Sevip kavuşmayanlar… Ekonomik sıkıntılar diyenler… Ve her şeye rağmen bir yastıkta elli sene birlikte yaşayanlar… Sizin düşüncelerinizi alalım… Şairler duygu yüklü insanlardır… Bir de sizin gönlünüzden görelim aşkı…Buyurun…
- Evet…. Ben öncelikle sizlere teşekkürler etmek istiyorum. Davetiniz için ve böylesine güzel bir konu seçtiğiniz için…
- Aman efendim… Asıl biz sizlere teşekkür ediyoruz proğramımızı şereflendirdiğiniz için…
- O şeref bendenize ait efendim… Evet… Aşkı konuşalım aşkı konuşalım da nasıl konuşalım… Aşk deyince elbetteki bir tarif yapmak zor… Sizin de proğramın başında belirttiğiniz gibi “Ben ol da bil…” diyor Mevlana Celâleddinî Rumî… Buradan şunu söyleyebiliriz ki aşkı herkes ancak kendince yaşar … Kendince bilir… Kendince hisseder… Öyle olunca da…
- Efendim çok özür diyorum… Kısa bir ara vermemiz gerekiyormuş… Sözünüzü balla kesmiş olalım… Efendim kısa bir aranın arkasından proğramımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz… Aşkı konuşacağız… Bizden ayrılmayın…

HÂLimizce... AŞK...
24.05.2010 - 19:43
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

AŞK..

A>>>ABİDin

Ş>>>ŞEVKle

K>>>KULluğu...

dersekDERYAdanbirdamlaOLurbelki...

***



ÂBİD:

İbâdeteden.Farzlarıvevâcibleriyerinegetirdiktensonraçeşitlinâfileveyapılmasısevabolanişlerededevameden.Çoklukşekli,ubbâd'dır.

Kur'ân-ıkerîmdemeâlenbuyrulduki:
Tevbeedenler,âbidler,hamdedenler(cihâdveyailimöğrenmekiçin)seyahatedenler,rükûedenler,secdeedenler,emr-imârûfnehyianilmünkeryapanlarveAllahüteâlânınsınırlarınıkoruyanlar(yokmu?İşteonlardaCennetehlidir.Habîbim)Senomü'minleredahiCennetimüjdele.(Tevbesûresi:112)


Allahüteâlânınharamkıldığı(yasakettiği)şeylerdensakın,insanlarınenâbidiolursun.(Hadîs-işerîf-Miftâh-un-necât)

Âbidinenbüyükmaksadı,âhiretsevâbınakavuşmaktır.Âbid,ibâdetindenöylezevkalırki,ibâdettenbiranmen'edilse,onuniçinenbüyükeziyetolur.Hattââbidlerdenbiri;"Ölümdenkorkmuyorum,ancakgeceibâdetimemâniolacakdiyekorkuyorum"demiştir.Diğeride;"Allahımmezarımdadabanaibâdetimkânlarınıihsânet"diyeduâetmiştir.(İmâm-ıGazâlî)


***

**İtaatten,ibadettenkaçaninsaniçin,hakikatenkullukbirazaptır.Amaozevk–imaneviyeyitadaniçinibadetbirSEVDAdır**
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

- Evet… Proğramımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz… Sayın Coşkun Irmak’ a vermiştik sözü… Bir yandan da seyircilerimizden gelen mesajlara bakıyorum. Onlardan bir tanesini okuyalım dilerseniz;
Mina Can yazdı:AŞK..

A>>>ABİDin

Ş>>>ŞEVKle

K>>>KULluğu...

dersek DERYAdan bir damla OLur belki...

***


Evet Sayın Irmak… Aşka dair bir tanımlama… Buyurun ne dersiniz…

- Evet… Teşekkür ediyorum… Maşukuna şevk ile kul olmak… Evet… Bakınız Fuzuli der ki;

Derd-i ışkım def’ine zahmet çeker daim tabib
Şükr kim olmuş ona zahmet bana rahat nasib




- Iıı.. Evet… Biraz açalım isterseniz bu ifadeyi… Yani seyircilerimizin de anlayacağı şekilde günümüz Türkçesiyle… Ne diyor Fuzuli bu mısralarında…


- Efendim özetle şunu diyor… Aşk çiledir, üzüntüdür diyor… Ama bu aşık olmayanlar için dert görünür de aşıklar için tam aksinedir durum diyor… Aşıkın gönlünde aşkının değeri maşuku uğruna çektiği çilelere eşdeğerdir… O’ nun uğrunda ne kadar çile ve üzüntü çekerse aşık buna şükreder… aşkının ispatı sayar… Bu da maşukuna şükürle şevk ile kul olmaktır… Fuzuli başka bir beytinde bunu daha açık söyler ve der ki;

Koyma nakıs ehl-i derd içre Fuzuli’ni tabib
Eyle bir derman ki derdin ede gün günden ziyad. [/i]



Tabibine… Doktoruna diyor ki Fuzuli;
Beni DERT EHLİ… Yani AŞK EHLİ olmaktan… AŞIKların içinde olmaktan alıkoyma… mahrum etme…
Zahmetler çekip te bana derman arıyorsan bil ki benim dermanım senin dert gördüğünün derdimin günden güne artmasıdır ancak…


- Efendim… Seyircilerimizden soru sormak isteyenler var… El kaldırıyorlar… Bir saniyenizi rica ediyorum… Hem siz de bu arada biraz soluklanmış olursunuz… Evet… Buyurun beyefendi… Soru mu soracaksınız…

- Evet hanım abla… Şimdi beyefendi dedi ki… Aşık günden güne derdinin artmasını ister. Ben şimdi Remziye’ ye kavuşmak istiyom… Yani dert çekmek istemiyom… Mutlu olmak istiyom… Ben aşık değil miyim yani… Bunu mu diyor bu konuşan beyefendi…

- Evet … Seyircimiz ben aşık değil miyim diyor… Derdime derman arıyorum diyor… Ne diyebiliriz… Dilerseniz bunu başka bir konuğumuza… İlahi Hayat Üniversitesinden Sayın Şükrü Asıl Beyefendiye soralım… Buyurun Sayın Asıl… Aşk dert çekmek midir… Derdinden şikayet eden aşık değil midir… Bu soruları da kapsayacak şekilde… Buyurun ne dersiniz…

- Teşekkür ediyorum… Efendim tabi seyircilerimizin kafası karıştı haliyle… Aşk dert çekmek midir… mutlu olmak mıdır… Mutlu olmayı istemek yanlış mıdır… vs.
Mutlu olmak deyince ne anlıyoruz… Kim neden mutlu olur…
Mesela bir çocuk bir şekerle mutlu olur değil mi… Ama yetişkin bir insana verseniz o şekeri…

Ha şeker bayramında veririz… O gün o da çocuk gibi mutlu olur o şekerle…
Çünkü o şeker o günün şeker bayramı olduğunu hatırlatır… Şekeri alan da hem çocukluğundaki mutluluğunu yaâd ederek…

Buradan şuna geçmek istiyorum.
Bakınız AŞK diyoruz… ŞeKeR der gibi… Ne eksik ŞeKeR’ den… Bir tane R’ si eksik…

Efendim işte bir çocuk nasıl şekerle mutlu oluyorsa herkesin AŞK la mutlu olması ancak o R’ yi bulmasına bağlı… O zaman aşk dediğimiz çile üzüntü olmaz… ŞeKeR olur BAL olur… ve ŞüKüR olur… İşte o zaman şevk ile kulluk mümkün olur…

Sözü fazla uzatmadan… Diyeceksiniz ki N’ dir O “R” ?
Efendim O “R” Resulullah SaV Efendimizin R’ sidir… AŞK’ ı onsuz düşünemeyiz…
Düşünsek te ŞeKeR tadını alamayız… O zaman da ŞeKeR Bayramına ulaşamayız…

E Şeker Bayramını… Şükür Bayramını görmeden de Kurban Bayramını hiç yaşayamayız… Zamanımız olursa buna da gireriz inşallah… Kurban Bayramı nedir…

Neyi Kurban ediyoruz da Bayram diye kutluyoruz…


- Evet Efendim… Proğramımızın ilerleyen bölümlerinde vaktimiz elverdiğince ona da gireriz… Şimdi kısa bir ara vermek durumundayız… Aradan sonra görüşmek üzere efendim… Bizden ayrılmayın…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

AŞKOLSUNsanaHalimCAN!...:)

(İLAHİ)AŞKsana,SENAŞKaOlsunyarımnefeslikömrünüz!..

İNŞALLAH...




YüceAllahbizleredeaşkınınasipetsin.
AMİN..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Hani derler ya AŞK var mı AŞK...

AŞK

Aşk Nur-u MİM'in duyduğu sevgi yüklenmesi,
sevgi diriliği,
sevda çiçeği
sevinç kaynağıdır.

Ne güzel buyurmuş HALİM CAN AŞK, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin R si, S si ve LL si hamd olsun.
Resim
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen habibi »

Resim

“Şu dünyada gördüğümüz her şey,

hepsi bahânelerdir.

Ne varsa aşktan ibarettir.

Aşk, Allâh’ın evidir.

Ey Hakk âşığı, sen de o evde oturmaktasın.”

Hz. MEVLÂNÂ

Dîvân-ı Kebîr
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen habibi »

Resim

''Misafirdirherkesişte,yaşadığıkadar''
Ahefendimönemiyokhalimin
Seyrederimhayretileşuâlemi
Nebilinirkıymetnekıyamet
Allah'aemanetnegelirelden
Nesahibimbuyerdenekiracı
Sadecebirömürlükmisafirimben...


Resim

YaMu'min,

Senhidayetinigöndermezsen,kalplernasılmutmainolur?

Senkalplereitminanvermesen

Kiminandığındaneminolur?

Seninandırmazsankimmü'minkalır

Hevamıntuzağınadüşürmebeni

Nefsiminelinebırakmabeni

Öylemümineylekibeni,

Pişmanlıklarımbenisanadöndürsün...




YaMuheymin,

Sensingariplerinsığınağı

Sensinkimsesizlerindayanağı

Sensinhakkıhimayeeden

Sensinaklımıaldanışlardankollayan

Sensinayağımıtuzaklardankurtaran

Senki,zayıflarıkuvvetlilerinşerrindenhimayeedersin

Mazlumlarınhakkınızalimlerdenalmayıvaâdedersin.

Senki,benimenküçükenönemsizengizliarzularımıdabilirbanamerhametedersin

Nefsiminaldatmalarınakanmaktankorubeni

Aşağılarınaşağısınayuvarlanmaktankorubeni....



Amîn!..



Resim

dualarınızatalipGARİBYOLCUhabibi...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Fârisî iki beyt tercemesi:

Sevilenlerin aşkı, gizli ve keskindir.
Sevenlerin aşkı, davul zurna iledir.

Sevenler, aşk ateşi ile erir, biter,
Sevilen, hem semizler, hem de dâim güler.
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

-          Eveeett… Tekrar beraberiz…
Sözü konuklarımıza vermeden önce seyircilerimizden gelen mesajlara bir bakalım…

Evet…Efendiiimmm bakın bir seyircimiz diyor ki;



“Hani derler ya AŞK var mı AŞK...”

Diyor ve ekliyor….

Hakan yazdı:
AŞK

Aşk Nur-u MİM'in duyduğu sevgi yüklenmesi,
sevgi diriliği,
sevda çiçeği
sevinç kaynağıdır.
Ne güzel buyurmuş HALİM CAN AŞK, Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin R si, S si ve LL si hamd olsun.


Başka bir seyircimizde sanki bu söze cevap niteliğinde… Mevlâna’ dan bir söz aktarmış ve demiş ki;
habibi yazdı:“Şu dünyada gördüğümüz her şey,

hepsi bahânelerdir.

Ne varsa aşktan ibarettir.

Aşk, Allâh’ın evidir.

Ey Hakk âşığı, sen de o evde oturmaktasın.”


Buyurun Sayıl Asıl… Devam ediniz efendim…

- Efendim önceki seyircimiz… Sağolsunlar güzel bir tarif yapmışlar…
Ama sanırım bendenizi biriyle karıştırmışlar…
Bilmiyorum ama var mı konuklarımızın arasında Halim Can diye birisi…


- Yok Efendim… Yalnız proğramdan önce bizi aramışlardı… Israrla konuk olarak proğramımıza katılmak istediler. Biz de kendilerine ancak seyirci olarak katılabileceklerini... Konuk olarak almamızın mümkün olmadığını söyledik... Neyse efendim konumuza dönelim…

- Peki… Bakınız Mevlanâ Celâleddini Rumî Hazretleri ne güzel söylemiş. N VAR’ sa AŞK’ tan ibarettir… Doğrusu budur Efendim… VAR’ lık AŞK’ tan ibarettir…

- Afedersiniz… Bakın demin konuşan beyefendi Sayın Nehir dediler ki…

- Nehir değil Efendim… Irmak… Hem söz almadan konuşmayalım lütfen…

- Pardon… Sayın Irmak dediler ki … Yani ama bakın… Irmakla Nehir arasında ne fark var ki…

- Efendim şimdi konumuz bu değil… Zaten herkes takdir eder ki aşk deyince konu alabildiğine geniş… Şimdi bir de ırmakla nehrin farklarını konuşmaya başlarsak..

- Tamam Hanımefendi… Irmak olsun… Sayın Irmak dediler ki… Aşık derdinin artmasını ister… E şimdi Mevlana Hazretlerinin sözünde ne diyor… Her şey aşktan ibarettir… Ben şimdi şunu sormak istiyorum… O zaman derdinin artmasını istemeyen de aşık olmuyor mu bu duruma göre… Yanlış mı anladım…

- Pardon… pardon… bakar mısın… Yaa Hanfendi bir baksan ya… … Ben de bir şey sormak istiyorum… Alooo…

- Sakin olun beyefendi… Sırasıyla söz veriyoruz zaten… Buyurun ne söyleyecekseniz söyleyin kısaca lütfen…

- Tamam hanfendi kısaca olsun… Zaten hayat kısa değil mi… Ne demişler… Hayat kısa değmez bir kıza… Yani şunu söylemek istiyorum ki… Nedir bu dert çile ayakları… Ne demek dert ya… Başka dert mi yok Allahını seversen… Bakın ben…

- Beyefendi tamam… mikrofonu almak zorundayım… Lütfen… Evet.. Evet lütfen…

- Hayret bi şey ya… Lafımızı ağzımıza tıkar gibi… Oradaki konukları saatlerce konuştur… Biz adam değil miyiz kardeşim… Ne iş bu ya… Nasıl memleket…

- Beyefendinin mikrofonunu kapatalım lütfen… Ve kendisini dışarı alalım…

- Hanfendi adamı hasta etme… Neyi dışarı alıyon… Çeksene elini kardeşim… Ulannn beyefendi… Bak fena olacak…

Tamam ya tamam… Bırak ben giderim… Sizin olsun proğramınız da aşkınız da derdiniz de…

Yok Nehirmiş... Yok Irmakmış... öcükmüş böcükmüş... Sen ırmak mı gördün ömrü hayatındaki... Ötüyon ha bire...

Hee... aşk dert çekmekmiş... Dert çekmeye mi geldik lan bu dünyaya....

Ha sen dert mi istiyon.... Al sana dert... Çek işte... İstediğin kadar çek...

Hayret bir şey arkadaş… Eline mikforonu alan adamım diye çıkıyo ortaya... Ne bakıyon kardeşim önüne bak…


- Efendim ben bu seyircimiz adına herkesten özür diliyorum… Malum canlı yayın olunca…
...

Çok fena sinirlerim bozuldu ya... Allahım Yarabbim ya...
...
Bakın... Yalnız şunu söylemek istiyorum…
...
Bakın biraz önce Halim Can Halim Can diye bahsedilen kişi var ya… İşte bu durum onun marifeti… Kendilerini konuk almadık diye proğramımızı provoke ediyor… Efendim sinirlerim bozuldu afedersiniz… Bir ara verelim lütfen… Evet lütfen… Bir ara veriyoruz efendim… Görüşmek üzere…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

- Aranın ardından yine beraberiz efendim… Tatsız bir şeyler yaşadık ama… Ne yapalım.. Canlı yayında oluyor böyle şeyler… Bizler ağzımızın tadını bozmayalım…
…
Evet buyurun beyefendi… Önce sizi tanıyalım dilerseniz…


- Tabii Efendim… Bendeniz Four Corners Bank Yönetim Kurulu BaşkanıToprak Doyursun… Eşim Jale Hanım bana kısaca ToDo der … Ben de kendilerine Jeli derim… Efendim hani şekerler var ya böyle renkli renkli… Hay Allah reklama da girer şimdi bu… Efendim amacımız reklam değil elbette… Çok şükür böyle bir şeye ihtiyaç duymayız…

Velakin az önce konuşan beyefendi aŞK’ ı ŞeKeR’ e benzettiler… Sizler de ağzımızın tadını bozmayalım deyince… bendeniz de o nedenle böyle bir giriş yaptım affınıza sığınarak… Hem ortamı biraz yumuşatmak adına isabetli olur düşüncesiyle…

Efendim konumuza dönersek… AŞK diyoruz… Bu öyle ucuz bir kelime değil… AŞK demek sabır demek… AŞK demek özveri demek… Fedakarlık demek… Almadan vermek demek… Ve çok açıktır ki AŞK yalnızca karşı cinse duyulan bir hissiyat değildir… Efendim bendeniz eşime aşık olduğum gibi işime de aşığım… Hatta öyle ki eşim zaman zaman; “İşini benden fazla seviyorsun” diyerek sitem eder bendenize…

Efendim bendeniz hayata da aşığım efendim… Dünya o kadar güzel ki… İnsan her bir yanını gezmek görmek istiyor… Her ne kadar tatilimizi her yıl dünyanın başka bir ülkesinde geçiriyor olsak dahi yine de o kadar çok yer var ki gezip göremediğimiz… İleride emekli olduğumuzda bir dünya turuna çıkarız inşallah…. Fakat şimdilik sabretmek durumundayız… Kendi isteklerimizden fedakarlık etmek durumundayız… Çünkü aşk diyorsak… Çalışanlarımızı ve müşterilerimizi kendimizden önce düşünmeliyiz değil mi efendim… Sözü fazla uzattım ama son olarak şunu söylemek isterim ki her işin başı sevgidir efendim… Yaşamayı sevelim … O zaman yaşamdaki her şeyi severiz… Herkese saygılar efendim…


- Teşekkürler ediyoruz Toprak Bey… Konuklarımıza dönmeden önce şu hususu belirtelim… Sayın seyircilerimiz bu proğramın amacı AŞK’ a standart bir tarif getirmek değildir… Bu imkan dahilinde de değildir zaten… Takdir edersiniz ki herkesin aynı şekilde düşünmesi, aynı şekilde hissetmesi mümkün olamaz. Ama biz istiyoruz ki herkes başkasının gördüğünü de görsün… Hayata daha geniş bir çerçeveden bakmak mümkün olsun…

Bu nedenle biz her kesimden ve her yöreden seyircilerimize söz verdiğimiz gibi… Bilim olsun, sanat olsun, din olsun değişik bir çok alanda kendi dallarında uzman konuklarımıza da söz vermemizin daha isabetli olacağını düşündük. İşte o konuklarımızdan birisi de kısa bir süre önce Yılın Hayır Severi seçilen Sanayici ve İşadamı Sayın Karun Hepveren… Buyurun Efendim siz neler söylemek istersiniz…


- Çok teşekkürler ediyorum Sayın Suna Bilen Hanım… Öncelikle şunu söylemek isterim ki bendeniz yalnızca yılın değil asrın hayır severi olmayı isterim efendim. Zira bendeniz hayırı seviyorum çünkü HAYIR demeyi sevmiyorum. Benim aşkım da bu efendim… Evet demek ve vermek… Vermek için de önce sahip olmak gerek efendim… Bu amaçla da sürekli yeni girişimlerin içerisindeyiz Allaha şükür… Daha çok kazanalım ki daha çok verme imkanımız olsun değil mi…

Bakın geçen gün yardım dağıtmak için gittiğimiz o yoksul yörelerimizdeki insanlarımızın halini gördük değil mi… Herkes izledi televizyonlardan… O çocukların durumu içler acısı efendim… Bırakın okula gitmeyi karınlarını doyuramıyorlar… Yırtık elbiseler içinde… Ayaklar yalın… Şu an bahar aylarındayız ancak her baharın bir yazı… Her yazın da bir kışı var değil mi… Düşündükçe insanın içi eziliyor… Bizim yardım konvoyumuz oraya vardığında insanlar adeta birbirlerini ezercesine…

Her ne kadar izdihamı önlemek istediysek te ufak tefek yaralananlar oldu… Elbette gerekli müdahaleleri yaptık efendim… Yanımızda uzman bir sağlık ekibi de götürüyoruz biz gittiğimiz yerlere… Hem bu tür izdihamlardaki olabilen istenmeyen kazalarda gerekli müdahaleleri yapsınlar diye… Hem de genel bir sağlık taraması amacıyla…

Ayrıca şirketler topluluğumuz içerisinde bu türlü yoksul vatandaşlarımıza ücretsiz sağlık hizmeti vermek üzere birkaç tane hastanemiz de var… Yiyecek giyecek ve sağlık alanındaki yardımlarımız artarak süreceği gibi yoksul ailelerimizin öğrencilerine burs ve kitap yardımları da yapacağız efendim…

Çünkü her şeyi devletten bekleyemeyiz… Biz de bu devletin sorumlu birer yurttaşı isek imkanımız ölçüsünde elbetteki üzerimize düşenleri yapmak durumundayız… Sağolsun devletimiz de işte bizi bu nedenle Yılın Hayır Severi seçmişler… Hayrı sevdiğimize göre bizim aşk anlayışımız da budur efendim...


- Çok güzel Karun Bey… Gerçekten bir kez daha tebrik ediyoruz sizleri… Hazır söz hayır işlerinden açılmışken izninizle sözü Din-Ayet işlerinden Sayın Hakkı Muamma Bey’ e vermek istiyorum… Evet Sayın Muamma… AŞK’ ın dini alandaki yeri nedir… Açılımı nedir bunlar üzerine ve daha başka sizin eklemek istediğiniz hususlar varsa onları da seve seve DİN-leriz… buyurun efendim söz sizde…

- Arz-ı hürmetler ederim hanımefendi… Efendim AŞK’ ın dini alandaki yeri nedir… Buna girmeden önce izninizle ben az önce konuşan Sayın Karun Beye teşekkürler etmek istiyorum.

- Aman Efendim estağfurullah… Bizler teşekkür ederiz.

Evet efendim gerçekten takdire şayandır davranışınız… Ne demişler; Veren el alan elden üstündür… Efendim Yüce Allah Kuran’ ı Kerim’ de EN'ÂM Suresi 165.ci ayetinde buyurur ki; Bismillahirrahmanirrahim;

“O, sizi yeryüzünde halifeler (oraya hâkim kimseler) yapan, size verdiği nimetler konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır. Şüphe yok ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Efendim şimdi bakınız… Verdiği nimetlerle derece derece üstünlük… O zaman bir kere bileceğiz ki Nimeti veren Allahtır… Bakınız Karun Beye de vermiş… Peki niye vermiş? Sınamak için… Neyi sınıyor Yüce Allah… Haşa Allahın bilmediği bir şey olamaz… Öyleyse efendim şunu sınıyor… Diyor ki kuluna… Ben nasıl sana karşılıksız olarak verdimse… Sen de kullarıma öyle karşılıksız ver… İşte Karun Beyi tebrik edişimin nedeni bu efendim…

- Çok özür diliyorum Sayın Muamma… Efendim yine kısa bir ara vermek durumundayız… İnşallah devam edeceğiz… Aranın ardından görüşmek üzere efendim…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Cevapla

“►Tartışmalı Konular◄” sayfasına dön