Yunus Emre

Yunus Emre (k.s.) hazretlerinin hayatı ve eserleri.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Yunus Emre

Mesaj gönderen katre-iNur »

İsteridüm Allah'ı

İsteridüm Allah'ı
Buldumısa ne oldı
Ağlarıdum dün ü gün
Güldümise ne oldı

Erenler meydanında
Yuvarlanur tup idüm
Padişah çevgânında
Kaldumısa ne oldı

Erenler sohbetinde
Deste kızıl gül idüm
Açıldum ele geldüm
Soldumısa ne oldı

Alimler ulemalar
Medresede buldıysa
Ben harâbat içinde
Buldumısa ne oldı

Yunus Emre
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

peki ya buna ne demeli değerli Kul kardeşim,

Haktan gelen şerbeti içtik elhamdulillah
Şol kudret denizini geçtik elhamdulillah
Şol karşıki dağları meşeleri bağları
Sağlık safalık ile aştık elhamdulillah

Kuru idik yaş olduk kanatlandık kuş olduk
Birbirmize eş olduk uçtuk elhamdulillah
Vardığımız illere şol safa gönüllere
Halka tapduk manisin saçtık elhamdulillah

Beri gel barışalım yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi estik elhamdulillah
İndik Rum'u kışladık çok hayır şer işledik
Uş bahar geldi geri göçtük elhamdulillah

Dirildik pınar olduk irkildik ırmak olduk
Artık denize dolduk taştık elhamdulillah
Taptuğun tapusuna kul olduk kapusuna
Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdulillah
Resim
Kullanıcı avatarı
derunilale
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 268
Kayıt: 27 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen derunilale »

bizde iştirak eyledik inşaAllah:

Resim

ŞU BENİM DİVANE GÖNLÜM

Şu benim divane gönlüm
Yine hubdan huba düştü
Mah cemalin şulesinden
Çalkalanıp göle düştü.


Ah ben nidem şeyhim nidem
Yaralıyım kime gidem
Ya halim kime arzedem.


Kiminin meskeni külhan
Kimi derviş kimi sultan
Kimi şahı ile mihman
Benim şahım cüda düştü.


Felek bir gün cana kıyar
Bizi kabdan kaba koyar
Kimi atlas libas giyer
Şükür bize aba düştü.


Kul Yusuf’undur bu demler
Dimeden akıyor nemler
Benim çektiğim sitemler
Dostdan bize caba düştü.


Ah ben nidem şeyhim nidem
Yaralıyım kime gidem
Ya halim kime arzedem.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/kjkjkjkop4.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Değerli GÜLLALE ve DERUNİLALE Kardeşlerim,

Yunus konusunda bu anlamlı katkılarınız bizleri daha başka paylaşımlara yöneltti sizlerden Allah CC Razı olsun.


Yunus yaşadığı zamandan günümüze kadar kimliği itibariyle halk nezdinde asla bir tartışmanın konusu olmadı. Halk onu kendileriyle müşterek inançlara sahip “Hak ve halk dostu” bir mutasavvıf olarak benimsedi. Bu sevgi hiç eksilmedi hatta artarak devam etti.

İlim adamları , felsefeciler , sanatkarlar ve aydınlar nezdinde ise Yunus ‘un algılanışı ve anlaşılma biçimi böyle olmadı. Onunla ilgili makalelerden birini yazan Rıza Tevfik onu Panteist , Hurufi , Melami bir sufi olarak değerlendirdi.

Bu değerlendirmeler , sonraki zamanlarda daha da çeşitlendi.İslam ve tasavvuf zeminin dışına çıkarılarak hümanist hatta sosyalist bir düşünür olarak bile nitelendirildi.
Yunus’un tarikatı konusunda da tarih içerisindeki farklı değerlendirmelerin yapıldığını biliyoruz. Ona hemen bütün tarikatlar sahip çıkmıştır. Bu tutumun en önemli sebebi de Yunus’ un yaygın şöhreti ve tesir gücüdür.
Dolayısıyla her tarikat onu kendi dairesi içine alarak bu durumdan yararlanmak istemiştir.

Ancak bilmekteyiz ki o tarikat üstü bir sufi’ dir. Tarikat gerçeğine muhalif değildir ama kendisi herhangi bir tarikatın sınırları içerisine hapsedilecek bir isim değildir.

Burada Mevlana’ nın fil tarifi hatırlanmalıdır. Bu tarifteki gibi eğer Yunus’a bütüncül bir bakış açısıyla bakmazsak, onu bir yada birkaç şiirinden hareketle yorumlarsak gerçekçi bir değerlendirmeye ulaşmamız mümkün değildir.Dar anlamda Yunus' a bakmak ise bahsedilen sığ değerlendirmelere sebep olur ki bu hatalı bir yaklaşımdır.
(kaynakça : yunusemre.gov.tr)

Dedikten sonra devam edelim İnşaallah

Esselam
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

İLİM İLİM BİLMEKTİR

İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Ya nice okumaktır


Okumaktan mana ne
Kişi hakkı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir


Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eri hak bilmez isen
Abes yere yelmektir


Dört kitabın manası
Bellidir bir elif de
Sen elifi bilmezsen
Bu nice okumaktır


Yigirmi dokuz hece
Okusan ucdan uca
Sen elif dersin hoca
Manası ne demektir


Yunus Emre der hoca
İstersen git bin hacca
Hepisinden iyice

Bir gönüle girmektir
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

EY BENİ AYIPLAYAN GEL BENİ AŞKTAN KURTAR
ELİNDEN GELMEZ İSE SÖYLEME FASİD HABER,

HİÇ KİMSENE KENDİNEN HALDEN HALE GELMEDİ
CÜMLEMİZİN HALİNİ MAŞUK EDER MUKARRER...

AŞIKLARIN HER HALİ MAŞUK KATINDA BİTER,
SÖZÜN VAR ONA SÖYLE BENİM ARADA NEM VAR?

HER KİM AŞK KADEHİNDEN İÇTİ İSE BİR CURA,
ONA NE YAD NE BİLİŞ ONA NE ESRİK NE HUMAR...

DOST YÜZÜNDEN NİKABI HER KİM GİDERDİ İSE
HİCAP KALMADI ONA ARTIK NE HAYR U NE ŞER...

ŞERİAT EDEBİNDEN KORKARIM SÖYLEMEYE
YOKSA AYDAYIDIM DAHI AYRIKSI HABER...

DOST KILICINDAN YUNUS ÖLÜR İSE GAM DEĞİL
DOST GÖĞÜNDEN UYANAN MAŞUK BURCUNDAN DOĞAR.

Değerli kardeşim Kul, sözün özüdür aslı, aslını Yunusum Emrem ayıdmış. Gerisi kıl u kaal. Yolun hali dilsizlik kulaksızlık sözsüzlük sessizlik istemede. Ne gam ne teşviş kalır gayrı. DOSTA eren gayrıya bakar mı? Bizde gayrıya bakmazız duymazız, demeziz. Nefeslerimiz tutulmuş bekleriz an be an. DOSTTAN haber, muştu, ikram u ihsan... İnşallah...
Resim
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

gullale yazdı:

Değerli kardeşim Kul, sözün özüdür aslı, aslını Yunusum Emrem ayıdmış. Gerisi kıl u kaal. Yolun hali dilsizlik kulaksızlık sözsüzlük sessizlik istemede. Ne gam ne teşviş kalır gayrı. DOSTA eren gayrıya bakar mı? Bizde gayrıya bakmazız duymazız, demeziz. Nefeslerimiz tutulmuş bekleriz an be an. DOSTTAN haber, muştu, ikram u ihsan... İnşallah...


Kardeşim gönlünüze sağlık

Aşk Ateşi

Girdim aşkın denizine bahrılayın yüzer oldum
Geştediben denizleri Hızır'layın gezer oldum

Cemalini gördüm düşte çok aradım yazda kışta
Bulamadım dağda taşta denizleri süzer oldum

Sordum deniz malikine ırak değil salığına
Girdim gönül sınığına gönülleri düzer oldum

Viran gönlüm eyledim şar bunculayın şar nerde var
Haznesinden aldım gevher dükkan yüzün bozar oldum

Ben ol dükkan-dar kuluyum gevherler ile doluyum
Dost bağının bülbülüyüm budaktan
gül üzer oldum

Ol budakta biter iman iman bitse gider güman
Dün gün isim budur heman nefsime bir Tatar oldum

Canım bu tene gireli nazarım yoktur altına
Düştüm ayaklar altına topraklayın tozar oldum

Tenim toprak tozar yolca nefsim iltir beni önce
Gördüm nefsin burcu yüce kazma aldım kazar oldum

Kaza kaza indim yere gördüm nefsin yüzü kara
Hümeti yok Peygamber'e bentlerini bozar oldum

Bu nefs ile dünya fani bu dünyaya gelen hanı
Aldattın ey dünya beni işlerinden bezer oldum

Yunus sordu girdi yola kamu gurbetleri bile
Kendi ciğerim kanıyla vasf-ı halim yazar oldum

Yunus Emre
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Sevgili CANlar değerli katkılarınızdan dolaşı müteşekkirim.
Allah(c.c.) razı, Rasulullah(s.a.v.) efendimiz memnun olsun.
Aşk olsun daim olsun inşaallah...
Buyrun birde burdan dinleyelim Yunusumuzu:



Sensiz yola girer isem çarem yok adım atmağa
Gövdemde kuvvetim sensin başım götürüp gitmeğe

...Resim...

Gönlüm canım aklım bilim senin ile karâr eder
Can kanadı açık gerek uçuban dosta gitmeğe

...Resim...

Kendiliğinden geçeni doğan eder ma'şuk anı
Ördeğe kekliğe salar süre eriben tutmağa

...Resim...

Bin Hamza'ca kuvvet vermiş kaadir Çalap aşk erine
Dağları yolundan ırar kasdeder dosta gitmeğe

...Resim...

Yüz bin Ferhad külüng alıp kazar dağlar bünyâdını
Kayalar kesip yol eder Ab-ı hayat akıtmağa

...Resim...

Ab-ı hayat'ın çeşmesi âşıkların visâlidir
Sohbeti aşk ile eder susamışları yakmağa

...Resim...

Aşık mı direm ben ana Tanğrı'nın uçmağın seve
Uçmak hod bir tuzakdur(ur) eblehler canın tutmağa

...Resim...

Aşık olan miskin olur Hak yoluna teslim olur
Her ne dersen boyun tutar çare yok gönül yıkmağa

...Resim...

Bildik gelenler geçtiler gördük konanlar göçtüler
Aşk şarabın içen canlar uymaz göçmeğe konmağa

...Resim...

Tutulmadı Yunus canı geçti tamudan uçmağı
Yola düşüp dosta gider ol aslına uyakmağa



KUL İHVANİ AÇIKLAMA:

Sensiz yola girer isem çarem yok adım atmağa
Gövdemde kuvvetim Sensin başım götürüp gitmeğe

...Resim...

Gönlüm canım aklım bilgim senin ile karâr eder
Can kanadı açık gerek uçarak Dost’a gitmeğe

...Resim...

Kendi Benliğinden geçeni, doğan eder Ma'şuk onu
Ördeğe kekliğe salar izleyip yetişerek yakalamağa

...Resim...

Bin Hamza'ca kuvvet vermiş kaadir Çalap aşk erine
Dağları yolundan kaldırır atar kasd eder Dost’a gitmeğe

...Resim...

Yüz bin Ferhad külüng alıp kazar dağlar temelini
Sevgilisi Şirin için kayaları kesip yol eder Hayat Suyu akıtmağa

...Resim...

Hayat Suyu'nun çeşmesi âşıkların Yâr’e kavuşmasıdır
Âşıklar sohbetlerini aşk ile eder ki susamışları yakmağa…

...Resim...

Aşık mı derim ben ona ki Tanrı'nın cennetini sevmek ise aslı
Cennet sadece bir tuzakdır ki şaşkın-taşkın budalaların canını yakalamak için perdedir…

...Resim...

Âşık olan Muhammedî Melâmeti hazmeder Dünya sevgisi başta olmak üzere özündeki nefsin hevâ ve heves, hırs ve şehvetine karşı sâkin ve kararlı miskin olur!
Halk içinde halka aldırmadan Hakk Yolu!na teslim olur!
Her ne dersen de ona, o boynun büker çâresi yok ki gönül yıkmağa…
O
“dövene elsiz, sövene dilsiz gerek” olan Derviş Düsturunu hazmetmiştir!...

...Resim...

Bu âlemde biz de yaşamaktayız ve bildik ki tüm gelenler geçtiler!
Gördük ki tüm konanlar göçtüler !
Aşk şarabın içen ayık Eren Canlar, dalıp gitmez göçmeğe-konmağa!
Onlar bu geliş-gidişlerin basit bir Kulluk Kemâlâtı ve şehâdeti oyunu olduğunu bilir ve gereğini yaşarlar!

...Resim...

Yunus Baba’nın Eren Canı bu yalan dünyanın yalan tuzağına tutulmadı!
cehennemden de geçti cenneti de geçti!
O Aşk Yolu’na düşüp Dost’a gider!
Onun hedefi daha özde ve
“ASL”ına batıp, kendisine hayal olan buâlemdeki Kulluk görevi için verilen geçici ve izâfî “Ben”liğini gerçek “BEN” de yok etmektir!
“Benim Asl oluşuma Sıla et! Ulaş!” emrini zevk et!...
Kendi şaşkın başına:
“Ben! Ben!” deyip durma!
Gerçek
“BEN”i gör!..




Resim--- “İnneni enallahü la ilahe illa ene fa'büdni ve ekimis salate li zikri :
Muhakkak ki BEN, yalnızca BEN Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl.”
(Tâ Hâ 20/14)

Resim--- “Ve ma erselna min kablike mir rasulin illa nuhiy ileyhi ennehu la ilahe illa ene fa'düdun :
Senden önce hiçbir resûl göndermedik ki ona: «Benden başka İlâh yoktur; şu halde bana kulluk edin» diye vahyetmiş olmayalım.”
(Enbiyâ 21/25)


Kâdir : Bir işi yapmaya gücü yeten. Kudret sâhibi ve herşeye kudreti yeten. (Allah C.C.)
Bünyad : f. Temel, esas. Yapı, binâ.
Visal : (Vasıl. dan) Vâsıl olma. Sevdiğine ulaşma. Kavuşma. Ayrılıktan kurtulma.
Hod : Başlı başına.
Ebleh : Ahmak. Bön. Budala
Uyakmak : Batmak.
Resim
Kullanıcı avatarı
dostemin
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 525
Kayıt: 19 May 2007, 02:00

Mesaj gönderen dostemin »

Allah'ın güzel KUL'u es SELAM sana ve dostlara.

saygı ve sevgilerimle...




YUNUS EMRE
Tutuşup da için için Yunus gibi aşka düş sen
Alev alev yükselirken avaz avaz Hakk’ı an sen
Kızıl bir kor olduğunda için çekip yaşın dök sen
Bir kül olup savrulurken bu dünyadan arşa uç sen

Yunus Baba biçareydi Hakk’a âşık bir taneydi
Bu dünyaya niye geldi aşkı bize öğretendi
Aşk yolunun bir eriydi Hakk’ın eli hem diliydi
Müslümana gönül verdi gönülleri kâbe bildi

Yunus Emre gönüllerde ebediyen yaşayacak
Allah aşkı bitmeyecek dilden dile dolaşacak
İlâhiler nağme nağme mü’minlere ulaşacak
Yunus adı gönüllerde Allah ile buluşacak

Dost Emin der Yunus gibi Allah ile birlik ol sen
Aşkı öğren Hakk’ı tanı onun gibi aşka düş sen
Gör ki nedir aşk ateşi ayrı kalma tutuş yan sen
Nasip olsun onun yolu gönüllerde bir taht kur sen
Resim
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Değerli Büyüğüm , Dost ve Emin Ağabeyim ;

Allah CC Sizden Razı Olsun. Rabbim bizlere gönlünüzden kaleminize süzülenleri bahşeder inşaallah.
Gönlünüze sağlık... Saygınız ve sevginiz karşılıksız değildir. Es Selam...


ELHAMDULİLLAH

Haktan gelen şerbeti içtik elhamdulillah
Şol kudret denizini geçtik elhamdulillah
Şol karşıki dağları meşeleri bağları
Sağlık safalık ile aştık elhamdulillah

Kuru idik yaş olduk kanatlandık kuş olduk
Birbirmize eş olduk uçtuk elhamdulillah
Vardığımız illere şol safa gönüllere
Halka tapduk manisin saçtık elhamdulillah

Beri gel barışalım yad isen bilişelim
Atımız eğerlendi estik elhamdulillah
İndik Rum'u kışladık çok hayır şer işledik
Uş bahar geldi geri göçtük elhamdulillah

Dirildik pınar olduk irkildik ırmak olduk
Artık denize dolduk taştık elhamdulillah
Taptuğun tapusuna kul olduk kapusuna
Yunus miskin çiğ idik piştik elhamdulillah

Yunus Emre
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Değerli Kardeşim Anka Kuşu;

Bu yoğun işleriniz arasında vakit ayırıp Kul İhvani Hocamızın bu güzel çalışmasını bizlerle paylaştığınız için sizlere minnettarız. Allah CC Razı olsun. Samimi hizmetlerinizi Rabbim daim kılsın İnşaallah. Herşey gönlünüzce olsun.

Sağolunuz Varolunuz.


Es Selam
En son katre-iNur tarafından 19 Haz 2008, 19:41 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
MBurak
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 415
Kayıt: 12 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen MBurak »

YUNUS


Yunus ruhanî âlemi seyir hâlindedir.
Oranın hakikatlerini gizli kapaklı oranın boyası ile “ne olduğunu anlamak güç” bir resim çizmiştir. Sözlerle...
Bu sözleri savurup atmıştır.
Hani yeni sitil bir resim var.
Birtakım boyalar, karmakarışık şekiller, birşey anlaşılmıyor. (Picasso, Lot)
Ama çizen ressamın bu karışık şeyleri tabiata baktığı zaman dıştan içinde husule gelen renklerle şekillerin yaptığı te’sirleri çizmiştir.
Yunus da benzemez ama biz misal olarak öyle dedik.


Yunus şâir değildir.
Âdetâ görünmeyen fakat sevilen birşeyi ekran üzerine sözlerle aksettirmiştir.
Demiyor mu ki:
“Yunus bir söz söyledi, hiçbir söze benzemez”.
Yunus'u edebiyatçılar, tetkik edenler onu madde âlemine çekiyorlar.
Böylelikle Yunus'u bir taraftan çekiyor diğerleri bir taraftan.
Böyle olmaz!..
Yunus'u anlamak için onun tarafına gitmek, usullerine sarılmak, orayı öğrenmek, o âlemle temasla olur.
Aksi olmaz!..


Celâleddini Rumî hâlbuki öyle değil.
Diğer âlemden dünyaya doğru çekmeye çalışırken yanlışlıklara düşmüştür.
Çamurlu su içilmez.
Temiz su içilir.
Fakat temiz su da çamurlanabilir,
Çamurlanmamağa uğraşmak gerek!..


Celâleddini Rumî peşinde koşanlara bak!
Yunus'un peşine düşenlere bak!..
Yunus'u anlamak için Yunus'a Yunusça yanaşmak gerek.


Rumî sönmüş bir balon, yere nasıl inerse öyle inmiş.
Şişmiş bir balon nasıl yükselirse Yunus da öyle...


Biri insanı dünyaya çekiyor.
Diğeri: “Öteye gel!” diyor.
Gelmek başka,
Çekmek başka,
“Gel!..” demek daha başka…
“İsteyen gelsin!” Yunus öyle diyor.
Diğeri: “Hep gel!” diyor. “Kim olursan olsun gel!..”


Celâleddini Rumî'yi her taraftan çektiler, şaşırdı, dönmeye başladı.
Çekenler de dönmeye başladı.
Çekenler de dönmeye başladı…
Yunus'u çekiyorlar gelmiyor.
Onu yolundan çözemez kimse.
Çözemedi de...
Kendini onun yoluna uydurursan Yunus'u anlarsın…


Yunus: “Sevelim, sevilelim!” demiş diyorlar.
Bu söz uydurma.
Yunus öyle birşey söylememiştir.
“Peki kimi sevelim, kim tarafından sevilelim?”
Uydurma cevaplar alırsın.
Bu söz uydurmadır.
Yunus da böyle söylememiştir ağam...

“Çıktım erek dalına anda yedim üzümü. Bostan ıssı kakıyıp der ne yersin kozumu.”
Yukardaki Yunus'un bu sözleri anlaşılmaz.
Seksen türlü mânâ verirler.
Yine içinden çıkamazlar.
Bu işin içinden çıkılmayacağını Yunus bu sözlerle anlatır.
Hiç olmazsa onu anlayın.
“Sen anladın mı?” diyeceksin.
Yook...
Ama ağam:
Derya başka
Deniz başka
Balık başka
Yunus balığı başka
Yunus Emre bambaşka…


Nasıl, arı başka.
Çiçek de başka.
Bal ise bambaşka...
Biri canlı hayvan, biri nebat, ot, birisi madde.
Aralarında köprü kurabilir misin?
O zaman arıdan çiçeğe, çiçekden arıya, andan bala, tekrar baldan çiçeğe arıya geç.
Ama bu arada arının iğnesini unutma!..


Hatırlamak, unutulması mümkün olmayan ne ise ona hakaret olur.
Ne biçim lâkırdı bu?
Hele dur ağam bırak da konuşak…
“Beni ara sıra hatırlayın!” demiş son nefesinde etrafındaki evlâtlarına ve sevdiklerine...
Evlâtları ve sevdikleri :
“Seni unutmak mümkün değil ki hatırlayalım!” demişler...
Gözlerinden sessiz yaşlar döküldü.
Hafif tebessüm etti, ve etrafındakilere :
“siz ağlamayın!” dedi.
“Siz ağlarsanız benim sizden daha çok ağlamam gerekir.
Niçin?
Siz bir kişiye ağlıyorsunuz.
Ben bütün sevdiklerime!..” dedi.
Gözlerini yumdu, gitti bilmediği yere...


Yunus hakkında araştırmalar
Tetkikler
Törenler
Programlar
Geceler “Şiirlerini” tefsirler...

Garip ifadelerle Yunus tam deforme olmuştur.
Ozan olmuş...
Heykeli yapılmış…
Nasreddin Hoca gibi o da başka türlü tersine, güya bir ilim ozanı, şâir kadrosuna kaydedilmiş, bindirilmiş...

Biri Nasreddin Hoca'yı tersine eşeğe bindirmiş.
Heykelini resmini yapmış...
Asrî âlimlere söylüyorum:
Ben Nasreddin Hoca'yı ters bindiği eşekden indirmeyeceğim!
Yunus'u soktuğunuz şâir kadrosuna dokunmayacağım!..
Hoca'nın altından eşeği çekip alacağım gibi, Yunus'u da bu âlimlerin elinden maddî ve mânevî üzüntüsünden kurtarmak için bir iki lâf edeceğim o kadar...
Bu âlimler gözlerini maddî ve mânevî kültür an’ane ve geleneklerimizin enkazı arasından açıp birşey bildiklerini mırıldayan âlim bilgin geçinenlere Yunus'un küçük bir portresini çizeceğim.
Ressam değilim amma lâf ve sözlerle resim yapılır ki hakiki resim de budur.
Bu resim kâğıdı, boyası, fırça ve kalemi Yunus'un kendi malzemesidir. Onun sözlerini, söylediklerini, biraraya toplayarak yapılmış bir resim. Portre...


Yunus, Hacı Bektaş-ı Velî zamanında çocuk...
Celaleddin-i Rumî çok genç Konya'da...
Hacı Bektaşi'den sonra Tapduk zamanında Yunus olgun ve Celâleddin Rumî ile aynı asırda...
Konuşmamışlar...
Sebep büyük...
Celâleddin Rumî söyler:
“Hangi makama çıksam o yörük çocuğunu görüyorum!”
Hangi makam...
Görüşmemeleri, Yunus tarafından...
Rumî tarafından değil...
Neymiş bu?..


Celâleddin 7 yaşlarında, Babası Sultanı ulemâ ile Şamda Muhiddini Arabi'yi ziyârete gidiyorlar...
“Bir nehir bir deryayı peşine takmış gidiyor” sözü; gurur hikâyesi var burada...
Câmi söylemiş ya sonradan :
“Nîş peygamber velî daret kitab: Peygamber değil ama kitabı var.”
Burada Câmi, gururu gizleyerek alay ediyor.
Hâlbuki burada kimse farkında değil.


Muhiddin-i Arabi “vahiy” yolunun yolcusu...
İbnü’r Rüşd “akıl” yolcusu filozof.
Aynı devirde Endülüs'de yaşamışlar.
Biri Tuleyille diğeri İşbiliyye'de doğmuş.
İbnü’r Rüşd, Muhiddin'den biraz daha yaşça büyük...
Muhiddin Arabi, İbnü’r Rüşd ile görüşmek arzusunda idi.
Fakat rüyasında filozofla arasına bir perde girdiğini gördü.
Ve bu yüzden vaz geçti...

Yunus, ALLAH, Resûl yolcusu…
Celâleddin Rumî kendi kendinin yolcusu.
Onun için Yunus görüşmedi.
Diğeri de her makamda Yunus'u görüyor o kadar...


Yunus Emre Portresi :
Orta boylu. Şişman değil, kemikli. Yüz cildi soluk. Elmacık kemikleri hafif çıkık. Gözleri derinde siyah. Köseye yakın tüysüz. Sakalı yok... Göğsü açık. Ayakları büyük... Dişleri seyrek. Dudakları kalın ve düzgün. Sesi ince düzgün ahenkli...
Okuma yazması yok.
Buz gibi “ümmî”, Kitab yazmamış.
Vay anasına bu nasıl söz?
Tam söz oğlum tam söz!..
Sözleri gönül ve dillerde toplanmış...
Kendinden sonra toplamışlar...
Kim toplamış bilinmiyor...
Hacı Bektaş-ı Velî, Tapduk Emre kanalından gelmiş, yukarıdan Yunus'a bilinmeyen ilham...
Bundan ötürü EMRE ismini almış.

“Ete kemiğe burundum
Yunus diye göründüm”

Yunus ismini kim koymuş kimse bilmiyor.

Babası kim? Anası kim? isimleri nedir? Bilmiyorlar.
Anası göndermiş onu Hacı Bektaş'a buğday almak için...
Hacı Bektaş-ı Velî'ye bu küçük çocuk ahlat götürmüş.
Nefes almış fakat nefesi hemen geri vererek buğday almış götürmüş anasına...
Yunus evlenmemiştir.
“Efendim sen nüfus memuru musun nereden biliyorsun bunları?”
Biz biliriz!..
Senin gibi sapı kırık akıl kazması ile yerleri eşip arkeologlar gibi çömlek parçaları arayanlardan değiliz!
Bunları hep Yunus sözlerinde gizlemiştir.
Maddî aslını saklamış Mânevî tarafını gizlemeden gizlemiş...
Herkes bilmesin diye...

“Gözsüze fısıldadım.
Sağır sözüm anladı.
Dilsiz çağırıp söyler.
Dilimdeki sözümü...”

Kime fısıldamış.
Sağır kim? Dilsiz kim? Dildeki sözü ne?


“Yunus'un sözüden sen bir mânâ anlar isen,
Konya'daki minareyi görürsün bir çuvaldız…”

“Burada Konya'daki minare ne? Kimdir?”
Celâleddin Rumî'yi kastediyor…


“Balık kavağa çıkmış
Zift turşusun yemeğe”

Balık deryadan çıkmış.
Odundan başka işe yaramayan kavağa çıkıyor.
Zift turşusu ne demektir?
Rumî'nin uğraşını anlatıyor…

“Leylek koduk doğurmuş.
Bak a şunun sözüne…”

Leylek yumurta yapar.
Doğurmaz.
Leylek yüksek yerlere yuva yapar...


“Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü”

Burada erik ve üzüm neyi ifade ediyor?
Ne mânâ verirsen ver ki veremezsin.
Biz de söyleyemeyiz.
Çünki Yunus'a ve gizlediği şeye biz de hürmet ederiz…

“Bir sinek bir kartalı salladı urdu yere.
Yalan değil gerçektir ben de gördüm tozunu.”

Burda Necmeddin-i Kübrayı telmih ediyor.

“Yunus bir söz söylemiş hiçbir söze benzemez
Münafıklar elinden örttü mânâ yüzünü.”


“Seni de birgün sığaya çeken bir molla Kasım gelir.”


Hacı Bektaş-ı Velî sakal bırakmamıştır.
Yavuz Selim sakal bırakmamıştır.
Son halife Vahdettin sakal bırakmamıştır.
Yunus'un sakalı yoktur bırakmamıştır.
Resûlü Ekrem vahiy tamamlandıktan sonra yani Kur’ân tamamıyle bittikten sonra çenelerinde bir parmak sakal bırakmıştır.
Muhiddin Arabi sakal bırakmamıştır.
Daha binlercesi var. Hz. Ali Fatıma'nın vefatından sonra sakal bırakmışlardır.


Yunus, ilâhî donmuş bir sisdir.
Onu anlamak, o billurdan geçen renkleri görmek gerek.
Aksini idda edebilir misiniz?
Billur belki donmuş bir sisdir.
Biz de sis gibi konuştuk ya...
Bu da doğrudur…

“Bir kör ile güleştim
Elsiz ayağım aldı
Onu da basamadım
Tuttu benim kolumu”

Maddî ve ruhî âlemin hudud ve sırlarına nasıl ulaştığını anlatıyor.
Bunu anlamak bugün Yunus ile uğraşanların işi değildir.
Anlayamazlar…
Yed-i beyzâ ve ilm-i ercül bunu bilmek gerekir.
El ve ayak her mahlûkun bir cesedin, diğeri ruhun haritası ve insanın kendi levh-i mahfuzudur.
Bunu anlamak gerek.
El, ruhun,
Ayak, cesedin…

Bir kör ile gûleştim: Rumî ile,
Elsiz ayağım aldı: ona hürmet ettim. Ona da basamadım. Bozamadım hürmetimi. Kolumu tuttu...
Anlamak istemeyenlerle güreştim, uğraştım, ayağımı kaydırmak için konuştular durdular.
Ayağımı da basamadım. Ses çıkarmadım.
Neticede benim kolumu tuttular...


Yunus dışa haykırmış, içe davet etmiş...
Neyi görmez misin?
Hep içeriden dışarı üflerken ses çıkarır, içe çekme yok.
Ney, neyi çıkaran icad edenleri de târif ediyor kimsenin haberi yok.
Fazla konuştuk ağam…
Ben size Yunus'un adresini vereyim de gidin onunla konuşun..
Adres : Derviş caddesi. Gönül palas oteli.


Bazı insanlar vardır masal ile hakikat arasında yaşarlar.
Mitoloji dedikleri şey yalan içinde gizlenmiş büyük gerçeklerin hikâyesidir. Görünmeyen bir perde bu gibi insanları toplumdan ayırır.
Bunları anlatmak güç, anlamak daha güç...
Ancak resmini çeker veya söylenenleri kopya ediriz.
Zâten büyük milletlerin tarihi 3 - 5 büyük insanların tarihidir.
Bunları tetkik, birtakım kulak malzemisinden bir fılitre yaparak bundan büzülmeleri icabeder.


Görünmeyen bu perdeyi aralayıp büyük bir insanı seyredersek, maden suyunda demirin erimiş olduğu gibi burada insan târifi mümkün olmayan beşerî bir zevk ve emniyet duyar.
Hiçbir şeyde yanılmayan, basit görünen herşeyi bulan bunlardır.
Bu gibi insanlar hatırlanmazlar değil, kendilerini daima hatırlatırlar.
Büyük insanın yanına öldürmek için bile yanaşsan birşeyler öğrenirsin.

Unutulmayanlardan birine suikast yapmışlar.
Yapanı yakalamışlar.
O büyük insan : “Ben onu affettim, serbes bırakın!” demiş.
Kendisine sorduklarında : “affediyorum çünki, bana bilmediğim ve birgün gideceğim ölümün zevkini tattırdı!..” demiş.

27.03.1982


M.Derman(k.s)

Deforme : Formunu, asıl özelliğini kaybetmek.

Asrî : Devre, modaya ve israflı fantaziyelere uyan. Taklitçi. Zamana uygun. Bir devreye, asra âit ve müteallik

Enkaz : Yıkıntı, yıkılmış şeyin artıkları. Harabenin parçaları.

Ahlat : Dağ armudu.

Koduk-Boduk : Manda yavrusu.

Telmih : (C.: Telmihât) Lâyıkiyle ve kâmilen keşfedip nazara arzetmek. * Bir şeyi açıkça söylemeyip başka bir mâna ifade için söz arasında mânalı söylemek. İmâ ile söz arasında başka bir mânayı ifade etmek. * Edb: İbârede bahsi geçmeyen bir kıssaya, fıkraya, ata sözüne veya meşhur bir şiire, bir söze işaret etmek.

Yed-i beyzâ : Musa Aleyhisselâm'ın mu'cize olarak gösterdiği beyaz ve parlak eli. Bu tabir mecaz olarak keramet ve hârikulâde hâller ve meziyetler hakkında kullanılır.

İlmi ercül : f. Kıymeti, kadri, değeri yüksek erlerin ilmi
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Kıymetli Burak Kardeşim ;

Rahmetli Dr. Münir Derman bu kul için çok önemli değişimlere ve kazanımlara sebep olmuştur. Kendisini tanıma fırsatım olmasa da eserlerini okumak bile çok güzel açılımlara neden oldu.
Rabbim Rahmet eylesin mekanı cennet olsun.
Bu güzel katkından dolayı sana çok teşekkür ederim. Her şey gönlünce olsun inşaallah.


Hak Çalabım, Hak Çalabım

Hak çalabım hak çalabım
Sencileyin yok çalabım
Günahlıyım yarlığagıl
Ey rahmeti çok çalabım

Ben eydürem kim ey gani
Nedir bu derdin
dermanı
Zinhar esirgeme beni
Aşk oduna yak çalabım

Gel kogil beni yanayım
Baştan başa uşanayım
O sevdiğin Muhammed’e
Olayım çırak Çalabım

Ne yoksul-u baylardasın
Ne köşk-ü saraylardasın
Girdin miskinler gönlüne
Edindin durak çalabım


Kullar senin sen kulların
Günahları çok bunların
Uçmağına sal bunları
Binsinler
Burak çalabım

Ne ilmim var ne taatim
Ne gücüm var ne kuvvetim
Meğer senin inayetin
Kıla yüzüm ak çalabım

Yarlığagıl sen Yunus’u
Bu günahlı kullar ile
Eğer yarlığamaz isen
Key katı firak çalabım


Yunus Emre
Kullanıcı avatarı
nisa77
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 133
Kayıt: 01 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen nisa77 »

Ne olduğumu soran işit hikayet,
Su ve toprak ateş ve yel oldu suret.
Dört zıt nesneden dört duvarı,
Uygun eyledi verdi keramet.

Yel ile toprağı tuttu havada,
Su içinde ateşi tuttu selamet.
Rızkı ömrü tamam eyledi henüz,
Altı yön yarılmadan önce mübarek.

Ruhumdan kimse haber veremez,
Emridir kudretlinin verir hareket.
Geri kalan duygularını da açık edeyim,
İyilik mevcuda kulak vermek göz açmak.

Aklımın haberi bugünkü değil,
Onu eğer bilirsen evvelki ayet.
Soru cevap hikmetleri buraya kadardır,
Bundan böyle cihanım olmaz nihayet.

Yunus burada ne çoktur nasibim,
Gönül dost durağı, dilim şahadet

Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Behey kardaş Hakk'ı bulam mı dersin
Hakk'a yarar amel eylemeyince
Bu sözün ötesin duyam mı dersin
Mürşid-i Kâmil söylemeyince.


Değme kimse gönül evin düzemez
Hakk'ın takdirini kimse bozamaz
Ummanlara dalıp-çıkıp yüzemez
Aşkın deryasını boylamayınca.


Gel ey karındaş gel tevhide özen
Tevhiddir gönülün evini düzen
Hiç kendi kendine kaynar mı kazan
Çevresine âteş eylemeyince.


Gönül kuşu uçar gündüz dolanmaz
Başlı suların ayağı bulunmaz
Elekten eleğe konup elenmez
Değirmene varıp un olmayınca.


Aşkın gâlip oldu yüreğim kaynar
Aşkı olan ar u namusu neyler
Behey Yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyim mi söylemeyince...
Resim
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Yusuf'u Kaybettim

Yusuf' u kaybettim Kenan ilinde
Yusuf bulunur, Kenan bulunmaz
Bu aklı fikr ile Leyla bulunmaz
Bu ne yaredir ki çare bulunmaz

Aşkın pazarında canlar satılır
Satarım canımı alan bulunmaz
Yunus öldü deyu selan verirler
Ölen beden imiş, aşıklar ölmez


Yunus Emre
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Ömrüm beni sen aldadın ah nideyim ömrüm seni
Beni deprenmez kodun ah nideyim ömrüm seni

Benim varım hep sen idin canım içinde can idin
Hem sen bana sultan idin ah nideyim ömrüm seni

Gönlüm sana eğler idim gül deyiben yıylar idim
Garipseyip ağlar idim ah nideyim ömrüm seni

Gider imiş bunda gelen dünyâ işi cümle yalan
Ağlar ömrüm yavıkılan ah nideyim ömrüm seni

Hayrım şerrim yazılısar ömrüm ipi üzülüser
Gidip sûret bozulusar ah nideyim ömrüm seni

Bâri koyuban kaçmasan göçküncü gibi göçmesen
Ölüm şarabın içmesen ah nideyim ömrüm seni

Bir gün ola sensiz kalam kurda kuşa öğün olam
Çürüyüben toprak olam ah nideyim ömrüm seni

Miskin YÛNUS bilmez misin yoksa nazar kılmaz mısın
Ölenleri anmaz mısın ah nideyim ömrüm seni
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Ol ben sevdiğin nigâr nidem ol benden fârığ
Ne varıp hoş görünem iki cihandan fârığ

Kimden kime varayım ahvâlim söylemeğe
Sözüm kime diyeyim sözden lisandan fârığ

Cihanda kim diriser bu işin arasına
Ya kim hükmedebile sultân u handan fârığ

Gerek Müslüman olam bin yıl ibâdet kılam
Gerekse kâfir ola küfr u îmandan fârığ

Gerekse ehl-i millet fârîzasın bekleyim
Gerekse şöhret kovam şöhret-u dinden fârığ

Gerekse illiyyinde yüzbin kez minber uram
Gerekse şirk besleyem sıdk u gümandan fârığ

Nice ticâret ile kesb gösterem ben ona
Şöyle kâdirdir ol kim sûd u ziyandan fârığ

Nicesi kulluk ile sevilibilem ben ona
Hâs u âm onu sever ol hep sevenden fârığ

Onun gibi ma’şûka kim gönül verdiyise
Tertibden geçmek gerek ol ondan-bundan fârığ

YÛNUS sen sever isen hakîkat ma’şûkayı
Fârığ ol cümlesinden kevn ü mekândan fârığ
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Yandı yüreğim tutuştu bağrım ciğerim kebabdurur
Âşıkların şerbetleri bu derdime sebebdürür

Bir niceleri aşk düzer bir niceleri aşk bozar
Bir niceleri esrik gezer öyle kim var harapdurur

Aşk ile çalındı kalem aşka esirdürür âlem
Âşıklar arasında Cebrâil dâhî hicapdurur

Medreseler müderrisi okumadılar bu dersi
Şöyle kaldılar âciz bilmediler ne harapdurur

Azâzil da’vî kıldı da’vîsi yalan oldu
Yalan da’vî kılanın pes cezâsı azapdurur

Ölmez aşk bilişleri esrik meclis hoşları
Dâim bunların işi çeng ü şeş-tâ rebapdurur

YÛNUS imdi miskin ol hem miskinlere kul ol
Zîrâ miskin olanları arzulayan Çalap’durur
Resim
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: Yunus Emre

Mesaj gönderen meryemnur »

Resim


Her kim bana düşman ise
Hak Tanrı Yar olsun ona
Her nereye varırsa
Bağ ve bahar olsun ona
Bana ağu sunan kişi
Bal ve şeker olsun aşı
Gelsin kolay cümle işi,
Eli erer olsun ona
Önümce kuyu kazanı
Hak tahtın ağdırsın onu
Ardımca taşlar atana,
Güller nisar olsun ona
Vurmaklığa kasd edenin,
Düşem öpem ayağını...
Her kim bizi yerer ise,
Hak dileğin versin ona
Acı dirliğim isteyen
Tatlı dirilsin dünyada
Kim ölümüm isterse
Bin yıl ömür versin ona
Miskin Yunus dünyada
Güldüğünü istemeyen
Ağladığım isteyene,
Gözüm pınar olsun ona..

Yunus Emrem
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Re: Yunus Emre

Mesaj gönderen habibi »

meryemnur yazdı:Resim


Her kim bana düşman ise
Hak Tanrı Yar olsun ona
Her nereye varırsa
Bağ ve bahar olsun ona
Bana ağu sunan kişi
Bal ve şeker olsun aşı
Gelsin kolay cümle işi,
Eli erer olsun ona
Önümce kuyu kazanı
Hak tahtın ağdırsın onu
Ardımca taşlar atana,
Güller nisar olsun ona
Vurmaklığa kasd edenin,
Düşem öpem ayağını...
Her kim bizi yerer ise,
Hak dileğin versin ona
Acı dirliğim isteyen
Tatlı dirilsin dünyada
Kim ölümüm isterse
Bin yıl ömür versin ona
Miskin Yunus dünyada
Güldüğünü istemeyen
Ağladığım isteyene,
Gözüm pınar olsun ona..

Yunus Emrem

(Müminin yanına giren, güzel bir bahçeye girmiş gibi ferahlık duyar.) [Deylemi][Hakim]


(Mümin arıya benzer; konduğu dalı kırmaz, oraya zarar vermez. Toplayıp bıraktığı eseri de güzeldir.) [Beyheki]

(Mümin, yumuşaktır, hafiftir. Munis bir deve gibi boyun eğer, “Ih” denince, yer sert olsa da çöker.) [Beyheki]


(Mümin sert değildir. Yumuşaklığından dolayı ahmak zannedilir.) [Deylemi]

(Mümin geçim ehlidir. Arkadaşına rahatlık verir. Münafık ise geçimsizdir, arkadaşına sıkıntı verir.) [Dare Kutni]


Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: Yunus Emre

Mesaj gönderen MINA »




İşitin Ey Yarenler Aşk Bir Güneşe Benzer



İşitin ey yarenler aşk bir güneşe benzer
Aşkı olmayan kişi misali taşa benzer

Taş gönülde ne biter dilinde ağu tüter
Nice yumşak söylese sözü savaşa benzer

Aşkı var gönlü yanar yumuşanır muma döner
Taş gönüller kararmış sarp kah kışa benzer

Ol sultan kapısında hazreti tapısında
Aşıkların yıldızı her dem çavuşa benzer

Geç Yunus endişeden gerekse bu pişeden
Ere aşk gerek evvel ondan dervişe benzer

Yunus Emre
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Cevapla

“►Yunus Emre◄” sayfasına dön