simurg yazdı:
İnternetten tanıdım Dr.Münir Derman hocamı,
hocam diyorum,
çünkü yazılarında bahs ettiği hemen her şeyi elimden geldiğince hayatıma geçirmeye çalışıyorum,
izini sürüyorum
bunu yapmaya devam ettikçe de insan olmanın şerefini hissediyorum kalbimde.
öğrendiğim hiçbirşeyin manasını bilmeden uyguluyordum,
dinimi bu derece sevip gururla yaşayamıyordum,
dualarımı en sevdiğim yakınlarımdan önce kendisine ikram ve hediye ediyorum,
kendisine ömrümce duacıyım,
yaşasaydı bütün hayatım yanıbaşında geçsin diye deli divane olurdum.
Bunları şu sebeple yazdım,
Elinde mubarek hocamıza ait yazı,belge,kitap,döküman olanlar ne olur esirgemesinler,
derli toplu bir yerde yayınlasınlar,
karanlıkta oyun oynar gibi ibadet edilmiyor,
hayatın önemi bile anlaşılmıyor körü körüne öğrenilmeden,
önceden herşey film gibi akıp gidiyordu,
bütün hayat ve içindekiler düz bakıldığında gerekli bile görünmüyordu gözüme,
örümceği tuvaletten kurtarması hikayesine günlerce hayret ettim,
mutfaktaki karıncaları kolayca süpürgeyle yok edebiliyorduk o zamanlar çünkü,
şimdi sivrisineği raketle öldüremiyoruz,
karıncaları bir torbaya tek tek toplayıp, bahçeye götürüp serbest bırakıyoruz,
yaprakları ağaçları sevip kucaklar olduk,
biz diyorum çünkü anneme anlatıyorum bütün öğrendiklerimi,
nefes alırken her nefes için,bir mucizeye şahit oluyormuş sevinci,hayranlığı yaşıyoruz,
bütün bunları kendimiz anlayabilir ve yaşayabilir miydik?
Cenab-ı Allah c.c. nasip ettiğinde
çook sabırlar ile, çook büyük gayretler gösterebilme imkanı lutuf ederse,
kendimiz derinliklere vakıf hale gelebilirsek,
ancak bu şartlar ile ulaşabileceğimiz şuura hocamızı okuyarak ulaşabiliyoruz ,
nitekim benim için bu okumalar eşsiz bir eğitilme,şuurlanma okulu oldu,
akıl boynunu eğmeden kalp kendini hakikatlere teslim etmiyor,
(eden varsa da bende öyle olmamıştı)
Allah c.c. için bu dileğimi bildirmiş oldum,
Kendisi yaşamış ve hayatında zerre sapma olmadan tatbik etmiş olduğu hakikatler olduğu için ,
okuduklarımız anında tesir ediyor bize,
duyduğumuzu anlatsak kimsenin kulağına girdiremeyiz,
ama yaşadığımızı anlattığımızda kalplere tesir eder bunlar,
bunun için işte..
bizim gibi cahil ve ham akıllar bütün yoksunluk ve muhtaçlığı ile okuyor bu yazıları,
kaynaklar yetersiz evet,
imkan olanlar bizi mahrum etmez inşallah.
*
sağ OLasın...
HAY OLasın simurg kardeşcanımm...
Bitip tükenmeyen BİR kaynağın İÇİndeyiz sonsuz şükür...
BİR DAMLAsı BİLE çekip götürür gönlü güzelliklere...
Daha...daha diyen gönüllere sevgiyle...
Ötelerden selam etmişte mübarek gönlün böylesi İÇtenlikle Onu arar...
elhamdülillah..
Ne hoş diyor Derman (k.s) Güzelim'İZ...
Yağmur damlaları
Yapraklar üzerinde kalan damlalar
Musluklardan tek tek akan damlalar
Gözlerden akan damlalar
Seyredin… Seslerini dinleyin. Amma her kişiye suyun sesini duymak nasip olmaz.”

“Hiç İle Kırk Oluruz"
Hiç ile Kırk oluruz... Üç kişi bir de ben, bir de hiç bir taife teşkil
ederiz. Gezeriz... Hem Kırk'ız, hem Dörd'üz hem Hiç'iz biz...
Bulunduğumuz yerde Kırk oluruz biz...
Çünki biz Kırk'larız da ondan...
Elini tutmak istediğimizde şükrün mukabili değil de Bahane ararız biz...
Birinde bahane bulduğumuzda ben ile üç kişi ve Hiç görünürüz...
Elini tuttuğumuzu içimize alırız heman Kırk oluruz ve İki görünürüz... Ondan
sonra ister görünür ister görünmeyiz biz...
Biz her yerdeyiz, her yer bizdedir...
Gündüz cismani, gece ruhani işlerimizle meşgulüz biz...
Bizi görürler... Bulamazlar... Zira gaflet ve şüphe bulutlarıyla
örtülüyüzdür... Bin bir renkte görünmeğe mecburuz...
Vazifemiz çok ağırdır... Âfatları bahane ile biz önleriz... Biz yer yüzünde
bahane arayıcısıyız... Biz bahane ile Kırk kişi olduk...
Bizi bazen Veli, bazen meczup, bazen zındık görürler... Bu hal bizim sükun
ve huzurumuzu bozmamak için Allah'ın bir vergisidir...
Bu kadar çeşit içinde sebat edip şüpheyi silen elinde bahane bulunan bizden
faide görür... Bizden faide gören şükrün tadını bilir...
(...)
Elini tutmak için bahane ararız biz buyurmuşsunuz ya M. Derman'ımız...
Sevenleriniz, sevdikleriniz İZinizde Allah'ın izniyle...
Ne güzELL...
Çok GÜZELL...
ÇOKK ŞÜKÜR...
