WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Mesaj gönderen Gariban »

WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

We are in the horizon of an irreversible evening,
the time (wakt) is so late.
This is the last part oh my life,
pass in whatever way you can pass
Even if it is dreamed to come to the world once more again
We don’t want to console ourselves with such a solace.
Aaah ,When we pass through the big door whose pitch-black vast wings open in space and behind which no sun is rising, the unending quiescent-still (suKun) night will begin.
In the last gardens after your own heart, across the sunset
Either be ruined in enthusiasm, or be a heart in the LOVE (ASHK)
Either a tulip must blossom in our bosom or a rose
Aaah We are in the horizon of an irreversible evening,

Yahya Kemal Beyatli

Translation by garibAN
16.01.2012

Dönülmez akşamın ufkundayız

Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile
Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle
Aah geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece
Gruba karşı bu son bahçelerde keyfince
Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül
Aah dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç


Yahya Kemal Beyatli
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Mesaj gönderen simurg »

Lale çok güzeldir, ama kokusu yoktur
(ben mi kokusuz laleleri gördüm sadece acaba,
belki de kokusu olan türleri de vardır)
Gül ise, dikeni olmasına rağmen müthiş ÖZ kokusu ile bize kendisini vazgeçilmez kılmaktadır.

Çiçeği çiçek bilip sevmek elbette muhteşem,
ama seçim yapmak fıtratımızda var
ve illa seçeceğiz, tercih yapacağız.

Tercih etmek olmasaydı, dünya hayatı olmayacaktı zaten.

Şarkı çok güzel, hep sevmişimdir.
sözlerini müziğinden fazla seviyorum sanırım şarkıların
çünkü musiki bir zevk ve bende bu zevk ve kabiliyyet yok malesef.

Göğsümde (kalbimde) açmasını isteyeceğim bir çiçek fidanım olsa,
onun gül olmasını seçerdim.

Gülden bülbüller figan etmişler ya,
kalbimiz de bir figan bestesi için var ve
akort edilmesini beklemekte ya,
ben gül'de-gül'den-gül'e-gül'ce nağmeler yazılmış,
bir gül senfonisi kalbim olsun diliyorum,
ve cümle ÜMM'eti Muhammedi içine alsın bu duam da istiyorum.

Vakitler hiç geç olmasın hem,
hele ki, çook geç asla olmasın.

vaktin sahibi HAKK olan vaktimizi hayr eylesin
ve sonsuz üMM-taMM-tüMM BiRR Bİlelik nasib etsin bize GÜL ile inşaallah.

Bu kadar GÜL ile hemhal olunca, GÜL kardeşimi andı kalbim,
Es selam ve sevgiler Canım Gül, ismin ile BİRR ol da yaşa inşaallah, es-selam, Amin.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Mesaj gönderen Gul »

Ve aleyki es selâm güzel kardeşim. Bu güzel duaya bütün kalbimle âmin diyorum. Ve inşallah cümlemiz güzel isimlerimizin özellik ve güzellikleriyle yaşayabiliriz.

Şarkıdan söze başladık ya...Şarkılardan devam edelim inşallah. Senin mesajını okurken Erol Evgin'in çok güzel yorumladığı ve bende derin bir duygu oluşturduğu "Ben imkansız aşklar için yaratılmışım" şarkısını dinliyordum. GÜL'ün en siyahından...

Resim

Bir yumak sarar gibi geçtim acılardan
Bir kilit yüreğimde bir demir kapı
Kuş uçmaz kervan geçmez bir yerlerdeyim
Belki de aşk dediğin böyle olmalı

Ben imkansız aşklar için yaratılmışım
Ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı
Kayboldum kuytusunda yalnızlıkların
Yaşadım en karasını sevdaların

Sensizlik bir ok gibi canıma saplanmalı
Coşmalı yanardağlar,kasırgalar kopmalı
Aşkın bir zehir gibi kanımda dolaşmalı
Elbette aşk dediğin böyle olmalı

Ben imkansız aşklar için yaratılmışım
Ne kavuşmayı bilirim ne unutmayı
Kayboldum kuytusunda yalnızlıkların
Yaşadım en karasını sevdaların
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Mesaj gönderen Gariban »

Evet Simurg canım, bâzen gece geç saatte eser böyle bir musiki çeviririm, o an kalbime ne gelirse, bazende insanların gündemdeki konularına yönelik böyle çeviririm. Japonya Prensesi geçenlerde çıkmış ekrana, demiş ki: “ben bir kaç yıl önce bir manevi deneyim geçirdim, ruhun olduğuna kanaatkâr oldum, uzaylılar ve başka bazı varlıklarla iletişimdeyim, daha önce çeşitli şekillerde bu dünyaya geldiğimi öğrendim, reenkarnasyon vardır” vesaire bir çok söz etmiş. Bende Yahya Kemal'de yukarıdaki beytleri demiş dedim. Aslında bunu bizim bir yakınımız vardı, bu meseleleri çok inceleyen Hasan Bey diye. O söylemiş idi, onun düşüncesinden yola çıkıp böyle salladık işte. Bulunsun bu şarkı sözleri bu şiirde bir köşede, birde video ekleriz insanlar seyreder düşünürler hizmet olur inşaallah :)

Tabi senin gibi bende tekrardan Gül ve Lâle çiçekleri üzerinde düşünmeye başladım. Derler ki Lâlenin 1108 çeşidini yetiştirmiş Osmanlı'lar Lâle Devrinde. Bende kokan Lâleyi göremedim henüz. “Lâle, hilal ve Allah” isimleri arasında ebced değeri olarak hepsinin 66 yi vermesi ile ilgili bazı hesaplamalar varmış. Ben bu ebced işini bilmediğim için bunları kontrol edemedim tabiki. Gül'ü Derman hocam 5.ciltte anlata anlata bitirememiş, bizim sitede Gül ve Lâle zevkleri var, kara gül var, böyle işlenir idi bunlar zamanında. Gül kelimesinin ilgimi çeken yani arapça "VeReDe" olarak okunması ve V-R-D nin ise “Habli’l- VeRiD” gibi , ViRD gibi, ViTR gibi teklikle bağlantılı önemli bir kelime kokunun oluşu ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile böyle bir ilişkisi olduğu hissini bende uyandırması idi. Bu sebeple Hocamıza sordum, o da “evet aralarında ilişkiler var” dedi, teyid etti. Bu yukardaki ifadeleri ingilizceye çevirirken ya gül açmalı ya Lâle diye orda iki ingilizce kelime kullandım. Baktım ki ingilizcedeki kelimelerde bizim türkçe ile güzel içiçe açışlar yapmakta.
Mesela ingilizce orada:
Blossom: Çiçeğin açması
Bosom: Sadr, Sîne
Bu yukardaki iki kelimedeki fark "LâM" dir , "L" harfidir. Demekki Sadrda bir çiçek açacak ki
içinden "Lâle" sırrı zuhur etsin. Belkide gülün kokusudur Lâle , kimbilir. Bizim Gül'ün aklına gelmesi ne güzel. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in insanların adlarını değiştirip onlara güzel isimler vermesinin ardındaki bir faydada böyle hasıl olmakta çok şükür.
Es Selâm ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Mesaj gönderen simurg »

Çok şükür inşaallah garibAN Can,

şimdi sen isim dedin,
daha henüz okuduğum ve not aldığım bir ifadeyi buraya yazmak şart oldu gibi,

şöyle ki;
(Kutbu'l Arifin,Gavsu'l Vasilin, Fatih Sertürbedarı Tırnovalı Ahmed Amiş Hazretlerinin kitabından alıntılıyorum)

"İSİM KOYMA MESELESİ
Herşeyin ism-i alisini bil,
babanın(kamilinin) verdiği isimle çağır.
Mürşidin verdiği isme itibar etmenin önemi anlatılmıştır,
Harflerin sırları nedeniyle, ismin değişmesi kaderi de değiştirir."

Şimdi buradan anladığım, her varlığın Hakk olan Hakikatte bir isminin olduğu,
dünyada verilen ismi o isimle denkleşirse ne alaa,
ama denkleşmeyedebilir,
o zaman manamızın isminin bize verilmesi ve bildirilmesi de muhteşem bir nimet-i ilahiye olacaktır,
ve bunun Hakk olduğunu anlamaktayım,

Rabbülaleminimiz Celal ve Cemal sıfatları ile tecelli ettiği halde,
bizim her hal ve durumda Cemal tarafını tercih etmemizi dilemekte,
(bu ifadeyi daha güzel bir şekliyle bir yerde okumuştum ama kaynak hatırlayamadım)
Ve bunu bu şekilde dilemesinin en güzel ve Tek örneği ise
ResulAllah sallallahu aleyhi ve sellem Eendimiz Hazretlerini Rahmetenlilalemin olarak yaratmış olması,
ve ResulAllah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerinden daima Cemal tecelli ediyor olması, imiş.

Bunlarda hatırlayınca yazıverdiğim satırlar oldu,

Kalbimiz pür neş'e ve Gül rayihaları ile mest bir bahçe-i Rahman olsun inşaallah.

Amin.
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Mesaj gönderen der-ya »

İlm_i hurûf , harflerin özellikleri ve etkilerinin kelimelere,isimlere sirayet ederek dünya âlemindeki tüm varlıklara yansıması ve harflerin hikmetlerinin,sırlarının anlaşılmasına yönelik ilim dalının adıdır.

Bu noktadaki en ilginç analizler insanın isimleri konusunda yapılanlardır.İnsanın isminin kaderine yaptığı etki bu ilim konusu içerisinde değerlendirilmektedir.

Antik Mısır'dan Roma İmparatorluğuna kadar tüm toplumlar ilm-i hurûf ile ilgilenmişlerdir. Romalılar "nomen est omen" yani "ismimiz kaderimizdir" diyecek kadar kesin bir inanışa sahiptirler.

Harflerin gizemi İsrail oğullarında da değişik boyut kazanmış ve harflerle kişilik ve yaşam yorumlanmaya başlanmıştır.

Yine Babil, Kalde, Asur ve Önasya Site Devletleri bu yöntemle çeşitli analizler yapmışlardır. Kişinin ismindeki harflerin onun kaderini etkilediğini daha sonra Araplar da kabul etmişlerdir. Özellikle Hz. Muhammed (sav) "Evlatlarınızı güzel isimlerle çağırın ki, onlar güzel bir şekilde anılsın." Hadisi ve adı savaş anlamına gelen bir sahabenin barış anlamına gelen kelimeyle değiştirmesi isimler ve üzerinizdeki etkilerinin İslam aleminde de üzerinde önemle durulması gereken bir nokta olarak görülmesine kapı açmıştır.

Anadolu'da da çok yaramaz ve çok sık hastalanan çocuklar için "çocuğun ismi ona ağır geldi" sözünün söylenmesi zaman, zaman isimlerin değiştirilmesi gereği bu konuya ülkemiz insanlarının da yabancı olmadığını göstermektedir.

Çünkü isimler ilahi alemde adeta bir kod özelliği taşır ve sürekli zikredile, zikredile çok yoğun kozmik bir etki alanı oluşturur.

İslam alimleri de bu konuda ciddi araştırmalar yapmış ve Hz. Muhammed'in isminde üç kez geçen "m" harfinin değerinin 40 olduğu ve bunun da kendisine 40 yaşlarında peygamberlik geleceğinin işareti olarak yorumlanmıştır. Yine Kur'an-ı Kerim'de geçen "Beldetün Tayyibetün" orası güzel bir yerdir deyiminin karşılığı 812'dir. Ve bu hicri olarak 812 rakamı da İstanbul'un fetih tarihi olan Miladi 1453'ü göstermektedir.

Aynen burçlarda olduğu gibi harflerde de su, hava, ateş, toprak grupları vardır.
Ve hepsi hayvan karakteriyle özdeşleştirilmektedir. Buna göre, Ç, Ş, Ğ gibi işaretli harfler ile noktalı Ö,İ,Ü harflerini içeren isimlerin sahiplerinin yaşamsal sorunları (ekonomik, sağlık veya ailevi) olabileceği ortaya konmuştur. İsminin içinde gül hecesinin geçtiği isimlere (gülşen, gülten, gülay...) dikkat edilirse bu ismi taşıyanların genelde pek gülmediği, aksine mutsuz bir yaşamı olduğu görülür.

Çünkü çift noktalı bu sesli harf mutsuzluk ve sorun getirmektedir.
Hecenin ilk harfi g ise bu etkiyi artırıcıdır, G harfinin sayısal değeri 1000'e eşit olup ebcette en yüksek sayısal değere eşittir. İsmin içerisinde r, l, n harfi olanlar genelde şanslı bir çizgiye sahiptir. V, u ile re, ra heceleri olanlar genelde para tutmakta zorlanan insanlardır. İsmin içinde s,ş, z olanlar fedakar, sevgi dolu ve cinselliği erken yaşta tanıyanlar olmaktadırlar. Bu harfler sonunda olursa çocuklarla ilgili soruna işaret eder.


Ateş grubu harfler; z, ş, f, g, y; hava grubu harfler k, h, r, c, j; su grubu harfler b, p, d, t ve s, toprak grubu harfler; l, m, n, z'dir.

B, p = balık (duygusallık, ürkeklik)

V, n = karınca (organizatör)

Y, f = kurt (parçalayıcı güç)

C, m = kedi (sevilmek isteği)

K, h = kuş (maceraperest)

D, t = timsah (beklenmedik saldırı)

S, z = yılan (acı ve kırıcı söz)

G, r = boğa (inat ve restleşme)

Bu harflerin etkileri ismin başında, ortasında veya sonunda olmasına göre değişebileceği gibi önüne geldiği harften dolayı etkisinin tamamen nötr hale gelmesi de mümkündür.

İsmin içindeki harfler ve özellikleri kadar isminin kaç harften oluştuğu da kişinin kaderini etkilemektedir.

Özetle çocuklarımıza isim verirken de güzelliğinden ziyade o ismin çocuğun kaderini nasıl etkileyebileceğini düşünerek koymalıdır.
Bunun için çocuğun yahut yetişkinin ismindeki harflerin sayısal dizilimi, harf sayısı, ismin içindeki noktalı ve işaretli harflerin bulunmamasına dikkat edilmesi ve anne babanın ismiyle de uyumlu olmasına özen gösterilmesi gerekir.

Kısacası Arap alfabesinin Latince'ye uyarlaması demek olan; Omen sistematiğine göre her harfin ismin içindeki o harfin ebcetteki sayısal karşılığı; harflerin hayvansal karşılığı ve elementi analiz edilerek kişinin isminin kendi hayatına olan etkisi ortaya konulabilmektedir.


alıntı
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Simurgcan kardeşim,
Amiş Efendi'den eklediğiniz bölümdeki harflerin sırrlarından ötürü ismin değişmesi kaderide değiştirir ifadesi biraz bana garip geldi incelemek lazım tam olarak ne demek istemekte, o eseri bana gönderirseniz o bölüme daha etraflıca bakarım inşaallah. Muhakkak'ki herkes bir ma'na'nın sürete bürünmüş bir ifadesi ve anlamsız bir şey yok hayatta. Sözleriniz bana Hz.Musa ile Hakk Teâlâ arasında Kur'ân-ı Kerimde geçen, Rabbimizin Hz. Musa'ya “Ya Musa o elindeki ne dir?” diye sorduğu ayetleri hatırlattı. Oradaki hadiseyi Maarif eserinde, Sultan Veled (k.s) açıklarken şu ifâdeleri kullanır :


"Görünüşte asânın adı, Musa yanında asâ idi. Gizlide ise, Tanrı'nın katında onun adı, ejderha idi. Bunun gibi yer, gök ve onun en küçük parçalarının sûrette, bizim indimizde, her birinin bir adı vardır. Fakat gizlide her birinin, Tanrı indindeki adı nedir?"

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in cemâl tecellisi olduğu ve Allahu Zül Celâl 'in celâl tecellisi olusunu güneş ve aya bakarak görebilirsiniz, Güneş yakar , Ay ise tatlı bir soğukluk verir. Güneşe direkt bakılmaz göze zarar verir, aya ise bakabilirsiniz. Güneşe direkt bakan gözler celal tecellisi ile kavrulur gider, onun ışınları ise ay'da cemâle dönüşür. Bu yüzden Allah'a direkt atlamaya çalışan kişiler celaliyet cereyanına tutulur zig zag yaparlar, alternatif akıma uğrar mahvolurlar, halbuki Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e tutunanlar ise bu celâliyetin cemâliyete çevrildiği doğru akım olduğu beyinleri zedelemeyen ve insan aklına tatlı bir akım gibi gelen celâli cemâlle tadan bir edep icerisinde yaşarlar, kahrında lütuf görürler. Kalbime gelenler bunlar Simurg can. Güzel açılımlarınız ve dualarınız icin ALLAH razı olsun.

Es Selam ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Mesaj gönderen kulihvani »


Garib-ÂNımız,

Âdem oğluna tüm isimler yüklenmiştir. Ancak “her kişinin kaderi gereği bir Galib İsmi vardır” denmiştir.
Tasavvufta kemalatta bunun tesbitiyle müridin iç meşrebine uygun tavır-tarz-üsul izlenir.
Mesela senin çok hızlı etkilenip 3 dakikada zil takıp oynama meşrebin yok ama önemli bir hususu basitçe geçiştirmek isteseler israrla onu bilmek anlamak istersin..
Bahsedilen isim seviyelemesi bu olsa gerek.
Yoksa halkın dediği isim değişse ne değişmese ne?..
Hayatta da böyle kimisi dağlarda avcı kimisi bestekâr kimisi kumarbaz vs..

Lâle kokusu, insanın kendi kokusu gibi, gizli ama olan kokulardır.
Ben 1976 larda Aksarayda lâlecilik yapan yaşlı Şerif Efendinin serasında,

Sarı-kırmızı ve yumruk kadar bir lâlenin fulle benzer kokusunu almıştım..
Ayrıca "Lale polenleri 1001 derde devadır!” demişti.
Benden LâLe polenini Konyadaki Kemâl Ağabeyim istemişti, zâten bu yüzden bulmuştum LâLeci BaBayı..
Aksarayda ki Kılıçaslan tepesi alt yamaçlarının adı “LâLe Bağları”dır..
Rayha-koku ile RUH arasındaki ilişki gibi gizli koku…
Teri gerçekten gül kokan insanlar gördük ve yaşadık..
Bebekler sadece Anne sütü emerken koklayın bakınız!..
Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm kokusunu karanfilde biliriz.. ve’s- SeLâMM..


**

Hakkça RemİZ
Damla
DenİZ
GüL-LâLey-İZ
Ve
BİZ BİR-İZ

Resim

ZEVK 4740

LâLe LâM-ı Resim CeMâLesi.. Gübresi Resim GÜL CeLâLesi
MeLâMeTTe MesEL OLmuş
.. MecNÛn-LeyLâ, GüL-LâLesi
GÜLümüz Resim GâR
-ı MuhaMMed.. LâLemiz Resim ALLAH ELiFi
TEN
-den CAN-a.. MaDDe-MâNâ.. “VeReDe si "EGLâLesi
sallallahu aleyhi ve sellem


16.01.12 19:43
brsbrs..trstkks…


VeReDe: VeRD-Gül..
Verid: Kırmızı gül. Şah damarı..tek olan..
Vârid: (Vürud. dan) Ulaşan, yetişen, gelen, erişen. Akla gelen. Olan. Bir şey hakkında söylenip tatbik edilen. Hâzır, nâzır.
EGLâL: LâLe.. idamlıklara takılan bukağı..

Habli’l- verid: feyeKûN ilk küresi.. Merkeze AKRABa olan ilk oluş…
MERKEZ-den yakın RABBu’l-ÂLEMin celle celâluhu..
MUHİT-te MERKEZ-e en yakın RAHMetenli’l- ÂLEMin sallallahu aleyhi ve sellem..


وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim---“Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu AKREBu ileyhi min habli’l- VERÎD-i : Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha YAKINız.” (Kaf 50/16)

MUHİTTe MUHİT olan ALLAH celle celâluhu NûRu.. NûR-u MîMMM..
AKLın HaMMlığı.. TaMMlığı.. TüMMlüğü ve NAKLin “ÜMM”-lüğü..


إِنَّا جَعَلْنَا فِي أَعْنَاقِهِمْ أَغْلاَلاً فَهِيَ إِلَى الأَذْقَانِ فَهُم مُّقْمَحُونَ
Resim---“İnnâ cealnâ fî a’nâkıhim AGLÂL-en fe hiye ilel ezkâni fe hum mukmehûn(mukmehûne) : Hakıykat, biz onların boyunlarına öyle LÂLE-ler geçirdik ki bunlar çenelerine kadar (dayandı). Şimdi onlar, kafaları ve burunları yukarı kaldırılmış haldedirler.” (YâSîn 36/8)


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: WE ARE IN THE HORIZON OF AN IRREVERSIBLE EVENING

Mesaj gönderen der-ya »

http://menzilsufisi.wordpress.com/tag/havas-ilmi/

İbn Arabî: Harflerin İlmi’nden
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“►Poetry◄” sayfasına dön