HOŞ BULDUM… Kul İhvani

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12860
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

HOŞ BULDUM… Kul İhvani

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

HOŞ BULDUM…

Biismi Hu Subhâne Huu..

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimize, Âline, Ashabına ve Ümmetine sonsuz ve sınırsız İlmullahça Sâlat ü Selâm Olsun!

Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyi’l-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...

Aziz kardeşlerim,

Allahu zülcelâl cümlemizi Nur-u MîM CEM'inde kılsın İnşâallah!

Dördüncü kez giydiğim, dikişsiz, bembeyaz kefen gibi İHRAMı çırılçıplak olup da giyince ÖMRüm hızla aktı-geçti gönlümden!
Sanki gerçekten ölmüşüm de Mahşere RABBımıza rücu’ yürüyüşündeymişim gibi geldi bana…
ÖMRümün üçüncü UMResi idi bu.
Ama çok değişikti çünkü BİZ BİR-İZ Şuuru içindeydim..

İhram, harem kökünden.
Harem: ancak tertemiz mü’minlerin girebileceği Kudsî Karargâh ve Harem-i YÂRdır..
Haremeyn-i Şerifeyn: Kâbe-yi Mükerreme ile Ravza-yı Mutahhara..
Harem-i YÂR: Kâbe ve Kalb..

Haram: İnanan İnsANın, Muhammedî İnanç, Amel, Ahlâk ve Haller içinde kalarak gereğini yapmada saygı ve hürmet göstermesidir. Yasak olan saygısızlıktır.
Haram kelimesi, “Hürmet et!” demektir.
Kâbe’ye HARAM denilmesi;
Kâbe, Kâinâtın Mânâ Merkezinde isim Kıblesidir. Kalblerin bağlandığı Bedenlerin döndürüldüğü CAN Kıblemizdir ki saygı değer kılınmıştır.
Kâbe, Beytullahtır-Allah celle celâlihu’nun Evidir..
Mescid-i HARAM budur..

Kadına da HARAM denilmesi ise Tekvin-Yaratma Esmâsının Tarlası-Harsı, Yazı Tahtası, ve “ANA”sıdır bu Âlemde İnsan ve AKLın..
Her CAN Kadın Kapısından doğar, ilk öptüğü eşik Ana Rahmi Çıkışıdır..
Göbek Bağı, Sıla-yı Rahimin hürmete mecbur kılındığımız HARAM yoludur..
Sıla-yı Rahimin-Akrabalık Bağının Kesilmesi şiddetle yasaklanmıştır.
Ham Akıllarca sadece ŞEHVET sanılan NEFSin en uç ve en büyük dünyevî arzusunun, ŞEHADETin ANAsı olduğunu ancak Selim Akıllar anlaya bilmektedir ne yazık!..
İşte bunu anlamak için ANA Kuzuları, Madi-Mânâvî bir ömür seyr ü sülukla “Lâ ilâhe” den “ İllâ ALLAH” a İlim - İrade - İdrak - İştirakle geçmek için Öğretim ve Eğitim görmekteler..

Haram olan kadın değil de onun Dünya - Din - Âhirette gerçek yerini ve değerini bilip de saygı ve hürmet göstermektir..
Gerçek setr-örtü ise HARAMın kendi Hâyâsıdır ve fıtraten verilmiştir her kadına eğer patlatmazsa..

Resûlulah sallallahu aleyh ve sellem’in de ÜMM-AnA oluşunu, Nebiy-yi Ümmî’nin öz anlamını ve Ümmetin bir ana çocukları oluşunu düşünmeliyiz..

Gerçekten HARAM ve Es Settar Esmasına mazhar Muhammedi-Fatımî ANAlara ne kadar çok ihtiyacı var İslam Âleminin..

İki parça ihramı erkekler giyer kadınlar giymezler.
İhramın şarları vardır ki değil başka cana kıymak ve ezâ etmek kendi bedeninizden bir kıl koparsanız bile hemen orada Mekk’de bir koyunu ceza olarak kurban edersiniz.
Bir sinek öldürmek ya da bir yaprak koparmak da öyledir HARAM sınırları içinde..
Kısacası CANa Hürmet HARAMlığının en üst sınırıdır İHRAM..
Tıpkı Hulusun, pak-temiz-doğru iken, İhlasın en temiz, en doğru ve katışıksız OL-AN oluşu gibidir..

Havaalanında buluştuğunuz Ümre Yoldaşlarnızla Uçağa binerken başlayan Telbiye, Tavaf ve Say bitip de ihramdan çıkana kadar sürer gider:


“Allahumme lebbeyk!..
Lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk!..
İnnel hamde vennîmete leke velmulk!.. Lâ şerîke lek!.

Allahım Emret! Davetine uyarak Sana geldim!
Senin eşin ve ortağın yoktur emret!.
Mülk ve nimet Senindir. Hamd Sanadır.
Şerikin yoktur!”


UMRe; İnsan Nefsinin, Şah damarından da yakîn-içten içte RABBısı celle celâlihunun EMRini, Şah Damarı gibi canı olan Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Sesinden ve AYNen DUYuş-UYuştur…
Kûn fe Yekûn EMiRler Zinciri ÖMRünü, SEYRe seriş ve gÖZden geçiriştir.
Faz olan Hacc Mevsimi dışında Öz Zevk Ziyaretidir, Hacc-ı Asgar-Küçük Haccdır..

Hacc-ı Ekber-Büyük Hacc!..


وَاَذَانٌ مِنَ اللّٰهِ وَرَسُولِهٖ اِلَى النَّاسِ يَوْمَ الْحَجِّ الْاَكْبَرِ اَنَّ اللّٰهَ بَرٖیءٌ مِنَ الْمُشْرِكٖينَ وَرَسُولُهُ فَاِنْ تُبْتُمْ فَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَاعْلَمُوا اَنَّكُمْ غَيْرُ مُعْجِزِى اللّٰهِ وَبَشِّرِ الَّذٖينَ كَفَرُوا بِعَذَابٍ اَلٖيمٍ

“Ve ezanum minallahi ve rasulihi ilen nasi yevmel haccil ekberi ennallahe berium minel muşrikine ve rasuluh, fe in tubtum fe huve hayrul lekum ve in tevelleytum fa'lemu ennekum ğayru mu'cizillah, ve beşşirillezine keferu bi azabin elîm: Hacc-ı ekber gününde , Allah ve Resûlünden bütün insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü, Allah’a ortak koşanlardan uzaktır. Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi bilin ki, siz Allah’ı âciz bırakabilecek değilsiniz. İnkârcılara, elem dolu bir azabı müjdele!” (Tevbe 9/3)

Hacc-ı Ekber, Cisimdeki Canın Hakikatını ANlamak Haline koşuş..
cANın ÖZde HAKK’ı DUYuşu, Cismin Hayatta Hayra Uyuşunun Hazır Hali..
Haccü’l- Harameyn: Can-Cisimden ibaret OL-AN İnsanın Mekke-yi Mükerreme’de Celâlî Seyri, Medine-yi Münevvere’de Cemâlî Süluku Hakk etmesidir..

Hacc: Kalben kasd etmek, Canla teveccüh ve Gönülle gelmektir..
Ayrı-gayrıdan feragat faziletidir..
Delil ve bürhan cem’îdir..
Resmi, ismi, cismi olup da CAN taşıyan, akıl sahibi, rüşde ermiş, hür olan ve gücü yeten erkek ve kadının müslümanın üzerinde ALLAH celle celâlihunun bir hakkıdır:


فٖيهِ اٰيَاتٌ بَيِّـنَاتٌ مَقَامُ اِبْرٰهٖيمَ وَمَنْ دَخَلَهُ كَانَ اٰمِنًا وَلِلّٰهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ اِلَيْهِ سَبٖيلًا وَمَنْ كَفَرَ فَاِنَّ اللّٰهَ غَنِىٌّ عَنِ الْعَالَمٖينَ

“Fihi ayatum beyyinatum mekamu ibrahim, ve men dehalehu kane amina, ve lillahi alen nasi hiccul beyti menistetaa ileyhi sebila, ve men kefera fe innellahe ğaniyyun anil âlemîn: Onda apaçık deliller, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya kim girerse, güven içinde olur. Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, ALLAH’IN İNSANLAR ÜZERİNDE BİR HAKKIDIR. Kim inkâr ederse (bu hakkı tanınmazsa), şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnidir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey O’na muhtaçtır.)” (Âl-i İmrân 3/97)

Hâcc ise münakaşa ve mücadele etmektir..
Acizâne fikrimce Haccını HAKK eden Nefsin, iç denge ve dış düzenini Muhammedi Mihenge vurup Melâmet Hırkasını boynuna geçirmektir.

Kafamdaki-Aklımdaki düşünceler kalbime sızdıkça: “Nereye-Niçin-Nasıl-Ne İle gidiyorum?” dedim kedime uçakta…

Sanki doğduğum Kara Taşlı Köyden bir bebek çâresizliğinde, Kara Taşımıza doğru yaşlı birisi olarak uçuyordum!.
Bir zamanlar simsiyah olan saçlarım kar beyazı ak alevle yanmıştı!..
Ömrüm tez geçen bir rüya gibi süzüldü gözlerimden..
Hiç bir zaman kendim için yaşayamamıştım!
Pek çok kişiyi mutlu eden Eşya-Olay-Zaman ve Zann neden bana ayrı-gayrı kalmışlardı?..
Oku-Yaz! Yaz-Oku ile geçen yıllarım ne getirip ne götürmüştü?..
Ne içindi bunlar ve nere gidiyordum şimdi ben?.
Neden bir kaval-ney gibi bomboştu kalbim!.
Neden durmadan Muhammedi Şuur ve Nur demiştim?.

Halbu ki çok iyi bilirdim ki;


Muhammedî Şuûru BİLen
Muhammedî Nûru BULan
Muhammedî Surûrda OLan
Muhammedî O-NURu YAŞAyan
Kardeşlerim bilirler ki İslam Dinine şartsız ŞART OL-AN, şartı olmayan ama girişte kendisi şart olan, basit gözüken TEVHİD ile girilir-çıkılır…
SÖZ bu kadar önemli idi!.

Yeter ki SÖZ de:

Muhammedî Sadakat
Muhammedî Samimiyet
Muhammedî Sabır olsun
Muhammedî Selâmet içinde kalsın!..

İÇteki NİYET esastır ve Fiilin çekirdeğidir..
Her AMELde NİYET Şarttır, farzdır ve Sebebidir Sonucun..

Ne diyorduk Gönül Tekkemizde BİZ BİRlikte:


Yâ Allahımız celle celâlihu!

BİZi Geçmişimizde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in TEVBEsinde BİR Eyle!

BİZi Geleceğimizde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in DUAsında BİR Eyle!

BİZi Şu ANımızda Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in RIZAsında BİR Eyle!

BİZi Son Anımızda Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in ŞEHÂDETinde BİR Eyle!

BİZ ASLında bir CANdan çoğalmıştık ve NUR-u MiM idi CEM’imiz..

Rahmetli Babacığım ömrünün son 40 gününü Antalya'da benimle geçirmişti.
Sondan 4.cü gün ikindi sonu Siirtli Muhammed Sıddık Hocamın Sırr Sohbetinden eve dönüyorduk yürüyerek.
Üç Kapılarda sol elini sağ elime geçirerek kaldırdı ve:
“Âşığım, şu Yalan Dünyada bir tek emelim kaldı o da seninle şöyle el ele bir Ramazan Umresi yapmak!..” demişti.
Aksaray’a döndüğü sabah bakkaldan süt almaya giderken ehliyetsiz bir genç çocuk kamyonla vurdu geçti HAKK’a yürüdü gitti Babam!..
Âdeta bir merinos koyunu gibi saf bir dervişti Rahmetlim!..
Ve ben onun da Ramazan Umresini göndermeliydim İnşâallah!

Pek çok kardeşimiz; dertlerini, kederlerini, çözümsüz gördükleri problem kördüğümlerini samimiyetle paylaşıp dua isteyip çözüm ve çıkış yolu aramaktaydılar BİZ BİR-İZde..

Ve vardığım sonuç ve düşüncelerimin ÖZü şu idi ki Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in tertemiz pâk yüreğinde “BİZ BİR” idik!..
Bunu yazıp çizdik durmadan ve sayısız genç kalbler bu nedenle Beni de canlarından bilmişlerdi gönül bağlamışlardı Bu Yüce YOLda..

Ve şimdi Ben gerçekte Celâl-Cemâl Cem’inde RABB’a Rücû Haccımı sadece Kör Nefsim için mi yapacaktım?..

Kâinatın Madde Merkezi KÂBE idi..
Muahamedinur Sitemize girip okuyanların yanında bir de gece-gündüz demeden yatsı abdestiyle sabah namazını kılarak Hasbî Hizmet eden Gece Kuşlarımızın Salah ve Felah Arzı için HARAM Merkezine gitmem nasib ve kısmet buyrulmuştu…

İşte bu nedenler “BEN” im önüme geçti Rabbülâlemine şükürler olsun!.

Sadakat ve Samimiyyeti yaşamanın tam sırasıydı ki Ben de DUYup-UYarak BİZ BİR-İZ Umresine niyet ettim elhamdülillah:


“Ey Zât-Sıfat-Esma-Eşya Cünbüşünün HAKK ÇALABı celle celâlihu! Senden Sana sığındım!
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Muahammedî Mahviyyetinde BENLİKlerimizi mahvet-erit ve BİZ BİR-İZ eyle!
“BİZ BİR-İZ!” diyen her can kardeşimi sanki şu ANda-fiilen Umreye gitmekte gibi hayr ve bereketinden hissedâr kıl ve buradaki dualarını kabl edip Hakka ve Hayra Çıkış Kapılarını AÇ!..
Hiç eksiltmediğin hasenat ve sevabı hepsine YAZ!.."


Allah celle celâlihu bilmekte ki hamd olsun kendim için dilemeyi en arkaya alarak nasıl ve ne ibadetlerle geçti 40 günümüz kısaca arzedeyim ki can kardeşlerimiz de bilsinler inşâallah..
Bu candan ve gönülden niyetle 40 günün dökümü…

Her Zaman, Her Yer ve Her Hâlde BİZ BİR-İZ içinde Kâbeyi görünce, Tavafta, Safa-Merve Sayında ve İhramdan çıkışta DUAmız bu oldu!

Mekke’de 22 gün Ramazan orucu tutulup Kâbe’de hatimle ve yüz binlerce müslümanla 2 saat Teravih Namazı kılındı..
Akşam iftar için hariç, tüm namazlar Beytullah’ta kılındı..
Mescid-i Haram içinde okumak üzere Kur’ân Hatimi yapıldı BİZ BİR-İZ için Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e sunuldu ve RABBımız celle celâlihu’ya ulaştı inşâallah..

Her öğle namazı sonunda genellikle 7 defa çeşitli niyetlerle Tavaflar yapıldı..
Çok sıcak ve çok tenhada döndükçe ter boşanırken SU yu daha iyi tanıyıp ZeM-ZeMi iftara beklerken, Tavafların sonunda Kâbe’nin her Yüzü ve Köşesi Kıble edinilerek 2 rekat Zevk Namazları kılındı..
Kâbe kapısı, Makam-ı Müstelzim, Makam-ı ZeM-ZeM, Makam-ı İbrahim, Hicr-i İsmail, Altın Oluk, Rükn-ü Yemâni ve Hacerü’l Esved’imiz Kıble edinilerek 2 rekat Hazz Namazları kılındı..
BİZ BİR-İZ Naz-Niyazı SALLandı..

Muhammedinur Tekkemizde gece gündüz canla başla Livechillah Hasbi Hizmet eden kardeşlerime, özel sorunlarla boğuşanlarımıza tek tek ve gönlüme düşen isimler adına özel tavaflar yapılıp sevabı ve hayrı ü bereketi kendisine ve sevdiklerine bağışlandı..
Niyet alırken: “Dua Kapıları açık kalsın kendileri de kendilerince istek ve dualarını sunsunlar Yâ RABBimiz celle celâlihu!.” denildi..

Haram Sınırındaki İhram mik’ad Yeri olan AİŞE radayallahuanha Vâlidemizin Mescidine gidip, yeniden ihram giyerek;
BİZ BİR-İZ Canlarımıza ve çok çok istediği halde gelemeyen, içi yanan gizli GARİPlerle;
Hasbi Hizmetçilerin Hassları Âlim, Ârif, Kâmil, Âşık, Sâlih, Ebdâl, Ebrâr, Ahyâr, Ahrâr Hakk Dostları için de;
Kısacası Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Adına ve Hesabına da bir Umre daha yapıldı..

Mekke’de ve Kâbe’de gördüğüm olumlu-olumsuz gönül fotoğraflarımı zamanla paylaşırız inşâallah..

HARAM olan Kadının HARAM’daki Halleri,
Diri Beytü’l- RABB olan İNSAN Manzaraları..
Kâbe’nin Kral Kapıları..
Beytullah-Allahın Evi ile hemen dibinde yükselen ve Kâbe’yi gölgeleyen Kralın Köşkü..
Kâbe’nin tepesine dikilmeye devam edilmekte olan yüzlerce kat sözüm ona Tevhidsizlerin Tevhid Otelleri..
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Evi ile Komşusu Ebu Cehil’in Evleri..
Ve içimi en acıtanı ise Arap Irkçılığı-Kral Sultası adına Kurutmaya ve değiştirmeye çalıştıkları,
Her Müslümanın CAN CERRyanı OL-AN gerçek Muhammedi Şuur ve NURun sahipsizliği..
Krallık-Kölelik Şeriatının Vehhabî Verisyonuna nasıl tüm ülkelerin sessiz kaldığı ve hatta uymaya başladığı..

Mekke-yi Mükerreme’den Medine-yi Münevvere’ye Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Hicret Yoluna parelel yoldan gidildi, geçtiği çöl vâdileri ve dik dağları seyredilerek..
4 gece-gündüzde kiralık bir müşrikin yol göstermesiyle aldığı yolu, biz otobüsle 7 saatte geçtik…
Sarp ve çok dik dağ gibi tepeler arasındaki derin derelerde tek tük Deve Dikeni ve Deve Sürüleri gördük..
Uğradığımız SU yu yok kasabalarda ise hâlâ ilkel hayat yaşayan umutsuz, ilgisiz ve kaygusuz insanlarla selâmlaştık..

Medine-yi Münevvere, Hurma bahçeleriyle çevrili çok ferah ve insan ruhunu okşayan, neşe nefesi aldıran hoş kokulu YÂR DİYÂRı..
Merkezinde Mescid-i Nebevî ve içinde MUHAMMED Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem..

Ramazanın son 10 gününde Medine-yi Münevvere’de her gece Kadir Gecesiydi..
İftar öncesi Mescid-i Nebevî’yi çevreleyen çok geniş ve mermer kaplı Bahçesini tıka-basa dolduran imkansız Müslümanlara varlıklıların kurdukları İftar Sofralarındaki cünbüş yaşanmaya değer muhteşemlikteydi..
Daha harika olan 72 milletten her tür insan aynı sofrada yan yana can cana bir AN da DUA ederek:
“Ya ALLAH celle celâlihu! Ya Bismillah!.” demekteydi ZeM-ZeM ve Hurmaya..
Tavuk, pilav, muz vs…
Elleriyle pilav avuçlayanlarla sizinde yapma zorunluluğunuz kaşık olmadığından olsa da doyulmaz bir hazz almıştık..
Bendeniz de bu deli zevke iştirak için otele gitmeyip bu iftar seline katıldım sıkça..

Rahmetli Hacı Osman Babamız öğretmişti edebini 20 yıl öncesinden ilk seferimizde:


“Medine-yi Münevvere’de hemen Mescid-i Nebevî’ye git!
Bâbü’s-Selâm Kapısından girerken herkesin içinde saygı secdesi edip Eşiğini öpme de eğilip şu Yüzüğün Akik Kaşını Eşiğe vur, doğrulup Tekbir ve Salâvâtla öp!
Bunu çıkarken Bâbü’l- Bâki’de de yap!”
diye…

Satırdan değil de SADRdan OL-AN bu buyruk uygulandı çok şükür..

Medine-yi Münevvere’de gece uykusu yoktu..
Ramazanın son 10 gününde Medine-yi Münevvere’de her gece Kadir Gecesiydi..
İftar, Akşam Namazı, 2 saat hatimle Teravih Namazı, saat 01 de başlayıp 03 de biten 2 cüz okunan Teheccüd Namazı, Sahur, Sabah Namazı ve her Türk Grubunun Mescid-i Nebevî bahçesinde bölük bölük hep yaptığı Yâ-Sîn sunma…

5 saat civarı uyku ve yeniden Mescid-i Nebevî’ye 2 rekat Tahiyyatü’l- Mescidle dönüş!.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i selâmlama:


Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Kim bana kabrimin başında salat okursa, onu işitirim. Kim de bana uzaktan salat okursa o bana ulaştırılır." "Yeryüzünde Allah Teala hazretlerinin seyyah melekleri vardır. (Ümmetimin selâmını bana ulaştırırlar."

(Kütü-i Sitte; İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 12/406-407.)
Uyarınca Ayakta Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin Kabr-i Şerifi başında Nuru’l- Arabî (ks) nun salâvât-ı Kübrâsı ve Şeyhü’l- Hazin (ks) nun sitemizdeki Salâvatları okundu ki her ikisi de orada doğmuşlardı başta zâten..

Yine ayakta olmak üzere 7 defa Yâ-Sîn Sûresi sunuldu..

Cennet Bahçemizde kılınan namaz ve edilen duanın önemi hadislerinden dolayı sevap ve dua açık kapsıyla Ümmet-i Muahammede BİZ BİR iz ve pek çok kardeşlerim adına ismen de 2 rekat namazlar kılındı Rabbımız celle celâlihu ya Salah ve Felahımız için yalvarıldı.


Bize Mâlik, Abdullah ibn Ebî Bekr'den; oda Abbâd ibn Temîm'den; o da Abdullah ibn Zeyd el-Mâzinî (ra)'den haber verdi ki, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Evimle minberim arasındaki saha, cennet bah¬çelerinden bir bahçedir" buyurmuştur .

Ubeydullah şöyle demiştir: Bana Hubeyb ibn Abdirrahmân, Hafs ibn Âsım'dan; o da Ebû Hureyre (ra)'den tahdîs etti ki, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
"Benim evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Ve minberim de havzım üzerindedir" buyurmuştur .


Öğle Namazından Akşam kadar okunarak Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Huzrunda Kur’ân-ı Kerim Hatmedildi.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ e sunuldu Ve 408 hatimle BİRlikte de sunuldu..
BİZ BİR-İZ duaları edildi..

Kudsal Yerlere geziler oldu..
Cennetü’l- Bâki Mezarlığında; Oğlu Hasan, Torunları Zeynelâbidin ve Muhamed Bakır radiyallahuanhumlarla yan yana yatan Fatümatü’z-Zehra Aleyhasselâm ANAmız ve diğer Sahabeler selâmlandı Fatihalarla her gün..

Hülasa bir zamAN dilimiydi ki;
Kendi Kader Özellik ve Güzelliğinde gelip-geçerken elden gönülden gelenle SİZlerin âcizâne Kervan Kıtmiri olarak yalvardık durduk ki;
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in yüce gönlü hoş ola,
Allah celle celâlihu razı olup BİZi KUL KILA!..

Hacc zevklerimi, anlarımı yeri ve zamanı geldikçe yazarım inşâallah..

Son gün vedâ ederken sol gözümden sızıp yüzümü yakan damla yaş, Hasbi Hizmetsiz ve Nefsimin Hevâ-Hevesinde geçip gidip-dönmeyen zamANlarım içindi!..

Bilirsiniz ki ibâdet, ancak Allah celle celâlihu ya yapılır ve SALLattır.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e SILA-Vuslat-Ulaşımın en kestirme ve emin yolu olan SALLavâtın ÖZü ise Şeriat-ı Garrasında;


Muhammedî Şuûru BİLmek
Muhammedî Nûru BULmak
Muhammedî Surûrda OLmak
Muhammedî O-NURu YAŞAmak ve YAŞATmakta Hasbî Hizmetçisi OLmaktır.

Bu Meslek, Mezheb, Meşreb ve Meblağ;
Muhammed Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’den BİZ BİR-İZ Muhammedî Yüreklilere mirastır Allah celle celâlihu ya hamd olsun!.


Aziz Kardeşlerim;

Arza çalıştığım hususlar, sadece ve sadece BİZ BİR-İZ ne demekti ve Umre Hacımızda nasıl uygulanmaya çalışıldı anlatmak-paylaşmak içindi.
Şahsî ve Nefsî İstek ve Reklamdan ancak Rabbülâlemin’e sığınırım.
Zâten bunu küfür bilirim de tenezzül de etmem inşâallah…

Toprak, Hava, Su ve Güneş gibi el ele can cana, olmazsa olmaz şartı gibi onların da ASLı-ANAsı OL-AN, Nur-u MiM’e Hasbî Hizmeti;


Muhammedî Gayret Şuûrunu BİLerek
Muhammedî Merhamet Nûrunu BULarak
Muhammedî Muhabbet Surûrunda OLarak
Muhammedî Hakikat O-NURunu YAŞAyarak ve YAŞAtarak

BİZ BİRlikte yapalım inşâallah!...

BİRimiz Hepimiz Hepimiz BİRimiz
BİZ Hepimiz Muhammedîyiz elhamdülilah BİLEliğinde Bileşik Kaplar gibi Muhammedî SEVİyede Teslimiyetle,
Resûlî Rotada İstikametle Muhammedî Mahşerimize yürüyelim inşâallah!...


Allahu zülcelâl cümlemizi Nur-u MîM CEM'inde kılsın İnşâallah!

Haddim olmayan güzelliklerle uğurlayıp-karşılayan cAN Kardeşlerime candan şükranlarımı sunar,
Böylesine elit bir BİZ BİR-İZ canlarımızla Hasbî Hizmet Kader BİZ BİRLiği nasip ettiği için Allah celle celâlih’muza sonsuz hamdederim!.


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimize, Âline, Ashabına ve Ümmetine sonsuz ve sınırsız İlmullahça Sâlat ü Selâm Olsun!

Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyi’l-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...

Haremeyn Kokulu Muhammedî Muhabetlerimle…
En son kulihvani tarafından 30 Eyl 2009, 22:01 tarihinde düzenlendi, toplamda 3 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
Zulfikar
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 10
Kayıt: 20 Şub 2008, 02:00

Mesaj gönderen Zulfikar »

Sayın Kulihvani Hocam,

Öncelikle "Hoşgeldiniz" diyorum, yazdıklarınızı okuduğumda heyecanlandım, inşallah bir gün tüm sevenlere nasip olur o güzel yerlere gitmek..

Allah umrenizi kabul eylesin inşallah..

Ettiğiniz dualar için de Allah razı olsun diyorum. Hak yardımcımız olsun..


Tam teslimiyet inşallah...

Zulfikar
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/soyres/zlfkr.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimize, Âline, Ashabına ve Ümmetine sonsuz ve sınırsız İlmullahça Sâlat ü Selâm Olsun!

Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyi’l-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...

Değerli Kul İhvanimiz,
Eşsiz bilgilendirmeniz ve dualarınız için Allah c.c. razı olsun inşaallah..
O mübarek yerlerde BİZi unutmadığınız ve dualarla andığınızdan eminiz sağolun varolun inşaallah..
Bizde burada sizi hiç unutmadık ve hep YOLunuzu gözledik..

Çok verimli geçirilmiş Umrenizi öyle güzel anlattınız ki,
2005 yazında 13 günlük bilinçsiz ve bilgisiz gittiğim umre ziyaretimden sonra en kısa zamanda o kutsal mekanları ve Diyar-ı Yâr’ı tekrar göresim geldi..
O yaz belkide hiç hak etmediğim Umre vazifemde, 6 gün Medine ve 7 gün Mekke de geçirdiğim mekânlar hakkında ne kadar da bilgisiz olduğumu ordayken de anlamıştım ve birkez daha anladım..
Çoğu şeyi yaşadıktan sonra öğrendim ne yazıkki..
Örneğin ilk Medine-yi Münevvere’ye gittiğimizde Mescid-i Nebevî yakınında ki otelimize gider gitmez eşyaları bırakıp gece yarısı merakla Mescid-i Nebevî’nin kapısına varmıştık..
Tabi kapılar kapalı ve çoğu insan kapısında namaz kılmakta ve dualar etmekteydi..
Sonraları herkes kapıya doğru yönelmekte ve kapının açılmasını beklemekteydi..
Ben herkes gibi ayağımdaki sandaletimi çıkarmış bekliyordum ki birden kapılardan sesler gelmeye başladı ve herkes kapıya doğru sıkıştı..
Tabi neler oluyor ve olacak habersizdim ve herkes gibi bende tetikteydim..
Kapıların açılmasıyla insanlar kapılardan hücum edercesine bir yere doğru koşuyorlar ve bende nereye koştuğumdan habersiz koşuyordum..
Sonra belirli bir bölümde herkes bir yere oturuyor, namaz kılıyor ve dualar ediyorlardı..
Ben ise şaşkın halde çöktüm bir yere kaldım ve etrafı seyre başladım..
Her şeyi kendimce düşünerek fikir yürütmeye çalışıyordum, mesela “herkes buraya koşuştuğuna göre burada ibadet çok değerli sanırım” ve başımı sola çevirdiğimde burası “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin Kabr-i Şerifi sanırım.” gibi ihtimallerle düşünüyor ve aklıma ilk gelen şey bol bol salavat-ı şerife okuyordum, sonra namaz dua vs..
Vakit geçtikçe kalabalık artıyor ve bulunduğum yer iyice sıkışmaya başlıyordu.. çünkü herkes burada namaz kılmak istiyordu..
Sabah namazı vakti giripte namazımızı ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi selamlamamızı bitirdikten sonra otelde kafile başkanımızın bilgilendirmesi sonucu öğrendim ki ibadet ettiğim yer Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin ;
"Evimle minberim arasındaki saha, cennet bahçelerinden bir bahçedir" buyurduğu Cennet Bahçemizmiş..

Fazla uzatmadan şunu demek istiyorum ki oralarda insan ne kadar bilgisiz olursa olsun bir şekilde güzelliklerden nasibleniyor..
Örneğin Mekke-yi Mükerreme’de Kabeyi tavaf ederken iyice yaklaşmak istediğimde birden kendimi yarım hilal şeklinde ve bir insan boyu yüsekliginde bir duvarı olan yerin giriş tarafında bulmuştum.. Orası kapalıydı sanırım ve oraya geldiğimde kapıları açmışlardı, yine herkes oraya doğru yönlenince benide oraya sürüklediler.. ve orda da namaz kılmak dua etmek nasib olmuştu.. orasının Hicr-i İsmail olduğunu ve ve oradaki ibadetin kabenin içinde yapılmış gibi değerli olacağını ise yine sonradan öğrenmiştim..
Yine Hacerü’l Esved’imize sağdan soldan insan dalgalarıyla nasıl ulaştığımı Allah c.c. bilir ya yine ben gibi cılız bir insan ezilmeden kendimi Hacerü’l Esved’in önünde bulmuştum.. ve tekrar çıkmak için neler çektiğimi, kemiklerimin çatırtısını yine Allah c.c. bilir.. herkes bağırır çağırır sanırım “çık artık!” der ama oradan ayrılmak girmekten zormuş..

Kabe'yi ilk gördüğüm andaki ve ilk ona baka baka kıldığım namazdaki zevk anlatılamaz sanırım..
Rabbimiz dileyen herkese nasip etsin inşaallah..

Neyse mübarek yerlerin hatıraları anlatmakla bitmez..
İnşaallah o mübarek yerler ve yapılması gerekenler hakkında iyice bilgilenip ordaki her anı doya doya verimli geçirenlerden oluruz..

Haremeyn Kokulu Muhammedî Muhabetlerimizle…
Resim
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »

Çokkkk HOŞ BULduk bizde efendim,
Yaşadıklarınızı duygulanarak okudum en içten sevgilerimi sunarım..


Ankakuşu kardeşim sizinkileride aynı duygu yoğunluğu ile okudum...
Kişi SU misali değilmi? SUyun akacak YOLu mutlaka vardır
KADERinde yazılanı yaşar... farkında olsun yada olmasın...


İçten sevgi ve saygılarımla Muhabbetlerimi sunarım...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
sdemir
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 487
Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen sdemir »

safa-merve yazdı:Çokkkk HOŞ BULduk bizde efendim,
Yaşadıklarınızı duygulanarak okudum en içten sevgilerimi sunarım..


Ankakuşu kardeşim sizinkileride aynı duygu yoğunluğu ile okudum...
Kişi SU misali değilmi? SUyun akacak YOLu mutlaka vardır
KADERinde yazılanı yaşar... farkında olsun yada olmasın...


İçten sevgi ve saygılarımla Muhabbetlerimi sunarım...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
NuruM
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 350
Kayıt: 22 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen NuruM »

NuruM , hoş gördük hoş bildik, hoş bulduk
İçten duanıza AMİN inşaALLAH.... ALLAH celle celalihu razı olsun... Hürmetle ellerinizden öperim efendim...

Sevgi ve Saygılarımla...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/NuruMimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
kamuran
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 183
Kayıt: 17 Eki 2008, 02:00

Hoşgeldiniz

Mesaj gönderen kamuran »

Hoşgeldin Kulihvani abim.
Cevapla

“Kul İhvâni Kimdir?” sayfasına dön