GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Aşıklarımız ve Aşıklarımızdan ilhamlar ve ilahiler.
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim
BİR DERİN AŞK HİKAYESİ
Bir odada dokuz on psikiyatri hekimiyiz. Hepimiz genç bir adamı dinliyoruz. Genç adam ağlıyor. İçinden taşan bir isyanla, sözü gözyaşına katık ederek konuşuyor. Sadece bu topraklarda tesadüf edilebilecek kadar sahici, sadece bu topraklarda dile getirilebilecek kadar içten bir aşk ıstırabını, sevdiğinin etrafında sema eden bir derviş gibi anlatıyor. Ona sorular soruyoruz. O ise başka bir zamandan haberler getiren bir yalvaç gibi, bizi o zamanın içine çekerek, bizi başka bir dünyanın ve başka bir varoluşun mümkün olduğuna ikna ederek anlatıyor. Doktorların gözleri usul usul buğulanıyor. Az sonra teker teker odanın dışına çıkıyor, ıslanmış gözlerini suyla avutup geri dönüyorlar. Kimilerinin takati gözyaşlarını saklamaya yetmiyor. Odada herkes ağlıyor. Bir gözyaşı ayini yaşanıyor o sırada. Modern dünyada eşine az rastlayabileceğiniz bir arınma zamanı, başkasının ıstırabına yüreğin kapılarının sonuna kadar açıldığı bir melek sofrası. Genç adam ağlıyor, anlatıyor ve ağlatıyor. Arkadaki bakımsız bahçenin ağaçları, otları ve böcekleri ağlıyor. Istırap, gözyaşlarının ipek halısıyla akıl hastanesinin uzun koridorlarında dolaşıyor, kalbi olan kim varsa ona değiyor, avlunun 'küskün kral'ları olan kronik şizofrenler ağlıyor.

Aynı fabrikada asgari ücretle çalışan birbirine aşık iki gencin öyküsüdür bu. Bu ülkede mülksüzlerin en büyük mülkünün aşk olduğunu, dünyaya otağ kuramayanların aşkın harcıyla karılmış köşklerde yaşayabildiğini anlatan bir öykü. Ancak aşkın var ettiği bir imlayla konuşup yazan, dünyanın kirinden pasından arınmış, hal ilmini izleyerek sözün duraklarını geçmiş, hayatın hay huyunda oyalanmamış, birbirini melek kalbiyle seven çocukların öyküsü. Aşk, insana bir melek kanadının değip geçişinden başka nedir ki zaten?

Aşkların en temiziyle, 'gökyüzüne sıçrayan' bir sevdayla severler birbirlerini. Artık, 'zemin ateş, zaman ateş, bütün nakş ü nigar ateş'tir. Kızın ailesi bu aşka razı olmaz, çocuk Türkiyenin doğusundandır, o sana layık değil derler, bak üniversite bile okumamış derler. Kahramanımız Ferhad olup dağları delmeyi dener. Öyle bir çalışır ki üniversite sınavına, iyi bir fakülteyi kazanır. Ama 'insafın o yerde namı yok'tur, yine gerisin geri edilir. Aile, Nuh der, peygamber demez. Sonra kızlarını bir akrabalarına nişanlamak isterler. O gece kız meleklerin kanatlarına tutunup uçar. O kadar koyu bir yeis içindedir ki kalbinin sızısını boynuna doladığı ilmekle yok eder. Ruh göğe yükselirken melekler onunla alemi seyreder.

'Onun ardından dua okumayacağım, namaz kılmayacağım' diye ağlıyor, 'madem o benim için kendisini öldürdü ve madem canına kıyanların yurdu cehennemdir, ben onsuz cenneti istemiyorum, ben onunla birlikte yanmak istiyorum'. Ah, Galip dede! Kim derdi ki bir aşık çıkacak da asırlar sonra senin şiirini bağrı yanarak, feryat ederek, hal bilgisiyle terennüm edecek : 'Ey Ay, gül bahçeleri, bana, sensiz oldukça her solukta cehennemden dem vurur: Ağaç ateş, fidan ateş, gül ateş, yaprak, meyve, ateş'. Şimdi bir psikiyatri kliniğinde, bir intiharın kucağından az önce alınmış, yeryüzünde divane dolaşmaya, ruhunun en ücrasına yürümeye ve hep sevdiğinin adını söylemeye yazgılı bir Mecnun olarak tedavi edilecek. Aşkı iyileştirebilir miyiz? Aşk ıstırabından elektroşoklarla uyandırabilir miyiz onu? Peki ya, sevebilecek mi uyandığı bu yeni dünyayı? Sevgilinin yüzü olmadığında gün yine ışıyacak mı?

Aşk, kimi insanlar için çiledir. Aşkla yanarak kendimizi fark eder, ruhumuzun derinliklerine olta atarız. Çile çekerek, anlarız. Genç adamın ruhu, bu çileyle pişecek. Onun hikayesi bize başka bir dünyanın mümkün olduğunu anlatıyor. Belki bir defa daha o odada hep beraber sessizce ağlamayacağız ama meleklerin bize görünür gibi olduğu o anı, hep hatırlayacağız. Karşımıza ilk defa o gün çıkan genç adamın hüzünlü öyküsü, onun bulup bizim kaybettiğimiz bir şeyi bize daima hatırlatacak. Onun sevişindeki saflık, çileyi göze alışındaki samimiyet, kalbin evine dönerken yolumuzu aydınlatacak. ALINTI
--------------------------------------------------------------------------------

AŞK ateşine düşenlerden Alevler....
Âteşe düştüm düşümde âşık olmazdan evvel
Mübtelâ-yı aşk olursun diye ta'bîr ettiler


***************

Yakdı yandırdı beni mahabbet bir âteş ile
Ki tefü tâbumı ne şem' ü ne pervane bilir



Hu âlem sanki oddan bir denizdür
Ana kendüyi atmakdur adı aşk


***************

Reha bulmak ne mümkün sûziş-i mihnetten uşşâka
Firak âteş visal âteş belâ-yı intizâr âteş


***************

Aşk derdinin devası terk-i cân etmekdedür
Terk-i cân derler bu derdin muteber dermanına


***************

Çokdur eğerçi derd-i belâsı mahabbetin
Amma ne çâre elde değil ihtiyarımız


***************

Yâ Rab belâ-yı aşk ile kıl âşinâ meni
Bir dem belâ-yı aşkdan etme cüda meni

Aşk derdiyle hoşem el çek ilâcımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehr-i dermânındadır
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re:

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

HAYY-DOST yazdı:Resim

Ela gözlerini, hüzünlü bakışlarını, unutmuşsun giderken,
Kulağımda hâlâ sesin: "Dünyada mutluluk nerede anne?" derken,
Cennet müjdesi mi aldın? Gül fidanım gidiverdin böylece erken,
Bülbül çile çekmede gül yanındayken, benim bağrımda hâlâ diken...
AĞLATMA BENİ,
İNLETME BENİ,
NAZLI GÜLÜM, CAN İÇİM,
BÜLBÜL GİBİ SIZLATIP, DİNLETME BENİ...
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim
GÜL'üm Nihal'im...
Gelmeyi ne kadar çok arzuladığın , görmek için delice yandığın, bu beldelere anacığını layık gördü yüce Yaratan(CC)
Hamdolsun.. Şükür olsun..Şu anda, Medine-i Münevvere'nin içinde ,etrafı hurma bahçeleriyle çevrili bir çay bahçesinin
önündeyiz. Akşam saatlerini birza geçmekte. Buranın sahipleri, hemşehrimiz sayılırlar.
Havza'lılar. Çok değerli insanlar. Biraz önce bize hurma ağaçlarının özelliklerinden ve güzelliklerinden anlattılar.
Hurma ağacının, bir erkeği birde hemen yanıbaşında bir dişisi olduğunu, ve yavrunun da yakınlarında büyüdüğünü,
döllenmenin insan eliyle yapıldığını, yani erkek ağaçtan alınan erkeklik polenlerinin alınıp, dişi hurmada uygun yerlere
aşılanmasıyla yavru oluştuğunu, zamanla büyüyen yavrunun vakti gelince sezaryan ameliyatı gibi alınıp ailenin yanıbaşına
dikilerek yetiştirildiği gibi, çekirdekten de yetiştirmenin mümkün olduğunu anlattılar.
Eğer dişi hurma eşinden ayrılırsa , yani uzak bir bahçeye götürülüp dikilirse, arkasından erkek hurmanın sararıp solup , öldüğünü ,
tıpkı insan ailesi gibi aile özelliği taşıdığını izah ettiler..Ne kadar mübarek bir bitki olduğunu burada ilk defa öğrenmiş oldum..
Bu arada çeşitli hurmalar ve çay ikram ettiler..
Umreye geldiğimiz yaklaşık dört yüz kişiyi alacak kadar büyük bir çay bahçesi burası..
Geç saatlere kadar. sohbetler dinledik..
Hep aklımdaydın , sanki sen de bizimle gibiydin. Senin için yanımda bir sandelyeyi de boş bıraktım.. Hayalen gelmişsin farz ederek işte...
(Ravza-ı Mutahhara da, "bir kuş olup gelse dedim ,o da görse buraları ne olur Rabb'im" diye dua ederken, senin için...
bir sürmeli gözlü, cennet bakışlı beyaz güvercin konuverdi önümdeki halıya..Epeyce gezindi arada bir gözlerime bakarak..
Hiç ututmuyorum o güvercini..)
Medine gül şehir ..Resulallah'ı (SAV) barındıran Peygamber evi nur şehir...Gönüllere sürÛr veren, Cemâl şehir, can şehir.. Hurma bahçeleriyle dolu,
tarifsiz güzel şehir.. Yine gitmektir muradım..inşae allah

En son HAYY-DOST tarafından 12 Tem 2011, 16:48 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen Gul »

Sevgili Hayy Dost, o hurma ağaçları içerisindeki çay bahçesinde oturmuş kadar olduk. Allah razı olsun

Resim

Resulullah (sav) Efendimiz İbrâhîm Sûre'si 24. ve 25. âyeti kerimelerde tasvir edilen ağaç için "o hurma ağacıdır" buyurmakta.

MuhaMMedi MuHABBEtle.
İnşâe ALLAH

***

Enes İbnu Mâlik (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Allah'ın hoş bir sözü; kökü sağlam, dalları göğe doğru olan- Rabbinin izniyle her zaman meyve veren- hoş bir ağaca benzeterek nasıl misal verdiğini görmüyor musun?"(İbrâhîm, 24-25) âyetindeki zikredilen ağaç hakkında : "O hurma ağacıdır" buyurdu. Ve müteakip ayette ifade edilen kötü ağacı da hanzale'ye (zakkum, Ebu Cehil karpuzu da denir, mercimek ağacıdır) benzetti. Âyet şöyle: Çirkin bir söz de yerden koparılmış , hiç bir sebatı olmayan kötü bir ağaca benzer" (İbrâhîm, 26). (Tirmizî,Tefsir, İbrâhîm,(3118).)
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim
KALBİMDEN AKIP GİDİYOR, BİR PINARDAN AKAR GİBİ DUYGULAR,
HÜZÜNLER, ÖZLEMLER, KEŞKE, VE DAYANILMAZ AĞRILAR KAYGULAR,
KİRPİKLERİMİ ÖPÜYOR , GÖZLERİMDEN YUVARLANAN YAŞLAR,
GECENİN KARANLIĞINDA, KAYIP OLUYOR GİZLİ KUYTULARDA UYKULAR
.
...


GÜL'LERİ SEVERİM, BİR HARİKA GÜL HATIRINA....
GÜL GÖNÜLLÜ GÜLÜM
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim

YÂR İLE ŞİMDİ

Ağyardan ne varsa attı YÂR,
KALBime kuruldu taht-ı YÂR,
Gel gör nasıl mutlu baht-I YÂR,
Çok hoş gönlüm YÂR ile şimdi....

İniş çıkış hayat yokuşları,
Her yan RABBimin nakışları,
KALB gözümde YÂR bakışları,
Bir hoş gönlüm YÂR ile şimdi....

Sen'siz ziyasız, KALB fenerim,
Narla yanar, Nur'la sönerim,
Gökte uçar, yerde dönerim,
Serhoş gönlüm YÂR ile şimdi...

Yok dünyanın kârı, faydası,
Ezelden bende YÂR sevdâsı,
Yaktı candan, nazı edâsı,
Ne hoş gönlüm YÂR ile şimdi...

Ağyar elinden yaralıyken,
Çile çölünün mâralıyken,
Gülmeyen bahtı karalıyken,
Ahh! hoş gönlüm YÂR ile şimdi...

Gülizar der YÂRim HAKKtır HAKK,
Dön arkanı dünyayıi bırak,
Sanma nefsim ahiret ırak,
Pek hoş gönlüm YÂR ile şimdi

En son HAYY-DOST tarafından 23 Haz 2011, 14:08 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

“B” Mi?
“C” Mi?
“N” Mi?
“H” Mi?
O-rda kiM VaR?

Resim

ZEVK
4432

Ne GÜL İSTEr Ne de ZÂR-ın!.. DivâNâ BÜL-BüL-üM HASTa
Kara GÖZlü Hacerü ESVED!.. KaRa DONlu DiLBeR YASTa
İÇ-tiğim ATAŞ DOKUNdu!.. Bir DAMLAydıM DONdum KALdım
ZeHiR mi? ZeM-ZeM mi BİlmeM?. ÂŞIK
AH!.ı ALTıN TASta!..


30.04.11 17:51
çlçlmd..
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim

YORGUN

Resim

Geçiyor zaman âheste,
YÂR hasreti dilde beste,
Her çiçeği deste deste,
Yazım yorgun KIŞım yorgun....

Resim
Gül naz eder neden kokmaz,
Bülbül âşık, ele bakmaz,
Titrer gözlerimden akmaz,
Kirpiğimde YAŞım yorgun....

Resim
Yol yürürüm yokuş bayır,
Hicran dolu gönül bağır,
Kendisi kendine ağır,
Dik durmayan BAŞım yorgun....

Resim

Bitmez şeytan hîleleri,
Nefis ile bileleri,
Çeke çeke çileleri,
Kalbde sabır TAŞım yorgun...

Resim
Bir gül dersem dikeni bol,
Nere gider bu bağdan yol,
Her yanım karışık , sağ-sol,
İçim yorgun, DIŞım yorgun...

Resim

Sanır nefsim daha erken
Bu dertli baş bende varken,
Zehire döner bal yerken,
Tasım yorgun, AŞım yorgun....

Resim

Gerçekten kaçtım hayâle,
Nasıldım geldim bu hâle,
Uykulardayım ben hâlâ,
Rûyam yorgun DÜŞüm yorgun...

Resim

YÂR hayâli kura kura,
Geçti ömrüm koşa, dura,
Hasretinden vura vura,
Böğrüm yorgun ,DÖŞüm yorgun...

Resim

Ömür denen bir sâniye,
Geldik dünyâya biz niye?
YÂR adını diye diye,
Dilim yorgun, DİŞim yorgun...

Resim

Doluya koydum almadı,
Boşa da koydum dolmadı,
İmkânlar geçti kalmadı,
Dolum yorgun BOŞum yorgun...

Resim

Hilâl gibi kaş verdi YÂR,
Gözlerimde yaş verdi YÂR,
Ne verdiyse hoş verdi YÂR,
Gözüm yorgun, KAŞım yorgun...

Resim

Uçup göğe bakmak ister,
Şimşek şimşek çakmak ister,
Ten- kafesten çıkmak ister,
Gönül yorgun, KUŞum yorgun...

Resim

Gülizar başa döndü, DOST,
Yüreği taşa döndü DOST,
Ölümlük yaşa döndü DOST,
Yıllar yorgun ,YAŞım yorgun.....

ResimGÜLİZAR


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim


GÜL ŞEHRİ MEDİNE

Ben bir güzel şehre vardım,
Hepimi hiçime sardım,
Celâl'i Cemâl'e kardım,
Kapısı GÜLdü yolu GÜL...

Resim

Dağ tepe denizler aştım,
Ne harika diyarlar, şaştım,
Yürekten çağlayıp coştum,
Ovası GÜLdü seli GÜL...

Resim

Ravza'sında divan durdum,
"Cennet bahçesi"ne girdim,
Anlatılmaz hâle erdim,
Kokusu GÜLdü kulu GÜL...

Resim

"Zem-zem" içtim kana kana,
Nura düştüm yana yana,
Oldum sanki bir mevlâna,
Halısı GÜLdü, tülü GÜL...

Resim

İki direk arasında,
Namaz kıldım sırasında,
Niyaz ettim duasında,
Duvağı GÜLdü teli GÜL...

Resim

Ravza'nın önünde taşlar,
Kanat çırpar uçar kuşlar,
Sabahladım gözde yaşlar,
Seheri GÜLdü yeli GÜL...

Resim

İnledi kalbde dertli ney,
Silindi gözümde her şey,
Sunuldu HAKK'tan tatlı mey,
Kupası GÜLdü eli GÜL...

Resim

"Cennet'ül Bâki" kabristan,
Üstünde atlas bir fistan,
İsimler gizli herkesten,
Toprağı GÜLdü şalı GÜL...

Resim

"Uhud şehitler"i , diri,
Uhud dağında her biri,
Güllük bağ gördüm her yeri,
Yaprağı GÜLdü dalı GÜL...

Resim

Yedi mescidlerde hurma,
Tesbihleri sırma sırma,
Hurma ye, tesbih al, sorma,
Kovanı GÜLdü balı GÜL...

Resim

Rabb'im ile zikreyledim,
Her nimete şükreyledim,
Tefekkürle fikreyledim,
Kelâmı GÜLdü dili GÜL...

Resim

Gülizara ikrama bak,
Üstündeki ihrama bak,
Gördüğü ihtişama bak,
Yüreği GÜLdü hâli GÜL...

GÜL-İ ZÂR
Dostlara sevgi ve selamlarımla
....
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim
GÜLün DERDi...

GÜLün DERDİ,
SEVmekten başka
Bir ŞEY değilmiş,
SEVgiliyi...
ÖMÜRün DERDiyse,
Bitmekmiş, bir gün bir yerde....
SEVmek bin tane derde,
Düçar edermiş bu GÖNÜLü...
SEVmek sonsuz bir duygu...
Ömür ise kısa....
Bundanmış işte gönüldeki KAYGU....
GÜLün solduğuna,
Bakmayın siz,
Sevgisi gizli sessiz,
Onun sevgisi yaşarmış ,
Bir bülbülün gönlünde....
Gözden uzak,
Kalplere yakın bir yerde,
Kokusu saklanırmış ,
Hüzünlü bir seherde...
Bakmayın bülbülün feryadına.
Asıl SEVGİ GÜLde saklıymış,
Sararıp solan renginde....
Yalan dünya işte, kim murat almış,
Kim mutlu olmuş denginde......?


Nİ-HÂL


Resim
En son HAYY-DOST tarafından 08 Ağu 2011, 14:23 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

ResimOLMASA...
MESELE ETME,
SEN Mİ DAHA GÜZELSİN,
BEN Mİ DİYE?
GÜZELLER BAZEN ,
HİÇ BİR ŞEYDİRLER....
SÛRETLERİ DE OLMASA....
TOPRAĞA KARIŞAN,
SULAR GİBİ,
GELİP GEÇİCİDİRLER.....
ARKASINDAN, AĞLAYAN,
DAMLALAR DA OLMASA.....
AMA AĞLAYANLARIN,
EN GÜZELİ BENİM,
ARKAMDAN AĞLAYAN,
TEK DAMLA BİLE ,
OLMASA...

NİHÂL
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen kulihvani »

ResimtüL tüL Ni-HâL
büL büL Ni-HâL
seHer seyRi
güL!.. güLNi-HâL


güle de yaprağına da rahmet yağsın bu gece..

ZEVK 4568

kAHkAHalarda hiÇkıRık!.. gÖZ yaŞı biTmez güLNi-HâL
ölüM Ne ki Ah!. ayRılık!.. göNülden giTmez güLNi-HâL
biNbiR çiçeK ÇEK-irdeĞi… Resim ÖZel-likleRin ÖZünde!..
güZellik gÖZlerde KALır.. meSele eTme-z güLNi-HâL


31.07.11 22:22
ayazğ-stnbl..



deniz derin uykusu olmaz
damlaların korkusu olmaz
dalgaların dansın seyret!
dostun dosta kaygusu olmaz…

doĞ..öLüm-se
teN..tülüm-se
yaS-paS tutMa!
güL..güLüm-se…


beN seN
seN beN
Ne-deN
caN teN..

var git ölüm var git ÜÇ gün ara ver!
al kara sevdâResim nazlı yÂra ver!..

huuu dost!..
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim

nihal'in hatıra defterinden...

Resim

"rüzgârların estiği yerde,kalbimi karşıla,
ama, yağmuru yağdığı yerlerde arama...
gözlerime bakınca görürsün
."


"dünya bir boşluk,
kalbim onunla dolamayan bir sonsuzluk


"seni sevmek kaderim olsun isterim,
senden başkasına gönül vermek,
boşa geçen ömür derim
.."

Resim
"çekimez gelir...
bazen hayatın sancıları,
kalbimi ağrıtır, buruk tadıyla,
seni sevmenin yasakları...

karanlığın sevdalı yüzümü ,
gizlediği gecelerde akar,
gönül gözümden düşen ,
en manalı gözyaşları.."
Resim


ben gençliğimin, en bahar zamanında,
içimde bir buruklukla gezerim..
o burukluğun resmini,kalbime,
gözyaşlarımla çizerim...

sen en iyisi, bakma o resme,
gözlerin yorulmasın..
bıkmasın, yoksa,
bir de onların hasretini çekerim.."
Resim

"denize kavuşamayan sular gibiyim,
akıyorum bir o yöne, bir bu yöne...
kayboluyorum sanki,
ama gözlerindeki denizde...."

Resim

"son baharın ölüm sessizliğinden,
uyandır beni.
hüzünlerin arasından kurtar kalbimi..
dirilt hayat veren gözlerinde,
istersen, sevdikden sonra,
yine sen öldür beni....."

Resim

"ben zaten hep yalnızım,
aslında,
yalnızdım da...
alışığm, benim olan ,
yanızlığıma....
yeter ki sen,
sevdamı yalnız bırakma....."

Resim

"mavi bir sükun....
var yüreğimde...
gözlerin var, en manalı,
suskun yerinde.
öldüğüm zaman, o sükunla,
göm beni...
gönderemesem de, kalbimi,
senin kalbinle birlikte,
sonsuzluk denizine......"

Resim

"sessizliğin sesini dinliyorum,
bazı gecelerde, yada saatlerde,
seviyorum bu sesi,
tüm seslerden, daha güzel,
daha derin ve daha anlamlı.....
ama, bir yerde sensizliğin sesi ,
bozuyor, havamı...
gözyaşlarımla birlikte..."

Resim

"her bahar, gülündalında,
gül açar, bülbül öter...
gülün dalını fark etmez kimse,
bahar biter, gül solar,
hasret düşer bülbüle...
ve uçar gider...
gül dalı yapayalnız kalır,
"ahh" ıyla başbaşa yine....."

Resim

yanlışlar aşkın özüne,
yakışır değil.....
doğrular aşka engel mi?
aşk....
ne yanlışlar,
ne de doğrularla, bulunamayan,
bilinmez bir cevher mi?
yanlışlar,
bana aşkı kaybettirdi,
doğrularsa,
ona kauşamayacak kadar,
kendine esir etti......"

Resim

"boş vakitlerde buldum ,
ben kendimi....
siz, dolu vakitlerde neler kaybettiniz,
bir bilseniz...
dolu dolu yaşadığınızı zanettiniz....
aslında bomboş olan,herşeyi,
doldurdunuz, dolu vakitlere....
oysa ben boş vakitlerimde,
dinledim hep kendimi...
ve aşk ile doldurdum kalbimi....."

Resim
En son HAYY-DOST tarafından 09 Ağu 2011, 13:14 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim

ZAMANLA

İnsan alışırmış sevmediği şeylere bile,
Düşmanın attığı taşa, dostun attığı güle,
Bağrını dele dele söyleyen zehirli dile,
İnsanın DERMANı olurmuş DERTleri, zamanla...

Sevdânın karasını ak eylermiş yüce Mevlâ,
Çölleri gül gülistan, kalmazmış ne Mecnun ne Leylâ,
Süheylâ olurmuş, aşkın nârında yanan Züleyhâ,
İnsanın DERMANı olurmuş DERTleri, zamanla...

Hasretiyle yanmak YÂRin, en güzel bahtiyarlık,
Hiç umûrunda mı RÛHun, yaşlanmak, ihtiyarlık,
Gelir geçer her şey, dünyâ fânidir, darlık- varlık,
İnsanın DERMANı olurmuş DERTleri, zamanla...

Alışmak zor gelse de inleyerek önceleri,
Izdırablar yavaşca mekân tutar geceleri,
"AHH" larında kavrulup, yanar, pişer niceleri,
İnsanın DERMANı olurmuş, DERTleri, zamanla...

Gülizâr sen dahi sevdin uzaktaki yakını,
Yıllar var ki anladın artık dost- düşman farkını,
Mâdem döndüren EL-BÂKİ VAR zamânın çarkını,
İnsanın DERMANı OLMALI DERTleri, zamanla...

GÜL-i ZÂR
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim

HAKK(CC) AŞIKLARI

ÇÖLe saldım bülbülümü, bir çöl çiçeği peşine,
Pervanesiyim ben, her gün, yanarım ateşine,
"Külli Şeyin KÂdir", MevlÂm, akıl sır ermez işine,
ÂŞIKlarının kaderi, kara sevdalarda yanmak.....

Bulutları gözlerime, şimşekleri kalbime sal,
Yıldırımların harp etsin, istersen beni benden al,
Bağının dikenleri gül, zehiri bana tatlı bal,
ÂŞIKlarının kaderi, ölüp, ölüp de uyanmak.....

Kuyum Yusuf(AS) kuyusudur , zindanım Yusuf(AS) zindanı,
Zincirsiz bağlıyım Yâr'a, çoktan sattım pula canı,
Yusuf- Züleyha sevdası, en güzel gönül destanı,
ÂŞIKlarırının kaderi, aşk masallarında kanmak....

Bin vuslata değişmem YÂR, cahim gibi hasretini,
Boğma canım çokluğunda, BİR-le bende kesretini,
Çağır dünya gurbetinden, çöz artık esaretini,
ÂŞIKlarının kaderi, dem dem, an an seni anmak....

Şu Gülizar ne garip kul, dertleri zevk edinmiş, dost,
Baharları kışa dönmüş, fırtınaları dinmiş dost,
Bir zaman yüksek uçardı, şimdi yamaca inmiş dost,
ÂŞIKIlarının kaderi, burdan O--raya SALLanmak.....

Gül- i- zâr
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim

DOSTA ARZ-I HÂL

Bizim buralarda acı yel eser,
Yeli hoş da acısı nefes keser,
Dost halimi sormadan niye küser,
Çekip kendine kalbimi yakma..dost

Gelir geçer elbet bir dara düştüm,
Ağyardan kıvılcım bir nara piştim,
Yarin hasretinden feleğim şaştım,
Kement atıp ip boynuma takma dost.

Arzular dağlar gibi ama haram,
Gün gün daha büyür, kalbimde yaram,
Bir hoş nefes yolla yarama saram,
"Aşk" elde değil bana hor bakma dost...

Utanırım deme kimseye halim,
Elimde kırılır tuttuğum dalım,
Gel seninle gitsin mezara salım,
Arada uğra beni bırakma dost..

Dünya işte kime vefalı olmuş,
Hangi aşık mesrur sefalı olmuş,
Gülizar ezelden cefalı olmuş,
Bu dem de geçer sen bana bakma dost
...
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim

YÜREĞİM NERDE?

Kâbeye yüzüm sürdüm de geldim,
Günahlarımı dürdüm de geldim,
Kendimce sırlar gördüm de geldim,
Yüreğim sende kaldı Medine...

Mübârek Ravza, yeşil kubbeli,
Kokladım GÜLden, oldum zır deli,
Uzandı birden Resul'un(SAV) eli,
Yüreğim sende kaldı Medine....

Minber'in önü Cennet'ten bahçe,
Herkesin dili ayrı bir lehçe,
Dua ve namaz aynı kardeşce,
Yüreğim sende kaldı Medine....

Secdeye vardım gözümde yaşlar,
İnledi yerde birlikte başlar,
Dünya şaşırır zaman yavaşlar,
Yüreğim sende kaldı Medine....

enden mi esti seher yelleri?,
Burnuma koktu Nebi(SAV) gülleri,
Kulakta çınlar, bülbül dilleri,
Yüreğim sende kaldı Medine...

Bedenim yanık, "zemzem"e susuz,
Kalbim uyanık, gözler uykusuz,
Ağyar keyfinde, dertsiz kaygusuz,
Yüreğim sende kaldı Medine...

Cennet'ül Bâki, kapısı örtük,
Sakinleri GAYB, ses gelmez artık,
Hüznüm derinde, ömrüme katık,
Yüreğim sende kaldı Medine...

Mescid-i Resul, önünde gölge,
Ya Hayy! Ya Allah! içimde denge,
Elimde KUR'AN , mühürlü belge,
Yüreğim sende kaldı Medine...

İzzet ve ikrâm, ne güzel RABBim,
Sanırdım ki ben, yalnız garibim,
"Malik el mülksün", Sen'sin sahibim,
Yüreğim nerde kaldı Medine?...

Resul'un(SAV) sesini derinden duydu,
Gülizar O'nu, kalbine koydu,
AŞKıyla yandı, bağrını oydu,
Yüreği kimde kaldı Medine
?...
En son HAYY-DOST tarafından 08 Ağu 2011, 14:58 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim

Zahidzenderun can kardeşimin hatırası:
RUHU ŞÂD olsun
.....


Bir sâkiden içtik şârap, Arştan yüce meyhânesi,
Ol sâkinin mestleriyiz, cânlar onun peymânesi.

Bir meclistir meclisimiz, anda ciğer kebap olur,
Bir şemdir burda yanan, güneş onun pervânesi.

Aşk oduna yananların, Kûlli vücûdu nûr olur,
Ol od bu od’a benzemez, hiç belirmez zebânesi.

Ondaki mest olanların, "Enel hak"tır sözleri,
Hallac Mansur gibidir en kemine divânesi.

Ol meclisin bekrileri, şol şâh-ı Edhem gibidir,
Belh şehrinde yüzbin ola her guşede virânesi.

Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegil,
Bilmez misin cahillerin nice geçer zamanesi...

Yunus

_________________
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek
.
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim
Bu gün kabrine geldim,

Topraklar çatlamış, gülleri solmuş,
Kuş sulaklarına kuru ot dolmuş,
Sararmış yapraklar, tarumar olmuş,
Yoluma baktın mı, gelmedim diye?....

Resim

Gülleri budadım, dikenleri battı,
Ellerimi değil, , kalbim kanattı,
Benden önce kader, ahrete attı,
Bana gücendin mi, ölmedim diye?....

Resim

Dünyadayım ama, sanki ölüyüm,
Muhammed(sav) kokulu, ahret gülüyüm,
Ah-u zârı bitmez, dert bülbülüyüm,
Küstün mü kabrinde, ötmedim diye?...

Resim

Çamların yaprağı, düşmüş saçılmış,
Kurt karıncaya yem, yiyip içilmiş
Topraklar azalmış , kökler açılmış
Ağladın mı yoksa, örtmedim diye?...

Resim

Gülizar anacık, misafir burda,
Yer hazır mı Nihal, hal nasıl orda?
İnsan her çileye, katlanıyor da,
Yüz çevirme isyan, etmedim diye?

Resim Gül-i zâr Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Derdim çoktur hangisine yanayım
Yine tazelendi yürek yarası
Ben bu derde hande derman bulayım
Meğer dost elinden ola çaresi
Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim

Türlü donlar giymiş gülden naziktir
Bülbül çevreyleme güle yazıktır
Çok hasretlik çektim bağrım eziktir
Güle güle gelir canlar paresi
Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim

Benim uzun boylu servi çınarım
Yüreğime bir od düştü yanarım
Kıblem sensin yüzüm sana dönerim
Mihrabımdır kaşlarının arası
Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim

Pir sultanım katı yüksek uçarsın
Selamsız sabahsız gelir geçersin
Dilber muhabetten niye kaçarsın
Böylemiydi yolumuzun töresi
Efendim efendim benim efendim
Benim bu derdime derman efendim
En son HAYY-DOST tarafından 27 Ağu 2011, 20:49 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Yine tazelendi yürek yarası
Açmasam olmuyor açsam olmuyor
Değil derler dert yanmanın sırası
Kaçmasam olmuyor kaçsam olmuyor

Gidip derdim kimden kime ne diyem
Dünyada kasavet benim hediyem
Efkar edip kendi kendim bu diyem
Biçmesem olmuyor biçsem olmuyor

Bilmem derdim desem hangi hekime
Hangi kapı çalıp gideyim kime
Bir yardımcı yoktur benim yüküme
Geçmesem olmuyor geçsem olmuyor

Bu benim halime gören şaşıyor
Ümit bağlarıma gazel düşüyor
Hangi kaba döktü isem taşıyor
Saçmasam olmuyor saçsam olmuyor

Değil Kul Dumani herşeyden emin
Sadece ümidi rabbil alemin
Nasıl diyem ben günahkar ademim
Uçmasam olmuyor uçsam olmuyor
ALINTI
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Ne sazımda çalmaya tel kaldı,
Ne mızrabı vurmaya el kaldı,
Geriye YÂRimden bir "gel" kaldı,
"Ya akşam, ya sabah" der, beklerim...

NEY mahzun, üflemeye nefes yok,
Geçti gönlüm dünyadan heves yok,
Mekanım garib, ANda bir ses yok,
DERT dokur, ANı ANa eklerim.....

Acılara gark oldu vah! ömrüm,
Neler yaşadım, ah !neler gördüm
Her gün dirilir her gün ölürüm,
Boş anlamsız gelir emeklerim.....

Gülizar yazık nedir, bu halin,
Sahibi kim senin ve Nihal'in,
Değişir bir gün bu pür melalin,
Bu kadar olsa çekeceklerim.....
Gülizar
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Kalanlara Selam Olsun

Biz dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun,
Bizim için hayır dua, kılanlara selam olsun.

Ecel büke belimizi, söyletmeye dilimizi,
Hasta iken halimizi, soranlara selam olsun.

Tenim ortaya açıla, yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan veçhile, yuyanlara selam olsun.

Sala verile kastımıza, gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze, duranlara selam olsun.

Derviş Yunus söyle sözü, yaş dolmuştur iki gözü,
Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun
.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

âhVal-i ÂŞIK..

Bilirsin Dost Solar Her Açan Çiçek!
Ne Var Ağlayacak? Ne Var GÜLecek?
Kadere Gücenme Resim GELen GEÇecek..
Ah!ı Kalır Resim Yer Yüzünde Âşığın!..

Resim

Cihanın ÇİLEsi Göklere Ağar,
SEVenin Sînesi SEVdâsın Sağar,
Tek GÜL Açar Gör Başına KAR Yağar,
İlk Baharı Son Güzünde Âşığın!..

Resim

Kanı Dinmez Deli, Değme Yarama!
Leylâ ZÜLFü Ateş, Elle Tarama!
Yerlerde Göklerde YÂRin Arama!
SEVgilisi Resim Kör Gözünde Âşığın!..

Resim

Yuvasız Kuş Gibi Döner DevrÂNda,
Dillere Destandır SıRR-ı SeyrÂNda,
Paramparça her Bir Yanı Bir Yanda,
Kara SEVdâ SıRR SÖZünde Âşığın!..

Resim

Kul İhvÂNi Sefîl DERTler OD-Ağı
EL-lerin Dikeni Resim GÜLün Budağı
HüKMümüz Vermişse YÂRin DuDağı
ÖLüm-DOĞum BİR!ÖZünde Âşığın!..


27.08.11 03:43
Gkkşğ.. bbğ…
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: GÜLDEN DÜŞEN YAPRAKLAR

Mesaj gönderen HAYY-DOST »


BÖYLE YAŞAMAK
Kaç baharda açıp, kaç kışta soldum,
Sevdim kaderimi, meftunu oldum,
Kalbime akıttım, ne varsa doldum,
Canımı yakıyor, böyle yaşamak....

Bilmem neye güldüm neye ağladım,
HAKKa aşık gönlüm, kime bağladım,
Halden bilmezlere boşa çağladım,
Canımı yakıyor böyle yaşamak...

Yüreğim sızlatan, YARin yaresi,
Bilirim ki yine yarda çaresi,
Yere göğe sığmaz, aşık narasi,
Canımı yakıyor böyle yaşamak...

Kalbi aksevdalı, çölde leylayım,
YÂR bilsin halimi, gizli ağlayım,
Parelenmiş yaram, neyle dağlayım,
Canımı yakıyor böyle yaşamak....

Halden anlar diye dosta hallandım,
Yarasına değdim, heyhat! aldandım,
Ateşten zülfüne, ben zaten yandım,
Canımı yakıyor böyle yaşamak....

İmtihanı ağır, aşka talibin,
Merhemi kâr etmez, başka tabibin,
Boynu hiç dik durmaz, mahzun garibin,
Canımı yakıyor böyle yaşamak.....

Bin diken batırdı bir gül koklattı,
Bir üzüm yedirdi, bin tokat attı,
Her zerrem her zaman, acılar tattı,
Canımı yakıyor böyle yaşamak....

"Ölüm doğum bir"de, yaşanan yalan,
Ah-ı zar olmasın, ardımdan kalan,
Sabrımın azlığı, siteme salan,
Canımı yakıyor böyle yaşamak...

Gözlerimin yaşı dökük yaşadım,
Varlıktayken boynu bükük yaşadım,
İki yakam açık sökük yaşadım,
Canımı yakıyor böyle yaşamak...

Yarenin adı var, kendisi nerde,
Gülizar onunla düştü her derde,
Biter bu imtihan, bir gün bir yerde,
Canımı yakıyor böyle yaşamak....

GÜL-İ ZÂR
En son HAYY-DOST tarafından 07 Oca 2012, 00:47 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Cevapla

“►Aşıklar◄” sayfasına dön