Avusturyadan Tuğba kardeşimiz gönderdi, güzel bir duyuş...
I
Şimdilerde ben;
Geceleri yıldızları seyrettiğim penceremden, her gördüğüm buluta yeni bir nisan ısmarlıyorum kurumuş kalbime yağmurlar yağsın diye.
Her doğan güne yeni bir bahar ısmarlıyorum günbegün solan hayatıma renk katsın diye.
Her batan güne(şe) yeni bir sonbahar ısmarlıyorum ölümü hep hatırlatsın diye.
Her karamsarlığıma yeni bir ümit ısmarlıyorum çaresiz kalmasın diye.
Her dostuma, yeni bir vefa ısmarlıyorum sevdamız büyüsün diye.
Her geçen dakikaya yeni bir saniye, her saniyeye yeni bir saat, her saate yeni bir anlam ısmarlıyorum beyhude geçmesin diye.
Her baktığım aynaya yeni bir benlik ısmarlıyorum ya(l)ancı maskeler takmasın diye.
Her kapandığım secdeye yeni bir dua ısmarlıyorum beni O hiç yalnız bırakmasın diye.
Her yazdığım cümleye yeni bir harf ısmarlıyorum cümlelerim eksik kalmasın diye!
II
Bir de açan çiçekleri olmasa bahçelerimizin,
Uçan kelebekleri olmasa baharlarımızın...
Sesleri uykularımızda yankılanan bülbülleri olmasa seherlerimizin,
Beş vakitte, beş sefer ferahlatan ezanları olmasa semalarımızın...
Daha çok kirleneceğiz.
Daha çok çirkinleşeceğiz.
Daha çok sağırlaşacağız.
Daha çok yalnızlaşacağız.
VI
Keşkelerim, belkilerim, ölüm olmasa,
Cümleleri sonlandıran nokta olmasa,
Ruhumuzu arındıran dua olmasa,
Daha çok bunalacağız-bulanacağız!
(VI)
Mevsimlerin bize küsmüşlüğümü var?
Ne kardelenler açtı bu bahar, ne de balkonlara, caddelere, sokaklara çiçeklerini savuran kiraz ağaçlarının kokusunu hisseden oldu.
Ne allığına, morluğuna, saflığına, beyazlığına hayran olduğu gülün endamlı gülüşleriyle mutlu oldu bülbül, ne de ovalardan bayırlara, kırlardan yaylalara bal toplayan arılarla selâmlaşan çiçekler gördü baharı.
Ne gecenin kalbi aydınlandı minicik bir ateşböceğiyle, ne de, sessizliği bozuldu vakitsiz bir baykuşla.
Ne çocukların yüreğinden yıldızlara köprüler kuruldu masallarda, ne de âşıkların yüreğine Kaf Dağından hayaller çıkageldi.
Ne Yusufa el uzatan kervanlar geçti buralardan, ne de pervazlara konan Yusufçuk kuşları bekledi pencerelerde.
Her mevsimden geriye acı bir sessizlik, kocaman bir sessizlik kaldı.
Bilmem! Sanki hayat, yaşanmıyor gibi yaşanıyor.
Artık baharlarda yok kapımızda!
Yoksa mevsimlerin bize küsmüşlüğü mü var?
Nurdal Durmuş
ŞİMDİLERDE BEN
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12883
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
- ferhat
- Üye
- Mesajlar: 49
- Kayıt: 24 Ara 2007, 02:00
Hani söz vermiştik Alem-i Ervahta..
Hani söz vermiştik Alem-i Ervahta..
Belâ demiştik Elestü bi rabbiküm sualine,
Yaratıcı, rızık verici ve yegane kanuna koyucu olarak
ALLAHtan başka İlah, önder olarak da Onun Resûlünden başkasını tanımıyacaktık.
Hani söz vermiştik,
Hani söz vermiştik Erkâmın evinde,
Hangi şart ve ortamda olursa olsun İlay-ı Kelimetullah misyonunu yürütecek
Musibetlerden yılmıyacak hiçbir tehditten korkamayacak,
Gerekirse ölümlerin en güzeline talib olacaktık.
Hani söz vermiştik Akabe tepesinde
Kendimizi ve ailemizi koruduğumuz gibi
Kanımızla, malımızla ve canımızla koruyacaktık Resülullahı
Hani söz vermiştik Akabe tepesinde
Doğru olan her şeyde Resule itaat edecektik
Rabbani davayı elden ele gönülden gönüle balçıkla sıvanmayan hakikat güneşini
Cihadsız ve şehadetsiz bırakarak lekelemiyecektik.
Hani söz vermiştik Medinede,
Hani söz vermiştik dünya kardeşliğinin en güzel teşekkül etmeye başladığı Medinede,
Kıyamete kadar tüm müslümanlar kardeş olacaktı
Ve bizler... Muhakkak ki bütün müminler kardeştir Ferman-ı İlahisine gönülden bağlanacak
Vücudun azaları gibi hepimizin derdiyle dertlenip sevinçlerimize ortak olacak
Komşusu aç iken yatan bizden değil düsturuna,
Evrensel komşuluk bildirisine,
Kardeşliğin en alt eşiği olarak bakacaktık.
Nemlenmemiş bir gözle, yara almamış bir bedenle huzuruna varmaya utanıyoruz
Ahde vefa gösteremedik ALLAHım !
Bunu biliyoruz...
Ama şunu da biliyoruz ki;
Rahmet deryanda ufacık bir damlayız ,
Yüzümüz yerde ama..
Affet ALLAHım!..
Belâ demiştik Elestü bi rabbiküm sualine,
Yaratıcı, rızık verici ve yegane kanuna koyucu olarak
ALLAHtan başka İlah, önder olarak da Onun Resûlünden başkasını tanımıyacaktık.
Hani söz vermiştik,
Hani söz vermiştik Erkâmın evinde,
Hangi şart ve ortamda olursa olsun İlay-ı Kelimetullah misyonunu yürütecek
Musibetlerden yılmıyacak hiçbir tehditten korkamayacak,
Gerekirse ölümlerin en güzeline talib olacaktık.
Hani söz vermiştik Akabe tepesinde
Kendimizi ve ailemizi koruduğumuz gibi
Kanımızla, malımızla ve canımızla koruyacaktık Resülullahı
Hani söz vermiştik Akabe tepesinde
Doğru olan her şeyde Resule itaat edecektik
Rabbani davayı elden ele gönülden gönüle balçıkla sıvanmayan hakikat güneşini
Cihadsız ve şehadetsiz bırakarak lekelemiyecektik.
Hani söz vermiştik Medinede,
Hani söz vermiştik dünya kardeşliğinin en güzel teşekkül etmeye başladığı Medinede,
Kıyamete kadar tüm müslümanlar kardeş olacaktı
Ve bizler... Muhakkak ki bütün müminler kardeştir Ferman-ı İlahisine gönülden bağlanacak
Vücudun azaları gibi hepimizin derdiyle dertlenip sevinçlerimize ortak olacak
Komşusu aç iken yatan bizden değil düsturuna,
Evrensel komşuluk bildirisine,
Kardeşliğin en alt eşiği olarak bakacaktık.
Nemlenmemiş bir gözle, yara almamış bir bedenle huzuruna varmaya utanıyoruz
Ahde vefa gösteremedik ALLAHım !
Bunu biliyoruz...
Ama şunu da biliyoruz ki;
Rahmet deryanda ufacık bir damlayız ,
Yüzümüz yerde ama..
Affet ALLAHım!..