Kaside-i Zuhurat

Cevapla
Kullanıcı avatarı
dibbace
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 222
Kayıt: 15 Nis 2008, 02:00

Kaside-i Zuhurat

Mesaj gönderen dibbace »

Kaside-yi Zuhurat

Güneşin ışınları var ise...
Bu ışık, benden önce ona geldi...

Ölüm herkese ilişince...
Bu ölüm, var eden Rabbindendir...

Me´va cenneti tecelli edince...
Güzellikle bize süslenmis bir halde...

Onu kuşatınca,ruzgarlarla nimetlendik...
Misk gibi güzel kokusuyla kuşatınca...

Gökte yıldızlar sönünce...
Sönme onun süsünden kaynaklanır...

Nefisler nefislere girerse...
Onların bu girmesi ihsanlarıdır...

Mekan imarcılarınındır yoldan çıkma...
Onları avlamaktan kaçma...

Resul nefisleri görürse...
Kendilerine gelen risaleti redederken...

Üzerinden perdeler kalksaydı getirdiğinin...
Inatçı ona direnmezdi...

Yildizlar yüzücü olsaydi bir sona...
Sonları gerçekleşmiş olurdu...

Geceler ulaştıran olsaydı...
Yarınlarını, karanlıklar diz boyu olmazdı...

Sabah yüzler görseydi...
Her yönü aydınlanmış, ışığından...

Onu utandırmaz, onunla ölürdü...
Onu kendinden geçirir, arzusunu yok ederdi...

Hilal dolunaya dönseydi...
On dördüncü gün, onu okumazdı...

Denizler tatlı su olsaydı...
Başkaları ondan haz alamazdı...

Yerler düz olsaydı...
El-Müheymin "onu yuvarladı" demezdi...

Herseyin süsünü onda izhar etti...
Bir hikmetle, onda gizledi sırrını...

Diyarların sakinleri olsaydı...
Sakinleri, kendilerini bina eden olurdu...

Fakat bence, ünsiyet sahih değil...
Gördüğün niteliği olmayan bir zat ile...

Ulviler süflilerde olsaydı...
Süfliler ulvilerin zirvesinde olurdu...

Sabit olanlar yalçın olsaydı...
Yalçınlıkları yüksek olduğu şeyden olurdu...

Fakat yalçın olmanın bir makamı vardır...
Yaratıkların Rabbi onunla kendisine iltifat eder...

Sahife, yazarı tarafından yazılsaydı...
Onu silerdi...

Cahim, soğuğu olmayan ateşten olsaydı...
Arzusuna göre yürürdü...

Fakat azab zıddın varlığı...
Nefs onu görür cennetinde zevk yoluyla...

Muhabbetin bir şahsı olsaydı...
Sevki gücünü yitirirdi...

Yükümlü arzuladığı şeyden, dince yüzce çevirseydi...
Şari onu yasaklamazdı...

Yıldızları bulunmadan gök olsaydı...
Onu zirvesinden pek az aydınlatırdı...

Ruzgarlar başıboş eşşeydi...
Başıboşluk onları kargaşaya düşürürdü...

Pınarlar kendiliğinden çağlasaydı...
Alemlere hayat verirdi, onların çağrısı...

Bulut, onların hayası...
Kendisini müstağni ederdi...

Dağlar yürütülseydi bir şekilde...
Göğü, onun serveti olurdu...

Gözler onun zirvesini görseydi, perdesiz...
Kör olurlardı, ansızın...

Hükümdarlar seni görseydi...
Geldiğinizde, ödüllendirilmek helal olurdu...

Kitab bütün hamdleri söyleseydi...
Bir kimseye dünyadan, onu anlatırdı...

Issız yerdeki güzel bahçenin güzelliği...
Onu büyülemezdi yine de...

Tehlike duraklarında durur, gücüyle...
Bir iş kendini yuvarladığında...

Seb-i mesani´ye yemin ettim...
Ta´ları ile, harfler ile başlayan surelere de...

Güneşin battığını gördüm...
Yardımını verdikten sonra...

Havası ise bulutlar eliyle görür...
Toprağın tohumları yetiştirdiğini...

Kör gözler için çicekleri yetiştirdiğini...
Kökleri ise bizden gizlenir...

Ayrildin ve gizlendin denilince...
Halifesi olarak kardesini bıraktı gitti...

Bana geldiğinde, elçisini kabul ettim...
Konuşsun benimle şifası diye...

Dedim ki, gizlemek benim için daha iyi...
Cünkü ben fenada varlığımın fenasını görmekteyim...

Ondan meydana gelen nefretten ayrılmadım...
Fakat onu sevkeden bir şevktendi...

Emrine itinayla icabet ettim...
El-Müheymin´in cömertliği onun karşısındaydı...

Herşey ona muhtaç hale geldi...
Alem onun haddine özlem duymuştu...

Nice çukura düştüm...
O olmasaydı, şifasından sıkılırdım...

Şehvet illeti öyle bir illet ki...
iSa yardım etse bile, şifa bulmazdı...

Nice yemek varki, hırsla yedin de...
Onun bir yararını görmedin...

Nice şehvet var ki, kendisine baktın...
Ve elde ettik, eziyetinden kurtulduk...

Mefsimiz her neyi yapmak istese...
Akil onun niyetini gizlerdi...

Nefisler kendini hesaba çeker korkusuyla...
Aklin, nefsin cefasından sakınır çünkü...

Nefs ise aklı bir gün dahi düşünmedi...
Onun veya niyetleri hakkında hüküm vermedi...

Fakat şeriat onu ispat etti...
Girerken oraya, mutluluk hakkında...

Onu elde ettiler ve ardında perde kalmadı...
EL-MÜHEYMiN onları korudu...
...
..
.
Kullanıcı avatarı
dibbace
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 222
Kayıt: 15 Nis 2008, 02:00

Mesaj gönderen dibbace »

Resim


Ruhlarımız zâtlarını bilmezse...
Bilgisizlik ölüm, cisimler ise kabir...

Bilirlerse, haşir orda gerceklesmistir...
Bu nedenle diriliş tamamdır...

Bilgi, Nur ile Karanlık arasında...
Bunun dışındaki her söz,YALAN...!
...
..
.
Kullanıcı avatarı
kuloglan
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 156
Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00

Mesaj gönderen kuloglan »

Bu kaside kimindir cânlar?
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
dibbace
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 222
Kayıt: 15 Nis 2008, 02:00

Mesaj gönderen dibbace »

sahibinindir efendim...

... :oops:
Kullanıcı avatarı
kuloglan
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 156
Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00

Mesaj gönderen kuloglan »

Hocam Zuhurat gibi haller yaşıyabiliyor musunuz? 8O
Allahu Teala artırsın, biz daha ruhani bile göremedik :'(
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
Cevapla

“Şiirler” sayfasına dön