Ganiyy-i Muhtefî’nin Merâtib-i Tevhid Risâlesi 'nden

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Ahmed
Admin
Admin
Mesajlar: 1128
Kayıt: 27 Şub 2010, 02:00

Ganiyy-i Muhtefî’nin Merâtib-i Tevhid Risâlesi 'nden

Mesaj gönderen Ahmed »

Ganiyy-i Muhtefî’nin Merâtib-i Tevhid Risâlesi 'nden

Bana "Şeyh'dir" demişler. Vallah kuyruklu yalan!
Eyâ mürîd, aldanma! Şeyhliğim yok! Ben hiçim!

Nûr'unun lem'asıdır, Rabb'imden bana kalan!
Eyâ mürîd, aldanma! Bilâ vücûd bir hiçim!

Ne bir dergâhım vardır, ne de âyin yaparım.
Eyâ mürîd, aldanma! Mülküm de yok! Ben hiçim!

Gönül'dür bana dergâh, tecellîsi tek kârım.
Eyâ mürîd, aldanma! Âsârım yok! Ben hiçim!

Bizde teşhis ettiğin: Kaynak'dan gelen Himmet!
Aynalardan akseden sûret misâli hiçim!

Fakîr mahzâ bir kulum; gösteremem kerâmet.
Eyâ mürîd, aldanma! Ef'âlim yok! Ben hiçim!

Hükmederse hayâle "Ganiyy" denen Tecellî,
Eyâ mürîd, aldanma! Sıfâtım yok! Ben hiçim!

Olmakta hüviyyetim ancak ârife celî.
Zâhirim: Rab'bın mekri; zâtım da yok! Ben hiçim!

Nasıl hiçtir bu, hayret, âlem meknûz fakîrde!
Kanma parıltısına! Varlığım yok; ben hiçim!

Hiçliğim de hamdım da müsellemdir Tekbîr'de!
İdrâk et mürîd! Fakîr, Kenz-i Mahfî'de hiçim!



Eyâ: "Ey, hey!" mânâsına gelen ve Arapça kelime ve terkiplere giren nidâ edâtıdır.
Lem’a: Parıltı, parlayış.
Bilâ: -siz, -sız. Bilâ vücûd: varlıksız.
Kâr: Kazanç.
Âsâr: Eserler, izler, nişânlar, alâmetler.
Himmet: (1) Gayret, emek, çalışma; (2) Manevî güç/yardım.
Mahzâ: (1) Ancak, yalnız, tek; (2) Hâlis, katkısız, sâde.
Celî: Açık, meydanda, belli.
Mekr: Hiyle, tuzak.
Meknûz: Gömülü, hazînede saklı.
Müsellem: (1) Teslim edilmiş, verilmiş; (2) Su götürmez, doğruluğu, gerçekliği herkesce kabûl edilmiş olan.
Tekbîr: "Allahu Ekber" yâni "Allah en büyüktür" demek.
Kenz-i Mahfî: Gizli Hazîne yâni Cenâb-ı Hakk’ın Mutlak Gayb ya da Amâ denilen mertebedeki hâli.


Kitapta müellifi tanıtan herhangi bir takrîz ya da açıklama yoktur. Ganiyy-i Muhtefî'nin, mahlasına uygun olarak, tıpkı İdrîs-i Muhtefî gibi sırlı kalmak istediği gözlenmektedir. Bununla beraber Nefesler'deki satır aralarından Melâmet neş'esinde bir Uşşâkî eri olduğu, en azından iki mubârek zâttan feyz almış olduğu anlaşılmaktadır. Kullandığı dilin vokabüleri oldukça zengindir. Osmanlıca'ya olduğu kadar çağdaş Türkçe'ye de hâkim olduğu görülmektedir. Ancak Osmanlıca zevkinin ağır bastığı söylenebilir. Bunun için olsa gerek, kitabın arkasına 300 kadar Arapça ve Osmanlıca söz ve deyimin açıklaması ilâve edilmiştir. Bunu Ganiyy-i Muhtefî'nin mi yoksa yayıncının mı tertib etmiş olduğu konusunda herhangi bir bilgi verilmemiştir. Nefesler hece vezninde ve büyük bir çoğunluğu 4+3+4+3 ya da 3+4+3+4 şeklinde tertîb edilmiştir.


Alıntı: Necmettin Şahinler - Ganiyy-i Muhtefî’nin Merâtib-i Tevhid Risâlesi - Trabzon 2000
***"En Kötü KÖRlük, gÖZünü GÖRmeyiştir!.." Kul İhvani
Cevapla

“Şiirler” sayfasına dön