KUL İHVÂNİ 36. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi

Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

KUL İHVÂNİ 36. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim KUL İHVÂNİ 36. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Resim

Resim
Gavsı AzamAbdulkadîri Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:

TÜRKÇE OKUNUŞU: ''Allahümme salli ve sellim alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin essâbiki li’l-halki nûruhu Ve rahmeten li’l-âlemîni zuhûrûhu Adede men medâ min halkike Ve men beka ve men saîde minhum ve men şekâ Salâten testâgriku’l-adde ve tuhîtu bi’l- haddi Salâten lâ gâyete lehâ velâ mühteha velâ inkidâe Salâten dâimeten bi devâmike Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim teslimen kesiren misle zâlike. ''

KISACA MÂNÂSI: ALLAH'ım! Nûru mahlûkattan önce yaratılan (ilk halk), zuhûru âlemlere rahmet olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e; geçmiş ve gelecek mahlûkatın sayısınca, kullarından saîd (ehli tevhid, mutlu) olanlar ve şâki (inkârcı, bedbaht, mutsuz) olanlar sayısınca salât-ü-selâm getir! Rahmetini ihsân eyle, teslimiyet ve istikamet ulaşımımıza vesile kıl! Öyle bir salât ki sayılar, içinde gark olsun (sayıları, adedleri yutsun) ve hadleri (hudud, sınır) ihata etsin (kapsasın, içine alsın). Öyle bir salât ki sınırı (gayesi) ve sonu (nihâyeti) olmasın, asla kesilmesin! Senin sonsuz ebedîliğiyin devâmınca bir salât! Ailesine ve ashabına da böylece, çokca, tam bir şekilde selâmla, selâmette kıl rahmet ihsân eyle!



Allahümme salli ve sellim alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin essâbiki li’l-halki nûruhu
ALLAHım Seyyidimiz ve Efendimiz Peygamberimiz MuHaMMeD aleyhi's-salâtu ve's-selâm’a salâtu selâm ediyoruz ki, halkın en önde olanıdır..
Li’l-halk” halk içinde ilk halkedilendir.
O’nun nuru, O’nun nurundan yaratılan Külli ŞEY’den öncedir, en önde olandır.

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurmuştur.
Câbir bin Abdullah radiyallahu anhu’dan:
“Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Anam babam sana fedâ olsun, ALLAH’ın en evvel yarattığı şeyi bana söyler misin?” dedim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki:
“Yâ Câbir! eşyâdan önce, kendi nurundan (Nurullah) senin PEYGAMBERİNİN NURUnu yarattı.” Ve şöyle buyurdu:
“O nur ALLAH’ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin ne de ins var idi.” Ondan sonra buyurdu ki:
“ALLAHu Teâlâ mahlûkatı yaratmak istediği zaman, o nuru taksim edip 4 parça yaptı:
İlk parçadan KALEMi yarattı.
İkinci parçadan LEVH’i yarattı.
Üçüncü parçadan ARŞ’ı yarattı.
Dördüncü parçayı taksim edip dört parça yaptı:
İlkinden GÖKleri yarattı.
İkincisinden YERi yarattı.
Üçüncüsünden CENNET ve CEHENNEMi yarattı.
Dördüncü parçayı yine taksim edip dört parçaya ayırdı:
Birincisinden mü’minlerin GÖZlerinin NURUnu yarattı.
İkincisinden KALBlerinin NURUnu yarattı ki o, ALLAH’ı bilmedir.
Üçüncüsünden DİLlerinin NURUnu yarattı ki o da Kelime-yi Tevhiddir.
...”
(İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)

Resim


Ve rahmeten lil' âlemîni zuhûrûhu
Onun zuhuru âlemlerin zuhuru olmuştur. Rahmet olmuştur âlemlere.

Adede men medâ min halkike
Onun Adedi kadar olsun ki “medâ min halkike” Senin halkından kim geçmişse bu güne kadar.

Ve men bekâ ve men saîde minhum ve men şekâ
Ve men bekâ” bundan sonra kim gelecekse, kalmışsa “ve men saîde minhum ve men şekâ” bunlardan kim saidse,

Said: dâimiyet aynıyetine sahip olan kimsedir. ALLAH celle celâluhu kendisini sevmiş, O'nun rızasına ermiş, âhireti için çalışan, mes'ud, mübarek, bahtiyar ve saadetli kişi.
Şeka: Bedbahtlık, kutsuzluk olup Şâki kudretullahı kendinde gören ve her çeşit günahı işleyebilen eşkiyâdır.

Bundan sonra gelecek insanlardan said ve şâkilerinin sayısı kadar olsun.
Çünkü hepsi O’nun nurundandır.

salâten testâgrikul adde ve tuhîtu bil haddi
Evet. Onların sayısı kadar öyle bir salât ki “testâgriku’l- adde” içinde kaybolacak kadar çokça ve garkedercesine.
ve tuhîtu bi’l- haddi” hududları , “haddi” hadleri, “tuhitu” yani ihata eden, hududu bulunmayan bir deniz gibi, sonsuz olsun.

Salâten lâ gâyete lehâ velâ mühteha velâ inkidâe

Bu salâtımızın yukarda bi şeye dikkat ettiniz mi?

ve tuhîtu bil haddi“ adedler, sayılar “salâten testâgrikul adde”, Bir, iki , üç…, beş gibi saymaların tümü o salâtın içinde kaybolsun gitsin ve bunun haddi hududu da olmasın.
Sayıları adedleri yutsun.
Hadleri hududları sınırları içine alsın, ihata etsin, kapsasın, yok etsin.
Yani zamansız-mekansız şeye iklime çekiyor.
Öyle bir salât ki “lâ gâyete” bir gayesi olmasın. “lehâ” ona bir gaye bulunmasın.
velâ mühteha” nihayeti de olmasın.
Başlangıcı gayesi olmasın sonucu da olmasın.
velâ inkidâe” asla enkaz olmasın. Enkaz ve harap olup yıkılmasın, sonsuz, yani kesilmesin salât .
Öyle bir salât ki,

Salâten dâimeten bi devâmike
Senin devamınca dâim olsun bu salâtımız. Senin Ebediliğince yani “Allahu Zul Celâl”in.

Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim teslimen kesiren misle zâlike.”
Kendisine, ondan olanlara ailesine, ashabına da sonsuz olsun.
Böylece “zâlike” “misle zâlike.”
Bunun benzeri aynen onlara da olsun.
Tam bir TESLİM şekilde olsun.
Selâm olsun, selâmetle olsun, teslimen olsun.
İkiside selâmdır.
Selâm “ve sellim teslima” ikiside selâmdır ama birisi başlangıçtaki “es selâmüalaeyküm!” diğeriyse sonuçtaki Dâru’s- Selâm, hatta ondan sonraki direkt Es Selâm'ın zuhurudur.

GEÇmiş için TEVBElerimizi, Şu An için RIZAlarımızı, GELecek DUÂlarımızı, Son Nefeste ŞEHÂDETimizi,
Rasûlullah SALLallâhu aleyhi ve SELLemin nefesinde, sesinde VERmek nasib etsin İnşâe ALLAH!.
Bu şehâdet şerefiyle, Cennetler yüreklerimizdir İnşâe ALLAH.
Ve cennetlere Rasûlullah SALLallâhu aleyhi ve SELLemin yüreğinde girilir. Birbirimizin gaybî duâcıları olalım.
Ve herşey ALLAH’ın izni ve inâyetiyle, bütün şeyleri yaratan RABBimizin inâyetiyle bizi Rasûlullah SALLallâhu aleyhi ve SELLemin yolundan alıkoymasın.
Nefslerimizin Hevâ-Heves ve Hastalıklarından ALLAH celle celâluhu bizi korusun!.
Birbirimizin, eksik ve noksanlıklarımızin düzelteni, tamamlayanı tümleyeni, güzellikler katanı olalım.
Birbirlerimizin güzelliklerini baş tacı edinelim.
Rasûlullah SALLallâhu aleyhi ve SELLem bizleri biribirlerimize refik kılsın.
Yol alışta nefes veren olalım, nefes kesen değil!
Evliya olalım yol gösterelim. Eşkıyâ olup yol kesmeyelim.
Tek başımıza da kalsak Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin, Kur’ân-ı Kerim’in, ALLAHU ZU’L-CELÂL’in yolundan ayrılmayalım. İnşâe ALLAH

Mübârek Zâtı HAKK Olan ve BİZler ÜMMeti olarak HAKKI DUYmak Ve HAYRa uymakta İmam-ı Mutlakımız ve Mürşid-i Mutlakımız, MuhaMMed Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme sonsuz sınırsız ve İlmullahça Es Salat ve Es Selâm OLsun!

Resim'' Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike (Muhammedîyyeti) ve
Nebîyyike (Mahmudîyyeti) , ve
Rasülûke (Ahmedîyyeti) ve
Nebîyyi’l-Ümmiyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi, ehl-i beytihi vessahbihi ve ümmetihi... ''Resim

Sübhaneke Allahümme ve bihamdike eşhedu enLâ İlâhe İllâ ente vahdeke la şerike leke estağfirke ve etubu ileyk.

ElhamdulillahiRABBilâlemin!
Es-selâmu aleykum ve rahmetullâhi ve berekâtuhu.


Resim Latif YILDIZ
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KUL İHVÂNİ 36. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi

Mesaj gönderen nur-ye »

http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 44&start=0


36. SALÂVÂT-I ŞERÎFEResim


Gavsı Azam Abdulkadîri Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:

Resim

TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin essâbiki lil-halki nûruhu Resim Ve rahmeten lil-âlemîni zuhûrûhu Resim Adede men medâ min halkike Resim Ve men beka ve men saîde minhum ve men şekâ Resim Salâten testâgrikul-adde ve tuhîtu bil- haddi Resim Salâten lâ gâyete lehâ velâ mühteha velâ inkidâe Resim Salâten dâimeten bi devâmike Resim Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim teslimen kesiren misle zâlike.

MÂNÂSI: ALLAH'ım! Nûru mahlûkattan önce yaratılan (ilk halk), zuhûru âlemlere rahmet olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e; geçmiş ve gelecek mahlûkatın sayısınca, kullarından saîd (ehli tevhid, mutlu) olanlar ve şâki (inkârcı, bedbaht, mutsuz) olanlar sayısınca salât-ü-selâm getir! Rahmetini ihsân eyle, teslimiyet ve istikamet ulaşımımıza vesile kıl! Öyle bir salât ki sayılar, içinde gark olsun (sayıları, adedleri yutsun) ve hadleri (hudud, sınır) ihata etsin (kapsasın, içine alsın). Öyle bir salât ki sınırı (gayesi) ve sonu (nihâyeti) olmasın, asla kesilmesin! Senin sonsuz ebedîliğiyin devâmınca bir salât! Ailesine ve ashabına da böylece, çokca, tam bir şekilde selâmla, selâmette kıl rahmet ihsân eyle!


Resim---Allahümme salli ve sellim alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin essâbiki lil-halki nûruhu

Allahümme; Allahım
“salli”; sall et. Özümden sall et.
Beni
zâhir-bâtın Lütfullah sahibi kıl. Bu lam lâmlara sall et beni yâni.
ve sellim; ve beni teslim olanlardan kıl!.

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
Resim---İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen) : Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin. (Ahzâb 33/56)

İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ var ya. Beni DIŞta Teslim et, İÇte sall ehli kıl, benim teslimiyetimi, Beden Nefsimin teslimiyetini Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e kitle, Kalb ve Ruhumun İSTİKAMETini
Atir- Rahmân irciî ilâ RaBBiki Fe firrû ilâllâh a çevir İstikametimi!.

إِن كُلُّ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِلَّا آتِي الرَّحْمَنِ عَبْدًا
Resim--- “İn kullu men fî's-semâvâti ve'l-ardı illâ âti'r-rahmâni abdâ(abden): Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki RAHMAN'ın huzûruna kul olarak GELmesin!.” (Meryem 19/93)

مَنْ خَشِيَ الرَّحْمَن بِالْغَيْبِ وَجَاء بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ
Resim--- “Men haşiye'r-rahmâne bi'l-ğaybi ve câe bi kalbin munîbin: görmediği halde RAHMAN'dan korkup O'na yönelen bir kalble gelen kimselere.” (Kaf 50/33)

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Resim--- İrciî ilâ RaBBiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten) : “Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak RaBBine dön!” (Fecr 89/28)

فَفِرُّوا إِلَى اللَّهِ إِنِّي لَكُم مِّنْهُ نَذِيرٌ مُّبِينٌ
Resim---Fe firrû ilâllâh(ilâllâhi), innî lekum minhu nezîrun mubîn(mubînun) : O halde hemen Allah'a kaçın; haberiniz olsun ki, ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.(Zâriyât 51/50)


Beni Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem rotasında Râsuli seviyede rüşde erdir!. Rıza buldur gibi.
Allahümme salli ve sellimNe demek öyle.
Allah ve melekleri peygambere namaz mı kılıyorlar.
İsmi lâzım değil birileri söylüyordu işte, Barbaros da biliyor ya.. Yok namaz kılıyorlarmış, demek ki tenezzül ediyormuş falan!?.
Ne tenezzül ediyormuş, kim kime tenezzül ediyor, tenezzzülden kastın ne?
Kebân şimdi benim lap-top’a gelince tenezzül mü etti?
Lap-top ona bağlandı diye bişey mi kaybetti? Kim kimden?

Allah nurusu semâvati vel ardı anlamayınca..

اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Resim---Allâhu nûrus semâvâti vel ard(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şey’in alîm(alîmun) : Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır. Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. (Nûr 25/35)

Allahümme salli ve sellim
alâ; a’yan-ı sabiteni, zâhir-bâtın Allah’ın lütfu olan MuhaMMeD aleyhi's-salâtu ve's-selâm’ın yaşayışına sok demektir alâ.
Seyyidinâ; dinimizin sırrı demektir. Nurullah dâimetiyetinin sırrı demektir yaşayışta, zâhir-bâtın yaşayışta.
ve Mevlânâ; bize velâyetin kapısını açan demektir dostluğun.
Dostluk nedir ki? Allah’ın dostluğu. Allah’ın dostluğu ne ki?
Ne der Münir Hocam? “Allah dostu Der ki” yi kendisi yazdı. Altına ne diyor?

Ben Allahı dost seçtiğim için böyle söylüyorum. Allahın dost seçtiklerinin ise ayağının altını öperim diyor. Neden diyor bunu?
“Gözünü aç!” diye söylüyor.

ve Mevlânâ MuhaMMedin; bu dâimiyet “ha-mim” leri içerdeki, MuhaMMed’in içerisindeki dâimiyet “ha-mim”leri Hakikat-ı MuhaMMediyeleri bu mâsivâya çıktı mı işte o zaman bütün ceheNNemler ceNNet olur.

O MuhaMMed sallallahu aleyhi ve sellem ki;
essâbiki lil-halki nûruhu; geçmiş halkedilenler için nurdur.
“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem milâdî falan tarihte doğdu, hicrî şu günde doğdu” yu bırak.
Geçmiş halkedilenlerin nurudur O. O
rahmeten lîl âlemîndir.
Âlem yaratılmadan Rahîmiyyet ve Rahmâniyyeti olandır.
El Alîm esması neyin üzerinde zuhur etmiştir.
Esmadan başka şey mi vardı ki?
Nedir kürsî, Rahîmiyyet Kürsîsi, nedir Rahmâniyyet Arşı? Nedir
errahmân arş istiva mânâsı?.

الرَّحْمَنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى
Resim---Er rahmânu alel arşistevâ : Rahmân, Arş'a istivâ etmiştir. (Tâhâ 20/5)

Tüm bunlar geçmiş halkedilenlerin nurudur…
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KUL İHVÂNİ 36. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim---Ve rahmeten lil-âlemîni zuhûrûhu;
Bütün âlemlerin bütün âlemlerin zuhuruna sebeb rahmet kaynağıdır.
İşte böyle bir salâttan bahsediyoruz.
Halkedilenlerin yaratılanların nuru demek ilk Nurullah zuhuru demektir
.
Allahu zul- celâlin nurullahın ilk resim için konan kalemin değdiği ilk yerdir yâni İLK NOKTA.
Artık onun hareketinden yeni çizgiler, doğrular, doğrulardan düzlemler, düzlemlerden hacimler yâni hareketinden madde, harekesinden mânâ doğacaktır.
Ve rahmeten lil âlemîni zuhûrûhuonun zuhuruyla âlemler rahmet bulmuştur.
Ve bütün âlemler onda zuhur eder.
Onun zuhuru âlemlerin doğmasına, zuhur etmesine sebeb rahmet kaynağıdır.



Resim---Adede men medâ min halkike

Adede adedi kadar.
Aded ama bu adede; adde, vedde, vedud, aded, vedâd, vedud bunlar hep
zâhir-bâtın dâimiyeti ayniyyetidir. Akılda oluşudur, ayanda oluşudur.
A’yan, muayyen ve müşahhas olan şeylerin ilk çekirdekleridir küllî ŞEYde..
Nohut tohumunda ilk tohumun başı-sonu vardır, HATMu’l- HaYYat!..
Serçe yumurtasında da!..


men medâ, kim ki geçmişse

min halkike, halkedilenlerden, geçenlerden..

Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem sana sonsuz salât u selâm olsun!
İçimizden-enfusumuzdan, afakımızdan-gözükenimizden, gözükmeyen-özümüzden, o kadar ki senin halkedilişinden bu güne kadar geçen bütüüüün canlar sayısınca!.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KUL İHVÂNİ 36. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim---Ve men beka ve men saîde minhum ve men şekâ

Ve men beka; ve bundan sonra gelecekler için de..

ve men saîde minhum
; onlardan saîd olanlar. Hakkı duyup, “Ve kalu semi’na ve ata’na”: “DUYduk ve UYduk!” diyenler kadar salât u selâm olsun!..

وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا
kalu semi'na ve eta'na : … DUYduk ve UYduk!.. (Bakara 2/285)

ve men şekâ
; “DUYduk amma UYMAdık!” diyenlerce..
Yine Bakara Sûresinde, ve “kâlû semi’nâ ve aseynâ”


قَالُواْ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا
kâlû semi’nâ ve aseynâ:.. Duyduk ve isyan ettik.. (Bakara 2/93)

Diyenler var ya onlar kadar da salât u selâm olsun!



Resim--- Salâten testâgriku’l-adde ve tuhîtu bi’l- haddi

Salâten; öyle bir salât ki, öyle bir sall, öyle bir sıla özlemi, öyle bir yaklaşım, öyle bir varış, öyle bir vuslat, vasıl OLuş ki..

testâgriku’l-adde; bütün adedler, o salâtın içinde gark olsun gitsin!. Sonsuz sayılar o salâtın içinde erisin bitsin, gark olsun.

ve tuhîtu bi’l- haddi; bütün hududları yutsun, muhit olsun, ihâta etsin, öyle bir sall ki;
Ne sayıya sığsın, ne sınıra sığsın, sayısız ve sınırsız..
Hani söylüyoruz ya, Bedelsiz, Kıyassız, Şartsız, Sebebsiz, Sayısız, Sınırsız, SıRRsız salât u selâm olsun!.
7 tane olması lâzım. İşte böylesine bir salât u selâm olsun!.


bi’l- haddi , hadsiz, hududsuz salât u selâm olsun!
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KUL İHVÂNİ 36. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim---Salâten lâ gâyete lehâ velâ mühteha velâ inkidâe

Salâten ; öyle bir salât ki

lâ gâyete; gayesiz, bi gayesi yok, olması gereken Sünnetullah icrâsı salât u selâm olsun!

lehâ; öyle bir salât ki gayesiz o. Ona öyle bir salât istiyorum ki, öyle bir sıla istiyorum ki bir gayesi yok!
Çünkü ben buna Muhtacım, çünkü Mecburum, çünkü Me’murum, çünkü Mahkumum. Neden?
Başka çarem yok ki. Yapacak bişeyim yok ki.
Çünkü KULLuk sıfatlarımla varım ve Fakriyyetteyim, çünkü Acziyyetteyim, çünkü Zilletteyim, çünkü İlletteyim!..
İşte aklımın döret köşesi gerçekte, işte bundan dolayı iyi ya Akıl.
Hasan Dağında Deli Anşa’ya herkes Deli Anşa diyor çocuklar bile.

Deli Anşa beri Deli Anşa öte!.”
Deli Anşa ne diyor biliyor musunuz?
Aklımı seveyim!
Defâlarca söyledi bunu: Aklımı seveyim!
Bir güzel iş yaptı mı öyle diyodu Aklımı seveyim!.
Şöyle şöyle yaptım Aklımı seveyim!.
Yâni bir gün eşek arkasında geliyor ip bağlamış başına ama sırtı boş onu otlamaya zikkeleycek, bize odun getiriyor kendi sırtında..
Dedim ki eşek arkanda boş geliyor odunu sen sırtına almışsın çok az bi odun olsa da.

Aklımı seveyim, o eşek taaa karşı dağlardan getirdi buraya, iki adım yeri ben getirsem ne olacak. Aklımı seveyim!
Sevecek bir aklımız varsa bir gayesi yoktur salâtın.

velâ mühteha; ve nihâyeti de yoktur. Nasıl nihâyeti olsun ki ebedî bir SALL ki SILAyı buluncaya, YAKÎN GELinceye kadar, neresinde nihâyeti olsun ki Dâru’s-selâm olmuş bir nefis.
Allahu zu’l- celâl’in yaratma sebebine ulaşmış bir nefis. Orda sonuçlanmış bir nefis. Bu bir gayedir.
Hitam son değildir. Hitam yüzüktür. Doğru sandığın iki uçtan öpüşmüştür.
KÛN FE YEKÛN kaynağı OLuştur. HaTM Oluştur..
Hatmü’n- Nebîyyü’l- ÜMM Çenberinde sonsuz NOKTAlardan KENDİ NOKTASI Oluştur..
Artık o noktayı bulamazsınız, her noktası baştır, her noktası sondur.
Onun için gayesiz ve nihâyetsiz, onun için sayısız ve sınırsız, gayesiz ve nihâyetsiz.


velâ inkidâe; enkazı da yoktur, yıkılıp göçmesi de yok olmayan bir salta salâtıyla SULT-ÂN-lıktır.
Haksızlar kendi Benlik Kâbelerine sahib çıkarlar.
Onun için ne yapsa yapsınlar sekiz köşesine takılır kalırlar!.

AKLı, nAKiLle, BİLişenler, BULuşanlar ve OLuşanlar Allahu zu’l- celâl’in inâyetiyle, hidâyetiyle, selâmetiyle başta Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin o aziz şerefli Şefâatıyla Allah Dostlarının hali hazır hiMMetiyle Kâbe’sini bilye gibi yapanlar tek noktaya basarlar da şehâdeti YAŞArlar inşae ALLAH!.
ALLAH! der de, Rasûl KüRResinde ALLAH’a basan zeRReler OLurlar.
Her noktaları da.. çünkü onlar Rasûldadırlar, Rasûl Allah’tan başka da kimse yoktur bu âlemde. NûR-u MîM Mazharında NÛRuLLAH!..
Kim derse ki “Allah buradadır!” küfreder.
ALLAH celle celâluhu, RasûlALLAH sallallahu aleyhi ve sellem’le her nefsin; aklınca, kadarınca-kaderince ANladığıdır..


Resim---Salâten dâimeten bi devâmike;

Öyle bir SALL ki bu, öyle bir ulaşım, öyle bir kavuşum ki dâimeten bi devâmike;
Yâa RaBBi senin devamınca yâni. Senin devamınca.
Ebedî Olan SENsin!


Ed Dâimü :
Resim

Adede men medâ min halkike;
Senin geçmiş bütün yarattıkların, sonra yaratacakların saidler-şakiler o kadar çok selâm olsun ki insanlar aded saymak isteyebilirler bu sayım içinde gark olsun gitsin erisin buz gibi yok olsun!.

ve tuhîtu bi’l- haddi;
Hava gibi mi diyorsun havayı da yutsun yâni. Hududları yutsun.
Öyle bir sall ki. Es Selâm’dan bahsediyor çünkü.
Gayesiz olsun. Sayısız-sınırsız-gayesiz ve nihâyetsiz olsun.
Asla yıkılmasın. Senin devamınca devam etsin, dâim olsun!.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: KUL İHVÂNİ 36. SALÂVÂT-I ŞERÎFE ŞERHi

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim---Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim teslimen kesiren misle zâlike.

Ve alâ âlihi; ve alâ üzerine, âlihi âline olsun. Âli kim?
Ehl-i Beyti. Başka?
O’nun lütfunda yürüyenler, onun letâfetinde yürüyenler, zerâfetinde, şerâfetinde yürüyenler.


ve sahbihi; sahib çıkanlar ve sahib çıkılanlar, ashab-ı Güzin..

ve sellim; ve teslimimizi nasib et!.

ve sellim teslimen TaMM teslimiyyetle..

kesiren misle zâlike; böylece salât u selâmların mislince de..
öyle ki böylesi eh-li tevhid olan mutlu said huzur dolu kulların salât u selâmlarınca..
O muhteşem, harika salâvâtlarınca..

Demek ki bizim o bedelsiz diye sayıyorduk ya biz burada bak ne güzel ne kadar güzel bakınız;
lâ gâyetgayesiz.
Burda bak yukarda. Adedsiz, sayısız. Şurda
tuhîtu bi’l- haddi sınırsız. Sayısız, sınırsız, gayesiz bu yediyi tamamlıyor işte o şey. Ve nihâyetsiz. Yıkılmaksızın.
Yâ RaBBî, senin devamınca bi dâimiyetle sall et!. Kendisine et, ailesine, onun yolunu izleyenlere et, Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâmına
ve sahbihi sahib çıktıklarına ve sahib çıkanlarına,
ve sellim teslimen kesiren öyle bir teslimiyet ki bir kesret ü küsrat içinde çok çokça salât u selâm olsun!.
misle zâlike.
İşte böylece çokça tam bir şekilde, zâlike işte böylece şu söylediğimiz gibi, bize o Rahmeten lî’l- âlemin’den salât u selâm rahmetleri yağdır İnşallahu’r- Rahmân!.

Evet. Allahu zu’l- celâl’in salât u selâmı Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme, Ehl-i Beyt aleyhis-selâma, Allah Dostlarına, tüm müminlere ve BİZ-e olsun.



KUL İHVÂNİ 24 ARALIK 2010 SOHBETİ'nden
Resim
Cevapla

“►Salavat Şerhleri◄” sayfasına dön