sevmek tılsımlı bir hal...
- alaimisema7
- Üye
- Mesajlar: 43
- Kayıt: 04 Nis 2008, 02:00
sevmek tılsımlı bir hal...
sevmek tılsımlı bir hal...
Biri olmadan, öbürü olmazmış.
Bu böylece yazılsınmış.
Bir Rus Köyünde iki balık yaşarmış.
Biri turuncu ve İri, öbürü korkak ve İnce.
Bütün çiftler de böyledir biraz düşününce.
İri sormuş birgün. Madem bütün bu denizler birbirine bağlı, niye biz seninle sadece bu kıyıdan ötekine yüzüp duruyoruz? Kendimizi bir akıntıya bıraksak, yeni sularda yüzsek, başka balıklar yesek daha mutlu olmaz mıydık?
Hak verdi İnce. İnceliğinden sırf.
Çünkü onun mutluluğu için, İri ve o kıyı yeterlidir.
Gerisi hava su değişikliğidir ki, insan bundan beslenemez.
Balıklar hiç...
Katıldı yine de, düştü İrinin peşine.
Akıntıya bıraktı kendini.
Bunlar beraberce, İstanbul ve Çanakkale boğazlarını geçtiler.
Geçerken eğlendiler.
Fakat bir balıkçı, akşam yavrularına balık götürmek için suya ağ atmıştı.
Ve bizimkiler farkına varmadan bu ağa takıldılar.
Daha doğrusu İri takıldı. İri ya.
İnce de sıyrılıp cıktı. İnce ya, bırakıp gitmedi.
Hem inceydi hem âşık.
Kemirip ağları, kurtardı İriyi.
E, tabi, ben bu ağlara takılacak kadar güçlü kuvvetli değilim, eriyip gidecek gibiyim diyerek, onun gururunu da okşadı.
Aşkta, en yanlış şeyler bile mantıklı gelir insana. Tabi balıklara da...
Çünkü aşk, suyun içinde de aşktır.
Derken, bizimkiler soğuk denizlere kavuştular.
Fakat İnce, alışık değildi bu serin sulara ve hastalandı.
Pulları dökülüyordu hergün ve gün geçtikçe daha da yavaşladı.
Hatta durdu birgün. Atlantiğin ortasında.
Ya döneceklerdi ve İnce kurtulacaktı.
Ya da tek bedene düşeceklerdi. Çünkü herkesin Kübaya kadar yüzecek nefesi kalmayabilir.
Hele hastaysa. İri, Kübaya gitmeyi seçmeden önce, biraz düşündü.
O düşündüğü süre kadardı sevgisi, ki o da çok sayılmazdı.
En başta sıkılan oydu koyun kıyısından.
Demek aslında gitmek istiyordu İncesinin yanından.
Ama bizimki bu durumu anlamadı.
Ve onunla Kübaya varmak için son çabalarla yüzdü.
İnsan, sevdiğiyle geçen zamana doyamadığı kadar âşıktır. Balıklar da...
İki dakika daha beraber yüzmek, tek başına sağlığına kavuşmaktan iyidir bile dedirtir aşk insana.
Dedirttiği gibi İnceye. İki dakika kadar yüzdü ve oldu.
Yukarı doğru çıkarken zayıf gövdesi, kılçıklarına kadar mutluydu ve gülüyordu.
Koca bir balina onu yuttu, bunu da biliyordu.
İri, tek kaldı ama, suyun ucunda Küba vardı.
Var gücüyle yüzdü.
İnceyi unuttu. İnceyi unuttuğu kötü oldu.
Çünkü onlar birbirlerine 5 saniyede bir, nereye gittiklerini hatırlatıyorlardı ve şimdi 10 saniye geçmişti ve katiyen hatırlamıyordu. Ne İnceyi, ne Kübayı ne de adının İri olduğunu.
İnsana adını başkaları hatırlatır, balıklara da...
O yüzden kayboldu derin sularında Atlantiğin.
Ve koca bir balina onu da yuttu.
Fakat mucize bu ya, balinanın midesinde İnceyi buldu.
Meğer onları yutan aynı balinaymış, İnce ölmemişmiş, tam tersi midenin
sıcaklığında dirilmişmiş.
Ama oradan çıkarsa ölecek.
İri de oradan giderse, nereye gittiğini ve adını unutacak.
O yüzden, artık ikisi de buradalar. Ne fark eder.
İnsana sevdiğinin yani cennettir.
Sevmeden hiçbir şeyin tadı olmadığını, bu hikayeyi bilen bütün balıklar bilir.
Ya insanlar?
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
zevkle okuduk...emeklerinize sağlık....
Bir Lütuf Bir Nimet...
Çarem çaresizlikte çare
Varlığın varlığımda yokluk
Bir damla su bile
Gönlümün yaşamasına çare
Bir bakman bir ilgilenmen
Yüreğimin aşkla yanmasından
Alır gider beni buralardan
Bir nimet bir lütufdur bana
Bir lütuf bir nimetmiş anlayana
Yoktan bir sevdayı çıkarana
Beni anlayıp cevap veren sevdaya
Daha ne isterim gönlümden bana akana...
sevgiyle...
Bir Lütuf Bir Nimet...
Çarem çaresizlikte çare
Varlığın varlığımda yokluk
Bir damla su bile
Gönlümün yaşamasına çare
Bir bakman bir ilgilenmen
Yüreğimin aşkla yanmasından
Alır gider beni buralardan
Bir nimet bir lütufdur bana
Bir lütuf bir nimetmiş anlayana
Yoktan bir sevdayı çıkarana
Beni anlayıp cevap veren sevdaya
Daha ne isterim gönlümden bana akana...
sevgiyle...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9090
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00