ELMA

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

ELMA

Mesaj gönderen Gul »

Resim

ELMA

Kırmızı elmayı elime aldım.Önce ikiye ayıracağım, sonra da dörde. Dilimleyip yiyeceğim. Planım bu.
Çekmeceyi açtım, bıçak arıyorum. Çatallar, kaşıklar birbirine girmiş. İçlerinde bıçak yok. Mutfak tezgâhının üstü ana baba günü gibi. Bulaşıkları yıkasam mı? Uzun iş. Yorgunum. Elmayı masanın üzerine bıraktım. Tezgâhın üzerinde duran kirli bıçaklardan büyükçe olanını suyun altına tuttum. Üzerinde dün akşam kesip afiyetle yediğim pastadan izler duruyor. Yalnız suyla temizlenmeyecek. Bulaşık bezinin üzerine biraz deterjan döktüm. Bıçağı iyice ovuşturup sıcak suyun altına tuttum. Tertemiz oldu. Kullanıma hazır.
Elmayı almak için masaya döndüğümde elmanın üzerine konmuş bir kelebek gördüm. Balkon kapısından girmiştir. Havada hâlâ biraz serinlik var ama kelebekler uçuşmaya başladığına göre bahar gelmiş demektir. Açık sarı tonlarında, kanatlarının üzerinde kahverengi şeritler olan bir kelebek. Gövdesi tırtıla, kafası karıncaya benziyor. Tırtılların kelebeklerin larvası olduğu düşünüldüğünde gövdede sorun yok demektir. Ya o kafa? Sanki bir karıncanın kafasını alıp kelebeğin gövdesinin üzerine yapıştırıvermişler. Kelebek, tırtıl ve karınca birlik olup bambaşka bir canlıya dönüşmüş.
Elimi elmaya uzattım. Kelebek uçtu. Açık balkon kapısından çıkıp gitti.
Elimde elma, yıkadığım bıçağı almak için mutfak tezgâhına uzandım. Elimi bıçağın siyah sapına uzatmıştım ki, bıçağın keskin kısmının üzerinde bir tırtıl gördüm. Yakında koza görürsem şaşırmayacağım. Evde olmayan şey yok. Hayvan haşat yaşayıp gidiyoruz. Gerçi daha önce evin içine hiç tırtıl girmemişti. Bahçedeki yemiş ağacından mı geldi? Olabilir. Yeşile çalan rengiyle bıçağın üstünde nasıl da kıvrılıyor. Gövdesine baktım. On üç bölüm var. Sağlıklı görünüyor. Sert ve parlak bacaklarındaki küçük kancalar içimi fena yaptı. Alıp balkona koysam mı? Geldiği yere geri döner. Elimle dokunamam, kötü olurum. Tırtılın da bundan hoşlanacağını sanmıyorum. En iyisi bıçağı sapından tutup çıkarayım. Evet, gel bakalım buraya!
Balkona çıktım. Tırtılı demirlere bıraksam yemiş ağacına kendisi uzanabilir mi? Evin mutfağına kadar girdiğine göre bir yolunu bulup yemiş ağacına ulaşabileceğini sanıyorum. Ya yolu bulamazsa? Bıçağın üstünde pek bir kıvranıyor. Belki de karnı açtır. Üzerindeki tırtılla birlikte bıçağı yere bıraktım. Bir elimle balkon demirine dayandım, diğer elimle yemiş ağacının dallarına uzanmaya çalışıyorum. Kayıp düşmem an meselesi. Düşmedim. İki üç denemeden sonra sağ elimle dallardan birisini kavramayı başardım. Dalı tutar tutmaz kendime doğru çektim. Büyükçe bir yaprak koparıp geri bıraktım. Dal serbest kalır kalmaz bir ok gibi geri fırladı. Yere eğildim. Tırtılda hareket yok. Bıraktığım yerde duruyor. Bıçağın sapından tutup tırtılı yavaşça yaprağın üzerine geçirdim. Önce karnını doyursun, ondan sonra bir çaresine bakarız. Olmadı yemiş ağacına gene uzanır, zar zor tırtılı yapraklardan birisinin üzerine bırakırım.
Ellerim yemiş ağacının dallarından yapışkan oldu. Alerjim tekrarlamaz umarım. Yemiş ağacı beni fena kaşındırıyor. İçeri girdim. Muslukta ellerimi sabunladım. Üzerinde tırtılın gezdiği bıçağımı da yeniden yıkadım. Tezgâhın üzerinde duran elmayı elime aldım. Masaya geçip sandalyelerden birisine oturdum. Tam elmayı kesecektim ki, bir karasinek kulağımın dibinde vızıldamaya başladı. Sineği elimin tersiyle bir iki kere kovaladım ama gitmedi. Nerdeyse burun deliklerimden içeri girecek. Sandalyemi biraz geri çektim. İşe yaramadı. Biraz daha geriye çekildim. Ben gidiyorum, o geliyor. Oturduğum yerden kalktım, oturma odasına geçtim. Sineklik gibi bir araç arıyorum. Niyetim öldürmek değil. Sineği korkutup mutfak kapısından dışarı kovalayacağım. Oturma odasında bir o yana bir bu yana dolanıyorum. Koltuk yastıklarından biri olur mu? Olur. Yastığı alıp mutfağa geri döndüm. Karasinek ortalıkta görünmüyor. Uçup gitti mi? Etrafa bakınıyorum. İşte, karşıda. Masanın yanındaki duvara yapışmış, sessiz sakin duruyor. Rahatını kaçırmak istemiyorum. Karasineği hareketlendirmemeye çalışarak yastığı sandalyelerden birisinin üstüne bıraktım, kendim de diğerine geçtim.
Artık elmamı kesip yiyebilirim. Elmayı bıçakla ortadan ikiye ayırdım. İki elma çekirdeği fırlayıp yere düştü. Dört küçük çekirdek de elmanın içindeki oyuklarda duruyor. Oyukların içi çürümeye başlamış. İçinden kurt çıkmasın! Midem bulandı. Bıçakla oyukları biraz daha derinleştirerek çürükleri temizledim. Elmanın damarları kelebeğin üzerindeki şeritleri andırıyor. Ortadaki ince uzun sap da bildiğin tırtıl. Elmanın kenarlarını içe doğru iyice oyup kanat yaptım. Kahverengi sap da anten oldu. Kelebek yiyecek halim yok ya. İştahım kaçtı.
Elmayı masanın üzerinde bırakıp tırtıla bakmaya gittim. Yemişin yaprağını kenarından biraz tırtıklamış. Ben balkona çıkınca sanki varlığımı hissetti de kafasını yukarı doğru kaldırıverirdi. Bir an göz göze gelir gibi olduk. Yaprağı elime aldım. Tırtıl yaprağın üzerinde gerisingeri kaçmaya başladı. Hayvanı ürküttüm galiba. Yemişin üzerine bırakacağım onu. Sol elimle balkon demirine tutundum, sağ elimle bir yandan yemişin dallarına uzanmaya çalışıyor, diğer yandan da üzerinde tırtılın durduğu yaprağı tutuyorum. İp cambazına döndüm diyordum ki, dengemi kaybedip ikinci kattan aşağı düştüm.
Ben bacağımı kırdım kırmasına da tırtıla ne oldu?
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: ELMA

Mesaj gönderen Gul »

Resim

"Eûzu billâhi’s-semî'il-alîmi mine’ş-şeytani’r-racîmi min hemzihi ve nefhihi ve nefsih : Kovulmuş şeytanın dürtmesinden, üflemesinden ve kötü nefesinden her şeyi en iyi işiten ve bilen ALLAH'a sığınırım."

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

Bi'smi'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm : Rahmân ve rahîm olan ALLAH'ın adıyla


Resim

''Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyûl-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ves-sahbihi ve Ehl-i Beytihi ve ümmetihi.''

İnşallahurahman

Âmin Yâ Latîf Yâ Kerîm ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Rahîm Yâ Vedûd ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Fettâh Yâ Gaffâr ALLAH celle celâluhu!
Âmin Yâ Settâr Yâ ALLAH ALLAH celle celâluhu!..

Âmin... Âmin... Âmin... Âmin!.. Yâ Muîn Celle Celâluhu.

Resim
kulihvani yazdı:Resim

ŞeHVet
Ş..Hevâ
Ş..Hüve…

ŞeHâDet
Ş..HeDâ
Ş…HüDâ

ZEVK 4212

BİL-ÂN VaR mı?. BiRR ÂN-latsa!. ÂD-eM-le HaVVa Ma-SALL-ın!
“NesiYYen mensiYYâ!” MeRYeM-in!. İSÂ-nın ÇhaRmıhTa HALL-ın!
Ş e H V e t Ş e C e R R e -si “ŞıN” da!.. ŞeHaDet, Şu ÂN “OL-ÂN” a
R a H î M-den R a H M â N -a ÂŞIK!.. BeŞiK-ten MeZaR-a SALL-ın!..

05.10.10 09:19
bcgmlbryrlrd…


فَأَجَاءهَا الْمَخَاضُ إِلَى جِذْعِ النَّخْلَةِ قَالَتْ يَا لَيْتَنِي مِتُّ قَبْلَ هَذَا وَكُنتُ نَسْيًا مَّنسِيًّا
Resim---“Fe ecâe hel mehâdû ilâ ciz’ın nahleh(nahleti), kâlet yâ leytenî mittu kable hâzâ ve kuntu nesyen mensiyyâ(mensiyyen) : Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: "Keşke bundan önce ölseydim de, hafızalardan silinip unutuluverseydim." (Meryem 19/23)

وَقَوْلِهِمْ إِنَّا قَتَلْنَا الْمَسِيحَ عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللّهِ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلَكِن شُبِّهَ لَهُمْ وَإِنَّ الَّذِينَ اخْتَلَفُواْ فِيهِ لَفِي شَكٍّ مِّنْهُ مَا لَهُم بِهِ مِنْ عِلْمٍ إِلاَّ اتِّبَاعَ الظَّنِّ وَمَا قَتَلُوهُ يَقِينًا
Resim---“Ve kavlihim innâ katelnal mesîha îsabne meryeme resûlallâh(resûlallâhi), ve mâ katelûhu ve mâ salebûhu ve lâkin şubbihe lehum, ve innellezinahtelefû fîhi le fî şekkin minh(minhu), mâ lehum bihî min ilmin illettibâaz zann(zanni), ve mâ katelûhu yakînâ(yakînen) : Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.” (Nisâ 4/157)


MâSiVâ Ma-SAAL-mıŞ!!!!

Gökten Bir EL-M DüŞmüŞ!
Belâ!” Bıçağının AĞzına, “İKİ ye BölmüŞ!.
Nefsun Vahdetün BİRR-liği Üzül-müŞ!
NeFseYN cikler B-üzül-müŞ!
İKİ-lik ŞeY-tanlık GÜL-müŞ!.
HÂLL İÇ-inde HÂLL-mıŞ!
Bu BiRR Ma-SAAL-mıŞ!!..

ŞaK-ŞaK OL-AN Yarım El--cıklar DE-MiŞlerKi:
BİR leŞsek!”
OL-sun! OL-masın!” derken, Şey-t-ANlık-cıkları fısıldamıŞ HaVVanın kulağına HeVâ-sın!.
CeZBB ü CeRR etmiŞ ÂD-eM-in HeVVe-SîN!.
OysaymıŞ ÂD-eM BaBaM, AL-MA MaSALL-n ASLL-ın DUY-MuŞ-MuŞ SaHiBinden!..

وَقُلْنَا يَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلاَ مِنْهَا رَغَداً حَيْثُ شِئْتُمَا وَلاَ تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الْظَّالِمِينَ
Resim---“Ve kulnâ yâ âdemuskun ente ve zevcukel cennete ve kulâ minhâ ragaden haysu Şi’tumâ ve lâ TAKRABÂ hâzihiŞ Şecerete fe tekûnâ minez zâlimîn(zâlimîne) : Ve dedik ki: "Ey Adem, sen ve eŞin cennette yerleŞ. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama Şu ağaca yaklaŞmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." (Bakara 2/35)

ÂD-eM BaBaM AL-MA MaSALL-n ASLL-ın DUY-MuŞ-MuŞ SaHiBinden amma o zamanlar Nefsun Vahdetün miŞ miŞ!.
NeFSinden HeVVâ sı Ayrılınca Ah!” etmiŞ HeVVeS-i ve DE-miŞ ki: “Ey vAH İKİ-leŞtik!” demiŞ miŞ!
İŞte bu İKİ YÂR-im AL-Ma, KaŞ GöZ ETmiŞlermiŞ miŞ BİRi BİRilerine de ŞEY-tÂNlık OL!” muŞ muŞ KaŞ-la GöZ ARAsında!

KaŞ kim miŞ Göz kiM? miŞ!” deme Böceğim söZ ARA-sında!
Ma-SAAL-mıŞ! BU-ymuŞ!
Bir Damla SU-ymuŞ!
Her-KES DUymuŞ!
AL-MAnın YAPI-ŞıN-da! TAPI-ŞıN-da! API-ŞıN-da! yymıŞ! MıŞ!
HeR ŞeY VaR-mıŞ ve SON--muŞ ve HeP-miŞ!
HeR ŞeY YoK-muŞ ve Hiç-MiŞ ve SeBEB-miŞ!.

ÂD-eM BaBaMın cAN-ı, cİSİM EL-Bi-Se-SîN giyİNCE CeNNeT OL-muŞ muŞ OL-AN!

KaLBi, KaB-KÂB-(e)-ÖRT-üsün İÇ-inden ÇIK-ÂN-ı BÜRÜN-müŞ müŞ!
İhtilaf-ı iLLet HALİFE-si diye GÖRünmüŞ müŞ de tez KonuŞAN Meleklerce HOR-lanmıŞ mıŞ!

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim---“Ve iz kâle rabbuke lil melâiketi innî câilun fîl ardı halîfeh(halîfeten), kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfikud dimâ(dimâe), ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn(tâ’lemûne): Hatırla ki Rabbin meleklere:Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.” (Bakara 2/30)

ÇoK ŞüKüR ki güzeliMMM RaBBIsı celle celâlihu SuSSturmuŞ muŞ onları!..

YARAT-AN SuBHÂN celle celâlihu bu KiMe Ne?
YARAT-ır YARAT-ır mıŞ!
EZeL-EBeD EM-ÂN-etin Dağa TaŞa TeKKLiF etmiŞ miŞ ÖN-ce-SîNden!
Ama onlar ŞAFAK-lamıŞ-lar-mıŞ!

إِنَّا عَرَضْنَا الْأَمَانَةَ عَلَى السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَالْجِبَالِ فَأَبَيْنَ أَن يَحْمِلْنَهَا وَأَشْفَقْنَ مِنْهَا وَحَمَلَهَا الْإِنسَانُ إِنَّهُ كَانَ ظَلُومًا جَهُولًا
Resim---“İnnâ aradnel emânete ales semâvâti vel ardı vel cibâli fe ebeyne en yahmilnehâ ve EŞFAKNE minhâ ve hamelehal İNSÂN (insânu), innehu kâne zalûmen cehûlâ(cehûlen) : Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.” (Ahzâb 33/72)

Nasıl ŞaFaKları Atmasın-mıŞ ki;
Şefak: KORKu, havf.
Şefkat: Esirgemek, KORUmak mıŞ!
KENDİ-lerin KORUmuŞ-lar-mıŞ!..
İyi de ET-mişler miş!
BaŞları KurtulmuŞ
Böyle BUYRulmuŞ
!..

ADeMden MâDeM, ÂLeM-den ÂDeM,
İNS-ÂN BUYUR-ul-AN ÂD-eM BaBaM, YÜK-lenivermiŞ ÇoK-luk YoK-luk YÜK-ü !.,
Belkim de henüz EM-ÂN-et ine HA-Mile OL-madığından BİL-ememiŞ MiŞ İNS-ÂN-ın ÂN-ı UNUT-AN!” OL-duğunu!
Elest BeZM-inde Belâ DE-miş!
El--yı Ye-miŞ?”
İLK sÖZ-üne ŞâHiD Ol-muş?
Sahi SoN sÖZ-ü NOl-muş?..
SoN NeFeSine KalmıŞ mış!
Bu BiRR Ma-SAAL-mıŞ!!..

Bu AĞIR EM-ÂN-eti SıRTına SARınca Kemikleri çatırdamıŞ mıŞ!
Ey vAH! ÇoKluğun zÂHİR-inde zÂLİM, Bâtınında CaEHiL! OL-dum!” DemiŞ miŞ!
AKIL Karanlıklarına DALLınca, HATT-NAKLinde KALLınca Şöyle de söylemiŞ miŞ:

وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
Resim---“Ve zennûni iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fiz zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn(zâlimîne) : Balık sahibi (Yunus'u da); hani o, kızmış vaziyette gitmişti ki; bundan dolayı kendisini sıkıntıya düşürmeyeceğimizi sanmıştı. (Balığın karnındaki) Karanlıklar içinde: "Senden başka ilah yoktur, sen yücesin, gerçekten ben zulmedenlerden oldum" diye çağrıda bulunmuştu.” (Enbiyâ 21/87)

Sürüngen BöceğiM, EZeL-EBeD EM-ÂN-eti de N eymiŞ?”
MiŞ MiŞ miŞ-leme!
Her kesler bir tEL-den ÇalmıŞ-larmıŞ: “Şu EM-ÂN-et N diye-ymiŞ?
Kul İhvÂNi SeR ü SeR-isi de: “AKILdır! AKIL AnA KaRTıdır!”
De-miŞ mİŞ de;
DeLidir! ZıR DeLidir! ZıR-ZıRDeLidir! Hatta H-İNZiR DeLidir!” de DE-miŞler MiŞ MiŞ!..
cANları SsAĞ OL-sunmuŞ muŞ!
ÖMRü GÖNL-üleri NUR DOL-sunmuŞ muŞ!..

Resim

ŞEY, AKL-ı KüLL-müŞ!
ASL-ına TüLL-müŞ!
BüLBüL-e GüLL-müŞ!
yAN-AN, yak-AN, yakıl-AN KüLL-müŞ!.
Habli’l-VeRiD-miŞ!
AN, O-nda OL-AN-mıŞ! VâRiDmiŞ!..

Güzel ALLAH celle celâlihum ÂD-eM BaBaM-a,
Bin-BiR ÂLEM AKLı BİN-dirmiŞ!
iLLiYYundan EsfeLLine İN-dirmiŞ!
HeVVEsi HeVVâsını YE-meyecek-miŞ!
“iLLâ!” De-yip “Lâ!” DE-meyecek-miŞ!


وَعَلَّمَ آدَمَ الأَسْمَاء كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلاَئِكَةِ فَقَالَ أَنبِئُونِي بِأَسْمَاء هَؤُلاء إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
Resim---“Ve alleme âdemel esmâe kullehâ summe aradahum alel melâiketi fe kâle enbiûnî bi esmâi hâulâi in kuntum sadikîn(sadikîne) : Allah Adem'e bütün isimleri, öğretti. Sonra onları önce meleklere arzedip: Eğer siz sözünüzde sadık iseniz, Şunların isimlerini bana bildirin, dedi.” (Bakara 2/31)

Küllî ŞEY-i BİL-diM zANN eden ÂD-eM BaBaM,
AL-MA MaSALL-n ASLL-ın DUY-MuŞ-MuŞ SaHiBinden!
Ve de: “Lâ TAKRABÂ!” asla YaKîN OL!” ma! HÜKMünü AN-lamıŞ mıŞ!.

ÂD-eM BaBaM, “AL-MA MaSALL-n ASLL-ın BaŞında, SaHiBinden DUY-duğuna UY-aCAK MıŞ-MıŞ!
Ama MaSALL-n ASLL-ın ORTAsında,
Ne OL-muş AKIL TASI-nda?.
Ah ÂD-eM BaBaM Ah!..

HeVVâsı SeSS ET-miŞ!
Bir NEFeS ET-miŞ!
Ve HeVVEs ET-miŞ!
Bir TEK NeFeSS AL-mıŞ!
-ıKta KaLaKaL-mıŞ!..

Resim

Şeceretü’l-KeVN Ağacın Alma Yarısı Çırılçıplak!
Şeceretü’l-KeVN Ağacın Alma YâR-isi de Çırılçıplak!
El TîN-İnCiRR-i YemyeŞil YAPraK YAPraK!
CeNNet-te!.
ELBette!..
BEKLE-mekte!..
GüLLük-GülistÂNlık ken zamANsız HaYY-at!
HeVVâ-sından İKİ-lik SESSin DuYYmuŞ muŞ!
HeVVEsi “YaRaTılıŞ SeBeBi-Ne?” UY-muŞ MuŞ!

Elma ÇEK-irdeği İhvÂNi Kıtmiri,
TaŞa TuTmalı-mıymıŞ?!
HaMM AKILı AYIK-tırmalı mıymıŞ?
UYU-tmalı-mıymıŞ?!!
KÖR ŞeytAN-GÖR ŞeytAN KiM-miŞ?
N-ymiŞ SeBeB SoN-UC-u?
Şu HaMM AKILın İKİ UC-u??
ŞeHveTT!
ŞeHâDeTT!
KeSReTT!
VaHDeTT!
EM-ÂN-eTT
N-eYYmiŞŞ!.

Mâa, Ma-SAAL-mıŞ mıŞ!
Haa, Ma-SAAL Nerede KalmıŞ??


وَقُلْنَا يَا آدَمُ اسْكُنْ أَنتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلاَ مِنْهَا رَغَداً حَيْثُ شِئْتُمَا وَلاَ تَقْرَبَا هَذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الْظَّالِمِينَ
Resim---“Ve kulnâ yâ âdemuskun ente ve zevcukel cennete ve kulâ minhâ ragaden haysu Şi’tumâ ve lâ TAKRABÂ hâzihiŞ Şecerete fe tekûnâ minez zâlimîn(zâlimîne) : Ve dedik ki: "Ey Adem, sen ve eŞin cennette yerleŞ. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama Şu ağaca yaklaŞmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." (Bakara 2/35)

BUYURul-ÂN Bu YüCe HüKM ÂD-eM BaBaMın AnA EM-ÂN-eT OL-AN AKL-ına EM-ÂN-eT-miŞ miŞ!..

ULU ALLAH celle celâlihumuz BUY-ur muŞ ve DUY-ur muŞ muŞ ki ÂD-eM BaBaMa:
Lâ TAKRABÂ!” ve de;
Sakın bunu Unutma! SakınAYRıya-GAYR-ıyaYakınlaŞma! ÖZ-ünden de ÖZ-den en ÖZ-deki gÖZden en YaKîN AKRABÂnım gÖZlerim-İZlerim! DE-MiŞ MiŞ!..

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim---“Ve lekad halaknel insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu AKRABu ileyhi min hablil verîdi : Andolsun ki, insanı Biz yarattık, nefsinin onu ne ile vesveselendirdiğini biliriz ve Biz ona habl-i verid'den (Şah damarından) daha YAKINız.” (Kaf 50/16)

Resim

.
..

SeS-SiZ KonUŞ Ma-SAALcı BaBa!!!!
.
..
...

“Tuvesvisu bihî nefsuhu!”
Nefsin SENi ne ile vesveselendirmekte ve "N" DE-mekteymiŞ?
Elma değil İNCiRR miy-miŞ yani, YE-MiŞ miyMiŞ MiŞ?
YapRak değilmiy-miŞ HeVVâ-nın "UD ÖRT" üsü, KâBe’ninki gibi simsiyahSAÇlarımıy-mıŞ HeVVâ-nın?
ÂD-eM BaBaMın AKLı ŞehâvaT Batağına DALıp, KALıp ve de ÜŞÜyünce HeVVesini HeVVâ-sı mı ÖRT-müŞ!
KiM-e DE-miŞ “Ört Beni! Ört Beni!” diye Rahmetenli’l-âlemin sallallahu aleyhi vesellem!
Kucağında BeBe-NeBîsiyle AKSÂdan HaRaM-a HİCRR-ET Eden HaCeRR-in oğlu İsmail İbni HaCeRR aleyhisselâm N-eyle örtmüŞ Kâbe-Sîn?
Kucağında BeBe-NeBîsiyle HaRaM-dan AKSÂd-ya HİCRR-ET Eden MeRYYeM-in oğlu İS İbni MeRYYeM aleyhisselâm N-eyi BürünmüŞ Ne GörünmüŞ??


Ah Böceğim ah!
DEVR-ÂN-dELi DALL-mıŞım!
SEYR-ÂN-a AKLım SALL-mıŞım!
CEVL-ÂN-da HAYR-ÂN KALL-mıŞım!
Ma-SAAL-mıŞıZZZ Ma-SAAL-mıŞıMMM!..

Ma-SAAL-ıMıZZZ Elbette BiT-memiŞ-miŞ!
HeVVeSS HeVVâSS cENNetten GiT-memiŞ-miŞ!

El HâNNâNu MeNNâNu ALLAH celle celâlihu KAZAsın KADER EYLE-mİŞ DUYUR-muŞ!
:
HeP-İNiZ İN-İN!” BUYUR-muŞ!
DüNYâ-ya BİN-İN!” BUYUR-muŞ!

فَأَزَلَّهُمَا الشَّيْطَانُ عَنْهَا فَأَخْرَجَهُمَا مِمَّا كَانَا فِيهِ وَقُلْنَا اهْبِطُواْ بَعْضُكُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ وَلَكُمْ فِي الأَرْضِ مُسْتَقَرٌّ وَمَتَاعٌ إِلَى حِينٍ
Resim---“Fe ezellehumâş şeytânu anhâ fe ahrecehumâ mimmâ kânâ fîh (fîhi), ve kulnâhbitû ba’dukum li ba’din aduvv (aduvvun), ve lekum fîl ardı mustekarrun ve metâun ilâ hîn(hînin) : Fakat Şeytan, oradan ikisinin ayağını kaydırdı ve böylece onları içinde bulundukları (durum)dan çıkardı. Biz de: "Kiminiz kiminize düşman olarak inin, sizin için yeryüzünde belli bir vakte kadar bir yerleşim ve meta vardır" dedik.” (Bakara 2/36)

فَتَلَقَّى آدَمُ مِن رَّبِّهِ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
Resim---“Fe telekkâ âdemu min rabbihî kelimâtin fe tâbe aleyh (aleyhi), innehu huvet tevvâbur rahîm (rahîmu) : Derken Adem, Rabbinden (birtakım) kelimeler aldı. Bunun üzerine (Allah da) tevbesini kabul etti. Şüphesiz O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir.” (Bakara 2/37)

قُلْنَا اهْبِطُواْ مِنْهَا جَمِيعاً فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّي هُدًى فَمَن تَبِعَ هُدَايَ فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
Resim---Kulnâhbitû minhâ cemîa (cemîan), fe immâ ye’tiyennekum minnî hudenfe men tebia hudâye fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn (yahzenûne) : Dedik ki: "Oradan tümünüz inin. Bundan sonra size benden bir hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır." (Bakara 2/38)

oRa- SEV-day-mıŞ!
ŞuRA-sı HüLya-y-mıŞ!!
BuRa-sı DÜN-ya-y-mıŞ!!!

zÂHİRi şeHeVVâ YaLL-AN-mış
mÂHİRi ŞeHeVVe TaLL-AN-mış
ÂHİRi ŞeHâDe EL
-de KaLL-AN-mış!..

MuHAMMeDi MuHABBEtlerimle..
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: ELMA

Mesaj gönderen MINA »

ELMA


İKİ'leme çağrışımı yaptı ...

İKİ'likte iki uç noktayı çağırdı beraberinde...Oysa olması gereken ORTA-sı...
Ne bu uç...ne de diğeri değil makbul OLan...

Peygamberimiz (S.A.S.) her konuda olduğu gibi, bu konuda da bizler için en güzel örnektir.

Enes (R.A.) şöyle anlatır: "Peygamber (S.A.S.)'in eşlerinin evine üç kimse gelip, Peygamberimizin ibadetin sordular. Kendilerine durum anlatılınca, kendi ibadetlerini azımsadılar ve: Peygamberin yanında biz neyiz? Onun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmıştır, dediler. Bunlardan birisi: -Ben, yaşadığım müddetçe, bütün gece namaz kılacağım, dedi. Diğeri: - Ömrüm boyunca oruç tutacağım, dedi. Üçüncüsü de: - Kadınlardan uzak kalacağım ve hiçbir zaman evlenmeyeceğim, dedi. Sonra Peygamber (S.A.S.) bunların yanına geldi. Onlara: -" Şöyle şöyle diyenler siz misiniz? Dikkat ediniz! Allah'a yemin ederim ki, Allah'tan en ziyade korkanınız ve O'na karşı gelmekten en ziyade sakınanınız benim. Böyle iken ben bazen oruç tutuyorum, bazen de tutmuyorum, Namaz kılıyorum, uyuyorum ve kadınlarla evleniyorum. Benim sünnetim işte budur; Kim, benim sünnetimden yüz çevirirse, o kimse benden değildir." (11)

(11) Buhari, Nikah 1: Müslim Nikah:5; Riyazus-Sa-lihin; C.1.Sh 175 H.No:143


Bir OLMUŞ-LÂ meşgull oluyorken iç alem...Bir de gelecek kaygısı..endişesiyle...
Yani OLMAMIŞ-LÂ
işte vesvese...
Ve İKİ'leme...
Sanki tekerleme...

Tek tek tekerleme,
Üstü kaymak şekerleme,
Dereye düşme çok soğuk,
Söyle bana çarçabuk.

böyle bir tekerleme işte...
Çarçabuk geçiyor ömür,
Duvardaki saati ilerliyor ama, geriye doğru akıp giden saat çoğu gözlerden kaçmış.
Şimdi sana (yani bana).....şu kadar saatlik, adına ömür denilen süre verildi...
Bakalım neler yapacaksın,
AKLını kullanıp,
Bunu AYNen görürken, niye yerimde SAYıyorum ki...
Donmuş olduğum hissiyle UYanıyorum...
Rahmet GÜN-EŞi YAKtıkça İÇİMi..eridikçe ben bildiğim hakikatine eremediğim ŞEYler,
Buz-SU-ya dönmeli...su buhar OLup göğün yüzünde bulut-bulut gezmeli...
Damla damla toprağa düşmeli...

Başka çaresi YOK...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: ELMA

Mesaj gönderen MINA »

kulihvani yazdı:DUA ediyoruz UMUT ediyoruz ve Âmin Yâ RaBBenâ! diyoruz.
UMUT, BEKLE-menin bittiği AN-daki bir damla gÖZ YAŞ-ıdır.
Bâzen bir damla gÖZ YAŞı, RABBımızın Merhamet CEM’re-sidir.
Merhamet Cemresi, Bendeki “BEN” in Bana Bahar Müjdesidir.
Bahar Müjdesi, İÇ ÇÖLümüzde HABBenin Habibiyyet DUYuş ve Uyuşudur..

İnşae ALLAHu Teâlâ..

Zâhire-Âfakta-Şe’ÂNda-Şehâdette Şeriat-ı Garrâ Sahibimiz MuhaMMeduLLAH aleyhisselâma Bedenen,
Bâtında-Enfüste-EMRullahda Tarikat-ı Garrâ Sahibimiz MahMudullah aleyhisselâma Nefsen,
Âhirde-Akdeste-Sünnetullahda Mârifet-ı Garrâ Sahibimiz AhMEdullah aleyhisselâma Kalben,
Evvelde-İndinde- Muradullahda Hakikat-ı Garrâ Sahibimiz HaBiBullah aleyhisselâma Ruhen,

Yüce Zâtına, Âline, Ehl-i Beytine, Ashab-ı Güzinine ve ÜMMetine;
İlmullahça, Hakikat-ı HaBBe SıRRınca sonsuz sınırsız Es Salât ve Es Selâm sunarız candan gönülden:





El KaRîB Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem
Es SaHîB Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem
Et TaBîB Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem
El HaBîB Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem

AKL-ın İKİ-liğin TeSLiM
ED-ER-Sen Rasûlullah-a
ŞeY-tÂN-lığın Eder MüSLiM
NAKL-en EL-VERir ALLAH-a!..

ZEVK 4569

RasûluHU ve AbduHU!.. HiRâ-da HAKK-a EĞİL-MeK!
Ve’l-LeYLi, NeBiyyu’l- UMMî.. Ve’d- DuHÂ, SıRRını SİL-MeK
Senden Sana YAKÎN RABB-ın!. RüCû’ RüŞDüne ER-mek İÇin
NEFS HeVâsın, “HUVE” Etmeye, Rasûlullah KaDRin BİL-MeK!..


03.08.11 02:13
yzğ-stnbl..


Resim

Gerçeklerin Gönül GâRı
Dâru’s- SeLâM DiYÂRı
SEVgi SEViyesi SıRRIm
KâR u BeLâ AŞKın KÂRı..

Sîn SULTANIMIZ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemimİZ!
Sana ve SENi DUY-up UY-ÂN-lara SALL ve SELL Niyazımla!..

Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebiyyi'l- Ummiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's-sahbihi ve ummetihi...

MuhaMMedî MuhaBBet…

Resim


AŞK OL-SUn EY NEBİ...
s.a.v.
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Cevapla

“Hikaye, Makale ve Yazılar” sayfasına dön