**YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXI


Benim gönlüm gözüm aşktan doludur
Dilim söyler yârı yüzüm suludur


Benim gönlüm-gözüm aşktan doludur
Dilim söyler yâri, gözüm ağlar yüzüm suludur


–Resim–

Ödağacı gibi yanar vücûdum
Tütünüm görene seher yelidir


Yâr aşkıyla öd ağacı gibi yanar vücûdum
Tütünüm görenler ise seher yeli sanırlar…


–Resim–

Çukal cevşen aşkın oduna doymaz
Oku cana batar katı yalıdır


Benlik Zırhına bürünenlere aşkın ateşi kâr etmez!
Acı oku cana batar ve keski alevli olsa da…


Çukal : Çokal. Eskiden savaşta atlara giydirilen zırhlı örtü ki bir çeşidini savaşçılar da giyerlerdi.
Cevşen : Zırh.
Od yalını : Alev.


–Resim–

Okurum şâhımı kendi dilimce
Şâhım aydır bana her gem gelidur


Okurum Şâh’ımın şevkini kendi dilim olan Erence
Şâhım bana dâima der ki: “Her an Bana gel-koş!”


–Resim–

Seni sevenlerin ola mı aklı
Bir dem uslu ise her dem delidir


Seni sevenlerin ola mı aklı?
Eğer bir an için uslu-akıllı görünseler de her dem delidirler…


–Resim–

Yunus sen toprak ol eren yolunda
Erenler menzili arştan uludur


Ey Yunus sen toprak ol eren yolunda
Çünkü Erenlerin Aşk Durağı-Makamı Arş’tan yücedir…




Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXII


Aydıverem ne kıldığın benim ile ol dil-pezir
Her dem yeni şîve ile beni yeni kılar esir


Söyleyeyim ne yaptığın benim ile ol gönül alıcı güzelin
Her an yeni edalı söyleyiş ile beni yeniden esir eder!


Dil-pezir : Gönül alıcı, kabul edici.
Şive : Söyleyiş. Tarz. Ağız. Üslub. * Eda. Naz.


–Resim–

Her nereye bakar isem odur gözüme görünen
Ne havsala ola bende yahut ona lâyık basir


Her nereye bakarsam O’dur gözüme görünen
O’na karşı bende bana ait nasıl bir anlayış kalsın bende!
Yahut ona lâyık hakikatlara açık bir görüş!


Havsala : Zihnin bir şeyi kavrama derecesi. Anlayış. Akıl.
Basir : Basiret sâhibi ve anlayışlı olan. Hakikatları anlayan. En iyi ve en çok anlayışlı. Kalb gözü ile gören.


–Resim–

Nice ömrüm olur ise azadlığım muhâldürür
Seyyâdın elindedürür tuzağa tutulan nahcîr


Ömrüm ne kadar uzun olsada esirliğinden kurtulmam imkansızdır!
Avcının elinden kurtulamaz tuzağa tutulan av!


Seyyâd : Avcı, avcılık yapan.
Nahcîr : f. Av hayvanı. Sayd. * Av yeri. * Yaban keçisi.


–Resim–

Âkılâna hoştur nefes niteliğin sorma onun
Nice nişan aydıverem ol misli yoktur bî nazîr


Âklı olgunluğa eren kişiye hoştur ve yeterlidir bir nefes-mânevî uyarı! Nasıllığın sorma onun!
Nice nişan-işaret deyiversem de O’nun-O Yâr’in bir misli yoktur! Benzersizdir O!


Akılâne : f. Akıllı kimseye yakışır surette, akıl ve idrakle.
Bî nazîr : f. Benzeri olmayan. Nazirsiz.


–Resim–

Va' de kesildi kamuya ki yârın göreler onu
Benim yârınım bugündür bunda göründü ol kadîr


İlâhî hüküm verildi-vâdedildi ki herkes yârın göreler O’nu!
Herkes bu âlemdeki zannınca ve ettiklerince hesab için!
Biz Erenlerin ve Benim ise yârınım bugündür bu âlemde göründü ol El Kadîr Celle Celâlihu!..


El Kadîr : Mukaddir. Muktedir. Kudreti mutlak olan ve her hususa muktedir olan. Nihayetsiz kudret sahibi. (Allah C.C.)

–Resim–

Yunus'un cümle bakımı gark oldu dost dîdârına
Hiç kalmadı onsuz ara dolu göründü cümle yir


Âşık Yunus her bakımdan gark oldu Dost dîdârına-cemâline!
Hiç kalmadı O’nsuz ara!
O’nunla dolu göründü cümle yer!


Didâr : f. Mülâkat, görüş. * Görünme. * Yüz. Çehre. * Görüş kuvveti, göz. * Açık, meydanda.



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXIII


Yandı yüreğim tutuştu
Bağrım ciğerim kebapdurur
Âşıkların şerbetleri
Bu derdime sebepdürür


Yandı yüreğim tutuştu
Bağrım ciğerim Kebâb oldu!
Âşıkların ilaç diye içirdikleri şerbetleri
Bu derdimin sebebi oldu!


–Resim–

Bir niceleri aşk düzer
Bir niceleri aşk bozar
Bir niceler esrik gezer
Öyle kim var harap durur


Bir nice kimseler vardır aşk düzer
Bir nice kimseler vardır aşk bozar
Bir nice kimseler vardır sarhoş gezer
Öyle Erenler de vardır ki harap olmuş hâlde dururlar!


–Resim–

Aşk ile çalındı kalem
Aşka esirdürür âlem
Âşıklar arasında
Cebrail dahı hicapdurur


İlk var edişte Aşk ile çalındı kalem
Onun için Aşka esir oldu âlem
Âşıkların Ma’şuklarıyla arasında
Cebrail dahi bir perde durur!


Hicap : Perde.

–Resim–

Medreseler müderrisi
Okumadılar bu dersi
Şöyle kaldılar âciz (kim)
Bilmediler ne hapdurur


Medreseler müderrisi
Üniversitelerdeki profesörler
Okumadılar bu aşk dersini
Öyle âciz-çâresiz kaldılar ki,
Bilmediler bu nasıl bir gaflet uykusudur ki herkesi uyutuyor!


Hab : Uyku, rüya.

–Resim–

Azâzil da'vi kıldı
Da'vîsi yalan oldu
Yalan da'vî kılanın
Pes cezası azapdurur


Bâtıla Hak elbisesi giydirip insanları azdırıp-kandırdığı için telbis kökünden İblis adını alan ana şeytan, Âdem aleyhisselamdan ben daha üstünüm davası kıldı Yaratanı Rabb’ısına karşı!
Bu davası İlâhi İrade gereği yalana çıktı!
Yalan dava güdenin ise sonunda karşılığı azabdır!


Azâzil : Şeytan. (İblisin bir adı) Şerlerin temsilcisi.
Azab : Dünyada işlenen suç ve kabahate karşılık olarak âhirette çekilecek ceza. * Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.


Resim--- “Kale ma meneake ella tescüde iz emartük kale ene hayrum minhhalakteni min nariv ve halaktehu min tiyn :
Allah buyurdu:
Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir?
(İblis):
Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi.”
(A’raf 7/12)

–Resim–

Ölmez aşk bilişleri
Esrik meclis hoşları
Daim bunların işi
Çeng û şeş-tâ rebapdurur


Ölmez Erenlerin aşk bilişleri ölmez-hep diridir!
Onlar hep sarhoş meclis hoşlarıdırlar!
Bunların işleri devamlı olarak aşk sazlarını muhabbet makamlarında çalıp-oynamaktır!


Çeng : f. Pençe. * El. * Çalgı âletlerinden bir saz çeşidi. * Eğri büğrü.
Şeştâ : Şeştâr. Altı telli bir saz.
Rebap : Bir çeşit kemençe.


–Resim–

Yunus imdi miskin ol
Hem miskinlere kul ol
Zira miskin olanları
Arzulayan Çalap'durur


Ey Yunus!
Artık sen dünyaya karşı Muhammedî Miskin ol!
Hem de seni yetiştiren Usta Eren Miskinlere de kul-köle ol!
Zira miskin olanları Çalap Teâlâ arzulayıp durmaktadır el an!




Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXIV


İşidin ey ulu kiçi
Size benim haberim var
Zihî devlet benim bugün
Kim şunun gibi yârim var


İşidin ey büyük-küçük!
Size benim haberim var!
En değerli-itibâr edilecek devlet benim bugün
Ki Şu’nun gibi yârim var!


Kiçi : Küçük.
Zihî : f. Ne güzel. Ne iyi. Aferin.


–Resim–

Yürür isem önümdesin
Söyler isem dilimdesin
Oturursam yanımdasın
Ayrıkta ne pazarım var


Ey Dost!
Yürür isem önümdesin
Söyler isem dilimdesin
Oturursam yanımdasın
Başkalarıyla ne alış-verişim var!


–Resim–

Ne yürüyem ne hod erem
Ne uzak sefere varam
Çünkü dostu bunda buldum
Ayrık neye seferim var


Niçin Seni aramak için yürüyeyim?
Niçin başım alıp gideyim?
Niçin Seni aramak için uzak sefere çıkayım?
Çünkü Dost’u burada buldum ben!
Başka yere ve başkalarına niçin seferim olsun?


Hod : Kendi başına.

–Resim–

Irak yola bezirgânlar
Assı etmeğe giderler
Çün gevher elimdedür(ür)
De ayrık ne seferim var


Irak yollara tüccarlar
Kazanç-kâr elde etmeye giderler
Hakk’ın hazinesi benim elimde iken söyle bakalım,
Başka yerlere niçin hazine aramak için seyahatim olsun?


Bezirgân : (Bâzâr-gân) f. Tacir, tüccar, alışveriş eden esnaf.

–Resim–

Miskin Yunus'un (bu) canı
Şol dosta ulaşalıdan
Dem-be-dem artırır aşkı
Ulu yerden tımarım var


Miskin Yunus'un bu canı
Şu meşhur Dost’a ulaşalıdan beri
Durmadan artırır aşkımı
Çünkü Ulu yerden aşk kaynağım var!


Timar : f. Bir şeyin devam ve inkişafı için yapılan hizmet. * Sipâhiye verilen öşrü alınacak arazi. (Bak: Zeâmet)



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »




YUNUS EMRE-M-İZ (ks)

DERvişin Dertli Denginde
Muhammedî Mihenginde
Sırr Sıbgatullah Renginde
AK Alevin AL ı Yunus!..

Resim

Ölü-Diri, Yalan-Gerçek
Gönül Göze Gizli Mercek
CANlar ÇÖLü Çile Çiçek
Petek Petek BAL ı Yunus!..

Resim

Toz-Toprağı KuMu AŞKın
YaN-AN IşIk MuMu AŞKın
TeVHiDin ToHuMu AŞKın
AŞK Ağacın DAL ı Yunus!..

Resim

GÜLden GÜLşenden İÇerü
cAN Evi TeNden İÇerü
Bir BEN Var BeNden İÇerü
Hâl İçinde HÂL ı Yunus!..

Resim

Yedi İKLimi Dürer-Büker
Eritir gÖZünden Döker
Der-ya, Damlaya Diz Çöker
Halis MEVLÂ MAL ı Yunus!..

Resim

Muhammedî İZ-imİZdir
HaYY BİRimiz BİZ-imİZdir
gİZli Gönül gİZ-imİZdir
AŞK ATInın NAL ı Yunus!..

Resim

“BEN” deki, BENden İÇeri
“O” na KILIF Etle – Deri
SıRR-ı SıFıRın Seferi
SILA mızın SALL ı Yunus!..

Resim

BuZlar-TuZlar SöZle ERir
Sen Sormadan Cevab Verir
Her AN KıBLeyi Gösterir
HaKK EREnler EL i Yunus!..

Resim

“Gel Gör Beni AŞK Neyledi!”
AKLımızı Deli Eyledi
Coştu cANından Söyledi
Sînemizin SEL i Yunus!..

Resim

Hakk ÂŞIK Benzer BüLBüLe
GüL KoKusun DÖKer GÜLe
EL ELe - GÖNÜL GÖNÜLE
YâR Yurdunun YEL i Yunus!..

Resim

FITRÎ FEVZİ FeVZasında
HaYYU’l- KaYYum HaVZasında
RESÛLULLAH RaVZasında
“BİZ BİR-İZ” cAN “BİL!” i Yunus!..

Resim

HAYR-AN OLduk Cevl-ANında
“Lâ İlâhe!..” Seyr-ANında
“İllâ ALLAH!..” Devr-ANında
DÖNen ÇARK-ı ÇİL i Yunus!..

Resim

BİZ BİR-İZ ÖZde ÖZ İle
Gönül Gözünde KÖZ İle
Tevhid Eyler TeK SÖZ İle
Yetmiş İKİ DİL i Yunus!..

Resim

NûN NûRu, MîM Hokkasında
SıRR-ı Âli NOKTAsında
DÖNenlerin ORTAsında
Merkezin MîM MİL i Yunus!..

Resim

Mahşerdir Kâlu Belâ’ya
SeSi SıRRdır Es Selâ’ya
Gözlerinden Kerbelâ’ya
Döker Fırat-NİL i Yunus!..

Resim

SÖZü Sabit Zemîn Dağı
RESÛLULLAH Emîn Dağı
EHL-i BEYT’in Yemîn-Sağı
ŞAH’ın Şahbaz KOL u Yunus!..

Resim

Kendin BİLenin Her BiRi
RABBını BİLince DİRİ
Toz-Toprak OLsun Kırmiri
Gelsin-Geçsin YOL u Yunus!..

Resim

AHADü’l- AHMED ÂhiDi
“TEK” leyen Kahhâr VâhiDi
Ölür mü HAKK’ın Şâhidi
“ÖLܔ lere ÖLÜ Yunus!..

Resim

Oturmaz El Sofrasına
Toz Kondurmaz Hakk Hasına
Nesl-i Cedîd İNŞA’sına
Melâmetin ÇÖL ü Yunus!..

Resim

Hacı Osman Babam Ünlerdi
Söyler Yunus’tan Dinlerdi
İZini İzler İNlerdi
Tevhidin Tuz GÖLü Yunus!..

Resim

Âşıkların Sertacı Dost
Muhabbetin Mi’racı Dost
İKİ liğin İLACI Dost
HAKK’ın Seçkin KULu Yunus!..

Resim

İlmek İlmek DOKUnAN Hayy
Nefes Nefes KOKUnAN Hayy
Kelâmında OKUnAN Hayy
RESÛLULLAH GÜLü Yunus!..

Resim

KuL İhvANî’m SıRR SERilmez
ÇİLEsİZ SıRRa ERilmez
ÖLÜler ÖLdü DİRİlmez
TEVHİDULLAH TÜLü Yunus!..


04.11.09 01:36
CeRR de..
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXV


Ask makaami, âlîdir
Ask kadim ezelîdir
Ask sözünü söyleyen
Cümle kudret dilidir


Aşk makamı yücedir
Aşk evveli bilinmiyen bir keyfiyettir ezelîdir!
Aşk sözünü Erence söyleyen
Cümle kudret dilidir!


–Resim–

Deyen ol işiden ol
Gören ol gösteren ol
Her sözü söyleyen ol
Sûret can menzilidir


Sözü söyleyenden, söyleyen O!
Sözü işitenden, işiten O!
Gören O! Gösteren O!
Her sözü söyleyen O!
İnsanlarda ve tüm Yaratılanlarda gözüken bu görüntü-Sûret aslında bir Can-Ruhun konduğu-indiği yerdir.
Halk, Hakk’a kab olmuştur!


Menzil : İnilen yer. Konulacak yer. * Yer. Dünya. Ev. * Mesafe.

–Resim–

Sûret söz kanda buldu
Söz ıssı kaçan oldu
Sûrete kendi geldi
Dil hikmetin yoludur


Yoksa, bu Resim olan Sûretler kendi başlarına söz söyleyebilmeyi nereden bulmuşlar?
Söz sahibi nasıl olmuşlar?
Sûrete-Âdem aleyhisselâm’ın beden testisine dolan Ruh suyu O’ dur!
Tene gelen Can O’ndandır!
Erenlerin dili ise hikmetin tek yoludur!
Hakk’a giden yol Hakk Dostlarının kalbinden geçer Dervişim!


Kanda : Nerede.
Kaçan : Vatka ki, o zaman.


–Resim–

Bu bizim işretimiz
Oldur bu lezzetimiz
İçip esridigimiz
Aşk şerbeti gölüdür


Bu bizim aşk eğlencemiz
Sadece O’dur bizim lezzetimiz- gıdamız!
İçip sarhoş olduğumuz ise
Hiç bitmeyen Aşk Şerbeti gölüdür…


–Resim–

Onun ki dersin onun
Söyleyen ol söz onun
Ol bizimdir biz onun
Bu gayr tesbih dilidir


Gerçek olan O’nun ki sen de dersin O’nun!
Söyleyen O! Söz O’nun!
O bizimdir! Biz O’nun!
Bundan başkası, mânâsına ermeden kelimleri tekrarlayarak çekilen bir tesbih dilidir!


Gayr : Diğer, başkası, mâadâ, âher, yabancı. (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.)

–Resim–

Yunus sözünde yalan
Görmedi mü'min olan
Ömrün zulmete salan
Ma'rifet yoksuludur


Görmedi mü'min olan
Ömrün karanlıklara salan
Ma'rifet yoksuludur!..


Zulmet : Karanlık. * Mc: Sıkıntı.
Mârifet : Bilme, bir şeyi cüz'i vecihle bilmek. * Hüner. Üstadlık. San'at. * Tuhaflık, garib hareket. * Vasıta, tavassut. * İlim ve fenlerle tahsil olunan mâlumat. İrfan kazanmak. (Bak: İrfân)




Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

hayy-dost yazdı:Resim


ÂŞIKLAR REHBERİ PÎRİ, YUNUS EMREm,
Sensiz ÂŞIKlar meclisine girmem,
Gülistanından DOSTun, güller dermem,
Gönül türbemde DİRİ YUNUS PÎRim.

Resim

Kovsa kapısından, yine DOSTanım,
Dillerde okunur oldu destanım,
Târumâr, perişan bağım bostanım,
Çiğnedi geçti BİRİ, YUNUS PÎRİim.

Resim

Dünya tutmuş bırakmaz peşimi,
YAR AŞKı sele saldı göz yaşımı,
Taşa mı vursam akılsız başımı?
Şu KALBim mahşer YERİ, YUNUS PÎRim.

Resim

Dönüp gelsen GÜLZÂRıma sen yine,
Rastlamak zor HAKK ÂŞIĞIn dengine,
Hepsi geçip gittiler, ÇÖLden engine,
Ben kaldım yine GERİ, YUNUS PÎRim

Resim

Boynu bükük bıraktığın yerdeyim,
AŞKla çıramı yaktığın yerdeyim,
NURla KALBime aktığın yerdeyim,
HAKKa erenler ERİ, YUNUS PÎRim...



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXVI


Ey beni ayıplayan gel beni aşktan kurtar
Elinden gelmez ise söyleme fâsid haber


Ey beni âşığım diye ayıplayan!
Gel kolaysa beni aşktan kurtar!
Eğer elinden gelmez ise boşuna bana aşktan anlamıyan bozguncu haberlerini söyleme!


Fâsid : Bozguncu. * Doğru olmayan. Bozuk. Müfsid. * Yanlış olan.

–Resim–

Hiç kimsene kendinen hâlden hâle gelmedi
Cümlemizin halini ma'şuk eder mukarrer


Hiç kimseler kendi kendine hâlden hâle gelmedi bu âlemde!
Cümlemizin hâlini ancak Yaratan Ma'şuk takdir eder!


Mukarrer : Kararlaşmış. Takrir edilmiş. Karar verilmiş. Kat'i. Şek ve şüpheden beri olan. Muhakkak ve müsellem olan. Anlatılmış. Bildirilmiş.

–Resim–

Aşşıkların her hâli ma'şuk katında biter
Sözün var ona söyle benim arada ne'm var


İç Anadolu Aksaray şivesi ile Aşşıkların her hâli Ma'şuk katında biter!
Sözünü var-git O’na söyle!
Benim arada neyim var?
Ben kimim ki O’na karşı, O’nu savunayım!


–Resim–

Her kim aşk kadehinden içti ise bir cur'a
Ona ne yad ne biliş ona n'esrik ne humar


Her kim ki aşk kadehinden içti ise bir yudum
O kimseye ne yabancıdan ne biliş-tanıştan!
Ona ne sarhoştan ne sarhoşluk sersemliğinden!


Cur'a : Tek yudum. Bir içimlik. Bir yudumluk.
Esrik : Sarhoş, mest. * Azgın, kızgın. * Zayıf, hasta, hâlsiz, dermansız, tâkatsiz.
Humar : Sarhoşluk veren ve haram olan içkiden sonra gelen baş ağrısı. * Sersemlik. * Bir şeyin acısı burnundan gelmesi.


–Resim–

Dost yüzünden nikabı her kim giderdi ise
Hicab kalmadı ona artık ne hayr ü ne şer


Dost yüzünden örtüyü her kim giderdi ise
Perde kalmadı ona artık !
Ne hayır ne de şer!
El Zâhir (cc)’ya zuhur aynası olanlarda sadece Hakk görünür!
Bakanlar sadece kendini görür, arada ayna bile yoktur gördüğü!


Nikab : Yüz örtüsü, peçe, perde.
Hicab : Perde. Örtü. Hâil. * Utanma. Kendini kusurlu bilip insanlar arasından çekilmek. * Men'etmek. * Allah ile kul arasındaki perde. * Setretmek. Gizlemek.


–Resim–

Şeriat edebinden korkarım söylemeğe
Yokısa aydayıdım dahı ayrıksı haber


Şeriat edebinden korkarım söylemeğe
Yoksa söyleseydim onların çokları şimdiki insanların Dost ile olmadığı ayrı düştüğünü derdim ki ümitsizlik bize gerekmez!


–Resim–

Dost kılıcından Yunus ölür ise gam değil
Dost göğünden uyanan ma'şuk burcundan doğar


Dost’un aşk kılıcından Yunus ölür ise gam değil!
Dost göğünden uyanan Ma'şuk burcundan doğar!


Burc : Muayyen bir şekil ve sûrete benzeyen sâbit yıldız kümesi. * Tek hisar kule, kale çıkıntısı. * Dünyaya göre güneşin döndüğü yerin onikide bir kadarı.



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXVII


Ey aşıklar ey âşıklar
Mezhep ü din aşktır bana
Gördü gözüm dost yüzünü
Yas kamu düğündür bana


Ey âşıklar! Ey âşıklar!
Mezheb ve din aşktır bana!
Gördü gözüm Dost yüzünü!
Bütün yaslar-kederler düğündür bana!


–Resim–

Ey pâdişah ey pâdişah
Uş ben beni verdim sana
Genc ü hazînem kamusu
Sensin benim önden sona


Ey pâdişah! Ey pâdişah!
Artık şimdi ben, “Ben”i verdim Sana!
Definem de hazînem de tümü Sensin benim önden sona!


Uş : İşte, şimdi. Çünkü. Ancak.
Genc : f. Define, hazine. Gömülü hazine. Kenz.


–Resim–

Evvel dahı bu akl u can
Senin ile asl-ı mekân
Âhır yine sensin mekân
Uş varıram senden yana


Evvelinden beri bu akıl ve can
Senin iledir bu mekânın aslı
Sonunda yine Sensin mekân
Artık ben varıram Senden yana!


–Resim–

Senden sana varır yolum
Senden seni söyler dilim
İllâ sana ermez elim
Bu hikmete kaldım tana


Senden Sana varır yolum
Senden Seni söyler dilim
İllâ Sana ermez elim
Bu hikmete ben de şaştım kaldım!


–Resim–

Artık bana ben demeyem
Kimseneye sen demeyem
Bu kul o sultan demeyem
İşidenler kala tana


Artık bana ben demeyim
Hiç Kimselere “Sen!” demeyim
“Bu kul, o sultan!” demeyim
İşitenler beni kınayalar ki anlayamazlar hikmeti!


Ta’n : Hoş görmemek. Kötülemek. Birisinin ayıp ve kusurlarını beyan etmek. * Küfretmek. * Muhalifin iddialarını çürütmek. * Vurmak. * Duhul etmek, dâhil olmak, girmek.

–Resim–

Dost aşka ulaşalıdan
Dünya âhıret oldu bir
Ezel ebed sorar isen
Dün ile bugündür bana


Dost aşka ulaşalıdan beri
Dünya âhiret bir oldu bana!
Ezel-ebed sorar isen
Sanki dün ile bugün gibidir bana!


–Resim–

Artık bize ya solmaya
Hiç gönlümâz pas olmaya
Zira Hak'tan gelen avaz
Savulmaz düğündür bana


Artık bizim gönül gülümüz hiç solmaya
Hiç gönlümüz pas tutmaya!
Zira Hakk'tan gelen avaz
İstemekle baştan savulmaz düğündür bana!


Âvâz : f. Sadâ, Yüksek ses. * şöhret.

–Resim–

Ben aşkından ayrılmayam
Dergâhından ırılmayam
Eğer benden gider isem
Senin ile varam bana


Ben aşkından ayrılmayım
Dergâhından başımı alıp gitmeyim!
Eğer benden gider isem Senin ile varam bana!


–Resim–

Ol dost beni veribidi var
Bu dünyâyı gör dedi
Geldim gördüm hoş
Ârâyiş seni seven kalmaz ana


Ol dost beni gönderdi de
“Bu dünyâyı gör!” dedi
Geldim, gördüm hoş bir oyun ve eğlence sahnesi!
Seni sevenler onda eğlenip kalmazlar!


Veribimek : Viribimek. Göndermek, irsal etmek.
Arayiş : f. Süs, zinet. * Süsleme.


وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَلَلدَّارُ الآخِرَةُ خَيْرٌ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ أَفَلاَ تَعْقِلُونَ
“Ve mel hayatüd dünya illa leibüv ve lehv ve leddarul ahiratü hayrul lillezine yettekun e fe la ta'kilun : Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttakî olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?” (En’âm 6/32)


–Resim–

Kullarına va’deyledi
Yarın uçmak verem dedi
Ol dostların sevindiği
Yarınım bugündür bana


Kullarına va’deyledi
Yarın cennet verem dedi
Ol dostların cennet diye sevindiği
Yarın elde edilecek cennet bugündür bana!


–Resim–

Bu âh ile bu zar ile
Bu hikmeti kim ne bile
Bilse dahı gelmez dile
Tuttum yüzüm senden yana


Bu âh ile bu zâr ile
Bu hikmeti kim ne bile
Bilse dahi gelmez dile
Tuttum yüzüm Senden yana


–Resim–

Sensin bana cân ü cihan
Sensin bana genc-i nihan
Sendendürür assı ziyan
Ne iş gele benden bana


Sensin bana cân ve cihan
Sensin bana gizli hazine
Sendendir kâr ve kayıp
Ne iş gelirse başıma benden banadır.


Assı : fayda, kazanç, kâr.

وَمَا أَصَابَكُم مِّن مُّصِيبَةٍ فَبِمَا كَسَبَتْ أَيْدِيكُمْ وَيَعْفُو عَن كَثِيرٍ
“Ve ma esabeküm mim müsiybetin fe bima kesebet eydiküm ve ya'fu an kesir :
Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder.” (Şûrâ 42/30)


–Resim–

Yunus sana tuttu yüzün
Unuttu cümle kend’ özün
Cümle sana söyler sözün
Söz söyleten (sensin) bana


Yunus Sana tuttu yüzün
Unuttu cümle kendi özün
Cümle Sana söyler sözün
Söz söyleten Sensin bana!




Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXVIII


Aşk eteğin tutmak gerek âkıbet zevâl olmaya
Aşktan okuyan (bir) elif kimseden suâl sormaya


Aşk eteğin tutmak gerek ki sonuçta her şeyi kaybediş olmaya!
Aşktan bir elif okuyan, kimseden soru sormaya!


Zevâl : Zâil olma, sona erme. * Gitmek. Yerinden ayrılıp gitmek.

–Resim–

Aşk dediğin duyar isen aşka candan uyar isen
Aşk yoluna candır fidî ana fidî mal olmaya


Aşkın ne dediğini duyar isen!
Aşka candan uyar isen!
Aşk yoluna fedâ edilecek tek şey candır
Aşka fedâ edilecek bir mal düşünülemez!


Fidî : Fedâ. Kurban. * Uğruna verme, gözden çıkarma.

–Resim–

Asilzâdeler nişanın eğer bilmek diler isen
Özü oğlan da olursa sözünde vebâl olmaya


Asilzâdelerin nişanını eğer bilmek diler isen
Özü er oğlu erde olursa sözünde vebâl olmaya!


–Resim–

Âriflerden nişan budur her gönülde hâzır ola
Kendiyi teslim eyleye sözde kıyl ü kaal olmaya


Âriflerden nişan budur ki, her an Dost gönülde hâzır ola!
Kendini Dost’a teslim eyleye!
Sözünde dedi-kodu olmaya!


–Resim–

Görmez misin sen arıyı her bir çiçekten bal eder
Sinek ile pervânenin yuvasında bal olmaya


Görmez misin sen arıyı?
Her bir çiçekten bal edinir.
Sinek ile pervânenin ise yuvasında bal olmaya!


–Resim–

Dürr ü cevher ister isen âriflere hizmet eyle
Câhil bin söz söyler ise ma’nîde miskal olmaya


İnci-cevher ister isen âriflere hizmet eyle!
Câhil bin söz söyler ise de mânâda arpa ağırlığı değeri olmaya!


Miskal : Yirmidört kıratlık (4,5 gr. kadar) bir ağırlık ölçüsü. (Bir kırat, beş normal arpa ağırlığında olup, bir dirhemin 1/14 üdür.)

–Resim–

Miskin Yunus zehr-i katil aşk elinde tiryak olur
İlm ü amel zühd ü tâat pes aşksız helâl olmaya


Miskin Yunus!
Ölüm zehri, aşk elinde panzehir olur!
İlm ve amel zühd ve tâat denilen ibadetler aşksız helâl olmaya!


Tiryak : Panzehir. Zehirlenme veya hastalıklardan hemen şifâ bulmağa vesile olan ilâç.



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXIX


İki cihan zından ise
Gerek bana bostan ola
Artık bana ne gam gussa
Gün inayet dosttan ola


İki cihan zindan ise
Gerek bana bostan ola
Artık bana ne gam tasa
Gün ki yardım Dost’tan ola!


İnayet : Yardım, lütuf meded etmek. * Mühim bir işle karşılaşıp onunla meşgul olmak.

–Resim–

Varam ol dostu kul olam
Hem açılıban gül olam
Hem ötüp bülbül olam
Durağım gülistan ola


Varam ol Dost’a kul olam
Hem açılarak gül olam
Hem de ötüp bülbül olam
Durağım gülistan ola!


–Resim–

Dost yüzünü gördü gözüm
Erenlere toprak yüzüm
Söz anlayana bu sözüm
Gerek şekeristan ola


Dost yüzünü gördü gözüm
Erenlere toprak yüzüm
Söz anlayana bu sözüm
Gerek ki anlayana şekeristan ola!


–Resim–

Her da’vîden geçen kişi
Dosttan yana uçan kişi
Aşk şerbetin içen kişi
Ne esrik ne mastan ola


Her davadan geçen kişi
Dost’tan yana uçan kişi
Aşk şerbetin içen kişi
Ne sarhoş ne de mest ola!


Mastan : Mestan. (Mest. C.) f. Sarhoşlar. Mestler.

–Resim–

Sensiz iki cihan benim
Zından görünür gözüme
Senin aşkınla bilişen
Gerek hass’ül-hastan ola


Sensiz iki cihan benim
Zindan görünür gözüme
Senin aşkınla bilişen-tanışan
Gerektirir ki haslar hasından ola!


–Resim–

Aşka doyamadı özüm
Keksizin söylerim sözüm
Yunus senin işbu sözün
Âlemler destan ola


Aşka doyamadı özüm
İsteksiz olarak söylerim sözüm
Yunus senin işbu sözün
Âlemlere destan ola!


Kek : Dilek, istek.



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXX


Aşktan da’vâ kılan kişiş hiç anmaya hırs u hevâ
Aşk evine girenlere ayrık ve meyl u ne hevâ


Aşktan ve âşık olmaktan dava eden iddiacı kişi hırs u hevâyı hiç anmaya!
Aşk evine girenlere ne başkasına meyil ve ne de başka hevâ-heves gerekmez!


Hevâ : İstek. Nefsin isteği. Düşkünlük. Gelip geçici olan heves. Nefsin zararlı ve günah olan arzuları.


–Resim–

İzzet ü erkân kamusu bunlardır dünyâ sevgisi
Benim cevâbım sen ayıt aşka izzetimdir bahâ


İzzet ve erkândan bahsedenlerin söylediklerinin tümü de dünyâ sevgisi bunların!
Benim cevâbımı sen söyle ki benim için aşkın bedeli izzetimdir-şerefimdir!


İzzet : Bir kimse zelil iken kavi ve kudret sahibi olmak. Ziyâdelik ve üstünlük. * Değer, kıymet. Kuvvet. Muhterem ve mu'teber olmak. * Bulunmaz derecede az olan şey.
Erkân : (Rükn. C.) Rükünler. Esaslar. Temeller. İleri gelen kimseler.


–Resim–

Dili ile aşk deyenler bilmezler aşk n’eylediğini
Aşktan haber ayıtmasın kim dünya izzetin seve


Dili ile aşk deyenler bilmezler ki aşk neler yapar!
Aşktan haber söylemesin kim ki dünya izzetini seviyorsa!


–Resim–

Her kim izzetten geçmedi âşıklık bühtandır ana
Geçemez dost döşeğine at u katır yahut deve


Her kim ki kendi izzetinden geçmedi ise âşıklık iftiradır onun için.
Geçemez Dost döşeğine at ve katır yahut deve!


Bühtan :İftira. Birisine yalandan bir şey isnad etme. Birisini suçlu gösterme. * Dalgınlık. * Medhûş ve mütehayyir olma.

–Resim–

Yunus’a âşık deyiben zinhar özenip gelmegil
Çok bezirgân pişman olur varıcağız uzun yola


Yunus’a âşık diyerek sakın özenip sen de gelme!
Çünkü bu aşk yolunda bir çok tüccar varıcağı uzun yolda pişman olmuştur!


Zinhar : Sakın, asla, olmasın!


Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXI


Sensiz yola girer isem çarem yok adım atmağa
Gövdemde kuvvetim sensin başım götürüp gitmeğe


Sensiz yola girer isem çarem yok adım atmağa
Gövdemde kuvvetim Sensin başım götürüp gitmeğe


–Resim–

Gönlüm canım aklım bilim senin ile karâr eder
Can kanadı açık gerek uçuban dosta gitmeğe


Gönlüm canım aklım bilgim senin ile karâr eder
Can kanadı açık gerek uçurarak Dost’a gitmeğe


–Resim–

Kendiliğinden geçeni doğan eder ma'şuk anı
Ördeğe kekliğe salar süre eriben tutmağa


Kendi Benliğinden geçeni, doğan eder Ma'şuk onu
Ördeğe kekliğe salar izleyip yetişerek yakalamağa


–Resim–

Bin Hamza'ca kuvvet vermiş kaadir Çalap aşk erine
Dağları yolundan ırar kasdeder dosta gitmeğe


Bin Hamza'ca kuvvet vermiş kaadir Çalap aşk erine
Dağları yolundan kaldırır atar kasd eder Dost’a gitmeğe


Kâdir : Bir işi yapmaya gücü yeten. Kudret sâhibi ve herşeye kudreti yeten. (Allah C.C.)

–Resim–

Yüz bin Ferhad külüng alıp kazar dağlar bünyâdını
Kayalar kesip yol eder Ab-ı hayat akıtmağa


Yüz bin Ferhad külüng alıp kazar dağlar temelini
Sevgilisi Şirin için kayaları kesip yol eder Hayat Suyu akıtmağa


Bünyad : f. Temel, esas. Yapı, binâ.

–Resim–

Ab-ı hayat'ın çeşmesi âşıkların visâlidir
Sohbeti aşk ile eder susamışları yakmağa


Hayat Suyu 'nun çeşmesi âşıkların Yâr’e kavuşmasıdır
Âşıklar sohbetlerini aşk ile eder ki susamışları yakmağa…


Visal : (Vasıl. dan) Vâsıl olma. Sevdiğine ulaşma. Kavuşma. Ayrılıktan kurtulma.

–Resim–

Aşık mı direm ben ana Tanğrı'nın uçmağın seve
Uçmak hod bir tuzakdur(ur) eblehler canın tutmağa


Aşık mı derim ben ona ki Tanrı'nın cennetini sevmek ise aslı
Cennet sadece bir tuzakdır ki şaşkın-taşkın budalaların canını yakalamak için perdedir…


Hod : Başlı başına.
Ebleh : Ahmak. Bön. Budala.


–Resim–

Aşık olan miskin olur Hak yoluna teslim olur
Her ne dersen boyun tutar çare yok gönül yıkmağa


Âşık olan Muhammedî Melâmeti hazmeder Dünya sevgisi başta olmak üzere özündeki nefsin hevâ ve heves hırs ve şehvetine karşı sâkin ve kararlı miskin olur!
Halk içinde halka aldırmadan Hakk Yolu!na teslim olur!
Her ne dersen de ona, o boynun büker çâresi yok ki gönül yıkmağa…
O “dövene elsiz, sövene dilsiz gerek” olan Derviş Düsturunu hazmetmiştir!...


–Resim–

Bildik gelenler geçtiler gördük konanlar göçtüler
Aşk şarabın içen canlar uymaz göçmeğe konmağa


Bu âlemde biz de yaşamaktayız ve bildik ki tüm gelenler geçtiler!
Gördük ki tüm konanlar göçtüler !
Aşk şarabın içen ayık Eren Canlar, dalıp gitmez göçmeğe-konmağa!
Onlar bu geliş-gidişlerin basit bir Kulluk Kemâlâtı ve şehâdeti oyunu olduğunu bilir ve gereğini yaşarlar!


–Resim–

Tutulmadı Yunus canı geçti tamudan uçmağı
Yola düşüp dosta gider ol aslına uyakmağa


Yunus Baba’nın Eren Canı bu yalan dünyanın yalan tuzağına tutulmadı!
Cehennemden de geçti cenneti de geçti!
O Aşk Yolu’na düşüp Dost’a gider!
Onun hedefi daha özde ve “ASL”ına batıp, kendisine hayal olan bu âlemdeki Kulluk görevi için verilen geçici ve izâfî “Ben”liğini gerçek “BEN” de yok etmektir!
“Benim Asl oluşuma Sıla et! Ulaş!” emrini zevk et!...
Kendi şaşkın başına: “Ben! Ben!” deyip durma!
Gerçek “BEN”i gör!..


Uyakmak : Batmak.

إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي
“İnneni enallahü la ilahe illa ene fa'büdni ve ekimis salate li zikri : Muhakkak ki BEN, yalnızca BEN Allah'ım. Benden başka ilâh yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl.” (Tâ Hâ 20/14)

وَمَا أَرْسَلْنَا مِن قَبْلِكَ مِن رَّسُولٍ إِلَّا نُوحِي إِلَيْهِ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدُونِ
“Ve ma erselna min kablike mir rasulin illa nuhiy ileyhi ennehu la ilahe illa ene fa'düdun : Senden önce hiçbir resûl göndermedik ki ona: «Benden başka İlâh yoktur; şu halde bana kulluk edin» diye vahyetmiş olmayalım.” (Enbiyâ 21/25)




Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXII


Bilir misiz ey yârenler gerçek erenler kandadır
Kanda baksam anda hâzır kanda istesem andadır


Bilir misiniz Ey Yârenler!
Gerçek Erenler nerdedir?
Onlar öylesine her yerde Olan Hakk’ın huzurunda dâim duranlardır ki nereye baksam orada hâzır nerde istesem oradadırlar!
Hep zikr-i dâim!
Hep fikr-i dâim!
Hep şükr-ü dâim!
Hep sabr-ı dâim olanlar!
Dost (cc)’un Dost (sav)’unun Dost’ları Hakk Erenler!..


–Resim–

Aşksızlara benim sözüm benzer kaya yankısına
Bir zerre aşkı olmayan belli bilin yabandadır


İlâhî aşktan nasib almayı tercih etmemiş bu muhteşem nimeti tepmiş aşksızlara benim bu sözüm,
Sanki bir dağda bir gerçeği haykırıyorsun da karşı yalçın kaylara çarpıp yankısı sana geliyora benzer!
Bir zerre İlâhî aşktan nasib ve kısmeti olmayanları belli bilin ki ebediyen yabandadır!
Hakk’tan ve hakikattan ayrı düşmüş bir şaşkın veya hayal peşinde koşan dindâr olduğunu sanan taşkındır!..


–Resim–

Yalancık eylemegil aşka yalan söylemegil
Bunda yalan söyleyenin anda yeri zındandadır


Ey Kardeş!
Sen kendi vicdanında aynanın arkasına bir bak da,
Kendi kendine sakın yalancık eyleme!
Olmadığın hâlde “Ben de Âşıkım!” deyip “Gerçek Aşk”a karşı asla yalan söyleme!
Bu âlemde yalan söyleyenin o âlemde yeri ateşten zindandadır unutma!..

Ey kendi özünü bilmeyen söz ma’nîsini bulmayan
Hak varlığın ister isen uş ilm ile Kur’andadır
Ey kendi özünü bilmeyen!
Söylenen sözün gerçek maksadını mânâsını bulamayan!
Sen gerçekten Hakk’ın Varlığını-Birliğini bilmek ister isen,
O şimdi herkes için açık ve ortada olan Muhammedî İlim ile Kur’ân’dadır!
Kendini bilemeden Rabb’ını bilmeyi istemen ise Âşıklık değil ahmaklıktır!..


Resim--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu : Kim nefsini bilirse kesinlikle Rabb’ini de bilir. ” buyurmuştur. (Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)

–Resim–

Allah benim dediğime vermiş verir aşk varlığın
Kimde ki var bir zerre aşk Çalap varlığı ondadır


Allah Teâlâ benim dediğim-anlattığım şekilde olan Erenlere İlâhî aşk varlığını vermiştir ve zâten bu âlemi Muhabbet için merhameten yaratmıştır ki gereği olan İlâhî aşkını dileyen her kuluna bahşedip verir!
Kimde ki var ise bir zerre kadar aşk,
Şüphesiz Çalap Teâlâ varlığı ondadır!..


–Resim–

Niceler aydır Yunus’a kocadın sen aşkı kogıl
Bu şak bize yenle geldi geldi henüz dahı turvendedir


Niceler ham akıllı kimseler Yunus’a derler ki: Sen artık kocadın-yaşlandın aşkı-meşki bırak gitsin!”
Halbuki bilmezlerki bu İlâhî Aşk bize yenile-hemececik geldi!
Yeni geldi henüz daha turfandadır!
Bu yüce aşkın çile çeşmesinden her an yeni aşk damlaları fışkırır!
Ancak ahmaklar sanırlarki hep aynı su gelen-giden!
Şe’ene şâhid Erenlerin canı, her an her yer ve her hâlde yenidir ve diridir gönlü güzel Derviş kardeşim!


Şak : Akta şakınan terennüm, ezgi.

يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim--- “Yes'eluhu men fiyssemavati vel'ardi kulle yevmin huve fiy şe'nin. : Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an yaratma halindedir.” (Rahmân 55/29)




Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXIII


Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni


Aşkın aldı benden, beni!
Bana Seni gerek Seni!
Ben yanarım dünü günü
Bana Seni gerek Seni!..
Bu Muhammedî Eren zikrinin kaynağı Hakk’tır:


لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا
Resim--- “Le kad kane leküm fi rasulillahi üsvetün hasenetül li men kane yercüllahe vel yevmel haira ve zekerallahe kesira : Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzâb 33/21)

وَنَذْكُرَكَ كَثِيرًا
Resim--- “Ve nezkürake kesira : Ve seni çokça zikreyleyelim.” (Tâ Hâ 20/34)

–-Resim

Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni


Ne aslında geçici ve hayal olan varlığa sevinirim
Ne aslında geçici ve hayal olan yokluğa yerinirim
Ben bir Eren olarak, ancak ve ancak Aslıma sıla yolum olan İlâhî Aşkın ile avunurum Dost!
Bana Seni gerek Seni!..


وَاللّهُ أَعْلَمُ بِأَعْدَائِكُمْ وَكَفَى بِاللّهِ وَلِيًّا وَكَفَى بِاللّهِ نَصِيرًا
Resim--- “Vallahü a’lemü bi a'daiküm ve kefa billahi veliyyev ve kefa billahi nasiyra : Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir DOST olarak Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir.” (Nisâ 4/45)

–-Resim

Aşkın âşıklar öldürür
Aşk denizine daldırır
Tecellî ile doldurur
Bana seni gerek seni


Et Dost!
Aşkın âşıklar öldürür
Aşk denizine daldırır
Tecellî ile doldurur
Bana Seni gerek Seni!..
Halk içindeki benler, senler hayaldir!
Geçek olan bir tek “SEN” varsın!
Zevk zâmiri olarak SEN:


وَذَا النُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادَى فِي الظُّلُمَاتِ أَن لَّا إِلَهَ إِلَّا أَنتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ الظَّالِمِينَ
Resim--- “Ve zen nuni iz zehebe müğadiben fe zanne el len nakdira aleyhi fe nada fiz zulümati el la ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minez zalimin : Zünnûn'u da (Yunus'u da zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde: «Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!» diye niyaz etti.” (Enbiyâ 21/25)

Tecellî : tecellâ. Görünme. Bilinme. * Kader. * Allah'ın (C.C.) lütfuna uğrama. * İlâhi kudretin meydana çıkması, görünmesi. Hak nurunun te'siriyle kulun kalbinde hakikatın bilinmesi.

–-Resim

Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dün ü gün endişem
Bana seni gerek seni


Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dün ü gün endişem
Bana Seni gerek Seni!..


–-Resim

Süfîlere sohbet gerek
Ahîlere ahret gerek
Mecnun’lara leylî gerek
Bana seni gerek seni


Süfîlere sohbet gerek
Ahîlere ahret gerek
Mecnun’lara leylî gerek
Bana Seni gerek Seni!..


Süfî : (C.: Sufiyyun) Tasavvuf ehli. Sofu. Mutasavvıf. Samimi ve saff dervişler.
Ahî : Kardeşim. * Ahilik ocağından olan kimse. * Eli açık, cömert.
Leylî : Leylâ. Çok karanlık gece. * Arabi ayların son gecesi. * Leylâ ile Mecnun hikâyesinin kadın kahramânı. Kap karanlık bir gece gibi kendisini sevenin her varlığını yutan yok eden kara sevdâlara salan Sevgili..


–-Resim

Eğer beni öldürseler
Külüm göğe savursalar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni


Eğer beni öldürseler
Külüm göğe savursalar
Toprağım orada da çağıra ki
Bana Seni gerek Seni!..


–-Resim

Yunus’durur benim adım
Gün geldikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni


Âşık Yunusdur benim adım
Günler ard arda geldikçe artar aşk ateşim!
İki cihanda tek maksadım
Bana Seni gerek Seni!..


Maksad : (C.: Makasıd) (Kasd. den) Kasdolunan ve istenilen şey. Merâm, gâye.



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXIV


Ey dost aşkın denizine
Girem gark olam yürüyem
İki cihan meydân ola
Devrânım sürem yürüyem


Ey Dost!
İlâhî Aşkın denizine
Girem gark olam yürüyem!
İki cihan meydân ola
Devrânım sürem yürüyem!


Devrân : Dostûn İlâhî devrine Muhammedî şûur neşesiyle iştiraktir.
Şeriâtın şerefini yaşamaktır. Âşıkın her yer, her an ve her hâlde hep Yâr’ini anması ve ondan söz etmesidir!


–-Resim

Girem denize gark olam
Ne elif ne mim dal olam
Dost bağında bülbül olam
Güllerin olam yürüyem


Girem İlâhî Aşkın denizine gark olam
Ne elif ne mîm ne de dâl olam
Dost bağında bülbül olam
Güllerin olam yürüyem!
Seven de Sevilen de ben olam yürüyem!


–-Resim

Bülbül olubanı ötem
Gönül olam cesed tutam
Başımı elime alıp
Yoluna verem yürüyem


Bülbülü olarak ötem!
Her hâlde hep Yâr’imi anam ve O’nu zikredem!
Gönül olam cesed tutam!
Emr âleminden lûtfen gönderilen Ruhum-Canım, bu âlemde İlâhî İrade gereği cisim giyip cesed ola!
Dost bende “BEN”i seyir ede!
Benlik Başımı koparıp, elime alıp
Yoluna verem yürüyem!


–-Resim

Bülbül olubanı ötem
Ey nice gönüller güdem
Yüzüm aşk ile dem-be-dem
Toprağa sürem yürüyem


Ben O Yüce Dost’un hiç susmayan Eren Bülbülü olarak ömrümce ötüp duram!
Ey nice nice suya-aşka hasret gönüllerin çile çobanı olup güdem!
O gönüllere rahmetenlilâlemin rahmeti taşıyan BİRlik ve BİLElik Bulutu olup rahmetler taşıyam!
Nurullah’ın Tevhid Direği olam onlar için!
Yine de bu Kulluk Yüzümü İlâhî Aşkın ile durmadan
Toprağa sürem yürüyem!
Rahmânî ve Rahîmî secdelerimi ard arda ekleyip duram yaşadıkça Ey Dost!


–-Resim

Şükür gördüm didârını
İçtim visâlin yârını
Bu benlik senlik şarını
Terkini uram yürüyem


Şükür gördüm cemâlini!
Dost Muhammed aleyhisselâm elinden içtim kavuşmanın sebelerini!
Bu “Benlik-Senlik Şehri”nde zıtların zevkine varıp, “ikilik” olan “şeytan”ımı, Sahibimiz gibi Müslüman edip, tahkik Tevhide kavuşarak şu yalan dünyayı yaşarken terk edip Dost’a yürüyem!


عَنْ جرير بنِ عَبْدُاللّهِ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]نظَرَ رَسُولُ اللّهِ الى الْقَمَرِ لَيْلَةَ الْبَدْرِ. فقَالَ: إنَّكُمْ سَتَرَوْنَ رَبَّكُمْ عَيَاناً كَمَا تَرَوْنَ هذَا الْقَمَرَ َ تُضَامُونَ في رُؤْيَتِهِ. فإنِ اسْتَطَعْتُمْ أنْ َ تُغْلَبُوا عَلى صََةٍ قَبْلَ طُلُوعِ الشَّمْسِ وَقَبْلَ غُرُوبِهَا فَافْعَلُوا. ثُمَّ قَرأ: وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ قَبْلَ طُلُوعِ الشّمْسِ وَقَبْلَ الْغُروبِ[. أخرجه الخمسة إ النسائي .
Resim--- Cerir İbnu Abdillah (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir dolunay gecesi, aya baktı ve: "Siz şu ayı gördüğünüz gibi, Rabbinizi de böyle perdesiz göreceksiniz ve O'nu görmede bir sıkışıklığa düşmeyeceksiniz (herkes rahatça görecek). Artık, güneşin doğma ve batmasından önce hiç bir namaz hususunda size galebe çalınmamasına gücünüz yeterse bunu yapın (namazları vaktinde kılın, vaktini geçirmeyin)." Cerir der ki: "Resulullah, sonra şu âyeti okudu:
"Rabbini güneşin doğmasından ve batmasından önce hamd ile tesbih et!" (Tâ Hâ20/ 130).
(Buhârî, Mevakitu's-Salat 6, 26, Tefsir, Kaf 1, Tevhid 24; Müslim, Mesacid 211, (633); Ebu Davud, Sünnet 20, (4729); Tirmizî, Cennet 16,)


وعن أبِِى ذَرٍّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]سَألْتُ رَسُولَ اللّهِ : هَلْ رَأيْتَ رَبّكَ تَعالى؟ قَالَ: نُورٌ، أنّي أرَاهُ[. أخرجه مسلم والترمذي .
Resim--- Ebu Zerr (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a: "Sen Rab Teala'nı hiç gördün mü?" diye sordum.
"Nurdur, ben O'nu nasıl görürüm" buyurdular. "
(Müslim, İman 291, (178); Tirmizî, Tefsir, Necm, (3278).


–-Resim

Yunus’tur aşk âvâresi
Bîçareler bîçaresi
Sendedir derdim çâresi
Dermânım soram yürüyem


Yunus’tur bu aşkın âvâresi, başka işi gücü yoktur bu âlemde!
Bu bakımdan çâresizler çâresizidir!
Sendedir bu aşk derdimin çâresi Ey Dost!
Dermânım soram yürüyem!





Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: **YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXV


Yine geldi aşk elçisi
Yine doldu meydanımız
Yine teferrüc-gâh oldu
Sağlı sollu dört yanımız


Yine geldi aşk elçisi
Yine doldu meydanımız!
Yine tek kutuluş kapısı kesti
Sağlı sollu dört yanımız!


Teferrüc-gâh : Gezinti, seyran, rahatlama yeri.

–-Resim

Yine mahfiller düzüldü
Yine badyalar kuruldu
Yine kadehler sunuldu
Esrik oldu bu canımız


Yine muhabbet Mahfilleri hazırlandı-düzüldü!
Yine Aşkın şarap küpleri dizildi,
Yine Toprak yapılı Erenler el elel gönül gönüle!
Yine aşk kadehleri sunuldu,
Yine canlar coşuyor!
Sarhoş oldu bu canımız!


Mahfil : (C.: Mahâfil) Toplanılacak yer. Toplantı ve görüşme yeri.
Badya : Topraktan yapılan, su ve içki içilen kap.


–-Resim

Ev içi aşk ile doldu
Ulu kiçi âşık oldu
Canlarımız hayran oldu
Aşk tahtına binenimiz


Yine Diri Kâbe’nin ev içi, can evi-gönül aşk ile doldu!
Büyük-küçük özündeki aşkın emrine girdi herkes âşık oldu!
Canlarımız içtiğinden zilzurna sarhoş ve Hakk’ın tecellîlerine hayran kaldı!
Aşk tahtına binip, kul iken Sultan olanlarımızın cümlesi mest, hepisi hoş ve hayran!


Ulu-kiçi : Büyük-küçük.

–-Resim

Bir nicemiz Leylî oldu
Bir nicemiz Mecnûn oldu
Bir nicemiz Ferhad oldu
Aşktan haber duyanımız


“Ben”likler “Biz”de buluştu!
Seven-sevilen kavuştu!
Herkes sevgili Dost!
Bir nicemiz “Mecnûn!” dedi Leylâ oldu
Bir nicemiz “Leylâ!” dedi Mecnûn oldu
Bir nicemiz “Şirin” için Ferhad oldu
Aşktan bir haber duyanımız aşk kesti Dost uğruna!


–-Resim

Meydanımız meydan oldu
Canlarımız hayran oldu
Her dem arş seyran-gâh oldu
Hazret oldu revânımız


Meydanımız Mevlâ Meydanı oldu
Canlarımız hayran oldu!
Her an için Arş seyrangâhımız oldu
Hazreti Hakk Teâla oldu yoldaşımız!


Seyrangâh : f. Seyir yeri. Gezme ve eğlenme yeri.

–-Resim

Düşmüş idik ol kaldırdı
Birliğin bize bildirdi
İçimize aşk doldurdu
Dürüst oldu imânımız


Düşmüş idik O Dost kaldırdı!
Birliğin bize bildirdi
İçimize aşk doldurdu
Dürüst oldu imânımız


Dürüst : f. Sıhhati yerinde, sağ, sahih, salim. * Doğru, hatasız. * Bütün, tam.

–-Resim

Sorar isen aşk nerdedir
Nerde istersen ordadır
Hem gönülde hem candadır
Hiç kalmadı gümânımız


Sorar isen aşk nerdedir
Nerde istersen ordadır
Hem gönülde hem candadır
Hiç kalmadı bu husuta şüphemiz!


Gümân : f. Zan. Tahmin. Sanmak. şüphe.

–-Resim

Yunus aşkın vasfın söyler
Gerçeklere haber eyler
Mahrumların canı göyner
Asker oldu pinhânımız


Yunus aşkın vasfın söyler
Gerçeklerden haber eyler
Mahrumların canı göyner-gevrer-yanar
Aşikâr oldu gizlimiz-saklımız!


Pinhan : f. Gizli, saklı, hafi, mahfi, mestur, müstetir.
Vasf : Sıfat. Bir kimsenin veya şeyin taşıdığı hâl. Bir kimsenin veya şeyin durumunu anlatarak tarif etmek.
Aşker : Aşikâr. f. Belli, meydanda, açık. Bedihi.



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: **YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXVI


Dost senin aşkın oku key katı taştan geçer
Aşkına düşen kişi can ile baştan geçer


Dost senin aşkın oku en sert taşları deler geçer!
Aşkına düşen kişi canı ile başından geçer!


–-Resim

Dün ü günü zâr olur aşkın ile yâr olur
Endişesi sen olan cümle teşvişten geçer


Dün ü günü zâr olur!
Aşkın ile Yâr olur!
Endişesi Sen olan, cümle karışıklardan geçer!


Teşviş : Karıştırma. Karma karışık etme. Bulandırma.

–-Resim

Aşkına düşenlerin yüreği yanar olur
Kendini sana veren dügeli işten geçer


Aşkına düşenlerin yüreği yanar olur
Kendini Sana veren başka işlerden vazgeçer!


Dügeli : Bütün, hepsi.

–-Resim

Dünyânın mahabbeti ağulu aşa benzer
Âhırın sanan kişi ağulu aştan geçer


Dünyânın mahabbeti zehirli yemeğe benzer
Âhiretini bilen anlayan hesabın geleceğini sanan kişi bu âlemde yaşarken çok çekici gözüken dünyasevgisi agulu aşını yemekten tez vazgeçer!


Agu : Zehir, sem.

وعن أنس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: [قال رسولُ اللّهِ: حُبُّ الدُّنْيَا رَأسُ كُلِّ خَطِيئَةٍ، وَحُبُّكَ الشَّىْءَ يُعْمِى وَيُصِمُّ[. أخرجهُ رزين .
Resim--- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Dünya sevgisi her çeşit hatalı davranışların başıdır. Bir şeye olan sevgin seni kör ve sağır yapar."
(Rezin ilâvesidir. Beyhakî Şuabu'l-Îman'da kaydetmiştir. Hadisin ikinci yarısı Ebû Dâvud'da tahric edilmiştir. (Edep 125, (5150))


وعنه رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: [قال رَسُولُ اللّه إنَّ الدُّنْيَا حُلْوَةٌ خَضِرَةٌ، وَإنَّ اللّهَ مُسْتَخْلِفُكُمْ فِيهَا فَنَاظِرٌ كَيْفَ تَعْمَلُونَ؛ فَاتَّقُوا الدُّنْيَا وَالنِّسَاءَ فَإنَّ أوَّلَ فِتْنَةِ بَنِى إسْرَائِيلَ كَانَتِ النِّسَاءَ [. أخرجه مسلم والنسائى.وعنده: فَمَا تَرَكْتُ بَعْدِى فِتْنَةً أضَرَّ عَلى الرِّجَالِ مِنَ النِسَاءِ .
Resim--- Yine Ebû Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah(aleyhissalâtü vesselâm) buyurdular ki: " Dünya tatlı ve hoştur. Allah sizi ona vâris kılacak ve nasıl hareket edeceğinize bakacaktır. Öyleyse dünyadan sakının, kadından da sakının! Zîra Benî İsrâil'in ilk fitnesi kadın yüzünden çıkmıştır."
(Müslim, Zikr 99, (2742); Tirmizî, Fiten 26, (2192); İbnu Mâce, Fiten 19, (4000))


–-Resim

Başında aklı olan ücretle amel etmez
Hûrilere aldanmaz göz ile kaştan geçer


Başında azıcık aklı olan ücret karşılığı cennet vs. için amel etmez
Cennetteki Hûrilere gözünü dikip işin aslını öğrenmeden aldanmaz!
Bu âlemde yettiyse yetti imtihan aracı olan kadın şehveti artık göz ile kaştan geçer!
Bu yalan dünyada doymayanlar için cennette yiyecek, eşler vs. Erenler için ise sadece cemâlullah hedeftedir.


Huri : (Ahver ve Havrâ kelimelerinin C.) Ahu gözlüler. Gözlerinin akı karasından çok olan, pek güzel ve güzellikleri tarif ve tavsif edilemiyecek derecede güzel olan Cennet kızları.
Bu târifler avamcadır. Aslı ise bizce Rızanın Hak oluşu hürmetidir.
Kadınlara ve Kâbe’ye de “Haram” denmesi de bundandır.


–-Resim

Gerçek âşık ol ola can vermeğe ol ive
Dost ile pazar için nice bin baştan geçer


Gerçek Âşık o kimseler ola ki, Dost’a canını vermek için ive-acele ede!
Zira Dost ile pazar için, nice bin baştan geçer - fedâ eder!


–-Resim

Âriflere için bu dünya hayâl ve düş gibidir
Kendiyi sana veren hayâl ü düş gibidir


Âriflere bu dünya hayâl ü düş gibidir
Bu öylesine kandırıcı bir gelindir ki kendini sana teslim etmiş gibi gözüksede hakikat değil hayâl ve düş gibidir!


–-Resim

Yunus’un gönlü gözü doludur Hak sevgisi
Sohbet ihtiyar eden yad u bilişten geçer


Yunus’un gönlü gözü doludur Hakk Teâlâ sevgisiyle
Dost ile Sohbet dileyen Dost’tan başka yabancıdan da biliş-tanıştan da vazgeçer.


İhtiyar : Ist: İstek, arzu. Razı olmak. Katlanmak. Seçmek. Tensib etmek. Seçilmek. (Bak: İrade)



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: **YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXVII


Girdim aşkın denizine
Bahrılayın yüzer oldum
Geştediben denizleri
Hızır'layın gezer oldum


Girdim aşkın denizine
Bahri kuşu gibi yüzer oldum
Dolaşarak denizleri
Hızır gibi gezer oldum


Bahrı : Bahri Kuşu.
Geşt etemek : Gezmek, dolaşmak.

–-Resim

Cemalini gördüm düşte
Çok aradım yazda kışta
Bulamadım dağda taşta
Denizleri süzer oldum


Cemâlini gördüm düşte
Çok aradım yazda kışta
Bulamadım dağda taşta
Denizleri süzer-gözetir-izler oldum


–-Resim

Sordum deniz mâlikine
Irak değil salığına
Girdim gönül sınığına
Gönülleri düzer oldum


Sordum deniz sahibine
Irak değil haber alınanına
Nerde kırık kalbler varsa onlara girdim
Gönülleri düzer-yapar oldum


Gönül sınığına : Kırık gönüle.
Salık vermek : haber vermek.


–-Resim

Viran gönlüm eyledim şar
Bunculayın şar nerde var
Haznesinden aldım gevher
Dükkân yüzün bozar oldum


Virâne gibi gönlümü aşk şehri eyledim
Bunun gibi güzel şehir nerede var?
Hazinesinden aldım gevher
Halkın sattığı ufak-tefek şeylerin dükkânına dönüp bakmaz oldum!
Ben aşkı Muhammed aleyhisselâm’ın Kevser Havzından durmadan almakta olan Erenlerdenim ki neden perakendeci şucu buculardan aşkı sorayım!..


Gevher : f. Akıl ve edeb. * Asıl ve neseb. * Elmas, cevher, mücevher. İnci. * Bir şeyin künhü ve esası. Hakikat. * Noktalı olan harf.

–-Resim

Ben ol dükkân-dar kuluyum
Gevherler ile doluyum
Dost bağının bülbülüyüm
Budaktan gül üzer oldum


Ben ol dükkândâr-dukkancının kuluyum
Dükkan benim Muhammedî mücevherler ile doluyum
Dost bağının bülbülüyüm
Dost bağından O’nun adına, hesabına ve şerefine gül dalından gül dermek bize izinlidir.


–-Resim

Ol budakta biter îman
Îman bitse gider güman
Dün gün işim budur heman
Nefsime bir Tatar oldum


O gül dalı budağında biter îman biter-yetişir
Gerçekten Muhammedî Gülbağına dönen gönüllerde Îman bitse-yetişse tüm şüpheler gider-yok olur.
Müslim, mü’min olur!
Benim bir Eren âşık olarak dün de gün de işim-gücüm durmadan budur!
Bu işimi fıtrî imtihan yapısı gereği dünya zevklerini tercih eden nefsime karşı savaşçı bir Tatar oldum!


Tatar : Eskiden, mektup taşıyan postacı. Düşmanlığıyla ve savaşçılığıyla meşhur Tatar kavminden olan.

–-Resim

Canım bu tene gireli
Nazarım yoktur altına
Düştüm ayaklar altına
Topraklayın tozar oldum


Topraktan yaratılıpda bu Canım-Ruhum bu tene gireli
İlgim ve göz atışım yoktur altına-akçeye!
Aşkın yoluna düşünce zâhiren düştüm ayaklar altına,
Toprak gibi tozar oldum!


–-Resim

Tenim toprak tozar yolca
Nefsim iltir beni önce
Gördüm nefsin burcu yüce
Kazma aldım kazar oldum


Benlik Tenim toprak tozar yolca
Nefsim iletir beni önce
Gördüm nefsin İlâhi İradeyle imtihan nedniyle imkanlar burcu çok yüce olduğunu görünce,
Kazma aldım temelinden-dibinden kazmaya başladım!


İltmek: İletmek. Götürmek, yerine ulaştırmak, eriştirmek.

–-Resim

Kaza kaza indim yere
Gördüm nefsin yüzü kara
Hürmeti yok Peygamber'e
Bentlerini bozar oldum


Kaza kaza indim yere
Gördüm nefsin yüzü kara
Hürmeti yok Peygamber'e
Nefsin yaptığı yaramazlıklara karşı kendisini savunmak için kurduğu yol kesici bentlerini-tuzaklarını bozar oldum.


–-Resim

Bu nefs ile dünyâ fâni
Bu dünyâya gelen hanı
Aldattın ey dünyâ beni
İşlerinden bezer oldum


Bu nefis de bu dünyâ da fâni - yok olup gidecekler.
Birer imtihan aracı!
Bu dünyâya gelenler hani neredeler?
Aldattın ey dünyâ beni
Başıma açtığın önü de sonu da kötü işlerinden bezer oldum!


–-Resim

Yunus sordu girdi yola
Kamu gurbetleri bile
Kendi ciğerim kanıyla
Vasf-ı hâlim yazar oldum


Yunus Hakk’ı Hakk Erenlere sordu, Hakk yoluna girdi
Bütün gurbetleri de gezdi!
Hakk’sız görüş ve inançlara da baktı-inceledi!
Nice çileler çekerek geldiğim bu noktada kendi ciğerim kanıyla
Kendimin kemâlât özellik ve güzelliklerini yazar-anlatır oldum!


Vasf : Sıfat. Bir kimsenin veya şeyin taşıdığı hâl. Bir kimsenin veya şeyin durumunu anlatarak tarif etmek.


Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: **YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXVIII


Ben seni sevdiğimi söyleşirler hâs u âm
Söyleşenler söyleşsin sensiz dirliğim haram


Benim Seni sevdiğimi söyleşirler ileri gelenler de halk da
Söyleşenler söyleşsin, ne derlerse desinler!
Benim Sensiz olan dirliğim haramdır bana!


–-Resim

Kim senin lezzetinden canı tad almaz ise
Yürür cansız bir sûret âlem halinden bîgam


Kimin canı, Senin Öz lezzetinden tad almaz ise
Yürür cansız bir sûret, âlemin neyi anlattığından, şay’i yaratandan, kendi kimliğiden ve hâl- hazır halinden tasasız-aldırmaz!


Bîgam : Gamsız, tasasız.

–-Resim

Ben bu dem seni gördüm nicesi sabreyleyim
Seni bir dem görmeye müştaktır cümle alem


Ben bu an ki seni gördüm!
Nasıl sabreyleyim artık!
Bir ben değil Seni bir an görmeye can atar cümle âlem!


–-Resim

Seni gören kişiye ne hacet hûr u kusûr
Seni sevmeyen cana tamudur cümle makam


Senin Cemâlini gören kişiye ne hacet hûri ve köşkler!
Seni sevmeyen cana, cehennemdir cümle makam-her yer ve her hâl!


Kusûr : kasırlar, köşkler.

–-Resim

İki cihan varlığı ger benim olur ise
Sensiz bana gerekmez iş seninledir tamam


İki cihanın varlığı eğer benim olur ise
Sensiz bana gerekmez hiç, Kulluk ve aşk işi ancak Seninledir tamam!


–-Resim

Bin yıl ömrüm olursa harcedem bu kapıda
Ben gerçek aşık isem gerek bu yolda ölem


Bin yıl ömrüm olursa da harcayayım ben bu kapıda!
Eğer ben gerçek âşık isem, o zaman gerekir ki bu yolda ölem!


–-Resim

Çoklar Yunus'a der nicedir aşk esrikliği
Nitsin ezel bezminde şöyle çalındı kalem


Çokları var ki Yunus'a derler: “Nicedir aşk sarhoşluğu?”
Ne yapsı âşıklar ezelde Elest Bezmi’nde böyle çalındı kalem!



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: **YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXIX

Nite ki ol maşuk ile ben râzımı bir eyleyim
Gark olam müşâhedeye ermeye tedbir eyleyim


Nasıl edeyim ki ben, O Ma’şuk ile ben sırrımı bir eyleyim?
Gark olayım müşâhedeye-görerek, bilerek, bularak Hakk’a ulaşmak için ne gerekiyorsa hazırlık eyleyim!


Tedbir : Bir şeyi te'min edecek veya def' edecek yol. * Cenab-ı Hakk'ın Hakîm ismine uygun hareket, riayet. * Bir şeyde muvaffakiyet için lâzım gelen hazırlık.
Müşâhede : Gözle görmek. Seyrederek anlamak. Seyretmek. * Muayene, kontrol.
Tedbir : Bir şeyi te'min edecek veya def' edecek yol. * Cenab-ı Hakk'ın Hakîm ismine uygun hareket, riayet. * Bir şeyde muvaffakiyet için lâzım gelen hazırlık.


–-Resim

Kimdir ki onu görüben gizleni kaldı ahvâli
Göster bana ol kişiyi ben dahı el bir eyleyim


Kimdir ki O’nu görerek, kendini bilip kendi kimliğini-hâllerini kaybetti Dot’ta Dost oldu!
Göster bana ol kişiyi ki ben de onunla el birliği eyleyeyim!


–-Resim

Bu halâyık aydır bana sakla onu can içinde
Bir zerresi yüz bin cihan ayıt nice sirreyleyim


Bu insanlar derler bana: “Sakla O’nu can içinde!”
Bir zerresi yüz bin cihan!
Her zerrede Sahibi var!
Söyle nasıl gizleyeyim?


–-Resim

Şunun gibi çâpük-nazar bir nazarda yüz bin Mûsî
Ser-mest ü hayran kamusu de nice tedbîr eyleyim


Şunun gibi çevik bakışlı kim var ki bir nazarda yüz bin Mûsâ
Kendinden geçmiş ve hayran tümü de ben bu bakışa karşı nasıl tedbîr alayım?


Çâpük-nazar : çabuk, çevik bakış.
Mûsî : Musâ.
Ser-mest : f. Başı dönmüş, kendinden geçmiş.


وَلَمَّا جَاء مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَن تَرَانِي وَلَـكِنِ انظُرْ إِلَى الْجَبَلِ فَإِنِ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا تَجَلَّى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا وَخَرَّ موسَى صَعِقًا فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَاْ أَوَّلُ الْمُؤْمِنِينَ
“Ve lemma cae musa li mikatina ve kelemehu rabbühu kale rabbi erini enzir ileyk kale len terani ve lakininzur ilel cebeli fe inistekarra mekanehu fe sevfe terani felemma tecella rabbühu lil cebeli cealehu dekkev ve harra musa saika felemma efaka kale sübhaneke tübtü ileyke ve ene evvelül mü'minin : Musa tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca «Rabbim! Bana (kendini) göster; seni göreyim!» dedi. (Rabbi): «Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.” (A’raf 7/143)

–-Resim

Farz değildir kamulara Tur'da münâcât eylemek
Ben nerdeysem dost ondadır her bir yeri Tûr eyleyim


Herkese farz değildir Musa aleyhisselâm gibi Tûr'da münâcât eylemek!
Ben nerdeysem O Dost oradadır!
Her bir yeri Tûr eyleyim!


–-Resim

Hidâyet erdi kamuya hevâsından geçmezlere
Tevfıyk yüzün yere urup aşkımı şir-gîr eyleyim


Hidâyet erdi herkese, hevâsından geçmezlere de!
Çünkü ben Erenlerden bir âşık olarak yardım-hasbî hizmeti tevazu’-alçak gönüllük içinde İlâhî Aşk’ımı Aslan avcısı yiğit gibi üstlerine salayım!
Şahbazı gibi Şah’a av avlayayım!


Tevfıyk : Tevfik. Uygun düşürme. * Uydurma. Muvafık kılma. * Cenab-ı Hakkın kuluna yardım etmesi.
Şir-gîr : Aslan avcısı. Yiğit.


–-Resim

Muhakkıklar göredurur Yunus gözü gördüğünü
Düşüm söyleyeyim sana necm ile ta'bir eyleyim


Ancak Muhakkıklar görebilir Yunus’un gözünün gördüğünü!
Ey Kardeş!
Ben Düşümü sana anlatayım yıldız ile yorayım!
Yine de sen bu tâbirimi sakın Yıldız falı sanma ve Sûre-yi Necm’e bak!
Muhammedî Âşıkların Muhammedî görüşünü gör görebiliyorsan ki hazırsan Hızır huzurda!...


ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّى
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى
فَأَوْحَى إِلَى عَبْدِهِ مَا أَوْحَى
مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَى

“Summe dena fe tedella .Fe kane kabe kavseyni ev edna. Fe evha ila abdihi ma evha . Ma kezebel fuadu ma raa : Sonra (Muhammed'e) yaklaştı, derken daha da yaklaştı. O kadar ki (birleştirilmiş) iki yay arası kadar, hatta daha da yakın oldu. Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.” (Necm 53/8-9-10-11)

Muhakkık : Hakikatı araştırıp bulan. İç yüzüne inceliyerek vakıf olan. * Hakikat âlimi. Hakikatlara hakkı ile vakıf ve ehl-i tahkik olan büyük İslâm âlimi.
Ta’bir : (Tâbir) İfade, anlatma. Söz. Mânası olan söz. Deyim. * Terim. * Rüya yorma. (Ubur. dan) Herhangi bir şeyden ve hâdiseden, başka bir hak ve faydalı mânaya geçmek, intikal etmek ve ibretlendirmek ve ders almak.




Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: **YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXX

Ger râzımı söyler isem kimse dilim bilmez benim
Eğer sabır eyler isem gönlüm karar kılmaz benim


Eğer ben özümdeki Hakikat-ı Muhammediyye sırrımı söylemeye kalkışırsam kimse dilim bilmez benim!
Çünkü Hakk Dostları Hakça konuşur!
Eğer söylemeyip sabır eyler isem gönlüm bir kararde rahat bırakmaz benim!


–-Resim

Ey dûstlar ey uslular siz ayıdın ben n'ideyim
Ol dost yüzün göreliden aklım başa gelmez benim


Ey dostlar!
Ey uslular-akıllılar!
Siz söyleyin bana ben ne yapayım?
Ol Dost’un yüzün göreliden beri aklım başıma gelmez benim!


–-Resim

Bûnun gibi tertib ile benim işim varmaz başa
Elimden iş kalır ise cânımdan iş kalmaz benim


Halkın uğraştığı tertib-düzen ile benim bu aşk işim varmaz başa-sona!
Elim kolum bağlanıp görünür işlerim kalır belki, ancak Ruhumun ulaşılamaz arzusu yüzünde O Dost için cânımdan aşk işi geri kalmaz benim!


–-Resim

Ne deliyim ne usluyum benzer neye benim işim
Aşk denizine harkolup geldim canım doymaz benim


Ne deliyim ne usluyum!
Neye benzer benim işim?
Aşk denizine gark olup geldim ki canım buna doymaz benim!


–-Resim

Mahabbetin odu benim yüreğime düştü yanar
Yandığımca artar odum devrim geçip solmaz benim


Mahabbetin ateşi benim yüreğime düştü yanar içim!
Yandığımca artar ateşim!
Ve bu yangın devrim-zamanım geçip solmaz-ömrümce sürer benim!


–-Resim

Cümle Hak'a yol vardılar sabr ile Hakk'a erdiler
Aşkın aslı oddandurur sabrım ile olmaz benim


Hakk Dostlarının cümlesi-tümü de Hakk'a doğru yol vardılar!
Sabr ile Hakk'a erdiler!
Aşkın aslı ateştendir!
Sabrım ile kararım olmaz benim!


–-Resim

Nice dedim bu gönlüme var sabır eyle tek otur
Ol dem daha bedter olur öğüdümü almaz benim


Defalarca dedim bu gönlüme: “Var sabır eyle! Tek başına otur!”
O an daha beter olur öğüdümü almaz benim!


–-Resim

Bu Yunus'un çün sûreti ölüp toprak olur ise
Bâtınımdan aşk sevgisi bilin ki hiç gitmez benim


Bu Yunus'un bu beden testisi sûreti zâhirinde ölüp toprak olur ise ne gam!
Bâtınımdan aşk sevgisi bilin ki hiç gitmez benim!



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: **YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXXI

Senden gelir cevr ü cefa ben âh u vah etmeyeyim
Düşmüşüm aşkın oduna yanıp nice tütmeyeyim


Senden gelir cevr ve cefa ben âh ve vah etmeyeyim
Düşmüşüm aşkın ateşine yanıp nice tütmeyeyim!


–-Resim

Uş yürürüm yana yana tup ciğerim döndü kana
Aşkından oldum divâne uyuyuban yatmayayım


Ben yürürüm yana yana tüm ciğerim döndü kana
Aşkından oldum divâne uyuyarak yatmayayım!


Tup : tümden, hepsi.
Divâne : f. Deli. Aklı başında olmayan.


–-Resim

Senin aşkın denizine düşübeni gark olayım
Kimsenem yok elim ala koma beni batmayım


Senin aşkın denizine ben düşerek gark olayım
Hiç kimsem yok elim tuta!
Bırakma beni batmayayım!


–-Resim

Sekiz uçmağın hûrîsi gelir ise bir araya
Hergiz mânendin olmaya sen' onlara katmayayım


Sekiz cennetin hûrîsi gelir ise bir araya
Asla benzerin olmaya Seni onlara katmayayım!


Mânend : Menend. (Mânende-Mânend) f. Nazir. Eş. Benzer. şebih. Müşabih.

–-Resim

Yunus Emre sen bu sözü yüz bin der isen az ola
İşidenler âşık ola iğen de uzatmayayım


Yunus Emre’m sen bu sözü yüz bin kere desen de az ola
İşitenler âşık ola!
Artık çokça uzatmayayım!


İğen : Pek, çok.



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: **YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXXII

Ey yarenler aydın bana
Ben nicesi dolanayım
Ne türlü tedbir edeyim
Ya nice sağınç sanayım


Ey yarenler söyleyin bana
Ben nicesi dolanayım
Ne türlü tedbir alayım
Ya ben aşktan nasıl kazanç sağlayayım


Sağınç : İstek, hülya, düşünce. Kazanç. Keder.

–-Resim

Canımda ol büt bitiptir
Gönülümü ol alıptır
Hey beni ol avutuptur
Ayrık neye bağlanayım


Canımda O Dost var oldu
Gönülümü Dost tümden aldı
Hey O Dost beni avutmakta iken
Ben başkasına neye bağlanayım?


Büt : Put. Çok sevilen sevgili.

–-Resim

Öyle ediptir ol beni
Seçemezem dünden günü
Alsın teni alsın canı
Ko ben ona alınayım


Öyle eyledi O beni
Seçemez oldum dünden günü
Alsın tenimi alsın canımı
Bırak ben O’nun teslim aldığı olayım!


–-Resim

Ben gevheriyim kânım
Ben bir kulum sultânım ol
Aklım u canım gönlüm
Alandan niçin usanayım


Ben O’nun mücevheriyim maden yatağıyım
Ben bir kulum Sultânım O
Aklımı, canımı ve gönlümü
Alan O Dost’tan niçin usanayım?


–-Resim

Onsuzluğum bana haram
Ondandurur nakdim tamam
Bunculayın lûtf u kerem
Nerde bulup dinleyeyim


O’nsuzluğum bana haram
O’ndandır varlık sermayemin tümü tamamı
Bana bahşettiği bunca lûtf ve keremi
Ben nerede bulup da başkasını dinleyeyim?


–-Resim

Odur bana Yunus deyen
Odur benim bağrım delen
Odur beni bensiz koyan
Hem ben oyum bu ben neyim


O’dur bana: “Yunus!” diyen
O’dur benim bağrım delen
O’dur beni “Ben”siz koyan
Hem ben O’yum!
O zaman şu gözüken geçici ve izafî bu “Ben” kimim





Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: **YUNUS EMRE DİVÂNI** (XLV - C)

Mesaj gönderen aNKa »

Resim MECÂZÎ AŞK ve GERÇEK AŞK - LXXXIII

Deniz oldu birkaç kadeh susuzluğum kanmaz benim
İniltilerim eksilmez gözüm yaşı dinmez benim


Deniz suyu gibi oldu bu aşk!
Bir kaç kadeh içtikçe susamaktayım susadıkça içmekteyim!
Susuzluğum kanmaz benim!
İniltilerim eksilmez!
Gözüm yaşı dinmez benim!


–-Resim

Gel soralım bizim ile kim giresin bahçelere
Dâim öter bülbülleri gülistânım solmaz benim


Gel gidip soralım aşkı bizim Eren iline
Ki giresin bahçelere!
Dâim öter bülbülleri!
Gülistânım solmaz benim!


–-Resim

Bizim ilin bahçeleri daim tâzedir gülleri
Ma'murdurur bustanları ağyar gülüm üzmez benim


Bizim ilin bahçeleri!
Daim tâzedir gülleri
Bakımlıdır bostanları
Ağyar gülüm koparamaz benim!


–-Resim

Mansur kadehin nice kez ma'şûka sundu elime
Dört yanımdan od urdular kimse halim bilmez benim


Mansur'un "Ene'l-Hakk!" kadehin defalarca
O Dost hep sundu elime!
Dört yanımdan ateş yaktılar!
Kimse hâlim bilmez benim!


–-Resim

Yana yana kül oluban sen ma'şukanın yoluna
Günde bin kez yanar isem dosttan yüzüm dönmez benim


Yana yana kül olarak!
Sen Sevgilimin yoluna
Günde bin kez yanar isem
Dost’tan asla yüzüm dönmez benim!


–-Resim

Canım aşkın külüngüne Ferhad olup tuttum başım
Dâim dağları keserim Şîrin'im hiç sormaz benim


Canımı aşkın külüngüne
Ferhad olup tuttum başım
Dâim dağları oyarım
Şîrin'im hiç hâlim sormaz benim!


–-Resim

Yunus aydır ey sultânım aşkın ile yandı cânım
Gel kılar isen dermanım ayrık canım ölmez benim


Yunus der ki:
“Ey sultânım!
Aşkın ile yandı cânım
Eğer verirsen dermanım
Sen’den ayrı olarak canım ölmez benim!”



Açıklamalar : KUL İHVANİ
Resim
Cevapla

“►Allah Dostları Divan Şerhleri◄” sayfasına dön