KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1926
Viran oldu gönül şehri Haktan gayrı harabâ Dost
Ne Bağ kaldı ne bağcivân, Şiir Şehri tûrabâ Dost
Sâlihlerin , Nebîlerin, Dost Muhammed Ehl-i Beyt’in
Gariblerin yolu çile!... “Tûbâ!.. Tûbâ!.. Gurabâ!..” Dost
24.02.2002.1.1 11:55
(DSİ durakta)
Tûrabâ : yerle bir toprak olmuş...
Bağcivân : Bir zamanlar çok genç ve güzel olan bahçivan, bağ sahibi.
Karib : Çok yakın. Yerce ve mekânca uzak olmayan. * Yakın hısım.
Garib : Kimsesiz. Zavallı. * Gurbette olan. Hayret verici. Tuhaf. *
Gureba : (Garib. C.) Garibler.
Tûbâ gurabâ! : Ne mutlu Gariblere! ( Hadis-i şerifden)
Habli’l- verîd : İnsanı hayata bağlayan tek ip. Şah damarı diye tercüme edilmiştir âlimlerimizce.
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
---“Ve le kad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid : Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf 50/16)
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: " ............... عن أبي هريرة ؛ قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
بدأ الإسلام غريبا وسيعود كما بدأ غريبا. فطوبى للغرباء "
İslam garib olarak başladı ve yine başladığı gibi garibliğe dönecektir. Fe tûBâ li’l- GureBâ: Ne mutlu o gariblere!” buyurdu.
(Ebu Hureyre radiyallahu anhu’dan; Müslim : 1. Cilt 145. No ; İbni Mâce : 10.3987.No)
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "........ عن عبد الله بن عمرو قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : طوبى للغرباء طوبى للغرباء طوبى للغرباء فقيل من الغرباء يا رسول الله قال ناس صالحون في ناس سوء كثير من يعصيهم أكثر ممن يطيعهم "
"Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere. Müjdeler olsun o gariblere!” buyurunca dediler ki : “Kimdir o garibler Yâ Rasûlullah?” Buyurdu ki : “Kötü insanlar içinde çok az bulunan Sâlih insanlardır. Onların -içerisinde bulunduğu toplumda- isyan edenler çok, itaat edenler ise azdır!”
(Abdullah b.Amr b. As radiyallahu anhu’dan; İ. Ahmed , Müsned 2 / 222.7032 ; Shf. Sahiha : 4 . cilt 1619. No)
---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : بدأ الاسلام غريبا وسيعود غريبا كما بدأ فطوبى للغرباء: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: "El İslamu bedâ gariben ve seyuudu gariben fe TûBÂ lilgurebâ: İslâm garib olarak başladı ve başladığı gibi (günün birinde) garib hâline dönüşecektir. Fe tubâ li’l-gurâbâ: Ne mutlu-Müjdeler Olsun Gariblere! (Sıddık Ve Âdil Muhammedî Âşıklara!)” .
(Ebu Hureyre radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten- 3986 ve Müslim Enes bin Mâlik radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten-3987 Zevâid Abdullah İbni Mes’ud radiyallahu anhu dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten 3988 ve Tirmizî)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1927
Neden böyle şen şakraksın? Can Bazarı, Cihan Şehri
RABB’ısına rücu’ eden akıp giden ömür nehri
İyi - kötü, eksik - fazla yok bu âlemde İhvâni
Her şey yerinde “Hakk” olan, zevk edersen zemzem - zehri..
24.02.2002 11:58
(DSİ durakta)
Rücu’ : Geri dönme, vazgeçme,
Zemzem : Çok mübarek bir su. * Kâbe-i Mükerreme'nin yanındaki maruf kuyu. (Süryanicede Zem: Dur, gitme mânasınadır. Vaktiyle Hz. Hacer, oğlu İsmail'in (A.S.) ayağı altından su çıkıp aktığını veya bu kuyunun çok çok akmağa başladığını görünce, "zem zem" diye söylemesi ile kuyunun akması kesilmiş ve bu vecihle kuyu bu ismi almıştır.)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1928
RASÛLULLAH âşıkların, boransız olamaz başı
Boynu bükük omzu düşük eksik olmaz ki gözyaşı
Şu mâsivâ meyhânesi ahmakların şarhoş evi
Ârif-i Billah âşıklar, Hakk Kâbesi’n tevhid taşı..
24.02.2002 12:05
(DSİ durakta)
Boran : Bora. yun. Birdenbire çıkan fırtına. Pek şiddetli rüzgâr.
Ârif-i Billah : Mürşid, ermiş, evliyâ. Hakkın nûrlu ile Cenab-ı Hakk'ı bilen. Âlemi, hâdiseleri İlahî feyz ve ilim ile gören veli.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1929
Esiyor zaman rüzgârı, asırları savuruyor
Nice canları yakıyor, ateşlerde kavuruyor
Nâr içinde Nûr İbrahim, İlâhî Kurban İsmail
Burnu büyük Nemrudları yerden yerlere vuruyor…
24.02.2002 20:05
(3.Krbn Byrmı)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
İSTEMEZ DOST…
Öğretti haslar hasımız.
Kalb kazan - kafa tasımız.
EHL-İ BEYT’ten mirâsımız,
Aşk yarası sargı istemez.
*
Aşk ömrü özel verildi.
Âşığa güzel verildi.
Hükmümüz ezel verildi.
Halk içinde yargı istemez.
*
Hâli hazır Hayran bizim
Can’da cem’iz Cevlan bizim
Devran bizim Seyran bizim
Söz üstüne sergi istemez.
*
Arasında “HEP” le “HİÇ” in,
Ahmak bilmez yaşar, niçin?
Mecnûn dâre çekmek için.
Leylâ zülfü örgü istemez.
*
ÂŞIK yürek püryân gezer.
İki gözü giryân gezer.
KUL İHVÂNÎ’m üryân gezer
Atlas – ipek bürgü istemez.
25/02/2002 20:45 (4. Kurban Bayramı)
Haslar hası : Hasü’l-Hass. En güzel, en has.
Ahmak : (Humk. dan) Pek akılsız, sersem, şaşkın. Anlayışsız.
Dâr : Darağacı. İdam sehpası.
Püryân :Biryan f. Kebabın bir nev'i. Piran. Pürân.
Giryân : f. Gözyaşı döken. Ağlayan.
Üryân : Çıplak.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
HASRET
Garib kaLdım bu diyarda.
Başım dertte derman YÂR’da.
Gurbet elde ->gönLüm darda.
->Yollarını bekLiyorum.
Ha bugün–yarın diyorum.
GeLsen diye gözLüyorum.
Seni ->ÖZden ÖZLüyorum!.
*
Kader bizim gurbet bizim.
YoLdaşımız hasret bizim.
Bunca çiLLe bu dert bizim.
Göçmen kuşLar gibiyiz.
Bin bir çiLLe peşindeyiz.
Seven–seviLen–sevgiyiz.
YıLLar yıLı BiZ ->İkİmiz!.
*
Bir yıldıza ayni anda.
BakaLım ayrı mekanda.
BuLuşaLım can bir canda.
Sen bende, ben sende gibi.
İkİmiz ->BiR tende gibi.
GüL–BüLbüL güLşende gibi.
Nerdesin sen ey SEVgiLi!
Sen nerdesin ey SEVgiLi!.
26/02/ 2000 00:17
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
HÛ DOST
ARZ ü ARŞ’ına şaşmışım.
Kendi ateşimde pişmişim.
Elden ayaktan düşmüşüm.
Bir garibim âvâreyim.
*
Gözümden kaynayan yaram.
Seni ben ne ile saram.
Kimin kapısına varam.
Kimsesizim bîçareyim.
*
Gaflet imiş sırr-ı DUHAN
Gören göze olmaz nihan.
Çark- ı çile, cevr ü cihan,
NESÎMÎ gibi dâreyim.
*
Nefsim gafletin büyüttü.
Gafleti nefsim uyuttu.
Hâlim gören taşa tuttu.
Pâre pâre, bin pâreyim.
*
Âşık, sefil İHVÂNÎ’yem
RABB’ım BÂKÎ, ben fâniyem.
DOST’un diler divâniyem.
İnler gezerim zâreyim.
Ağlar gezerim zâreyim.
YÂR elinden bîçâreyim.
26/02/ 2000 13:50 Câmî’
Âvâre : f. Başıboş, serseri, boş gezen. İşsiz güçsüz.
Bîçare : Çâresiz.
Gaflet : Dikkatsizlik, endişesizlik, vurdumduymazlık. En mühim vazifeyi düşünmeyip, Cenab-ı Hakk'a itaat gibi işleri bilmeyip, başka kıymetsiz şeylerle uğraşmak. Nefsine ve hevesâtına tâbi olarak Allahı ve emirlerini unutmak.
Nesîmî : Sözleri ham sofulaca anlaşılamyıp zahire yorup derisi yüzülen hak Âşığı...
Pâre : f. Cüz, parça. Kesinti. * Para. Kuruşun kırkta biri. * Kur'an-ı Kerim'in otuz kısmından bir kısmı, bir cüz'ü. * Sayı, bölük. * "Parça" mânâsına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Meh-pâre $ : Ay parçası. * Güzel. Yek-pâre $ : Tek parça, bir parça.
Fâni : Muvakkat, kaybolan, gelip geçici, devamlı olmayan, misâfir. (İnsan hangi bir şeye teveccüh ederse, onunla bağlanır ve onda fâni olur.
Bâkî : Ebedî, dâimî. Sonu gelmez. Ölmez. * Sonsuz. * Cenab-ı Hak. * Artan. Geri kalan. * Bundan başka.
Zâre : Zâr eden, inleyen.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ANA Karnında;
Soğuk-Sıcak, Aç-Tok, Var-YOK!
AŞK, SeBeB-siz ve BeDeL-siz SEV-gidir…
HAKK DOST!..
Kul İhvâni Kervan Kelbi
Cihanda Can-Cânân Celbi
“Yâ Sîn” ki Kur’ân’ın Kalbi
Dört Unsura KAR-dığımız…
*
Hakikat-ı Muhammedi
Yedi Letâif “Hâ-Mîm” i
Cümle Cihan “Mîm” in Cem’i
Sırtımıza SAR-dığımız…
*
Gafleti “Duhan” a Vermek
“Duhâ” Sır-Rı Dehr’e Ermek
“Elem Neşrah Leke Sadrek”
“Sâd” Sadrımız YAR-dığımız…
*
“Kaf” İnsanda, Kalble Kur’ân
“Nûn” Nûrullah “Arş” A Vuran
“Habli’l- Verîd” Yakîn Duran
Cezbe-Sülûk VAR-dığımız…
*
MUHİT’ten MERKEZ’e Rücu’
MERKEZ’den MUHİT Ürucu
Mi’rac ü Hicret Sonucu
“EREN ELİ” ER-diğimiz…
*
Muhiti Merkezi ALLAH (cc)
Çağırır Herkesi ALLAH (cc)
RABB ü BİRR bahçesi ALLAH (cc)
Ubudiyyet DER-diğimiz…
*
“Elif”; AHAD, VÂHİD ALLAH (cc)
“Lâm”; Lütfuna Şahid ALLAH (cc)
“kalû, Belâ!” Âhid ALLAH (cc)
Sırr-ı Sıfır SER-diğimiz…
*
“Kaf” ın Kalbi, “Ayn” ın Gözü
“Sîn” Kulağı Dinler Sözü
Her Şey “O” nun Özün Özü
Dostun CAN-ı VER-diğimiz…
*
Ehl-i Beyt Yolu Çiledir
Seven-Sevilen Biledir
“Benlik Davası” Hiledir
Nefsin İpi KIR-dığımız…
*
Muhammedî – Mahmudîyiz
ÂŞIK-ıyız Ahmedî-yiz
Hamdolsun DOST Habibîyiz
Sırr-ı Subhân SIR-dığımız…
*
“İyyâke na’büdü” Sözüm
“İyyâke nestâin” Özüm
Yolcu! Yol Nereye Gözüm?
Merhameten SOR-duğumuz…
*
Câhiller Kemâle Gelmez
Hâl İşidir Ka’le Gelmez
Bilen Demez Diyen Bilmez
ÂRİF Düşü YOR-duğumuz…
*
İlim – İrade – İdrakla
Dinle Sözüm İştirakla
Bin Bir Çileyle Firakla
Nefes Nefes Ördüğümüz…
*
“Şuara” Şühûd Sarrafı
Ârif – Arafat – A’raf’ı
Muhit – Merkez – Kehf’i - Kaf’ı
Gönül Gözle GÖR-düğümüz…
*
“Lâ İlâhe” Arasında
“illâ ALLAH” Sırasında
Dost Muhammed Hırası’nda
Sırat Sırtı DUR-duğumuz…
*
Halk Bu Demde HAKK Bu Demde
“Et – Tırnak” Gibidir Hem de
Kimimiz Var Bu ÂLEM-de
HAKK Kapısı VAR-dığımız…
*
Âşığa Ağyâr Iraktır
Yâr’in Sînesi Duraktır
Işık Kanatlı Buraktır
Sır Semâsın SÜR-düğümüz…
*
Dost Muhammed Muhbiridir
AŞKıyla CAN-ı DİRİ-dir
KUL İHVÂNİ Kıtmiridir
Sağa Sola ÜR-düğümüz…
28/02/2002 14:10
Kelb : Köpek
Celb : Kendi tarafına çekmek. Çekmek, götürmek.
Ağyâr : Yabancılar. Başkaları. Rakipler. (Bak: Gayr)
Burak : Binek. Cennet'e mahsus bir binek vâsıtası.
Muhbir : Haber veren. Haberci. Haber toplayan.
Elem neşrah leke sadrek : Biz senin göğsünü açıp genişletmedik mi?” (İnşirah 94/1)
Muhit Âyeti :
وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا
---“Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard ve kanellahü bi külli şey'im mühiyta : Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır ve Allah her şeyi kuşatmıştır. (Hiçbir şey O'nun ilim ve kudretinin dışında kalamaz).” (Nisâ 4/126)
Merkez Âyeti :
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
---“Ve le kad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu akrabu ileyhi min hablil verid : Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf 50/16)
“İyyâke na’büdü ve iyyâke nestâin : (Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.” (Fatiha 1/5-6)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1930
Niyâza durmuş nevcivân, naz nefesi Kul İhvâni
Gönül kulağınla dinle, “öz” ün sesi Kul İhvâni
“Yusebbihu…” tesbihinde “Subbûhun! Kuddûsun!” zikri
“Bezm-i Elest” ile “Mahşer” Aşk Bahçesi Kul İhvâni
28/02/2002 22:22
Subbûhun! Kuddûsun! : "Allah (C.C.) subbûhtur, kuddûstür. Zâtına ve sıfatına fena, noksan ve kusur yanaşamaz. Her zaman ve her dilde, her mahluk onu tesbih ve takdis eder." gibi mânâları ifade eder.
Bezm-i Elest : Cenab-ı Hak ruhları yarattığında "Ben Rabbiniz değil miyim? meâlinde: $ diye sorduğunda, ruhlar, $ "Evet Rabbimizsin" diye cevap vermeleri ânına "Elest meclisi" veya "Bezm-i elest" tabir edilir.
Mahşer : Toplanma yeri. Kıyametten sonra insanların tekrar dirilip toplanmaları ve toplandıkları yer. Haşir meydanı. * Çok kalabalık.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1931
Kanda can cenneti cihan!.. Kapımızı açan hayat…
Çıplak girilen çıkılan, kovuldukça kaçan hayat…
“Sıfır - Sonsuz” târifsizdir, “Fenâ - Bekâ” bilen ârif
Nefes nefes içimizden gök yüzüne uçan hayat…
28/02/2002 22:45
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1932
Bir ömür boyu düşündüm >“nedir Rabbım kulluk?” diye
Sistemin Sahibi “SEN” sin!. ->bu Bendeki “benlik” niye?
“Enâ ALLAH” “Ente ALLAH” ki>“Hüve ALLAH” şânın yüce
->Unutmamak!.. ->Hatırlamak!.. ->İştirak etmek sevgiye…
28/02/2002 23:00
Enâ ALLAH, Ente ALLAH, Hüve ALLAH : Âyet-i kerimelerde geçen,
ALLAH Tealânın buyurduğu : Ben ALLAH’ım, Sen ALLAH’sın, O ALLAH’dır.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1933
Beşikten mezara koşu giyindikçe soynuyoruz.
Denize akan damlalar, koşu oyunu oynuyoruz.
“Olmuş–olan-olacaklar” takdir–tecellî İHVÂNÎ
Düştük hayat tandırına yanıyoruz, göynüyoruz.
26/02/ 2000 23:14
Tandır : Ufak fırın. * Elleri ve ayakları ısıtmak için üstü kapalı küçük mangal.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1934
AŞK’ a ârifim, âşığım kimse beni bağlayamaz.
Yüreğimi “YAR” im yakar, “SADR” ımı el dağlayamaz.
Tevhid tecellimiz bilmez, Tagutperestler İHVÂNÎ
Sevgisiz erimez BUZLAR, “ALLAH…” deyip çağlayamaz…
28/02/2002 23:45
Tagut : İnsanları Allah'a (C.C.) karşı isyana sevkeden. İsyankâr. * Her bâtıl mâbud. * Şeytan. * İslâmiyetten önce Kâbe'deki putlardan birinin ismi.
Tagutperest Taguta tapanlar.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1935
HA, SIDK; MİM, ADL, “HA MİM” in yedi târifi.
“Yedi ses -> yedi ışıktır!..” derse Tevhidin ÂRİF’i
SIRR-ı SıFıR sazın teli -> sazı çalan CÂNÂN eli…
Benden duyduğun ses O’ nun, “Tevhid” dir sözün zârifi!..
28/02/2002 00:00
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1936
El bağlayıp huzurunda -> namazı -> zaman orucu.
Merkeze HİCRET RUCÛ’u-> Muhite Mİ’RAC ÜRÛCU
Sıfır–Sonsuz–Fenâ–Bekâ -> AŞK’ta “AKL” ın âkıbeti.
Teslimiyyet- istikâmet ->TEVHİD’in sebeb - sonucu.
01/03/ 2000 00:14
Hicret Rucû : Hiretle geri dönüş.
Mi’rac Ürûcu : Mi’rac yükselişi.
Fenâ : (Beka'nın zıddı) Yokluk. Yok olma. * Geçici dünya. * Geçip gitme. * Tas: Kendi varlığından geçmek.
Bekâ : Devamlılık. Evvelki hâl üzere kalma. Dâim ve sâbit olma. * İlm-i Kelâm'da : Varlığının asla sonu olmayan Cenab-ı Hakk'ın bir sıfatıdır. * Bâki olmak. Ebedîlik
Âkıbet : Bir şeyin sonu. Nihayet. Netice, sonuç.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1937
Hatırlamak, unutmamak tevhidi tekmil Kemâlde.
HALK içinde “HAKK” la olmak; her yer, her zaman, her hâlde.
İmkan ile imtihanı celâlinden ikramı DOST!..
“İnni veccehtû vechiye!..” CAN” ın cenneti Cemâlde!...
01/03/ 2000 00:30
إِنِّي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ حَنِيفًا وَمَا أَنَاْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ
---“İnni veccehtü vechiye lillezi fetaras semavati vel erda hanifev ve ma ene minel müşrikin : Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.” (En’âm 6/79)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1938
“Sâkin ol sukût et!..” dostum, sistemin “subbuh!..” zikrin duy.
“Semignâ ve etagnâ” de!..HANNAN’a , HABİB’ine uy.
Lâ ilâhe illâ ALLAH MUHAMMED’ER- RASÛLLÂH
Muhitten Merkeze Tevhid; Merkezden Muhite ALLAH!.. duy!..
01/03/2002 01:10
Semignâ ve etagnâ :
وَقَالُواْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ...
---“...ve kalu semi'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masiyr : ... İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır» dediler” (Bakara ‘/284)
El Hannan celle celâluhu
Hannan : Rahmetlerin en lâtif cilvesini gösteren, Rahman ve Rahîm olan ve çok merhametli olan Allah (C.C.)
Habib : (Hubb. dan) Sevilen. Sevgili. Seven. Dost.
Lâ ilâhe ille ALLAH MUHAMMED’ER- RASÛLLÂH : ALLAH’tan başka ilâh yoktur. Muhammed sav ALLAH’ın Resûlüdür.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1939
Azamet ü KudretiyLe Merkeze Rücu’ CeLâLLe
Şefuk, Atuf, Raûf Rabbım! Muhite Uruc CemâLLe
Muhitten Merkeze Hicret> Merkezden Muhite Mi’rac…
SaLâvât ü SaLât> “SıLa”…Tevhid Tekmili KemâLLe…
01/03/2002 12:10 (Paşa câmii Cuma)
Şefuk : Şefkatli, esirgeyen. Rikkat sahibi. Merhametli.
Atuf : Şefkat edici kimse. Merhametli, müşfik.
Raûf : Çok acıyan, esirgeyen, merhamet sâhibi. * Esmâ-i İlâhiyedendir.
Sıla : Kavuşmak, ulaşmak, vuslat. * Âşıkın mâşukuna kavuşması. * Doğduğu yeri, hısım akrabayı gidip görme.
Tekmil : Tamamlanması. İstenilen ve emredilen hâle gelmesi.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1940
Adım adım yürüdük dost ->hatıra kalan izlerimiz
->Nefes nefes eskiyor bak ->aynalarda yüzlerimiz
Bir varmış da bir yokmuşuz ->sanki masal yolcusuyuz
Aynı deniz aktığımız ->onlar >bunlar >şunlar >siz >biz…
02/03/2002 20:55 (Antalya-Aksaray)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1941
Tasavvuftan dem vuruyor, dünya binmiş ensesine
Hevâ - hevesi kıblesi, düşmüş nefsin neşesine
Abdal - Ebrâr - Ahyâr - Ârif - Âşık olan HAKK Dostları
Canın dişine takan çıkar Aşk Dağının zirvesine…
02/03/2002 21:31
Hevâ : İstek. Nefsin isteği. Düşkünlük. Gelip geçici olan heves. Nefsin zararlı ve günah olan arzuları.
Heves : Gelip geçici istek. Nefsin hoşuna gitmek. Devran edip gezmek. Akıl ile olmayıp nefis ile olan istek.
Abdal : Ebdal. (Bedil veya Bedel. C.) Evliyâdan, ziyâde nûrlaniyyet kazanmış olanlar. Evliyâ zümresinden bir cemaat. Arapçada halkın lüzumlu işlerinin tasarrufuna memur bir cemaata denir. (Mâsivâ alâkasından mücerret ve Cenab-ı Hakk'ın muhabbetinde fâni ve müstağrak olan zâtlar.
Ebrâr : (Berr. C.) Özü sözü doğru olanlar, hamiyetliler. Sâdıklar. İyiler.
Ahyâr : Hayırlılar. * Dostlar. * İyilik sevenler. (Eşrar'ın zıddı)
Ârif : (İrfan. dan) Bilen, bilgide ileri olan. Aşinâ, vâkıf. Hakkı, hakkı ile bilen. * Sabırlı ve mütehammil. * Çok düşünmeğe ihtiyaç kalmaksızın, tekellüfsüz gördüğünü bilen ve anlayan. * Zevkî ve vicdanî irfan sâhibi olan.
Âşık : Çok fazla seven. Mübtelâ. Birisine tutkun. * Saz şairi. * (Cümledeki yerine göre) : Ahbab, hazret, ma'hut, seninki gibi mânâlara gelir. (Müennesi: Aşıka)
Zirve : Bir şeyin, hususan dağın en yüksek noktası, tepesi.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1942
Resûlullah : “Dünya leştir tâlibi küllâb” bBUYurdu
"AŞKULLAH"ı iLÂN etti ->cüMMLe cihÂNa DuYurdu
AhMedü’L- AHAD ÂŞıKı>“KûN KervÂNı” n Kıtmiriyiz
KaLbimiz cÂN ÇiLe Çölü ->SÎNEmizdir SeLâM YuRDu…
02/03/2002 21:34 (Bucak)
Küllâb : Köpekler.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1943
Çile derd değil İhvâni, zevk imiş aşk sofrasında
Dört mevsimin muhabbeti Kalb Kazan - Kafa Tasında
Dost dileyip derdin düşen, kendi ateşinde pişen
İhvâni’m hâli hazırda, huzurda haslar hasında…
02/03/2002 21:41
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1944
Yüreğim aşkla pişirdim, âşıklara aşk aşıyım
Âriflerin sesi benim ->ağlarsa gözün yaşıyım
Hicretimiz Hakk-a bizim ->mi’racımız Rabbımıza
Bilye gibi gönül kâbem ->muhabbet mihenk taşıyım…
02/03/2002 22:00
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1945
Soyunmyana haramdır âşıklar>aşkın hamamı
Teslimiyet - İstikâmet ârifler ->dînin tamamı
Çöplük sanma sakın kalbin>nazargâh-ı ilâhîdir
Gönül güneşini doğur >basmadan ecel akşamı…
02/03/2002 22:11
Nazargâh : f. Bakılan yer. Nazar edilen yer.
Ecel : Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti. Âhirete göç etmek. * İleride olacağı şüphesiz olan. * Allah'ın takdir ettiği ömür.
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5153
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: KUL İHVÂNİ XII. DEFTER
ZEVK 1946
Çile çekmeyen adamı ->insandan sayma İhvâni
Lâtif-şerîf-şefûksun sen sözünden cayma İhvâni
“kaza-kader-meşiyyeti > iradesi” nde tek ALLAH
Eğri - büğrü söz söyleme yer yağlı kayma İhvâni…
02/03/2002 22:21 (Burdur)
Lâtif : Mülâyim. Yumuşak. Nâzik. Mütenasip. * Güzel. Şirin. Küçük ve hoşa giden. * Cisimle alâkası olmayan. Göze görünmeyen. * Çok lutf edici. * Derin, gizli.
Şerîf : Şerefli, mübarek. * Peygamber neslinden ve Hazret-i Hüseyin soyundan olup İslâmiyete tam sadâkatla bağlı temiz kimse. (Bak: Sâdât)
Şefûk : Şefkatli, esirgeyen. Rikkat sahibi. Merhametli.
Meşiyyet : Meşiet. Dilemek. İrade. Arzu. Matlub. Murad. İstek.