5. sayfa (Toplam 12 sayfa)

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:07
gönderen Hakan
ZEVK 1125

Bazen “Hiç”sin, bazen” hep”sin, “Sıfır” gibi “Sonsuz” gibi
Benzersiz – zıtsız zevklerde O’nunlasın O’nsuz gibi
Her zerrede gülen Güzel, kıblemiz kesti kâinât
“Su” gibi seril secdede, yönlü gibi yönsüz gibi…


26.05.1995 14:00

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:10
gönderen Hakan
NİYE?..

Ha şöyle ha böyle geçiyor günler
Bitiyor yarınlar artıyor dünler
Ah edip ağlıyor âşık sürgünler
Ahmaklar kahkaha atıyor niye?..

*

Sevgisiz kalmasın sevenler sakın
Bir nefeslik ömür kim kime yakın
Aklı var-fikriyok, ahmağa bakın
Helâla haramı katıyor niye?..

*

İnsana yakışan işin doğrusu
“Nereden nereye-kimsin?” sorusu
Terk etmiş Tevhidin Pislik Borusu
Sefil sermayesin satıyor niye?..

*

Uyuyan uyanır ölüm varınca
“Kün! Feyekun” olur HAKK Kararınca
Tevhidin yüklenmiş Âşık Karınca
Ahmaklar yan gelmiş yatıyor niye?..

*

Gün geceye gebe kaldık arada
Bilmem erer miyim Ben de murada
Ne gül kalmış ne Gülşen var burada
İhvâni garibim ötüyor niye?..


06.06.1995 08:57

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:14
gönderen Hakan
KİMSİN?...

Çıkar beden elbisesin
Çırılçıplak kalsın nefsin
Herkes bilsin ki sen nesin?
Kuzu postunda kurt musun?..

*

Derlediğin bu bedenin
Kimedir hizmetin senin
Misafiri kim bu evin?
Yiğit yatağı yurt musun?..

*

Basar = Kelle Gözün var mı?
Basîret = Kalb Özün var mı?
İlk Sözün = Son Sözün var mı?
Sözünün eri mert misin?..

*

Çileler mermeri deler
Un eder elekten eler
Damla damla saniyeler
Aşınmaz mısın? Sert misin?..

*

Kul İhvâni’m yedi renge
Yedi sese raks-âhange
Çeksinler seni mihenge
Tek Tevhid misin dört müsün?..


26.06.1995 08:45

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:25
gönderen Hakan
HAK ve BÂTIL…

Kul İhvâni şaşkın aklı dolaşık
Hak söyler sözünü Ahmedî Âşık
Câhile karanlık - Kâmile ışık
Muhabbetin nûru allarımıza…

*

Âşık Aşk Arısı – Şe’en Çiçeği
Çile çarşısında toplar gerçeği
Beden kovanında gönül peteği
Sinekler hasrettir ballarımıza…

*

Hayran hâlde geçer Muhabbet Eri
HAKK ile ebedi ezelden beri
Bülbülün dilinde güllerin yeri
Konmasın kargalar dallarımıza…

*

Kemâlât = Cennettir, aşk büyütüyor
Cehâlet = Cehennem, gafil yutuyor
Kendin bilmez Bizi taşa tutuyor
Aklı kör ermiyor hâllarımıza…

*

Ver gülüm – al gülüm, eşi eşine
Muradı menfaat düşmüş peşine
Biz pençe atmayız Dünya leşine
Sahib de çıkmadık mallarımıza…

*

Muhammedî Mir’atıyız Tevhidin
Sırr-ı Subhân Sırat’ıyız Tevhidin
Ak yeleli kır atıyız Tevhidin
“Aşk olsun!” yazıldı nallarımıza…

*

Şeytanîdir şerre dönük duygular
Rahmân’a uyanlar, duyar-uygular
Kırılsın testimiz diridir sular
Doldurun toprağı sallarımıza…

*

Buz, su olur çağlar arka gelince
İlim – İradede farka gelince
İdrakla-İştirak garka gelince
Baş – Beden= ikilik terke gelince
Sardık Kerbelâ’da sallarımıza…

*

Gerçi Kul İhvâni kervan köpeği
Boynun bağsız bağı ilim ipeği
Devran değirmenin unu-kepeği
HAKK Aşkın akıtmış yallarımıza…

*

İki ata binenler insinler artık
“Tevhid Sır-Atı”na binsinler artık
Aşk güneşi doğdu sinsinler artık
Gece Kuşu düşman kıllarımıza…

*

Kalbimiz kırk kanat- boğaz kırk boğum
Tevhid Tekemmülü ölümle doğum
“Var Olan” da varım – Yalnızsam yoğum
Yâr’in yâdı yağdı yıllarımıza…

*

Halkın kulu olup HAKK’ı unutanlar
Yalanı harama katıp yutanlar
Gönlünce vursunlar taşa tutanlar
HAKK’ın zevk zinciri kollarımıza…

*

Es SAMED Ahmedi Aşk Peygamberi
Kalb=Kâbe=Kur’ândır aşkın rehberi
Ehl-i Beyt, Aşk Yolu ezelden beri
Aklı kurban ettik yollarımıza…

*

Aşk Yolun yoldaşı Ebrâr Erlere
Su gibi secdesi sargın yerlere
Nefsine kul olan gönlü körlere
Diyorlar: “Kulsunuz!” kullarımıza

*

HAKK’ın Haydarıyız “HAYY”dır hecemiz
Efradına câmi Aşk Bilmecemiz
Gündüze dönüştü gaflet gecemiz
Aşk Güneşi doğdu ellerimize…

*

Lafazan boş boğaz pislik borusu
Abdestsiz ahmağın akıl sorusu
Aşk, Âşık göz yaşı işin doğrusu
Gark olur Firavun sellerimize…

*

Arz ü Arşta “Aman Yâ RABB!” avazım
Şükrüm-şikayetim-niyazım-nazım
Dost’un Divanında Derunî Sazım
Tevhid mızrab atar tellerimize…

*

Her damla deryadan! Dost kendisidir
Kul olan Sultan’ın efendisidir
Ahmed-i AHAD’ın Aşk Nefesidir
Sâbâ selâm durur yellerimize…

*

İnkâr Firavunu’n, İkrâr Musa’sın
Ara bul kendinde Tûr’un Asâsın
Meryemleşen doğuracak İsa’sın
Muhammed doğacak çöllerimize…

*

Hevâsı – hevesi Dünya leşine
Şehvet şöhreti olmuş düşmüş peşine
Akıl Kuşu koşmaz Aşk Güneşine
Karga konuk değil göllerimize…

*

Duyduk – uyduk kalbi RABB’a bağladık
Buz idik, Bulutuz coştuk – çağladık
Celâlin çiledik çokça ağladık
Dost Cemâli güldü güllerimize…

*

Gerçek “BEN” olan HU! Bizler, sizleriz
Razıyız Rasûl’a izin izleriz
HAKK’ta Hak Âşığı, Halkta gizleriz
Akıl ateş değil küllerimize…

*

Sünnetsiz sicilli ibret aynası
Dininin direği yalan dünyası
Şeytanın uşağı câhilin pası
Gelip sürtünüyor tüllerimize…

*

Yâr ile yürekte yandık-yanarız
Tatlı canı Tevhidine banarız
Her nefes ah eder adın anarız
Özümüz söz ettik dillerimize…

*

Moderinmiş takmış, tesbih-takkeye
Uzatmış dilini dergâh tekkeye
Sünneti kaldırsa işi Mekke’ye
Götürecek bakıp hâllerimize…

*

Kitabı kin-kibir, Kur’ân tanımaz
Cuma günü imam, pazara papaz
Masonik-siyonist, yaşar-yaşamaz
Dinamit döşüyor yollarımıza…

*

Şeytanın şeriki, ALLAH düşmanı
Hakikat haini, münafık canı
Tasavvuf hırsızı, şerrin şeytanı
Zehrin sızdırıyor göllerimize…

*

ALLAH ahlâkıyla Âl-i Ehl-i Beyt
Muhammedî Aşk Kemâli Ehl-i Beyt
Celâl içre can Cemâli Ehl-i Beyt
Tevhidin menbağı dillerimize…

*

Selâm soytarıya, ehline Es Selâm
Şe’en Şafağında “Kün!” Kaf-ı kelâm
Uzatma İhvâni’m sözü vesselâm
Zuhur zevki zula zillerimize…


23.06.1995 12:43

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:28
gönderen Hakan
ZEVK 1126

İhlâs ile teslim ol ki ittikayla istikamet
Senle Kur’ân - Rasûlullah – RABB, salah-felaha kıyam et!
Beden –Nefis – Gönülle – Ruh, rüku’-sücûd-teşehhüdde
Ezelden ebede akan çağrıdır Ezan-ikamet…


26.06.1995 13:41

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:29
gönderen Hakan
ZEVK 1127

Âyet-Hikmet-Kudret-Vahdet, Üzme!-Üzülme!-Sev!-Sevil!
Dört Âlemin dört Tevhidi, RABB’ından önce kendin bil!
Deve Kuşu gibi başın kuma sokma Kul İhvâni!
Uyan artık aç gözünü, senden başkası kör değil!..


26.06.1995 13:51

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:32
gönderen Hakan
ZEVK 1128

Kör görmez-sağır duyamaz, bilemez nerden bilecek?
Sarhoş etti aşkın bizi, hâlimize el gülecek
Taşa tutarlar başımız, elsiz-ayaksız kalmışız
Gönül gözümüz yollarda, her “Ezan” selâm gelecek…


26.06.1995 14:07

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:34
gönderen Hakan
ZEVK 1129

Ezel-ebed bağsız bağım, öyle bağlıyım ki sana
Ben mihrab-Yâr mihman imiş, can içinde şu cihana
Sekiz köşe Kâbe-Tevhid, bilye gibi aşk, İhvâni
“Yok” ol git! “Var”ında var ol! Aşkın bahası bahana…


26.06.1995 14:13

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:36
gönderen Hakan
ZEVK 1130

Dört unsurundan cemâat, kâinât kusursuz Câmi
Harab olduğun Kalb=Mihrab, ruh-u Muhammed İmamı
Oku HAKK’ın Kitabını, “Kün fe yekün!” Hitabını
Yâ Selâm–Yâ Samed–Yâ HAKK–Yâ Hâlik–Yâ Hayy–Yâ Hâmi!..


26.06.1995 14:30

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:38
gönderen Hakan
ZEVK 1131

Düşdüm Sevdâ Sahrasına, aklım aşılmaz yollarda
İnsiz – cinsiz yapayalnız umudum-korkum yellerde
Özlem, Kerbelâ’nın Kumu, susuz-uykusuz hasretin
Ebâbil oldu bülbülüm, gül gurbet – gönül çöllerde…


26.06.1995 14:38

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:46
gönderen Hakan
BU GÜN…

Yürü garib gönlüm kalma arada
Ne gelen var – ne giden var burada
Leylâ’sın yâd eden erer murada
Aşk kısmeti nasib aşında Bu gün…

*

Hâl ehliyle hem-dem olan türabın
Erimle sırrına hâli harabın
Vedûd Vâdisinde içtim şarabın
Sarhoşum Aşk Dağın başında Bu gün…

*

Bir deli Dervişim bilmeme ki n’oldum
Saçlarım kar beyaz sarardım soldum
Eğildim büküldüm yay gibi oldum
Kömür gözlü Yâr’in Kaşında Bu gün…

*

Düşmeyen bilemez aşkın zârine
Bakanlar deli olur Dost Didârına
Bâtınım gark olmuş Yâr’in Nârine
Zâhirim zemheri kışında Bu gün…

*

Aşılmaz Kaf Dağın aşıyor aklım
Çilesin çiliyor coşuyor aklım
Umutsuz-uykusuz koşuyor aklım
Bir deli rüzgârın peşinde Bu gün…

*

Erittim varlığım sahile saldım
Damla derya oldu Ummana daldım
Aşk aldı aklımı karasız kaldım
Akla kul olanlar işinde Bu gün…

*

Ehl-i Beyt Âşığın aslı nesebi
Aşktır Âşıkların geliş sebebi
Dost’un adı daim demir leblebi
Tevhidi Dervişin dişinde Bu gün…

*

Hem zehir hem zemzem Âşığın dili
Ehline mâlümdür aşkın menzili
Giyinmiş kuşanmış alı yeşili
Bir yanar dağ kalbi döşünde Bu gün…

*

Âşık alır-verir Mâşuk nefesin
Arzdan Arşa çıkar salarsa sesin
Değmeyin İhvâni Sefil söylesin
Sevgilisin görmüş düşünde Bu gün…


28.06.1995 10:17

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:48
gönderen Hakan
12 İ

İyi dinle Hak sözüm
Aç kulağını gözüm
Dış için değil çözüm
İç dilediğin alır...



Merkezden muhite bak
Söksün sînende şafak
Câhile kâmil olmak
Hak yakar külü kalır...



Lâ ilâhe illâ Hu
Başı olmayan ilktir bu
İlim ilâhi duygu
İnsan ilimle bulur...



İman ile ibadet
İhlas ehline sâadet
Kulluk RABB’a itâet
İttikâ ile olur...



Muhammedî irfanı
“Kün fe yekün!” ikânı
İhvâni sır ihsanı
Eşhedü eyler ölür...


28.06.1995 12:03

Suya atılan taşın çıkardığı iç içe halikalar gibi düşün...
Merkezde sabit nokta ilk İ = İlk O
İlk O – İlim – İnsan – İman – İbadet – İhlas – İtaat – İttika – İrfan – İkân – İhsan – İllâ HU...

İkân : İyi ve yakînen bilmek. * Sağlam bir iş. * Yakin hasıl etmek ve edilmek suretiyle bilmek.

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:53
gönderen Hakan
İLE...

Hâli hazır şöhret hödük
Mal ahmağı aklı güdük
Katı kalbli dilli düdük
Âşık olunmaz laf ile...


Sana aşk oyunundan ne?
Ömür işin sonundan ne?
Kün fe yekün “Nun”undan ne?
Ne işin vardır “Kaf”ile...


Zerre-kürre Devranında
Canda Cânân Cevlanında
Hâl Ehli olan Hayranında
Seyran eyler saf ile...


Va’d-i vuslatta velîyiz
Erenlerin er eliyiz
Zincirin kırdık deliyiz
Yandık yanarız ah ile...


İster sessiz ister bağır
Çalış-çırpın HAKK’a çağır
Gönül kör-kulaklar sağır
Uyku ölüm-söz nâfile...


İki ata binmiş inemez
İnip Sır-At’a binemez
Güvenilmez-güvenemez
Elini vermez Kâmile...


Cehennem-cennet bir adım
Kırk yıldır Kâmil aradım
İhvâniyem HAKK muradım
Hizmet etmektir câhile...


28.06.1995 13:41

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:57
gönderen Hakan
TAŞLAMA...

Altın iken “pulum!” diyen
İpek değil “çulum!” diyen
“Ben kendime kulum!” diyen
Ahmağa taş atma İhvâni...

*

Atılan taş sana döner
Nefret; hayrı, şerre yöner
Aklı olana aşkı öner
Halka dalıp batma İhvâni...

*

Tevhid siler sîne pasın
Kemâlât hikmetin Has’ın
Cehâlet ibret aynasın
Hoş gör gitsin çatma İhvâni...

*

Üzme – Üzülüp de kırma
Sev – sevil kendin kayırma
Gübre – Gül’ü bil, ayırma
Zehre zemzem katma İhvâni...

*

Aşk ırak aktan-karadan
Hükmün yürütür Yaradan
HAKK’tan Halka! Çık aradan!
Aşkı alıp - satma İhvâni...

*

HAKK her an bazar açıyor
Seven sevdiğin seçiyor
Gün değil ömür geçiyor
Yan gelip yatma İhvâni...

*

Ele değil sana sözüm
Elinde esir mi özüm?
Uyan gayrı iki gözüm
Eyleme - etme İhvâni...

*

İtiraz var rızan hiç yok
Şükrün az, şikayet pek çok
İster aç gez, istersen tok
Haramı yutma İhvâni...

*

Gündüz bulup gece yeme
Bir de oruçluyum deme
Almadınsa nefsi geme
Yolunu tutma İhvâni...

*

Bir dağ başı bul-git otur
HAKK’a HAKK’ı HAKK’la götür
“Heplik”le git, “Hiçlik” getir
Karga gibi ötme İhvâni...

*

Fark eyle esiri-hürü
Özünde Hak bul özgürü
Gün be gün ileri yürü
Geriye gitme İhvâni...

*

HAKK’la aşkın atağında
Aşk uyutmaz yatağında
Eşya – Olay batağında
Kaybolup yitme İhvâni...

*

Hemen Tevhid kisb ü kârın
“Ben Bilyesi” elde varın
Sekiz köşe değil zarın
Ütülme – ütme İhvâni...

*

Cihanın cennet canısın
Bu âlemin yabanısın
Sen ki Hikmet Çobanısın
Cehlini gütme İhvâni...

*

Her hâlde aşk varsa serde
Tevhid her zaman-her yerde
Korun- közün- külün nerde?
Yanmadan tütme İhvâni...


28.06.1995 13:58

Çul : Değersiz giysi.
Kisb ü kâr : Kazanç, iş güç.
Zar : Tavla oyununda atılan âlet.
Cehl : Câhillik, bilmemezlik, ilimden mahrum olmaklık, nâdanlık, tecrübesizlik, gençlik..

Odun – Kor – Kül – Duman...
Buz – Su – buhar – Bulut...

Gönderilme zamanı: 15 May 2009, 08:59
gönderen Hakan
BANA...

Ben de herkes gibi keşke
Düşmeseydim deli aşka
Söz etmek–Yaşamak başka
Aman Bana!.. Aman Bana!..

*

Kaf Dağını sele verdim
Saza döktüm tele verdim
Aşk Harmanım yele verdim
Saman Bana!.. Saman Bana!..

*

Âşığım Yâr’im anarım
Canım nârına banarım
Cânân uğruna yanarım
Duman Bana!.. Duman Bana!..

*

El etsem aşka gelmeze
Gözün perdesin silmeze
Neşe, kendini bilmeze
Güman Bana!.. Güman Bana!..

*

Himmet-Şefâat-Hidayet
Ben garibim gönül gayret
Kul İhvâni’m sana hayret
Heman Bana!.. Heman Bana!..


29.06.1995 12:30

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:15
gönderen Hakan
ÂŞIK…

HAKK’la ahdini bozamaz
Sever-Sevilir yozamaz
Üzülmez-asla üzemez
Can=Cennettir, kıymaz Âşık..

*
Kalbi ALLAH! ALLAH! Atar
Hilm ile HAKK Yolun tutar
Öfkesin-gazabın yutar
Hakka basar kaymaz Âşık..

*

Bekler Sırrın Sabahını
Ağlar Arşa atar ahını
Hiç unutmaz günahını
Sevabını saymaz Âşık..

*

Kendi özüne dönüktür
Bağrı yanıktır göynüktür
Şöhret-şehveti sönüktür
Hevâsına uymaz Âşık..

*

Hak bilip sabah-akşamı
Fark edip neşeyi-gamı
Terk et İhvâni’m haramı
Yalan sözü duymaz Âşık..


29.06.1995 13:40

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:21
gönderen Hakan
KALDIM…

Sırat sırtına oturdum
Bildim… Bildiğim bitirdim
Kendimde kendim yitirdim
Gel!.. Cuma’sız Cem’siz kaldım!..

*

Tevhid Tezgâh, aşkım ırdım
HAKK’ın Sırrın Halka sırdım
Zevkinden zincirim kırdım
Aşk Kır Atı gem’siz kaldım!..

*

Sevdâ Serabın özledim
Hâl-i harabın özledim
Aşkın şarabın özledim
Dem bu demde demsiz kaldım!..

*

Cevr-i Cihan “çile”m bitti
Yâr yüzüğü “ile”m bitti
Parmak gibi “bile”m bitti
Hâl ehliyle hem’siz kaldım!..

*

Ben dolusu-Ben boşuyum
Ayığıyım - sarhoşuyum
Kaf dağın Anka kuşuyum
Acıktım Yâr! Yem’siz kaldım!..

*

İhvâni’yem söz bilmezem
Kabuk bilmez öz bilmezem
Görür gönül göz bilmezem
Zem-zem zevki.. “Zem!”siz kaldım!..


29.06.1995 17:43
Lârâ..


Irmak : Anadolu’muzda köy yerinde halı kilimi ıstar denilen tezgâha eriş-arkaç ve düşey ipleri yerleştirip dokunacak hâle getirmek.

Zem : Dur! Demek.

Zemzem : Çok mübarek bir su. * Kâbe-i Mükerreme'nin yanındaki maruf kuyu. (Süryanicede Zem: Dur, gitme mânasınadır. Vaktiyle Hz. Hacer, oğlu İsmail'in (A.S.) ayağı altından su çıkıp aktığını veya bu kuyunun çok çok akmağa başladığını görünce, "zem zem" diye söylemesi ile kuyunun akması kesilmiş ve bu vecihle kuyu bu ismi almıştır.) *Kelimenin lügat manası: Yavaş yavaş teganni ve terennüm eylemek, hafif ve yavaş yavaş türkü söylemek. * Çok bol.

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:24
gönderen Hakan
ZEVK 1132

“O Semî’dir Âlimdir” “ALLAH sana yeter” inan
Dökülsün mushafa kanın Osman Zinnüreyin gibi
Kerbelâ kessin ki kalbin, tertemiz eylesin Rahmân!
Gövdeni gönlünden çıkar, başsız kal Huseyin gibi..


29.06.1995 13:58

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:26
gönderen Hakan
ZEVK 1133

Kâbe’yi yapan İbrahim, duacısı İsmail’dir
Dört düşünde birin konuş, Aklın tercümanı “Dil”dir
Söz gümüş-sükut altınmış, Halka HAKK’ın hâlin bildir
Kur’ân seni okur ise bahtiyârsın Kul İhvâni!..


29.06.1995 14:04

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:31
gönderen Hakan
…. MİŞLER!..

Uyanık uykular gibi
Derunî duygular gibi
Aka aka sular gibi
Dervişler Bize gelmişler…

*

Görmez Bizi perdeliler
Yakîn bilir bürdeliler
Zincir kıran zırdeliler
Zevkin zârını delmişler…

*

Derdi divâne Dervişler
Kâmile gönül vermişler
Gönülde rüşde ermişler
RABB’ın Rızasın bilmişler…

*

Ezel-ebed Tevhid Dini
Arıtıp Gönül Evini
Dört âlemin Tevhidini
Dillerin dörde dilmişler…

*

Hem-demi olup Haslar Hasın
Muhabbetinde Mevlâ’sın
“CAN” denen Cemâl Aynasın
Ağyâr pasını silmişler…

*

Beden-Nefis örülmüşler
Gönülde Ruh görülmüşler
“BEN”den geçip dirilmişler
Ölmeden önce ölmüşler…

*

Külhânî kavuğu gibi
Kuluçka tavuğu gibi
Kırk dergâh koğuğu gibi
Hâlime bakıp gülmüşler…

*

Tecellîde gelmiş-geçmiş
HAKK’ın HAYY Bâdesin içmiş
Akıllılar aklı seçmiş
Âşıklar “AŞK”ı almışlar…

*
Haindir hile olanlar
Ayrılır “ile” olanlar
Yâr ile “bile” olanlar
Çile Sazını çalmışlar…

*
Boşaltıp Beden Borusun
Sormuşlar Sırat Sorusun
RABB’ım sırların korusun
Dost Deryasına dalmışlar…

*

Subhân Sâki Meyhânede
Herkes sarhoş bu Hânede
Ahu gibi Virânede
Ayrılıp tenha kalmışlar…

*

Ölüm olmaz Eren Er’e
Halkta HAKK’ı görenlere
Kendisin yatırıp yere
Secdesiz namaz kılmışlar…

*

Dünde-Bu günde-Yarında
Yandık Yâr’in Diyârında
Yok olup “VAR”ın Varında
Seyrin sevdâya salmışlar…

*

Dervişlerin külüdür AŞK
Tevhidin tek Gülüdür AŞK
Aklın tekemmülüdür AŞK
AŞK olsun Âşık olmuşlar…

*

Cevlan cevlinden coş alıp
HAKK’ta olmaktan hoş alıp
ALLAH Aşkıyla boşalıp
ALLAH Aşkıyla dolmuşlar…

*

Lütf ü Likâ’da haz ehli
Seyran seyrinde saz ehli
Niyaz içinde naz ehli
Bilmeyen bilmez n’olmuşlar…

*

Beyaz alevle saçları
Tutuşmuş!.. Aşkmış suçları
Yedi rengin son uçları
Aks edip aşka, solmuşlar…

*

Şerr şüphesin ayırmışlar
Her dem hakkı gayırmışlar
Sîne Sırrı’ın sıyırmışlar
Benlik bağların yolmuşlar…

*

Uyanan bir kâmil bulur
Diz çöker dergâha gelir
Kendin bilen RABB’ın bilir
Âşıklar HAKK’ı bulmuşlar..

*

Kul İhvâni, FURKÂN ALLAH
DAİM-DEYYÂN SUBHÂN ALLAH
Dervişler Huu!.. SULTÂN ALLAH
Bezm-i Elest’te “KUL” muşlar…


06.07.1995 14:30


Bürdeliler : Sırlarına başka elbise giydirip gizleyen Hak Dostları

Külhânî : f. Serseri, çapkın, âvâre.

Derunî : f. Gönülden, içten.

Koğuğu : Kovuşmuşu, reddedilmişi..

Ahu : Dag ceylanı..

Tenha : ıssız, bomboş, hâlî..

Secdesiz namaz : Cenaze namazı

Gayırmışlar : Arka çıkmışlar, yardımcısı olmuşlar.

FURKAN : Hak ile bâtılı birbirinden ayıran. İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı farkedip ayıran.

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:34
gönderen Hakan
DOST! DOST!..

“Var Oluş Sırrı”nı bulanlar gelsin
Boşalıp “BİRR” ile dolanlar gelsin
Hâl ehliyle hem-dem olanlar gelsin
Açtım Ak Denize bazarım Dost Dost!..

*
Damlayım deryada biter mi ömrüm
Rıza Rüzgârına tutulmuş gönlüm
Ben kendimi bildim-RABB’ımı gördüm
Naz-Niyazda Yâr’e nazarım Dost Dost!..

*

Çıplak geldim-çıplak gideceğim Dost
Üryanım giyinip nideceğim Dost
Dostlara armağan edeceğim Dost
Aşkını yaşayıp yazarım Dost Dost!..

*

Ben Sende-Sen Bende gibi Dilberim
İkimiz bir tende gibi Dilberim
Benim canım Sende gibi Dilberim
Ben de bu “Benlik”ten bîzarım Dost Dost!..

*

Adım Latif Ekrem, tüldü İhvâni
Bir zaman ağladı - güldü İhvâni
Derlerse gurbette öldü İhvâni
Ak Denize kazın mezarım Dost Dost!..


10.07.1995 19:45


BİRR : Temizlik. * Günahtan çekinmek. * Takvâ. * İn'âm ve ihsan etme. * Amel-i sâlih, iyi amel. * Koyunu sevketmek. * Gönül, kalb

Hem-dem : f. Canciğer arkadaş.

Bîzar : f. Bıkmış, usanmış, fütur getirmiş.* Bezginlik.

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:35
gönderen Hakan
ZEVK 1134

Sen mi daha çok delisin, ben mi daha çok Ak Deniz?
Başın ak alevli dalga, nerede solmuş bed beniz
Coş-köpür-savrul sahile, İhvâni’me derdin anlat!
Hem-dem olalım bu gece, kim avutur Beni Sensiz…


10.07.1995 21:57

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:37
gönderen Hakan
ZEVK 1135

Aklım yok ettin Ey şeyhim! Kimdir Said - kimdir Şâki
Müşterisi çok meyhâne, her an şe’en sunan Sâki
Adım adım aşkla yürü, Rasûl izinden İhvâni!
Sonu başında Tevhidin, HAKK’ta fâni - HAKK’la Bâki


13.07.1995 14:37


Said : (Sa'd. dan) Saadetli. Allah (C.C.) kendisini sevmiş. O'nun rızasına ermiş olan. Ahireti için çalışan kimse. Mes'ud. Mübarek. Bahtiyar.

Şâki : (Şekavet. den) Haydut. Yol kesen. Haylaz. * Her çeşit günahı işleyebilen.

Sâki : (Saky. dan) Sulayan, içecek su veren, sucu. * Kadeh sunan. İçki sunan.SAKİ' : Kırağı, şebnem, çiğ.

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:41
gönderen Hakan
DERVİŞİM…

Yolcu olmadın yolsuzluktan
Vaz geçemedin “Buz”luktan
Öleceksin susuzluktan
Eriyen akar Dervişim!...

*

Aşk Can evinden yakarsa
Benliğin erir akarsa
Kör HAKK’a nasıl bakarsa
HAKK da öyle bakar Dervişim!...

*

Bir soğuk - Bir de soysuza
Muhtaç olma hama – yoza
Acı –Tatlı – Ekşi –Tuza
Başına kakar Dervişim!...

*

Bilip – bulup – gösterenler
Sırrı sel-sebil serenler
Ehl-i Beyt Elli Erenler
Gönle aşk eker Dervişim!...

*

Bir gömlektir şöhret şanın
Malın mülkün tatlı canın
Sabır Devesin kervanın
Tevhidin çeker Dervişim!...

*

Âşık Nefesi HAYY gerek
Sînesi delik Nay gerek
Gönül güneş – yüz Ay gerek
Tatlı dil şeker Dervişim!...

*

Âşık olan düşer zâre
“Olur! Olmaz!”dan avâre
Şükrü-şikayeti Yâr’e
Göz yaşı döker Dervişim!...

*
Âşıklar çile Celâl’e
Vechin dönünce Cemâl’e
Aşk ulaşınca kemâle
Omuzlar çöker Dervişim!...

*
Cevr-i Cihanda çelebi
Çark-ı Çilenin sebebi
AŞK denen demir leblebi
Dişlerin söker Dervişim!...

*

Hak Aşkın içti İhvâni
Bedelin biçti İhvâni
Duyarsan göçtü İhvâni
Toprak aşk kokar Dervişim!...


13.07.1995 14:06
Lârâ Shl..


Sel-sebil : Cennet'te bir çeşme veya ırmak. * Mc: Tatlı, lâtif, leziz su.

Nay : Ney. İçi boşalmış 7 delikli kaval gibi dilli düdük Neyzen ustası elinde!!.

Zâr : Keder, mihnet, sıkıntı.

Avâre : f. Başıboş, serseri, boş gezen. İşsiz güçsüz.

Çelebi : Efendi, kibar kimse. * Mevlâna postnişinine verilen ünvan. * Çelebi, Sultan Mehmed devrine kadar padişah oğullarına verilen ünvan idi. * Mevlânâ soyundan gelenlerle, mevlevilerin büyüklerine verilen ünvan.

Gönderilme zamanı: 16 May 2009, 15:44
gönderen Hakan
İHVÂNİ…

Âşıklar Mâşuğun anar
Aşk acısın canın banar
Alev alev yalnız yanar
Aşkın alında İhvâni…

*

Sevilen, seven sözüdür
Gördüğü gönül gözüdür
Bin bir çiçeğin özüdür
Oğul balında İhvâni…

*

Balın yatağı petektir
Arı sırrında gerçektir
Açan bir garib çiçektir
Çalı dalında İhvâni…

*

Aramayan bulmaz-bilmez
Boş laf gönül pasın silmez
Söyleyemez-söze gelmez
Kendi hâlında İhvâni…

*

Çoluk-çocuk çileler çok
Sabra şükür gönlümüz tok
Gelir-geçer gözümüz tok
Dünya malında İhvâni…

*
Buz üstünde yazımız var
Çile çalar sazımız var
Niyazımız nazımız var
Sır-At nalında İhvâni…

*
Aşk, akılın tekemmülü
Yok oluşun kalan külü
Sanma Aslı-Kerem külü
Sevdâ salında İhvâni…

*

Akıl için aşkın ağı
Avlak yeri Tevhid Dağı
Boynumuzun bağsız bağı
Eren elinde İhvâni…

*

HAKK, benlik Zincirin yolsun
Boşalt için HAKK’la dolsun
Bir damla göz yaşın olsun
Aşkın selinde İhvâni…

*

Beden de Rahmân Nefesi
Benliğin Şe’en Neşesi
Akıl mızrabın aşk sesi
Sazın telinde İhvâni…

*

Kalbî Kur’ân’a uyalım
Gönül kirini yuyalım
İnle sesini duyalım
Seher yelinde İhvâni…

*
Her tohumun ekeni olur
Çektirenin çekeni olur
Dost’un çile dikeni olur
Gönül Gülünde İhvâni…

*

Âşıklara eş bulunmaz
Bir daha güneş bulunmaz
Arama ateş bulunmaz
Aklın külünde İhvâni…

*

Aşk örtüsün bürünürüz
Sular gibi sürünürüz
Türlü türlü görünürüz
Tevhid Tülünde İhvâni…

*

Soyunmak sırrın kemâli
Üryân olmak gönül hâli
Taşa tutmayın sahili
Çile Çölünde İhvâni…


14.07.1995 01:17
Lârâ Shl..


Mâşuk : Ma’şuk. Aşk ile sevilen, sevgili.

Hâl : Durum, vaziyet. Görünüş. Tavır. Suret. Keyfiyet. * Cezbe. * Dert, keder, elem. * Mecâl. Kuvvet.

Tekemmül : Olgunlaşmak. Kemâle doğru gitmek.

Sal : Mezara ölü taşınan salaca.

Mızrab : (C.: Medârib) Saz zahmesi. (Onunla saz çalarlar).

Üryân : Uryan. Çıplak.