3. sayfa (Toplam 12 sayfa)

Gönderilme zamanı: 10 May 2009, 23:30
gönderen Hakan
ZEVK 1105

Merkebim hoş – mezhebim hoş, meftun olmuşem Mevlâ’ya
Sîne sahrasında Serhoş serim salmışem Mevlâ’ya
Maksad-ı Mevlâ muhabbet… mânâ : Muhammedî Maya
Zaman-mekan Can Cünbüşü, O değil – O’nda olmaya..


23.11.1994 08:09 dr..

Merkeb: Binek, eşek. Beden.

Mezheb : Gidilen yol. İzlenen İmamın yolu.



Gönderilme zamanı: 10 May 2009, 23:31
gönderen Hakan
ZEVK 1106

Esmânın kemâlin izhar için Vücûd buldu eşyâ
“Olan”la ülfet et âşık! İtiraz rızaya engel
Şerden kaçın hayır dile, amelde akıldır maya
RUH, bineğin yemin yemez, aynı ahıra bağlama gel!!!


23.11.1994 10:56 dr..

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “ Kim ki Hayr bulursa ALLAH’a hamd etsin. Onun gayrını bulan kimse dahi ancak nefsini kınasın!” buyurmuştur.

Gönderilme zamanı: 10 May 2009, 23:33
gönderen Hakan
HUU DOST!..

Aşk Dağında çile çiçek
Gönüller gözüyle gerçek
Akıl Arı Beyin petek
Selsebil bilin ballarım…

*

Zuhur zevkin tac eyledim
Çiçekte mi’rac eyledim
Meyve oldum hac eyledim
Eğdi başını dallarım…

*

Kendimi aldım elime
Sırrım sordum Güzelime
Harfsiz-hecesiz kelime
Söze ne hacet! hâllarım…

*

Toprak-ot-hayvan göründüm
İnsan elinde derildim
Öldüm öldüm de dirildim
Sevdâ seyrinde sallarım…

*

Yâr yüzünden sızım ağrım
Tanbur gibi inler bağrım
Naz-niyazda Yâr’e çağrım
Sarar semâyı ellerim…

*

Devr eylerem Devranında
Seyranım hoş Cevlanında
Hayret ettim Hayranında
Dost’a duada dillerim…

*

Sırr Sahnesinde gerçeğim
Hikmet-İbret göreceğim
Çalar-oynarım köçeğim
Zuhurat zevki zillerim…

*

“Ben” denilen Tevhid Bohçam
Bin bir perde altın - akçam
Harab oldu bağım - bahçam
Soldu genç iken güllerim…

*

Aşk kesti aklım inandı
Canın attı Yâr’in andı
Vahdet Tandırında yandı
Arşa savruldu küllerim…

*

Yâr’de Yâr’i özlemeye
İzni ile izlemeye
Benden beni gizlemeye
İhvâni’m “Zevk”le tüllerim…


28.11.1994 13:03

Gönderilme zamanı: 10 May 2009, 23:35
gönderen Hakan
BU GÜN…

Yâr’in yâd eli eyledi
Sırrımız beli eyledi
Dervişim deli eyledi
Aşkı baştan atsam bu gün…

*

Gördüğüm HAKK arı-duru
Halk olanlar HAKK’ın nûru
Dört âlemi dört unsuru
Birbirine katsam bu gün…

*

Benlik-Perde, Aşk Bozarı
Bahasız Yâr’in nazarı
Bura Bahâne Bazarı
Varım “Var”a satsam bu gün…

*
Murad-Emir kaygusuna
Umuduna duygusuna
Uyanıklık uykusuna
Âriflerle yatsam bu gün…

*

Halk olan HAKK’ın nefesi
Her şeyi - hemi herkesi
Savrulsa sînemin sesi
Bülbül gibi ötsem bu gün…

*

Yâr’im ile yalnız kalıp
Gönlümü seyrine salıp
Garib başım şöyle alıp
Karlı dağa gitsem bu gün…

*

Yaratana yaban nefsim
Can evinde çıban nefsim
Olup sana çoban nefsim
Uğrun uğrun tütsem bu gün…

*

Deli dağla neşem – tasam
Buzum, buharda kaynasam
Ben, “BEN” le oyun oynasam
Benliğimi ütsem bu gün…

*

Var mıdır, “VAR” ın İhvâni?
Namusun - arın İhvâni?
Geç olur yarın İhvâni
Dost’a sözüm tutsam bu gün…


29.11.1994 14:07

Gönderilme zamanı: 10 May 2009, 23:36
gönderen Hakan
ZEVK 1107

Can Evinde misafir kim? Ey yolcu var mı haberin?
Yâr’e mi, Yılana mı yuva?… Kimden kaynağı kederin
Âlime arz oldu Âlem! Âdem, âlim değilse Adem
Ârif-i Billah kalbinde doğ ki, değişsin kaderin..


30.11.1994 08:43 dr..

Gönderilme zamanı: 10 May 2009, 23:38
gönderen Hakan
ZEVK 1108

İnsan-ı Kâmilin kalbi, “Fass-ı Hatem”in mahalli
Feyz-i Mukaddes-i Akdes, Ahmed’den AHAD’a salli
Esmânın ahkâmı Şe’en, asârı Âlem İhvâni!
El Hâdî’den hidayeti, El Mudill’den eyler dalli…


30.11.1994 11:18 dr..


Fass-ı Hatem : Mührün açılışı…İlâhi Tecellî..

Ahkâm : Taşıdığı hükümler (murad)

Asâr : Emrin sonucu eserler..

Gönderilme zamanı: 10 May 2009, 23:39
gönderen Hakan
ZEVK 1109

Atı yemledik İhvâni, dört bir yana kıç atıyor
Aç-susuz kalmış süvari, ahırda mahpus yatıyor
Ahırın üstünde Saray! “Al-getir Dost mihmanımız!”
At’a et – Şah’a ot olmaz!.. Sünnetullah “Sırr” satıyor…


30.11.1994 12:57 dr..

Gönderilme zamanı: 10 May 2009, 23:41
gönderen Hakan
GEL GÖNÜL…

Âşık anlar hâlimizi
Bilmeyen bilemez bizi
Kesecekler dilimizi
Kaçalım gönlüm kaçalım

*
Cevr-i Cihan canım sıktı
Çark-ı çile evim yıktı
Aklım bu bazardan bıktı
Gel aşka kanat açalım

*

Aşk rüzgârıdır Rûzumuz
Kurtlandı Akıl Tuzumuz
Bulut-Buhar-Su-Buzumuz
Âleme rahmet saçalım

*

Yedi kat yerisin sen göksün
Gözlerin yıldızlar döksün
Seher gelsin şafak söksün
Gece geçidin geçelim…

*

HAKK söyler sözün tellerden
Kokla kokusun yellerden
Kovulmadan bu ellerden
Yâr’in köyüne göçelim…

*

Latif Ekrem ezelinden
Güzellerin Güzelinden
Can Muhammedin elinden
Vahdet bâdesin içelim…

*

Kul İhvâni esrâr içip
Ehl-i Beyt bâdesin seçip
Korku uçurumun geçip
Umut ufkuna uçalım…


02.12.1994 14:29 dr..

Gönderilme zamanı: 10 May 2009, 23:43
gönderen Hakan
GÖNLÜM…

Kaf Dağı Anka yuvasın
Mecnun’un mahcub Leylâ’sın
Başımıza Aşk Belâsın
Aldı gönlüm aldı gönlüm…

*

Deli bülbül düştü derde
Çileler çiler seherde
Bin bir dilde perde perde
Çaldı gönlüm çaldı gönlüm…

*

Can Cânân için Cihana
Geldiği aşka bahana
Uçsuz-bucaksız ummana
Daldı gönlüm daldı gönlüm…

*

Yanan “ateş” – esen “yel”de
Tozan “toprak” akan “sel”de
Şöyle garib gurbet elde
Kaldı gönlüm kaldı gönlüm…

*

Aşk için girdik bu hana
Aşkın bahası bahana
Seyrini Zât-ı Subhân’a
Saldı gönlüm saldı gönlüm…

*

Çırılçıplak oldum üryan
Rızasın lutf etti Rahmân
Mihrab-ı Meryem’e mihman
Oldu gönlüm oldu gönlüm…

*

Zevke mazhar Zekeriyya
Âşığa armağan Yahya
İsa İbni Meryem Haya
Doldu gönlüm doldu gönlüm…

*

Cümlesi Can Dost, Dost Dağın
Âşıktır avı Aşk Ağın
Bağsız bağlı cümle bağın
Yoldu gönlüm yoldu gönlüm…

*

Gel!.. Divâneler Dilberi
Gelemezem sen gel beri
Göz yaşı ile mermeri
Deldi gönlüm deldi gönlüm…

*

Kalbim Kâbe tapısına
Kara Taş’tır yapısına
İbrahim’in kapısına
Geldi gönlüm geldi gönlüm…

*

Cânân Cem’i can Camı’nda
Can cenaze encâmında
Dost İbrahim Makamında
Kıldı gönlüm kıldı gönlüm…

*

Kâr ü Belâ yakışından
Gözüm yaşın akışından
Ehl-i Beyt’i bakışından
Bildi gönlüm bildi gönlüm…

*

Bilinmez bilmecesiyle
Aynam gaflet gecesiyle
Ahmed’in “Mim” hecesiyle
Sildi gönlüm sildi gönlüm…

*

Âşıklar ezel-ebedi
Halka HAKK’ın Aşk Mâbedi
Hakikat-ı Muhammed’i
Buldu gönlüm buldu gönlüm…

*

İhvâni’m Yâr’in andı da
Nâr ü nûruna yandı da
Ağlar iken uyandı da
Güldü gönlüm güldü gönlüm…


02.12.1994 15:48 dr..


Encâm : Son, nihayet, netice.

Ahad : Bilinemezlikte tek olan.

Ahmed : Lâzım ve lâyıkınca hamd eden. Ahad’ın tek mazharı..

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 19:37
gönderen Hakan
LEYL’M…

Gönlüm Emrin-Muradını
Tanıdı Tevhid tadını
Gece gündüz Yâr adını
Anıyor Leylâ’m anıyor…

*

Gözüm yaşı Şah Şehrine
Naz-niyazım Nil Nehrine
Başımı birlik bahrine
Banıyor Leylâ’m banıyor…

*

Nûr-u Muhammed karası
Kâr ü Belânın arası
Yürekte Yâr’in yarası
Kanıyor Leylâ’m kanıyor…

*

Gönlüm çiçekler alına
Arıdır gerçek balına
Mecnun Muhabbet dalına
Konuyor Leylâ’m konuyor…

*

İhvâni’m Mecnun-Leylâ’yım
“Elest ü Kâlu Belâ!” yım
Sarhoşum sâfi sevdâyım
Sunuyor Leylâ’m sunuyor…


02.12.1994 17:48 dr..

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 19:38
gönderen Hakan
ZEVK 1110

Ârif için her bir zuhur, bir esmânın kemâlidir
Bak nazar-ı hakikatle, mazhar Yâr’in Cemâlidir.
Zıtların zevkinde sözsüz, soyunsun kisvesin huruf
“Zât”a, Sıfat-Esmâ bürgü… Öz bir… Türlü türlü zuruf…


06.12.1994 09:40 dr..


Huruf : harfler.

Zuruf : zarflar.

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 19:40
gönderen Hakan
DİYE…

Çile çölü bizim Mecnun-Leylâ’mız
Duyana Dost Sözü sevdâ salâmız
Elest Meclisinden Kâlu Belâ’mız
Alnımıza Âşık yazılsın diye…

*

Seven sevilendir, Muhabbet minnet
Kendini bilmektir farz olan sünnet
Cehalet cehennem – kemâlât cennet
Ölmeden öl!.. kabrin kazılsın diye…

*

Deli oldum derdinden nettim-neyledim
Esti Yâr’in Yeli esrâr söyledim
Sîne Sahram, Cennet Bağı eyledim
Gurbette gönlümüz gezilsin diye…


*

Âşık biz sevdâya saldık serimiz
Erenler Meydanı oldu yerimiz
Dost Nesimî gibi aşkta derimiz
Tevhid Bıçağıyla yüzülsün diye…

*

Kul İhvâni Sefil kendini tanı
Ara-bul Cihanda Kâmil İnsanı
Mihman olsun gönle aşkın Sultanı
Özümüz tülbentten süzülsün diye…


06.12.1994 21:20


Salâ : Hakka ve hayra çağrı.

Minnet : İyiliğe karşı duyulan şükür hissi. * Birisine iyilik etmek. *

Sünnet : Kanun, yol, âdet. * Siret-i hasene. * Ist: Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm'ın sözü, emri, hal ve takriri. Müslümanların ittibâında ve dinlemesinde maddî ve manevî pek çok fazilet bulunan, tatbikinde mühim sevablar, terkinde mühim zararlar bulunan İslâmî emirler. Sünnet'e Farz-ı Nebevî de denir

Tülbent : İnce bez süzgeç.

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 19:43
gönderen Hakan
MEDİNE’NİN GÜLLERİNE…

Sefil Sazım sevdâ çaldı
Deli gönlüm derde daldı
Altı rengim hasret kaldı
Medine’nin allarına…

*

Âşıkların aşk arısı
Uhud Dağında yarısı
Benzesin benzim sarısı
Medine’nin ballarına…

*

Destur deyip divan dursam
Başım eşiğine vursam
Bülbül gibi yuva kursam
Medine’nin dallarına…

*

Benlik derdin baştan atsam
Dileyene beleş satsam
Ben de garib hâlim katsam
Medine’nin hâllarına…

*
Bitse bahar, rengim solsa
Boşalsa bağrım aşk dolsa
Gözüm yaşı yoldaş olsa
Medine’nin sellerine…

*

Terk etsem olgunu-hamı
Unutsam neşeyi-gamı
Yüklesem Dost’a duamı
Medine’nin yellerine…

*

Başım kabak – yalın ayak
Yolcu olayım ağlayarak
Meded RABB’ım! Söksün şafak
Medine’nin yollarına…

*

Aşk elinden pür neşeyim
Gönül nârımda pişeyim
Kerbelâ üstü düşeyim
Medine’nin çöllerine…

*
Gözüm nûrum Fatma Anam
El eyle nûruna kanam
Baka baka bende yanam
Medine’nin güllerine…

*

Hak Muhammed’dir muradım
Aşkın yaşattı Dost şâdım
Bürünsün İhvâni adım
Medine’nin tüllerine…


12.03.1995 22:20
11 Rmzn…


Benzim : yüzüm, çehrem..

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 19:45
gönderen Hakan
ÇIRAGÖZ…

Âşık aşkı bulmuş nider Efendim
Yol bulmuş Yâr’ine gider Efendim
Celâlinden ikram eder Efendim
Cemâl Çiçegini açar Çıragöz…

*

İnsan oğlu muhtaç aşk güneşine
Var mıdır rastlayan aşkın eşine
Gölge gibi ecel düşmüş peşine
Biri kovar biri kaçar Çıragöz…

*

Sevenler sevdâsın sarar serine
Serer derisini meydan yerine
Âşık ulaşınca aşk seherine
Sînesin Suyunu saçar Çıragöz…

*

Meftunu olmuşuz biz HAKK Habibi’n
Erilmez sırrına gönlü garibin
Bu âlemde herkes bulur tabibin
Âşıklar çâresiz nâçar Çıragöz…

*

Bastı yine sevdâ uçtu kararım
Tevhid Tarağıyla zevkler tararım
“Olan, HAKK’tan!” diyen Âşık ararım
Geçmeyen gün olmaz geçer Çıragöz…

*

İki ata binilmez Aşk Seferinde
Tevhid başın tacı Eren Erinde
İşte Mahşer-i Aşk her şey yerinde
Sevilen sevenin seçer Çıragöz…

*

Sıyır at gözünden Sırr Serabını
Tanır elbet RABB’ı Hâl Harabını
Âşık Muhabbette Aşk Şarabını
Muhammed Elinden içer Çıragöz…

*

Vüsul usul ile, yollar yolunca
Yâr zehri zemzemdir sevdâ olunca
Nefse güven olmaz fırsat bulunca
Tevhidin ikiye biçer Çıragöz…

*

Ezel-Ebed aşktır, HAKK’ın Fermanı
Tevhid tekemmülü aşkın dermanı
Sanma kalır burda Ömür Kervanı
Bir gün yükün yükler göçer Çıragöz…

*

Âşık Kul İhvâni aşktan ağrımız
Yanar Yâr aşkıyla garib bağrımız
Essalâ Âşıklar!... aşka çağrımız
Aşk Dalına konan uçar Çıragöz…


03.03.1995 10:44
Rmzn 1. byrm…


Antalya’dan Hasan Çıragöz kardeşe esinti…

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 19:47
gönderen Hakan
HU DOST…

Kaf Dağında Anka Kuşu
Yâr ile kalbin vuruşu
Aşk ü Cezbe Sıdk ü Huşû
Erenler Eli Erdedir…

*

Bu âlem Âdem Harmanı
Ekip – biçilmek fermanı
Sağlara sorma dermanı
Ölenin kahrı derdedir…

*

Bu bir hayal bu bir oyun
Aşka sarıl sırrın soyun
Ayni şeydir kurtla koyun
Zıtların zevki nerdedir?..

*

Dost!.. Âşığım aşk söylerim
“Aşka gelin Dostlar!” derim
Âşıkların RABB’ı Kerim
Görünen, göze perdedir…

*

Âşık gibi avcı yoktur
Kaşı yay kirpiği oktur
İnsanların işi çoktur
Kul İhvâni “Sırr” serdedir…


04.03.1995 10:53
Rmzn 2. byrm…

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 19:48
gönderen Hakan
BU GÜN…

Geçti gitti Dostlar ömrüm
Neler oldu neler gördüm
Alevlendi deli gönlüm
Dört unsurum kardım bu gün…

*

Görene Gönül Güneşi
Zâhirdir Bâtının eşi
İnsan istemez ateşi
Nârı nûra sardım bu gün…

*

Yolcu yol-menzil erdi mi
Yâr, yola yoldaş verdi mi
Kimse bilemez derdi mi
Neşter vurup yardım bu gün…

*

Gönül güzelim gizledim
Ehl-i Beyt izin izledim
Can Muhammed’ im özledim
Bir solukta vardım bu gün…

*

Aşkla avâre dolaştım
Hâl içinde hâle şaştım
Aşılmaz olanı aştım
Erenlere erdim bu gün…

*

Sinem suyun gözden saçtı
Aşk tahtına Tevhid taçtı
Gönül bahçem çiçek açtı
Hak Dostlara derdim bu gün…

*

HAKK rıza kılsın kastımı
Dost Dost’un etsin Dost’umu
Elimle yüzdüm postumu
Dört âleme gerdim bu gün…

*

Hak Âşıklardan biriyim
Erenlerin el kiriyim
Bu kervanın kıtmiriyim
Sağa-sola ürdüm bu gün…

*

Bulut bulut aşk ağmaya
Başladım aşkı ağmaya
Saldım esrârı yağmaya
Selsebildir verdim bu gün…

*

Bâde sundu Dost, Dost’una
Muhabbet meyin mestine
Seccâdem Sırat üstüne
Destur alıp serdim bu gün…

*

Kalb, “Kab”a sığmaz taşarım
Aşk ile Arşı aşarım
Girer içine yaşarım
Gözüm yaşı yurdum bu gün…

*

Yâd el değil Dostlar görsün
Damla damla yüzüm süsün
Kâbe’ye özüm örtüsün
İlmek ilmek ördüm bu gün…

*

Kalbe kıble her yan imiş
Yanmış yürek püryan imiş
Meğer Mevlâm üryan imiş
Ayân – beyân gördüm bu gün…

*

Aşkla şaştım düştüm zâre
Zerre zerre pâre pâre
Halvet içre nazlı Yâr’e
Sorulmazı sordum bu gün…


*

Kul İhvâni aşkta adım
Hemen Tevhid damak tadım
Tevhidin özün yaşadım
Hem koyun hem kurdum bu gün…


04.03.1995 11:37
Rmzn 2. byrm…

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 21:22
gönderen Hakan
ÂŞIK…

Bayram oldu umutlara uyandık
Yâr’in Birlik Boyasına boyandık
Naz-Niyazda hasretine dayandık
Çekecek çileler var gibi Âşık…

*

Gerçi umudumu kesmem Yâr’imden
İnsanlar rahatsız ah ü zârimden
Bir sözüm var söyleyemem arımdan
Ateş Bohçasında kar gibi Âşık…

*

Bu doğum-ölüm ne? Bu fiğan-şenlik?
“Lâ Hüve İllâ Hu” seyrinde Senlik
Bana Benden Beni gizleyen” BEN”lik
Aynanın ardında Sırr gibi Âşık…

*

Zulmette zehr oldu kırk beş senemiz
Demir leblebisin gevdi çenemiz
Tûvâ Vâdisi’ne döndü sînemiz
“Lik┠da kalbimiz “Tûr” gibi Âşık…

*

İflah olmaz düşen aşk pençesine
Dermanın Dost eder derd neşesine
Kulak verin Kul İhvâni’m sesine
Ölüler dirilten “Sûr” gibi Âşık…


13.03.1995 16:12

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 21:23
gönderen Hakan
HU DOST!...

Şakısın Şahın şeydâsı
Gizli gönül bahçesinden
Lütf ü likânın Leylâ’sı
Mest olsun Mecnun sesinden…

*

Kafa Tası aştığımız
Kalb kazanı taştığmız
Dostlar böyle coştuğumuz
Üflenen Yâr nefesinden…

*

Sîretinden sûret soyduk
Aşkın İmamı’na uyduk
Tevhidin sesini duyduk
Kâbe’nin dört köşesinden…

*

Yaş kırk yedi geldim-geçtim
Aşk olmasa ben bir hiçtim
Dost Elinden bâde içtim
Ayrılamam neşesinden…

*

“Kul İhvâni Âşık!” dedim
Âşıklara aşk eyledim
Sîne Sazımla söyledim
Bezm-i Belâ Bestesinden…


15.03.1995 17:26

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 21:28
gönderen Hakan
DOST ALİ (kv)!…

Âşıkların ahı Ali
Şahin şahlar Şahı Ali
Aşkın sır sabahı Ali
Ehl-i Beyt’in Ali’si Dost!..

*

Naz-Niyazdayken neslimi
Aşka ayırmış faslımı
Âşık eyledi aslımı
Ehl-i Beyt’in Dolusu Dost!..

*

Gavsü’l-Azam Sevdâ Pîri
Ölüsün eyleyen diri
Kervana kattı Kıtmiri
Ehl-i Beyt’in Ulusu Dost!..

*
Aşk Mülkün tapısı Ali
Yapanın yapısı Ali
Aşk şehrin kapısı Ali
Ehl-i Beyt’in Veli’si Dost!..

*

Aşk menbağın özler gezer
Âşık aşkın gözler gezer
İhvâni izin izler gezer
Ehl-i Beyt’in Deli’si Dost!..


15.03.1995 17:47

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 21:31
gönderen Hakan
DELİ GÖNLÜM…

Ağlar gezer adın anar
Aşk yaram kapanmaz kanar
Kendi ateşiyle yanar
Seni seven deli gönlüm…

*

Adı güzelim Ahmed Dost
Âşığa zevktir zahmet Dost
Yağar bağrıma rahmet Dost
Sağanaklar seli gönlüm…

*

Dünya defterin dürünce
Âşık sürmesin sürünce
Gönül Güzeli’n görünce
Eser seher yeli gönlüm…

*

Dost derdine dayanmış Dost
Sırr soyunmuş uyanmış Dost
Yâr Boyasın boyanmış Dost
Yedi rengin alı gönlüm…

*

Yolun gözler aşk gelecek
Gönül İklimine gerçek
Bin bir çile çiçek çiçek
Bezm-i Elest balı gönlüm…

*

Heveslenme sanma hoştur
Yıkar-yakar aşk sarhoştur
Boru gibi içi boştur
HAKK Havası dolu gönlüm…

*

Yandıran Dost! Söndüren Dost!
Halkı HAKK’a yöndüren Dost!
Kâinâtı döndüren Dost!
HAKK’ın Kudret Kolu gönlüm…

*

Kurtla gezmez koyun yürü!
Benlik Postun soyun yürü!
Bu hayat bir oyun yürü!
Bırak sağı-solu gönlüm…

*

Benliktendir neden-niçin?
Soyunup Sevgili için
Ey İhvanlar gelin-geçin
HAKK’a Halkın Yolu gönlüm…

*

Sırat sırtına serildi
Kırk bir yıla aşk verildi
Yâr’ini bildi dirildi
Ağyârine ölü gönlüm…

*

Dost’tan Dost’a Dost’un dili
Yol yokuş- yorgun menzili
Neylesin Fırat’ı Nil’i
Kerbelâ’nın Çölü gönlüm…

*

Ekşi-Tuzlu-Acı-Tatlı
Kırk boğum boğaz kırk katlı
Âşık sözü kırk kanatlı
Hak Erenler Dili gönlüm…

*

Semâya Baktı İbrahim! (as)
Erdi - aktı İbrahim! (as)
Bir ateş yaktı İbrahim! (as)
Tomur-Gonca-Gülü gönlüm…

*

HAKK’tan HAKK’a HAKK mihmanım
Cânân canda, yanar canım
Hicr-i Hacer’de kurbanım
İsmail’in tülü gönlüm…

*

Kul İhvâni’m Yâr yarası
Sevilendedir çârası
Sevenlerin yüz karası
Âşıkların zülü gönlüm…


15.03.1995 18:55

Gönderilme zamanı: 11 May 2009, 21:33
gönderen Hakan
ZEVK 1111

Cam bir kavanoz kâinat, çırpın akıl çıkmak için
Kendin bilmeden koşuştur; Nerden-Nere-Nasıl- Niçin?
İman eden aklıdır aşk, Şey-Olay-Zaman tek… Zann çok…
“Hep” olan HAKK… Kul İhvâni, Benlik serüveni “Hiç”in…


16.03.1995 11:56 dr..

Gönderilme zamanı: 12 May 2009, 08:55
gönderen Hakan
HU DOST…

İşin gücün kinle kibir
Bir nefeste kehle-Kabir
Vallahi Latîfü’l-Habîr
Bu-Bu-Bu-Bu Bu-Bu Mevlâm!..

*

Öz kaynağım buluyorum
Gözle sînem suluyorum
İtler gibi uluyorum
Û-û-û-û û-û Mevlâm!..

*

Aşk zehretti tatlı aşım
Alevledi gözde yaşım
Garib kumrular yoldaşım
Kû-kû-kû-kû kû-kû Mevlâm!..

*

Gideceğim bu diyârdan
Hakikatte yokken vardan
Aklım yandı ah ü zardan
Su-su-su-su su-su Mevlâm!..

*

HAKK ile hâl için şükrüm
Dest-i kemâl için fikrim
Seyr-i cemâl için zikrim
Hu-Hu-Hu Hu-Hu Mevlâm!..

*

Kul İhvâni’m yakan nefsim
Yalan-kibir kokan nefsim
Başım derde sokan nefsim
Şu-şu-şu-şu şu-şu Mevlâm!..


21.03.1995 12:49


Vallahi Latîfü’l-Habîr :

أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ أَنزَلَ مِنَ السَّمَاء مَاء فَتُصْبِحُ الْأَرْضُ مُخْضَرَّةً إِنَّ اللَّهَ لَطِيفٌ خَبِيرٌ
“E lem tera ennellahe enzele mines semai maen fe tüsbihul erdu muhdarrahv innellahe latiyfün habir : Görmedin mi, Allah, gökten yağmur indirdi de bu sayede yeryüzü yeşeriyor. Gerçekten Allah çok lütufkârdır, (her şeyden) haberdardır.” (Hacc 22/63)

Gönderilme zamanı: 12 May 2009, 08:59
gönderen Hakan
ESİNTİ…

Bunca nettim nidiyorum
Şaştım kaldım ne diyorum
Buz geldim – buz gidiyorum
Eriyip de akamadım!...

*

Akan Sular – Buhar – Bulut
İki ayağım Korku – Umut
Yâ Muhammed! Elimden tut
Kıblem bulup bakamadım!...

*

HAYY, HAKK’tır HU hecesinde
Bilinir bilmecesinde
Zâhir zulmet gecesinde
Şimşek gibi çakamadım!...

*

Sevdâ Bende, Yâr’im nerde?
Bana Benlik oldu perde
“Dost! Dost!” diye düştüm derde
aşk Ateşim yakamadım!...

*

Geceler erse sabaha
Ehl-i Beyt ü Ali Şah’a
Özümdeki Padişah’a
Tevhid Tacın takamadım!...

*

Külli şeyin hepisine
Aslı Ahmed yapısına
Sırr Sahibin kapısına
Deve gibi ıkamadım!..

*

Bunca eşya-bunca olay
İçinde kaldım bana vay
Nefis kral – Beden saray
Yıkamadım – çıkamadım!..

*

Zaman-Mekan “yem” mi bilmem
Gelip – geçen dem mi bilmem
Zehir mi – zemzem mi bilmem
İçimdekin sıkamadım!..

*

Gözlerin merceği gibi
Tapduk’un gerçeği gibi
Yunus’un çiçeği gibi
Burcu burcu kokamadım!...

*

Bildim aşktan bıktı nefsim
Aşk köprüsün yıktı nefsim
Zıvanadan çıktı nefsim
Ricâ-minnet sokamadım!...

*

Nefsim hevâ-heves çaldı
Benlik Umanına daldı
Gönül Tarlam hozan kaldı
Tohum- Tevhid ekemedim!..

*

Olur-Olmaz Neden-Niçin?
Peşine düştüm bir “Hiç”in
Kavgalardan “DUA” için
İki elim çekemedim!..

*

Haslar hayrette Hayranda
Cevlan edenler Seyranda
Dost ile daim Devranda
Kelik gibi sekemedim!..

*

“Lâ İlâhe!” ipliğiyle
“İllâ ALLAH!” iğnesiyle
Gönül hükmün sırr sesiyle
Azgın ağzım dikemedim!..

*

Ben bu demin, dem bu demin
Zalım-gaddar oldum hemin
Ne fukara ne yetimin
Ateşin su dökemedim!…

*

Yolcu yol yerine vardı
Eşkıya yüreğim yardı
Tevhid Bağım diken sardı
Elim erip sökemedim!..

*

Hak Muhammed’in Rahına
Pîr Gavsü’l- Azam Mahı’na
Dost Kuddûsi dergâhına
Çömelip de çökemedim!..

*

İhvâni’m ölüp-diri olup
Dost Muhiblerden biri olup
Aşk Kervanın Kıtmiri olup
Garib boynum bükemedim!..


21.03.1995 13:39

Rah : Yol.

Mah : Ay.

Muhib : Seven. Muhabbet eden. Dost. Hayrı isteyen.

Gönderilme zamanı: 12 May 2009, 09:04
gönderen Hakan
ÇENİLEME…

İhvâni Sefilim gam yemek niye?
Yâr Sözün üstüne söz demek niye?
Şükürsüz şikayet eylemek niye?
Âşık gece-gündüz ah ü zâr olur..

*

Bilen bilir kime bu sevgimizi
Sonsuz selâm içre seyreder bizi
Açar çiçek çiçek çilenin izi
Âşığın alnında berğüzâr olur…

*

Aşk bir deli rüzgâr durmadan esen
HAKK’sız Halkla olman nasibin kesen
Ne kadar nazına oynayım desen
Yıkılır bu beden tar ü mâr olur…

*

Bu âlemden kimler geçti Efendim
Seven sevgilisin seçti Efendim
Âhirinde Hiçlik içti Efendim
Baş taşı mezâra türbedâr olur…

*

Kul İhvâni Sefil sevdâsın serer
Herkes ektiğini gün gelir derer
Umarım RABB’ımdan Rızasına erer
Yorulur bu gönül tövbekâr olur…


22.03.1995 12:09


Tar ü mâr : f. Dağınık, karmakarışık, perişan.

Berğüzâr : f. Hatırlatmak için armağan, hediye vermek.

Gönderilme zamanı: 12 May 2009, 09:09
gönderen Hakan
NEFSİM…

Uyan HAKK’tan kaçma dedim
İşin gücün saçma dedim
Elin ele açma dedim
Sen sîneni açtın nefsim!..

*

Ezelde aşktım ağırdım
Birlik Bezminde bağırdım
Çark-ı Çileye çağırdım
Köşe-bucak kaçtın nefsim!..

*

Hiç unutmadın somunu
Ekin-tırpan-döven-unu
Aşkın Tevhid Tohumunu
Elek gibi saçtın nefsim!..

*

Atamadım-satamadım
Bir lokmasın yutamadım
Aşk Şehrinde tutamadım
Rüzgâr gibi geçtin nefsim!..

*

Âşık aşkta sarhoş geldi
Dolusun içti boş geldi
Dünya Gelini hoş geldi
Sevgilini seçtin nefsim!..

*

Ben biçâre avarayım
Yarama ateş sarayım
Varıp panzehir arayım
Sen Dünyayı içtin nefsim!..

*

Bezm-i Belâ âhidimi
Şe’eninde şâhidimi
Gözüm nûru Tevhidimi
Kefen gibi biçtin nefsim!..

*

Ezel-Ebed Tevhid Dini
Gel terk etme Tevhidini
Sen ne sanırısın kendini
HAKK’sız sen bir “Hiç”tin nefsim!..

*
Aşk ü Cezbe –Sıdk ü Huşû
Zühd ü Takva Dost duruşu
Havf ü Recâ aşkın kuşu
Heveslendin uçtun nefsim!..

*

Çek başına kabuğuna
Dokunma suya-sabuna
Kul İhvâni söyle şuna
İmansızken “Suç”tun nefsim!..


22.03.1995 13:03