~AKÇA AĞAÇ~
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
~AKÇA AĞAÇ~
Salavat-ı kadir:
"Allahümme salli alâ seyyidinâ muhammedi'n- nebiyyi'l- ümmîyy el habibi'l- âli'l- kadri'l- azîmi'l- câhi ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim."
"Allahım!
Makamı-itibarı çok azîm-büyük, kadri-kıymeti yüce, sevgili nebiyyi'l- ümmî'miz - amâdan haber getirenimiz, Efendimiz Muhammed'e sallımızı, selâmımızı ve teslimiyyetimizi sağla!
Aziz Ailesine ve kendisine sahip çıkan-sahip çıktığı ashabınada salât ve selâmlarımız.."
~ AKÇA AĞAÇ ~
~ AKÇA AĞAÇ ~
-Hasan Dağının şimâl koynunda
Ağ çeşme deresinin yalımlarında,
Asılı duran
Bir akça ağaç vardır.-
Ne gâle alır rüzgarı,
Ne ürker tipiden
Bir kaya parçası gibi cansız
Ve sessiz..
Bekler baharı…
-Bir bebeğin ana memesi gibidir
Sabırla tutunduğu uçurum…-
Üstten bakmanın rahatlığı
Ve keyfi içinde seyreder ve dinler
Kartalların kahkahasını
Kekliklerin türküsünü
Ormanın hıçkırığını
Ve hep düş eder baharı;
Güler yüzlü güneşin ılık bakışlarını
Kıpırdamasını doğanın
Çiğdeme karışan öksüz oğlanları
Derelere sığmayan kar sularını…
Ve der ki;
Bir mayıs sabahı yine
Alı mor üstünde göçler gelecek yaylaya
Sürüler sağım sağım inecek obalara
Sarı çan sesi saracak dağları
Ayakları lastikli eli sapanlı çocuklar
Taşa tutacaklar kör dumanları…
Akşamlar mosmor inecek yine…
Bir çoban kaval çalacak at sekisinden
Çam kertendeki sevgilisine
Kartal gölündeki obadan köpekler uluyacak
Sesine…
Obaları meydan ateşi aydınlatacak
Karanlıkla kucaklaşacak alev…
Al yanaklı Yörük dilberleri,
Hasret üstüne gurbet üstüne
Ve yâr üstüne türküleri…
“Hasan Dağı çatal matal
Arasında aslan yatar
Bir yiğide bir yâr yeter
İki olunca derdi artar…”
Bir şimşek gibi parlayacak kâşık sesi
Alkış tutacak yıldızlar…
Günlerdir bunu bekler gibi…
Her akşam yanan ateş
Gün batınca doğan cümbüş…
Sanki…
Bir akşam susuverecek,
Serap gibi, hayal gibi
Çıktığı gibi inecek
Dar ve kıvrımlı yollardan
Katar katar yayla göçü
Sükûn ve hüzün saracak güzü
Hayalet obalarda kurtlar dolaşacak
Öyle özlenecek ki gürültü…
Kayalara saplı bir bıçak gibi Akçaağaç
Karakışın fırtınası, zemherinin ayazı,
Gücügün son kışına hazır.
Çırılçıplak soğukta
Sabırla bekler baharı
Ve…
Sarı çan sesiyle tekrar uyanır bir sabah
Anlar sürülerin geldiklerini
Ufacık yeşil ve ipek gibi ellerini
Göz bebeği gibi canlı çiçeklerini
Hûşû ile dua edercesine
Uzatır semaya al dercesine
Bir düğün hazırlığına başlar
Başı dumanlı dağlar…
Yedi değil renk yetmiş değil ki
Renk içinde ses,
Ses içinde renk ki…
Akçaağacın hep beklediği
Bir derviş gibi….
Kul İhvâni
12.12.1980 Antalya
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12887
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: ~AKÇA AĞAÇ~
Dost DeVR-ÂNı Kul İhvÂNi
SıRR SeYR-ÂNı Kul İhvÂNi
CeVLÂN HaYRÂN Vakti Değil
GÖÇ zamÂNı Kul İhvÂNi!..
ZEVK 4573
RUHum Mahkum KalLBim Me’mur NeFSim Mecbur AŞKa MuhtAÇ!
BâDe-li HaKK ÂŞIĞIyıM!.. ŞAH ELİnden ŞaHBÂZa tAÇ!
BÜYÜmeyen BeBE GiB!.. HaSaN DAĞda SILA SEVgi!..
KaRaKıŞta ÇırılÇıplak!.. İÇ-İM-deki AKÇA AĞAÇ!...
04.08.11 23:09
ayazğ-stnbl..4rmzn…nrml..
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: ~AKÇA AĞAÇ~
SeN Ne DER-SîN
Ne EdeR-SîN
SEViyelerSîN
SEV-ERR-SîN!..
ZEVK 4189
ŞERİAT-ta BEDEN, İLİM-le İLİM-de, SEBEB-siz HASL-ı KALL BİL-ip SEV-erse
TARİKAT-ta NEFS, EDEB-le İRADE-de, BEDEL-siz FASL-ı TALL BUL-up SEV-inirse
MÂRİFET-te KALB, İRFAN-la İDRAK-te, ŞÜPHE-siz VASL-a SALL OL-up SEV-ilirse
HAKİKAT-te RUH, ERKAN-la İŞTİRAK-ta, KIYAS-sız ASL-la HALL-de YAŞA-R-sa SEV-GiLidiR…
21.09.10 05:13
kşngznmclskrpk te..
SEV-en SEV-ilen, SEV-gili
Üzme! Üzülme! SEV! SEVil!
TohuMdan TohuMa 4 Hâl:
HASL: Peydâ olan. Husûle gelen. Çıkan, meydana gelen.
FASL: (Fasıl) İki şey arasındaki ek yeri. Mafsal. Hak söz. Hak ile bâtılın arasını fark ve temyiz ile olan hüküm ve kaza. Halletmek. Ayrılma. Çözme.
VASL: Âşığın sevdiğine kavuşması. Kavuşmak. Birleştirmek, ulaştırmak. Gr: Ulama, ekleme. Tasavvufta: TAMlanma ki ASLa TÜMlenebilsin
ASL: Temel, esas, kök. Bidâyet. Mebde', dip, hakikat. Hâlis, sâfi. Haseb ve neseb. Soy sop.
4 KöK 4 Son-UÇ:
KALL: Azalmak, küçülmek, Gittikçe eriyip gelişe dönmek.
TALL: Hoş gelmek, Hoş bulmak, Hoş olmak.
SALL: geldiği Gurbet elden, Sıladaki ASLını SeSlemek. Gönül Bağıyla yönelmek.
HALL: Bir yere inip konarak helâl olmak, düğümü çözmek, bir İŞ için gerekli, lâzım, lâyık ve vâcib Olmak.