
KUL İHVANÎ KÂBE SOHBETİ
(.... 2009 Sohbeti)
Euzübillahimineşşeytânirracîm!
Bismillâhirrahmânirrahîm!
Şeriat, Tarikat, Mârifet, Hakikat yönlerimiz sanki Kâbenin dört yüzü gibidir.
Kâbenin altı yüzü vardır biliyorsunuz.
Yani ben acizane hep öyle düşünürüm Hacca gittiğimde de öyle düşünürüm.
Kapısının olduğu bölüm Kıble duruşudur imamın, hep Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de oraya durmuştur.
Orası Hz İbrahîm Aleyhisselâm Makamıdır.
Orada ayak izi vardır camdan bir fanus içinde büyük.
Orada iki rekat tavaf namazı kılınır.
Makam-ı İbrahîm, musalla, salla, salat yeri SALL Yeri .
وَإِذْ جَعَلْنَا الْبَيْتَ مَثَابَةً لِّلنَّاسِ وَأَمْناً وَاتَّخِذُوا مِن مَّقَامِ إِبْرَاهِيمَ مُصَلًّى وَعَهِدْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ أَن طَهِّرَا بَيْتِيَ لِلطَّائِفِينَ وَالْعَاكِفِينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ
" Ve iz cealnel beyte mesabetel lin nasi ve emna, vettehizu mim mekami ibrahîme müsalla, ve ahidna ila ibrahîme ve ismaiyle en tahhira veytiye lit taifine vel akifine ver rukkeis sücud: Biz, Beyt'i (Kâbe'yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahîm'in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın). İbrahîm ve İsmâil'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik. (Bakara2/125)
Çünkü Hanif Dini olduğu için Hz. İbrahîm Aleyhisselâm Makamı Kurân-ı Kerimde Sall yeri ilan edilmiştir.
Makam-ı İbrahîm e musalla ittihaz ediniz!
Onun için imamda Namaza orada durmaktadır.
Rastgele yerde duramaz imam Kâbe imamı.
Hep orda durur giriş kapısıdır içeriye ve o yüzü Şeriat Yüzüdür.
Belki bir zaman anlatmıştım ALLAH zülcelâl Lütfü Kereminden İzzeti Şerefinden O kapıdan bir kere girmeyi nasib etmişti.
Cennet olarak görmüştüm.
Şunu demek istiyorum o yüzü Şeriat Yüzüdür.
Şeriat-ı Garra yüzüdür. Şeriatı Muhammedîye yüzüdür Kâbenin.
Kâbe de tavaf dönüşü teknikte ilginçtir.
Biliyorsunuz bütün dönüşler sağadır vidalar şunlar bunlar hep sağa dönüşlüdür.
Açılışlar hep sağadır bir tek Kâbe de tavaf dönerken sola dönüş yapılır. Hacerül- Esvedin önün de kırmızı bir çizgi vardır o çizgide başlarsınız yedi kere sola dönersiniz.
Bu dönüşe göre ikinci yüz Hicr-i İsmâil
Ha Cim Ra dört harftir .
Hicre, Hucre Çift Rububiyet sırrının Zâhir ve Bâtın Ra ler.
Cemin cisim ve canda hak oluşudur Cerr.
Bu Cim in hak oluşudur.
Artık bu eloktron, atomudur-çekirdeğindir almak için çekirdeği emmeniz lâzımdır.
Rabbillâlemini yenmeniz lâzımdır hâşâ!
Öyle bir ceryan başlar ki muhteşem bir çember, merkez, dönüş ve daha doğrusu küre merkezle bir kumkuma başlar, muhteremlik başlar harika bir şey başlar işte bütün bunlar bizim ikinci yüzümüz olan Bâtın Yüzü yine Kâbenin içindendir.
Tek orası içindendir ama.
Orda bir çevrik vardır görmüşsünüzdür duvar gibi bir çevrik O çevriğin içi aslında Kâbenin içindendir bir kere tamir edilirken dışarıda bırakılmıştır. Aslında Kâbe küp-zar gibi değildi yani ve orada Hacer aleyhisselâm la İsmâil aleyhisselâm kabri vardır aşağıda üstünde insanlar otururlar dua ederler.
Namaz kılamazlar Kâbenin içinde olduğu için ordan tavaf geçişi yapılamaz sadece dua edilir muhteşem bir yerdir.
Altın Oluk da onun üzerindedir.
Kâbenin tepesine inen Rahmeti akıtan Altın Oluk da onun üzerindedir.
Onun üzerine akar işte burası Tarikat-ı Muhammed Aleyhisselâm yüzüdür çok kendine mahsuslukları vardır.
Hacer aleyhisselâm orda oluşu, KURBAN'ın orda yatışı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem öz dedesi İsmâil Aleyhisselâm
İşte bu burada İsmâil nedir İsmâil,e girdik mi hiç?
Yüce ismi de, ne bakımdan yüce?
İsmi azim olsaydı ne olacaktı İsmâil olacağına.
Cebrâil gibi Mikâil gibi İsmâil başka anlamları var çünkü .
Başka çekişleri var kafiye olsun diye benim şiirlerde ki gibi ya da Halimcanın şiirlerindeki gibi kafiyeye uydurma değil bunlar sebepleri var.
Gaye bu başka bir şey bunlar satırların işi değil sadırların işi başka âlem hayal âlemi değil Hakikat Âlemi.
Mutfakla tuvaletin arasında gördüğümüz zaman çöplüğü bir şehvet çarşısı görürüz iğrenç görürüz amma;
Emrullah, Muradullah-Emrullah arasına Halifetullah ı oturtuverdiğimiz zaman orayı ŞEHVETin değil TEVHİDin-ŞEHÂDETin Kölesi olarak görürüz insanoğlunu.
İşte ozaman kefenin bu yüzünün Hicr-i İsmâil gibi olduğunu
Görürüz.
Hicr-i İsmâil,dir, Hicr-i Hacer değil dikkat edin onun adı Hicr-i İsmâil,dir orası..
Bir zaman zır deli iken akıllanmadan önce Kâbenin kapısında iki üç metre ilerde her kez ihramlı ve donmuş haldeyken mumdan heykeller gibi içinde adım atacak yer yok bu kadar.
Çok ihramlı insan olduğu yerde duruyor yani âdeta heykel gibi hiç kıpırdama yok ve bir adım atacak yer yok bekliyoruz!
Çıt ses yok gök inliyor sadece uğultu bir müddet bekledik.
Orda bir boşluk var kapının yanında o boşlukta ben olta atıyorum bir sıkkınlık var bişey var yani! Bir şey bekliyorum ama.
Hacerül- Esved ile karşıdaki müezzin yeri arasında bir kırmızı şerit vardır burada hacılar tavafa başlarlar.
Bu şeritin olduğu yerde başlangıcında bir kişi geliyor fakat önü açılıyor. Geldikçe her kez den 20-30 santim daha uzunca ve muhteşem bir yüz yapısına sahip Ali k.v.
Çok harika Cebrâil aleyhisselâm gibi güzelliği harika ne bir kadın ne bir erkek o kadar güzel olamaz yani muhteşem harika bir göz yapısı var.
Çünkü bu yaklaştıkça önü açılıyor arkadan geri kapanıyor Hacerül- Esvedin karşısına kadar gelince:
Sorusu olan kimdi? diye buyurdu Türkçe olarak.
Sessizlik oldu ben hemence: Bendim Efendim! dedim.
Sorunu bana sor ben ashabın Ulusuyum, Alisiyim! buyurdu.
Ben de o günkü halimle el-kol hareketleriyle birlikte:
Efendim, uğraşıyor uğraşıyor uğraşıyoruz ama olmuyor! dedim.
Ali keremullahi veche: Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem bize ibadet ettirirdi! buyurdu ve Hicr-i İsmâile doğru yürümeye başladı ama ben sırtımı ona dönmeden geri geri çekilerek gidiyorum o geliyor.
Hicr-i İsmâilin oraya kadar yavaş yavaş geldik.
Ben de diyorum ki: Efendim elimden geleni yapıyorum, çok uğraşıyorum ama hiçbir şey yapamıyorum!
Öyle anlatmaya çalışıyorum derdimi yani kendi derdimi ama işte oraya gelince Hicr-i İsmâilin karşısına gelince eliyle bir atlayarak Hicr-i İsmâilin olduğu yeri değil de onun arkasındaki Mârifet Sahasını göstererek işte burada İlim İrade ve Ahlâk üzerine ibadet ettirirdi! buyurdu.
Be hiç duymamıştım hayatımda bunu ve ben bu rüyalarımı anlattığım için sansür yiyen bir insanım!
Anlatmama sebep bundan Barboroslar bir şey öğrensin diye başka anlatmam ALLAH a Hamd ü Senâlar olsun gerek yok ihtiyaç yok önemi de yok!
Çünkü yaşanmayan yalandır. Yaşanmıyorsa yalandır.
Doğru değildir. Doğru olmayan yalandır işte o kadar!
Bir müddet sonra ben dedim ki kendi kendime o zaman şiir o devrin şiirleri gelince bunları göreceksiniz altında yazacaktır.
Bunu bir şiir olarak zevk olarak mutlaka işlemişimdir.
Şimdi hatırlamıyorum tarihini bile ama önünüze çıkacaktır aramak lâzım çünkü.
Bu Sistem gereği neden DÖRT lü değil diye bu kafama dert oldu.
Ahlâk ne demektir? diye.
Ahlâk herkesin târif ettiği bir şeydir.
Ben bunu anlamıyorum dedim yani böyle gitti bu böyle kaldı üçlü böyle olmaması lâzımdı gibi şeyle yürürken sanıyorum üç dört ay geçti.
Bir tekrar oldu: Ahlâk; İdrak ve İştirak dır! buyurunca dedim: Hahh şimdi oldu bak! Şimdi oldu! Ben İdrak edilmeyen ve İştirak edilmeyen bir ahlâkı ne diye kabul edeyim!
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin güzel ahlâkı diyoruz benim bunun İlmini bilmiyorum İradesini bilmiyorum İdrakini yapamıyorum doruğa çekemiyorum zirvesine, artık yer yok!
Bir adam ağzına bir bardak getirmiş: İster zemzem ister zehir ne ise beni içindekinden yapacak! diyor.
Siyanürse öldürecek zemzemse hayat verecek! diyor.
Ne zaman İdrak da ağzına dökmeye başladı mı, dersin ki doruğa çekti diğerlerinin tümünü ezdi çünkü İdrak etti İradesinin üstüne çıktı yani .
Ne zaman İştirak eder?
Hücrelerine girdi mi eğer zehirse anında titremeye başladığını çırpınmaya başladığını görürsünüz.
Zemzemse yüzünün güldüğünü neşelendiğini tüm hücrelerinin Elhamdülillahirabbilâlemin! dediğine şahid olursunuz.
Çünkü İştirak ediyor.
O ana kadar neydi elindeki, hayaldi.
Neyse hayaldi zemzemse de hayal idi zehirse de hayal idi.
Çünkü Şeriatta İlmini biliyordu anlatılmıştı
Tarikatta Edebi öğretilmişti İrade etmişti.
Mârifette bu perçinlenmiş, İrfana kavuşmuş ve Muhammed Aleyhisselâm Hakikatinde gerçek doruğa çekilmişti.
Hakikat da şah damarından yakîn olanın yaratmasıyla İştirak a geçecekti.
Hâl haline geçecekti
Hâllenecekti yani Halimce olacaktı.
Hal olmak budur içki içenler bilirler ki iki dubleden sonra her kez halince olur!
Neyin halince içtiklerinin halince, dört dubleden sonra zom halince olur!
Ne bileyim ben bir ufak içen bir ufakça olur bir büyük içen bir büyükçe olur.
Neden böyle söylüyorum?
Doğru söylüyorum halce olurlar, akılları aynı olur bir yer yansın kahkaha ile gülerler!
Çünkü akılları halleşmiştir!
Kimle?
İçtikleriyle!..
Muhammed Aleyhisselâm Nurundan böyle kana kana içenler ise gerçekten Muhammedî şuuru bilenler.
Şeriat Yüzünde Kâbenin Kapısını BİLenler,
Tarikat Yüzünde Hicr-i İsmâil Yüzünde Altın Oluğu, Kurban Nefsini BUL-ANlar!
Kurban olmanın ne idiğini bilenler ne olduğunu anlayanlar o yüzün muhteşem İradesine erenler!
Kurban öyle bir gariblikliktir ki Nurullahı Rabb Sırrından Kevne geçmek!
Bunun için buyuruyor İsmâil Aleyhisselâm,
Babası: Gözünü bağlayayım mı? diyince
Çocuk ne diyor: Hayır hayır sen emr olduğunu yap İnşallah sabredenlerden bulursun!
فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ
" Felemma beleğa meahüs sa'ye kale ya büneyye inni era fil menami enni ezbehuke fenzur maza tera kale ya ebetif'al ma tü'meru setecidüni in şaellahü mines sabirin: Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi. (Sâffât 37/102)
Nere bu Makam?
Sadakat, Şeriatta.
Samimiyet-İhlas Tarikatta.
Sabır, nere burası ki: İnşallah beni sabredenlerden bulursun
Ne diyor İsmâil Aleyhisselâm: Üstüme bas da geç! Beni Sabır edenlerden bulursun! Kabrime basta geç!
Bizim Hasbî Hizmet sözümüzü anlamayan ahmaklar, kendime söylüyorum oyuncak sananlar neden bu âleme gelip geçtiklerini hiç düşünmediler.
Bu âlemde her kesin yeri vardır lâzım ve lâyıktır!
Firavun Riravunca lâzımdır!
Musa Aleyhisselâm, Musaca lâzımdır!
Hesabını görmekten değildir her şey yerli yerindedir bu âlemde!
Biz yerli yerinde miyiz?
Muhammedîyiz hamd olsun!
İşte Muhammedî şuuru Kâbenin Şeriat Yüzünde gerçekten
Hakça ve hayırca bildiğimiz zaman.
Bu Altın Oluğun altında Hacerrin Hücresinde İsmâilin Zemzeminde Hacer anamızın Rahmân ve Rahîm Memelerinde, Hacer Kuyusunda,
İsmâilin Zemzem Suyunda Muhammedî Nuru bulacak mıyız?
İradeyi bulacak mıyız TEVHİD TERCİHimizi yapabilecek miyiz?
Hakta ve Hayırdayız diye Şerde ve Bâtılda değiliz diye diyecek miyiz.
Gerçekten gerçekten Şeytanımız Müslüman olacak mı Nur-u Muhammedle aleyhisselâm artık gecemiz gündüzümüz kalmayacak değil mi hep batmayan güneşimiz gece olmayacak değil mi hiç cehennemimiz olmayacak bizim değil mi?
Çünkü batmayan bir Muhammedî güneşe kavuştuğumuz için hep cennetimiz olacak değil mi?
Onun için;
أُوْلَـئِكَ جَزَآؤُهُم مَّغْفِرَةٌ مِّن رَّبِّهِمْ وَجَنَّاتٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَنِعْمَ أَجْرُ الْعَامِلِينَ
Ülaike cezaühüm mağfiratüm mir rabbihim ve cennatün tecri min tahtihel enharu halidine fiha, ve ni'me ecrul amilin: İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir! (Âl-i İmrân 3/136)
Tecrim min tahtihel enharu halidine fiha
Kimin katından kaynıyor bu Hacer aleyhasselâm tahtı rahminden kaynıyor
Tecrim min tahtihel enharu ceryan ediyor çünkü güneş ışığı gibi ırmakların sürekli kaynadığı gibi hep yenisini kaynatıyor.
Tecrim min tahtihel enharu halidine fiha
Öyle nehirler ki
Muhalled, halledilmiş dâimiyeti kesin helal olmuş ve hak olmuş artık.
Bu muhteşem cennet âyetleridir bunlar.
İşte burada olmakta bütün bunlar.
Bunu bulanda olmakta ama olmak başka şeydir.
Bulmak başka şeydir olmak başka şeydir.
İşte olmak mârifet işidir neydi orası o köşenin adı nedir ?
O köşenin adı Hacerül- Esved!
Hacerül- Yemanî vardır orda Boz Taş öbür köşede oda kudsal bir taştır. Ama gizli bir taştır herkes bilir Hacerül- Esved kadar muteşem değildir.
Çünkü Hacerül- Esved LÂ İLÂHE İLLALLAH ı temsil eder.
Giriş kapısıdır bambaşka bir şeydir ya ne önemi var yeni girdik kardeşim Lâ İlâhe İllallah la girdik onla geri çıkıveririz!
O kadar önemli ki hiçbir şartı yok kendi şart!
Hiçbir şartı yok; cenâbet girer, kafir girer dünyanın en kötüsü girer hem de sıfırdan girer!
Adam Hıristiyandır ömrü boyu kötülük etmiştir sıfır kilometre girer!
Bizim ki kırk senedir, seksen senedir, altmış senedir tırpan atıyor munafığın tekidir, Müslüman edemezsiniz!O
nun için Siirtli Hocam: Şunlardan İllallah! derdi!
Câminin önünde oturanlara selâm vermezdi hiç!
Câminin önü hocam insan dolu neden selâm vermiyorsunuz? derdim de:
Neden selâm vereyim? Neden vereyim neden içere girip de Muhammed aleyhisselâm gibi iki rekat namaz kılıp da oturup zikretmiyorlar da burada dedikodu yapıyorlar işte bu yüzden düşmez bunlara selâm kelâm! derdi.
Boz Taş sanki Kâbenin Mârifet Yüzü gibi üçüncü yüz.
Hani şöyle takıştırıp yakıştırmıyoruz zevk ediyoruz, ederiz!
Şeriat Yüzünde İbrahim aleyhisselâm,
Tarikat yüzünde İsmâil aleyhisselâm var demiyoruz Musa aleyhisselâm var.
Çünkü Şeriat Yüzü topraktır, toprak gibidir.
İbrahîm aleyhisselâm ebedi bereket Ebu Rahîmdir.
İbraham! diyor adam o zamanlar bizim zırdeli dönemimizde İbraham İbraham diye bir kelime yok buna çok gücenirdim neymiş İbraniceymiş aslı!
İbraniceden önce Arapça yok muydu?
Allah celle celâlihu ça yok muydu?
Kurânca yok muydu?
Hakkça yok muydu diye gücenirdim?
Ve bir gece yarısı dehşetle kalktım ki bütün yer gök Ebu Rahîm Ebu Rahîm! diye inliyordu!
Ne diyor bunlar diye kendi vücudum dahi öyle inliyordu ki!
Ne diyor bunlar? dediğimde: İbrahîm! diyorlar!
Haaa Er Raufur- Rahîm dir Muhammed Aleyhisselâm tövbe suresinin sonundaki doğru!
لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
"Le kad caeküm rasulüm min enfüsiküm azizün aleyhi ma anittüm harisun aleyküm bil mü'minine raufür rahiym: Şanım hakkı için size bir Resul geldi ki: kendinizden, gayet ızzetli, zorlanmanız ona ağır geliyor, üstünüze hırs ile titriyor, mü'minlere raûf, rahîmdir (Tevbe 97128)
Dedim ki: İbrahîm Aleyhisselâm babasıdır Ebu Rahîmin yani gerçekten Ebu Rahîmdir tek Ebu Rahîm odur zâten!
Çünkü bir tek El Rahîm vardır ALLAH ı zülcelâlin yarattığı insan olarak o da Muhammed Aleyhisselâmdır ve Rauftur üstelik.
(Devam edecek)