
(29.Salâvât-ı Şerîfe, viewtopic.php?f=158&t=3141 )

TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alezzâtîl Muhammedîyyetil latîfetil ehadiyyeti * Şemsi semâil esrâri * Ve mazharil envâri * Ve merkezi medâril celâlî Ve kutbi felekil cemâlî * Allahümme bisirrihi ledeyke * Ve bi seyrihi ileyke âmin havfî ve âkil asreti vezheb hüznî ve hırsî * Ve kün lî ve hûznî ileyke minnî * Verzuknîl fenâe annî * Vellâ tec'alnî meftunen bi nefsî * Mahcûben bi hissî * Vekşif lî an küllü sirrin mektûmin Yâ Hayyü Yâ Kayyûm!
MÂNÂSI: "ALLAH'ım!
Sırlar Semasının güneşi, nûrların mazharı,
Celâl Dâiresinin merkezi (dönüm noktası : akdes noktası),
Cemâl Feleğinin (yörüngesinin) kutbu (devrânda devreden cismin cihân çarkının aksı) olan;
Ahadiyyet (her hususta mutlak teklik) lâtifetinin (Ahadiyyetten Ahmedîyyete lütûf edilen incelik ve hakikatlerin) tecellîgâhı (ilk zuhûr yeri, çoğalma ocağı olan) Zât-ı Muhammedîyyete salât-ü-selâm eyle!
ALLAH'ım! O'nun Senin yanındaki sırrı (teslimiyet) ve Sana olan (istikamet) seyrinin hakkı için; korkumu gider emin kıl (emniyette eyle), (imkanla imtihan seyr-ü-sülûkümde, teslimiyet ve istikamet tevhidinde) ayak kaymalarımı (yolda sürçmelerimi, takılıp düşmelerimi yoldan geri kalmalarımı) azalt, hüznümü (üzüntümü, kederimi) ve hırsımı (dünyaya tamahkarlığımı) gider (bertaraf et), benden yana (lehime) ol;
Beni, benden Kendine (Sana) al (çek), beni benden fenâ ile rızıklandır (benlik hastalığımdan kurtar, benliğimin yok olmasına izin, inâyet ve hidâyet eyle, nefs perestlikten âzâd et!).
Beni nefsime meftun kılma (nefsimin fitnesine düşürme, nefsimin hevâ ve hevesiyle sihirletme, nefsime tüm gönlümü verip ona vurulan, düşkün ve âşık olan kılma!).
Âfâkı (dış dünyayı) tanıdığım hislerimi (enfüsümü ve özümü tanıdığım duygularımı) bana (şühûdî tevhid tekemmülüme) hicâb (perde, engel, yol kesici, çeldirici) etme!
Bana her türlü, tüm gizli (saklı) sırları aç (ifrat ve tefritten koru, i'tidal üzere ve hazımlı kıl, şaşırtma-taşırtma!)
YÂ HAYYU YÂ KAYYÛM (celle celâluhu)!"

KUL İHVANÎ 26.08.2011 KADİR GECESİ SOHBETİ
Rabbu’l- âleminin sözünü Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in sesinden duyanlar iman etmiştir.
“Ve kalu semiğnâ ve agtağnâ” budur. Sondur çünkü.
“Va kalu semignâ ve teslimnâ” değildir.
“Amennâ” iman ettik de değildir. Tâbi olduk” da değildir.
“Ehlullah” olduk demektir.
Duyuş böyle bir duyuştur.
Savm, oruç bu denli çok uctur, zirvedir ve insani ilahî ahadiyet karanlığına çeker.
Daha öncekilerin tümü basamaktır.
Bin tane gece gecer ama Kadir gecesi kendi kudreti ile gelir.
إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ

Biz onu kadir gecesi inzal ettik. Hitab kime? Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e.
وَمَا اَدْرٰیكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ

Sen sen olarak bilirmisin, ne olduğunu idrak ettin mi?
“Ve ma edrake.” İdrak edebildin mi? “Ma edrake”, idrak etmedin mi?
Mi? mi yi nerden soruyoruz?
Ve ma. Nedir? İdrak ettiğin nedir diye soruyor.
“Ma” o şey ki, Leyletü’l- Kadr.
“Kadir dediğimizden sen ne anladın?” Buyuruyor Allahu Zul celâl. İdrak edebildin mi? Anlayabildin mi nedir?
Cevâbı kendisi veriyor.
لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ

Leylatü’l- kadri, leyl yani el-leyl değil.
El-Kadir yani kadir ve kadiyr olan Allahu Zulcelâl’e ait bir leyl dir bu.
Leyl nedir?
Lam-Ye-Lâm’dir. Zâhir ve Bâtın lütuflarıdır. Nerde?
İşte böyle bir karanlıkta. Leyl’de. Rahimiyette yani.
Ne zamanki ona güneş geldi. Asla bir daha gece olmaz.
Şimdi, hayırlıdır.Hayır nedir?
Hayır, her yerde hazır ve nazır olan, tıpkı üzerinde hep durduğum ve israrla söyleyeceğim, kesilmeyen bir elektrik gibi her AN ŞE’ENinde şimdi külli şeyiyle birlikte yaratıp duran, “suyun testisi buzdan” olan Rabbu’l- âleminin bu Rububiyet yaratılışını yaratışındaki halk edişe iştiraktır. Hayr bu dur.
Şerr ise, zâhir bâtın Rububiyet tecellîlerinin tümünü kendi şehâdetinde toplar, ne der?
“Lâ ilâhe illâ hevâ” der. “Ben yapıyorum bunları” der.
Demez mi? Der. Ben de diyorum ve yapıyorum. Neyi?
Şeytanlığımı. Hizbuşşeytanlığımı.
Tersi hayr. Halk eden Rabbu’l- Âlemiyndir.
Ben ceryandan dolayı konuşuyorum.
Rabbu’l- âlemiyn’den her AN gelmekte olan ceryandan dolayı konuşuyorum, sen bakma benim yandırdığıma dondurduğuma, ceryan kesilsin bir bak, buzdolabı ile fırının aynı demirden yapıldığını göreceksin çöplükte.
Ne dondurabilecekler, ne yandıra bilecekler.
Git mezarlıga bak Hümeyra, git bak!
30 milyon insanı öldüren Hitler ile ölenlerin hepsine bir sor bakalım, kiminmiş ceryan, yani yaptıran yakan, hiçmiş hiç.
Min Elfi Şehr. Elf nedir?
Elf, bin demektir. Elf, bin dir. Ama Elif, eliftir.
Elif, insan seması olan akıl âleminin açtıgı o muhteşem iç gönül âleminin lütfunun Allah adına oluşudur.
Ülfettir, bağlılıktır, ülfet varya, dostluktan daha ileri olan bağlılıklar varya.
Çocukla anasının arasındaki ülfet-göbek bağı varya.
Şehrun: ay, şehirde ay mıdır? Şehir de aynı kelimedir. Şühur (şuhur)?
Yani demek istiyorum ki kelimelerde bir şeye takılı kalmamız, leyl gecedir, şehirde aydır, o zaman demekki bin gece yaşayacağımıza mıdır burdaki, yoksa “herre”” ye şehâdet midir şehir?
“Herre” dedigimiz, zâhir bâtın bize öyle gözüken Rububiyetlerine şühud mudur? Şahid oluşmudur, şehir?
Elf’te bu bağlantıyı kurmak mıdır?
Bundan daha hayırlı mıymış demekki, el Kadîr olan ALLAH celle celâluhu kudretiyle bağlılıklar.
Ne zaman ki ona kader leyli geldi.
Zâhir ve bâtın lütuflar Rahimiyetten zuhur etti ortaya çıktı, artık yenilir içilir hale geldi, bu bu muhteşemlik, bu harikalık, can cereyanının, Rabbu’l- Âlemin’in sözünün su gibi içilmesi ne demek ya? NE demek?
Kendi damarlarımızda dolaşan bir Kur'ân-ı Kerim kanı düşünebiliyormusun?
Başka bir Kur’ân-ı Kerim olabilir mi? Olursa neye yarar?
Dünya ekmekle dolu, yiyecek içecekle dolu, her şey var ama ben yiyip içemiyorum, ben hapsolmuşum buraya.
Buz gibi donmuşum, ne yapıcam ben? Onlardan bana ne.
Yaşanmayan yalan.
Kudret gecesi bu gece.
Kudretullahın azametullaha çıkış kaderlerin tecellîye dönüş gecesi, bin ay, elfi şehr, bu hürriyet şehâdeti, buzun hür oluşunun şehâdetligini, şahidligini yaşayış ülfeti.
Ah şu zerrelerimin zincirleri bir çözülse de.
Ben şu buzluktan bir kurtulsam ALLAH’ım.
Bu katılıktan, kastlıktan, kalpazanlıktan, bu kahhariyetten beni kahretsen yani, eritsen atsan,bir ülfet olsa bende yolsam buharla bulutla yüceler yücesine çıkışta, benimde cennetlerim doğsa!
1000 ay dedigimiz 83 yıl dört ay yapıyor. Bu nedir?
Tam yaşamış insanın tümü, geceyle geçmiş güneşi doğmamış bir şeyin güneşinin doğması gecesidir.
Çünkü Kur’ân geldi.
Leyletu’l kadir, bin geceye kadir ve kudret veren nedir?
Kur’ân dır. Kadir ile Kur'ân-ı Kerim’in arasında bir D harfi vardır.
Rububiyet daimiyetinin kudretullah olarak kahhariyet olarak gelişidir.
Gelir mi?
Gelir tâbiya, gelir.
O nasıl gelir buraya?
İşte Keban’dan geldigi gibi gelir. 30000 çıkar, trafoya uğrar, oraya buraya uğrar, gelir her âletin zarar vermeden faydasında çalışır.
Kudretulllah geldi çünkü, El-Kadir, kadiyr olarak kudretini icra ediyor. “Kûn” diyor, “Kûn” dedigi bir de baktım ki ekmekmiş meğer.
“ALLAH celle celâluhu tarlayı yarattı, tohumu yarattı işte tohumu yaratmasaydı çıkmazdı v.s.” bunları geç geç, geç oraları, oraları geç! Nereyi geçeyim?
Aklın labirentlerini geç!
Öyle olsaydı böyle olurdu, böyle olmasaydı şöyle olurdu, kendi kısır döngüsünde dönen, gördüğüm kördügümdür diyen kördür, gözü bağlı dolap beygiridir o, kendi anutluğu etrafında dönecektir ALLAH korusun. Çare?
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’me teslim olacaksın.
Demin okuduk başta, sana tâbi olanlar, ALLAH’a tâbi olmuş, teslimiyet, teslimiyetin şahı padişahı o âyet.
“Allah’ın eli onların eli üzerinde” dir, Keban buradadır.
Keban ampüldedir, yanıyorsa.
Ampülde keban dadır yanıyorsa, arada makas yok çünkü, makas yemedi, kesilmedi çünkü, iyi anlamak lâzım ve iyi yaşamak lâzım.
تَنَزَّلُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ فِيهَا بِإِذْنِ رَبِّهِم مِّن كُلِّ أَمْرٍ

Meleküt âlemi tenezzül eder, ve ruh da gelir, ruh da tenezzül eder.
Ruh nedir?
Hakku’l- HAKK olan ALLAH’ın hakikatının vücuda gelişinin rüşdiyetidir ruh.
Beni iyi dinleyin, ben bir şey söylüyorum, elektrigi üreten Kebanın ampülde oluşunu söylüyorum.
Keban Haklığının ampülde rüşde çıkışını söylüyorum.
“Buna şehâdet etmeyen şeytandır!” diyorum.
Donmuş akıldır, anut akıldır, zâlim akıldır, kahrolası akıldır, böyle âyetler var.
“Allah kahr etsin diye, yerin dibine batsın!” dercesine.
وَقَالُوا لَوْ كُنَّا نَسْمَعُ أَوْ نَعْقِلُ مَا كُنَّا فِي أَصْحَابِ السَّعِيرِ

فَاعْتَرَفُوا بِذَنبِهِمْ فَسُحْقًا لِّأَصْحَابِ السَّعِيرِ

“suhkan li ashâbis saîr”, yerin dibine batsın alçaklar.
Sairde olanlar yani, buna ragmen, “ben de kebirim Sen kebirsen!” diyenler, “ben, ben” gerçekten ben.
Ben böyle vuruyorum başıma ama siz görmüyorsunuz, işaret ediyorum “ben” diye.
Doğru söyluyorum, yemin ediyorum.
Yakin gelinceye kadar da böyle yemin edeceğim, asla emin olmayacağım. Çünkü şehâdet âlemin deyiz, her an damla donmaya hazırdır.
Bak her an donmaya hazırdır, her an erimeye hazır değildir ama, şartlar dondurur eritir.
Melekler, meleküt âlemi.. Nedir melek?
Kûnfeyekûn lütfunun mâsivaya gelişidir.
Kûn feyekûn letaifinin, iç yüzü anlaşılamayan oluş tarzının, stilinin, Sünnetullahın mâsivaya gelişidir.
Su diyorum su ortaya çıkıyor, hokuspokus yapmıyorum, ALLAH celle celâluhu “KûN!” buyuruyor “SU” çıkıyor ortaya, benim için akıl için su iste gel.
Soruyorum akla, su demekle akıl mı olur?
Elbette senin sözünle olmaz yaratanın sözüyle olur diyor akıl, nakille.Yani Senin sözün doğurmaz, senin sözünü yaratan, size kim yaptıysa işte bunu o yapıyor, bunu anlayabilmek çok zor, melekeyi melekeyi sende böyle bir meleke var, sende bu program var mı?
Bak ne yapıyor bana Ahmet, kurbağa (imageshack resim yükleme sitesi) bana yükletmiyor resimleri, beni ambargoya almış, neyi almışsa almış, adres değiştirsek de almıyor, makinamı gördüğü zaman yükletmiyor. Ahmet de sagolsun makine ye girdi bizim PC’nin kumandasını eline aldı, bir program yükledi, yine kurbağaya yükletiyorum işte, ne adres soruyor ne bir şey, doğrudan doğruya yüklüyor, demek ki o proğram bende yok muş, meleke yokmuş benim makinada.
Ama benimkini yükleyince yollar dümdüz oldu daglar.
Meleke, melekiyet, dikkat et, asla ALLAH, Resulullah, Rabb oldu demiyor. Resulullah’tan ALLAH konuştu demiyor.
Allah ve Cebrâil giriyor, “âil” giriyor araya!..
Mikâil, israfil, cebrâil,“âil” varya tüm girişlere bak.
Ve ilginç şeyler vardır.
“Tenezzelül melaiketi”; Allah kûn feyekûn lütfunun mâsivaya geçisinde, HAKK’ın hakkı ne ise Muradullahta, o rüyete çıktı.
Rüşden rüyete çıktı, rizaen rüyete çıktı.
“Ruhumuzdan üfürdük”. “Ruh emr âlemindendir.”
Bu cereyan Kebandandır. Kebandan değil mi kardeşim?.
Eee Kebandan olursa ben de Keban olurum.
E ol!. Sende Keban olursun ama!.
Sende kendi başına Keban olmazsın, Kebandan olursun.
Allah’ın Nuru olursun, Allah olmazsın, zaten öylesin farkında değilsin, şirk böyle garibdir!
Hevâ ile Hüve arasında, bir tek Vav’ın üzerindeki ben çizgisini (وَالرُّوحُ ), elini havaya açmaktır, sensin demektir.
“Ben dedigim sensin Yâ Rabbi” demektir.
Hevâ ile Hüve arasındaki harf harfi demek değildir.
OKuyuş harfidir, “ben” diyorsun “ben”.“Kimsin sen” diyorum.
“Vallahi ben” diyorum işte gördüğün buza benziyorum, erise eser kalmaz, aslına döner ayn, fihâ, bu gece içinde işte, bu anlayış içinde.
LEyletü’l- kadr anlayışı içerisinde.
Leyletü’l- kadr diye bir gece yok, Allah’ın her gecesi Leyletü’l- kadrdir! Leyletü’l- Kadr diye, aklın bir gecesi vardir.
Kadir ve kiymeti bilen akıl, bin gece, bilmeyen, ülfet kuramamış, şehre (şehre) ülfet kuramamış, şühura (şuhura).
Hürriyet şehâdetine, Allah’ta hürr olunacağını anlayamamış yani.
Hürriyet dedigimiz, basbayağı açık herre fiili.
Kur’ân-ı Kerim’de “Harra sücceden” deyimi vardır.
“Allah’a öyle burnunuz üzerine yere yatın” derken, “secde yapın” derken, “al kendimi yere çaldım, parçaladım” demek değildir.
“Buzluktan vaz geçtim Su oldum” demektir. “Hürriyete kavuştum” demektir.
Ben buz ken hürriyette miydim sanıyorsun?
Pisimi pasımı içime kitlemişim, bir anut inatçılık yapıp, “Lâ ilâhe” içeride gizli şirk olarak,“Allah’ı sever gibi seviyorsunuz” âyeti nedir?
İçinizdeki hevâlıgı, hüve olarak Allah adına sevmektesiniz demektir, açık âyetler var.
Tüm bunları bi iznillah, Allah’ın izniyle, inşaallah kaldırdıgınızda yani, “Tenezzelülmelaiketü verruhu fîha biizni rabbihim” Bak şimdi; Rabbinin işte emir ile izni ile.
İzin ne demek?
Nurullah’ın sahibi Allah’tır demektir.
“Allahu nurus semavati vel ard” vardı ya?
Evet!. Cümle şey, bunlar Nurulllahtır.
Doğru “Allahu nurus semavati vel ard.”dır.
İçindekiler kimin?
Vallaha onlarda O’nun zaten.
Hah, Rabbimin izni budur.“Min küllü emr”, bütün emirler iner durur artık.
Bildigimiz emirler yani, emirler, ömürler hep aynıdır.
Sen bunu işte güçte, bırak işi gücü kader kader, kudretullah kaderi, azametullahta Emrullah olarak icraya gelir tecellîye gelir, takdir tecellîye gelir, projeler tatbikata başlar, bu gece kadir gecesinde takdir edilen emirler küllihu nereye iner, uluhiyetten melekiyete, rububiyetten ruh olarak ...

(devam edecek)