












ZEVK 4339
TeK NOKTAdan ÂLEMlerin RABT Eden RABBU’L- ÂLEMîN
BÂTIN-ın ZÂHİR EYLEyen.. ZABT Eden RABBU’L- ÂLEMîN
ÂHİR-in EVVEL EYLEyip.. HABT Eden RABBU’L- ÂLEMîN
EVVELi – EZEL OL-uşu.. SEBT Eden RABBU’L- ÂLEMîN!..
01.02.11 14:33
Göklerin Kuşağında
Yerlerin Kucağında...
RABT: Bağlamak, bitiştirmek, bir şeye bağlamak. Nizam vermek, intizam bulmak.İlk NOKTAnın Hareketinden Maddeyi Harekesinden Mânâyı yaratıp terbiye eden.
ZABT: Zabt etmek. İdâresi altına almak. Sıkıca tutmak. Kendine mal etmek. Kavramak. Kaydetmek. Hülâsasını yazmak. Bağlamak. Kudret elinde tutan.
HABT: (Hübut. dan) Yukarıdan aşağıya inen-indiren. Âdem aleyhisselâm Havva aleyhasselâm ve Şeytanı cennetten Habt edip imtihan âlemini açan..
SEBT: Yazma, deftere geçirme, bir yere kaydetme. Kaderleri yaşatıp kayda geçiren..

Euzubillahîmineşşeytanirracim.
Bismillâhirrahmânirrahîm
"Allahumme salli ve sellim ve barik ala seyyidina MuhaMMedîn abdike ve nebiyyike ve resulike ve nebiyyül ümmiyi ve ala alihi ve sahbihi ve ehli beytihi."
Ya Rabbulâlemin, ya Rasullallah sallallahu aleyhi ve sellem istecertu.
Subhâneke Allâhumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke la şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke.
Elhamdülillahi Rabbil âlemin Yâ Rabbul âlemin.
Sonsuuuz hamdu senâ olsun. Bize sıhhat ve zaman verdiği için.
Bizi El Zâhirinde tuttuğu için bize El Bâtınını anlama imkanı, evvel ve âhirimizi düşünme imkanı ve akıl selâmeti sağladığı için Rabbımıza sonsuuuz şükürler olsun.
6,5 yaşında 7’yi doldurmadan gözleri âmâ iken yine doğuştan âmâ olan meşhur bir hafızdan Kur’ân öğrenen MuhaMMed Sıddık Hekim kaddesallahu sırrahu Hocama: “40 bin hadis var mı hafızanızda” dedim.
“Evet” dedi.
“50 bin?” dedim
“Ne yapacaksın Abdüllatif” dedi.
Böyle bir insandı Hocamız.
Kur’ân’da hiç sayfa bilmez. Bir âyet sorarsın sana der ki her sûrenin 1. Âyetiyle konuşur.
“Hocam hangisi o?” "İsmini bilmiyorum. İşte “yusebbihu lehu mafissemavati vel ard."
“Cuma mı hocam.”
“ Evet evet Cuma.”
Senin sorduğun soru her hangi bir soru meselâ bir iki kelimesini söyle “semavati vel ard” de ya da belli bir şey söyler hemen ona. “Yuhyi ve yumiyti” .
"Burdaki mi?"
“Bu değil. İki âyet daha, biraz daha yürü.”
Bu çok harika idi.
Şu anda yanımda da var. 5,5 saatte. Bir teravihde.
Teravinin başından sonuna kadar bir Kur’ânı hatmedişi.
Arkasında yardımcı tam hafız yok.
Hiç beklemeden ve hatırlayamamak yok, sadece MuhaMMed Sûresinde bir yerde bırakıyor ve iki sayfa gerisinden başlayıp devam ediyor “nas”la bitiriyor 6,5 saatte.
İçinde salavatları getiriyorlar, konuşmalar var, onları Kur’ân'dan ayıkladık biz. Kur’ân kısmını aldık. Bazı kısımlarını çıkardık.
Her Leyle-i Kadir Gecesi Hocamızla birlikte Kumluca’ya gider sabaha kadar bu bantları dinleyip takip ederek Kur'ân-ı Kerimi hatmederdik.
O okur biz takip ederdik. İyi okuyanlar takip edebilirdi, çok hızlı okuduğu için.
Bunu şunun için söylüyorum Hocamın son üç yılı konuşmaksızın geçti.. Onun için konuşabilmekte bir nimettir. Hakk teâlâ’nın her işi bir nimettir. Şükrederseniz artırırım sakın nankörlük etmeyin âyeti bu yüzden vardır.
وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِن كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ

Allah celle celaluhu kendi varlığını birliğini yüreklerimize duyurmayı nasip etsin.
Bizi hevâ hevesine tapanlardan kılmasın.
“Gördün mü hevasını ilah edenleri” âyetin hükmüne sokmasın.
أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا
