Nasrettin Hoca
Nasrettin Hoca'ya sormuşlar:
“Kimsin?”
“Hiç” demiş Hoca, “Hiç kimseyim.”
Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca:
...“Sen kimsin?”
“Mutasarrıf” demiş adam kabara kabara.
“Sonra ne olacaksın?” diye sormuş Nasrettin Hoca.
“Herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam.
“Daha sonra?” diye üstelemiş Hoca.
“Vezir” demiş adam.
“Daha daha sonra ne olacaksın?”
“Bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“Peki, ondan sonra?”
Artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş:
“Hiç.”
“Daha niye kabarıyorsun be adam. Ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: "Hiçlik makamında!
Nasreddin Hoca - HİÇLİK MAKAMI
- eyup
- Dost Üye
- Mesajlar: 68
- Kayıt: 23 Mar 2007, 02:00
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
Re: Nasreddin Hoca - HİÇLİK MAKAMI
Sabah namazından sonra, uykumda hüzünlü rüyalarla uğraşıp durdum.
Ağlamaklla ağlamamak arasında gidip gelirken, rüya sahnesinin üstünden,
sevimli bir palyaço başını uzatarak, komikce bana dilini çıkarıp"ceee" dedi.
Ben de ağlamaktan vaz geçip, "kıkır kıkır "güldüm. Bir uyandım, gerçekten gülüyordum.
Eyüb Canın yazısını okuyunca, güldüm ve rüyamı hatırladım.. Gerçekten sonu "hiç" olan
şeyleri ne diye bu kadar ciddiye alırız?.B ilemiyorum. Cümle kardeşlerime selam ve sevgilerimle...
- simurg
- Özel Üye
- Mesajlar: 928
- Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00
Re: Nasreddin Hoca - HİÇLİK MAKAMI
Dünya adına yaptığımız herşey şüphesiz bir HİÇ şey,
Ama Allah için, Allah ile, Allah emir buyurdu diye
yaptığımız her ne varsa o yine şüphesiz ki BİR şey,
Hamdolsun kardeşimin "süzülmüş salavat-ı şerifeler şişesi" gibi,
benimde bir "kulağıma küpeler sandığım" var,
gitgide daha fazla yer lazım olduğundan
bu sandıkta kendiliğinden büyüyen bir sandık.
Bu güzel mücevherlerden birisini sizlerle de paylaşayım istiyorum,
hiçlik deyince aklıma geldi, içinde hiçlik geçmiyordu aslında
ama bir vesile ile herşey biribirine bağlanıveriyor işte.
" Allahü zül celal sadece namazda karşısına dikildiğin değildir,
öyle sanıyorsan sen kendini BEN sanıyorsun,
sen ayrı Rabbin ayrı değil,
Hayat daim Allah ile yaşanır,
Allah'lı su içersin,
Allah'lı yemek yersin,
Allah'lı nefes alırsın,
Allah'lı konuşursun,
kısacası
her ne yaparsan yap Allah'lı olursun.
böyle olmazsan sen birşey değilsin.
esas namaz budur, hayatın kendisi namazdır,
herşey Allah için yapılır, Allah'lı yapılır.
O'ndan habersiz birşey yapamazsın,
sen yaparım sanırsın da,
Allah senden her an haberdardır bunu hiç unutma!."
İşte o gün bu gündür, ne zaman bu sözden uzaklaşsam hep dara düşerim,
Ağzımı açmaya korkarım da, yine yanılır açarım bazen.
Hatta tesettür mevzusunu bu söz ile çözmüştüm ben,
hayat madem namazdır,
namazdaki kıyafet de aslolan ölçüdeki, her zamanki uyulacak kıyafettir
diyerek ;
dışımı süsleyeyim derdime son vermiştim.
Şimdi örtülmesi gerekenin uzuvlar değil,
Allah'ın bahşettiği nimetler olduğunu,
edebinde ilk şartının nimete hürmet olduğunu bilerek
ve kendimi daim denetleme çabaları ile yaşamaya gayret ediyorum.
şaşırdığım hataya düştüğüm olmuyor mu?
hemde çok oluyor.
Yinede Rabbime sığınıp, böyle kendime kızmak ve
Rabbime güvenmek ile devam edip gitmeye çalışıyorum.
Kişi kendinden söz ettiği sürece benliktedir ya,
sözü kendime getirmeden konuşmak benim için çok zor,
kendimden başka bir bildiğim yok çünkü,
onuda layıkıyla bilsem zaten olması gereken olacak.
"Kişi nefsini bilirse, Rabbini bilir "
böyle bir söz ustalığım yok, o sebeple
yanlış ve hatalarım için çok özür diliyorum.
Allah celle celalhu cümlemize daim hayrlar versin inşaallah. Âmin!.
Ama Allah için, Allah ile, Allah emir buyurdu diye
yaptığımız her ne varsa o yine şüphesiz ki BİR şey,
Hamdolsun kardeşimin "süzülmüş salavat-ı şerifeler şişesi" gibi,
benimde bir "kulağıma küpeler sandığım" var,
gitgide daha fazla yer lazım olduğundan
bu sandıkta kendiliğinden büyüyen bir sandık.
Bu güzel mücevherlerden birisini sizlerle de paylaşayım istiyorum,
hiçlik deyince aklıma geldi, içinde hiçlik geçmiyordu aslında
ama bir vesile ile herşey biribirine bağlanıveriyor işte.
" Allahü zül celal sadece namazda karşısına dikildiğin değildir,
öyle sanıyorsan sen kendini BEN sanıyorsun,
sen ayrı Rabbin ayrı değil,
Hayat daim Allah ile yaşanır,
Allah'lı su içersin,
Allah'lı yemek yersin,
Allah'lı nefes alırsın,
Allah'lı konuşursun,
kısacası
her ne yaparsan yap Allah'lı olursun.
böyle olmazsan sen birşey değilsin.
esas namaz budur, hayatın kendisi namazdır,
herşey Allah için yapılır, Allah'lı yapılır.
O'ndan habersiz birşey yapamazsın,
sen yaparım sanırsın da,
Allah senden her an haberdardır bunu hiç unutma!."
İşte o gün bu gündür, ne zaman bu sözden uzaklaşsam hep dara düşerim,
Ağzımı açmaya korkarım da, yine yanılır açarım bazen.
Hatta tesettür mevzusunu bu söz ile çözmüştüm ben,
hayat madem namazdır,
namazdaki kıyafet de aslolan ölçüdeki, her zamanki uyulacak kıyafettir
diyerek ;
dışımı süsleyeyim derdime son vermiştim.
Şimdi örtülmesi gerekenin uzuvlar değil,
Allah'ın bahşettiği nimetler olduğunu,
edebinde ilk şartının nimete hürmet olduğunu bilerek
ve kendimi daim denetleme çabaları ile yaşamaya gayret ediyorum.
şaşırdığım hataya düştüğüm olmuyor mu?
hemde çok oluyor.
Yinede Rabbime sığınıp, böyle kendime kızmak ve
Rabbime güvenmek ile devam edip gitmeye çalışıyorum.
Kişi kendinden söz ettiği sürece benliktedir ya,
sözü kendime getirmeden konuşmak benim için çok zor,
kendimden başka bir bildiğim yok çünkü,
onuda layıkıyla bilsem zaten olması gereken olacak.
"Kişi nefsini bilirse, Rabbini bilir "
böyle bir söz ustalığım yok, o sebeple
yanlış ve hatalarım için çok özür diliyorum.
Allah celle celalhu cümlemize daim hayrlar versin inşaallah. Âmin!.