DERMAN DOKTORUMDAN İNCİLER

Kullanıcı avatarı
tahaakb
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1312
Kayıt: 20 Oca 2010, 02:00

Re: DERMAN DOKTORUMDAN İNCİLER

Mesaj gönderen tahaakb »

Resim



Abdest



Abdest Almak Malzemesi : Su, Toprak

Su bulunmadığı zaman toprak ile usulü üzre abdest alınır.

Buna teyemmüm ismini veriyoruz...

Bu hâl sabah ve akşam namazları vakti için geçerlidir.

Vakit geçti mi geçerli değildir.
Öğle, ikindi, yatsı namazları için geçerli değildir.

Muhakkak su bulmalıdır.
Çünkü bu namazların kazası olur.

Fakat sabah ve akşam vakti namazlarının kazası yoktur.

Onlar o vaktin namazıdır.
O vakit için kılınması emredilmiştir.

O vaktin hürmetine, “Matlail fecir”.

Biliyorsun o da başkası.

Mesh hikâyesi de:

Sabah ve akşam namazlarından evvel alınan abdestten sonra giyilirse bütün vakitler için muteberdir.

Geçerlidir.
Öğle, ikindi, yatsı namazlarından evvel alınan abdestle giyilirse geçerli değildir.
Bir harbde Resûlü Ekrem:

“Ben sabahdan abdestli idim!” diyerek ayaklarına meshetmişlerdir.

İtikad bir emr-i vicdanidir.

Kimsenin itikadına karışılamaz.
İbâdet ise ruha aittir.

Esaslar değişmez, ibâdetin icrası için:

Bir teklif-i şer’i, bir de lezzet-i ruhanî kâfi olduğundan zaman ve mekânla tahavvül icabetmez.

Hayat-ı uhreviyeye müteallik ahkâmda, insanlar bildikleri gibi edemez. Peygamber nasıl emretmiş ise öyledir...

Bazı hâllerde:

Tetkik neticesi bir madde, bir kaide tesbit etmeleri ictihad kabul olunan bir kanun gibi olur.
Dinle, bu hikâyeden birşey çıkar.
içinde çok güzel bir haber ve öyle olması muhakkak lâzım bir sır vardır. Onu bul!

Ruhuna lezzet verir:

1- “Suyun üzerine seccadesini serdi namaz kılmaya başladı!”.
2- “Havaya serdi seccadesini namaz kılmaya başladı!”

Biri suyun üzerinde, batmıyordu.

Diğeri havada boşlukta düşmüyordu.

Bu olur mu, Olmaz mı?
Kimi olur der.

Kimi böyle şey olmaz der.

İkisi de akla göre haklıdır.
Münakaşaya lüzum yok...

Biri de onları gördü.

Geldi yanlarına...

Suyun üzerindekine:

“Senin yaptığını batıklar da yapar, saman çöpü de!”
Havada boşlukdakine:

“Senin yaptığını sinekler de yapar...

Bağdat hırsızı da halı üzerinde uçuyordu...

Bunların ötesindekini göster de seyredelim, bakalım, görelim!” dedi.

“Su üstünde yürürken,
Bulutlar arasında giderken,
Denizin içinde yol alırken namaz kılanlar vardır.
Başka diyarda iken burada kendini gösteren, sesini gönderen konuşanlar vardır!” diyeceksin.
Vapurda, Kayıkda, Tayyarede, Balonda, Deniz altında, Televizyonda konuşup görünen sesini gönderen değil mi?..
Aklına sor.

“Evet mi?

Hayır mı?” yi.

Bunların hepsini bulan insan dimağı değil mi?

Bunları keşfi icad eden bunları yapmıştır.

Kendisi niçin bunlarsız yapmasın.

Bal gibi yapar...

Yalnız aklını ayar et!

Sonra gel konuşalım.

Ayar edersen gelmezsin.

Zira o zaman utanırsın...

“Cesaret insanı zafere

Kararsızlık tehlikeye
Korkaklık ölüme götürür!”

Yavuz Sultan Selim böyle demiş birgün.
O günü bul!

Hangi gün ve nerede?..

Tarih biliyorsan eğer...

Yavuz’un sol kulağında küpe vardı...

Niçin?...

Sakalı yoktu...

Bunları bilemezsin.

Onlar büyük birşey ifade etmektedir.

Sana gülünç gelir bunlar ama sen bilmediğin için gülünç durumda kalırsın.
Bir öğrensen kendine acır ve utanırsın.

Bu lâfar sahibini bulur...

Su ile abdest almada niyet yoktur.
Teyemmümde “Toprakla” abdest almada niyet vardır.
Sebep ve niçin?

Nedir?

Teyemmüm sabah ve akşam vakitleri için geçerlidir.

Bu vakitlerin kazaları olmadığındandır.

Diğer namazlarda geçerli değildir.

Onların kazaları olduğundan su buluncaya kadar beklenir...

Abdest âyeti hicretten sonra Medine’de . inmiştir.

Ondan sonra da toprakla teyemmüm emrolunmuştur.

Mekke’de iken abdest yoktu ve sabah akşam vakitleri için mi’racda namaz kıl emrolundu.

Diğer üç abdest âyeti indikten sonra “ara namazları da” âyetinden sonra namaz beş vakit olmuştur.
“Mi’racda 5 vakit namaz o emrolundu!” uydurması hâlâ söylenmektedir.

Bu Kur’ân’ı aykırıdır.
Namaz yalnız islâm dinindedir.

Birçok saçma rivâyetler vardır.

Elli vakit emrolunmuş.

Yok felan peygamber şu namazı kılmış.

Bunların hepsi hilafı hakikatdır.

Diğer peygamberlerde salât vardı.

Salât dua demektir.

Onlarda ne abdest, ne de gusul vardı.
“Yok mi’racda elli rekât çoktur geri dön, indir!” diye Hz. Âdem söylemiş.
Bu ne saçma iddiadır.

Nerede söylemiş?
Bunu Resûlü Ekrem’e bile söyledi diye çıkaran maalesef din âlimi diye geçinenler hâlâ bu saçmalığın esareti altındadırlar.

Oruçda niyet vardır.

Niçin?

Sebep nedir?
Oruçda dil ile ikrar, cesed ile tasdik vardır.

Ondan ötürü niyet lâzımdır.
“Birşey yememek, içmemek” cesed ile tasdik olur ki serbest olan nefsi, cesedî ve ruhî arzulardan uzaklaştırmak nefsin cesed ve ruhla alâkasını kesmektir.

Peki öyle ise niyet bir nevi söz vermektir.

Kime hitaptır?

Bu söz verme...

Ondan dolayı bu söz bozulursa 60 gün kefaret orucu lâzım gelir ki ve ara vermeden “60 gün”...
Hergün için 60 gündür.

Kefaret orucu bir ceza değildir.

Bir nevi tövbedir.

Bu lâfa dikkat et!

Zira oruç dilsiz bir vücud duasıdır...

Namaz, insan vücudunu unutup ruhun hakim olduğu bir vaziyetdir.
Oruca niyet edip de tutarken hiçbir özür yokken irade haricinde olmayan bir sebepten orucu bozmak.

Yemek, içmek, Seks, Oruçlu iken adam öldürmek, Hayvan öldürmek, Av yapmak.
Oruçlu iken suya girdiğinde “Deniz, Göl, Havuz” içinde iken kimse görmeden içine işemek orucu bozar kefaret lâzımdır.
Denizde yıkanmak, Yüzmek orucu bozmaz.

Fakat su içinde iken suya işemek (Kimse görmedi diye) orucu bozar.
Kefaret hergün için “60” gündür.

Niçin “60” gündür?

Onu söylersem dilini yutarsın...

Ramazanda oruçlu iken kefareti husule getirecek hareket “ 1 gün de olsa” ramazan orucunu bozmuş tutmamış sayılır.

Fakat oruca devam edecek.

“30” gün ramazanı tekrar tutmak lâzımdır.
Tutmadığı günün orucunu da ara vermeden “60” gün.

Denizin içinde iken kimse görmüyor diye orucunu bozar, bu orucun bozulması ile bitmez.

Peki ne olur?

Hâlâ utanmadan, ne olur diye düşünüyorsun.
Bu hatanın tamiri yoktur.
“Ne tövbe, ne tekrar oruç tutma, ne de kefaret”.

Bu töhmetden kurtulmak çâreleri yoktur.
Aman dikkat et!..

Peki oruçlu değilsin.

Aynı işi yaparsan ne olur?

Su içinde iken işenmez dedik ya...

İslâmda bu hareket:

Büyük küfür.

Yaradılışa hakaret.

Suya hakaret.

İnsanlığa hakaret.

Neticede Cenab-ı ALLAH’a bilinmeden isyan olmuş olur.

Denizin kirletilmesi bu asırda ne olduğunu, ne olacağını akıl ve idrak sahiblerine bırakıyorum...

Gündüz uyurken veya bakmak sûretiyle ihtilâm olsa oruç bozulmaz. Gusleder.

Eşini öpmek, dokunmak ile boşanma olursa oruç bozulur.

Kaza lâzım gelir, kefaret, lâzım gelmez.
Bile bile cinsi münasebet yapanın orucu bozulur.

Kaza ve hem de kefaret lâzım gelir.
Oruçlu kimse unutarak orucu yese, cinsi münasabetde bulunsa orucu bozulmaz.

Bu hatâ zorla yapılırsa oruç bozulur.

Kaza lâzımdır...
9.4.1987 Perşembe


سَلَامٌ هِيَ حَتَّى مَطْلَعِ الْفَجْرِ

“Selamün hiye hatta matle'ilfecr : O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.” (Kadir 97/5)

Müteallik : Alâkalı. Bir yere bağlı, bir şeye mensub.

Ahkâm : hükümler.

Tahavvül : (Hâl. den) Birinden diğerine geçmek. Tebdil olunmak, değişmek. Dönmek. Bir hâlden başka bir hâle geçmek.

İctihad : Kudret ve kuvvetini tam kullanarak çalışmak. Gayret etmek. Çalışmak. * Anlayış. * Kanaat. * Fık: Şeriatın fer'î mes'elelerine âit hükümleri, İslâm müçtehidlerinin, usulüne uygun olarak, Kur'an ve Hadis-i Şeriflerden çıkarmaları ve bunun için tam gayret etmiş olmaları. Böyle ictihad eden zâtlara Müçtehid denir.

Uhreviye : Âhirete dair, âhiretle alâkalı. Öteki dünyaya ait.
Resim
Cevapla

“Fikrî Derlemeler, İncelemeler ve Zevkler” sayfasına dön