+-DÖRT İŞLEMx:

Cevapla
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

+-DÖRT İŞLEMx:

Mesaj gönderen aNKa »

Kendini kendinle topla

Herkes biliyor ki:
Herkes için her şey olamazsın
Her şeyi bir anda yapamazsın.
Her şeyi mükemmel yapamazsın.
Her şeyi herkesten iyi yapamazsın.
Sen de herkes gibi bir insansın.

Öyleyse:
En azından, birisi için önemli bir şey ol.
Bir anda sadece bir şey yap.
Bir şeyleri hep eksik bırakacağını hatırla.
Bir şeyi herkesten iyi yapmaya bak.
Böylece hiç kimsenin senin gibi olamadığını gör.
Herkesin herkes gibi olmaya çalıştığı yerde,
sen, sen ol, böylece herkesten daha iyi ol.


Kendini kendinden çıkar

Çok uzaklara gitmeye gerek yok.
Yaşın kaç ise, bir o kadar rakamı yaşından çıkar ki geriye sıfır kalsın.
Hayata başladığın güne git.
Doğduğun gün ağzından çıkan ilk çığlığı hatırla.
Şu anda yaşadığın şehirde bir günde yüzlerce, binlerce bebek doğuyor.
Hepsi de bir çığlıkla karışıyorlar hayata.
Kendine bir sor; onların doğması ne kadar umurunda?
Ne kadar önemsiyorsun uğramadığın bir yerde, tanımadığın bir kadının tanımadığın/tanımayacağın bir bebeği doğurmasını?
Doğduğu gün işte sen de böylesine umursanmaz biriydin.
Şükür ki yanı başında annen baban vardı da, dünyaya ilk acemi bakışlarına şefkatli bakışlarıyla karşılık verdiler.
Elinden tuttular, ninni söylediler, büyüttüler, beslediler seni.
Seni önemli kılan onların sevgisiydi.
O sıralar seni ne Nike tanıyordu, ne Coca-Cola önemsiyordu, ne de LCW düşünüyordu.
Seni önemeyenler, üstünde hiçbir şey olmadığı halde önemsiyordu seni.
Seni sadece sen olduğun için seviyorlardı.

İstersen doğduğun günden biraz daha geriye gidelim.
Birkaç ay daha geriye..
O zamanlar annenin karnında karanlıklar içindeydin.
Sadece onun fark ettiği, onun hissettiği biriydin.
Oracıkta kala kalsaydın ya da hiç çıkamasaydın, kimse önemsemeyecekti seni.
Bildiğin bütün markalar seni hesaba katmadan satmaya devam edecekti, sevdiğin bütün reklamlar seni düşünmeden oynayıp duracaktı.
Bir de şöyle düşün: Sen içerideyken henüz gözlerin tamamlanmamıştı; gözlerinin olmadığını gören, gözlerinin olması gerektiğini düşünen, gözlerini olması gerektiği gibi olması gereken yere koyan ne annendi, ne babandı, ne de kendindin.
Sana sorulmuş olsaydı, henüz ışığı bile tanımadığın için gözlerine ihtiyacın olmadığını söylerdin.
Sana sorulmuş olsaydı, henüz yolları, bahçeleri, kaldırımları, vitrinleri görmediğin için ayaklarıma gerek yok derdin.
Belki ellerini bile istemeyecektin.
Belki yüzünü bile gereksiz görecektin.
Şimdi bir düşün seni önemli kılan, gözlerinin önüne taktığın gözlük mü, ayaklarına geçirdiğin ayakkabı mı, ellerine taktığın eldiven mi, boynuna doladığın atkı mı?

Birkaç ay daha geriye gidelim.
Henüz iki hücreden ibaretsin.
Annen bile farkında değil varlığının.
İki hücre hâlâ daha nasıl olduğunu anlayamadığımız bir hızla, olağanüstü bir düzenle çoğalıp ayrışmasaydı da, anne rahminden düşüverseydin kimse fark etmeyecekti seni, kimsenin fark ettiği biri olmayacaktın.
Hatta, bir adın bile olmayacaktı.

Hiç doğmasaydın, şu an aramızdan eksik olacaktın.
Ama eksikliğini bile fark etmeyecektik.
Caner şimdi burada olsaydı! bile diyemeyecekti annen baban ve sınıf arkadaşların.
Çünkü olmayacaktın ve olmadığın için de olmadığın fark edilmeyecekti.
Örneğin Sümeyye seni ne kadar özledim! diyen bir arkadaşın olmayacaktı.
Çünkü hepten eksik olduğun için arkadaşın eksikliğini çekmeyecekti.

Senin anlayacağın hiç var olmamak ölmekten beterdir.
Öldüğünde hiç olmazsa, ardın sıra ağlayanların olur, eksikliğini çekenler olur, özleyenlerin olur.
Ama hiç yaşamadığında, hesaba katılmazsın, sözün bile edilmez.

İşte şimdi hesabını yeniden yap; kendini kendinden çıkar.
Geriye sıfır kaldığında, yani sen adı bile olmayan bir hücre topluluğu olduğunda seni önemseyen kim olabilir?
Tanıdıkların içinde öyle biri var mı? Sevdiklerin arasında seni hiç yokken seven biri var mı? Örneğin, yüzün ortada bile değilken yüzünü özleyen biri var mı?

Nasıl olabilir ki? Seni en çok sevenler bile seni sen varolduğun için sevdi. Şimdi sen, seni sen yokken bile seven birini düşünmek istemez misin?
Seni sen var olduğun içen sevenleri hatırladığın kadar, seni sevdiği için var edeni hatırlamak istemez misin?


Kendini kendinle çarp

Bu sabah aynaya bir bak.
Bakalım kimi göreceksin.
Elbette yeryüzündeki bütün insanlara benzeyen bir insan yüzü.
Kaşları, gözleri, yüzü, burnu, kulakları, saçları ile sen de herkes gibi bir insansın.
Ama aynada herhangi bir insanı görüyor değilsin.
Kendini görüyorsun.
Tümüyle sana özel, sadece senin için yaratılmış bir yüz görüyorsun.
Yani senin yüzün gibi başka bir yüz yok.
Onun için yüzüne bakanlar seni, sadece seni görüyorlar.
Seni tanıyanlar yüzünden tanır, sevenler yüzünü sever.
Herkese benzeyen birini değil.
Bütün zamanlarda, senin yüzün gibi bir yüz olmadı, senin yüzün gibi bir yüz olmayacak.

Şimdi tekrar düşün.
Sen, en azından yüzüne bakarak anlayabileceğin gibi, seni yaratan için bir tanesin, biriciksin, çok özelsin.
Aynaya bakıp yüzünü gördüğünde, hep bunu hatırla.
Sen hayran olduğun birilerine benzediğin için önemli değilsin.
Sen şarkılarını severek dinlediğin şarkıcı gibi konuştuğun için özel değilsin.
Sen giydiğin ayakkabı sayesinde, tuttuğun takımın başarıları yüzünden, tişörtünün üzerinde yazan marka için biricik değilsin.
Sen, sadece Sen olduğun için önemlisin.
Seni biricik, bitanecik ve özel olarak yaratan, yaşatan bir Yaratıcı seni önemsediği için önemlisin.


Kendini kendine böl

Etrafına bir bak.
Ne kadar çok insan ne kadar çok şey peşinde koşuyor.
Çok para, çok mal, çok yer, çok iş, çok yemek, çok araba, çok tatil, çok çok
Ne kadar telaşla yaşıyorlar.
Herkesin çok acelesi var, çok telaş içindeler, çok koşturuyorlar, hep bir yerlere yetişmek istiyorlar.
Durup kalsalar kaybedecekler sanki..
Koşturmasalar ellerindekileri düşürecekler gibi.
Şimdi bir de kendine bak.
En çok ne mutlu ediyor seni?
Kimler sana gerçek dostluk yüzü gösteriyor?
Kaç sahici arkadaşın var?
Kaç sırdaşın var?
Çok az şey mutlu ediyor seni.
Dostların pek az.
Arkadaşlarının ve sırdaşlarının sayısı bir elin parmağını geçmiyor.
Bazen sadece nefes almak seni mutlu etmeye yetiyor.
Özlediğin bir dostunu görmek, özlediğin bir sahilde yürümek, sevdiğin bir yiyeceği yemek, sevdiğinin iki gözünün içine içine bakmak mutlu ediyor seni.
Hepsi az şeyler..
Çok az şeyler…

Şimdi geri dön.
Dur ve yeniden bak.
Meydanlarda koşturan insanların aradıklarını bir düşün.
Merdivenleri telaş içinde tırmanan, otoyolları son hızla tüketen kalabalıkların neyin peşinde olduğunu düşünmeye çalış.
Aslında onların çoğu senin çoktan bulduğun çok az şeyin peşinde.
Ama çok koşturdukları için bir türlü durup kendilerine soramıyorlar.
Yazık ki aradıklarını sandıkları şeyi bulduklarında da tanımayacaklar.

Sen senin için önemlisin. Biricik olduğun için önemlisin.
Kendini başkalarıyla kıyaslamayı bırak. Kendini kendinle kıyasla.
Kendini başkalarının yaşadıkları ile tanımlamak yerine kendi yaşamınla tanımla. İçinde başkasının plağı çalmasın.
Kendi sesinle konuş. Kendi yüzünle bak hayata.
Kendini önemli bilerek yürü sokaklarda.

Nefes alıp verebildiğin için, güneşe çıplak gözle bakabildiğin için, rüzgârı hissedebildiğin için mühimsin.
Yaratıldığın için önemlisin.
Kendini kendine bölersen, eline tam tamına bir 1 geçecek.
Ne yarımsın, ne eksiksin, ne de kimselerin seni tamamlamasına ihtiyacın var.
Sen mühimsin.



ALINTI
En son aNKa tarafından 11 Ağu 2008, 14:26 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
abla
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 3
Kayıt: 30 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen abla »

teşekkürler. güzel bir yazı
Kullanıcı avatarı
Seleme
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 94
Kayıt: 01 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen Seleme »

sağolasın ankakusu..emeğine sağlık..
wesselam
[img][/img]
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Dört işlem dört unsur gibi güzel olmuş. Eline sağlık. Kulihvani nin deyimi ile "Bir tohuma canlanabilmek için önce bir avuç TOPRAK ister, aynı zamanda canlılığı sağlayabilmek için HAVA ister, tabi bunun yanında SU da ister birde Hayy diriliğini alabileceği ISI ister (Güneş enerjisi) HAVA-SU-TOPRAK-ISI...
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

ŞÜKRAN BİZDEN SİZLER SAĞOLUN...
MUHABBETLE...
Resim
Kullanıcı avatarı
sdemir
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 487
Kayıt: 24 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen sdemir »

Resim
kendini kendinde TOPLA!
Kendini kendinde ÇARP!
Kendini kendinde ÇIKART!
Kendini kendinde BÖL!

paylaşım için teşekkür ederim
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/sdemirimza.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

AKIL : TOPLAYAN
NEFS : BÖLEN
KALB :ÇARPAN
RUH : ÇIKAN

AKIL sıfırdan başlar... hayat boyu TOPLADIKLARl ile söz sahibi olur...

NEFS BÖLEN' dir... Her şeyi böler... böler...böler... YOK eder...

Kalb ÇARPAN' dır... O çarptıkça çarpılırız gördüklerimize...

RUH ÇIKAN' dır... Emr Âlemindendir ve EMR geldiğinde ÇIKAR gider...

İnsan DÖRT işlemi nasıl kullandığına göre SONUÇ elde eder...

İNSAN ise DÖRT işlemin sonucudur...

DÖRT KUŞU BİR' leştiren gibi...

Sağolasın ANKA KUŞU... güzel bir yazıydı...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
katre-iNur
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 272
Kayıt: 13 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen katre-iNur »

Kıymetli Anka Kuşu;

Kafdağındasın biliyorsun ki kafdağı insanların yürekleridir. Sen de yüreklerimizdesin. Hayat matematiktir diyenlere güzel bir örnek. Sağol. Rabbim Bereketinizi arttırsın.

Es Selam
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/katreimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

0*0=> 0

0+0=> 0

0-0=> 0

0/0=> 0

Kendinden geçme hallerinde sıfıra sıfır elde var sıfır...
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


ZEVK - 1672

Dört işlem ustası Sensin, KUL İHVÂNÎ gülüyorsun
Toplayıp - çıkarıp - çarpıp, biri bine bölüyorsun
Dağlardan dursuz duraksız, denize koşar ırmaklar
Herzaman, her yer, her hâlde, hazır ol ki; ölüyorsun...
Resim
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

benim bir varsa komşumun iki olsun dersen senin üç tane olur

gelde iman etme matematiği bile bereketli bi dine (:
Cevapla

“İlim” sayfasına dön