RIZA ayından HEDİYE

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

RIZA ayından HEDİYE

Mesaj gönderen Gul »

Resim




Sevgili Nuriye Ablacığım,
Bu kelimeler size ve ailenize bayram hediyemdir...Allah (c.c) sizden ve ailenizden razı olsun..Her zaman sizlere kolaylıklar nasip etsin...

Yazı gönlümden aktığı gibi yazılmıştır..Selametle...



BAYRAM İnşaAllah...

Bu yazı Nuriye Ablamıza bayram hediyesidir.

İster ramazanın son gecesi deyin, ister arife gününün gecesi deyin, ister bayram gecesi..Ne dersiniz deyin ...

Arife günün gecesi karışık bir gece idi...Uykuya geçmeden önce
7 tomurcuğuma bakmıştım ne ALEMdeler diye...Gül çiçeğimin adı “ Hüvallahüllezi Lailahe İlla HU “du. Bu çiçeğim tek dalda 7 tomurcuk vermişti..Ana daldaki tomurcuk patlamaya hazırlanıyordu hemen ana daldan üreyen yan kollardaki diğer tomurcuklarımda sırasını bekliyordu beyaz perdeye çıkmak için...Yedisi birden geliyordu bayram yerine...Gül’ümün yanında hemen rahim ismini verdiğim aslan ağzı vardı..Aslan ağzı tüm canlılığı ile 7 çiçek açmıştı bİLE...Çiçeklerin yanı sıra tomurcukları da vardı üstünde....Epey geç olmuştu...Bir süre daha çiçeklerimi izledikten sonra gidip yattım...

Belli olmakla olmamak arasında kalmış, surete bürünmekle bürünmemek arasında kalmış bir şekilde bütün gece karanlıklarda sıra bekledim Nuh’un Gemi’sine binebilmek için....Bu belirsizlik içinde BAYRAM’da açıldı gözlerim..Sabah olmuştu...Alem-Adem ilişkili her zerrem tebrik etmek ve tebrik edilmek istiyordu. Bu ilginç bir duygu idi. Bir alış-veriş isteği vardı her yerimde... ..Namazın ardından İmamın eşliği ile başlayan gizli kulluk itirafımla, Subhanallah-Elhamdülilah-Allahu Ekber ve La ilahe illallah zikrleriyle bu karşılıklı alış-verişe başlanılmıştı....

Kahvaltıda babama hocamızın
‘la ilahe illa Allah’ tevhidini mutmainne nefsi anlatırken anlattığı şekilde anlatmak istemiştim..

“Eşyâ kökenli olan beden ": asla olamaz!" diyor.

Esmâ kökenli olan nefs akıl nûruyla ayılınca "ilâhe: ilâh yok (mu ?)" diyor.

Sifatî kökenli Kalb "illâ: ancak!... İlâh yoktur" diyorsun ancak, basîret olan Nûrullahla (Nûr-u Muhammed'le) Emr Âlemi (ilâhî âlem) kökenli Ruhu dinle" deyince ve

ZAT can kulağını verince, RUH hâliyle: "ALLAH" diyerek tevhidi tamamlıyor :”

Baba-kız o sabah çok güzel sohbet ettik...(O sabah rüzgara YELKEN açmışız meğer...)

Daha sonra başka bir şehirdeki evimize gitmek üzere evden çıktık...Babam-annem kardeşim ve ben 4 kişiydik...Az bir yol aldıktan sonra Nuriye Abla aklıma geldi. Ve kendisine gönlümden bir hediye alıp göndermek geçti. O sırada bir dua düştü gönlümden dilime!”Allah’ım senin razı olacağın O’nun da gönlüne sinecek bir hediye verebilmeyi nasip et bana” şeklinde...
Bu sırada kardeşim müziği açmış, o çok sevdiğim Volkan Konak şarkılarını dinliyorduk ...Annem ve babam arabanın arka koltuğunda oturuyorlardı..Aynadan babama takıldı gözüm..Ve Anneme...İçimde bir huzur vardı..O huzurla ‘Allah’ım babamdan ve annemden bizi büyütüp besledikleri için razı ol’diyiverdim. Diyiverdim ama bu sadece başlangıçmış.Hemen ardından dedelerimi,babaannemi, anneannemi unutmak olmaz dedim.E onları büyütüp besleyen dedeler nineler ne olacak. Derken 7 göbek geriye kadar gittim. Bitti mi hayır bitmedi. Ya daha gerisi!..Y ok yok bu böyle olmayacaktı..Bunun kolay bir yolu olmalıydı, derken işte o
“DUA” : Allah’ım Hz .Adem (a.s)’dan ba-ba-maaaa diyordum ki bembeyaz bir minare..Minarenin başı sonu ucu heryeri SÜT BEYAZ....O an içime bir ATEŞ düştü....’SÜT BEYAZ BİR ATEŞ’...İbrahim (a.s)'i yakmayan ateş aklıma geldi.. O ATEŞ bu ATEŞmiş dedim kendi kendime...


’SÜT BEYAZ BİR ATEŞ
O ATEŞŞŞ ATEŞ!
İBRAHİM’İN ATEŞİ BU ATEŞ’

Bir yandan duamı toparlamaya çalışıyorum bir yandan gözlerimdeki nemler belli olmasın diye gözlüğümü takmaya çabalıyorum, bir yandan da dinlediğim şarkının tamda o andaki sözlerinin süt beyaz kalemle yüreğime yazılmasına şahidlik ediyorum yangında yanmadan...

‘Sen kalem ol ben de kağıt
YAZ beni YARİM yarim
ÇİZ beni YARİM yarim
ÇÖZ beni YARİM yarim
Ah BENİ beni”...

Az kendime geldikten sonra hemen duamı toparladım....
“Allah’ım Hz .Adem (a.s)’dan babama kadar tüm HAYY( el Hayy(c.c)) zincirinden sen RAZI ol...."

Ruhumun aldığı derin nefes kalbime esip, kalbimden nefsime (es) Selam-ed-erek son nokta olan bedenimde HAYYat bulmuştu....Geriye dönüşünde ise son nokta olan bedenimden bu defa ilk nokta olarak çıkıp oradan nefsime uğrayıp oradan kalbime kalbimden ruhuma ruhumdan ‘ALLAH(c.c) elhamdülillah’ diyerek semaya karışıyordu... Derin bir nefes ALIŞ-VERİŞinden sonra artık herşeyin sahibi la ilahe illa Allah’tı...

Babamın o günki tişörtü
lacivert üzerine sırasıyla enine kırmızı-turuncu-yeşil-mavi çizgiliydi.....

Yolculuk devam ediyordu...Bir köy camisi daha...Minarenin kendisi beyaz, ucu şu an yazdığım yeşildendi...Hemen ileride karşı tarafında bir minare daha..Kendisi beyaz, ucu lacivert...Gökyüzüne yeşil uçla, lacivert
la ilahe illa Allah yazılıyordu... Hocamızın ancak mutmain olmuş bir nefs ‘la ilahe illa Allaah’ diyebilir’...sözü geliyor aklıma....

Memleketimize gelmiştik. Hemen girişte bir tabela ilişti gözüme... Beyaz bir fon üzerinde lacivert yazılarla ‘devlet hastanesi’ yazıyordu...
‘La ilahe illa Allah muhammeden resulullah’ diyordu bu tabela da....Ve herşey...Herşey....

Eve geldik...Babam kabristana gitmek istedi...Peygamberimizin(s.a.v) kabristan ziyaretiyle küçük günahlarımızın affolacağı müjdesi varken, babamın bu isteğini bir fırsat ve vesile bilmiştim...

Evden çıkarken yanıma bir dua kitabı aldım...

Kabristana gelmiştik...Babam bir çok yakınımızın kabrini ES geçmişti... Annesinin(babaannemin) kabri yanından geçerken annem diye eliyle işaret etti..İyide baba bu telaş niye ne arıyorsun niye akrabalarımızın kabirlerini ES geçiyorsun diye içimden geçirirken ..İşte buldum burası dedi..Babamın kabri...Eliyle de bana dedemin ayak ucunu işaret edip ‘otur buraya’ dedi...

Yerim rahattı... Bakalım o yerde yatarken de rahat olacak mıydım?...

Dualarımızı edip tüm ‘Hayy’ zincirine hediye ederken
ya ‘kadınlar’ dedim..Onlar bu zincirin neresinde!....KADINlar la beraber SILA-İ RAHİM kavramı düşmüştü aklıma. Papağan gibi tekrarlıyordum.Sıla-i rahim, sıla-i rahim, sıla-i rahim...Sıla-i rahimle beraber Nuh (a.s)’ın gemisini de düşünmeye başlamıştım.Bir BAĞ vardı aralarında ama neydi!...Israr etmedim... İbrahim (a.s)’a (es) Selam ederek, kısmetse BAĞlanırız dedim Nuh (a.s)’a.....

Kabristandan çıkınca babam arabanın içinin ve dışının temizlenmesini istedi...Öyle ya yolculuklar esnasında bineğimiz olan arabamız kirlenmişti...Burada aklıma peygamberimizin(s.a.v) günde 70 defa istiğfar ettiği geldi...

Şimdi zaman tevbe-istiğfar zamanı diyerek, temizlik kısmını uzun uzadıya anlatmak istemiyorum...

Şimdilik bu kadar deyip 'inşaAllah devam ederiz'le noktalayalım...


Hocamızın o güzel 1071 zevkiyle zevklenip
bir sonraki 1072’ye Yelken açalım inşaallah!

nur-ye yazdı: >>>>>> GÖNLÜMÜZÜN SESİ >>>>>>


ZEVK 1071


Gör cemâl-i Ahadiyyeti!.. Perde olmasın seyre kesret!
Üryan olan – ayân - beyân (İbrahim ol!) RABB’ın ara!
Halil’e çözdür göz bağın, soyunsun sûreti sîret
Nuh’un gemisine gir - gel! “Emân” dalgaya - dağlara!..


Kul İhvani
17.11.1994 10:08 dr..


Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim
nur-ye yazdı: >>>>>> GÖNLÜMÜZÜN SESİ >>>>>>


ZEVK 1071


Gör cemâl-i Ahadiyyeti!.. Perde olmasın seyre kesret!
Üryan olan – ayân - beyân (İbrahim ol!) RABB’ın ara!
Halil’e çözdür göz bağın, soyunsun sûreti sîret
Nuh’un gemisine gir - gel! “Emân” dalgaya - dağlara!..



Kul İhvani
17.11.1994 10:08 dr..



Resim


YARİM YARİM

Sevdan ile düştüm yaban ellere
Dalıp çıktım ateşlere küllere
Giyin demir çarık gel ardımsıra
Dağlara yollara çöllere

Diyardan diyara bir yol
Sor beni yarim yarim
Bul beni yarim yarim
Gör beni yarim yarim
Ah beni beni,

Sen kalem ol ben de kağıt
Yaz beni yarim yarim
Çiz beni yarim yarim
Çöz beni yarim yarim
Ah beni beni

Kurban olam kalem tutan ellere
Dertli dertli nağme çalan tellere
Yanık yanık türkü diyen dillere
Dağlara yollara çöllere

Diyardan diyara bir yol
Sor beni yarim yarim
Bul beni yarim yarim
Gör beni yarim yarim
Ah beni beni,

Sen kalem ol ben de kağıt
Yaz beni yarim yarim
Çiz beni yarim yarim
Çöz beni yarim yarim
Ah beni beni.........

Yarim Yarim




SEVgili YOL kardeşim Gul’üm,
İBRAHİMi ATEŞlerinden çıkan GÜL BAHÇEsinde ZEVKle dOLaştım.

kulihvani yazdı:''ÇİLElerimize MUHAMMEDi çiçek açtırabilirsek değeri biçilemez,
yoksa zahmet çekmekten öte gidemez…''

kulihvani yazdı: SEVgili Kul İhvanimİZ sÖZünde der ki; '' RESULULLAH Sallallahu Aleyhi Vesellem Efendimizin, MUHAMMEDi Melamet YOLunun ASLı temeli SADAKATa ve GÜVENe dayalıdır.
SADIK ve GÜVENilen MUHAMMEDileri cehenneme koysalar cennet yaparlar orayı çünkü dedeleri İbrahim Aleyhisselamdır!..''



MUHAMMEDi GAYRETiniz ile el-ele gönül-gönüle MUHAMMEDi Muhabbet, Merhamet, Hasbi Hizmet ve HAKİKATte.. RAHMET BULUTu sağnak- sağnak yağarken üzerimize DAMLA DENİZde OLduğunu BİLişleri-BULuşları-OLuşları ve YAŞAyışları ile FARKı FARK eder İNŞAALLAH
Çok DUYgulandırdınız beni UYgulamalarınızla....

Sizi GÜL yüreğinizden öpüyorum…
RABBımıza şükreder... DIŞ DÜZEN ve İÇ DENGEnin SEVİYElenmesine GAYRET ederken YAŞAdığınız ve YAŞAttığınız tüm güzellikler için size çok teşekür ederim...

MUHAMMEDi MuHABBEt ve mutluluk İÇinde OLsun,
gönlünüz ve ömrünüz...



Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Değerli gül kardeşim, güzel gönlünüze SELÂM-et dilerim RABBİ'R-RAHÎMimden...
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

Sevgili güllale ve Nuriye Abla AYNen... Gül yüreğinizden öpüp, SELÂM-et dilerim RABBİ'R-RAHÎMimden..
kulihvani yazdı:Resim

AŞK..

Üç Harf ile Beş Nokta… Aşk!
Çoğalır gider ÇOKta… Aşk!
Ayn, Şın, Kaf! Aşk için Aşk!
ASLın AYNıdır YOKta… Aşk!


31.05.09 16:06
TeNde cANda..
Resim
Cevapla

“İlim” sayfasına dön