لَوْ أَنزَلْنَا هَذَا الْقُرْآنَ عَلَى جَبَلٍ لَّرَأَيْتَهُ خَاشِعًا مُّتَصَدِّعًا مِّنْ خَشْيَةِ اللَّهِ وَتِلْكَ الْأَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
---Lev enzelnâ hâzel kur’âne alâ cebelin le reeytehu hâşian mutesaddian min haşyetillâh(haşyetillâhi), ve tilkel emsâlu nadribuhâ lin nâsi leallehum yetefekkerûn(yetefekkerûne):Biz bu Kur'anı bir dağın üzerine indirseydik her halde Sen onu Allah korkusundan başını eğmiş çatlamış görürdün, o temsiller yok mu, işte biz onları insanlar için yapıyoruz gerek ki tefekkür ederler (Haşr Sûresi, 59/21)
---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Bir saatlik tefekkür 60 senelik ibâdetten daha hayırlıdır.” buyurmuştur.(Aclûnî, Keşfu’l-Hâfâ I-370)
Su İle İlgili Tefekkürlerimiz
Sevgili Volkan Can tefekkürünüzü paylaştığınız için çok teşekkürederiz.Volkancan yazdı: Su ile ilgili paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. Elinize emğinize sağlık.
Dün akşam fark ettiğim bir gerçeği Sizlerle paylaşmak isterim.
Bir insanın dörtte üçü sudur. O suyu çıkarırsanız insandan geriye neredeyse bir teneke toprak kalır.
Toprak, Su, Hava, Ateş ; bu dört unsur da insanda mevcuttur. yanılıyorsam lütfen düzeltin; toprak ile su birleşince beden meydana gelmiş. (bir rivayete göre Adem A.S. için melekler, toprağı su ile kırk yıl yoğurmuşlar).
Daha sonra Bu beden havayı teneffüs etmeye başlamış,
havanın da yanmasıyla içmizdeki ısı, ateş ortaya çıkmış.
Dikkat ederseniz insanlar ölüncede önce nefesi kesiliyor, sonra vücudu soğuyor. Toprağa verildikten sonra suyu çekiliyor. En sonunda da toprak olup gidiyor.
Topraktan aldıklarımızı yediklerimizi içtiklerimizi toprağa geri veriyoruz. Bizden geriye kalan ise Cenabı Allah'ın (C.C.) bize emanet verdiği, ruhundan üflediği ruhumuz kalıyor. Onun da akıbetini Cenabı Allah (C.C.) iyi eyler inşallah.
Cümleten Herkese hayırlı günler diliyor geçmiş Mevlit Kandilinizi kutluyorum...
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 197#p63197
Bahsettiğiniz 4 unsuru düşünüce aklıma yerküre de gelirdi. Ancak şimdi size cevap yazarken aklıma gelen Münir Derman Hocamızın'da bir yazısında bahsettiği ve evlerinizde mutlaka bulundurun dediği "testi" oldu. Biliyorsunuzdur ki testi en basit anlatımıyla, çamura şekil verilmesi ve bu çamurun fırında pişirilmesiyle meydana gelmektedir. Ve bir de sırlanmakta...Yani; toprak, su, ateş ve hava... Burada su toprağın kıvamlaştırılması için kullanılmakta. Bu kıvam niçin gerekli , çamura şekil vermek için...
Şekil verildikten sonra ise testi fırında pişirilip suyun testiden uzaklaştırılması sağlanmakta ki testi güçlü kuvvetli olsun. Önce kıvam için su kullanılıyor sonrada suya tamam artık gidebilirsin deniliyor. Böylece artık testi yapılış amacına uygun hareket etme halini almış oluyor. Testinin yapımında kullanılan su artık testi tarafından taşınmaya hazır hale gelmiş durumda.. Önce buharlaştırılıyor sonra tekrar yağmur olup indiriliyor ve testinin içine dolduruluyor. Bu gerçekten çok ilgimi çekti. "Kendi işini kendisine biz birliği içinde gördürmek gibi..." Yani suya kendisinin muhafaza içinde taşınması için toprak ve ateşle işbirliği yaptırılmakta, sonrada onlardan ayrılması sağlanmakta ve sonra tekrar gönderilerek bu dostluğun eserinde yaşatılmakta, iş görsün diye...Sanki boş testi hava ile dolu. Dolu testi de su ile boş gibi... Bu doluluk ve boşluk işi biraz garip oldu ama hayrlısı bakalım.