Kabul__Kabulsüzlük
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
Kabul__Kabulsüzlük
Birisi düşüncelerimizdeyse ve fakat fiziksel olarak yanımızda değilse
ve bunu kabul edemiyorsak "seni özlüyorum" deriz.
Birisi düşüncelerimizdeyse ve fakat fiziksel olarak yanımızda değilse
ve bunu kabul edebiliyorsak "seni düşünüyorum" deriz.
Duygusal denklem oldukça basittir:
Bir şey + kabul =pozitif duygu
Bir şey + kabulsüzlük = negatif duygu
Dolayısı ile kendimizi pozitif veya negatif hissetmemize neden olan
"bir şey" veya "birisi" değildir. O bir şey veya birisini kabulümüz
veya kabul etmeyişimizdir.
Dünya değil ama dünyaya verdiğimiz tepkidir (kabul veya kabulsüzlük)
duygularımızın kalitesini tespit eden.
Bir dahaki sefere negatif bir duygu ile rahatsızlık hissettiğimizde
kimin veya neyin bizi rahatsız ettiğini sormak yerine,
kime veya neye gösterdiğimiz direncin (kabul edememe) içimizdeki
rahatsızlığa neden olduğunu araştıracağız
Direncin yerine kabulü koyacağızve negatif duygu pozitif
bir duyguya dönüşecek.
Duyguların idaresi, bir şeyi veya birisini suçlamaktan vaz geçip,
hayata "kabulle" yanıt verme sorumluluğunu almaya başlamakla olur..
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
- halimkok
- Özel Üye
- Mesajlar: 3843
- Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
- zahidzenderun
- Özel Üye
- Mesajlar: 1026
- Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
Re: Kabul__Kabulsüzlük
HARİKÂ bir tesbit doğrusu. Bu işin altında ki sır, RAZI olmak, rıza göstermek ya.zahidzenderun yazdı:
Birisi düşüncelerimizdeyse ve fakat fiziksel olarak yanımızda değilse
ve bunu kabul edemiyorsak "seni özlüyorum" deriz.
Birisi düşüncelerimizdeyse ve fakat fiziksel olarak yanımızda değilse
ve bunu kabul edebiliyorsak "seni düşünüyorum" deriz.
Duygusal denklem oldukça basittir:
Bir şey + kabul =pozitif duygu
Bir şey + kabulsüzlük = negatif duygu
Dolayısı ile kendimizi pozitif veya negatif hissetmemize neden olan
"bir şey" veya "birisi" değildir. O bir şey veya birisini kabulümüz
veya kabul etmeyişimizdir.
Dünya değil ama dünyaya verdiğimiz tepkidir (kabul veya kabulsüzlük)
duygularımızın kalitesini tespit eden.
Bir dahaki sefere negatif bir duygu ile rahatsızlık hissettiğimizde
kimin veya neyin bizi rahatsız ettiğini sormak yerine,
kime veya neye gösterdiğimiz direncin (kabul edememe) içimizdeki
rahatsızlığa neden olduğunu araştıracağız
Direncin yerine kabulü koyacağızve negatif duygu pozitif
bir duyguya dönüşecek.
Duyguların idaresi, bir şeyi veya birisini suçlamaktan vaz geçip,
hayata "kabulle" yanıt verme sorumluluğunu almaya başlamakla olur..
İmtihanlarımızın sırrı da burada gizlidir. Bize takdir edilene , isyan değil de rıza gösterebiliyorsak, imtihanı kazananlardan oluruz işte. O imtihan da bizden kaldırılır. yenileri başlar...
- anlamak
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 546
- Kayıt: 12 May 2008, 02:00
Re: Kabul__Kabulsüzlük
zahidzenderun yazdı:
Birisi düşüncelerimizdeyse ve fakat fiziksel olarak yanımızda değilse
ve bunu kabul edemiyorsak "seni özlüyorum" deriz.
Birisi düşüncelerimizdeyse ve fakat fiziksel olarak yanımızda değilse
ve bunu kabul edebiliyorsak "seni düşünüyorum" deriz.
Duygusal denklem oldukça basittir:
Bir şey + kabul =pozitif duygu
Bir şey + kabulsüzlük = negatif duygu
Dolayısı ile kendimizi pozitif veya negatif hissetmemize neden olan
"bir şey" veya "birisi" değildir. O bir şey veya birisini kabulümüz
veya kabul etmeyişimizdir.
Dünya değil ama dünyaya verdiğimiz tepkidir (kabul veya kabulsüzlük)
duygularımızın kalitesini tespit eden.
Bir dahaki sefere negatif bir duygu ile rahatsızlık hissettiğimizde
kimin veya neyin bizi rahatsız ettiğini sormak yerine,
kime veya neye gösterdiğimiz direncin (kabul edememe) içimizdeki
rahatsızlığa neden olduğunu araştıracağız
Direncin yerine kabulü koyacağızve negatif duygu pozitif
bir duyguya dönüşecek.
Duyguların idaresi, bir şeyi veya birisini suçlamaktan vaz geçip,
hayata "kabulle" yanıt verme sorumluluğunu almaya başlamakla olur..
Bu hayatta ne kadar acı çektiysem hep kabul edemeyişimden. Nefsime ağır gelmesinden, egoma yenik düşmekten, fazla gururumdan. İnsan bunu anlamak için tecrübe etmesi gerekiyor, yaşaması gerekiyor. Yoksa okumakla, birinin sana bunları söylemesiyle kabul etmek çok da kolay değil...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: Kabul__Kabulsüzlük
Bu yazı bana üniversite yıllarımda tanıdığım çok değerli bir rehber öğretmeni hatırlattı. Çok yakınen sohbet etme imkanı bulduğum Yalçın Bey hep şunu derdi.."Olumsuz duygularında hissedilmesi zaman zaman pozitif bir durumdur..." ve eklerdi...."Mesela bir akrabınızı kaybettiniz , hissettiğiniz duygu hüzündür ve bu pozitif bir olumsuz hissediştir...Ya da birisiyle tartıştınız ve çok kırıldınız ya da kırdınız..Hissetiğiniz duygu kızgınlıkta olabilir pişmanlıkta ya da öfke..Her neyse..O an hissedilen o duyguda olumsuz bir olumlu hissediştir.... Böyle bir durumda zil takıp çalıp oynamanız zaten yersiz bir duygu oluverir.." Ve yersiz olan başka duygulardan da bahsediyordu..Mesela sevinç yerine abartılmış bir sevinç yaşama, pişmanlık yerine abartılmış bir pişmanlık yaşama v.s gibi...Ya da üzüldüğünde hüznü yaşamak yerine öfkeye kapılma, ya da çok sevindiğinde sevinci yaşamak yerine şımarmak gibi...İnsan hangi duyguyu yaşayacağını bilmeli ve bulmalı derdi daima...
Kimi zaman gelir sanki bütün bu olumsuzluklar sadece beni buluveriyormuş gibi gelir... “insanın istemediği ot burnunun dibinde bitiverir” misali... Neden? Kabul mu etmiyorum çirkini, kötüyü, nefreti, öfkeyi…? Ne kadar olumsuz duygu varsa red mi ediyorum… “İyiler hep bana kötüler hep sana…” Bizim oralarda bir laf vardır.. Tamda burda söylenir…“Yok öyle yağma” diye..yok yook….BİZ BİR-İZ...Bizim İbrahim aleyhi’s-selam gibi bir Peygamberimiz var….Cayır cayır ateşte gül bahçesinde gezer gibi gezen bir Peygamberimiz var hamd olsun….Biz O’nu seviyoruz , hem de çok seviyoruz…Muhammed aleyhi’-salatu ve’s-selamın dedesi olduğu için seviyoruz, Allahın Peygamberi olduğu için seviyoruz, bize Nûrun anasın nâr olduğunu öğrettiği için seviyoruz.. O’nu İbrahim aleyhi’s-selam olduğu için seviyoruz…Yani bizim bu sevgimiz livechillah…. Hamdolsun.
Kimi zaman gelir sanki bütün bu olumsuzluklar sadece beni buluveriyormuş gibi gelir... “insanın istemediği ot burnunun dibinde bitiverir” misali... Neden? Kabul mu etmiyorum çirkini, kötüyü, nefreti, öfkeyi…? Ne kadar olumsuz duygu varsa red mi ediyorum… “İyiler hep bana kötüler hep sana…” Bizim oralarda bir laf vardır.. Tamda burda söylenir…“Yok öyle yağma” diye..yok yook….BİZ BİR-İZ...Bizim İbrahim aleyhi’s-selam gibi bir Peygamberimiz var….Cayır cayır ateşte gül bahçesinde gezer gibi gezen bir Peygamberimiz var hamd olsun….Biz O’nu seviyoruz , hem de çok seviyoruz…Muhammed aleyhi’-salatu ve’s-selamın dedesi olduğu için seviyoruz, Allahın Peygamberi olduğu için seviyoruz, bize Nûrun anasın nâr olduğunu öğrettiği için seviyoruz.. O’nu İbrahim aleyhi’s-selam olduğu için seviyoruz…Yani bizim bu sevgimiz livechillah…. Hamdolsun.
- der-ya
- Özel Üye
- Mesajlar: 853
- Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01
Re: Kabul__Kabulsüzlük
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: Kabul__Kabulsüzlük
Hased İhtiyari Olmadığına Göre İnsan Neden Sorumlu Olur?
Bil ki, hased edilene karşı onu çekemeyen şahsın kalbinde meydana gelen nefret, hased eden kimsenin ihtiyatı dahilinde olmayan bir şeydir, o hâlde o bundan dolayı nasıl cezalandırılır? Hased eden kimsenin gücü dahilinde olan ancak iki şeydir: Biri bu nefretten memnun olması, diğeri bu nefretin neticelerini ortaya çıkarması, yani hased ettiği kimseyi ta'n edip Allah'ın nimetlerinin onun elinden çıkmasını ve sevilen durumların kendisine gelmesini arzu etmesidir. İşte mes'uliyeti gerektiren hususlar bunlardır (Şu halde insan bu iki hissi bastırmaya çalışmalıdır). [Fahreddin Razi (k.s), Tefsiru'l- Kebir]
Bil ki, hased edilene karşı onu çekemeyen şahsın kalbinde meydana gelen nefret, hased eden kimsenin ihtiyatı dahilinde olmayan bir şeydir, o hâlde o bundan dolayı nasıl cezalandırılır? Hased eden kimsenin gücü dahilinde olan ancak iki şeydir: Biri bu nefretten memnun olması, diğeri bu nefretin neticelerini ortaya çıkarması, yani hased ettiği kimseyi ta'n edip Allah'ın nimetlerinin onun elinden çıkmasını ve sevilen durumların kendisine gelmesini arzu etmesidir. İşte mes'uliyeti gerektiren hususlar bunlardır (Şu halde insan bu iki hissi bastırmaya çalışmalıdır). [Fahreddin Razi (k.s), Tefsiru'l- Kebir]