KUL İHVANİmİZ ÖZlettinİZ....

[HAYY-DOST]

ÂŞIKLAR...

İnsanın bildiği ilim, içinde
Esrâr İlm-i Ledûn, arama Çin’de
Aşk Dağından öte kalbin içinde
Zümrüd-ü Anka’sı “Kaf” ta Âşıklar...



Zerre-kürre Yârdir, Yârin anarlar
Aşkın ateşiyle her an kaynarlar
El çırpsan, “Hu!..” desen çalıp-oynarlar
Davulda, zurnada, “Tef” te Âşıklar...



Çoğun-varın vermiş yeri yoktadır
Yâr, yaya yüklemiş hedef oktadır
“Cim” karnında “Be” altında noktadır
“Yâ Sîn” de, “Tâ H┠da, “Kef” te Âşıklar...



Selam olsun Yârin Yârı âşığa
Saçları ak benzi sarı âşığa
Yoz’a sözümüz yok, arı âşığa
Cevr-i Cihan, çile çifte Âşıklar...



Hakimi HAKK olan bilek bükülmez
Sövülmez, dövülmez dişi dökülmez
Burada girmiştir orda sokulmaz
Asfalta, katrana, zifte Âşıklar...



RABB’a niyaz etmez, bir de nazı var
Malı, mülkü, işi, çoğu - azı var
Kaderde olana itirazı var
Riyâkâr rızası “Laf” ta Âşıklar...



İnler arı gibi, ulaşır afa
Tevhid Tesbihinde dizilip safa
Yâri yakîninde her an tavafa
Dost dolap beygiri “Şaft” a Âşıklar...



Öpmüşüm Kâbe’nin iki gözünden
İki taş parçası bu şeref neden?
Âşık arı altın, sanma ki “Sen-Ben”
Ay gibi parıldar Saf’ta Âşıklar...



Niyazında nardır Âşık İhvâni
Nazda nuru vardır Âşık İhvâni
“Sırr” da sahtekârdır Âşık İhvâni
Soytarı Sofudur, softa... Âşıklar...

14.02.1989 08:10
Gaziantep-Adana
Umre dönüşü...
KUL İHVANİ

[HAYY-DOST]

ERENLER...

Dervişin dostudur gurbette deniz
Cansıza can üfler elbette deniz
Sükûn- sükût-huzur-heybette deniz
Coşkunluğu dalgasında Erenler...



Âşık ayırdeyler ağyâri yâri
Bir nefeste yaşar bin bir baharı
İnsan-ı Kâmildir aşk anahtarı
Erdem eller bilgesinde Erenler...



Ezel altın elli olur âşıklar
Sever seher yelli olur âşıklar
Hâllerinden belli olur âşıklar
“âşık” yazar belgesinde Erenler...



“Bir ah!.. Bin dua” dır, âşıklar yolu
Sevenler sînesi sevgili dolu
Âcizdir – fâkirdir şu insanoğlu
Tatlı canı gölgesinde Erenler...



Kul İhvâni’m âşık aşkın ayağı
ALLAH Rasûlü’nün Ehl-i Beyt çağı
Gavs-ı Azam gülü tevhid bayrağı
Şu Ak deniz bölgesinde Erenler...

07.10.1988 13:47
Emre ile .

[HAYY-DOST]

HÂLDE HACIMA..

Mecnuna muhabbet lutfü mü leylâ?
Ehl- i şühûd şâhid aşka esselâ
Yine sâkin suskun muydu Kerbelâ
Göz yaşını al kanlara kardın mı?..



Nice âşık aşkın kora közlemiş
Cânâna can vermiş yolun gözlemiş
Kim kimi çok sevmiş kimi özlemiş
Yârin yürek yarasını sardın mı?..



Üç gül bağı gördüm, gönlüm üçünde
İlmi uzakta mı? Ne için Çin’de
Muhabbet-i Misak misk mi içinde
Hacerü’l- Esved’in sadrın yardın mı?..



Ne için toplamış bunca milleti
Doldurup deriye kemiği eti
Nerede nasılmış Bab-ı Hacet’i
Vasl-ı Vuslat vâdisine vardın mı?..



Sırat, “L┠– “İll┠dır.” Sır” olur “Sûr” da
Söyler sefil sazım tellere vur da
Arz-ı endam edip Cebel-i Nûr’da
“Nurun alâ nur” u nûşa erdin mi?...



Karanî Hırkası, Hak Hıra Dağı
Hâlâ bir damla kan kırkların çağı
Yetmiş bin renk, yedi bahar gül bağı
El uzatıp goncaların derdin mi?...



Şerhet Şah’ım halka Hâlin hasını
Tevhid siler tevatürün pasını
Havva’nın Âdem’e et elmasını
Kudret Bahçesinden çağla derdin mi?...



Zemzem zevki üre-idrar durusun
Duydun mu Hacer’den “SU”yun sorusun?
Yaşı pistir ko güneşe kurusun
Derimizi char-ı mıha gerdin mi?...



Âşık aşkı teneşirde taşına
Yazılır Sultanım her şey boşuna
Âşıksın aşk olsun aşka âşina
Sırrımızı Arafat’a serdin mi?...



Nerede nasıldı gördün mü Şah’ı
Âl-i âbâ, Ehl-i Beyt ü ALLAH’ı
Medine-yi Resûl Âşık Dergâhı
Emânet selamım siftah verdin mi?..



Sen geldin görmedin ben kütürümüm
Bilirim kan ile yıkanmaz cürmüm
Yakîn kim, ırak kim benim gördüğüm
Ar ü namus şişesini kırdın mı?...


Âşık lafla olmaz aşkıdır asıl
Derisin yüzmektir dinlenen fasıl
Baktın mı Muharrem Ayı’nda nasıl?
Seher Sarı Yıldız sırrın sırdın mı?...



Yandık Yâr aşkına yaman dilbere
Ahımız duamız aman dilbere
Sürme gözlü kaşı keman dilbere
Niye istememiş Bizi sordun mu?...



Toprak-Su-Ateşle–Hava ham mıdır?
Dördü bir düğümde tevhid tam mıdır?
Bezm-i Elestteki söz sağlam mıdır?
Belki gevşemiştir kavil kurdun mu?...



Hâlâ dört duvar mı Yârin Kâbesi
Dörde dört eşit mi eşikte sesi?
Elif ensesinde Aşk Alfabesi
Cim karnında nokta “Be”nin gördün mü?...



Arz-ı hâlin arzeyleyen muhtacı
Halkı say da dinle hâlin Hak Hacı
Dediler mi Derd –i Aşk’ın ilacı
Ne imiş ki bilinmiyor?.. Yordun mu?..



Elbet çıkmışsındır Çile çarşına
Vurmışsun çileni kulaç arşına
Şerr-ü şeytan deyü alıp karşına
Terazine Tevhid Taşın vurdun mu?...



Gönül güzeline köşkün sırcedip
Varın yoğun Yâr Yoluna harcedip
Başın sona sonun başa dercedip
Aşk atını Arş üÂlem sürüdün mü?..



Abdâl Kul İhvâni’m kırk yedi denme
Yenirsen Hakk yesin halkına yenme
Sen Sultansın Kul sözüne gücenme
Dostun Divânında defter sürüdün mü?..

18.08.1988 20:02
Sltna. Shl...

[nur-ye]

SEVGİli ablacığım gerçekten ÖZümüzü çokkkk ÖZledik!
Ne güzel aktarım yapmışsınız ellerinize sağlık!...







YÂ RASÛLALLAH!..

Kıtmîrin konuğun aşk ü şevket ver!
Tahkiki Tevhidle vasl ü vahdet ver!
Teslim olandan et, istikamet ver!
Lutfünla taşkına yâ Rasûlallah!...



Bezm-i Muhabbetin mestler meşkine
Dergahın derc eyle gönül köşküne
Zü’l- Celâl ü Zü’l- Cemâl’in aşkına
Şefâat şaşkına yâ Rasûlallah!...



On sekiz bin âlem Senle imana
İbadet-İtaat- İrfan-İkana
Makam-ı Lika’da canın Cânân’a
Âşığım aşkına yâ Rasûlallah!...



Kâinâtın özü HAKK’ın Habibi
Şefâat membağı Tevhid Tabibi
Mezm-i Belâ’daki sözün Sahibi
Meftunum meşkine yâ Rasûlallah!...



Kul İhvâni kelbin rızana geldi
Belde-yi Emîn’e Havzana geldi
Bir nazar razı Ravzan’a geldi
Kıtmîr et köşküne yâ Rasûlallah!...

26.01.1989 21:00
Ummre haccı. Nezirhan cizre



Derc : İçine almak. Katmak.
Ravza : ravza-yı Mutahhara. Fahr-i Kâinat Aleyhi Efdal-üs-Salavat ve Efdal-üt-tahiyyât Efendimizin Kabr-i Şerifiyle Mimberin arasındaki saha.

[HAYY-DOST]

KUL İHVANİMİZİN GÖNÜL PINARINDAN,
İÇERİM AKAN FEYİZ DAMLALARINDAN,
MAŞUK HAKK OLUNCA,TÜM ÂŞIKLARINDAN,
AYNI FERYAT YÜKSELİRMİŞ: "HU!" "HU!" DİYE.



SEVERİM YÂR'İMİ SEVENİ GÖNÜLDEN,
SADAKAT ÖĞRENMELİ ŞEYDÂ BÜLBÜLDEN,
HAKK GÜLİSTANINDA LÂLE, SÜMBÜL, GÜLDEN,
AYNI FERYAT YÜKSELİRMİŞ: "HU!" "HU!" DİYE.

[HAYY-DOST]

YÂ MUHAMMED!..
(sav)


Gönül Çölü şu gurbette
Hâle hicaptır hasrette
Senin için söz-sohbette
Zevkler-hazzlar Yâ Muhammed!..

*

Kendin bilen, Zât’ın bilen
Elbet arayandır bulan
Kün fe yekün olmuş - olan
Niyaz- nazlar Yâ Muhammed!..

*

Alan neşe nefesini
Duyan uyandır sesini
Çalar Vahdet Neşesini
Sîne sazlar Yâ Muhammed!..

*

Asl’ın Ayn’ı, küllü - cüz’ü
Ayni şey’in iki yüzü
Aşk Mevsimi, kışı - güzü
Bahar yazlar Yâ Muhammed!..

*

Şefâat kıl ey Şah n’olur
Seni arayan burda bulur
Güneşinde olgun olur
Hamlar yozlar Yâ Muhammed!..

*

Sen uyandır! Sende uyut
Kâbe kavseyn korku - umut
Dört hâlde hak; buhar - bulut
Sular - buzlar Yâ Muhammed!..

*

Akıl ahmak, aşk firkatlı
Arzda Arşta kırk kanatlı
Dördün zevki; acı - tatlı
Ekşi- tuzlar Yâ Muhammed!..

*

Kerem et Aşk Aynamız sil
Seni yâdeylesin Dost, dil
Senden-Sana “Sır” selsebil
Bunca sözler Yâ Muhammed!..

*

Sen’sin aşkın tadı tuzu
Aşkın yol eyler yolsuzu
Buhar eden karı buzu
Korlu közler Yâ Muhammed!..

*

Eser seher yeli gönlüm
Hak Erenler eli gönlüm
Coştu yine deli gönlüm
Seni özler Yâ Muhammed!..

*

Âşiyân şeydâ mahzeni
Uyandı uyku gülşeni
Her seher bekliyor Seni
Yaşlı gözler Yâ Muhammed!..

*

Yârle yay kaşlar ok olur
Aşkınla azlar çok olur
Ledün deryanda yok olur
Benler-bizler Yâ Muhammed!..

*

Şâhidler şe’en Şahı’na
Erer sevda sabahına
Sırr-ı sohbet dergâhına
Çöken dizler Yâ Muhammed!..

*

Ehl-i Beyt’in ezel adı
Damağımda sevda tadı
Emrinde belli muradı
Küll’ler cüz’ler Yâ Muhammed!..

*

Kul İhvâni’m saz bîkarar
Mızrab mest, muhabbet tarar
Secde eyler – Seni arar
Yerde yüzler Yâ Muhammed!..

20.02.1992 04:17 shr.

[nur-ye]

ZEVK 3611

“GÜLe GÜLe Git GÜLüm!.” GÜLümsemek – GÜLmemek!
YÜZünde GÜLler AÇmak!. “HoŞ GELdin GÜLüm!.” Demek!
GÜL KOKulu Hasretler!.. GÜL KOYNUnda GÜL GeCe!..
GÜLün Kendisi SEVmek!.. GÜLün GönLü SEVilmek!..

10.05.09 00:50
GÜLde, “GÜL!” de!..

GÜLde ''GÜL!''deyin BİZim içinde! Sonsuz SALLatu ES SELAM OLsun İNŞAALLAH!

[HAYY-DOST]

YÂ RASÛLALLAH!..

Kıtmîrin konuğun aşk ü şevket ver!
Tahkiki Tevhidle vasl ü vahdet ver!
Teslim olandan et, istikamet ver!
Lutfünla taşkına yâ Rasûlallah!...



Bezm-i Muhabbetin mestler meşkine
Dergahın derc eyle gönül köşküne
Zü’l- Celâl ü Zü’l- Cemâl’in aşkına
Şefâat şaşkına yâ Rasûlallah!...



On sekiz bin âlem Senle imana
İbadet-İtaat- İrfan-İkana
Makam-ı Lika’da canın Cânân’a
Âşığım aşkına yâ Rasûlallah!...



Kâinâtın özü HAKK’ın Habibi
Şefâat membağı Tevhid Tabibi
Mezm-i Belâ’daki sözün Sahibi
Meftunum meşkine yâ Rasûlallah!...



Kul İhvâni kelbin rızana geldi
Belde-yi Emîn’e Havzana geldi
Bir nazar razı Ravzan’a geldi
Kıtmîr et köşküne yâ Rasûlallah!...

26.01.1989 21:00
Ummre haccı. Nezirhan cizre


Derc : İçine almak. Katmak.

Ravza : ravza-yı Mutahhara. Fahr-i Kâinat Aleyhi Efdal-üs-Salavat ve Efdal-üt-tahiyyât Efendimizin Kabr-i Şerifiyle Mimberin arasındaki saha.

[HAYY-DOST]

HAKK’A GİDER…

Hak Kâmil elinden izzet – ismetin
Kemâlât hizmetin, cemâl himmetin
Tanzim–takdir–taksim–nasib-kısmetin
Karlı dağlar aşar, yol HAKK’a gider…



Tanıştın mı kimdir Arı Böceği?
Niçin gezer bin bir çeşit çiçeği?
Kovanda-petekte aşkın gerçeği
Eren elleriyle bal HAKK’a gider…



Hazan erer gazel döker gül bağı
Kara kışta geçer çileler çağı
Gün gelir yeşerir bahar yaprağı
Kök gövdeyi taşır, dal HAKK’a gider…



Ayıramaz ahmak “afâk-enfüs” ü
Göstermez câhile gaflet örtüsü
Kerâmet, sûretin yanıltan süsü
Kemâlât Sîrette, hâl HAKK’a gider…



Cânân’a can vermek ahd’ın âlâsı
Ezelden ebede aşk esselâsı
Cimrinin taptığı başın belâsı
Cömerdin elinde mal HAKK’a gider…



Dost Muhammed Mevlâ mir’atı Hocam
HAKK’a kulluk Kevser Beratı Hocam
Şaha kalkar aşkın Sır-Atı Hocam
Dört mıhla perçinli nal HAKK’a gider…



Yanar dağlar gibi yanarsa gönlüm
Aşk ile “ HAYY!..” çekip kaynarsa gönlüm
Yâd edip Yâr’ini oynarsa gönlüm
Dökülür göz yaşı sel HAKK’a gider…



Derdini zevk eyle HAKK Meydan Eri
Ko şikâyet, şükret!.. Rıza rehberi
Ehl-i Beyt Çilesi, Kevser Seheri
Eser Bâd-i Sâbâ yel HAKK’a gider…



Tohum HAKK’ın hükmü… Toprakta çatlar
Açar öz esrârın bin bire katlar
Al yeşil kuşanır mi’racın kutlar
Tomur gonca açar, gül HAKK’a gider…



Kul İhvâni gafil – sefil- serseri
Öldükte dirildik RABB’ın eseri
Topraktan alınan verilir geri
“Kün feyekûn” olur… Kul HAKK’a gider…

03.10.1990 15:54
Mstf kskn.

[HAYY-DOST]

HAK ÂŞIKLAR…

Aşk geçmişi geleceği
Olan, aşk… İşin gerçeği
Yedi renktir aşk gerçeği
Hak Âşıklar alı Bizim…



Çiçek çilesin çalmışız
Aşk kovanına dalmışız
Aşkı Ahmed’den almışız
Sırr Sohbetin alı Bizim…



Görmeyene tüller vardır
Hak Âşık bülbüller vardır
Selvi boylu güller vardır
Eğri- büğrü çalı Bizim…

[HAYY-DOST]

Kalb-i Selim eder hacı
Cennet Âşıklar mi’racı
Firdevs’ in Tübâ ağacı
Tomur yüklü dalı Bizim…



Duyduk ve uyduk, kokuduk
“Diri Kurân”ın okuduk
Ömrü yedi renk dokuduk
Nakış nakış halı Bizim…



“Tezekkâ”yla zekâ bulduk
Arındık arıtır olduk
Biz fenâda bekâ bulduk
Dünya deniz malı Bizim…

[HAYY-DOST]

ALLAH’tır Âşık gayesi
Rasûlullah sermayesi
Sır-At’ının aşk pâyesi
Dört mıh ile nalı Bizim…



Âşık ölmez, ölen ahmak
Toprak testi, Testi-toprak
Bin bir bahar, yeşil yaprak
Gelen-giden salı Bizim…



Öze örtü sûret postum
Sîretimde “Tek”çe Dost’um
Köpekte köpekçe Dost’um
Çanak bizim yalı Bizim…

[HAYY-DOST]

Ben Sendeyim-Bendesin “Sen”
Kestiren –Kesilen – Kesen
Kerbelâ Çölünde esen
Bâd-i Sâbâ yeli Bizim…



Beşikte mezar eşeriz
Belâ Bezminde beşeriz
Her nefeste “AN” yaşarız
Saat-gün-ay, yılı Bizim…



Aşktır Âşık hevesimiz
Toprakta Tevhid sesimiz
Kalb, bizim can nefesimiz
Kafa bizim, kılı Bizim…

[HAYY-DOST]

Subhânallah!” her demiyiz
Biz Muhammed sırr demiyiz
Ehl-i Beyt’ in erdemiyiz
Şahı Merdan Ali Bizim…



Aşk ile Arşı aşarız
Akıl tasından taşarız
Hâl içinde hâl yaşarız
Söze sığmaz hâli Bizim…



Tevhid ile şerrin hayrı
“ALLAH Birdir!” yoktur gayrı
“Can” bir, elle-ayak ayrı
Köle bizim Vâli Bizim…

[HAYY-DOST]

Üzme–Üzülme-Sev-Sevil!
HAKK’ özünde özünden bil!
Âşığa “ALLAH” selsebil
Hak Erenler eli Bizim…



Üsul-Vüsul… avânemiz
Aşkla döner pervânemiz
Zincir kıran divânemiz
Kıyam duran deli Bizim…



Ak yeleli atlar gibi
Sırrı seksen katlar gibi
Aşkullah’ı kutlar gibi
Derya-Dalga-Yeli Bizim…

[HAYY-DOST]

Derdle döşün dağlayanlar
İçin için ağlayanlar
Cevlan edip çağlayanlar
Akan seher seli Bizim…



Perde perde şeytan sisi
Kurtarır Kur’ân Sevgisi
Âşığa aşk Hak vergisi
Veliyyullah Velî Bizim…



Cehâletin Ezrail’i
Kemâlâtın İsrafil’i
Gönlümüzün Cebrail’i
Âşıkların dili Bizim…

[HAYY-DOST]

Bildi-Buldu kalbim kabın
Okudu Kerem kitabın
Gördük-sıyırdı nikabın
Al yanağın çili Bizim…



Gönüllere gem vurmağı
Unutturdu “Dost” durmağı
“Söz-Sohbet-Zevk-Haz” Irmağı
Âşık, zemzem Nil’i Bizim…



Uyan Âşık, Cânân Canda
Aşk Oyunu bu… Cihanda
Köşe-bucak şu meydanda
Oynar köçek zili Bizim…

[HAYY-DOST]

Âşık, aşkla ör ömürü
Aşk kor eyleyen kömürü
Fatmatü’z- Zehra Tomuru
Has bahçenin gülü Bizim…



Âşıktır, aşkı okuyan
Aşkla uyanır uyuyan
Dirilecek aşkı duyan
Cehâlette ölü Bizim…



Kırk düğüm gırtlağın eri
Yedi cehennemden beri
Sekiz Cennetin Kevseri
“Kâr ü Bel┠çölü Bizim…

[HAYY-DOST]

Madde, Arz… Mânâ, gök yüzü
İyi – kötü, örtümüzü
Aynı şeyin iki yüzü
Sağı Bizim – Solu Bizim…



Topal eşek, olur Burak
Arındıkça durak durak
Sefil-gâfil*Câhil-Çırak
Uzman-Usta-Ulu Bizim…



Saray seyrinde divâne
Ceylan yatağı virâne
Aslı aşk hepsi bahane
Aşk kıtmirin çulu Bizim..

[HAYY-DOST]

Binbir”in “Bir an”lık bulduk
ALLAH’a hayranlık bulduk
Kullukta Sultanlık bulduk
Kul İhvâni kulu Bizim…

16.08.1991 14:51

[HAYY-DOST]

CAN DOST HU!...

Ah benim Efendim kaş-ı kemanım
Birlik Bazarında dinim – imanım
Hasretim gurbette arttı gümanım
Ya sen gelsen ya da beni aldırsan!...



Gurbette yalnızım, yıldızlar yüce
Ah eder inlerim naz-niyaz nice
Kavil kursak karlı dağda bu gece
Bir tenhada sefil sazım çaldırsan!..



Ayrıldık Âşıklar Yâr’in yurdundan
Dağlar aman verse varsak ardından
Korkuyorum çatlayacak derdinden
Deli gönlüm Zevk küpüne daldırsan!..

[HAYY-DOST]

Zevk etsek birlikte “belâ!” sözünü
“Bile” olsak unutsak korku - hüzünü
Ay doğsa gönlüme, görsem yüzünü
Kömür gözlüm hasret zülfün kaldırsan!..



İki gözüm, gördüğümle bağlattın
Çark-ı çile cevr-i cihan dağlattın
Bin bir perde ardında anam ağlattın
Aradığım yüreğimde buldursan!..



Zıtların zevkinde çirkin-güzeli
“Fark”ı “Terk” eyledik, çarşın gezeli
Takdirin-Tecellîn, ebed-ezeli
“Olmaz! Olsun!” “Hükm-ü HAKK”ın kaldırsan!..



“Nerde-Ne zaman-n’oldu?” diyen Dost!
Vahdetim ikiye böldü diyen Dost!
Ölen-Öldüren Dost! “Öldü!..” diyen Dost!
İmam olsan cenazemi kıldırsan!..

[HAYY-DOST]

Mızrab saza hasret tel bulamıyor
Sazda sîne çatlak kol bulamıyor
Kar suyu kaçmaya yol bulamıyor
Kulağımı bir kâmile deldirsen!..



Devranı delirtti dilzârım gülüm
Şeydâya âşiyân gülzârım gülüm
“Benlik” elinden “Ben” bizârım gülüm
Benim bilmediğim bana bildirsen!..



Çekilmez çilede bin türlü dertte
Sevmek ve sevilmek zevktir elbette
Ceylan gözlü hurilerin cennette
Mendil verip gözüm selin sildirsen!..

[HAYY-DOST]

Ben “Benlik”te kaldım n’itsem Efendim
RABB’ımla RABB’ıma gitsem Efendim
Şeytanım Müslüman etsem Efendim
Kemâl versen “cehâlet”im öldürsen!..



Kul İhvâni’n sefil, işte gör hâlin
Muhabbet Muhammed, lütf ü Kemâlin
Zü’l- Celâl İkramın Hüsn-ü Cemâlin
Çok ağlattın gül yüzünle güldürsen!..

Kulihvani pirimiz gönlünüze bereket ve rahmet olsun

inşallah...

[HAYY-DOST]

HU DOST...

Can, cevr-i cihana çilem ekledim
Aşk ü Cezbeyle Yâr yolun bekledim
Diz üstü süründüm çok emekledim
Aşk bağın duvarın aşamadım Dost!..