TayyyYyyyy...

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

TayyyYyyyy...

Mesaj gönderen kulihvani »

TayyyYyyyy!?!..

Resim

TayyyYyyyy..
AKLın ALgıladıklarını;
BÜKmek, SARmak, DÜRmek.. ÖNünden KALDIRmak.. o GEÇiti N-AKLenGEÇmek.. AKLı AÇmak. KeHFinden ÇIKarmak AKLen, N-AKLen, HaKKlen ATlamak.. Yalansız, YAŞAnmayan YALAN ı YAŞAmak!..
tARFını BiL!-mek
sARFını BiL! -mek
hARFını BiL! -mek
zARFını BiL! -mek...kul kıtMÎRimmm..

ResimZEVK 5191

GEÇmiş - GELecek -> şu ÂN-da!.. AKIL HaYFı -> TaYY-i ZamÂN
DOĞum – ÖLüm -> YÂRım ADım!.. AKIL TaYFı -> TaYY-i MekÂN
KeSBî – VeHBî – VeYSî - VaHYî.!... AKIL SaYFı
-> TaYY-i İmkÂN
--> ReSÛL-i EKReM SüNNeti.. -> YeDi ceheNNeM -> ceNNeti
--> Sekiz KÂBe eTRaFında -> NaKıl TaVFı -> TaYY-i İnsÂN!...


19.12.12 -> 12:28
brsbrs.. tktktrstkksbzbrzhuu..


tARF: tarfını BİLmek..
sARF: Hareketini BULmak.
hARF: Harekesinde OLmak.
zARF: zARFta ZÂTı YAŞAmak
HaYF: KULluk KoRKusu
TaYF: NeFs Renk Skalası
SaYF: MuhaBBetin yaz Mevsimi..
TaVF: AKLın, NaKLen KâBeTavafı


ResiminsÂN bu, cÂNı çeker de hani şöyle bir DERmÂNca havalanıp fıRR-DÖNsem de DER!..
7 cÂNlı Nefsin; KıRK Kanatlı Kırık Kalbinden habersiz heVÂ HeVEs iştAHına, bir TUTam OT TUTalım deyü KIR-AT-a NaZ-NiyaZ eyyyledik hayy ER-Enler Huu…

DEVEye HENDEK ATTlatan bir DEMet OTTur! sözü haktır bu ç-ÖLL-de.. ÖL-çü-de..
mUHteşem Ma-SALL
-> SALLsak -> taYY-ı SALL SILAsından -> SıRR-ı Sııfr sAHrasına...


ResimZü’l- Hicereteyn taYYın TaYYÂRı, Zü’l- CeNâheyn Câferi Tayyâri.. radiyallahu anhu.. CiM ile MÎM KanATalı TeVHiD TeYYâresin.. SıRR-I SıFıRR-ın TeYYâresin...
İmam Ali kerremullahi vechenden 10 yaş büyük ağabeyi..
Namaz kılmakta olan İmam ALİ’ye koşup DUY/UYduğunu GÖRen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
Hak teâlâ, sana iki kanat versin. Cennette onlar ile uçarsın!” duâsının mazharı..
Câfer radıyallâhu anhu, Habeşistan Hicretinden Medîne’ye döndü..
Habibullah aleyhi's-selâm Hayber’deydi..
Durmadan, dinlenmeden gayretle, hasretle Hayber’i BULuVERdi Câfer radıyallâhu anhu Hayber’in fethi günü 628 (H.7)..
cÂNı cevlÂN CoŞtu ResûL-i EKRem sallallahu aleyhi ve sellem bir ÂNda karşısında görünce:
“Hayber’in fethi ile mi, Câfer’in gelmesi ile mi sevineyim?..” buyurdu

(İbn-i Hişâm, es-Sîre, IV, 3; İstiab, el-İsabenin haşiyesinde, c. 1, s. 312 ve Hısal, s. 107)
Ve SEVinçle SAVruldu SALLandı sallallahu aleyhi ve sellem!..
MERKEZin DÖNmez gibi DÖNüşü..MUHiTini CeZBi..SEMÂ’ SEBBaHasının SEBeBi..neYYin NEyyzeni..
Zafer günüydü, SAVaşmadan ORAdaydı.. Zâhir-Bâtın Ganimetten pay aldı..

(Buhârî, Sahîh, İstanbul 1329, V, 80; Müslim, Sahîh, (Nşr. M. F. Abdülbâki), 1375/1956, IV, 1946).

haYYBERR gÜNü.. uHÛD gÜNÜ.. HaMza aleyhi's-selâm pâReM-pÂRça OLunca..
Rahmetenli’l-ÂLEMîn SÎNe SUyun SALLınca.. ve de ŞeHiD-i ŞeÂNın kızı FATıMA yetiM KALınca.. KiM BAKacak?. KiM BAKacak?..
-> “BEN BAKacak?.” Diye FıRRlayınca Câfer -radıyallâhu anh- öylesine Hoşş OLdu ki Yüreğ-i YÂRuLLaH aleyhi's-selâmın: “Yaratılış ve ahlâk itibâriyle bana ne kadar da benziyorsun.” iltifatın ilân ETTi ÂLeMe..

(Buhârî, Megâzî, 43)
İşte o zamANın, o AN-ın, o VaKTında, TaHTında, BİZ BİR-İZ BaHTında, benden-senden-ondan GEÇti mîM Merkezli PERVÂNÂ pergeli DÖNMeye BAŞladı.. TaYY-i İmkÂN, TaYY-i MekÂN, TaYY-i ZamÂN, TaYY-i İnsÂN!... TaYYÂR Etti TeVHiDuLLAHta.. Rasûlullahta.. ..
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 108)


ResimHayber Gazvesinden 1 yıl sonra, Zeyd bin Hârise kumandasında sefere çıkıldı.. Gassânî hükümdarına karşı Şam’a varıldı.. Mûte, Şam'a yakın bir beldeydi, halkı Gassanîlerden ve Rumlar'dan oluşuyordu.

..Mûte-ÖLüm Harbı başladı..
Komuta Sırası BİLdirilmişti, SEVdâ Sancaktârlığı bELLiydi..

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Zeyd b. Hârise'yi komutan tayin ettiğini o şehid olursa yerine Câ'fer b. Ebi Tâlib'in, o da şehid olursa yerine Abdullah b. Revâha'nın geçmesini bildirdi.

(İbn Sa'd, Tabakât, II, 128; İbn İshak, es-Sîre, IV, 15)

Zeyd b. Hârise, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in sancağını elinde tutarak ilerledi. Vücudu Rumlar'ın mızraklarıyla delik deşik oluncaya kadar çarpıştı ve sonunda şehid oldu.
(İbn İshak, es-Sire, IV,19- 20; İbnü'l Esir, el-Kâmil, II, 236).

Zeyd b. Hârise şehid düşünce, Câ'fer b. Ebi Talib sancağı aldı, zırhını giyerek atına bindi, düşmanın ortalarına kadar ilerledi.
Savaştı, kurtulamayacağını anlayınca, önce attan indi, düşmana kalmasın diye atıyla vedâlatı bir şarkı mırıldandı içli ve derinden:

Cennet de, ona yaklaşmak da ne güzeldir.
Onun şerbetleri ne tatlı ve ne soğuktur.
Sol ELde Sancak sağ ELde Kılıç VURuşa VURuştu..
sol ELi Uçarken GÖKte Sancağı Sağa ELe ALd..
O da kopunca göklere doğru.. KOLtuğu altına aldığı Sancağ- MuhaMMed aleyhi's-selâm ALKAN-a BULandı… ŞâhiDü’Ş-ŞEHÎD oldu..

(İbn İshak, es-Sîre, IV, 20; İbn Sa'd, Tabakât, IV, 38; Buhârî, Sahîh, V, 87).

Abdullah b. Ömer: “Câ'fer b. Ebi Tâlib'i şehidler arasında aradık. Bedeninde doksandan fazla mızrak, ok ve kılıç yarası bulduk.”
(İbn Sa'd Tabakât, IV, 38; Buhârî, Sahih, V, 87)

Kara/AK Habari tez geldi Medineye de, Câferi Tayyârın 3 oğlu, Abdullah, Muhammed, ile küçük kızı Ammâre-Fatma yetim kaldılar.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kolları koptu haberini doğruladı-müjdeledi: Abdullah, Muhammed, Avf ismindeki oğullarıyIa, Ammâre: “Câfer'i, Cennet'te meleklerle birlikte uçarken gördüm.”

(Tirmizî, Menâkıb, 69)

Resulullah, Cafer Tayyar hazretleri şehid olduktan sonra buyurdu ki,
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bir gece Cafer Tayyar yanıma geldi. Yanında melek vardı. İki kanatlı idi. Kanatlarının uçları kana boyanmış idi. Yemen’deki “Bişe” denilen vadiye gidiyorlardı. Buyurdu.

(Abdullah ibni Abbas’tan; İbni Asakir; İmam-ı Süyutî)

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cafer bin Ebi Talibi meleklerin arasında gördüm. Bişe ahalisine yağmur geleceğini müjdeliyorlardı” buyurdu.
(Ali kerremullahi vecheden; İbni Adiyy)

Abdullah ibni Abbas radiyallahu anhu: “Resulullahın yanında oturuyordum. Esma binti Umeys yanımızda idi. Resulullah: “aleykümesselam” dedikten sonra buyurdu ki: “Yâ Esma! Şimdi, zevcin Cafer, Cebrâil ve Mikâil ile birlikte yanıma geldiler. Bana selam verdiler. Selamlarına cevap verdim. Bana dedi ki: “Mute Gazasında kâfirler ile birkaç gün savaştım. Vücudumun her tarafında 73 yerimden yaralandım. Bayrağı, sağ elime aldım. Sağ kolum kesildi. Sol elime aldım, sol kolum kesildi. Allahü Teâlâ, iki kolum yerine bana iki kanat verdi, Cebrail ve Mikail ile birlikte uçuyorum. İstediğim zaman Cennetten çıkıyorum. İstediğim zaman girip meyvelerini yiyorum!.”
(Abdullah ibni Abbas radiyallahu anhudan; Hakim)

Esma radiyallahu anha bunları işitince: “Allahü Teâlânın nimetleri Cafer’e afiyet olsun. Fakat, herkes bunu benden işitince inanmazlar diye korkuyorum. Yâ Resûlallah, minbere çık sen söyle! Sana inanırlar!” dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem mescide teşrif edip, minbere çıktı. Allahü Teâlâya hamd ve sena eyledikten sonra: Cafer ibni Ebi Talib, Cebrâil ve Mikâil ile birlikte yanıma geldiler. Allahü teâlâ, ona iki kanat vermiş. Bana selâm verdi” buyurdu ve hadis-i şerifi yeniden bildirdi.


Resim

ceNNet ceBRine CiMine..
MîMine Kâil MîMine..
Es seLÂM Olsun çiFT Kanat
VaHY u RAHMet İYN
-ine..

*

CiM-MÎM KanATlı seYYâRe
TaYY
-ı TeMÂŞÂe TeYYâRe
MuhaMMedî HaYY MuhaBBet
ÇİFTe kAVrulmuş DeYYâRe


*

BİL-ye giBİ B-AYaKsız
YEDi yÖN
, YOLsuz YOLaKsız
Kul kıtMÎRim
GiR KeHF-İne!”
KİMse -ama-z.. SANcaKsız!..
MîM MuhaBBetlerimle…


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: TayyyYyyyy...

Mesaj gönderen Gul »

Resim

TÜRKÇESİ: Allâhümemec’al efdala salavâtike ebeden Resim Ve enmâ berekâtike sermeden Resim Ve ezkâ tehiyyâtike fadlen ve adede Resim Alâ eşrafil halâikil insâniyeti ve mecmail hakkâikil imaniyyeti Resim Ve turittecelliyâtil ihsâniyyeti Resim Ve mehbitil esrarirrahmâniyyeti Resim Vâsitati akdinnebiyyine Resim ve mukaddemi ceyşil mürselin Resim Vekâidi rakbil enbiyâil mükerremin Resim Ve efdalil halâiki ecmain Resim Hâmili livâil izzil alâ Resim Ve mâliki Ezimmetil mecdil esnâ Resim Şahidi esrâril ezeli Resim Ve müşâhidi envarissevâbikil üveli Resim Ve türcümâni lisânil kıdemi Resim Ve menbail ilmi ve hilmi ve hikemi Resim mazhari sırril cudil cüz’iyyi ve külli Resim Ve insani aynil vücudil ülviyyi vessufliyyi Resim Ruhi cesidil kevneyni Resim Ve ayni hayâtiddâreyni Resim El mütehakkiki bi alâ rabbil ubudiyyeti Resim El mütehalliki biahlâkil makametil istifaiyyeti Resim El halilil a’zam Resim Vel habibil Ekrem seyyidinâ Muhammed ibni Abdillah ibni Abdilmuttalib Resim Ve alâ sâril enbiyâi vel mürselin Resim Ve alâ âlihim ve sahbihim ecma’in Resim Küllema zekerakezzâkirun Resim ve ğafela an zikrihimul ğafilun Resim Ve sellim teslimen kesira.

MÂNÂSI: Ey Rabbim, dâim en güzel salâtlarını; sermedî olan en geniş bereketlerini; fazlı ve adedi en pâk selâmlarını; insanlardan yaratılmışların en şereflisine; imâni hakikatlerin kendisinde toplandığı; ihsân dolu tecellilerin Tûr'u olan; rahmanî sırların iniş yeri; nebiler bağında vâsıta; resûller ordusunda öncü; tekrîm edilmiş nebiler kervanının önderi; tüm mahlûkâtın en faziletlisi; en yüce izzet sancağını taşıyan; en âli mecdin yularlarının sahibi; ezel sırlarının şâhidi; önce geçmiş olanların nurlarının müşâhidi; eskilerin dillerine tercüman; ilim, hilim ve hikmetlerin menbâ'ı; cüzî, küllî tüm "cûd"un sırlarını izhâr eden; ulvî ve suflî varlığın kendisi olan bir insân; her iki kevnin bedenindeki ruh; iki yurttaki hayatın kendisi; ubûdiyet derecelerinin en yücesine ulaşmış; seçilme makâmların ahlâkına bürünen; en büyük dost; en keremli sevgili; Muhammed b. Abdullah b. Abdulmuttalib (salallahu aleyhi ve sellem)'e, diğer nebi ve resûllere, onların tüm âline ve ashabına, zikredenler seni zikrettikçe ve gâfil olanlar da zikrinden gafil oldukça, Sen veriver!. Çokça selâm ediver!


Resim

İZ üSTünde İZ-ndeydik
GÂR
-ı HiRÂ gİZindeydik
Bir DAMLAmİZ DELirdi DE
!
BİZ BİR-İZ DEnİZ-indeydik

AŞKın KIRAT-ı ihvÂNi.. SAVRulur YELEsi ApAk
AŞKın SIRAT
-ı ihvÂNi.. “Hakkul- HAKKça YAŞa!” mak

ZEVK 4995

ÂŞIKların ah!.ı ALLAH!." "vAHH!"ları hEYY YÂR! ey-MiŞ!..
devrÂNda seyrÂN Edişi seYR ü SüLuk SeYYâre-yMiŞ!
RUHun ŞÂD OLsun Derbendli DeLi HaSAN BaBam beniM!.
YALANı Yaşanmış SANmak "Osuruktan TeYYâre" yMiŞ!..


25.07.12 02:55
brsbrs.tmmtktktrstkkmz…


Ulu CÂMinin kuytu köşesinde dizçök oturmuş başka bir iklimdeymişçesine ilgisizdi Vâizin yırtınarak dediklerine..
Yaşlı Vâiz Öylesine canhıraş anlatmaktaydı ki fenâfîLLAHı, oturduğu kürsü sallanmaktaydı belki de..
Başını kaldırmadan göz ucuyla baktı bana ve: “Osuruktan TeYYâre!” dedi: ..
Anladım kiYAŞAnmayan Yalan, BİLen Demez Diyen BİLmez!” demekteydi..
Miş.. miş.. maSALLımızda Derbend-liMMM..
kaddesallahu sırrahu..
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: TayyyYyyyy...

Mesaj gönderen nur-ye »

''Her gece “SultÂN-ı Mağribi” ederim ziYÂRet...
ÂLEM-i MiSÂL, TaYY-i MekÂN oldu bana inâyet...
''

ResimMünir DERmÂN!.. radıyallâhu anhum Resim


TaYY; AKRAB olan RaBBa mutlak-kesin TARAFlık HaZZı
Zahir ve Bâtın iyelil-Y- kiMliğiyin ÖZdeki RaBBa TARAF oluşu RÜCU'u ve AYNen geri dönüş URÛCu ALLAH’a TARAF Oluş! OLuş!
Kısacası, MuhaMMedî Mi'RaCımız!
TayyyYyyy daki 7 ''Y'' ise, 7 NEFSin CEM'i..
(kelime açılımı/açıklaması; Kul İhvÂNi)

جَزَاؤُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا رَّضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ذَلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ
Resim---''Cezâuhum inde rabbihim cennâtu adnin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), radıyallâhu anhum ve radû anh(anhu), zâlike li men haşiye rabbeh(rabbehu).: Rableri katındaki ödülleri, içinden ırmaklar akan cennetlerdir. Orada ebedi olarak kalacaklardır. ALLAH onlardan hoşnut olmuş, onlar da O'ndan hoşnut olmuşlardır. Rabbine saygı gösterenin ödülü işte böyledir.''
(98 / BEYYİNE - 8)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: TayyyYyyyy...

Mesaj gönderen Gul »

Kul İhvÂNi Hocamızın açmış olduğu "TayyyYyyyy" başlığı bana da Münir Derman (ks) Hocamızın kabir taşında yazan :

"....Rabb’imin yanında uçar gibiyim." Sözüyle beraber geldi..Hoşgeldi...

Cumamız mübarek olsun inşâe ALLAH
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: TayyyYyyyy...

Mesaj gönderen simurg »

/
Sandalcı, asıl küreklere yeniden,
fırtınalar savurmaya devam edecek belli.
yine de durmayalım.
Çünkü “hayat" bu demek.

Hayat, imkanların seyir edildiği ya da yaşandığı oranda,
İçinde ya da dışında olduğumuz,
Bir, “sonsuzun içindeki sonlu” varlık alanı parçası.

Ama mutlaka o parçacığın elinde isek ve olacaksak,
Hürr olmak, ebedi Hayy olabilmek sevdamız bâki olsun bâri.
Sevdâsı kadardır insanoğlu çünkü.
Ya bir parça ekmek kadar,
Ya da sonsuz, sanatsal boyutlu, renk âhenk cümbüşü kadar.
/

Tayyy kelimesine dikelim gözümüzü şimdi.
Zaman- Mekân.
Bunların sınırı ve sonu mâlumumuz değil.
Kendimce, daha elimle değecek kadar hissedebildiğim ve
Yüreğime birazcık olsun yakin bulabildiğim İmkân’ın Tayyy’ine gözkırpalım bakalım.
/

Tayy-i İmkân.
İmkân Âlemi, demekteyiz öncelikle.
Yâni “mümkün varlıklar âlemi”.
“Varlık”tan söz etmeksizin, “imkân”dan söz edebilmemizin hiç imkânı yok.
Anlamı bile yok.
Dilimize gelebilen her “sıfat-isim-fiil-iş-sistem vs.” nin hepsi de
Zâhir- Bâtın, bütün cephelerden muhakkak “varlık”a bakmakta.
Her mana “Varlık” ile kayıd altına girebilmekte, idrakimize yakınlaşabilmekte.
Mânâ’nın ifâde bulabilmesi tamamıyle buna bağlı yâni.
/

Zâhir- Bâtın tüm varlıkların ise, asla başıboş ve temelsiz ve asılsız olmadıkları da muhakkak.
“kendiliğinden” diye bir şey asla mümkün olmadığı/olamayacağı için ise,
Rabbimizin buyurmuş olduğu “VAR’ımdan var ettim” ifâdesi bile,
artık daha anlaşılır olabilmekte. Hamdolsun!.
/

Cümle varlık, “Mutlak Varlık” olan Rabbimizden,
O’nun Ezeli ve Ebedi olan “VAR”ından.
“Mutlak Var”ından.
Buradan anlamamız istenen ise;
Allah’ü Teâlâ’mız “Vâcib Varlık” olarak tüm varettiği varlıklar ile mutlak bir ilişki içerisinde.

Varlık sisteminin ilk ve temel bilgisi de ancak bu olmalı,
Ki; Hakk’ta Hakk’la Hakk’tan Hakk’a tam olarak anlaşılabilsin inşaallah.

Çünkü bilmekteyiz ki;
Allah’ü Zü’l Celâl’i ve’l İkram Hazretleri, ZATÎ SIFAT’ı olarak, “Vâcibü'l - Vücud” dur.
Cümle varlığı külliyen Vücud’u ile ihata etmiştir, de diyebiliriz .

Bütün Esma-i İlahîyeleri, Sıfat-ı İlahiyeleri, Faili İlahîyeleri ile varlığı tamamen kuşatmış olduğunu anlayabilmemiz,
bu düşünme tarzı ile biraz daha imkânlı hâle gelebilmekte.

İmkân Âleminin Hakk’tan zerre kadar ayrı olmadığı/ olamayacağı bilgi ve düşüncesi,
bizi böylesi kesin ve kati, yani mutlak olan bir İman’a sevketmekte.

Şüphe olan yerde iman eksik demektir.
Hatta eksik olan bir şeyin varlığı da eksik olacağından, belki yok hükmü bile geçerli olabilir.
/

Hangi kelimenin mührünü açarsak açalım,
Muhakkak imkanlı-imkansız ayrımı ve sorgulaması yaptırmadan,
Bizi doğrudan Hakk’a giden bir yola teslim etmekte.
Mânâ’nın ruhu apaçık ve ortada iken,
onu örtülü sanabilmemizin tek sebebi İlim-İrade-İdrak-İştirak basamaklarını doğru kullanamamızdan dolayı olmakta.
/

İmkânlar âleminde imkânsızlık olmasa gerek.
İmkâna sınırlar çizilmesi,
İmkânları, imkansız hale getirmek denebilecek kilitli bir duruma hapsetmekle neticelenmekte.

Oysa, İmkân’ın Tayy’inden söz edecek isek,
Bunun, zihinsel ve algısal sınırlarının olmadığı,
madde âleminin bağlarından ve kayıdlarından kurtulmuş olan
düşünme va bakış açısı ile mümkün olabileceği gelmekte insanın aklına.

Ancak burada önümüze şöyle bir, çok gerçek ve kesinlikle olumlu bir temel düşünme biçimi çıkmakta.
Sınırsızlık dediğimiz, sonsuzluk dediğimiz yerde, sadece ve sadece TEK’ten söze etmeliyiz.
Tek! Algımızın olamadığı hiçbir yerde kayıdlardan, şartlardan ve sınırlardan kurtulmuş olmayız.
Olamayız.

Örnek verelim.
İnsan tek başına ise, dilediği vakitte, dilediği mekânda, dilediği imkânda bulunabilmek hürriyetine sahip olabilir.
Olur demiyoruz.
Çünkü bu zahir dünyanın zaten kendisi sonlu ve sınırlı ve imkânları dengeli bir ölçü içerisinde olduğundan,
Bu dünya hayatının içerisinde insan zaten belli bir sahanın dışına çıkamadan hürr olabilecektir.

Ancak yine de tek başına olduğu hâli ile,
ve sadece kendi hukuku ile baş başa iken olduğunda
nisbeten tercih ve tercihlerini kullanma kuvveti daha yüksektir, diyebilmekteyiz.
Diğer insanlar ile bir arada olan hayatın içerisinde,
insanlarla aramızda olan hukuku da hesaba kattığımızda,
hesapsız, sorgusuz, kayıdsız bir tercihler skalamız olamamakta.
/

(Yerinde ve doğru anlaşılmaya yönelik bir örnek oldu mu bilemiyorum tabii.
Sözler ve mânâlar bazı konularda çok geniş yelpazeli olmakta,
Bu ise çeşitli anlayış biçimlerine ve karışıklıklarına sebeb olabilmekte.
Hüsn-i Niyet ve samimiyetimizin kabul görmesini ve,
Hata ve kusurlarımızın ise ya düzeltilmesini, yada bağışlanmasını dileriz inşaallah)
/

Kalbimizin gücü kadar imkânlı her şey.
Dilek ve dualarımız bile Kalb’imizin yeteceği miktarda açılmakta,
Bazen duâ fakiri oluyorum, edecek tek bir kelime bulamıyorum
Öyle zamanlarda Kalb’ime bakabilmişsem şâyet, görüyorum ki,
Orada da canlanmış bir güzellik ve hayalen dahi olsa bir dilek bulunmamakta.
Böylesi kupkuru zamanları, kayıp zaman ve
O yoksullukları en büyük eksiklik ve yoksunluk sayıyorum.
/

Duâlarımın imkanı, zahir-batın Hayat’ımın imkanı demek çünkü.
Bütün dileklerim,
bir başka kişinin dilek ve hayat neşesine çarptığında orada sınırlarını çizmekte.

İşte bizler bu sınırlar içerisinde,
sonu olan bir hayatın kendisine özgü mânâsal unsurlarıyız.
“Tecellî- Tecelligâh” denkleminin etkin ya da etkisiz elemanlarıyız.

Tayy-i İmkân mümkün bence de.
İmkânı ya da imkansızı seçmek meselesi bu.
Her ikisinden de sözetmeden arakesitte bir huzur bahçesi var elbette.
Ama o bu dünyanın malı olmasa gerek.
Ya dünya tek kişilik olmalı, bunun için.
Ya da insanın beş duyusundan azâde olabilmesinin bir yolu bulunmalı.
/

Birde şunu anladım ki,
(bu yazıyı okuduğum günden bu yana düşünmekteyim çünkü).

Her kelime, her harf, her en küçük şeyin dahi tekâmülü ve bir seyr-ü seferi var.
Elma bile şeriat-tarikat-marifat-hakikat aşamalarından geçerek olgun elma olmakta.
Aynı bunun gibi, her yeni kelime ve mânâ aynı aşamalardan geçerek bize açılmakta.
/

Maddenin mânâdan ilk neşet ettiği sırr-ı sıfır’da bulundurulmak
Nimet-i İlah3iyesi ihsan olanlardan olmamızı duâ ve can-ı gönlümle niyâz ederim.

Artık öğrendim ve anlıyorum ki, zâten öyle bir Cevher-i İlahîyemiz zâten var ve çalışmakta,
Lâkin kullanılmayan güç, güç değildir.
Lâzım ve lâyıklık ile bu ihsana ulaştırılmamızı Rabbimizden duâ ederim.
İnşaallah ve Âmin!.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: TayyyYyyyy...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

TaY-yi CîM
TaY-yi MîM
HaY-yi NÛN
>MîM-i KiM?..

sÖZün >ÖZ
ÖZ-ün >gÖZ
gÖZün GÖRdüğü
GÖRenin sÖZü!..


ZEVK 5204

BEŞik-meZÂR.. MeRVe-SaFÂ.. -> saYY-i mekÂN kemÂLinde..
Muhit-in -> mERkez TaVVafı.. -> taYY-i mekÂN cemÂLinde..
SaLLaVÂt -> SaLLât -> seBeHHa!..N BAŞladı -> N DURacak!!
HuZuR dayİZ -> hÂL-i HAZZır!... haYY-i mekÂN hemhÂLinde..


03.01.13 -> 03:33
brsbrs.. tktktrstkks…
Resim
Cevapla

“Kul İhvÂNi SÖZ SOHBETi ZEVKleri” sayfasına dön