AŞK,RUHU SARAN SARMAŞIK

Basın, Haberler ve Gündemle alakalı konular. (Siyaset ve politika yasaktır!)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
ASLI
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 63
Kayıt: 09 Eki 2008, 02:00

AŞK,RUHU SARAN SARMAŞIK

Mesaj gönderen ASLI »

Resim

Koyu yeşil yapraklarını dökmüyor, her mevsim kuşatmaya hazır. Yeter ki "İma" kıvılcımı yanıp sönsün. "İşaret" çarpısı düşsün ceylana. Bir duvar yolunu kesmeye kalksın da, binlerce yaprak sabaha kadar uyumasın. Günün ilk ışıklarıyla yürüsün sarmaşık, acı üzümler taşıyarak sırtında. Sürüne sürüne avına yaklaşsın. Parmak uçlarıyla hendekler kazarak dolansın etrafında.

Güneşin huzmeleri bir sihirbaz değneği gibi dokunduğunda, her yaprağından bir kertenkele fışkırsın göğe. Ve binlerce zümrüt kertenkele boynunu arasın sevgilinin, hayalle gerçek arasında sıçrayarak. Sonunda boyun eğdirip liyakat nişanıdır diye, her tuğlaya bir köle halkası taksın. Önüm arkam sağım solum saklanmayan ebe. Duvar gözlerini açtığında, kuşatma bitmiş olsun. Hareket edebilse yüzünü yıkayacak gölde. Kıpırdayamıyor, göl ona koşsun. Hayret etsin duvar yeşil tenine göle yansıyan. Tanıyamasın kendini. Soluk alıp vermesini zorlaştıran bu zehirli giysiyi, ne zaman giydiğini anlamasın. Ne terzinin peşine düşsün, ne makasın. Sevinsin mi üzülsün mü bilemesin. İşte o vakit indirsin raftan kamusu içini çekerek, aslının "Işk" olduğunu öğrensin aşkın. "Aşeka"yla yani sarmaşıkla akraba olduğunu. Dil kâhinleri, kuşattığı ağacın suyunu emerek beslenen, kucakladığını sarartıp solduran 'aşeka'yla 'aşk' arasında çöpçatanlık yapa dursunlar, şairler hem tatlı hem ekşi olan "uşuk" adlı meyveyle doldursun sepetlerini. Doktorlar şaşırsın: Hastalıkla şifa iç içe. İşin içinden çıkamayınca bin yıllık bir duvara dayasınlar kulaklarını. Ahmed Gazâlî "Sevânihu'l-Uşşak" adlı evinden, tabiplere bir reçete yazsın: Önce teşhis: "Aşkın bizzat kendisi kuştur, yuvadır; zâttır, sıfattır; tüydür, kanattır; havadır, uçuştur; avcıdır, avdır; kıbledir, kıbleye durandır; tâliptir, matlûptur; evveldir, âhirdir, sultandır, tebaadır; kılıçtır, kındır; bahçedir, ağaçtır; hem daldır, hem meyvedir." Sonra ilaç, "Tüm tabipler seni tedaviye gelse de/ Leylâ sözünden başka şifa yok sana."

Şimdi "Leylâ" dendi ya, Molla Kasım ve arkadaşları çıkagelir. Hesap sorarlar Gazâlî'ye "Leylâ mı!" diye. " Sevgi neyine yetmiyor. Aşk da ne!" Ne desin Ahmed Gazâlî? "Aşk, 'Hakikî' ve 'Mecâzî' olarak ikiye ayrılır," dese, soracaklar, "Hakikat ne, mecaz ne?", "Sözler, aşkın anlamlarına bir ima ve işaret olmaktan ileriye gidemez," deyip sussa, konuşturacaklar, neyi ima ediyorsun, diye. En iyisi o da çağırsın arkadaşlarını. Bir yanda âşıklar biriksin, öbür yanda aşk karşıtları. Bir yanda Cüneyd, Hallâc, Şiblî, Bistâmî, Attar, Câmî, Yunus, Mevlâna; diğer yanda İbn Teymiyye, İbn Kayyim ve İbn el- Cevzî. Yanlış anlaşılmasın, aşk karşıtları "sevgi"ye hayır demiyor. Onlar aşırılık ve dengesizlikle suçluyorlar aşkı. İlâhi olanla bağdaştıramıyorlar bu kelimeyi. Doğrusu sûfîler çok oluyorlar. Bir sevgiliden söz eder gibi anıyorlar yüce Allah'ı. Kâh "aşk" diyorlar, kâh "zülüf" kâh "ben". Dahası, "meyhane"den "şarap"tan dem vuruyorlar. Oysa aşk insanı insan yapan aklı ortadan kaldırıyor. Muhakemeyi yok ediyor, bakışları kör. Olsa olsa bir cinnet halidir bu! Hem düşünceyle aşk geceyle gündüz gibi. Güneşin olmadığı yerde dizginleri ele geçiriyor aşk. Bilinci yok eden barbarlık nasıl olur da bir "erdem" olarak sunulur. "Erdem" aklın hükümranlığındadır. Aşk bir ifrat halidir, âşıkları hayvanî bir çizgiye çeken. Kâh bir put gibi taptıran sevgiliye, ruh özgürlüğünü elinden alıp. Kâh eline bir hançer tutuşturan, öldürsün diye kendini. Bir irade bozukluğu ve kalp hastalığı değil midir aşk o halde? Ya bu "şarap", "kadeh", "sâkî" muhabbetine ne demeli! Fâsıklara anahtar sunuyor sûfîler altın tepsiler içinde. Meyhaneyi dergâh perdesiyle örtüyor. Demek ki bize düşen naslarla açmak perdeyi. Kelâmı, kelâmı yaratana bırakmak. Değil mi ki buyuruyor Hak; "Hevâsını (aşkını) ilahlaştıran kişiyi görmedin mi?"(Câsiye, 23)

Sözü âşıklara vereceğiz elbette. Fakat önce susmalı. Söylenenleri anlayabilmek için sessizlik gerek. Susmak hem konuşmanın bir parçası, hem aşkın. Görmüyor musun dalgın dalgın yürüyenleri dilsiz. Derinden derine seyredenleri evreni. Dudakları kuşlar gibi çırpınanları sevgiliyi andıklarında. Gündüz ondan başka bir şey görmeyenleri, gece onunla uykusuz kalanları, yorgunluktan uykuya dalıp rüyada onu arayanları. Ve her sabah uyanır uyanmaz o hayalle çarpışanları kıvılcımlar içinde. İbn Hazm'a Tavku'l Hamâme'yi (Güvercin Gerdanlığı) yazdıranları. Sözü onlara vereceğiz elbette. Fakat zaman bitti. Yer daraldı. Daraldı gök. İp koptu gerdanlık dağıldı. Bir yeşil boncuk yuvarlanarak durdu önümüzde: "Benim gözüm senden başkası üzerinde eğlenip durmaz; mıknatısın özellikleri diye anlatılanlar tam sana uyuyor. / Her nereye yönelirsen yönel ve hangi işi yaparsan yap, dilbilgisinde sıfatın nitelediği isme uyduğu gibi, gözlerim seni izler." (Devam edecek) [email protected]
02 Kasım 2008, Pazar


Muhammedî nefeslere...Aşk'la..
Resim


Resim
" Esdikçe bâd-ı subh perîşânsın ey gönül,Benzer esîr-i turra-i cânânsın ey gönül "
- nedim -
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Ahh AŞK Ahhhh!..

Hasan Dağında
Belâ Bağında
Köküm göklere
Çiçek çiçek..
Kim BİLecek
Kim GÖRecek
Dağ Gülü kokulu gERçek....


GÜzeL GönÜLLü ASLı-miNÂ,
Hissedebilmek ADRESi bilmekmiş ÖZdeki..
Ondandır ki AŞKta yaşanmayan yalandır…
YAŞAnAN BİZde BİRliktir..
Sen Bende ben Sende gibi
İkimiz BİR TENde gibi..
SÖZlere sığmayan SEVgi..


SIRR-ı SIFIR Sevyesi SEVgi Dili
SEVen – SEVilen, SEVgili…


Âriflerin Sebebi
Ebdâllerin Edebi
Ahyârların Ahı
Ahrârların Sabahı
Âşıkların ALLAH'ına H
UUUU ! ! ! !



ZEVK 3377

AŞK; Renklerin RAKSında, ÜryÂN OL-ÂN DEFile
Kûn fe Yekûn KIBLesi! SIRR-ı SEVDÂ sAF ile
MuHABBEt MiHRABında NEYle NEYzen Mi’RACı
AŞK “ASLI”na SARılış! SARmaşıkları çeken ÇİLE
! ! ! !


04.11.08 11:37
Lârâ - A N t a l Y A


Ârifler: AŞKı Duy-ÂN ve uy-ÂNlar..
Ebdâllar: AŞKta en bedel ödeyenler..
Ahyârlar: AŞKta en HAYRlılar..
Ahrârlar: AŞKta en HÜRler..
Âşıklar: AŞKın KÜLLeri…
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

SARMAŞIK=SARM-AŞIK

Yaşam serüveninde İMTİHANda oluşun İDRAKında, İMKANı ile HAYYata tutunupYAŞAyışın HAYYkırışına DAVETtir SARM-AŞIK!

SADAKAT - SAMİMİYET ve SABRın yılmadan devam edildiğinde SELAM-ETin YAŞAyışın simgesidir SARM-AŞIK!

HEDEFi en zirvedekine, GÜNEŞe ulaşmaktır.
Yılmadan tutunur HAYYının İMKANında Umuduna!

HAYYat hikayesinde İMKANında ne var ise onunla İMTİHAN ediliştir SARM-AŞIK kışa(AŞIK-kışa)girmeyişin İDRAKında daima baharı yaşayıştır.
TERCİHi güneşe ulaşmaktır. İSTİKAMETin yörüngesine girişinden sonra Hiç bir negatif şey onu yolundan alı koyamaz. Koymaz! Döne-döne sağa sola gidilmeyeceğini, ulaşana kadar kıvrılma, kıvırma, kırılma
Ne istediğini BİLiştir SARM-AŞIK

BİLişin İLMİinin LAsının SADAKATınla
BULuşun İRADEsinin İLAHEsinin SAMİMİYETiyle
OLuşun İDRAKının İLLAsının SABR ile
TESLİMİYETine BAĞlandı mı? Gecesi gündüzdür artık
YAŞAyışın İŞTİRAKının ALLAHına SELAM-Edişidir SARM-AŞIK!

Bilinçaltını-Bilinçüstüne çıkarmanın YAŞAmasıdır-YAŞAtılmasıdır SARM-AŞIK!

sarmıştır BİR kere AŞK sarmaşığı BAĞlandı mı? bir kere yılmaz YOLuna devam eder.
SEVdiğine SEVgisini sunar ilerlerken adım adım yana-yana. MECNUNdur SARM-AŞIK!


HAYY ESMAsının yakıtını DUYuşun -ANlayış detaylarında;
BİR ŞEYin ASLını öğrenmek iç-in MuHABBet SIRR-ının detaylarında SEYR yolculuğuna çıkışın, ASLın detaylarında Oluşun SÜLUKunda YAŞAnışıdır SARM-AŞIK!


ÇİLE ÇÖLünün geçiş YOL-culuğunda çıkan engelleri aşma azmin verilişidir. Şartlar ne olursa olsun yılmayıştır SARM-AŞIK!

RUHun bildiği! NEFSin ise ikilikte oluşundan sıyrılıp, haddini bilip-bilmemesinin YAŞAyışın bir programıdır SARM-AŞIK!

LEYLAsına bir SELAMdır MURADı ‘’kalu belada biz bile idik’’ EMİRi İÇ-SESinde duyuştur SARM-AŞIK!


Eşşedüsü ile La-ilahe-illa ALLAH MuhaMMeder RESULALLAH meyvesini toplayıp dermek içindir SARM-AŞIK!

Resim

Sarmaşığımız BİLsin BULsun OLsun da çiçek açsın

İNŞA SEBEBi hörmetine SONUÇa ulaştır BİZi ALLAHım!....

MUHAMMEDi MuHABBetimİZle....


SARM : (Surm) Bağ kesmek. Meyve toplamak. Bir şeyi kökünden ayırmak.
SARMA' : Susuz sahra. Suyu olmayan çöl.
Âşık (a): Birine veya birşeye tutkun. Tasavvufta kendini ve Rabbini bilen, anlayan ve gereğini yerine getirip yaşayan Kur'ânî neş'eyi şühûda aynen çıkaran Muhammedî derviş.
Âşık (a): Seven.
Resim
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen habibi »

...Ya Vedûd, Aşkına Dilenciyim...

Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »

Resim
Âriflerin Sebebi
Ebdâllerin Edebi
Ahyârların Ahı
Ahrârların Sabahı
Âşıkların ALLAH'ına H
UUUU ! ! ! !



Eşşedüsü ile La-ilahe-illa ALLAH MuhaMMeder RESULALLAH meyvesini toplayıp dermek içindir SARM-AŞIK!

AŞK....

Sözlükte SARMAŞIK demekmiş...

Bir sarmaşık çınarları, servileri nasıl sarıp sarmalarsa, AŞK da öyle sarar sarmalar çınar gibi YİĞİTLER'i, servi boylu DİLBERLER'i.......

( L&M' den )

Güzellikler yaşanınca ve paylaşınca daha da güzelleşiyor.


[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Mecnun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 681
Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00

Mesaj gönderen Mecnun »

“Aşk yapışkan bir bitkidir. İnsanların sevgisine aşk denmesi, kalbe yapışmasındandır.”(Ferra)

Bu yapışkanın adı; “SARMAŞIK” tır. Ve “Işk” kelimesinden alınmıştır. SARMAŞIK sarıldığı yeri nasıl kaplarsa, aşk da girdiği kalbi öyle sarar, sarmalar, kök salar. Kalpte yeşerir, zamanla sararır ve sâhib-i kalbi de sarartır. Aşkın kolları öyle güçlüdür ki; ne aşka tutunanlar, ne de aşkta tutuklu kalanlar ondan kurtulamazlar. Karışan kafalarında aşka dâir sonu gelmeyen sorular belirir.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
nisa77
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 133
Kayıt: 01 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen nisa77 »

MİNA Kardeş demiş ki;
Aşk; susmaktır Ey Sevgili!
Onun güzelliğini, iyiliğini tarif etmeye gücün yetmediği an susmaktır. Kelâmın, kalemin, sözün tükendiği yerde, manayı sessizliğe yükleyip susmaktır.
Artık sustum Ey Sevgili. Bilesin!
Aşk dediğin susup beklemektir,
ve aşk sevdiğinin izinden gitmektir
SESSİZCE BEKLE YÜREĞİM DİYORUM BENDE KENDİME....AŞK İÇİN SESSİZCE....
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/berivan.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


Ahh AŞK Ahhh!..

Gönül gerçeklerinde
Çek çek çek çeklerinde
Çile Çiçeklerinde

Kelebekleri topladım
Kanatlarını bağladım
Yakacaktım
Yangına bakacaktım
Sonra durup
Bağdaş kurup
Oturup
Ağladım..Ağladım…
O Sevgiliye
SUsuzum diye
AŞKa SEVgiye…

Sırr Seherinde
Sevdâ Yerinde
Dert derinde
Çırılçıplaak
Ak-pâk
AŞK-Âşık olmak
Nazlı YÂRe
Ah ü Zâre
AŞK bî-çâre…


11.11.08 09:48
Resim
Kullanıcı avatarı
ASLI
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 63
Kayıt: 09 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen ASLI »

aşk ruhu saran sarmaşık..kökü ışkdan gelsede bu öyle bir sarılıştırki,dut gövdesine sarılan sarmaşıktan memnundur,sarmaşık mesut..bir süre devam eder bu mutluluk fakat zamanla sarmaşık öyle sarıp sarmalarki ağacın gövdesini adeta nefes aldırmaz olur ve içten içe dutu çürütür..işte aşk da insanı içten içe sarmaşık gibi yiyip bitirir..teşekkürler güzel yorumlarınıza renk kattınız ..

Muhammedî nefeslere...Aşk'la..


Resim


Resim
" Esdikçe bâd-ı subh perîşânsın ey gönül,Benzer esîr-i turra-i cânânsın ey gönül "
- nedim -
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »


AŞK!

-----Her odunun kokusu dumanından meydana çıkar. İnlemesinden anlaşılır ki, Aşık gönül hastasıdır. Vücudu afiyettedir ama o, gönüle tutulmuştur. Aşıklık gönül iniltisinden belli olur, hiçbir hastalık gönül hastalığı gibi değildir. Aşığın hastalığı bütün hastalıklardan ayrıdır. Aşk, İlahi sırlardan bir sırdır. Aşkı açıklamak ve anlatmak için ne söylersem söyleyeyim, asıl aşka gelince o sözlerden mahcup olurum. Dil söylerse aydınlanırız , fakat dile düşmeyen aşk daha aydındır. Çünkü kalem, yazmada koşup durmaktadır, ama aşk bahsine gelince; çatlar, aciz kalır. Aşkı açıklamada akıl yetersiz kalır. Aşkı , aşıklığı yine aşk izah eder ...

MESNEVİ'den
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: AŞK,RUHU SARAN SARMAŞIK

Mesaj gönderen der-ya »

Resim


ZEVK 1221

Okudukça sûreleri aklım küçülüp gidiyor
Her âyette aynı soru : Bu; Bana, Bende ne diyor?
Doğum-ölüm arasında bir tatlı oyunda İnsan
Hayat uykusunda akıl, kendi kendine gidiyor..

Kulihvani

30.12.1995 17:47
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“Basın ve Güncel haberler” sayfasına dön