AN

Sorularınızı Ayet ve Hadisler ışığında cevaplamaya çalışacağız.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

AN

Mesaj gönderen Gariban »

B. Mineliler: AN yaşamayan Zandadır bu durumda. zan geçmiş ten beslenir. Geçmiş ve geleceğin düşüncesini durdurursam An yasarım. Bütün mesele An yaşamakta. An yenidir canlıdır. KurAN insAN imAN Ansız yaşadım mı zanna düşüyorum. çok ama çok derin.


garibAN: Berrin hanım teşekkürler ALLAH razı olsun, dedikleriniz çok doğru maşaallah, hocamız Kul İhvani'nin şiirlerinden birinden alıntı yaparak açıklarsak:


“OL-AN-Larla OL!”up ->dOLmak!
“OLsun!. OLmasın!”-ı ->yOLmak!
“VÂHİDu’L- KÂHHAR!”>YAŞAyAN!
->k-OLAY mı?.. ->ihvÂNi OLmak?!.

EŞyâ >OLay ->zamAN ve ->zANn!
GELeceKkLer.. GEÇmiŞş.. OL-ANn!
->AKIL -> “ÖR-üm-CeKk AĞI”-nda
“Devr-ÂN-ın DeHR-i”-nde ->insÂNn!..


Bu yukarıdaki dizelerde OL-AN sürekli ANda OL emir ile ortaya çıkanlar ve , "OLsun ! OLmasın!"lar ise birisi insanın nefsinin hevâ ve hevesine dayalı gelecekte ümit ettiği ve olmasını istediği şeyler ve diğeri ise geçmişteki üzüntülerinden gelen kaygılara dayalı OLmasın korkuları. Bunların ortasında ise AN'ı yasamaktan bahsedilmekte. AN ise zaman dediğimiz algının sonsuz küçük parçası diyebiliriz. Sitemizdeki Muhammedi Tasavvuf eserlerinde ve yüzlerce şiir ve zevkler içinde bunlar daha detaylı açıklanmaktadır. MuhaBBetle.


B.Mineliler: AN’ı yaşamak isteyen ne yapmalı? Düşünce durmuyor.

garibAN: Sevgili Kardeşim, ben bir şeyh değilim, garibAN birisiyim bu yüzden hüküm ve yol gösterici olarak değil sadece kısaca size Anladığım söyleyeyim, çünkü sorduğunuz soru her şeyin merkezine girmekte. Birisi bize görmediğimiz bir şehirden bahsetse ilk önce onun özelliklerini BİLmemiz gerekir ki bu ilim safhasıdır, sonra bildiğimizin bize BULdurulması gerekir ki BİLdiğimizi ANlayalım, daha sonra orda OLmamız gerekir ki onu YAŞAyalım. Bilip bulup olup yasamak gerekir. AN ise nasıl bilinir bulunur olunur yaşanır? Bunun icin AKL'ın kemâle ermesi Meryem a.s'ın Isâ a.s'a hâmile kalıp onu doğurması gibi, aklın Naklini doğurması gerekir. AKLın kemâle ermesi içinse her insanın özünde diri olan Resûlullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'e SaLL etmesi ve önce ReSûL'u bulması lâzım. SaLL dediğimiz ise ulaşımdır SıLa'dır. Bu yüzden Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize salavat etmemizi ALLAH ve meleklerinin Resûlullah s.a.v e salât ü selâm ettiği bize Kur'ÂN-ı Kerimimizde âyeti kerime ile bildirilmiştir. Resûlullah s.a.v'e sall etmeyen ve O'nda OLmayan ise AN'ı yaşayamaz ve hasret gider. Resulullah sallalahu aleyhi ve sellem'in görevi sizi ALLAH'a teslim etmektir, Nuh'un gemisine binmeniz demektir bu!. ALLAH ve RESÛLÜNE teslim olunuz, tâbi olunuz, iman ediniz, itaat ediniz âyetleri vardır. Bu yüzden ALLAH c.c. Resûlullah sallalahu aleyhi ve sellem efendimizi Kur'ÂN-ı Kerim'de kendi İsmi serifi ile birlikte ANmaktadır. Kur'ÂN-ı Kerimi ve sünnet-i seniyeyi yaşamınız için, kendi kapasitenizce yapabildiğiniz kadar hayatınıza tatbik etmeniz gerekir. Meyve kabuğu ile büyür, Kabuk ise İslam'da şeriattır. Kabuk delinmez, kırılmaz fakat kabukta kalıp meyvenin öznede inmemek olmaz. Bu ise kolay bir iş olmayıp uzun bir süreç içinde Sadakat-Samimiyet ve Sabır gerektirir ve sonuç olarak Selâmet gelecektir insâeALLAH. Biz Resûlullah s.a.v'in şehâdetine şehâdetimizi katarız kendi başımıza gitmeyiz bu yolda demek istiyorum. Bununla beraber, yaşadığımız zaman dilimlerinde su ÂN'da ne oluyorsa onda hakka ve hayra uymak, batıl ve şerr'den ise uzak durmak, seçimlerimizi bu esas üzere yapma gayreti içinde olmamız elzemdir. Ne geçmişin üzüntüleri ile su ÂN'ı boşa geçirmek, ne de geleceğe dâir korku ve arzularla hayal perest olarak ömrü hebâ etmemek gerekir. Fakat ne yazık ki bizler bir beşeriz ve kuluz, bedenimiz ve aklımızın zann batağı yüzünden bazı elemleri ve korkuları deneyim edip, olmasın dediklerimiz olduğunda ise bunun hayal kırıklıklarını yaşamaktayız. Fakat Allah c.c. bize tevbe kapısını ve ümit kapısını kapatmamamızı da bildirmiştir. Biz elimizden geleni yaparız insaeALLAH. ÂN'ı yaşamak çok özel bir husus olup bunu böyle ilmi olarak üç beş kelime ile özetleyemeyiz. Ehli olan ve ÂN'ı hakikaten yaşamış insanların ayağının altını öperiz ve bu insanların yazdıkları bir cümlelik özetler dahi ciltlerle kitaba sığmaz. Kısaca biz Kur'ÂN'a yani ikr ÂN'ına odaklaşalım Kur'ÂN'ın Nuruna ulaşalım insaeALLAH. Ama Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizi atlamadan çünkü bazı yeni nesil tasavvuf simsarları Resûlü BİLip BULup O'nda OLmadan ALLAH'a direk atlıyorlar ve ZaNN batağına saplanıyorlar. Allah en doğrusunu bilir. Sevgiyle.
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: AN

Mesaj gönderen Hakan »

Hayy Allah razı olsun. Rasulullah sav.in gönül sohbetlerinde her daim var olasın inşallah...
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: AN

Mesaj gönderen der-ya »

Kuşlar bir şey yedikleri zaman sessizdirler


Şuradaki iki büyük ağaca bakın. Dallara konan farklı renkteki kuşları görebiliyor musunuz? Belki beş bin yahut daha fazla sayıdalar. Onlardan gelen bir ses duyabiliyor musunuz? Hayır, huzur içinde oturmuş sessizce yiyorlar. Meyveleri ilk gördüklerinde öterek ve bağrışarak çok fazla ses yapıyorlardı ama şimdi dallara yerleştiler ve meyvele-rin hoş tadını sessizce çıkarıyorlar.

Sevgili yavrularım, aynı davranışı Hakk’ı ve irfanı arayan ve rehberle birlikte olan kimselerde görebilirsiniz. Farklı dillerde ve renklerde pek çok insan rehberin varlığı etrafında toplanıyorlar. Başlarda kargaşalıklar olsa da Allah’ın tatlı ilmi irfanla içe çekilince yatışırlar. Sonrasında tüm renkler saadet içinde karışırlar.

Çocuklarım, irfan babanıza ilk yakınlaşmanızda, siz de biraz gürültü yapmış olabilirsiniz. Fakat bir kez yerleşti mi ve onun varlığında görevlerinizi yerine getirmeye başladığınızda tüm sesleriniz kesilmelidir. Sessiz, Hakk’ın huzur verici tadıyla ve irfan, aşk, sabır, hoşgörü ve hakikat meyveleriyle keyifli olmalısınız. Bir kere bu sükûnet halinde oldunuz mu, sıfatlarınız, işleriniz ve sevginiz güzel olacaktır. Sabrınız, şükrünüz, tevekkül ve hamdınız güzel olacak. Merhametiniz çok güzel olacak ve irfanınız keskinleşecek.

Yavrularım, tüm Âdemoğulları bu meyvelerle beslenmek durumundadır. Bu sükûnete hepiniz erişmelisiniz. O zaman Allah’ın ilminin tadı ve lezzeti sizin saadetiniz olacaktır. Bu huzuru ve birliği bulmalısınız. Rehberinizden alacağınız inayet budur. Eğer bu hale ererseniz, Allah’ın tadını bileceksiniz. Görevlerinizi yerine getirin ve bu tadı keşfetmeye çalışın.


Bawa Muhyiddin k.s


Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“►Soru - Cevap◄” sayfasına dön