Ne yaparsınız?

Sorularınızı Ayet ve Hadisler ışığında cevaplamaya çalışacağız.
Kullanıcı avatarı
nafile
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 169
Kayıt: 02 Kas 2008, 02:00

Mesaj gönderen nafile »

Aman Allah'ım !

Halim Abiciğim...

okuldayım...içimi daraltıp içine girdim oturdum önce...sonra da geliverdim buraya sessizce, ama sanki can havliyle...ANlıyorum yeniden inşallah ki, ne gelen varmış ne giden...

tam düşünüyordum ve kardeşlerle de konuşuyorduk kii.
elimde belki 2 gün yetecek kadar bir erzak ve önümde bir asırlık yol.bu erzakla bu yol nasıl alınır...işte o yol sanki nimeti unufak edip kum gibi çöle karıştırıyor, sanki hiç yokmuş.sanki bir rüzgar esmiş birikinti kumların her birini dünyanın bir yanına savurmuş gibi... diyorduk tam yaHU.

Bir gİZli EL cevabı, sorudan önce yazıyormuş

Allah c.c. razı olsun...
Ne güzelliklerle VAR ediyor Güzlliğn sahibi RAbbimiz..
Sizi çok sevdiren Allah'a şükürler olsun...Allah , salih kullarından eylesin..amin.
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

kulihvani yazdı:Aşk olsun Gariban can-Halimce olmuş bu zevk!
Hiçte anlamam ingilizceden ,
Halim canım iyi bilir doğrusu..

Bu duble-iki vav (W) Zâhir ve Bâtın Görünüş gibi geldi gönlüme..


Here: Burada ... Çıplak..
W-Here: Nerede ... Çift perdeli...
İnsanın; Ben bilirim demesi hoş olmuyor tabi...
Sanki övünmek gibi oluyor...
Bu nedenle ben İngilizce konusundaki maharetimden pek bahsetmem.

Ama işte bilen biliyor... Sağolsun Hocam deşifre etmiş...
Gariban Can da kendisi söylemiş ; "Ben başım sıkıştıkça Halim Can' dan destek alırım" diye...

E böyle olunca benim üstün yeteneklerimi gizleme konusundaki bütün gayretlerim boşuna gidiyor tabi...

Yine de ben mütevaziliği elden bırakmadan İngilizce zevklere şöyle bir gireyim...


Şimdi İngilizce;

WHERE Türkçe' deki NEREDE sorusuna karşılık gelmekte...

Hocamın dediği gibi W çift perdeliyi kaldırırsak... "HERE" kalır ki "BURADA" demektir...

Türkçe karşılıklarına baktığımızda da

"NEREDE ?" Sorusunda baştaki NÛN bizim ikilik perdemiz...

Geriye kalan "ReDe" ise İRADE' ye işaret etmektedir...

Öyleyse "NEREDE?" sorusu aynı zamanda CEVAP' tır...

NÛN VARlığın fiilleriyle... İRADE edilen yerdedir...

İş ki NÛN... O İRADE' yi OKU-yabilsin...

Yine aynı şekilde; İngilizce "HERE" kelimesinin Türkçe karşılığı;

HERE;burada, halihazırda, bu noktada, hazır

şeklindedir...

Buna göre "BURADA" diyen İRADE ile BİLE olandır... ve BİLendir...

İnsan çok şey bilince söyleyeceği şey de bitmiyor ki...

Aha bunları yazarken başka bir örnek daha geldi aklıma...
Akşam namazına az bir zaman kaldı... O yüzden acele yazıyorum ama söz bitmiyor ki...

THERE; ORADA demektir...

T Harfi;

Ankakuşu yazmış... iyiki de yazdı: T Harfi Kelime başına gelince o işi yapmak, etmek, bulmak anlamı vermekte. Yani işi fiile dökmekte. Mesela; Şükür - Teşekkür, Fikir - Tefekkür, Kemâl - Tekemmül gibi...

http://www.muhammedinur.com/modules.php ... highlight=

ORADA olanı SEN (T) fiilinle yine BURADA (HERE) yapabilirsin...
T-HERE...

Aynı zamanda ORADA; O İrade anlamındadır.. ki İRADE senin fiilindir...

Yok yok çok şey bilmek başa belâ...
Ben bu şekilde yazarsam yatsıya bile yetişemem...

Sevgi ve selam ile...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

SEE: Bakmak, Görmek (ANlamak)
SEA: DENİZ

Öyleyse DENİZ' i görmeyen BAKıyor ve GÖRüyor değildir...
Çünkü ANlamamıştır...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

nafile yazdı:Aman Allah'ım !

Halim Abiciğim...

okuldayım...içimi daraltıp içine girdim oturdum önce...sonra da geliverdim buraya sessizce, ama sanki can havliyle...ANlıyorum yeniden inşallah ki, ne gelen varmış ne giden...

tam düşünüyordum ve kardeşlerle de konuşuyorduk kii.
elimde belki 2 gün yetecek kadar bir erzak ve önümde bir asırlık yol.bu erzakla bu yol nasıl alınır...işte o yol sanki nimeti unufak edip kum gibi çöle karıştırıyor, sanki hiç yokmuş.sanki bir rüzgar esmiş birikinti kumların her birini dünyanın bir yanına savurmuş gibi... diyorduk tam yaHU.

Bir gİZli EL cevabı, sorudan önce yazıyormuş

Allah c.c. razı olsun...
Ne güzelliklerle VAR ediyor Güzlliğn sahibi RAbbimiz..
Sizi çok sevdiren Allah'a şükürler olsun...Allah , salih kullarından eylesin..amin.

Allah cc. razı olsun Sevgili Nafile Canımız...

Bizler de seni sevmekteyiz Allah için.

Allah cc. Bakara Suresi 155. Ayette buyuruyor ki;


"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. "

Bir kısmınız hiç sınanmayacak demiyor Allah cc.
"Sizleri" diyor... yani insan olarak yarattığı kim varsa...

Aklın ne olduğunu soruyorum bazen kendi kendime...
Sonra düşünüyorum ki soran da akıldır...
Cevabını bilse sormazdı... diyorum...

Sonra buna da bir cevap geliyor... Geçen sağolsun Gül Kardeşim yazarken
sanki içimdeki bu sese seslenir gibi...

GÜL' ün Güllerinden GÜL Kardeşimiz yazdı:"Sormadan bulan var mı?"
diye sorduğunda...

Ben de hemen AKLI' ma GELEN !!!! soruyu sordum...

halimkok yazdı:"İnsan BİLMEDİĞİNİ nasıl sorar?

BULmak için önce BİLmek gerekmez mi?"
diye sordum...

Bunu ben kendime sordum aslında... Ve bu benim bilmediğim bir şeydi...

Farkettim ki; İnsan bilmediğini soramaz... Ama bilmediği ona sorulur...
O kimse de soru kendisinde doğduğu için sanıyor ki kendisidir soruyu soran...

Oysa insan ne soruyu soran... ne de cevabı bulan...
İnsan sadece sinema perdesi...Kendinde olanları seyrediyor ve şaşıyor...
Bunlar nasıl olmakta????

Perdeye düşen Nur-u Muhammedî ışığını göremediği için...

Öyleyse AKIL gerçekten akılsa... gerçekten BİLMEK' se işi;

"İki günlük erzakın var" dediğinde...

-Ne yapmalıyım peki?

diye sorduğunda niye cevap vermiyor?

Cevabını bilmediği şeyi sana niye bildiriyor da insana sıkıntı yaratıyor...

Üç günlük erzakın var... beş günlünlük erzakın var... paranı malını kaybedersen ne olur... ya sevdiklerinden birine bir şeyler olursa ne olur...

Aklın insana fısıldadığı bu sorular az önce aktardığım ayette belirtildiği gibi
İnsanın sınanacağı konular...

Sınayan kim?

Allah cc.

Neden korkuyor AKIL?

Akıllıysa bunun cevabını versin de ben de ona göre onun çaresini arayım...
Kendi çaremi değil... O kendini kurtarmak peşinde... Beni değil...

Bak işte akıl karı mı sabah sabah bunları düşünmek...

Sevgi ve selam ile can kardeşim...
Allah cümlemizi salih kullarından eylesin inşallah...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

israfil yazdı:Soran: insan
Sorulan: İNSAN
"insanı İNSAN eder İNSAN!"

M.DERMAN (k.s)

Eyvallah İsrafil Kardeşimiz... Gönlüne bereket inşallah...

Muhammedî Muhabbetle...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Gariban yazdı:Hocam Aşk olsun, çok güzel zevk ettiniz hamdolsun.
Halim cana ingilizce'de zorlanınca gitmekteyim, o uzmanı hocam çok şükür.

Bu Halimcanlık ingilizce zevk :


eYe ---->lOOk ---->sEE------> І

eYe: Göz (ikilik iki "e")
lOOk: Bakmak (ikilik iki "O")
sEE: Görmek (ikilik iki "E")
І: Ben (Teklik)

eYe » ingilizcede sesli okunuşu = ay
І » ingilizcede sesli okunuşu = ay


"Bir Ben var içteki gözden(benden) içeri..."
Eyvallah Gariban Can... Gerçekten çok güzel, çok hoşuma gitti...
Allah cc. razı olsun...


LOVE ; AŞK

L; Lütuf
V; Vücuda Geliş...


Vücut buluş Lütuftur ve tüm varlık AŞK' tır...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

BODY; Vücut

B; BİLmek, Bilelik
O:"O"... O' dur...
D; Daimiyet... ya da Dalâlet
Y; O (Üçüncü TEKil Şahıs)

O' nun "O" olduğunu BİLen O' nunla DAİMÎ BİLE' dir...

Bilmeyen Dalâlettedir...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Eyvallah Halim can çok güzel açmışsınız.

Selam ve sevgiyle
GaribAN
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Aşk olsun daim olsun Allah c.c. razı olsun inşaallah..
Güzel zevk edişlerinize yarım yamalak ingilizcemle eşlik etmek isterim :


Teach : Öğretmek
Teacher : Öğretmen

TeacH + ER

ÖĞRETMENlik; Hakkı ve Hayrı Öğreten ER kişi işidir...

O yüzden Münir Derman (k.s.) der ki: "İnsanı İNSAN yapan, İNSANdır."

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz Baş Öğretmenimizdir...

İNSANÎ MuHABBEtlerimİZle...
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Eyvallah Anka Kuşumuz... Gönlüne bereket inşallah...

TEACH; Öğretmek
TOUCH; Dokunmak...

İkisi birbirine çok yakın ya...

Hani insana şunu hatırlatıyor...

Tekdirle USlananın HAKK' ı tekdir...
Tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir...

Ayrıca bilginin de his olarak bir dokunuşu vardır Batınımızda...


EAR ; Kulak
HEAR; İşitmek...

İşitmek olmasa kulağa ne hacet... ama kulağın işitmesi için "H" gerekiyor...

Başında
"H" varsa HAKK' ıdır işitmek...

Allah Semî dir...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Siz bu işin ustadı olmuşsunuz ben yetişememekteyim dostlar.

SALVATion: (ingilizcede) Kurtuluş, iflah, selamet bulmak. Özellikle Hristiyanlıkta dini terim olarak çok kullanılmakta 13.yy kullanılmaya baslanmış, neden acaba biliyorlar mı?

SALuTe: (ingilizce) selamlamak, saygı ile selamlamak. Latincede saglık dilemek deyip Latince'den geldiği varsayılmakta.

Ben bunları açıklamayayım artık kendilerini açıklamakta bunlar zaten...
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

SALVATion' da SALÂVAT; Ben burdayım diyor Gariban Can...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: Ne yaparsınız?

Mesaj gönderen MINA »

Cumartesi pazartesiye bu kadar yakınken, pazartesi cumartesiye neden bu kadar UZAK..


Resim
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
hazan_cicegi
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 3
Kayıt: 12 Şub 2011, 15:13

Re: Ne yaparsınız?

Mesaj gönderen hazan_cicegi »

bazılarımız bazı sevdiklerimize bukadar yakınklen bazıları bize ne kadar uzaksa !..
bazen kişiler yanı başlarındaki sevdiklerini göremiyor ne yazıkki..
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: Ne yaparsınız?

Mesaj gönderen MINA »

Esselamun aleyküm çiçek yürekli ablam...

... Gönül gözü görmeyen can gözünü neylesin.
dünyada dönmeyen dil mahşerde ne söylesin.


**


Kalp,nefis,vicdan ve akıl uzun bir yolculukta beraberce yolculuk ediyorlar.

Kalp ve nefis bu yolculuk esnasında sürekli münakaşa ve didişme
halindedir. Akıl ise kalp ve nefsin hakemliğini üstlenmiştir.

Yolculuk zorlu ve çetindir. Kalp bu yolculukta lazım olabilecek levazımatın
kendisinde var olduğunu bildiğinden, verilen süreyi en iyi şekilde
değerlendirmek ister.

Fakat nefis öyle değildir.Her gördüğüne
meyleder.
Nereden geldiğini ve nereye doğru yol aldığını umursamaz.
Etrafındaki şeylerin cazibesinden kendisini alamaz,doyumsuzdur.

Bu nedenle kalp ile aralarında sürekli bir çatışma yaşanmaktadır.

Vicdan, ikisinin arasında bir yol göstericidir, doğru karar verir, bilgedir.
Onun sayesinde bu yolculuk birlikte devam eder, gider.

Gel zaman git zaman bir gün karşılarına vesvaslar çıkar aralarında bir
mücadeledir başlar.
Kalp kendini iyi savunabilecek bir durumda fakat
nefis asi tavırlar sergilediğinden çok endişelidir.
Vicdan Kalbin
destekçisi, dostu, sırdaşı, tesellicisi olmuştur.
Akıl, kalp ve vicdan
işbirliği yaparlar ve bu vesvaslara karşı nasıl galip olabileceklerini
düşünürler.
Hem aralarında hem de karşılarında bir tehlike vardır.
İşleri zor yolları uzun ve karanlıktır.

Vicdan bir pusula gösterip der ki: her zaman karşımıza çeşitli düşmanlar çıkacak, daha çok saldırılara maruz kalacağız bizim çok iyi bir donanıma ve çok iyi bir rehbere ihtiyacımız var.

Bunun için şu pusuladaki ilim şehrini bulup o şehirde gerekli donanımı almalıyız der.

Vesveseleri oyalayarak ilim şehrine ulaşırlar burası gözlerini kamaştırır .

Öyle aydınlık, öyle temiz, öyle nurludur ki, hayranlıklarını ifade etmekten aciz kalırlar.

Vesvese düşmanları korkuya kapılırlar.
İlim
şehrinin askerleri onları tardeder, karşılarında ilim şehrinin
askerlerini görünce her biri bir tarafa dağılır neye uğradıklarını
şaşırırlar.
Reisleri: bu defa bizi alt etmeyi başardılar diye feryat
eder.

Akıl, kalp ve vicdan bundan böyle gezilerini bu ilim
şehrinde sürdürmeye karar verirler .
Öyle ya burası onların tam da
aradıkları yerdir.
Asi yoldaşları olan nefsi ancak burada ıslah
edebileceklerdir.

Bu onlar için zor ama imkansız değildir. Bunun için kararlıdırlar.

Eyyy
nefis kardeş burası senin kendini bütün kötülüklerden arındırabileceğin
ve muhafaza olabileceğin bir şehir.
Sen aramızda yaramaz ve asi bir
çocuk gibisin.
Senden vazgeçemeyiz, öyle ise sana yardımcı olacağızâ€�
derler.
Böylece nefis başına buyruk olmadığını ve diğerleri ile kolay
kolay başa çıkamayacağını fark etmiştir.

İlim şehrinde yaşamları devam ederken yolları bir gün fazilet çarşısına düşer.

Burada
çok karlı ticaret yolları öğrenirler.
Bu ticarete göre Akıl, kalp,
vicdan, nefis varlıklarını bu şehrin sahibine adayacak karşılığında
ebedi saadeti kazanacaklardır.
Bire bin kazanç getiren bu ticaret çok hoşlarına gider.

Nefsi de bu karlı ticarete ikna etmeyi
başarırlar. Kendilerine ait bile olmayan fenayı verip bekayı kazanmak
Üstelik fena yine ellerinde kalacak fakat sahiplerinin izni dairesinde
yaşamlarını sürdüreceklerdir.

Sahipleri, Sultanları öyle
cömertmiş öyle merhametliymiş ki, yola da yolculuğa da bütün
sıkıntılara da değmiş doğrusu Asıl zenginliğe ve asıl mutluluğa
ermişler.

Darısı bizimkilerin başına !..


Bir'e bin kazananlardan olmak dileğiyle!.


Resim
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: Ne yaparsınız?

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Rengarenk uçurtmaları, SEYRederken!
Katıldı hazAN rüzgarının, yELİne.
BİRdeki DÜŞünde!
KUŞ tüyü uçurtmANa takıldı, gÖZü öylece…
İPine, uzandı.
Geldi
Tuttu ellerinden, ELleriyle
BULuta asılı kaldı
Hazan _çiçeği sesiz sesinde SES-sİZce

MuhaMMedî MuHABBEt başaklarında dâne OLmayı dilerken harmAN yerinde!..

NUR-ye!

hrmn yrnd


23:00
12.2.2011
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: Ne yaparsınız?

Mesaj gönderen halimkok »

hazan_cicegi yazdı:bazılarımız bazı sevdiklerimize bukadar yakınklen bazıları bize ne kadar uzaksa !..
bazen kişiler yanı başlarındaki sevdiklerini göremiyor ne yazıkki..
Değerli Hazan Çiçeği kardeşimiz öncelikle hoşgeldiniz aramıza ve YÂR YARAMIZA...

Hani derler ki; Gözler kalbin aynasıdır...

Bence sözler de kalbin aynasıdır... İnsanın tek bir sözü, tek bir sesi kalbini gözler önüne serebiliyor gönlümce...
Sizin de aramıza katılır katılmaz yazdığınız ilk mesajdan gönlünüzdeki YARALARI gördüğüme inanıyorum.

Dilerim ki YARA mızı YÂR' dan bilelim de üzülmeyelim...

Eğer üzülüyorsak o zaman biz de BİZ' i SEVEN' i görmüyoruz demektir.

İnsan SEVDİĞİNİ görür de asıl SEVEN' i göremez.
Sevdiği yanıbaşında da olsa uzakta da olsa görür... Bilir... Kokusunu duyar esen yelde...
Her baktığında SEVDİĞİNİ görür... Çünkü SEVGİ GÖRMEK' tir zaten...
Gönül gözü görmese sevemez ki...

Seven görür de SEVİLEN bunu görmez farkında bile olmaz...
Sevilenin görmesi için KENDİ' ni SEVEN' i SEVMESİ lazım...

Değerli Hazan Çiçeği... Hazan da Hüzün de güzeldir YÂR uğrunda...
Güzellikler içinde olun dilerim ve güzellikler İÇ' inizde olsun...
Muhammedi Muhabbetlerimle...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
hazan_cicegi
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 3
Kayıt: 12 Şub 2011, 15:13

Re: Ne yaparsınız?

Mesaj gönderen hazan_cicegi »

Aleykum selam can bacım Allah razı Olsun inşAllah

***İşlenen günahlar, insanın kalbini zayıflatır; onun düşmanı olan nefsi ve şeytanı kuvvetlendirir. Bu nedenle, insanın içinde kalp, nefis ve şeytan devamlı mücadele hâlindedir.

Zikre devam ediniz, virde önem veriniz. Çünkü kalbin tek ilacı zikirdir. Kur'an okumak, salâvat çekmek, hizmet etmek sevaptır; fakat bunlar kalbe ilaç olmaz, nefsin çirkin sıfatlarını değiştirmez. Nefsi ancak zikir terbiye eder.?

Gavsı Sani (k.s)
Kullanıcı avatarı
hazan_cicegi
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 3
Kayıt: 12 Şub 2011, 15:13

Re: Ne yaparsınız?

Mesaj gönderen hazan_cicegi »

Hoşbulduk Allah razı olsun inşAllah
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: Ne yaparsınız?

Mesaj gönderen MINA »

İki arkadaş, hararetle tartışıyormuş; tartıştıkları konu, sigara içerken İncil okunup okunamayacağı imiş. Sonuç alamayınca Papa’ya sormaya karar vermişler. Papa’nın yanına gidip sırayla sorularını sormuşlar. Biri olumsuz cevap alırken diğeri, izin almayı başarmış.


İzin alamayanın sorduğu soru:

- Papa hazretleri, İncil okurken canım sigara içmek istiyor, içebilir miyim?

-Oğlum, İncil okunurken Tanrı’yla ilgilenmen lazım. O sırada dikkatinin dağılmaması lazım. O yüzden İncil okurken sigara içilmez.



İzin alanın sorduğu soru:

-Papa hazretleri, sigara içerken canım İncil okumak istiyor, okuyabilir miyim?

-Oğlum, her nerede ve ne koşulda olursan ol, İncil okuma isteği duyarsan okuyabilirsin.


*

Kıssadan hisse:

1) Esas olan, aldığın cevap değil, sorduğun sorudur.
2) Beceri; almak istediğin yanıtı alabileceğin soruyu sorabilmektir…


alıntı
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
mim ile nun
Üye
Üye
Mesajlar: 48
Kayıt: 08 Kas 2012, 18:22

Re: Ne yaparsınız?

Mesaj gönderen mim ile nun »

Yol varsa çağıran yarsa
Ekmeği yerim
Suyu içerim
İlla giderim

Sen vurdunda biz ölmedikmi



not: Güzel bir soru
Muhabbet benliğin en mühim merhemidir ⊙
Cevapla

“►Soru - Cevap◄” sayfasına dön