KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Sorularınızı Ayet ve Hadisler ışığında cevaplamaya çalışacağız.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
zavalli
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 3
Kayıt: 13 Eki 2010, 12:29

KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen zavalli »

Resim


KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Maneviyat sultanları’nın aşağıda bulabildiklerimden ortak tavsiyesi ‘kendini herkesten aşağı gör ! ‘ .Demesi kolay da nasıl uygulayacağız,imam gazali k.s. ve abdulkadir-i geylani k.s. nin tavsiyelerinde kendimizi nasıl inandıracağız.Öyle ya da böyle bu işi başarmak gerek bu demektir ki birçok manevi marazların””kibir,suizan gibi”” kökünü kazımış oluruz.Karşımızdakinin hem facialarını göreceğiz hem nasihat edeceğiz dönüp bir de kendimizi ondan aşağı göreceğiz ,buna kendimizi nasıl inandıracağız?Lütfen fikri olanlar esirgemesin

 Resim

İmam-ı Gazali (K.S.) :Ey Oğul! Kendini herkesten aşağı gör .Cahil birisini görürsen, "Bu bilmeyerek günah işler, ben ise bile bile günah işlerim, bu benden efdaldir" de.Bir fakiri görürsen "Bu imân ve saadetle gider. Ben ise nasıl gideceğimi bilmiyorum. Bu benden efdaldir" diye düşün.Eğer bu şekilde kendini herkesten aşağı görmezsen Allah katında yüce olamazsın.

Resim

Muînuddin-i Çeştî ( K.S. ) : Hakîkat ehli olmak için şu on şarta uymak lâzımdır: 6. Bütün müslümanları iyi bilip,kendini herkesten aşağı görmek

Resim

Sadreddîn-i Konevî (K.S.) : Kendini değersiz ve herkesten aşağı gör!

Resim

İmâm-ı Rabbânî (K.S.) : Ârif kendini herkesten aşağı bilir.

Resim

Mevlânâ (K.S.) : Kendi noksanını gören kişi, olgunlaşmaya doğru on at çatlatarak koşar.Kendini olgun sanan zavallı ise. Celal sahibi Allah'a doğru, bu zannı yüzünden yükselemez.Ey kendini olgun gören kişi, senin rûhunda kendini olgun sanmaktan daha kötü bir illet olamaz. Senden bu kendini beğenme, kendini olgun görme hastalığı gidinceye kadar gönlünden, gözünden çok kanlar akar.Bu hastalık, iblis hastalığıdır, iblis, benliğe kapılmıştı da; "Ben Âdem'den daha hayırlıyım." demişti. Aslında bu hastalık, her mahlukun. her insanın nefsinde vardır.İblis hastalığına tutulmuş kişi, her ne kadar bazen kendini hor ve mütevazi görür, öyle gösterirse de sen dibinde pislik bulunan bir derenin suyunun saf görünüşüne aldanma...Ey alçak gönüllülük, tevazu perdesi altında benlik hastalığını gizleyen kişi, birisi denemek kastı ile seni kızdıracak, coşturacak, karıştıracak olursa, içinde pislik bulunan su bulanır da pisliğin rengi meydana çıkar.Ey genç, ey toy kişi, her ne kadar, senin varlığının ırmağı, kendini sana, saf duru ve lekesiz gibi gösterirse de aldanma. Onun dibinde pislik vardır; bulanmak için fırsat beklemektedir.

Cenab-ı Hakkı yüceltmek, ta'zim etmek nasıl olur? Kendini hor, hakir bilmek ki, kendini toprak gibi ayak altında çiğnetmeye layık görmekle olur.

Resim

Ahmed Yesevî (K.S.) :
Bu yolda bulunan kimse, tevâzû sâhibi olup kendini herkesten aşağı görmeli.

Resim

Abdulkadir-i Geylanî (K.S.) : Tevazu esas manası ile insanın her gördüğü şeyi kendinden üstün olduğu veya olacağı inancına sahip olmalıdır. Her gördüğü kimse için: - “Belki bu benden daha üstündür. Allah (CC) tarafından benden daha fazla sevilmiştir…” Demeli ve bu kanaati benliğine sindirmelidir. Kendinden küçüğü gördüğünde: - “Küçüktür, henüz Yaradana karşı gelmemiştir. Halbuki ben Allah’a (CC) isyan ettim, karşı geldim; bu benden havırlıdır.” Demeli… Büyük için de şöyle demeli: Bir bilgini görürse; - “Bu bilgindir, benim bilmediğimi biliyor. Bana verilmeyen ona verilmiştir. Onun bildiğini ben bilmiyorum, o bildiğiyle amel ediyor; bense cahilim, yapamıyorum.” Demeli… Cahil bir kimseyi gördüğü zaman da: - “O bilmeyerek günah işliyor, ben bilerek yapıyorum; öldüğümüz zaman bilinir.” Şeklinde demelidir. Bir kafirle karşılaştığı zaman da şöyle demeli: - “Belki dine gelir, imanlı olur. Belki beri günahlarım yüzünden imansız gidebilirim. Sonumuzun ne olacağı bilinmez…” - “İşte en büyük iş bu hali almaktır. İnsanın faydalanacağı ilk ve son iş, tevazudur. Kul bu hali ruhunda duyduğu ve tevazu derecesine çıktığı zaman Allah (CC) için nasihat izni alır. Herkese nasihat vermeye koyulur. Dünya ve ahiret işlerine dair bütün üzüntüleri gider. Artık Allah’ın (CC) sevmiş olduğu insanlardan sayılır. Şeytanın da en büyük düşmanı sayılır. Rahmet kapısına varmış sayılır artık.”

Resim

Muhammed Râşid El Hüseyni (K.S.) : İnsan kendini herkesten daha aşağı ve diğer insanları kemalinden üstün bilmelidir. Hazreti Resulullah: "Ey Allah'ım beni kendi gözümde küçült insanların gözünde büyük eyle" diye dua buyurmuştur. Allah'ım beni kendi gözümde küçült ki kendi varlığımı nefsimi görmeyeyim kendimi hep noksan göreyim. Başkalarının gözünde büyült ki beni büyük görüp davetimi kabullenerek iman etsinler buyurmuştur. Bütün kainat uğrunda yaratılan Peygamber (s.a.v.) böyle dua edince artık insan ne yapmalıdır? Kendini herkesten aşağı görmelidir.
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen simurg »

zavalli yazdı:Mevlânâ (K.S.) : Kendi noksanını gören kişi, olgunlaşmaya doğru on at çatlatarak koşar.Kendini olgun sanan zavallı ise. Celal sahibi Allah'a doğru, bu zannı yüzünden yükselemez.Ey kendini olgun gören kişi, senin rûhunda kendini olgun sanmaktan daha kötü bir illet olamaz. Senden bu kendini beğenme, kendini olgun görme hastalığı gidinceye kadar gönlünden, gözünden çok kanlar akar.Bu hastalık, iblis hastalığıdır, iblis, benliğe kapılmıştı da; "Ben Âdem'den daha hayırlıyım." demişti. Aslında bu hastalık, her mahlukun. her insanın nefsinde vardır.İblis hastalığına tutulmuş kişi, her ne kadar bazen kendini hor ve mütevazi görür, öyle gösterirse de sen dibinde pislik bulunan bir derenin suyunun saf görünüşüne aldanma...Ey alçak gönüllülük, tevazu perdesi altında benlik hastalığını gizleyen kişi, birisi denemek kastı ile seni kızdıracak, coşturacak, karıştıracak olursa, içinde pislik bulunan su bulanır da pisliğin rengi meydana çıkar.Ey genç, ey toy kişi, her ne kadar, senin varlığının ırmağı, kendini sana, saf duru ve lekesiz gibi gösterirse de aldanma. Onun dibinde pislik vardır; bulanmak için fırsat beklemektedir.

Cenab-ı Hakkı yüceltmek, ta'zim etmek nasıl olur? Kendini hor, hakir bilmek ki, kendini toprak gibi ayak altında çiğnetmeye layık görmekle olur.


Kendimizi kendimizden de aşağı görmek gerekiyormuş,
bu ise kendim dediğimizin aslında bir yok varlık olduğunu idrak ile imiş,

ve asıl tevazu,hiçbir nispet edilecek şey olmadan nefsi gerçekten aşağı görmek ile imiş,

ve çok kıymetli bir zat şu öğüdü vermişti bize,

"aşağılanmaya layık olan nefsindir,
nefsinle şahsiyetini karıştırıp sakın onu aşağılama,
şahsiyetin senin aşağılamanı hak etmeyecek kadar kıymetli,
onu koru ve kıymetini bil"
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen MINA »

İnneke lâ tehdî men ahbebte velâkinnallàhe yehdî men yeşâ') "Ey Rasûlüm, habîbibim, Muhammed-i Mustafam! Sen istesen de, istediğini doğru yola hidâyet edemezsin, sevkedemezsin, çekemezsin! Allah çekerse çeker. Allah istemezse hidâyet olmaz, Ancak Allah'ın istemesiyle olur." buyrulmuş Peygamber Efendimiz'e...

Demek ki, Peygamber SAS Efendimiz istese bile olmayabiliyor. Misâl: Peygamberimiz küçükken kendisini himaye etmiş olan amcası Ebû Tâlib'e karşı minnetdarlık hisleri duyuyordu, seviyordu onu; kendisine baktı diye, korudu diye... Kendisi peygamber olduğu zaman önüne gerildi, müşrikleri karşıladı, yeğenini müdafaa etti diye seviyordu. Onun için, onun vefat edeceği zaman yanına yaklaştı, dedi ki:

"--Amcacığım ne olur, ağzından şu kelimeler çıkıversin! 'Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve rasûlüh' deyiver. Ben de sana şefaate yüzüm olsun, imkânım, ben de o fırsatı bulabileyim!" dedi.

Ama o, o sözü söylemeyince, olmadı. İstedi amcasının hidayete ermesini ama, olmadı.

--Allah Rasûlünü kırar mı, Habîb-i Edîbini kırar mı?..

Kırmaz ama, her şahsın kendisinin Allah'a karşı sorumluluğu var... Kendisi bir adım atacak, bir jest yapacak, bir hareket yapacak... Bir niyet besleyecek, bir arzusu olacak... Kalbinde bir niyet belirirse, o zaman Allah yardım eder. Ama o olmayınca, kendisi istemeden, başkasının istemesi ile olmaz!


**
ANLadım ki NASIL diye sorulmaz Allah'a..c.c
... Çünkü, O nasıl isterse öyle yapar. ...


**

BİR COŞKU SELinin ESintisiyle...

http://dervisan.com/yazi/tasavvuf.html
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen meryemnur »

zavalli yazdı:
Maneviyat sultanları’nın aşağıda bulabildiklerimden ortak tavsiyesi ‘kendini herkesten aşağı gör ! ‘ .Demesi kolay da nasıl uygulayacağız,imam gazali k.s. ve abdulkadir-i geylani k.s. nin tavsiyelerinde kendimizi nasıl inandıracağız.Öyle ya da böyle bu işi başarmak gerek bu demektir ki birçok manevi marazların””kibir,suizan gibi”” kökünü kazımış oluruz.Karşımızdakinin hem facialarını göreceğiz hem nasihat edeceğiz dönüp bir de kendimizi ondan aşağı göreceğiz ,buna kendimizi nasıl inandıracağız?Lütfen fikri olanlar esirgemesin.
 

Değerli kardeşim, çok sevdiğim bir büyüğüm şöyle bir nasihatta bulunmuştu:

"Kendinizi ne zaman beğenir, maneviyatınızın çok güzel olduğunu düşünür ve başkalarından üstün olduğunuzu düşünürseniz hemen ALLAH'a sığınıp, işlediğiniz en büyük günahı hatırlayınız. Bu günahlar sizin sigortanızdır. Sizi kibirden korur!.."

MEVLAM Yâr ve Yardımcımız olsun ebeden..

Hoşgeldiniz..
Sevgi ve dua ile..


En son meryemnur tarafından 18 Eki 2010, 06:55 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen gullale »

zavalli yazdı:Resim


Abdulkadir-i Geylanî (K.S.) : Tevazu esas manası ile insanın her gördüğü şeyi kendinden üstün olduğu veya olacağı inancına sahip olmalıdır. Her gördüğü kimse için: - “Belki bu benden daha üstündür. Allah (CC) tarafından benden daha fazla sevilmiştir…” Demeli ve bu kanaati benliğine sindirmelidir. Kendinden küçüğü gördüğünde: - “Küçüktür, henüz Yaradana karşı gelmemiştir. Halbuki ben Allah’a (CC) isyan ettim, karşı geldim; bu benden havırlıdır.” Demeli… Büyük için de şöyle demeli: Bir bilgini görürse; - “Bu bilgindir, benim bilmediğimi biliyor. Bana verilmeyen ona verilmiştir. Onun bildiğini ben bilmiyorum, o bildiğiyle amel ediyor; bense cahilim, yapamıyorum.” Demeli… Cahil bir kimseyi gördüğü zaman da: - “O bilmeyerek günah işliyor, ben bilerek yapıyorum; öldüğümüz zaman bilinir.” Şeklinde demelidir. Bir kafirle karşılaştığı zaman da şöyle demeli: - “Belki dine gelir, imanlı olur. Belki beri günahlarım yüzünden imansız gidebilirim. Sonumuzun ne olacağı bilinmez…” - “İşte en büyük iş bu hali almaktır. İnsanın faydalanacağı ilk ve son iş, tevazudur. Kul bu hali ruhunda duyduğu ve tevazu derecesine çıktığı zaman Allah (CC) için nasihat izni alır. Herkese nasihat vermeye koyulur. Dünya ve ahiret işlerine dair bütün üzüntüleri gider. Artık ALLAH’ın (CC) sevmiş olduğu insanlardan sayılır. Şeytanın da en büyük düşmanı sayılır. Rahmet kapısına varmış sayılır artık.”

Değerli "zavallı" kardeşimiz, Muhammedînur irfan ocağına tevâzu konusu ile gelişiniz mubârek ola...

Konu ile ilgili âcizâne düşüncem, başkalarını kendimizden yukarıda kendimizi herkesten aşağıda görmemiz İÇ âlemimizde yaşanması gereken bir durum. Dışarda İslâm'ın "izzet ve vakûru" ile OLmalıyız. Bu bizim kendimizi beğenmemiz, üstünlük addetmemiz, kibirlenmemiz, enâniyetimiz değil RABBi'l-'Âlemîn'in İzzetini taşıyan bir Mü'min oluşumuzdan olmalıdır.

Dışarda istediğimiz kadar herkes benden üstündür diyerek gezsek ve bunu izhar edecek tavırlar sergilesek İÇimizde inancımız bu yönde berkişmediyse kendimize sahtekârlıktan başka birşey değildir bu.

Görünüşümüzün ezik, bükük, el-etek öpen, sefil, oluşu başkalarını yüceltmemiz anlamına gelmemektedir. Ya da sık yaptığımız hatâlardan biri de kendimizi aşağı başkalarını yukarı göstereceğiz çabasıyla yaptığımız hareketler âdetâ " bakın ben böyle biri olmadığım halde başkalarını yukarıda gördüğümü görüyor musunuz..." şeklinde bağırmaktadır.

Dikkat edersek Geylânî hazretleri de bu şekilde buyurmakta... Böyle birini gördüğünüzde şöyle düşünün, şunu gördüğünüzde böyle bilin vs şeklinde İÇimizdeki muhasebeden bahsetmekte.

MuhaMMedî MuhaBBetlerimle...
Resim
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen habibi »

Resim


"Ey İnsan! Kendini oku!"

"Men arefe nefsehü, fekad arefe Rabbehü - Nefsini bilen Rabbini bilir."


مَا عَرَفْنَاكَ حَقَّ مَعْرِفَتِكَ “Seni hakkıyla bilemedik''

Hakkıyla bilseydim,sıkıntı nedir bilmezdim...


Resim

ALLAH nefs kurduna yem olmaktan korusun hepimizi inşALLAH...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen MINA »

Resim

İmâm-ı Azam Ebu Hanife (radiyallahu anhu) Efendimiz; Ulu İmâm, ömrünün son yıllarında geceleri evinde, eser bırakmaya çalışıyor; durmadan yazıyor ve ümmet-i Muhammed’e hasbî hizmete çabalıyor...

Ancak bir kimse var ki her akşam hava karardı mı, meyhâneye gidiyor, küpünü şarapla doldurup imâmın penceresinin önüne dikilip başlıyor küfretmeye: “Ey imâm, sana şöyle ederim, böyle ederim!” deyip ağzına geleni söylüyor...

Günler geçiyor, aylar geçiyor çıkıp da bu kimseye tek kelime söylemiyor ve söyletmiyor...
Ne var ki bir gün İmâmın etrafındakiler erken davranıp inzibatlara karakola çektiriyorlar...

Akşam oluyor zaman geçiyor ama kimse yok.

İmâm bekleyip, gelmeyince dışarı çıkıyor ve çocuklara: “Çocuklar benim bülbül gelmedi nerde kaldı ?...” diye sorunca çocuklar: “Dede, ona karakolda falaka dayağı atıyorlar” deyince yalın ayak, baş kabak koşuyor karakola...

Varsa ki dayak deminde ve canhıraş bağırıyor ama çâresiz... İmâm-ı Azam: “Neden dövüyorsunuz, ben şikâyet ettim mi, size ne? Bırakın adamımı!...” deyince bırakıyorlar.

Tabiki İmâm-ı Azam bu, fetvâ sahibi. İtiraz edilemezdi.
İmâm çıkıyor, adam da çıkıyor karakoldan...

Çıkıyor çıkmasına da, hemen meyhâneye koşuyor yarım kalan küpünü şarapla doldurup her zamanki yerine, İmâm-ı Azam’ın penceresinin önüne; dikilip, verip veriştiriyor içeriye makas görmemiş küfürlerle...

Yaşlı ve yorgun imâmımız yavaş yavaş geliyor arkadan baksa ki hâl bu hâl; ellerini bağlayıp kıyamda beklemeye başlıyor...

Biraz sonra adamcağız dönüp de bu hâlini görünce:
“Sen ne biçim insansın, ben sana neler söylüyorum; sen ise, gelip beni kurtarıyorsun ve şimdi ise kıyam duruyorsun!” deyince

İmâm-ı Azam:
“ Sen benim Efendimsin, velîyy-i nimetimsin, ben sana bakar da seni böyle, beni böyle kılan RABB’ime şükrederim...

Seni İbret Sahnesinde, beni ise Hikmet Sahnesinde oynatana hamd ederim!...Ben sana bakar da saçlarımı tararım!...” der. İşte o zaman bizim sarhoşun içindeki şarab, gözlerinden boşanmaya başlar. Ayaklarına kapanıp af diler...

İmâmımız ise: “Kalk oğlum kalk UYANdığına şükredelim affın kapısı ALLAH (celle celâluhu)’nundur!...” demiştir...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen halimkok »

BİZler her OL-AN' ı Allah' tan bilip razı olabilirsek;

OLsa da OL-ur... OL-masa da OL-ur...

"Ben kendimi herkesten aşağı görmeliyim" gibi bir düşünce ve gayret ile sürekli

"BEN" le meşgul olma tehlikesi de vardır.

Asıl mesele SEN-BEN meselesi değildir bu YOL-da...

Bu insanı İKİ' lik HÂLinde bırakır...

Asıl üstün olan, şerefli olan bir VAR' lık VAR' dır bu Âlemde...

Hakikati Muhammedi...

Ve O BİZ im için EN GÜZEL ÖRNEK' tir...

O' nun Ahlâkıyla Ahlâklanan her kim varsa ÜSTÜN' dür...

Tersi olanlar için ise dua edip Allah' ın Affını ve Merhametini dilemek...

Allahım sen bu kulunu affet... Islah eyle

demek en güzelidir...

Arada BERZAH' ta olan BEN için ise ölçüt...

Hangisini GÜZEL ve DOĞRU gördüğümdür...

ÇİRKİN ve YANLIŞ gördüğümde ise bilmeliyim ki bu bir yanılgıdır... Şaşkınlığım şaşı bakışımdandır...

Çünkü O' nun NUR' undan OL-AN GÜZEL' dir DOĞRU' dur...

İzzet ve Şeref Allah' a aittir... Ne senindir ne benim ne de bir başkasının...

O' nun BOYA' sı ile BOYA' nanlar ÜSTÜN görünür...

Muhammedi Muhabbetlerimle...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
zavalli
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 3
Kayıt: 13 Eki 2010, 12:29

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen zavalli »

Emekleriniz için teşekkür ederim,bunca manevi sultan abes bir şey telkin etmiyor.Bu sorunun cevabını arayalı 4-5 ay oldu.gerekirse forum forum üye olup bu sorunun tatmin edici cevaplarını bulmakta kararlıyım.Belki de cevabı ,bunu başarmış birisinden alacağımdır
esasen yazdıklarına bakınca kulihvaniden aradığım yanıtı alacağım diye umutlanmıştım


Bir kimse tarafından soruluyor :
"Efendim, filan kimse şöyle söylüyor: Yirmi senedir geçirdiği vakit süresince sabah akşam amel sahifeleri gelmektedir ki hiçbir hatası olmamak şartıyla yâni hiç hataya rastlanmıyor. Yani bu kimsenin geçirdiği 20 senelik devre içerisinde sabah ve akşam sahifeleri Allahü Zülcelâle arzedilir. Kendisinden meydana gelen işlem neticeleri arzedilir. Bu işlemler içerisinde bir tek hata bulunmamak üzere bu minval üzere olunca işte bu kimse kâmil bir mürşiddir diye tabir ediyor. Siz buna ne dersiniz?"

İmam-ı Rabbani k.s. şöyle cevab verir:
- Vallahi bu fakirin hali yirmi senedir ki, sabah ve akşam bu fakirin sahifeleri meydana getirilip arz ediliyorsa, Vallahi işe yarar bir tek kelime, bir tek cümle dahi bulamıyorum, göremiyorum.
Kendimi her an olarak herhalde hatalı ve ayıplı olarak biliyorum ve görüyorum.
Hatta hafaza meleklerinin sağ taraftakilerini durgun, sol taraftakileri ise hataları yazmakta olduklarını müşahede ediyorum. Benim fikrim, benim inancım, benim halim budur, diyor.
"Vallahi eğer bu fakir şu anda kendisini bir Frenk kâfirinden daha iyi ve üstün görüyorsa, Allahü Zülcelâlin marifeti bu fakire haram olsun"
Kullanıcı avatarı
habibi
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1059
Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen habibi »

Veysel karaniye biri sorar;
"Nasılsınız"
"Akşama çıkacağını bilmeyen bir insan nasıl olursa"
Sevenler ısrarla nasihat ister oda gülümser;
"ALLAH'ı bilirmisiniz?"
......"Evet biliriz"
"Öyleyse başka birşey bilmesenizde olur"
"Efendim bir nasihat daha"
"ALLAH sizi bilirmi?"
"Elbette bilir"
"Öyleyse sizi başkaları bilmesede olur"


(kendime)

Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen MINA »

Ey oğul!

Kendini herkesten aşağı gör

Cahil birisini görürsen, "Bu bilmeyerek günah işler, ben ise bile bile günah işlerim, bu benden efdaldir" de.

Bir fakiri görürsen "Bu imân ve saadetle gider. Ben ise nasıl gideceğimi bilmiyorum. Bu benden efdaldir" diye düşün.


(İmam'ı Gazaliden oğluna öğütler)
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen kulihvani »

Ve aleykume's-selâm
Zavallı kardeşimiz,

Elinizde ve yolunuzda bir soru ile hoş geldiniz.
Mâneviyat Sultanları’nın, bu sorunun cevâbı ve uygulaması için ömürler harcadığını bilecek durumda olduğunuz açık.

zavalli yazdı:Emekleriniz için teşekkür ederim,bunca manevi sultan abes bir şey telkin etmiyor.Bu sorunun cevabını arayalı 4-5 ay oldu.gerekirse forum forum üye olup bu sorunun tatmin edici cevaplarını bulmakta kararlıyım.Belki de cevabı, bunu başarmış birisinden alacağımdır
esasen yazdıklarına bakınca kulihvaniden aradığım yanıtı alacağım diye umutlanmıştım.


Yazdıklarımız;
TEVHİD, Muhammedî Tenezzül ve Tevâzu’ iledir inşallah.


RABBi'l-Âlemîn'in Kulları olarak bizler, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in Şeriat-ı Garrâsını yaşamaya ve RABB'ımızın şâhidi olmaya;
Muhtaç,

Mecbur,

Me’mur ve

Mahkûmuz..

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in;
Îmanı,

Ameli,

Ahlâkı ve

Hâlleri açıkça ortadadır.
Aslında bunu bilmeyen de yok gibidir.
Sorun ise bilip de yapmamaktadır.


Muhammedî İlim,
Edeb,
İrfan ve
Erkan
Öğretim ve Eğitimini bir kenara koyup kuru ve kısır bilgi ile Hakîkat-ı Muhammediyye'yi yaşamayı olur sanmak hatâya götürecektir.

Benden cevap beklemenize dayanarak sizin anlayacağınız vechile konuya açıklık getirelim inşallah,
BİZler Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in îtidal yolunda hizmetçileriyiz.
Burada görülen canların çoğu eksik-fazla demeden Rasûlî SEViyede bileşik kablar gibidir;

İmâm-ı Mutlak, Mürşid-i Mutlak ve Muhtar-ı Mutlak Muhammed Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'i DUYup Uymaya; BİLip, BULup, OLup da YAŞAmaya çabalamaktadır..

Muhammedi Melâmet anlayışımızda ise;
Şahsen ben, derin uykuda iken havlayarak veya uluyarak sabah namazına uyandıran uyuz sokak köpeğini Mürşidim bilirim. Mürşidlerin "UYandıran" olmaları anlamında bizi gafili olduğumuz halden çekip çıkaracak her unsur mürşidlik görevi görmektedir. Gerek "yanlış" "kötü" "çirkin" "hata"lı davranışlarını gördüğümüz gerekse "nasihat" "tavsiye" "vasiyet" "uyarı"ları ile kendimize getirenler olsun... Kâinatta mevcut her zerrenin HAKK katında hatırı ve görevi olduğunu ÂNlamış isek kendimizi yukarda-üstte-başta-önde göremeyiz. Kaderimiz bizi her yönde-yanda kullanabilir.


ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ

Summe redednâhu esfele sâfilîn(sâfilîne).
Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık.
(TÎN Suresi 5)

Yaratılış hamûlemizde, AHSEN-İ TAKVÎM üzere olmanın İZZETi ile ESFELi SÂFİLÎNe atılmanın ZİLLETi yüklü iken, buz AKLımızla "kendimizi â'lâ" görüp aşağı inmek şeklinde değil BİLEŞİK KAPLAR gibi Seviyede olmak tercihimiz ve yolumuzdur.

AKLımız BUZ'luktan SU'luğa geçerken bu pisi pası terkederek görecek ki sular BİRlikte akar, UMMÂNa kavuşur. Ayrılık-Gayrılık gözetmez, hele BUHAR olmaya başladı mı "ben"likten iyice sıyrılır, Semâ'da BULUT'laşır R-AHMED olarak BUZ AKLları eritir, SUları coşturur, GÜNEŞ ile BİZ-BİR olarak yeni BUHAR'lara BULUT'lara vesîle olur...

Yukarda arzetmeye özen gösterdiğim Muhammedî Seviye Aşağı-Yukarı Alt-Üst Baş-Son gözetmeden BİZ-BİR olarak buluşulacak merkez noktadır.

“Kendini alçak görüş” geniş kapsamlı bir söz olduğundan ve sınırı olamayacağından, Dünyâ Âleminde yaşarken BİZler ;


ALLAH Celle Celâluhu'nun:

يَقُولُونَ لَئِن رَّجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ
Resim---“Yekûlûne le in reca’nâ ile'l-medîneti le yuhricenne'l eazzu min hel ezell(ezelle), ve lillâhi'l-izzetu ve li rasûlihî ve li'l-mû’minîne ve lâkinne'l munâfikîne lâ ya’lemûn(ya’lemûne) : Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır." Oysa İZZET (güç, onur ve üstünlük) ALLAH'ın, O'nun RASÛLU'nun ve MÜ'MİN'lerindir. Ancak münâfıklar bilmiyorlar.”
(Munâfikûn 63/8)

emr-i ilâhisi ile İZZET VÂKÂR ve R-AHMED ile Muhammedî seviyede buluşmalıyız.

İmam Hasan aleyhi's-selâm münâfık grubun önünden geçerken ihtişamlı yürüyüp geçince, liderleri: “Hasannn sende çok kibirlisin haa!” der.
İmam Hasan;
“Bizdeki kibir değil, İslâm'ın İzzetidir!” buyurmuştur…

Muhammedî Muhabbetlerimle...
Resim
Kullanıcı avatarı
ruberu
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 4
Kayıt: 30 Eyl 2010, 14:43

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen ruberu »

Maneviyat sultanları’nın aşağıda bulabildiklerimden ortak tavsiyesi ‘kendini herkesten aşağı gör ! ‘ .Demesi kolay da nasıl uygulayacağız

Hz. Peygamber (a.s.v) : “Ağlayınız. Eğer ağlayamıyorsanız, ağlamaklı (ağlar gibi) olunuz.” [ Sa’d bin Ebi Vakkas (r.a),İbn Mâce176] Herşey bir anda elde edilmiyor.Demek ki ağlayamıyoruz diye ağlamaktan gayrı çözümlere koşmayacağız ,iş kendimizi inkisarla ağlamaya zorlamak ve ağlama kapısının lütufla açılmasını beklemek. Amellerin makbul olanı az da olsa devamlı olanı,önce halis niyetlerle yola çıkmak ve ısrarla nefsin itirazlarını bertaraf etmek. Dervişliğe yeni adım atan ,virdini zevk almadan gafilane yapar ama terk etmez ve zamanla olgunlaştıkça uyanık kalple zikretmek müyesser olur ve zevk almaya başlar.

,imam gazali k.s. ve abdulkadir-i geylani k.s. nin tavsiyelerinde kendimizi nasıl inandıracağız.

Akıbet ,son nefes meçhul olduğuna göre .
Hz. Peygamber (a.s.v) : "Kişi vardır, uzun müddet cennet ehlinin amelini işler, sonra da ameli cehennem ehlinin ameliyle hitam bulur. Yine kişi vardır, uzun müddet cehennem ehlinin ameliyle amel eder de sonunda cennet ehlinin ameliyle hitam bulur." Ebu Hureyre (r.a.),Müslim, Kader 11, (2651).
7248 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "(Ey mü'minler! Amel ve ibadetlerinizi) itidal üzere yapın, ifrattan kaçının. Zira sizden hiç kimseyi (ateşten) ameli kurtaracak değildir." Sahabiler: "Seni de mi amelin kurtarmaz, ey Allah'ın Resülü!" dediler. Aleyhissalatu vesselâm: "Beni de, buyurdular. Eğer Allah kendi katından bir rahmet ve fazl ile benim günahlarımı bağışlamazsa beni de amelim kurtarmaz!" buyurdular." Kütüb-i Sitte 13/371
ÂL-İ İMRÂN 74-Rahmetini dilediğine tahsîs eder. Çünki Allah, pek büyük ihsan sâhibidir.


Karşımızdakinin hem facialarını göreceğiz hem nasihat edeceğiz dönüp bir de kendimizi ondan aşağı göreceğiz ,buna kendimizi nasıl inandıracağız?Lütfen fikri olanlar esirgemesin

 Hz. Peygamber (a.s.v) : “Hak Teala vahiy yoluyla bana,birbirinize karşı mütevazi olmanızı bildirdi.Artık kimse kendini başkasından üstün görmesin ve hiçbir ferd diğerine zulüm yapmasın.” (Müslim, Ebu Davud ve İbn Mace’den Merfû senedle)
Hz. Peygamber (a.s.v) : “Kibriya, benim ridâm, azamet ise benim izârımdır. Kim benimle bu mevzuda yarışa kalkışır ve bunları paylaşmaya yeltenirse, onu Cehennem’e atarım.” (Ebu Davud, Libas 29, Müslim, Birr ve Sıla, 136; İbn Mace, Zühd, 16)
Hz. Peygamber (a.s.v) :Bir kimseye şer olarak müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi yeter.” (Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den Tirmizî, Birr 18)

İyiliği tavsiye,kötülükten sakındırmayı yerine getirmemiz sadece emir gereğidir,kendimizi kıyaslayıp, kendimize üstünlük payesi çıkarmak için değil.
ÂL-İ İMRÂN 114- "Allah’a ve âhiret gününe îmân ederler, hem iyiliği emreder, kötülükten men‘ ederler ve hayırlı işlerde birbirleriyle yarışırlar! Böylece işte onlar sâlihlerdendir."
İlk kıyası yapan da şeytandır.

Bilemeyiz ki nasihat ettiğimiz günahları kişinin lehine mi dönüyor,aleyhine mi.Şeyhlerden biri:Masiyetlerin hükmü tıpkı ağaçların verimli meyve vermesi için köklerine dökülen gübrenin hükmüne benzer.Kişi önceki durumu(işlediği günahları) düşünerek ameliyle böbürlenmez.O'nun huzurunda zelilane ve huşu ile eğilir.Bu huşu ve zillet İlahi huzura girmenin mihridir.

Kehf 79-“O gemi var ya, işte (o,) denizde çalışan yoksul kimselere âid idi; bu yüzden onu kusurlu kılmak istedim; çünki onların ilerisinde bir hükümdar vardı; her (sağlam) gemiyi zorla alıyordu.”

Resim
Zayıfım, çâresizim ama değil mi ki cân kulağıma "And olsun ki ,biz âdemoğullarını üstün kıldık(İsra70) " sesi ulaştı,o sesin inâyet ve yardım eserlerini duydum,artık ne zayıfım ne de çâresiz.(Mevlânâ C. Rûmî Hz.)
Kullanıcı avatarı
zavalli
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 3
Kayıt: 13 Eki 2010, 12:29

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen zavalli »

Herkese teşekkür ederim .Galiba bana en yarayışlı cevabı, bunu yaşamış biri bana tek tek ne gibi aşamalardan geçerek başardığını anlatarak verebilir.Bana dua ediverin de öyle birisi ile karşılaşayım ve o kişi bana açılsın.Benim kalın kafama ancak bu fayda verir diye düşünmekteyim.Allahu Azimuş-Şan 'a emanet olun.
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim
Kıymetli kardeşim,
Her benlik sahibi insanın az çok kibiri, böbürlenmesi ,
etrafına üstünlük taslaması vardır.
Sizin sorunuzu şöyle değiştirsek sizce bir mahzuru olurmu?
Bilmiyoum.
"Benlik ve enaniyetimi, Allah(cc)ın rızasında,nasıl yok edebilirim?
Karşılaştığımız bir olay karşısında, benlik ve nefsani duygularla mı
hareket etmeliyiz? Yoksa Allah(cc) ve Resulallah'ın tavsiyelerine göre mi?
İnsan hayatta neler yaşıyor veya insana neler yaşatılıyor..
Küçümsediğimiz, adam yerine koymadığımız kimselerin , kapısında gün
geliyor, dilenci oluveriyoruz.
Tenezzül edip , muhattab olmadığımız,şahısların , işimizin düştüğü bir
makamda baş köşeye yerleştirildiğini görüp şaşırıyoruz.
Allah (cc)ın kuluna layık bulduğu, ikram eylediği,güzelliği, zenginliği,
makam mevkiyi, biz ona layık görmüyoruz.
"Ben ondan daha üstünken, ben daha layık iken, nasıl olurda bu olur"
diye şeytani bir tavırla karşımızdakini küçümsüyoruz.
Burada mesele, kendimizden üstün olanlara o üstünlüğü çok görmemek,
kendimizden altta olanları da hor görmemektir.
Herkesin bildiği gibi, insanın insana üstünlüğü gerçek manada, "TAKVA " iledir.
Bu da Allah( cc) ın en sevgili kulu, Resulallah Muhammed Mustafa (sav) efendimizin
ahlakı ile ahlaklanmak demektir.
İki insan düşünün ki, Allah(ccı)n emirleri karşısında biri iteatkar,
diğeri de hiç aldırış etmeden heva ve arzusuna göre hareket ediyor.
O an için, burada birinci insan, diğerinden daha üstündür.
Allah(cc )yolunun yolcularında, nefis terbiyesi, kibir ve enaniyeti kırmaya çalışmakla başlar.
Bu yolun mürşitleri, "Sen herkesten aşağı olmasan bile, öyleymiş gibi kabul et kendini"
diye tavsiye ile öğretiye başlarlar.
Aziz Mahmut Hüdai Hz(kas) nin Üftade Hazretlerinin(kas) dergahına kabülündn önce,
kadılık kaftanıyla, çarşı pazar, sırtında ciğer sattırılması ne kadar manidardır.
Ne zaman ki bu işi yapmaktan utanmayı bırakır, Aziz Mahmut Hüdai Hz(kas),
dergaha kabul edilir ve orada eğitimine başlar. Neticede, bugün hayranlıkla tanıdığımız Muhterem Zat oluverir.
Zaten başımıza ne bela ve musibet gelimişse, şu kibir ve kendimizi beğenmişlikten gelmiştir.
İçim titriyor:"Zerre kadar kibiri olanlar, cennete giremez" cümlesinden.
Ya "Küçük dağları ben yarattım" diyenler ne olacak , ay kardeş?
İnanırmısınız, yıllardır, uzun burnumu sürtmek için mevlam, nasılda terbiye ediyor,
şu kendini bilmez kardeşinizi...
Tam onbeş yıldır, kaftanımla ciğer satıyorum. Halen Hakk Dergahı'na kabul edilmedim.
Sebebi malum işte. Utanıyorum ve başım yerde .
Gururdan kibirden yanımıza yanaşılmıyor. Bu halde çook daha ciğer satmaya devam
ederiz. İnayet ve mağfiret Rabb'imiz(cc)den yetişmezse....
Kısaca kardeş, bırakın kendimizi herkesten aşağı görmeyi, hiç olmazsa kendimizi herkesten üstün görmeseydik bari...
Allah (cc) Muhammedî seviyeye,(Kulihvani Hocamızın dediği gibi) sırat-ı müstakime ulaşmayı nasib ede cümlemiz inşallah..
Ahmed-i, Mahmud-i ve Muhammed-i sevgilerle
...
En son HAYY-DOST tarafından 18 Eki 2010, 12:22 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen meryemnur »


Hz. İsa karşılaştığı bir zaata şöyle buyurur:

“Bana sizin en hayırlınızı getirir misin?”

Zaat sükut eder ve başını öne eğer. Hz. İsa :

“Yoksa bu halkın en hayırlısı sen misin?” diye sorar.

Mahçup bir eda ile “öyle söylerler Efendim” cevabını verir.

“O zaman bana sizin en şerlinizi getirir misin?”

Zaat-ı muhterem söyleneni yerine getirmek üzere tam arkasını dönüp gidecek olur ki başı öne eğik olarak geri döner.

“Efendim,” der ”Ben bu insanların günahlarını bilemem, fakat kendi günahlarımı çok iyi bilirim. Benim öyle çok günahım var ki, korkarım bu halkın en şerlisi benim.”

Hz. İsa tebessüm ile cevap verir;

“Bu halkın en hayırlısı gerçekten de senmişsin.”


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen MINA »

Eğer içerde kimse varsa, bir söz de yetişir!

buyurur İMAM-I RABBANİ (k.s) Hazretleri...
İÇinizde OLanı BULmanız duasıyla...

Sevgiyle..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen meryemnur »

aNKa yazdı:
İmamı Rabbani mektubuna devam ediyor:
Resim
Kişinin kendisini daima ayıplı olarak görmesi, her yönüyle ve her anda...
Ayni zamanda zünûb (günah) ve hataları o kadar çok hale gelmişler ki adeta istilâ etmişler bilince Havfullah (Allah korkusu) kendisini etkiler.
Allahdan korkar. Zira Allamü'l guyub olan Allahü Zülcelâl'in intikamından korkar hazer eder, titrer.
Neden kardeşlerimiz, neden acaba?
Zira Havf-i ilâhi her hikmetin başı olup öyle buyuruyor:
Resim

Her hikmetin başı Allah korkusudur.
İnsanı Havfullah istilâ etmeyince...
Hattaki şöyle söyleyebiliriz.
Büyük zâtlar üzerinde Allahü Zülcelâlin bir nebzecikde olsa Kahhar tecelliyatı vardır ki bu tecelliyat kendisine zarar vermeyip sadece nefsi üzerinde tesiri olur. Ve Kahhariyet sıfatı altında nefsini mahviyet durumuna getirir.
Kendisini de acziyet fakriyet zillet ve illete düşürür. Ve daima kendini ayıblı görür.
Hatalarını çokluğundan daima melül melül bir duruma getirir.
Esasen bu Allahü Zülcelâlin lütuf ve keremidir. Kuluna yardımdır.
Kuluna yardımcı olunca nefsini bu şekilde ezer ve neticesi nefsin kendisini, emmâre -Levvâme - mülhime - mutmainne değilde, Raziyye - Merdiyye durumuna getirir. Ve neticesi Zekiyye durumuna gelir.
Kendisine yardımcıdır nefsinden artık herhangi bir zarar gelmez artık.

Onun için ayıpların zenblerin çokluğunu daima görmek hususunda imam-ı Rabbani'nin ufak bir mektubu vardır.
Bir kimse tarafından soruluyor ve diyor ki:

"Efendim, filan kimse şöyle söylüyor: Yirmi senedir geçirdiği vakit süresince sabah akşam amel sahifeleri gelmektedir ki hiçbir hatası olmamak şartıyla yâni hiç hataya rastlanmıyor. Yani bu kimsenin geçirdiği 20 senelik devre içerisinde sabah ve akşam sahifeleri Allahü Zülcelâle arzedilir. Kendisinden meydana gelen işlem neticeleri arzedilir. Bu işlemler içerisinde bir tek hata bulunmamak üzere bu minval üzere olunca işte bu kimse kâmil bir mürşiddir diye tabir ediyor. Siz buna ne dersiniz?" diye soruluyor.

Tevcih edilen soruya İmam-ı Rabbani şöyle cevab verir:

- Vallahi bu fakirin hali yirmi senedir ki, sabah ve akşam bu fakirin sahifeleri meydana getirilip arz ediliyorsa, Vallahi işe yarar bir tek kelime, bir tek cümle dahi bulamıyorum, göremiyorum.
Kendimi her an olarak herhalde hatalı ve ayıplı olarak biliyorum ve görüyorum.
Hatta hafaza meleklerinin sağ taraftakilerini durgun, sol taraftakileri ise hataları yazmakta olduklarını müşahede ediyorum.
Benim fikrim, benim inancım, benim halim budur, diyor.
"Vallahi eğer bu fakir şu anda kendisini bir Frenk kâfirinden daha iyi ve üstün görüyorsa, Allahü Zülcelâlin marifeti bu fakire haram olsun," diyor.

İşte hakikî mürşidlerin Rablerine karşı durumları, halleri yöntemleri budur, böyledir.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen gullale »

قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَن تَشَاء وَتَنزِعُ الْمُلْكَ مِمَّن تَشَاء وَتُعِزُّ مَن تَشَاء وَتُذِلُّ مَن تَشَاء بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

Kuli'llâhumme mâlike'l-mulki tû’til mulke men teşâu ve tenziu'l-mulke mimmen teşâ’(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ’(teşâu, bi yedike'l-hayr(hayru), inneke alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).

De ki: «Ey mülkün sâhibi ALLAH'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her şeye kâdirsin.
(Âl-i İmran Suresi 26. Ayet)

كُتِبَ عَلَيْكُمُ الْقِتَالُ وَهُوَ كُرْهٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تَكْرَهُواْ شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّواْ شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَّكُمْ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ

Kutibe aleykumu'l-kitâlu ve huve kurhun lekum, ve asâ en tekrehû şey’en ve huve hayrun lekum, ve asâ en tuhıbbû şey’en ve huve şerrun lekum vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).

Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz.
(Bakara Suresi 216. Ayet)

Âl-i İmran sûresi 26. âyette belirtildiği gibi, ALLAHu Teâlâ dilediğini İZZETli kılar dilediğini ZİLLETe düşürür.
Bakara Sûresi 216. âyette
"şer" bildiklerimizin HAYIR; "hayır" bildiklerimizin "ŞER" olabileceği belirtilmektedir.

Bu durumda "ben" hangi hâl üzere olduğumda İZZETte olduğumu bilirim? Ya da ZİLLETde olduğumu anlarım? Ya İZZETli sanırken kendimi ZİLLETte isem? Ya da ZİLLET hâli görüyorsam kendimde, yaşamımda... İZZETte olmadığımı iddia edebilir miyim?

Sanırım ki hâlinin, bulunduğu durumun makâmın
İZZET ya da ZİLLET hâli olduğunu HAKKa yakınlık kesbetmiş büyüklerimiz bilebilirler. Ben gibi olanlarsa hâlimiz ile ya avunur ya şikâyetlenir...

Hâli hazırda acaba yüksekte, yukarda, izzette, âli misiniz? Yoksa zillette, hakir ve aşağı mısınız?
Hâlinizin nerede olduğunu nasıl bileceksiniz ki alçalasınız ya da yükselesiniz?
Mü'min hâlinden, yerinden, makâmından,
HAKK indindeki yerinden nasıl emîn olur da aşağıda yukarıda olma çabası güdebilir?
Bu açıklamalardan anlatmak istediğim vermek istediğim mesaj alınabildiyse diyeceğim son sözüm, hâlini bilmekten acz içinde olan
"abd-kul" olmaya cehd u gayret eden bizler yukarıdaymış gibi hissedip aşağıda görünme gayretine ya da aşağıdaymış olarak bilip yukarıdaymış gibi gösterme cehâletine düşebilir?
Resim
Kullanıcı avatarı
tamersah tarik
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 778
Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen tamersah tarik »

kulihvani yazdı:Ve aleykume's-selâm
Zavallı kardeşimiz,

Elinizde ve yolunuzda bir soru ile hoş geldiniz.
Mâneviyat Sultanları’nın, bu sorunun cevâbı ve uygulaması için ömürler harcadığını bilecek durumda olduğunuz açık.

zavalli yazdı:Emekleriniz için teşekkür ederim,bunca manevi sultan abes bir şey telkin etmiyor.Bu sorunun cevabını arayalı 4-5 ay oldu.gerekirse forum forum üye olup bu sorunun tatmin edici cevaplarını bulmakta kararlıyım.Belki de cevabı, bunu başarmış birisinden alacağımdır
esasen yazdıklarına bakınca kulihvaniden aradığım yanıtı alacağım diye umutlanmıştım.


Yazdıklarımız;
TEVHİD, Muhammedî Tenezzül ve Tevâzu’ iledir inşallah.


RABBi'l-Âlemîn'in Kulları olarak bizler, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in Şeriat-ı Garrâsını yaşamaya ve RABB'ımızın şâhidi olmaya;
Muhtaç,

Mecbur,

Me’mur ve

Mahkûmuz..

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in;
Îmanı,

Ameli,

Ahlâkı ve

Hâlleri açıkça ortadadır.
Aslında bunu bilmeyen de yok gibidir.
Sorun ise bilip de yapmamaktadır.


Muhammedî İlim,
Edeb,
İrfan ve
Erkan
Öğretim ve Eğitimini bir kenara koyup kuru ve kısır bilgi ile Hakîkat-ı Muhammediyye'yi yaşamayı olur sanmak hatâya götürecektir.

Benden cevap beklemenize dayanarak sizin anlayacağınız vechile konuya açıklık getirelim inşallah,
BİZler Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'in îtidal yolunda hizmetçileriyiz.
Burada görülen canların çoğu eksik-fazla demeden Rasûlî SEViyede bileşik kablar gibidir;

İmâm-ı Mutlak, Mürşid-i Mutlak ve Muhtar-ı Mutlak Muhammed Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'i DUYup Uymaya; BİLip, BULup, OLup da YAŞAmaya çabalamaktadır..

Muhammedi Melâmet anlayışımızda ise;
Şahsen ben, derin uykuda iken havlayarak veya uluyarak sabah namazına uyandıran uyuz sokak köpeğini Mürşidim bilirim. Mürşidlerin "UYandıran" olmaları anlamında bizi gafili olduğumuz halden çekip çıkaracak her unsur mürşidlik görevi görmektedir. Gerek "yanlış" "kötü" "çirkin" "hata"lı davranışlarını gördüğümüz gerekse "nasihat" "tavsiye" "vasiyet" "uyarı"ları ile kendimize getirenler olsun... Kâinatta mevcut her zerrenin HAKK katında hatırı ve görevi olduğunu ÂNlamış isek kendimizi yukarda-üstte-başta-önde göremeyiz. Kaderimiz bizi her yönde-yanda kullanabilir.


ثُمَّ رَدَدْنَاهُ أَسْفَلَ سَافِلِينَ

Summe redednâhu esfele sâfilîn(sâfilîne).
Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık.
(TÎN Suresi 5)

Yaratılış hamûlemizde, AHSEN-İ TAKVÎM üzere olmanın İZZETi ile ESFELi SÂFİLÎNe atılmanın ZİLLETi yüklü iken, buz AKLımızla "kendimizi â'lâ" görüp aşağı inmek şeklinde değil BİLEŞİK KAPLAR gibi Seviyede olmak tercihimiz ve yolumuzdur.

AKLımız BUZ'luktan SU'luğa geçerken bu pisi pası terkederek görecek ki sular BİRlikte akar, UMMÂNa kavuşur. Ayrılık-Gayrılık gözetmez, hele BUHAR olmaya başladı mı "ben"likten iyice sıyrılır, Semâ'da BULUT'laşır R-AHMED olarak BUZ AKLları eritir, SUları coşturur, GÜNEŞ ile BİZ-BİR olarak yeni BUHAR'lara BULUT'lara vesîle olur...

Yukarda arzetmeye özen gösterdiğim Muhammedî Seviye Aşağı-Yukarı Alt-Üst Baş-Son gözetmeden BİZ-BİR olarak buluşulacak merkez noktadır.

“Kendini alçak görüş” geniş kapsamlı bir söz olduğundan ve sınırı olamayacağından, Dünyâ Âleminde yaşarken BİZler ;


ALLAH Celle Celâluhu'nun:

يَقُولُونَ لَئِن رَّجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الْأَعَزُّ مِنْهَا الْأَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُونَ
Resim---“Yekûlûne le in reca’nâ ile'l-medîneti le yuhricenne'l eazzu min hel ezell(ezelle), ve lillâhi'l-izzetu ve li rasûlihî ve li'l-mû’minîne ve lâkinne'l munâfikîne lâ ya’lemûn(ya’lemûne) : Derler ki, "Andolsun, Medine'ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düşkün ve zayıf olanı elbette oradan sürüp çıkaracaktır." Oysa İZZET (güç, onur ve üstünlük) ALLAH'ın, O'nun RASÛLU'nun ve MÜ'MİN'lerindir. Ancak münâfıklar bilmiyorlar.”
(Munâfikûn 63/8)

emr-i ilâhisi ile İZZET VÂKÂR ve R-AHMED ile Muhammedî seviyede buluşmalıyız.

İmam Hasan aleyhi's-selâm münâfık grubun önünden geçerken ihtişamlı yürüyüp geçince, liderleri: “Hasannn sende çok kibirlisin haa!” der.
İmam Hasan;
“Bizdeki kibir değil, İslâm'ın İzzetidir!” buyurmuştur…

Muhammedî Muhabbetlerimle...
Resim
Kullanıcı avatarı
tamersah tarik
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 778
Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00

Re: KENDİMİ HERKESTEN NASIL aşağı GÖRÜRÜM

Mesaj gönderen tamersah tarik »

Senden gizli olan ayıplarını araştırmak: senden kapalı kalan gaibleri araştır­maktan daha hayırlıdır.

Sâlike lâzım ve elzem olan kendi nefsindeki ayıpları aramaktır.
Bu hâl: Hak Teâlâ’nın kulu üzerindeki haklarındandır.
Şu hâlde nefsindeki ayıpları aramak ve iyi işlerinin her türlü âfetlerden ve hâllerinin her türlü bulantılardan saf ve temiz kalmasına çalışmaktan geri durmamalıdır.
Ken­dinden gizli olan kaderleri ve ilâhî esrarı öğren­mek isteyişleri nefsin hoşlanacağı şeylerdir.
Gönlü bunlarla işgal etmemelidir.”

Ataullah İskenderi
Resim
Cevapla

“►Soru - Cevap◄” sayfasına dön