EHL-İ BEYT'e (as) 40 GÜL..

Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 21

---Cemî’ İbn Umeyr et Teymi anlatıyor: Halamla birlikte Hz. Aişe (radiallahu anha)’nın yanına gittim. Hz Aişe (radiallahu anha)’ya: “Hangi kadın Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e daha sevgili idi?” dedim. “Fatıma” dedi. “Ya erkeklerden?” dedim. “Fatıma’nın kocası! Zirâ bildiğim kadarıyla (Alî (kv)) çok oruç tutar. Çok namaz kılardı!” dedi.

(Tirmizî, Menakib-3873)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 22


---Ûmmi Seleme (radiallahu anha) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Fetih senesinde Fatıma’yı çağırarak hususî (sır) konuştular. Fatıma ağladı. Sonra tekrar hususî konuştular. Fatıma bu sefer güldü. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) vefât edince, Fatıma’dan o ağlama ve gülme hususunda sordum. Dedi ki: “Önce Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana öleceğini haber verdi, ben de ağladım. İkinci konuşmamazda benim İmran Kızı Meryem hâriç diğer kadınların cennette efendisi olacağımı müjdeledi, bunun üzerine güldüm.”

(Tirmizî, Menâkıb 3872)

Bu hususta en kavi delil ise şu hadis-i şerîftir: “Fâtıma, Meryem hariç cihân kadınlarının efendisidir.”
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 23


---Aişe (radiallahu anha) anlatıyor: Ben, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve selem)’ in
kızı Fatıma kadar oturup kalkmasında, davranış, tutum ve vakarında Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e benzeyen birisini görmedim”


(Sahih-i Tirmizî, c.II, s.319, hadis no: 3807)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 24

---Aişe (radiallahu anha) anlatıyor: “Fatıma, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve selem)’ in yanına geldiğinde, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) yerinden kalkıp ona doğru gider ve onu öpüp kendi yerinde oturturdu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) de onun yanına geldiğinde, Fatıma yerinden kalkar, onu öper ve kendi yerinde oturturdu”

(Sahih-i Ebi Dâvud, s.223 hadis no: 4540, Müstedrek-üs Sahihayn, c.IV, s.172, Edeb-ül Müfred, s.136)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 25

---Aişe (radiallahu anha) anlatıyor: “Ben, Fatıma kadar konuşma ve sohbetinde Resûlullah (sallallahu aleyhi ve selem)’e benzeyen birisini görmedim. Fatıma, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve selem)’ in bulunduğu yere geldiğinde, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) ona hoş geldin der, (sonra) yerinden kalkıp Fatıma'ya doğru gider; elinden tutup öper ve kendi yerinde oturturdu."

(Hakim, Müstedrek-üs Sahihayn, c.III, s.154 ve 159. Edeb-ül Müfred, s.141. el-İstiâb, c.II, s.51; Sünen-i Beyhâki, c.VII, s.101.)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL :26

---Enes İbn-i Malik (radiyallahu anhu) anlatıyor: “Hiç kimse Hasan İbn-i Ali (keremallahe veche) ve Fatıma (as) kadar Resulullah'a (sallallahu aleyhi ve selem) benzemiyordu.”


( İ.Ahmed, Müsned, c.III, s.146 hadis no: 12213.)
En son ahsen tarafından 08 Ara 2007, 12:13 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 27

---Aişe (radiallahu anha) anlatıyor: “Peygamberin (sallallahu aleyhi ve selem) hanımlarının hepsi (onun huzurunda) bir araya toplanmış oldukları bir sırada Fatıma geldi. Yürüyüşü Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve selem) yürümesi gibiydi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) : "Hoş geldin kızım!" dedi ve sonra onu sağ veya sol yanında oturttu…"

(Sahih-i Buhari, hadis no: 3353, Sahih-i Müslim, hadis no: 4486, 4487, 4488, Sahih-i Tirmizi hadis no: 3807, Fezâil-üs Sahabe kitabında Fezail-i Fatıma (a.s) bölümü. Müsned-i Ahmed, c.6, s.282 hadis no: 22343, 24839, 25209. Sahih-i İbn-i Mâce hadis no: 1610, Hz. Peygamberin hastalığıyla ilgili hadisler bölümü.)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 28


---Müslim kendi Sahih'inde, İbn-i Mes'ud'un şöyle dediğini naklediyor:
"Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) Beytullah'ın (Kâbe'nin) yanında namaz kılıyordu, Ebu Cehil ve dostları da bir kenarda oturmuşlardı.
Bir gün önce de orada dişi bir deve kesilmişti.
Ebu Cehil; "Sizlerden hanginiz kalkıp bu devenin işkembesini alıp Muhammed'in (sallallahu aleyhi ve selem) boynunun üzerine koyabilirsiniz?" dedi.
Onların içerisinden en şaki (kötü) olanı kalkıp onu aldı ve Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) secdeye gittiğinde onu Peygamberin boynunun üzerine koydu. Onlar, birbirlerine bakıp gülüşmeye başladılar.
Ben de durup bakıyordum. Eğer gücüm olsaydı, onu Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve selem) üzerinden alırdım. Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) öylece secde halinde durmuş, başını kaldırmıyordu.
Bir kişi gidip Fatıma'ya haber verdi. O, küçücük bir kızdı. Hz. Fatıma (s.a) gelip onu bir kenara attı ve sonra o adamlara yönelerek onları ayıplamaya ve kınamaya başladı. Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) namazını bitirince, sesini yükselterek onlara beddua etmeye başladı. Peygamber dua ettiğinde veya Allah'tan bir şey istediğinde dua ve hacetini üç defa tekrarlardı. Şöyle beddua etti:
"Allah'ım! Sen Kureyş'i cezalandır!" Bu sözü üç defa tekrarladı. Onlar, Peygamberin sesini işitince gülmeleri kesildi ve kalplerine korku düştü. Sonra Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) şöyle buyurdu: "Allah'ım, Hişam oğlu Ebu Cehil, Rabia oğlu Utbe, Rabia oğlu Şeybe ve Utbe oğlu Velid, Halef oğlu Ümeyye ve Ebu Muit oğlu Ukbe'yi sen cezalandır!" Başka bir isim de söyledi ama ben unutmuşum."
İbn-i Mes'ud diyor ki: "Andolsun Muhammed'i (sallallahu aleyhi ve selem) hak peygamber olarak gönderene ki, Bedir savaşında, ismi söylenenlerin hepsinin öldürülerek cesetlerinin kuyuya atıldığına şahit oldum."


(Sahih-i Müslim, Cihâd kitabı hadis no: 3349, 3350, 3351. Sahih-i Buhârî, Bab-ül Vudu hadis no: 233, 490, 2717, 2948, 3565 Sünen-i Nesai hadis no: 305, Müsned-i Ahmed, hadis no: 3537, 3766.)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 29


---Sahih-i Müslim'de, Ebu Hâzım'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Sehl İbn-i Sa'd, Resul-i Ekrem'in (sallallahu aleyhi ve selem) Uhud savaşında aldığı yara hakkında sorulan bir soruya şöyle cevap verdi: "Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve selem) yüzü yaralanmış, azı dişi kırılmış ve başındaki miğferi ezilmişti. Resulullah'ın kızı Fatıma (salamullahi aleyha) Peygamberin yüzündeki kanı yıkıyor ve Ali İbn-i Ebu Talib de (keremallahe veche) kalkanıyla su döküyordu. Fatıma (s.a) suyun kanı daha da artırdığını görünce bir hasır parçasını yaktı ve külünü alıp yaranın üzerine sürdü, böylece kan kesildi."

(Sahih-i Müslim, Cihâd kitabı hadis no: 3345. Sahih-i Buhâri, hadis no: 236, 2688, 2695, 2610, 3767, 4847, 5281, Sünen-i Tirmizi hadis no: 2011, Sünen-i ibn-i Mace hadis no: 3455, 3456, Müsned-i Ahmet hadis no: 21734, 21763)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 30


---Ebu Davud, kendi Sahih'inde, Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve selem) hizmetkârı Sevban'dan şöyle naklediyor: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) yolculuğa çıktığında, ailesinden en son görüştüğü kimse, Fatıma (s.a) olurdu; yolculuktan döndüğünde de ilk uğradığı kimse, yine Fatıma (s.a) olurdu…"


(Sahih-i Ebu Dâvud, hadis no: 3680. el-İntifa-u bi'l-Ac bölümü, Müsned-i Ahmed, c.V, s.275 hadis no: 21329. Sünen-i Beyhaki, c.I, s.26.)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL :31

---Ebu Sa'lebe (radiyallahu anhu) anlatıyor: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) savaş veya yolculuktan döndüğünde, mescide gider ve orada iki rekât namaz kılardı; sonra Fatıma'yı görmeye giderdi ve daha sonra hanımlarının yanına gelirdi."

(Hakim, Müstedrek-üs Sahihayn, c.III, s.155. Hakim, bu hadisin senedinin sahih olduğunu söylemiştir.)
En son ahsen tarafından 30 Kas 2007, 20:09 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 32

---Buhârî Hz. Ali'den (keremallahe veche) naklediyor ki: Fatıma (s.a) el değirmenini çevirmekten dolayı rahatsız olmuştu. (O sıralarda) Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve selem) yanına bir cariye getirmişlerdi. Hz. Fatıma, Resulullah'ı görmek için evinden çıktı, ama onu bulamadı. Aişe'yi görünce durumu ona anlattı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) geldiğinde Aişe, Fatıma'nın geldiğini ona haber verdi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) bizim yanımıza geldi. Biz bu sırada yatakta idik; kalkmak istedim, ama o, "Yerinizde durun!" buyurdu. Sonra gelip ikimizin arasında oturdu. Öyle ki ayaklarının soğukluğunu göğsümün üzerinde hissediyordum. Ve buyurdu ki: "İstediğinizden daha hayırlı olan bir şeyi size öğretmemi istemez misiniz? Yatarken 34 defa tekbir getirin (Allah-u Ekber deyin), 33 defa Sübhanellah ve 33 defa da Elhamdulillah söyleyin! Bu sizler için cariyeden daha iyidir."

(Sahih-i Buhârî, Bid-ul halk Ve Humus bölümü hadis no: 2881, 3429,4942, 4943, 5843, Sahih-i Tirmizi hadis no: 3330, 3331,. Sahih-i Müslim, Zikir ve Duâ bölümü hadis no: 4906. Sahih-i Ebi Dâvud, c.III, hadis no: 2595, 4403, Müsned-i Ahmed hadis no: 702, 797, 949, 1085, 1166, 1185, 1244, Sünen-i Daremi, et-Tesbih-u İnde-n Nevm bölümü hadis no: 2569.)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL :33

---Ebu Davud, Ebu-l Verd İbn-i Semame'den nakletmiştir ki, Hz. Ali (keremallahe veche) İbn-i A’bed'e şöyle buyurdu: “Acaba kendim ve Resulullah'ın kızı Fatıma ile ilgili sana bir şey anlatayım mı?” Sonra şöyle buyurdu: “Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve selem) en çok sevdiği şahıs Fatıma idi. O benim evimde bulunduğu sırada el değirmenini çevirmekten elleri nasır bağlamıştı. Tulum ile su taşımaktan boynunda iz kalmıştı. Evi sürekli süpürdüğünden elbiseleri tozlanıyor ve ocağın ateşini yakmaktan elbisesi siyahlaşıyordu. O bu işler neticesinde rahatsız olmuştu. (Bu sıralarda) Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve selem) yanına bir köle getirdiklerini duyduk. Fatıma'ya: “Babanın yanına gidip sana bir hizmetçi vermesini istemez misin?” (Fatıma bu iş için Peygamberin bulunduğu yere) gitti, ama Resulullah konuşuyordu; utanıp (sözünü söylemeden) geri döndü.
Ertesi gün biz yatakta bulunduğumuz halde Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) , yanımıza geldi ve Fatıma'nın başı ucunda oturdu. Fatıma babasından utanarak başını yorganın altına soktu. Sonra Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu ki: “Âl-i Muhammed'in, dünkü isteği ne idi?” Fatıma susup bir şey söylemedi.
Ben dedim ki: "And olsun Allah'a ben sana söyleyeceğim, ey Allah'ın Resulü! Bu (kızınız), benim evimde el değirmeni çevirmesi yüzünden eli nasır bağlamıştır; tulum ile su taşıması neticesinde boynunda iz kalmıştır; evi süpürmesi elbiselerini tozlandırmıştır; ocak yakması yüzünden elbiseleri siyah olmuştur; biz senin yanına bir köle veya hizmetçi getirdiklerini öğrendik (bu yüzden) ben ona: "babandan sana bir hizmetçi vermesini iste" dedim.
Sonra Ebu Davud Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve selem) , Hakem'in hadisinde yer aldığı bir şekilde ona cevap verdiğini söylemiştir.
Ebu Davud'un, Hakem'in hadisindeki mazmundan maksadı, bizim bu hadisden önce Buhârî ve Müslim'den naklen zikrettiğimiz hadiste geçen cevaptır. Yani Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) cevapta buyurdu ki: "İstediğinizden daha hayırlı olan bir şeyi size öğretmemi istemez misiniz…?"


(Sahih-i Ebi Davud, c.3, et-Tesbih-u İnde-n Nevm bölümü, hadis no: 2595, 4403,. Hilyet-ul Evliyâ, c.2, s.41.)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL :34

---Ahmed İbn-i Hanbel, Enes İbn-i Malik'den şöyle rivayet etmiştir: Bilal, bir gün sabah namazına geç geldi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) ona: "Neden geç kaldın?" diye sordu. O şöyle dedi: Fatıma'nın yanından geçiyordum, onun (el değirmeni ile) buğday öğütmekle meşgul olduğunu ve çocuğunun ağladığını gördüm; ona dedim ki: "Eğer istersen ben el değirmenini çevireyim, sen çocuğu susturmaya bak; veya istersen, ben çocuğu susturayım, sen değirmeni çevir."
Hz. Fatıma: "Ben çocuğuma senden daha şefkatliyim…" dedi. Bu yüzden, geç kaldım." Resulullah (sallallahu aleyhi ve selem) şöyle buyurdu: "Sen ona merhamet etmişsin, Allah da sana merhamet etsin"


(Müsned-i Ahmed, c.3, s.150 hadis no: 12066.)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL :35

Şu hususu da açıkca ortaya koymalıyız ki bu kadar çok sevdiği ve önem verdiği ciğer pâresi sevgili kızı Fatımatü’z-Zehra annemiz de olsa Şeriat-ı Garra’nın uygulamasında asla taviz vermemiştir ki:

---Ebu Hureyre (radiyallahu anhu): “(Önce) en yakın akrabanı uyar!” (Şuarâ 26/214) âyeti celilesi inince Resûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) Kureyş’i dâvet etti ve (konuşmasının bir yerinde): “Yâ Fatmâ! Nefsini ateşten kurtar! Ben sizin için ALLAH yanında hiçbir şeye sahib değilim!” buyurmuştur.


(Müslim, Îmân 348)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 36

Azîzimiz Muhammedî İmam Ali (keremullahi veche) nin canı, kelle tiriti (paça çorbası) istemiş...
Fatımatü’l-Zehra annemiz (aleyha’s-selâm)’a çarşıdan alıp getirmiş. İkisi de oruç.
Kelle pişmiş, kemik ayıklanıp ekmek üzerine dökülmüş ve iftar vakti beklenirken yakın akraba bir zât gelip “açız...” demiş, alıp götürmüş...
Kendileri bir şeylerle iftar etmişler.
İkinci gün yine aynı şeyler ve aynı vakitte bir başkası gelip: “yetimiz ve açız...” deyince yine infâk etmişler....
Kendileri aç...
Üçüncü gün yine son anda gelen bir zât: “Ben yolcuyum ve açım...” demiş ve bir oturuşta tümünü silip süpürmüştür...
Cebrail (aleyhi’s-selâm) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e hemen haber vermiştir ki: üç kimse de Cebrail (aleyhi’s-selâm) imiş...
İşte İnsan Sûresinin indiriliş sebebi...
Hadis-i şerîfin aslını şu anda denkleştiremedim.
Ancak var idi. Ben aklımda kalanı yazdım.
İmamı Ali (keremullahi veche) çok yüce şahsiyet ve Muhammedî meşrebdir. Tıpkı Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) gibi yaşamıştır.
Ömrü ilimle ve cihâdla geçmiştir.
Hiç zengin olamamış, vakit bulamamış ve vaziyeti idâre etmiştir.
Ancak; olandan verişi ve müstesnâ hâli ona ve Ehl-i Beyte mahsusdur:


---“Onlar, kendi canları çekmesine rağmen (ALLAH sevgisiyle, seve seve) yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz sizi ALLAH rızası için doyuruyoruz (yediriyoruz) Sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz.”


(İnsan 76/7-8)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 37


---Câbir (r.a)’den rivâyete göre, Mahzum oğullarından bir kadın hırsızlık yaptı, yakalanıp Rasûlullah (s.a.v)’e getirildi. Rasûlullah (s.a.v)’in suçunu bağışlaması için Ümmü Seleme’ye sığındı. Ümmü Seleme’nin rica etmesi üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Muhammed’in kızı Fatıma olsaydı yine elini keserdim” ve kadının eli kesildi.

(Ebû Davud, Hudûd: 15; Tirmizî, Hudûd: 6)




---Süfyan (r.a) anlatıyor: Mahzumlu bir kadın bazı eşyaları ödünç olarak alıyor sonra da inkar ediyordu. Kadın, Rasûlullah (s.a.v)’in huzuruna çıkarıldı. Elinin kesilmemesi için Rasûlullah (s.a.v)’e söylenince: “Kızım Fatıma da olsa muhakkak elini keserdim” buyurdu.


(Ebû Davud, Hudûd: 15; Tirmizî, Hudud: 6)




--- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kadın tanınmış kimselerin adını kullanarak kendini tanımayan insanlardan ödünç mücevherat alıp onları satıyordu. Bunun üzerine kadın yakalanıp Rasûlullah (s.a.v)’in huzuruna götürülünce, kadının akrabaları Üsâme’nin yanına koştular. Üsâme’de kadının bağışlanması için Rasûlullah (s.a.v) ile konuşunca, Rasûlullah (s.a.v)’in yüzünün rengi değişti. Üsâme konuşuyordu. Sonra Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’ın hükümlerinden bir hükmü yerine getirmemem için bana aracı mı oluyorsun?” Üsâme: “Ey Allah'ın Rasûlü benim için Allah’tan bağışlanma dile” dedi. Daha sonra Rasûlullah (s.a.v) kalktı ve günün akşamı bir konuşma yaparak Allah’a gerektiği biçimde hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: “Sizden önce gelip geçen insanların helak olmalarının sebebi aralarında zengin kimseler hırsızlık yapınca bırakıyorlar, zayıf ve fakir kimseler hırsızlık yaptıklarında ise cezayı uygulamakta idiler. Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki Muhammed’in kızı Fatıma bile hırsızlık yapsa onun da elini keserdim.” Sonra bu kadının da eli kesildi.


(Tirmizî, Hudûd: 6; Ebû Davud, Hudûd: 15)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 38


---Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Yakın akrabalarını uyar” (Şuarâ sûresi 214.) ayet nazil olunca Rasûlullah (s.a.v) Kureyş’i çağırdı, Kureyş’te toplandı. Rasûlullah (s.a.v) bazen tek olarak şahıslara bazen de halkın geneline hitab ederek şöyle buyurdu: “Ey Ka’b b. Lüey oğulları, Ey Ka’b b. Mürre oğulları, Ey Abdi Semş oğulları, Ey Abdi Menaf oğulları, Ey Hâşimoğulları, Ey Abdülmuttalib oğlulları kendinizi ateşten koruyunuz. Ey Fatıma sen de kendini ateşten koru! Çünkü ben Allah’ın buyruğu karşısında size hiçbir şey yapamam. Ancak akrabalık hakkı vardır ki ben o bağdan dolayı sizlere bağlı bulunuyorum.”

(Buhârî, Vesaya: 11; Tirmizî, Tefsirü’l Kur’an: 27)

---Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Şuarâ sûresi 214. ayeti olan: “Yakın akrabalarını uyar” ayeti nazil olunca Kureyş’i topladı ve şöyle dedi: “Ey Kureyş topluluğu! Allah’ın azabından kendinizi koruyunuz. Allah’tan hiçbir şeyi sizden geri çeviremem. Ey Abdülmuttalib oğlulları! Sizden Allah’ın hiçbir azabını geri çeviremem. Ey Abdülmuttalib oğlu Abbas! Allah’ın azabına karşı sana hiçbir faydam olamaz. Ey Rasûlullah (s.a.v)’in halası Safiye! Allah’ın sana karşı olacak hiçbir azabını senden geri çeviremem. Ey Muhammed kızı Fatıma! Benden ne istersen iste vereyim, yapayım fakat Allah’ın azabına karşı sana bir şey yapamam.”

(Buhârî, Vesaya: 11; Tirmizî, Tefsirü’l Kur’an: 27)

---Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Yakın akrabalarını uyar (Şuarâ 214. ayet) nazil olduğunda Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ey Muhammed’in kızı Fatıma! Ey Abdülmuttalib’in kızı Safiye! Ve Ey Abdülmuttalib oğlulları! Allah’ın azabına karşı sizlere bir şey yapamam. Dünyada malımdan istediğiniz kadar isteyin fakat ahiretteki azabı başınızdan savamam.”
(Müsned: 24359)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 39

---İbn Abbas (r.a)’tan rivâyete göre, Ali şöyle demiştir: Fatıma ile evlenmiştim ve Rasûlullah (s.a.v)’e: “Beni zifaf’a sok” dedim. Rasûlullah (s.a.v): “Fatıma’ya mehir olarak bir şeyler ver de öyle” buyurdu. “Yanımda ona verecek bir şey yoktur” dedim. “Sağlam zırhın nerededir?” buyurdu. Ben de: “Yanımdadır” dedim. “Öyleyse onu ver” buyurdu.


(Ebû Davud, Nikah: 35)



---Ali (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Fatıma için çeyiz olarak kadife kumaş, su tulumu ve içi izhır otuyla doldurulmuş bir yastık hazırlamıştı.

(İbn Mâce, Zühd: 11)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 40

---Cafer b. Muhammed (r.a), babasından şöyle söylediğini naklediyor: Câbir’e giderek, Rasûlullah (s.a.v)’in nasıl haccettiğini sordum. O da şöyle anlattı: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İşin böyle olacağını bilseydim kurbanı göndermez ve umreye niyetlenirdim. Kimin yanında kurbanı yoksa umresini yapıp ihramdan çıksın.” Ali, Yemenden kurban getirmişti. Rasûlullah (s.a.v)’de onu Medine’den Mekke’ye göndermişti. Bu arada Fatıma boyalı elbiseler giyip sürme çekmiş durumdaydı. Ali, Fatıma’nın bu durumundan hoşlanmadı ve fetva sormak üzere Rasûlullah (s.a.v)’e gitti ve: “Ey Allah’ın Rasûlü! Fatıma boyalı elbiseler giymiş ve sürme çekmiş ve babam böyle emretti diyor” dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v): “Doğru söylemiş, doğru söylemiş, doğru söylemiş ona, Ben emrettim” buyurdu.

(Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)



---Hz. Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Annem bana: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı (en son) ne zaman gördün?" diye sordu. Ben:
"Şu şu zamandan beri görmedim!" dedim. Annem bana (kızdı ve) azarladı. Bunun üzerine:
"İzin ver Aleyhissalâtu vesselâm'a gideyim, akşam namazını O'nunla kılayım ve bana da sana da mağfiret dileyivermesini taleb edeyim!" dedim. (O gün) Aleyhissalâtu vesselâm'a gittim. Akşamı onunla kıldım. Yatsıyı da kılıncaya kadar (orada nafile) namaz kıldı. Sonra ayrıldı. Ben de peşine düştüm. Derken sesimi işitti.
"Bu kim? Huzeyfe değil mi?" dedi.
"Evet, Huzeyfe'dir!" dedim.
"Hacetin nedir? Allah Teâlâ Hazretleri sana da, annene de mağfiret buyursun. Şu bir melektir. Bu geceden önce arza hiç inmemiştir. Bana selam vermek ve Fatıma'nın cennetteki kadınların efendisi olduğunu, Hasan ve Hüseyin'in de cennetteki gençlerin efendisi olduğun bana müjdelemek için Rabbinden izin istedi" buyurdu."


(Tirmizî, Menâkıb, (3783)
Resim
Kullanıcı avatarı
ahsen
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 246
Kayıt: 11 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen ahsen »

EHL-İ BEYT'e (aleyhumesselâm) 40 GÜL : 41


Resim ---Enes b. Malik (r.a)’ten rivâyete göre, Fatıma, Rasûlullah (s.a.v)’in vefatı üzerine ağladı ve şöyle dedi:
“
Ey Rabbinden aldığı emirle O’na yaklaşan babacığım!
Ey Cibril’e ölümünü haber verdiğimiz babacığım!
Firdevs Cenneti barınağı olan babacığım!
”


(Buhârî, Megazî 85)
Resim
Kullanıcı avatarı
ser-ay
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 74
Kayıt: 20 Tem 2009, 02:00

Re: EHL-İ BEYT'e (as) 40 GÜL..

Mesaj gönderen ser-ay »



kardeşim; Eline, Emeğine, Yüreğine Sağlık
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/smflogofi9.gif[/img]
Cevapla

“Ehl-i Beyt (A.S.)” sayfasına dön