YÜREĞİMİZ EHL-İ BEYTİN

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

YÜREĞİMİZ EHL-İ BEYTİN

Mesaj gönderen Hakan »

DOST EHL-i BEYT

Muhabbet Aşkın MihENgi
AHMEDü’L- AHAD ÂhENgi
RAVZAsının RıZa RENgi
ALımız DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

Aşk Arısın göz bebeği
Görenin gönül gerçeği
Yedi dağımız çiçeği
BALımız DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

Aşkın şemâil şeklidir
Kalb-i Muhammed köklüdür
Salât ü selâm yüklüdür
DALımız DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

Aşkın ilâcıdır AKLa
Yoluna yoldaş olmakla
Sırdır aramızda HAKKla
HÂLımız DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

Şehidü’ş- Şâhtır Yârimiz
ARZından ARŞa zârimiz
Beşiğimiz mezârımız
SALımız DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

Dost Mukaddes Tuvâdayız
Elem neşrah Duhâdayız
Gece gündüz duâdayız
ELimiz DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

Sende ben Bende sen çile
Yollarımız kesen çile
Yersiz yurtsuz esen çile
YELimiz DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

SUBHÂN’ın Şe’ÂN şevkiyiz
Makarr-ı Aşka mevkiyiz
Fatmatü’z- Zehrâ zevkiyiz
DİLimiz DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

Nûr-u Muahmmedle bir kez
Buluşunca herşey-herkez
MUHİTi döndüren MERKEZ
MİLimiz DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

Seven, sevilen iledir
Çeken çektiren biledir
Ehl-i Beyt yolu çiledir
YOLumuz DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

SALât-SALÂVât SILÂdır
ÂŞIKLara es SELÂdır
YÜREğimiz KERBELÂdır
ÇÖLümüz DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

Şu ÂN Şe’ÂN NEŞEsiyİZ
SIRR-ı SUBHÂN'ın SESiyİZ
KÛN feye KÛN KÖLESİyİZ
ULUmuz DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

CÂN-a ÇİLE EKENimİZ
KaDER KeDER çEKENimİZ
BÜLBÜLümüz dİKENimİZ
GÜLümüz DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

KÂR-ü-BELÂ KANdığımız
AŞKLa ADın ANdığımız
YÂR YOLUna YANdığımız
KÜLümüz DOSt EHL-i BEYt’e..

Resim

KuL İHVÂNİ TÂHİRîyİZ
EVVEL-ÂHİR MÂHİRîyİZ
BÂTIN ZEVK-i ZÂHİRîyİZ
TÜLümüz DOSt EHL-i BEYt’e..


14.02.2002 20:30 antaLya..


EHL-i BEYt aleyhumusselâm.: Ev ehli, evdeki çoluk çocuk. Daha ziyade Hz. Peygamberimizin aleyhisselâm evine mensub olanlar bu isimle anılırlar. Hz. Peygamberin aleyhisselâm kendisi ile beraber, kızı Hz. Fâtıma Validemiz, damadı Hz. Ali ve torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'den müteşekkil hey'et. "Hamse-i âl-i abâ" da denir. Hz. Peygamber'in aleyhumusselâm giydiği abâsını mezkur sahabe-i güzin hazeratının üzerine örterek hususi dua ettiğinden bu isimle anılmaları meşhurdur.
Mihenk.: (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. * Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yarayan vasıta.
Şemâil.: Şimal. c.) Huylar, ahlâklar, tabiatlar.
Sır.: Sırr. Gizli hakikat. Gizli iş. Herkese söylenmeyen şey. * Müşâhedetullah'ın mahalli bulunan kalbdeki lâtife. * İnsanın aklının ermediği şey. ALLAH'ın hikmeti.
Hâl.: Durum, vaziyet. Görünüş. Tavır. Suret. Keyfiyet. * Cezbe. * Dert, keder, elem. * Mecâl. Kuvvet.

Şehidü’ş- Şâh.: Şah’ın Şehidi Hz. Hüseyin aleyhisselam.
Mukaddes Tuvâ.: Övünmüş, senâ edilmiş şey. * Tur-i Sina dağı eteğinde bir vâdinin adı. * Örülmüş kuyu.
Elem Neşrah: Kur'ÂN-ı Kerîmân-ı Kerîmde 82. Sûre. "İnşirâh" açılmak, genişlemek, sevinmek manalarına gelir. Duhâ sûresinden sonra Mekke'de inmiştir. 8 (sekiz) âyettir. Bu sûrede Peygamberimizin, çocukluğunda risalete hazırlamak üzere kalbinnin açılıp arıtılmasından söz edilmektedir. Ayrıca, onun getirdiği dindeki kolaylıklara dikkat çekilerek Allah'a şükretmeye teşvik edilmektedir.
Duhâ : Kur’ân-ı Kerîmde 93. Sûre. Duhâ, kuşluk vakti demektir. Sûre, adını ilk ayette geçen bu kelimeden alır. Fecr sûresinden sonra Mekke'de inmiştir, 11 (onbir) âyettir. Sûrede âhir zaman Peygamberinin hususiyetlerinden biri yani yetim oluşu ele alınır ve kendisi teselli edilir.
Şe’en.: Şe’ÂN. İş, yeni olan hâl. * Şan. * Tavır. * Hâdise. * Vâkıa. * Kasdetmek. * Emr ü hâl. * Tıb: Baştan göze gelen kan damarı. Baştan kaşa, kaştdan göze kan getiren iki damar ismi. * Fls: Bir şeyin hususiyetinin fiilî tezâhürü, neticesi ve eseri.
Şevk.: Çok istek, şiddetli arzu. * Neş'e. *Bir şeyi bir yere şeye sağlamca bağlama. * Memnun. Şâduman. (Bak: Himmet, Şavk)
Makarr.: (Karar. dan) Karar yeri. Karargâh. Kararlı yer. Merkez. Pâyitaht.
Fatmatü’z- Zehrâ.: Hz. Resul-i Ekremin aleyhisselâm), Hz. Hatice'den doğma kızı. Hicretten 18 yıl önce doğmuş, Hz. Ali ile evlenmiş ve Hz. Hasan ve Hüseyin'in vâlideleri olmuştur. Peygamberimizden aleyhisselâm) 6 ay sonra dâr-ı bekaya göçmüştür. (Radıyallahü anha)
Kerbelâ.: Irakta Seyyid-üş şühedâ Hz. İmam-ı Hüseyin Efendimizin aleyhisselâm meşhed-i mübârekleri olan yer.(Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâya.Düşdü Hüseyin atından sahra-yı Kerbelâya) (Kâzım)
KÛN! feyeKÛN.: “Ol!” Ve müteakiben “olur”. Hükm-ü İlâhinin icra emri.
Kâr-ü-Belâ.: Kâr elde etmek ile belâ çekmenin atbaşı olması. Kerbelâ'daki can ile şehâdet şehidliği meydanı..
Mâhir.: Becerikli, hünerli, san'atkâr..
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

HÜSEYİN’İ ARIYORUM

Mesaj gönderen aNKa »

HÜSEYİN’İ(A.S.) ARIYORUM

Sessiz gecelerin matemi,
Gözyaşların en acılı sebebi,
Susamışların hicret yeri,
Hüseyin’i arıyorum , göreniniz var mı?


O’nun için atan yüreklerin figanı,
Zehra Güneşinin sönmeyen ışığı,
Susuz kalan yiğitlerin serdarı,
Hüseyin’i arıyorum , göreniniz var mı?

Nefisleri arındıran şehadet rüzgarı,
Yüce makamın nurlu halkası,
Kerbela’da kıyamın yiğit kılıcı,
Hüseyin’i arıyorum, göreniniz var mı?

Allah’ın insanlığa güzel nimeti,
Bela çölünün yiğit serveri,
İki cihanın büyük saadeti,
Hüseyin’i arıyorum, göreniniz var mı?

Vahiy evinin aydınlık çehresi,
Ceddi Rasul’ün ciğerparesi,
Peygamberin bendendir dediği,
Hüseyin’i arıyorum , göreniniz var mı?
En son aNKa tarafından 18 Oca 2008, 18:09 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

EHL-İ BEYT (A.S)

Mesaj gönderen nur-ye »

UNUTMA Kİ!
ÇİĞ SÜT EMMİŞ NEFSİM!
SEN ANCAK VE ANCAK MUHAMMED'İ OCAKTA PİŞEBİLİRSİN !
EHL-İ BEYT (A.S)'A SELAM OLSUN.
EHL-İ BEYT (A.S) 'IN HÖRMETİNE YOLUMUZ AÇIK OLSUN.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

İnşâallah NUR Kardeşimiz..

Salât ü selâm olsun...
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

EHL-İ BEYT’İN…
(as)



Seyrin sahibe sal âşık
Aşk Ummanı’n dal âşık
Bin bir çile çal âşık
Sazını Ehl-i Beyt’in…

Resim

Yaşa Yâr bakışını
Sîneye akışını
Bezm-i bahar kışını
Yazını Ehl-i Beyt’in…

Resim

Canda Cânân cem’ eyle
Aşk-ı pâkin dem eyele
Yârene merhem eyle
Tozunu Ehl-i Beyt’in…

Resim

Vedûd vuslat dilemiş
Rızasına belemiş
Dost Muhammed elemiş
Tuzunu Ehl-i Beyt’in…

Resim

RABB’ın pâk ü tâhiri
Nesl-i Necib mâhiri
Sür gel!.. Bâtın-zâhiri
“İzi”ni Ehl-i Beyt’in…

Resim

Fatma Ana aşına
Kan ol gözün yaşına
Yastık eyle başına
Dizini Ehl-i Beyt’in…

Resim

Belâ ne? Âhide sor
Şe’ende şâhide sor
Şüphesiz şehide sor
Özünü Ehl-i Beyt’in…

Resim

Kör, köre kandil sorar
Uyanmayan bîkarar
Uyanan sırla sırar
Gözünü Ehl-i Beyt’in…

Resim

Hasan – Hüseyin deme (as)
Şah’a kusur eyleme
Salâvâtsız söyleme
Sözünü Ehl-i Beyt’in…

Resim

İhvâni dört âlem’de
Cümle cihanla cem’de
Göster derunî dem’de
Yüzünü Ehl-i Beyt’in…


KULİHVANİ
21.02.1992 09:21
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

---HZ. ZEYNEL ABİDİN'İN KÖLESİNE SÖYLEDİĞİ---

GELDİKÇE HATIRIMA KERBELÂ ÇÖLÜ GAMI,
GÖNLÜM AĞLAYIŞLARLA BİLMEDEN ÇÖKER DURUR.

YÂDIMA
ŞEHİD ŞAH'IN GELSE KURU DUDAĞI,
BİLMEDEN ISLAK GÖZÜM HER AN YAŞ DÖKER DURUR.

ÇÜNKÜ TÜRLÜ BELÂYA SALMIŞTIR BENİ GÜNLER,
GÖRDÜĞÜM BELÂLARI KİM GÖRSE AĞLAR DURUR.
Resim
Kullanıcı avatarı
derunilale
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 268
Kayıt: 27 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen derunilale »

Allah razı olsun değerli büyüklerim..öncelikle efendimiz(sav)e ve sonra aline ve Ehli beytine varlıklar adedince salatu selam olsun

"kerbela"ümmetin kanayan yarası..kerbela, zulmün karşısında iman gücüyle dik durmanın zulme rıza göstermeyip şerefli şehidlik şerbetini içmenin adı..
şimdi de kerbela.. şu an itibariyle de dünyanın dört bir yanında filistinde keşmirde ırakta çeçenyada.. zulüm altında yaşayan kardeşlerimiz yezid ordularıyla karşı karşıya..peki can hüseynilerimiz nerede can zeynebilerimiz nerede..

yeni okumuş olduğum bir yazıyı aktarmak istiyorum:

“Bismillah lillah ve millet-i alâ Resulillah” (Allah’ın adıyla, Allah için ve Resulüllah’ın dini üzere) diyerek dünya hayatına veda eden Hz.Hüseyn’in(ra) bıraktığı tek bir mesaj vardır:


"Zulüm ve zilletin var olduğu yerde tek başınıza da kalsanız, zorbalara boyun eğmeyin!
Ölüm korkusu ve dünya sevgisiyle şirkin ve batılın karşısında bükülmeyin!
En sevdiklerinizi kurban etme pahasına da olsa hakkın savunulması uğruna direniş, fedakarlık ve şehadet yoluna girin!

Mukaddesatınızı korumak, mazlum ve mahrumlara sığınak olmak için göğsünüzü düşmanların ok ve mızraklarına siper edinin!

İslam’ı yaşatmak için ölümü, zulmü öldürmek için kıyamı seçin!"



Hz. Hüseyn meydana bunlar için çıkmıştı.
Keskin ve parıldayan kılıçlar bedeni üzerine inip kalkarken, ok ve mızraklar peş peşe göğsüne saplanırken, kızgın Kerbela çölüne dökülen Hüseyin’in kanında bu mesaj yazıyordu…


Hüseyn’i anlamak ve kavramak, onun dostu ve ensarı olmak böylesi bir ruhu taşımakla olur ancak..


Hüseyn meydana çıkıp etrafını saran azgın askerlerle uzunca bir zaman vuruştuktan sonra, aldığı kılıç, ok ve mızrak yaralarıyla yaralanıp yere düştü..
Hüseyn dizleri üste durabilirdi ancak, ama o yine de kılıcı elinden bırakmadı, ömrünün bu son anlarında Ruhunu Rabbine teslim edeceği ana kadar savaştı..


“Hüseyn’i öldürdük!” şeklinde sevinç naraları atanların içlerinde ganimet sevdası vardı; onlar “düşman” olarak savaştıkları “Hz. Peygamber’in Ehl-i Beyti”nden alacakları ganimetlerin hesabını yapıyorlardı;
Hüseyn’in vedalaşarak geride bıraktığı Zeyneb’ten, ailesinden ve diğer şehidlerin hanım ve çocuklarından elde edecekleri ganimetin arzusuyla çadırlara doğru atlarını sürmeye başladılar..


Susuzluktan ayakta duracak mecalleri kalmayan mazlum çocuklar üzerlerine atların koştuğunu görünce akıllarına ilk gelen Hüseyn’in de şehid düştüğü olmuştu kuşkusuz.
Hüseyn varken üzerlerine nasıl atları sürebilirler ve çadırları yakabilirlerdi?


Hışımla çadırlara varan Yezid askerlerinin çadırları ateşe vermesiyle kadınlar ve çocuklar çığlık ve feryad içinde etrafa kaçmaya başladılar.
Kadınların ziynetlerini almak için birbiriyle yarışan azgın düşman askeri karşılarına dikilen Zeyneb’i gördüklerinde ilk yaptıkları onu kırbaçlamak ve tekmelemek oldu…

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun..

Hz.Zeyneb bedeninde şaklayan kırbaçlardan, sırtına, beline aldığı tekme darbelerinden değil, üzerinden örtüsü alındığında yıkıldı…
Babasının, annesinin ağabeylerinin yokluğunda duyduğu ızdıraptan daha büyük ızdıraptı bu…
İki oğlunu meydana gönderip de kanlı bedenleri önüne geldiğinde :
“ben oğullarımı Allah yolunda kurban verdim!” diyerek metanetini korurken, üzerinden hicabı alındığında ellerini başına vurarak : “Yâ Muhmmedâ!” diye haykırmaya başlamıştı…


“Ey Ceddim, Ya Resulüllah! Gör ne büyük bir zulümle karşılaştık!
Senin Ehl-i beytin kılıçlarla doğrandıktan sonra, şimdi de iffetine de saldırdılar; hicabımızı üzerimizden çekip aldılar..!
Bu zulme nasıl dayanalım, yâ Muhammedâ..!”


Hz. Hüseyn’in kardeşi Ebul Fazl Abbas’ın İmam Hüseyn’in dizi üste son sözleri de buydu zaten:
“Ey Hüseyn! Biliyorum ki benden sonra sen de şehid olacaksın, Senden sonra Zeyneb’in başına neler gelecek?
Bunları düşündükçe içim yanıyor, ey Haseyn!”


Çocukların çığlıkları, Hz. Zeyneb’in “Yâ Muhammedâ!” feryadları Kerbela çölünde yankılanıyordu…


Düşmanlar “Hüseyn’i öldürdük!” diye sevinç naraları atarak çadırlara doğru hücuma geçmişlerdi ama Hüseyn henüz son nefesini vermemişti..
Bacısı Zeyneb’in feryadıydı bu, kendi çocuklarının, yetimlerin, sahipsiz ve yardımcısız kalan gariplerin çığlıklarıydı kulaklarında yankılananlar..
Ve Hüseyn hala yaşıyordu…


Bedeninden kanlar süzülen Hz. Hüseyn eline aldığı kılıca yaslanarak diz üste doğrulmaya çalıştı ve gücü yettiğince son sözlerini haykırdı:


“Durun ey zalimler, ben daha ölmedim!”


“Durun ey zalimler!
Ben daha ölmedikçe kadınlarımıza el uzatamazsınız!
Ben daha ölmedikçe hicablarını üzerlerinden alamazsınız!
Ben daha ölmedikçe iffetimize saldıramazsınız!
Ben daha ölmedikçe, mukaddesatımızı ayaklarınız altına alamazsınız..!”



“Durun ey zalimler! Ben daha ölmedim…!”


Hüseyn’in feryadını işiten azgın Yezid ordusundan Şimr adlı bir cani gözlerini İmam Hüseyn’in üzerine dikerek ona yöneldi…


Bir kılıç darbesi daha mı vuracaktı Hüseyn’in kanlı bedenine?
Bir ok daha mı atacıktı delik deşik olmuş sinesine?
Şimr hışımla belinden hançerini çıkararak İmam Hüseyn’in yanına geldi ve ani bir hamle yapıp İmam Hüseyn’in başını bedeninden ayırdı…


İnnâ lillah ve innâ ileyhi râciun..!


Çölün bir tarafında başı bedeninden ayrılmış Hüseyn’in bedeni yatarken diğer tarafında hicabı üzerinden alınmış Zeyneb’in elleri bağlanıyordu.. Hüseyn’in şehareti, Zeyneb’in esareti..!
Hüseyn sabırsızlıkla beklediğine kavuşmuştu artık!
“Biz bu yolu Kâlu Belâ’da seçtik”
diyen Hüseyn ceddi Resulüllah’ın yanındaydı şimdi…
“Kanım dökülmeden ayakta durmayacaksa ceddim Muhammed’in dini!
Ey kılıçlar haydin gelin alın beni, parçalayın, parça parça edin bedenimi!”
diyen Hüseyn’in başı bedeninde ayrıydı şimdi…


Hüseyn sadıklardandı; o ahdine sadakat gösterdi ve adağını yerine getirdi..
O kendi nefsini kurban vererek, oğullarını kurban vererek, kardeşini, dostlarını kurban vererek adağını yerine getirdi…



Hüseyn tüm bunlardan önce ceddi İbrahim Halilullah’ın adağını yerine getirdi; çünkü İbrahim, oğlu İsmail’i kurban sunmuştu Allah’a..
Allah da İbrahim’in sınavını başarıyla vermesinden dolayı ona “zibh-i azîm”i vermişti; yani “büyük kurban!”


Neydi büyük kurban, koç mu deve mi?


“Zibh-i azim” Hüseyn’di..!
İbrahim gibi kurban sunan, İsmail gibi kurban olandı Hüseyn!
Tevekkül ve sadakat, teslimiyet ve rızâ…!
Hüseyn’in adı buydu, mânâsı ve davası…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/kjkjkjkop4.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: YÜREĞİMİZ EHL-İ BEYTİN

Mesaj gönderen Gul »

Resim

HAKkınNAHNU-BİZindeyiz
>“NÛR-u MÎM DENİZİndeyiz
hER YER KÂR
-BELÂ
hER ÂN MuHaRReM
BİZ
-->EHL-İ BEYT İZİNdeyiz!.


celle celâlihu..
aleyhumusselâm...


Resim
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: YÜREĞİMİZ EHL-İ BEYTİN

Mesaj gönderen Gul »

Resim

NÛRuLLAH>NÛR-u MuhaMMEd,
=>Son-UÇ-Ların==>SEBEBiyİZ!.
ŞEHÂDEt=>ŞÛUR-u MuhaMMEd,
==>EHL-i BEYT’in==>EDEBiyİZ!.


celle celâlihu..
aleyhumusselâm...


Resim
Resim
Resim
Cevapla

“Ehl-i Beyt (A.S.)” sayfasına dön