ÖLÜM VE SONRASI
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
ÖLÜM VE SONRASI
Ölüm, her insanın hayat hikayesinin,
bu dünyada ki son noktasıdır. Ama bu dünyadaki...
Bu nedenle herkesi ilgilndiren , herkesin alâkasını çeken bir
olaydır.
Her insan, kendi kendine "ölümden sonra ne olacağım"? diye
mutlaka sorar , diye düşünüyorum.
Hz. Peygamber(sav) iz:"Ahiret konaklarının ilki kabir ve berzah
hayatıdır" der..
"BERZAH" kelime anlamı olarak," iki şey arasındaki engel,ayırıcı
hudut" demektir.
Bu nedenle, ölüm anından kıyamete kadar, yani ölüm ile kıyamet
günü cesetle birlikte
yeniden dirilme arasında geçen hale "BERZAH" denmiştir..
Berzahın zaman, mekân ve hal ile ilgisi vardır..
Zamanı, ölüm gününden yeniden diriliş(beden ile) gününe
kadar devam eder.
Mekânı, sa'id ruhlar için, kabirden 'illiyûn'a kadardır. Şaki
ruhlar içinse, kabirden siccîn'e kadardır.
Hâli ise ruhlardan ibarettir...
Kabre konsun veya konmasın, tüm ölen insanlar,
berzah alemine girerler. Ve ikinci sûra üfürülüp de
dirilinceye kadar, orada kalırlar.
Bera'İbn Âzib'den rivayet edilen bir hadis-i şerife
göre:(SAV) EFENDİMİZ "Kabir azabından Allah'a
sığının"
dedikten sonra, "Müm'min kul dünyadan ayrılmak
ve ahirete
göçmek üzereyken, ona semadan yüzleri parlak
melekler,
Cennet'ten getirdikleri kefen ve kokularla gelip
baş ucuna
oturup
şöyle der:" Ey! iyi ruh çık ve Allah'ın rızasına
ve mağfiretine kavuş"
Kabın ağzından suyun aktığı gibi ruhu çıkar ve
onu ölüm meleği alır. Hazırda bekleyen diğer rahmet
melekleri getirdikleri güzel kokularla kefene sararlar.
O ruhu hemen yükseltirler.yedi kat semaya
gelince: ALLAH TE'ALA
"Kulumun kitabını İLLİYÛN'A , yani Levh-i Mahfuz'un
birkıtasına yazın ve onu yeryüzüne iade edin .
BEN Azîmuşşânonları topraktan yarattım. Yine toprağa
çevireceğim.Ve ikinci defaondan çıkaracağım." Buyurur.
Melekler ruhu yere indirirler.Ceset kabre girdikten sonra
ruh cesede iade olunur.
Gülsüm Yüksel
(devam edilecek inşallah)
En son HAYY-DOST tarafından 13 May 2010, 17:31 tarihinde düzenlendi, toplamda 4 kere düzenlendi.
- ayyildiz
- Özel Üye
- Mesajlar: 710
- Kayıt: 17 Ağu 2009, 02:00
** Ölümden gafil çok..**
**
Yirmi dokuz gül Nisan, sene iki bin on,*
Selamünaleyküm can, Perşembe belki son.*
**
Nasıl yaşarsan öyle ölürsün be Aziz,*
Nasıl ölür öyle dirilir, acır leziz.*
**
Dinle bu aşk masalı, bir düğün anısı,*
Bil ki Adem'den beri, dün ve gün anısı.*
**
Rabbini yâr bilene, ölüm yâr düğünü,*
Dünyayı seven kula, ölüm nâr öğünü.*
**
Ölüm Hak ve muhakkaktır bir gün gelecek,*
Kader bu,Her nefis O'nu tadıp ölecek.*
**
Ne bir an önce, ne bir an sonra geç kalmaz,*
Can alıcı emir kulu, tavassut olmaz.*
**
Azrail bakmaz ün ve şan'a yalvarman boş,*
Mülkün çokmuş peh, istersen sağa sola koş.*
**
Hak takdir emreder, emir demiri keser,*
Ölüm ansız gelir bir muhalif yel eser.*
**
Can boğaza gelir ve zaman artık durur,*
Dilin damağa yapışır ve ağız kurur.*
**
Can alıcı görünür, o an perde kalkar,*
Sekerât vaktidir, o an şimşekler çakar.*
**
Öz yanar, göz bulanır bir damla su dersin,*
Bazen kolay, bazen zor, bu an sona ersin.*
**
Gözler faltaşı gibi, münkir yüz morarır,*
Alın, burun terler mü'minde yüz ağarır.*
**
Bazen mevt, tereyağından kıl çeker gibi,*
Bazısında mevt, gırtlaktan kök söker gibi.*
**
Ve paydos denir, senden sonra tufan olmaz,*
Diz tutmaz bel bükülür, sanma gül yüz solmaz.*
**
Güçlü dikler eğilir, iki seksen uzar,*
Artılar eksi olur, kim geç, erken bozar.*
**
Kara toprak gör ki, gaddar Cengizler yedi,*
Mülke mağrur Karun, cabbar engizler yedi.*
**
Şah Süleyman'a kalmadı şu fani dünya,*
Niceler dedi, Şu hayat meğer bir rüya.*
**
Ölümle uyanırsın, bir gün kan uykudan,*
İş işten geçti denir, kurtul can kurgudan.*
**
Çamur sıçrasa paçana üzerdi pek çok,*
Ölüm yayı gerilir, vurur seni tek ok.*
**
Hani kuş tüyü yatak, yün ve ipek yorganın,*
Teneşir sert tahta, incinir her organın.*
**
Soğuk ve sıcak demez, gassalın su serper,*
Kim duyar feryadını, istersen kork, ürper.*
**
Çok takım elbisen vardı, gömlekler renk renk,*
Şimdi giysin bir kefen, istersen eyle cenk.*
**
Beş arşın yakasız, kolsuz gömlek giyersin,*
Son yolculuktur bu, artık ne içer, yersin.*
**
Hani beğenmezdin ah şu evim dar derdin
Beytin şimdi dar bir tabut, ahir can verdin.*
**
Bindiğin tahta at, rütben artık bir nefer,*
Omuzlar dört kişi, başlar artık son sefer.*
**
Refakat eder sana eş ve dost,varis yâr,*
Anlarsın gerçek dostu, kim sana halis yâr.*
**
Görünür sessiz şehir, üç arşın çukur ev,*
Mezara uzatırlar, başında okur nev.*
**
Bir kabre girersin sonra toprak serpilir,*
Ardından bir kova su, üstte taş tepilir.*
**
Bir bir geçer gözünden hayatın filim gibi,*
Faş olur sır ayan, mematın ilim gibi.*
**
Kabir sorgusu pek ağır, çok çetin geçer,*
Her sual deler kalbi, ok metin geçer.*
**
Ve sarar gül bedenini, toprak ve çamur,*
Hani sanırdın şu ten, karılmış gül hamur.*
**
Tiskindirirdi sinek, kurtçuk ve böcekler
Misafirin onlar hep, oynaşır köçekler.*
**
Lime lime olacak, bak şu gülce tenin,*
Ağla ve inlesen boş, kim duyacak enin.*
**
Marifet, Ölüme hoş geldin demek ne hoş,*
Hazır olmak her an, hayırlı emek ne hoş.*
**
Aşık Uslu uyan can, kapıyı çalan var,*
Ölüm davetsiz misafir, gafil olan var.*
**
Âşık Uslu 29.04.2010 05:57 Samsun
(Zübeyir Güngör Uslu)
**
Yirmi dokuz gül Nisan, sene iki bin on,*
Selamünaleyküm can, Perşembe belki son.*
**
Nasıl yaşarsan öyle ölürsün be Aziz,*
Nasıl ölür öyle dirilir, acır leziz.*
**
Dinle bu aşk masalı, bir düğün anısı,*
Bil ki Adem'den beri, dün ve gün anısı.*
**
Rabbini yâr bilene, ölüm yâr düğünü,*
Dünyayı seven kula, ölüm nâr öğünü.*
**
Ölüm Hak ve muhakkaktır bir gün gelecek,*
Kader bu,Her nefis O'nu tadıp ölecek.*
**
Ne bir an önce, ne bir an sonra geç kalmaz,*
Can alıcı emir kulu, tavassut olmaz.*
**
Azrail bakmaz ün ve şan'a yalvarman boş,*
Mülkün çokmuş peh, istersen sağa sola koş.*
**
Hak takdir emreder, emir demiri keser,*
Ölüm ansız gelir bir muhalif yel eser.*
**
Can boğaza gelir ve zaman artık durur,*
Dilin damağa yapışır ve ağız kurur.*
**
Can alıcı görünür, o an perde kalkar,*
Sekerât vaktidir, o an şimşekler çakar.*
**
Öz yanar, göz bulanır bir damla su dersin,*
Bazen kolay, bazen zor, bu an sona ersin.*
**
Gözler faltaşı gibi, münkir yüz morarır,*
Alın, burun terler mü'minde yüz ağarır.*
**
Bazen mevt, tereyağından kıl çeker gibi,*
Bazısında mevt, gırtlaktan kök söker gibi.*
**
Ve paydos denir, senden sonra tufan olmaz,*
Diz tutmaz bel bükülür, sanma gül yüz solmaz.*
**
Güçlü dikler eğilir, iki seksen uzar,*
Artılar eksi olur, kim geç, erken bozar.*
**
Kara toprak gör ki, gaddar Cengizler yedi,*
Mülke mağrur Karun, cabbar engizler yedi.*
**
Şah Süleyman'a kalmadı şu fani dünya,*
Niceler dedi, Şu hayat meğer bir rüya.*
**
Ölümle uyanırsın, bir gün kan uykudan,*
İş işten geçti denir, kurtul can kurgudan.*
**
Çamur sıçrasa paçana üzerdi pek çok,*
Ölüm yayı gerilir, vurur seni tek ok.*
**
Hani kuş tüyü yatak, yün ve ipek yorganın,*
Teneşir sert tahta, incinir her organın.*
**
Soğuk ve sıcak demez, gassalın su serper,*
Kim duyar feryadını, istersen kork, ürper.*
**
Çok takım elbisen vardı, gömlekler renk renk,*
Şimdi giysin bir kefen, istersen eyle cenk.*
**
Beş arşın yakasız, kolsuz gömlek giyersin,*
Son yolculuktur bu, artık ne içer, yersin.*
**
Hani beğenmezdin ah şu evim dar derdin
Beytin şimdi dar bir tabut, ahir can verdin.*
**
Bindiğin tahta at, rütben artık bir nefer,*
Omuzlar dört kişi, başlar artık son sefer.*
**
Refakat eder sana eş ve dost,varis yâr,*
Anlarsın gerçek dostu, kim sana halis yâr.*
**
Görünür sessiz şehir, üç arşın çukur ev,*
Mezara uzatırlar, başında okur nev.*
**
Bir kabre girersin sonra toprak serpilir,*
Ardından bir kova su, üstte taş tepilir.*
**
Bir bir geçer gözünden hayatın filim gibi,*
Faş olur sır ayan, mematın ilim gibi.*
**
Kabir sorgusu pek ağır, çok çetin geçer,*
Her sual deler kalbi, ok metin geçer.*
**
Ve sarar gül bedenini, toprak ve çamur,*
Hani sanırdın şu ten, karılmış gül hamur.*
**
Tiskindirirdi sinek, kurtçuk ve böcekler
Misafirin onlar hep, oynaşır köçekler.*
**
Lime lime olacak, bak şu gülce tenin,*
Ağla ve inlesen boş, kim duyacak enin.*
**
Marifet, Ölüme hoş geldin demek ne hoş,*
Hazır olmak her an, hayırlı emek ne hoş.*
**
Aşık Uslu uyan can, kapıyı çalan var,*
Ölüm davetsiz misafir, gafil olan var.*
**
Âşık Uslu 29.04.2010 05:57 Samsun
(Zübeyir Güngör Uslu)
- habibi
- Özel Üye
- Mesajlar: 1059
- Kayıt: 26 Eki 2008, 02:00
İ'lem eyyühe'l-aziz!
Kabir, âlem-i âhirete açılmış bir kapıdır.
Arka ciheti rahmettir, ön ciheti ise azaptır.
Bütün dost ve sevgililer o kapının arka cihetinde duruyorlar.
Senin de onlara iltihak zamanın gelmedi mi?
Ve onlara gidip onları ziyaret etmeye iştiyakın yok mudur?
Evet, vakit yaklaştı.
Dünya kazûratından temizlenmek üzere bir gusül lâzımdır.
Yoksa, onlar istikzarla ikrah edeceklerdir.
Mesnevi-i Nuriye | Habbe | 110
Kabir, âlem-i âhirete açılmış bir kapıdır.
Arka ciheti rahmettir, ön ciheti ise azaptır.
Bütün dost ve sevgililer o kapının arka cihetinde duruyorlar.
Senin de onlara iltihak zamanın gelmedi mi?
Ve onlara gidip onları ziyaret etmeye iştiyakın yok mudur?
Evet, vakit yaklaştı.
Dünya kazûratından temizlenmek üzere bir gusül lâzımdır.
Yoksa, onlar istikzarla ikrah edeceklerdir.
Mesnevi-i Nuriye | Habbe | 110
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/hbbi.jpg[/img]
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00
Bunu böyle GÖKYÜZÜNE yazmak isterdim...ayyildizfm yazdı:** **
Şah Süleyman'a kalmadı şu fani dünya,*
Niceler dedi, Şu hayat meğer bir rüya.*
**
**
DERDİ OLan, buda rüya desin, ferahlasın diye...
***
EBEDİ OLana hasret, BİRBAŞKA güzel diye...
***
Mala mülke mağrur olanlar, RÜYAdan UYANırmı ola diye...
***
Kaç
yıl
geçti
aradan
ayrı ayrı.
Bitsin artık bu hasret buluşalım gayrı. diye...
ahh diye...diye...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''
Hacc / 78
Hacc / 78
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
ÖLÜM VE SONRASI
Bilindiği gibi, insan ruh ve bedenden oluşmuş bir varlıktır.
Bedenin özellikleri ile ruhun özellikleri birbirinden farklı
bir durum arzeder. ve ruh bedenden ayrı bir varlıktır.
HÂL böyle olunca, ruh bedenden önce de ve bedenden sonra da
(doğumdan önce ve ölümden sonra) var olan bir varlıktır.
Ruhun bedenden ayrılışı, (ölüm) bedenin yokluğa gidişidir.
Yani, ruhun hayatı devam eder. Başka bir alem olan ahiret
aleminde..
Nitekim Allah cc Bakara Suresi 154. Ayette:"Allah yolunda
öldürülenlere ölülerdir, demeyin. Hakikatte onlar diridirler.Fakat
siz
anlayıp bilemezsiniz."buyurur.
İmam Gazali,"ihya" adlı eserinin, "hakikatül mevt" konusunda
şöyle der: "Ölümün manası sadece hâl değişikliğidir. Ruh ise
cesedden
ayrıldıktan sonra, ya azap içinde , ya da nimet içinde bakîdir.
Bedenden ayrılışının manası, bedendeki tasarrufunun son
bulmasıdır.
Ruhlar, ölümden sonraki Berzah Aleminde karşılaşacakları
nimetin lezzetini ve azabın acısını idrak ederler. Bu husus
birçok Hadis-i Şerifde
veAyet-i Kerimelerde açıklanmıştır. Kısaca ruh dan ve
bekâsından bahisden sonra asıl konumuza dönelim...
Gülsüm Yüksel
(devam edeceğiz inşallah)
En son HAYY-DOST tarafından 13 May 2010, 17:33 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
ÖLÜM VE SONRASI
Ruhların bulunacakları yerlere gelince...Dünyada yaşayış ve
amelleri farklı farklı olan insanların,
pek tabiidir ki, berzah alemindeki yerleri de farklı olacaktır..
Bu mânâda ayet ve hadislere dayanarak,
farklı insanların farklı ruhları hakkında bilgilerimizi tazelemek
mümkündür.
iİk olarak, Peygamberlerin ruhları, doğrudan cennete gider ve
orada kendileri için hazırlanmış olan nimetlerle
nimetlenirler. En yüce mertebede bulunan peygamber
ruhlarının da, dereceleri birbirinden farklıdır.
Nitekim Peygamber Efendimiz (sav), Miraç'ta karşılaştığı
peygamberlerin her birine ayrı bir makamda (semâda)
rastladığını söylemiştir..
Allah(CC) yolunda şehit olanların ruhları, bizim
anlıyamıyacağımız bir şekilde diri oldukları, cennet
nimetleri ile
nimetlendikleri, ayet ve hadis ile sabittir. Sevgili
Peygamber'imiz(sav) Efendimiz, "Kim Cennet'tedir"?
Sorusuna, "peygamber, şehit,küçük çocuk, (diri diri
gömülen çocuk) cennettedir" diye cevap vermiştir..
Yine Resulallah(sav) efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Kardeşleriniz Uhud'da öldürülünce, Allah(CC) onların
ruhlarını,
yeşil kuşların içine koydu. Cennet ırmaklarına gelir,
meyvelerinden yer, Arş'ın gölgesinde asılı altın kandillere
konarlar. Yemelerinin içmelerinin ve sohbetlerinin
güzelliğini görünce birbirlerine:"Kim kardeşlerimize bizim
sağ olup Cennet'te nimetlendiğimizi haber verecek ki, onlar
cihaddan geri durmasınlar"dediler.
Yüce Allah(cc): "Ben sizin yerinize onlara duyururum" dedi.
Ve "Allah(CC) yolunda öldürülenleri ölüler sanma,
onlar diridirler ve Rabb'leri katında rızıklanmaktadırlar"ayetini
indirdi.(al-u imran-169)
Mü'minlerin itaatkâr olanlarının ruhları da Cennet'tedir. Bunlar
şehitler gibi yiyip içerek değil de sadece makamlarına
bakarak nimetlenirler.
Mü'minlerden asi olanların ruhları, semâ ve arz arasındadır.
Borçlu ve zulüm ile ölenlerin ruhlarının, borçları ve
mazlumun hakkı ödeninceye dek, Cennet'e ulaşamıyacakları
alimler tarafından bildirilmiştir.
Kafirlerin ruhları ise, yedikat yerin altındaki "siccin" denilen yerde,
siyah kuşların ağzında veya kursaklarında
azap olunmaktadır. Hadis-i Şerif'lerde, mü'minlerin ruhlarının
"illiyyûn'a" kâfirlerinkinin ise"siccin"e gideceği bildirilmiştir.
Sonuç olarak, mü'min ruhları nimet içinde, kâfir ve günahkarların
ruhları da azap içindedir. Ama bunların her birinin
nimet ve azap dereceleri , hak ettiklerine göredir ve birbirinden
farklıdır.
Gülsüm Yüksel
(devam edeceğiz inşallah)
En son HAYY-DOST tarafından 13 May 2010, 17:34 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
ÖLÜM VE SONRASI
Ashaptan biri, öldükten sonra Hz. Peygamber(sav)in makamının kendilerinden çok yüce olacağını, bu nedenle kendisinden ayrı
kalacağını düşünmüş ve ağlamış. Üzüntüsünün sebebini soran
Hz Muhammed (sav) efendimiz'e:" Biz dünyada senden ayrılmaya
hiç tahammül edemezken, öldükten sonra nasıl ayrı kalacağız?
Diye derdini açıklar. Bunun akabinde Nisa Sure'sinde ki,
140. Ayet nâzil olur: "Kim Allah'a (CC) ve Peygamber'e itaat
ederse,işte onlar, Allah'ın kendilerine nimet verdiği Peygamber'lerl
e, Sıddık'larla, Şehid'lerle ve Sâlih'lerle beraberdirler. Onlar ne
güzel arkadaştırlar. "VE Allah'ı , Resul'unu sevenlerin, berzah
aleminde ve ahirette de dünyadaki gibi birlikte olacakları böylece bildirilmiştir.
Ebu Talib'in kızı Ümmü Hani'den rivayet edildiğine göre:Ümmü Hani
bir gün Hz. Peygamber(sav) esoruyor :"Ölünce de birbirimizi görür
ve ziyaretleşir miyiz?"
Resulallah(sav) de:"Ruh, cennet meyvelerinden yiyen bir kuş olur. Kıyamet günü olunca da her ruh kendi cesedine girer" der.
Ebu Hureyre(ra) den nakledilir ki:Resulallah (sav) efendimiz:"Muhakkak Cennet ehli orada birbirlerini ziyaret ederler" Buyurur.
İbn Ebi'd-dünyâ'nın naklettiğine göre: Resulallah (sav) e, "Ölüler birbirini bilir mi"? diye sorulunca "Evet, nefsim Yed-i Kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki onlar, kuşların ağaçların tepelerinde birbirlerini tanıdıkları gibi, birbirlerini bilirler" diye cevap verir.
Gülsüm Yüksel
(devam edeceğiz inşallah)
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
ÖLÜM VE SONRASI
HZ. ALİ(KAV)şöyle demiştir."İki Mü'min ve iki KÂfir dost vardı.
Bunlardan mü'min olanlardan biri öldü . Cennet'le müjdelenince ,
arkadaşını hatırladı ve "Allah'ım benim falan arkadaşım bana her zaman sana ve Resul'une itaatı emreder, hayırla tavsiye eder
kötülükten nehyederdi. "Diyerek, onun kendisinden sonra sapıtmaması
ve kendisine verilen nimetlerin ona da verilmesi için dua eder. Sonra
öbür arkadaşı da ölünce ruhlar bir araya gelir ve birbirlerine " Ne güzel kardeş ne güzel arkadaş ve ne güzel dost " Derler.
İnanabiliriz ki,ölmüş olanların ruhları Berzah'ta birbiriyle görüşüp konuşurlar. Bu tabiidir ki aynı derecede ki ruhların kaynaşmasıdır.
İnsanın aklına şöyle bir soru da gelebilir: Henüz dünyada yaşamakta olanlar , acaba berzahtakilerle görüşüp konuşmaları mümkün müdür?
ve bazı münasebetleri var mıdır?
Dünyadakilerin Berzah'takilerle görüşme hali iki türlüdür.
Cenab-ı Allah, Resulallah'a(sav) Kuran-ı Kerim'de: Zuhruf suresi (43)- 45. ayetde, "Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerden sor ki, biz Rahman'dan başka ibadet olunacak ilahlar yapmışmıyız?"Diye buyurmaktadır.
Ayrıca Hz. Peygamber(sav) Miraç gecesinde,uyanık halde iken diğer peygamberlerin ruhlarıyla Beytü'l Makdis'de(Kudüs'teki Mescid-i Aksa'da)
bir araya gelmiştir.Daha sonra da semâvat aleminde onlardan bazıları ile
bir araya gelip konuştuğuna sahih haberler delil olarak gösterilebilir.
Yine HZ.Ömer'den rivayet edilen bir hadisinde Resulallah(sav) Hz. musa (as)ın AllahTealâ'ya dua edip, Hz. Adem((as) ile görüşmeyi dilediğini, Ve yüce Allah'ın henüz hayattayken ve uyanıkken, Adem (as)ı Hz. Musa'ya gösterip konuşturduğunu haber vermiştir...
Peygamberlerden başka, Allah'ın izni ve ikramıyla, bir çok veli kullar da Resulallah(SAV) ve başka diğer velilerle görüştükleri anlatılmıştır.
En son diyeceklerimizden: Sevgili Peygamber'imizin ziyaret adabını öğretirken, kabristana varınca, ölenlere selam verilmesini tenbih etmesi, onların dirilerle münasebette olduğu hâlinin açıklamasıdır..
(devam edilecek inşallah)
Gülsüm Yüksel
- hamdolsun
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 496
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
Re: ÖLÜM VE SONRASI
ölüm...ölüm.... ya sonrasıı....
Su çekildi, göründü sanki zamanın dibi
Korkuyorum, bu akşam kıyamet varmış gibi...
Su çekildi, göründü sanki zamanın dibi
Korkuyorum, bu akşam kıyamet varmış gibi...
- ayyildiz
- Özel Üye
- Mesajlar: 710
- Kayıt: 17 Ağu 2009, 02:00
Re: ÖLÜM VE SONRASI
** “Evet”, kervan has gider **
**
Selamünaleyküm can, iki bin on sene,*
Yirmi sekiz Ağustos. Cumartesi yine.*
**
“Evet”, Oruç on sekiz, Elveda Ramazan,*
“Evet”, alıştık sana, tez geçiyor zaman.*
**
“Evet”, sefa an gibi, ömrü pek kısadır,*
“Evet”, Nur ay gidici, her zeval tasadır.*
**
“Evet”, her kervan göçer, ne aldın sattın say ,*
“Evet”, mevt gafil avlar, bak müflis yattın say.*
**
“Evet”, dünya pek süslü, aldanır ekser nâs,*
“Evet”, mülkü benim der. kaybında çeker yas.*
**
“Evet”, arz keç kez doldu, boşaldı kaç kere,*
“Evet”, bâki kim kalmış, gömülür aç yere.*
**
“Evet”, gül ten solacak, gözlerden fer gider,*
“Evet”, diz tutmaz olur, yaşlanır er gider.*
**
“Evet”, paydos günü var, can alıcı gelir,*
“Evet”, misafr şu ten, kim kalıcı gelir.*
**
“Evet”, yer ve gök farksız, azrail ruh alır,*
“Evet”, diz döv faydasız, bin pişman tûh kalır.*
**
“Evet”, ölüm gecikmez, vaktine sâdık O',*
“Evet”, ibret her ölüm, ders veren nâtık O'.*
**
“Evet”, der Aşık Uslu, Hak aşkına yanık,*
“Evet”. tefekkür eyle, Hak nakşına tanık.*
**
Aşık Uslu 28.08.2010–06:01 Samsun
Zübeyir Güngör Uslu
**
Selamünaleyküm can, iki bin on sene,*
Yirmi sekiz Ağustos. Cumartesi yine.*
**
“Evet”, Oruç on sekiz, Elveda Ramazan,*
“Evet”, alıştık sana, tez geçiyor zaman.*
**
“Evet”, sefa an gibi, ömrü pek kısadır,*
“Evet”, Nur ay gidici, her zeval tasadır.*
**
“Evet”, her kervan göçer, ne aldın sattın say ,*
“Evet”, mevt gafil avlar, bak müflis yattın say.*
**
“Evet”, dünya pek süslü, aldanır ekser nâs,*
“Evet”, mülkü benim der. kaybında çeker yas.*
**
“Evet”, arz keç kez doldu, boşaldı kaç kere,*
“Evet”, bâki kim kalmış, gömülür aç yere.*
**
“Evet”, gül ten solacak, gözlerden fer gider,*
“Evet”, diz tutmaz olur, yaşlanır er gider.*
**
“Evet”, paydos günü var, can alıcı gelir,*
“Evet”, misafr şu ten, kim kalıcı gelir.*
**
“Evet”, yer ve gök farksız, azrail ruh alır,*
“Evet”, diz döv faydasız, bin pişman tûh kalır.*
**
“Evet”, ölüm gecikmez, vaktine sâdık O',*
“Evet”, ibret her ölüm, ders veren nâtık O'.*
**
“Evet”, der Aşık Uslu, Hak aşkına yanık,*
“Evet”. tefekkür eyle, Hak nakşına tanık.*
**
Aşık Uslu 28.08.2010–06:01 Samsun
Zübeyir Güngör Uslu
- meryemnur
- Özel Üye
- Mesajlar: 943
- Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00
Re: ÖLÜM VE SONRASI
Sabaha çıktığında, akşama çıkacağını nefsine fısıldama!
Ölümü durmadan hatırlayarak nefsine öğüt ver. Bütün ilgilerden, sebeplerden kesil; hâlini düzelt!..
Gavsulazam Abdulkadir Geylani (k.s.)
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..
Ahzâb Sûresi, 6
O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..
Ahzâb Sûresi, 6
- HAYY-DOST
- Özel Üye
- Mesajlar: 1856
- Kayıt: 16 May 2009, 02:00
Re: ÖLÜM VE SONRASI
GÜZEL OLMASAYDI ÖLÜM,
ÖLÜRMÜYDÜ PEYGAMBER?
- garani
- Yeni Üye
- Mesajlar: 11
- Kayıt: 21 May 2011, 14:09
Re: ÖLÜM VE SONRASI
ihvani imiş burada söz söyleyen
bir garip geldi buralarda eyleyen
çok yerler görüp gezmişsin
çok erenler görüp eller öpmüşsün
türlü türlü hallere girip sonunda bulmuşsun
erenlerin köşkünde sende bir yer bulmuşsun
kimden aldın bu himmeti ben bunu bilemem
senin girdiğin yerlere ben bu halimle giremem
garaniyem derim nedense kendime
söz geçiremem ben bu bendime
seni buldum ihvani kazımışım gönlüme
çıkartacak varsa buyursun gelsin seyrime..
garani
bir garip geldi buralarda eyleyen
çok yerler görüp gezmişsin
çok erenler görüp eller öpmüşsün
türlü türlü hallere girip sonunda bulmuşsun
erenlerin köşkünde sende bir yer bulmuşsun
kimden aldın bu himmeti ben bunu bilemem
senin girdiğin yerlere ben bu halimle giremem
garaniyem derim nedense kendime
söz geçiremem ben bu bendime
seni buldum ihvani kazımışım gönlüme
çıkartacak varsa buyursun gelsin seyrime..
garani
- garani
- Yeni Üye
- Mesajlar: 11
- Kayıt: 21 May 2011, 14:09
Re: ÖLÜM VE SONRASI
sırrın bedenden çıkması ile ölürmü insan
böylece gerçek mânâyı bulurmuş insan
böylece gerçek mânâyı bulurmuş insan
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12881
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: ÖLÜM VE SONRASI
Bu KâRBÂN BİZ-im..
BiZ VaHYî HaKK BİLiriz
BiZ VeYSî HaYY BULuruz
BiZ VeHBî HUUu OLuruz
BiZ KeSBî KULL YAŞArız!..
BİZ MuhaMMedîyiz HaMD OLsun!..
ZEVK 4787
DELi-DOLu ES-İŞim BoŞ!. Gönül ÇÖLÜmüz VirÂNî
İÇte SÖZsüz-KÖZüm-ÖZüm!. DıŞta BİZBİR-İZ BârÂNî
YÖRÜk YURDunda DoĞmuşum!. HasÂN DAĞın YALIMında
Benden güççük gardaşıma ANAm Der: “ViYSeL GarÂNî!.”
13.02.12 16:21
tktktrstkks..brs..
kim KİM?..
KiMler GELdi-KiMler GEÇti
Bir Güvercinlik NûR-u MîM
Herkes SEVgilisin SEÇti
“BİZ” e EMÎNlik NûR-u MîM…
sen de hoş GELdin garani can…
- garani
- Yeni Üye
- Mesajlar: 11
- Kayıt: 21 May 2011, 14:09
Re: ÖLÜM VE SONRASI
sözlerin hoştun gönlün dolu
sende bulmuşsun hak yolu
hoşnut ettin sen bu kulu
var yürü sende hakkın kulu...
sende bulmuşsun hak yolu
hoşnut ettin sen bu kulu
var yürü sende hakkın kulu...