HUD (A.S)

Peygamberlerimiz hakkında detaylı bilgiler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
dedekorkut1
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 208
Kayıt: 18 Ara 2007, 02:00

HUD (A.S)

Mesaj gönderen dedekorkut1 »

HUD (A.S)

ALPEREN GÜRBÜZER

Nuh tufanından sonra yeryüzü yeniden hayata merhaba dedi. Nuh (a.s)’ın torunlarından Ad, Haramut civarına yerleşip zamanla kendi neslinden gelen evlatları çoğaldığında dedelerine nispetle bunlara Ad kavmi denildi. Yani bu Kavim Nuh (a.s)’ın oğlu Sam’ın torunu olan Ad’dan dolayı böyle anılmıştır. Üstelik bu kavim mensuplarının yerleştikleri şehirler bağ bahçelerle donatılmış, her şey güllük gülistanlık bir halde yaşıyorlardı. Fakat bu bolluk ve bereket onları şükretme noktasına götürmesi gerekirken tam tersi putlara tapmaya ve insanlara işkence verme boyutuna kadar götürmüştü. Bu durumda Allah tarafından Hud (a.s), Ad kavmine peygamber olarak gönderildi.
Hud (a.s) Peygamberlikle şereflenince putları devirmek, küffarı öldürmek ona vazife oldu.
Ad kavmi insanların aynı zamanda heybetli, kuvvetli, bir o kadarda iri cüsseli fizik yapıları vardı.
Malum olduğu üzere Ad kavmi putlara ibadet ederlerdi. Dolayısıyla Hud (a.s), kavmine putları terk etmelerini telkin ederek iman’a davet etti, ama dinlemediler. Hatta çok az iman eden oldu. İman edenler de gizli gizli yaşadılar zaten.
Hud (a.s)’ın davetine icabet etmeyenler, onu öldürmeyi bile düşündüler.
Hud (a.s);
—Siz böyle devam ederseniz, helake uğrarsınız dediyse de, onlar:
—Bize musibet gelmez. Dolayısıyla ne sana, ne de senin Rabbine inanırız. Biz bildiğimiz gibi yaşarız. Hud (a.s) tüm baskılara rağmen merhametini ve sabrını yitirmedi, ama bir noktaya kadar. Zira öyle bir noktaya geldi ki sabrı taştı. Bu durumda Allah’a ellerini açıp kâfirlerin helakini istedi. Malum bu duanın ardından müthiş kuraklık başlar, öyle ki yıllarca yağmur yağmaz oldu. Kuraklığın yedinci senesine gelindiğinde Ad kavmi nihayet Mekke’ye varıp kutsal topraklarda kıtlığın kalkması için duada bulunurlar. Kâbe’de yaptıkları dileklerine karşılık Allah-ü Teala:
— Şu an üç bulut parçası var, ister siyah, ister kırmızı, isterse beyaz seçin, tercih sizin. Bunun üzerine Ad kavmi kırmızıyı seçtiğinde Allah buluta emr eylemesiyle birlikte gökten ateşimsi kasırga esip neye uğradıklarının şaşkınlığı içerisinde kasıp kavruldular. Zira Kırmızı bulut yakıcı rüzgâr demekti, ateş ise yağdıran manasınadır, dolayısıyla her iki unsurda emrin gereğini yapar. Ad kavmi her ne kadar yakıcı rüzgâra karşı bir müddet direnmeye çalıştıysa da Allah’ın azabı onları çoktan helak etmeye yetmişti bile.
Peki ya inananlar! Onlarda Hud (a.s) önderliğinde rüzgâr başlayınca bir araya gelip, tenha bir yere konakladılar. Zaten iman edenler takriben dört bin kişi idiler. Bu arada Hud (a.s):
— Tenha yerin dışına çıkmadığınız müddetçe selamettesiniz deyip arkadaşlarına moral verir de.
Hud (a.s) rüzgârla helak olan Ad kavminin ardından yüz yetmiş yaşına geldiğinde Hakka yürür. Böylece alnındaki o kutlu nur sırasıyla:
— Oğlu Salih’e
— Kali’e,
—Şuru’a
—Evse’ye,
—Ezgu’ya,
—Nahur’a,
—Taruh’a,
—İbrahim’e intikal etmiş olur.
Velhasıl; küfürde inat helak, imanda sebat ferahlıktır. Yakıcı rüzgâr iman etmeyenler için cehennem ateşi, iman edenler için İbrahim-i gül bahçesidir.
Cevapla

“►Peygamberler Tarihi◄” sayfasına dön