Rüzgâr ile ilgili Âyeti Kerimeler

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Rüzgâr ile ilgili Âyeti Kerimeler

Mesaj gönderen Gul »

BİSMİLLAHİRRAHMÂNİRRAHÎM

Fasil : DUA BÖLÜMÜ
Konu : Gök Gürleyince; Rüzgar Esince; Bulut Çıkınca Okunacak Dua
Ravi : Aişe (ra)

HADİS-İ ŞERİF no: 1861


Resim---Resulullah (sav) rüzgar estiği zaman şu duayı okurdu: "Allah`ım, senden bunun hayrını ve bunda olan (menfaatların da) hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum. Bunun şerrinden, bunda olanın şerrinden, bununla gönderilen şeyin şerrinden de sana sığınıyorum."



فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِي أَيَّامٍ نَّحِسَاتٍ لِّنُذِيقَهُمْ عَذَابَ الْخِزْيِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَخْزَى وَهُمْ لَا يُنصَرُونَ

Resim---Fe erselnâ aleyhim rîhan sarsaran fî eyyâmin nahisâtin li nuzîkahum azâbel hizyi fîl hayâtid dunyâ, ve le azâbul âhireti ahzâ ve hum lâ yunsarûn(yunsarûne) : Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez. (Fussillet 41/16)



إِن يَشَأْ يُسْكِنِ الرِّيحَ فَيَظْلَلْنَ رَوَاكِدَ عَلَى ظَهْرِهِ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ

Resim---İn yeşe’ yuskinir rîha fe yazlelne revâkide alâ zahrih(zahrihi), inne fî zâlike le âyâtin li kulli sabbârin şekûr(şekûrin) : O, dilerse rüzgârı durdurur da onlar denizin üstünde durakalırlar. Elbette bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır. (Şûrâ 42/33)


وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا أَنزَلَ اللَّهُ مِنَ السَّمَاء مِن رِّزْقٍ فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَتَصْرِيفِ الرِّيَاحِ آيَاتٌ لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

Resim---Vahtilâfil leyli ven nehâri ve mâ enzelallâhu mines semâi min rızkın fe ahyâ bihil arda ba’de mevtihâ ve tasrîfir rîyâhı âyâtun li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne): Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah’ın gökten rızık (sebebi olarak yağmur) indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgârları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller vardır. (Câsiye 45/5)


فَلَمَّا رَأَوْهُ عَارِضًا مُّسْتَقْبِلَ أَوْدِيَتِهِمْ قَالُوا هَذَا عَارِضٌ مُّمْطِرُنَا بَلْ هُوَ مَا اسْتَعْجَلْتُم بِهِ رِيحٌ فِيهَا عَذَابٌ أَلِيمٌ

Resim---Fe lemmâ reevhu âridan mustakbile evdiyetihim kâlû hâzâ âridun mumtırunâ, bel huve mesta’celtum bih(bihî), rîhun fîhâ azâbun elîm(elîmun) : O azabı vadilerine doğru yayılan bir bulut olarak gördüklerinde, “Bu, bize yağmur getiren bir buluttur” dediler. Hûd, “Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. İçinde elem dolu azabın bulunduğu bir rüzgârdır” dedi. (Ahkâf 46/24)


وَالذَّارِيَاتِ ذَرْوًا

Resim---Vez zâriyâti zerven : Yemîn olsun zâriyât’a (o tozutup savuran rüzgârlara) (Zâriyât 51/1)

1. ve : yemin olsun, andolsun
2. ez zâriyâti : tozu dumana katan, esip savuran rüzgârlar, fırtına
3. zerven : uçuran, savuran, dağıtan


وَفِي عَادٍ إِذْ أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمُ الرِّيحَ الْعَقِيمَ

Resim---Ve fî âdin iz erselnâ aleyhimur rîhal akîm(akîme) :Âd kavminde de ibretler vardır. Hani onların üzerine köklerini kesen rüzgârı göndermiştik. (Zâriyât 51/41)


إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ رِيحًا صَرْصَرًا فِي يَوْمِ نَحْسٍ مُّسْتَمِرٍّ

Resim---İnnâ erselnâ aleyhim rîhan sarsaren fî yevmi nahsin mustemirr(mustemirrin) :Biz onların üstüne, uğursuzluğu sürekli bir günde gürültülü ve dondurucu bir rüzgâr gönderdik. (Kamer 54/19)


إِنَّا أَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ حَاصِبًا إِلَّا آلَ لُوطٍ نَّجَّيْنَاهُم بِسَحَرٍ

Resim---İnnâ erselnâ aleyhim hâsiben illâ âle lût(lûtin), necceynâhum bi sehar(seharin) : Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Yalnız Lut ailesini (bu azabtan ayrı tuttuk;) onları seher vakti kurtardık (Kamer 54/34)

1. innâ : muhakkak ki biz
2. erselnâ : biz gönderdik
3. aleyhim : onların üzerine
4. hâsiben : helâk edici kasırga
5. illâ : hariç
6. âle : ailesi
7. lûtin : Lut
8. necceynâ-hum : ve onları kurtardık
9. bi seharin : seher vakti


وَأَمَّا عَادٌ فَأُهْلِكُوا بِرِيحٍ صَرْصَرٍ عَاتِيَةٍ

Resim---Ve emmâ âdun fe uhlikû bi rîhın sarsarin âtiyeh(âtîyetin) : Âd kavmine gelince, onlar da uğultulu ve dondurucu şiddetli bir rüzgârla helâk edildi. (Hâkka 69/6)
Resim
Cevapla

“Kur'an-ı Kerim” sayfasına dön