DUA'N DUAMIZ'DIR YA RESULALLAH(SAV)

Cevapla
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

DUA'N DUAMIZ'DIR YA RESULALLAH(SAV)

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
“Ben yüzümü, semâları ve yeri dosdoğru yaratan (ALLAH)’a çevirdim, Ben müşriklerden değilim.
Namazım, ibâdetim, hayâtım, memâtım (ölümüm) âlemlerin RABB’i olan ALLAH’a aittir.
O’nun hiçbir ortağı yoktur, Ben bununla emrolundum.
Ve Ben müslümanlardanım.
ALLAH’ım! Mülkün hakîki sâhibi Sensin, Senden başka ilâh yoktur.
Sen RABB’imsin ve Ben Senin kulunum!
Nefsime zulmettim, günâhımı îtiraf ettim, benim bütün günâhlarımı affeyle...
Çünkü, ancak günâhları Sen affedebilirsin.
Ahlâkın en güzelini Bana göster, çünkü onun en güzelini Sen gösterebilirsin.
Ben Senin ibâdetine (kulluğuna) âmâdeyim (hazırım), Senin dinine uymaktayım.
Hayrın tamâmı Senin elindedir.
Şer Sana varamaz. Varlığım Sen'inle ve (sonu da yine) Sana'dır.
Mübâreksin ve yücesin! Senden mağfiret diliyor ve Sana tevbe ediyorum...”
buyurmuştur


Resim

Aşkım Sen Ol ALLAH'ım,

Sensin her zaman yanımda olan, dar zamanlarımda yüreğimin yankılarını duyan...
Sensin karanlıklar ortasında dolunaylar gibi kalbime doğan..
Sen benden cansın, SEN hayâtıma anlamsın..
geceleri buram -buram tüten hıçkırıklarımdan, bütün arayışlarımda, dalgalı bir denizin ortasında çırpınan rûhumda, Sensin gökkubbemin rengârenk gökkuşağı...
Özüm Sensin,Tebessüm ettiğimde Sen benim gülümsemensin..
Sen benim yüreğimsin, beni hakîki seven Sensin..
ellerimin, gözlerimin, yüreğimin mîmârı!
her bir zerremin nakışlarında, sanatından bir emâreyim..
gözlerime Nûrundan ışıklar vermeseydin, şu kâinat tablosunu göremeyecekti
gözlerim.
sevgiyi kalbime ilham etmeseydin, Seni sevmenin güzelliğini, sonsuz âcizliğimle bilemeyecekti yüreğim..
gözlerime ağlamak nimetini vermeseydin, gözyaşının kalbimle olan dostluğundan bî-haber kalacaktı gözlerim..
her gün güneş olup aydınlattın semâları, karanlıkta bırakmadın umutlarımı..

Ey cömertlerin En cömerti!
Rezzak isminle donattın âfâkımı, Settar isminle örttün ayıplarımı,
Tevvâb isminle her defâsında kabul ettin tevbelerimi...
"Yine Gel"!dedin.. tekrar geldim, sana geldim ALLAH'ım!
Vedûd olan Sensin seven sensin,senden başka kimim var ki,kapısına gideyim?
aşkınla kuşat, aşkından mahrum kalmış nâçar yüreğimi..
baharım Sen ol sevgili.!
Hazanda bırakma,yapraklarım dökülüyor..
Gülüstanım sen ol Ey Sevgili!
Ey ellerimden tutanım.!
Sana kavuşmak çıktığım bu sevdâlı yolculukta sarp yokuşları çıkarma karşıma..
ey fukarâ yüreğimin Rahmeti sonsuz Sevgilisi!
Beni sana sürünerek değil, koşarak getir..
uzattım ellerimi, bırakma beni toprağımda Nûrum ol, cennetimde gülüm ol!
Elim sen ol ALLAH'ım!
Kolum kanadım, dilim damağım, tek güvenim dayanağım, sâhibim Sen ol...
Ayım güneşim, Gözyaşım tebessümüm, Sen ol..
Geldim işte kapına, Aşkının fukarâsıyım.
Aşkım sen Ol ALLAH'ım, Aşkım Sen ol!
alıntı
Resim
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

efendimizin dudağına değen her duâ bize şÂFi tecellisidir inşAllahu
edebiyat hocam şöyle demşti İslâm insanın tuvalete nasıl gideceğine bile karışır o İslâm ki her şeyi kuşatmıştır...



Helâya Girerken Okunacak Duâ (sol ayakla girilir):

Okunuşu:
"Bismillâhi Allâhumme inni euzu bike mine'l-hubsi ve'l-hebâisi."
Anlamı: "Allah'ın adıyla, Allahım, her türlü pislikten ve pis olan şeylerden(erkek ve dişi şeytanların şerrinden) sana sığınırım."


(İbni Mace, Teharet: 9)



Helâdan Çıkarken Okunacak Duâ (sağ ayakla çıkılır):

Okunuşu:
"Ğufrâneke, Elhamdulillâhillezi ezhebe ani'l-ezâ ve afani."
Anlamı: "(ALLAHım!) Senin mağfiretini dilerim.Benden ezâ veren şeyleri gideren ve bana âfiyet veren ALLAH'a hamdolsun."

(İbni Mace, taharet:10)


efendim müjdecim kurtarıcım sana uymayan ölçü şu yaşar gibi olduğumuz şey tepemedim ...
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

Su İçtikten Sonra Okunacak Dua:


Okunuşu:
"Elhamdulillahillezi segana azben furaten birahmetihi ve lem yec'alhu milhen ucâcen bizunûbinâ."
Anlamı: "Bize tatlı soğuk su içiren ve günahlarımız sebebiyle onu içilmez tuzlu su yapmayan ALLAH'a hamd olsun."

(Ebu Nuaym)
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

Aksırma Esnasında:

Aksıran kimsenin;
"Elhamdulilllah" "ALLAH'a hamd olsun" demesi, o'nu işiten kimsenin de: "Yerhamukeallah" "ALLAH sana merhâmet etsin" demesi gerekir. Aksıran kişi, yanında "Yerhamuke ALLAH" denildiğini duyunca: "Yehdîna ve yehdîkumullah " " ALLAH bize ve size hidâyet versin". Veya, "Yehdîkumullâhu ve yuslihu balekum" "ALLAH, sizi doğru yola yöneltsin ve işlerinizi düzeltsin" demelidir.

(Buhari, Edep: 125)
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

Gece Uykudan Önce Okunacak Duâ:


Okunuşu:
"Allâhumme bismike, emûtu ve ehya."
Anlamı: "Senin adını anarak ölür ve dirilirim (uyur ve uyanırım) ALLAHım!"

(Buhari, Deavat: 7)
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

Okunuşu: "Elhamdulillâhillezi ehyâna ba'de mâ emâtena ve ileyhi'n- nüşur."
Anlamı: "Bizi öldürdükten sonra dirilten (uyuduktan sonra uyandıran) ALLAH'a hamdolsun. (kıyâmette) O'nun huzurunda toplanılacaktır."

(Buhari: 11/96)
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

Okunuşu: "Allahumme inni euzu bike min en uşrike bike şey'en ve ene a'lemu ve estağfiruke lima la a'lemu inneke ente allamu'l-ğuyubi."
Anlamı: "ALLAHım! Şüphesiz ben bilerek herhangi bir şeyi şirk koşmak (eş ve ortak tanımak) tan sana sığınırım.Bilmeyerek işlemiş olduğum(şirk ve hatalarım) ın senden bağışlanmasını dilerim. Şüphesiz ki bütün gaybları (gizli şeyleri) ancak sen bilirsin."

(et-terğıb ve et-terhib: 1/76)

inşAllahu alem tüm haayy-at tezgahımızda O nun gibi hal giysilerimiz olur O nunla ziynetlenir onu taklid etmenin hisseylemenin zevkeylemenin O na benzemenin şerefine nail oluruz ...

sünnete harfiyen uymak ahiret alfabesini söküp Yarin yanında dillenmektir...
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

Duan Duâmızdır Ya Rasulullah
Duâ z a m a n ı ...!
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1114
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur_umim »




MELEKLERİNTESBİHİ:

Sübhânezil-mülkivel-melekût:"MülkünveMelekûtunsahibiCenâb-ıHakhertürlünoksandanmünezzehtir;onutesbiheyleriz!

Sübhânezil-izzetivel-ceberût:İzzetveCeberutsahibiAllah-uTeâlâHazretleri'ninşânıçokyücedir,hertürlünoksandanmünezzehtir;onutesbihederiz!

Sübhânel-hayyillezîlâyemût:Ölmeyen,dâimâhayatsahibiolan,HayyolanRabbimizitesbiheyleriz!

Sübhânellezîyumîtül-halâikavelâyemût:Kullarınıöldürenama,kendisiebedîolanRabbimizitesbiheyleriz!

Subbûhunkuddûsünrabbül-melâiketiver-rûh:SubbûhveKuddûsAllah-uTeâlâHazretlerimeleklerinveruhunRabbidir.

Subbûhunkuddûsünsübhânerabbinel-a'lâ:Subbûh,Kuddûs,enyüksekRabbimizitesbihederiz!

Sübhânezis-sultânvel-azameh:SaltanatveAzametsahibiAllah'ıtesbihederiz!

Sübhânehûsubhânehûebedenebedâ:Onuebediyyentesbihederiz,onusonsuzakadartesbihederiz!.
Resim
Kullanıcı avatarı
meryemnur
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 943
Kayıt: 20 Şub 2009, 02:00

Mesaj gönderen meryemnur »


*Hz.Peygamber'inDilindenDuaÖrnekleri*


habibi yazdı:


1."Duaibadetintâkendisidir."(EbûDavud)


2."Allah'ım,Sendenhidayetvedoğrulukisterim."(Müslim)



3."Allah'ım,Sendenhidayet,takva,iffetvezenginlikisterim."(Müslim)



4."EykalplerieviripçevirenAllah'ım,kalplerimizitaatineçevir."(Müslim)



5."Allah'ım,banadoğruyuilhametvebeninefsiminşerrindenkoru."(Tirmizî)


6."EykalplerieviripçevirenAllah'ım,kalbimidinininüzerindesabitkıl."(Tirmizî)



7.
"Allah'ım!Sendenyararlıbilgi,hoşrızık,kabuledilmişamelisterim."(İbnMace)



8.
"Allah'ım,benibağışla,banamerhametet,banaafiyetvervebanarızkver."(Müslim)



9.
"Allah'ım,günahlarımıbağışla,banamerhametet,hidayetet,banaafiyetver,rızkver."(Müslim)



10.
"Allah'ım,yaptığımşeylerinşerrindenveyapmadığımşeylerinşerrindenSanasığınırım."(Müslim)



11.
"Zorlubeladan,bedbahtlıktan,kötükaderdenvedüşmanlarınşamatasındanAllah'asığınırım."(Buharî-Müslim)



12.
"Rabbimiz,bizedünyadadaiyilikver,ahirettedeiyilikvervebizicehennemazabındankoru."(Buharî-Müslim)



13.
"Allah'ım,cehennemfitnesindenvecehennemazabından,zenginliğinvefakirliğinşerrindenSanasığınırım."(EbûDavud)



14.
"Allah'ım,açlıktanSanasığınırım;o,nekötübirarkadaştır.HainliktenSanasığınırım;o,nekötübirsırdaştır."(EbûDavud)



15.
"Allah'ım,nimetinineldençıkmasından,afiyetinintersdönmesinden,ansızınazabınauğramaktanvehertürlügazabındanSanasığınırım."(Müslim)



16.
"Allah'ımkalbimiaydınlıkkıl,lisanımı,kulağımı,gözümü,ardımı,önümü,üstümü,altımıaydınlıkeyle.Allah'ım,nurumubüyüt."(Buharî-Müslim)



17.
"EyHayveKayyumolan!SadeceSendenyardımisterim;Hayatımıdüzelt,gözümüaçıpkapayıncayakadarbilebeninefsimlebaşbaşabırakma."(Hakim)



18.
"Allah'ım,Sendensevgini,SenisevenlerinsevgisinivebeniSeninsevgineulaştıracakameliisterim.Allah'ım,Seninsevginibananefsimden,ailemdenvesoğuksudandahasevimlieyle."(Tirmizî)



19.
"Allah'ım,acizlikten,tembellikten,korkaklıktan,ihtiyarlıktanvecimriliktenSanasığınırım.KabirazabındanSanasığınırım.HayatınveölümünfitnesindenSanasığınırım."(Müslim)



20.
"Allah'ım;bütünhamdlerSanadır.Senbenionunlagiydirdin.O,elbiseninhayrınıveonuniçinyapılanınhayrınıSendenisterim.OnunveonuniçinyapılanınşerrindenSanasığınırım."(Tirmizî)



21.
"Allah'ım,Sendenrahmetiniicapettirenşeyleri,mağfiretinigerektirenşeyleri,bütüngünahlardanesenkalmayı,bütüniyilikleriganimetolarakkazanmayı,cennetenailolmayıvecehennemdenkurtulmayıisterim."(Müslim)



22.
"Allah'ım,işimikoruyandinimiıslahet,geçimimisağlayandünyamııslahet,dönüpvaracağımyerolanahiretimiıslahet.Hayatıherhayrıartırmamavesileeyle,ölümübütünkötülüklerdenkurtulmamaçareeyle."(Müslim)



23.
"Allah'ınadıyla,Allah'atevekkülediyorum.Allah'ım!sapıtmakvesaptırılmaktan,alçalmakvealçaltılmaktan,zulmetmekvezulmedilmekten,bilgisizliktenvebilgisizbırakılmaktanSanasığınırım."(Tirmizî)



24.
"BütünhamdlerOAllah'akiO,banayeter,banaacır;yinebütünövgülerO'naki,O,benidoyururvesuvarır.Banaihsandabulunup,beni-insanların-enfaziletli(si)kılanAllah'ahamdolsun.Sendenbeniateştenkorumanıdiliyorum."(EbûDavud)



25.
"Allah'ım,Sanateslimoldum,Sanaimanettim,Sanatevekkülettim,Sanadöndüm,SeniniçindavaettimveSanabaşvurdum.Öncedenyaptıklarımıvesonrayabıraktıklarımı,açıkyaptıklarımıvegizliyaptıklarımıbağışla.İleriyegötürenvegeriyebırakanSensin.Sendenbaşkaİlahyoktur."(Buharî-Müslim)



26.
"Allah'ım,acizlikten,tembellikten,cimrilikten,ihtiyarlıktanvekabirazabındanSanasığınırım.Allah'ım,nefsimetakvasınıverveonutemizle.OnueniyitemizleyecekolanSensin.OnunsahibivemevlâsıSensin.Allah'ım,faydasızilimden,korkmayankalpten,doymayannefistenvekabulolunmayanduadanSanasığınırım."(Müslim)



27.
"Allah'ım!dünyadaveahiretteSendenesenlikisterim;Allah'ım,dinim,dünyam,ailemvemalımkonusundaSendenafveesenlikisterim.Allah'ım,ayıplarımıört.Korkularımdanbeniemineyle.Önümde,ardımda,sağımda,solumda,üstümdeolanlardanbenikoru.AltımdakilerdendeSeninazametinesığınırım."(EbûDavud)



28.
"Allah'ım,hatamıvecahilliğimi,işimdeaşırılığımıvebendeniyibildiğinşeylerimibağışla.Allah'ım,ciddimiveşakamıbağışla,hataenvekastenyaptıklarımıbağışla.Bütünbunlarbendevardır.Allah'ım,yapıpileriyegönderdiğimveyapmayıpgeriyebıraktığım;açıkladığımvegizlediğimşeylerimivebendendahaiyibildiğinşeylerimibağışla.İleriyesürenvegeriyebırakanSensin.Senherşeyekadirsin."(Buharî-Müslim)



29.
"Allah'ım,SenbenimRabbimsin,Sendenbaşkailahyoktur.BeniSenyarattın,Ben,Seninkulunum,gücümyettiğinceSeninahdinvevaadinüzereyim;işledikleriminşerrindenSanasığınır,üzerimdekinimetleriniSanaikrameder,günahımıdaitirafederim,bundanötürübenimağfireteyle.Sendengayrıkimseciklergünahlarıbağışlayamaz."(Buharî)



30.
"Allah'ım,bütünhamdlerSanadır.Sen,yerin,göğünveonlardaolanlarınnurusun.HamdyineSanadır.ÇünküSenyeringöğünvebunlardaolanınyeganeidareedenisin.VegenebütünövgülerSanaaittir.KiSen,Hak'sın,va'din,sözün,Seninlekarşılaşmak,cennetvecehennem,peygamberlerin,Muhammed(sav)'inkıyametsaati,bütünbunlarhaktır.Allah'ım,Sanateslimoldum,Sanainandım,Sanatevekkülettim,Sanayöneldim,tevbeettim,seninuğrunamücadeleettim,senihakemedindim.Gelmişgelecek,gizliveaçıkbütüngünahlarımıbağışla.Sen,benimilahımsın.Sendenbaşkailahyoktur.ŞanıyüceolanAllah'ıngüçvekuvvetinindışındagüçvekuvvetyoktur."(Buharî-Müslim)



31.
"Gökleriveyeriyaratan,görünenvegörünmeyenibilen,herşeyinRabbi,melikivesahibiolanAllah'ım!Sendenbaşkailaholmadığınaşahidim.Nefsiminkötülüğünden,şeytanveortaklarınınşerrindenSanasığınırım.NefsimebirkötülüğüngelmesindenveyaMüslümanlarakarşıbirsuçişlemeyeonuitmesindengeneAllah'asığınırım."(Tirmizî)


بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

O Peygamber, inananlara kendi canlarından daha yakındır..…

Ahzâb Sûresi, 6
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

Allah(c.c) Hazretleri cümlemizi Habibi Ekrem Muhammed Mustafa(s.a.v.) hürmetine bütün dünyadaki insanların dualarını alan kullarından eylesin.Dualarınızda bütün Muhammed ümmeti dedinmi, okuduklarımız hepimize gidiyor.Melekler mahşerde yanına gelir:"Ben bundan hoşnudum,Sen de hoşnut ol Ya Rabbi" der Erenler, veliler biz...im için nasıl çalışmış? Muhammed Mustafa(s.a.v) Ümmetim girmesse Ben cenneti neyleyeyim,demedi mi? ALLAH'ın üzerimizdeki lütfu ihsanı hep O'nun yalvarmalarının bereketidir. (GönenliMehmetEfendi)
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

E f e n d i m i z i n Fatıma anamıza öğrettiği dua

Ya HAYYUU Ya Kayyuumm Birahmetike esteğisu la tekilni ila nefsi tarfete aynin ve aslıh li şe'ni kullih.

manası:Ey hayyu Kayyum olan ALLAHım bütün işlerimi düzeltmeni göz açıp kapayıncaya kadar dahi nefsimin eline bırakmamanı rahmetine sığınarak senden isterim.

EngüzelDualar
Ali eren-çileyayınları
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

EFENDİMİZ(s.a.v)'in Dua Günlüğü

Prof. Dr. Abdulhakim Yüce


--------------------------------------------------------------------------------
Kulun yaratıcısı karşısında takındığı tavra, yani O'nun karşısındaki duruşuna ubudiyet denir. Kur’ân buna tesbih, hamd ve secde gibi isimler vermektedir. (Ra'd, 13/13, İsra, 17/44, Nur, 24/41) Bunlar, duanın çeşitleridir. Hatta namaz ibadetini karşılamak üzere kullanılan salât tabirinin anlamı da duadır.(1) Her güzel özellikte olduğu gibi ibâdet ve dua burcunun zirvesindeki Zat (s.a.s.)’ın ifadesiyle ibadetin özü duadır.(2) Diğer bir deyişle, bütün ibadetlerin irca edileceği öz, duadır.


Aciz, fakir, muhtaç ve kendine yetmediğinin şuurunda olan kulun, tazarru, tezellül ve alçak gönüllülük içinde, Rahmeti Sonsuz'a yönelip, hâlini arz etmesinin ayrı bir unvanı sayılan dua, kulun RABBi'ne karşı iman, güven ve itimadının bir gereğidir.


Dua sadece bir şeyler istemek demek değildir. Bizi yaratan ve yaşatan Sonsuz Kudret’in sahibi önünde, kendi aczimizi ve hiçliğimizi anlamak, kendi kendimize yeterli olmadığımızı bilmektir. Bizi en iyi bilen RABB'imizin huzurunda iç dünyamızı şerhetmektir.


Dua, dudaktaki sesler ve kelimeler değil, kalpteki iniltiler ile ruhtaki sızılardır.

"Rabbinize yalvara yakara gizlice dua edin, muhakkak ki ALLAH, haddi aşanları sevmez. O'na korkarak ve umarak dua edin."

(A'raf, 7/55–56).

Ve dua insanın değer ölçüsüdür:

"De ki, eğer duanız olmasaydı Rabb'im size değer verir miydi?"

(Furkan, 25/77).

Günümüzde, sadece beş vakit namazın veya belli bir kısım ibadetlerin sonuna sıkıştırılarak küçültülen dua, gerçekte hayatın ve hayat ötesinin en büyük lâzımıdır. Aslında yaşadığımız hayat, baştan sona duadan ibarettir. Dua, Rıza-i İlâhî’nin ve cennet yurdunun anahtarıdır. Yine dua, kuldan RABB'e yükselen kulluk nişanı, Rab’den kula inen rahmet simgesidir.(3) Daha doğrusu o, ALLAH’la kul arasındaki münasebetin tam odak noktasıdır. Dua, imkân âlemi ile lâhut âlemini birleştiren ulvî bir miraçtır. Onun için de en makbul dua mü’minin miracı olan secdede yapılan duadır.(4) Ayrıca dua ve tevekkül hayra meyletmeye büyük bir kuvvet verdiği gibi, istiğfar ve tevbe dahi şerre meyletmenin önünü keser, tecavüzünü kırar.


Rahmet elinin üzerimizde dolaşması, dua sayesindedir. Yani dua, gazabın da paratoneridir. Beşer imkânının tükendiği noktada dua şuuru başlar. Aslında, ona başlangıç ve bitiş noktası tesbit etmek de imkânsızdır. Çünkü insanın duadan müstağni olacak bir anı bulunmamaktadır. O hâlde kul, kendisinden tecellileriyle bir an dûr olmayan Rabb’ine, duadan bir ân dûr olmamalıdır.

Kula bakan yönüyle dua, istemektir. Ne var ki, çoğu zaman istenilecek şeyi isteme şeklini bilemez de, istemede sû-i edepte bulunur. Daha açık bir ifade ile O’nun mutlak iradesini, kendi cüz’î iradesinin -haşa- uydusu olarak görmek ister. Şüphesiz bu tavır ve niyetle yapılan dualar, ALLAH’la kul arasında râbıta olmaktan uzaktır.


Her konuda olduğu gibi bu hususta da ona en büyük yardımcı Kur’ân-ı Kerim ve Hadîs-i şeriflerdir. Çünkü bize istemeyi veren Zât, nasıl isteyeceğimizi de öğretmiştir. Kendisine en güzel ve en müessir dualar öğretilen kul ise şüphesiz ALLAH Resulü (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ)’dır. Dua mecmualarına bakıldığında, duada dahi O’na ulaşmanın mümkün olmadığı görülmektedir.(5) Öyle ise O’nun nasıl dua ettiğine bakılmalıdır.


Bundan sonraki satırlarda Efendimizin bir günlük dualarından seçmelerde bulunacağız. Daha geniş dua hazineleri ile karşılaşmak, duanın adabı, çeşitleri, icabet saatleri, büyük şahsiyetlerin duaları, duanın fizik ve metafizik dünyaya nasıl bir tesirinin olduğu vb. birçok konuyu öğrenmek için dua mecmualarına müracaat edilmelidir.

---------------------------------------------------------------

Sabah olunca O şu duayı okurdu:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَصْبَحْتُ أُشْهِدُكَ وَأُشْهِدُ حَمَلَةَ عَرْشِكَ وَمَلَائِكَتَكَ وَجَمِيعَ خَلْقِكَ أَنَّكَ أَنْتَ اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُكَ وَرَسُولُكَ

“ALLAH’ım! Ben, şunu ikrar ederek sabahladım: Seni, arşının hamelelerini, meleklerini ve bütün mahlûkatı şahit tutuyorum ki, Sen kendisinden başka ilâh olmayan ALLAH’sın ve Muhammed Senin kulun ve resûlündür.”(6)*Efendimiz, bütün varlığı, özellikle ALLAH’a en yakın olan melekleri ve varlığa nezaret eden sekene-i semavatı kendisine şahit tutmakta ve Cenâb-ı HAKK’a arz edeceği hamdini, onların soluklarına katıp öyle arz etmektedir.

Efendimizin bu tavrından şu anlaşılıyor: Büyüklerin kapıları çalınırken, evvela tokmağa dokunacak bir el aranmalıdır. O’nun içindir ki Hz. Ömer (r.a.), Medine’de kıtlık olunca, Hz. Abbas (r.a.)’ı elinden tutup bir tepeye çıkarmış, o elleri havaya kaldırarak dua etmiş ve şöyle yalvarmıştı:

“ALLAH’ım! Şu Sana kalkan eller, Sen’in Habibinin amcasının elleridir. Bu el hürmetine yağmur ver!” Ve daha el aşağıya inmeden yağmur yağmaya başlamıştı.” (7)

Bu bir Ömer (r.a.) ferasetidir ve dersini, Efendimizin duasına ve yakarışlarına meleklerin soluklarını katmasından almıştır.

ALLAH Rasûlü’nün sabah yaptığı dualar arasında şu da vardır:

“Ey semâvât ve yeri yaratan, gayb ve şahâdet âlemini bilen, celâl ve ikram sahibi ALLAH’ım! Sana şu dünya hayatında bağlılığımı ilân ediyor ve Sen’i buna şahit tutuyorum, Sen şahit olarak yetersin.” (8)*

Bu duada Esma-i İlahî’den ‘Fâtır’ isminin kullanılması anlamlıdır. Sanki şöyle denilmektedir:

“Gökleri ve yeri fıtrata göre yaratan, onları fıtrat kanunlarına açık hâle getiren Sensin. Bu fıtrat kanunları içinde, tıbbın, fiziğin, kimyanın, astrofiziğin, astronominin kendilerine göre kanunları vardır. Sanki her sabah bu kanunlar yenileniyor ve varlığa açık hale geliyorlar. Bunlara, bu düzeni ve bu temiz çehreyi veren Sensin!”


Elbise Giyerken ve Yemek Yerken

Biz’ dâhil bizim zannettiğimiz her şeyin gerçek sahibi şüphesiz ALLAH’tır. O’nun yardım ve ‘atâ’sı olmadan hiçbir şey kazanmamız mümkün olmayacağı gibi ne nefes alabilir, ne yemek yiyebilir, ne de yürüyebiliriz. Fakat nedense insan ‘benim ve O’nun’ der ALLAH’ın mülküne ortak olmak ister ve “Ben kazandım, ben elde ettim, ben başardım, şu benim…” diyerek büyük bir gurur, gaflet ve bazen şirk içine düşer. İşte insanlığı böyle bir tehlikeden kurtarmak isteyen Hz. Peygamber (s.a.s.), her nimet karşısında ona uygun bir şekilde dua eder ve tevhidi her çeşidiyle tonlu bir şekilde vurgulardı. Mesela güzel bir elbise giyerken veya yemek yerken şu dualarına şahit olunmaktadır:

الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي كَسَانِي هَذَا الثَّوْبَ وَرَزَقَنِيهِ مِنْ غَيْرِ حَوْلٍ مِنِّي وَلَا قُوَّةٍ

"O ALLAH'a hamdolsun ki, benden herhangi bir havl ve kuvvet olmaksızın bu elbiseyi bana giydirdi ve (bunu) bana rızık olarak verdi." (9)*



Yemek Duası

Yemek duası üç kelime ile özetlenebilir: Zikir, fikir, şükür. Yani yemek yemeğe başlamadan "bismillah" der; yemek esnasında kendisine bu nimetleri veren Rezzak-ı Kerimin nimet ve fazlını tefekkür eder, yemekten sonra da şu duayı okur:

الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَطْعَمَنَا وَسَقَانَا وَجَعَلَنَا مُسْلِمِينَ

"Bizi nimetleriyle yediren, içiren ve bizi Müslüman kılan Allah'a hamd olsun*
."(10)


Ezandan Sonra

Ezan, günde beş defa okunan ve içeriği İslâm’ın temellerini anlatan; bütün Müslüman topluluklarda aynı cümlelerle okunan adeta semavî bir sofraya yapılan İlahî bir davettir. Bu çağrıyı bize talim eden Kâinatın Efendisi’dir. Öbür tarafta elimizden tutacak da O’dur. Bu noktaya vurgu yapan ve ezandan sonra okunacak şu duayı da yine O bize talim etmiştir:

اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ آتِ مُحَمَّدًا الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ وَابْعَثْهُ مَقَامًا مَحْمُودًا الَّذِي وَعَدْتَهُ

“Ey bu kâmil davetin ve kılınacak namazın rabbi olan Allah’ım! Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’e Vesile’yi ve Fazilet’i lütfet ve O’nu kendisine vadettiğin Makam-ı Mahmud’a ulaştır.*”
(11)

Eve Girerken / Çıkarken

Ev hayatının insan için çok önemli bir yeri vardır. Hayatımızın büyük bir kısmı evde geçmektedir. Sadece ihtiyaç nispetinde dışarı çıkar ve sonra tekrar oraya döneriz. Ev halkının yanı sıra, melekler, diğer ruhanîler, gözle gördüğümüz veya göremediğimiz birçok varlık bu mekânı bizimle paylaşır. Ev dinlenme yeri, eğitim yuvası ve mahremiyetler ocağıdır. Orada olup biten şeylerin hep iyilik ve güzellik kuşağında olması bütün toplum hatta insanlık için hayatî öneme sahiptir. Öyle ise her işimizde olduğu gibi eve girerken de RABB'imize sığınmalı ve O’na dayanmalıyız. Efendimiz (s.a.s.) eve girip çıkarken bu muhtevayı taşıyan dualar okurdu. İki tanesini vermekle yetiniyoruz:


Eve girerken:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ الْمَوْلَجِ وَخَيْرَ الْمَخْرَجِ بِسْمِ اللَّهِ وَلَجْنَا وَبِسْمِ اللَّهِ خَرَجْنَا وَعَلَى اللَّهِ رَبِّنَا تَوَكَّلْنَا ثُمَّ لِيُسَلِّمْ عَلَى أَهْلِهِ

“ALLAH’ım! Her giriş ve çıkışımda senden hayır diliyorum. ALLAH'ın adıyla evimize girer, ALLAH'ın adıyla çıkarız ve sadece RABB'imize dayanıp güveniriz. Sonra da ev halkına selam versin*" (12)

Evden çıkarken:

بِسْمِ اللَّهِ تَوَكَّلْتُ عَلَى اللَّهِ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ

"ALLAH'ın adını anarak (evimden çıkıyorum) ben, ALLAH'a dayanıp tevekkül ettim. (Her türlü bela, musibet ve olumsuzluklardan uzaklaşmak; hayır ve güzelliklere nail olmak ancak Yüce ve azamet sahibi) ALLAH’ın havl ve kuvvetiyledir.*
"(13)


Helâya Girerken

Helâ, banyo, hamam vb. yerler necaset ve pis kokuların bulunduğu mekânlardır. Eskiye nazaran günümüzde temizlik malzemeleri daha çok gelişmiş olmasına rağmen bu mekânların evin diğer yerleri kadar temiz tutulmaları mümkün görünmemektedir. En azından psikolojik açıdan yeterince temiz olmadıkları duygusu hep hâkimdir. Ve insanlara psikolojik açıdan zarar veren, başta cinler olmak üzere, şer ruhlar bu tür yerlerde daha çok bulunurlar, buralar onların hâkimiyet sahasıdır. Hatta bazılarının gıdası necis şeylerdir ve pis kokulardan hoşlanırlar.
İşte bu yerlere girerken zarar görmeden çıkabilmek için Efendimiz (s.a.s.) şu duaları okur ve ümmetine talim buyururdu:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ الْخُبُثِ وَالْخَبَائِثِ

“Allah’ım! Her türlü pislikten ve pis olan şeylerden (bütün şeytanların şerrinden) sana sığınırım.*" (14)

Helâdan çıkarken ise şu duayı okurdu:

الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَذْهَبَ عَنِّي الْأَذَى وَعَافَانِي

“Benden eziyeti gideren ve afiyet ihsan eden ALLAH’a hamdolsun.*” (
15)


Yola Çıkarken

Ne kadar konforlu olursa olsun, her yolculuk beraberinde bazı sıkıntılar taşımaktadır. Her ayrılık acıdır, ister evdeki kediden olsun ister canandan… Ayrıca yolculuklar sürprizlere gebedir, yabancı diyarlarda ne ile karşılaşacağımızı bilemeyiz, gidip dönmemek de var… Geride kalanlar için de ayrılık her zaman acıdır. Hele yolculuğa çıkan evin reisi baba veya temel direği anne ya da evin ciğerpareleri evlatlar ise… Bu ve benzeri durumlardan ötürü her yolculuk bir dua vaktidir. Onun için Efendimiz (s.a.s.) yola çıkmadan dua ettiği gibi, yolculuk boyunca veya oraya vardıktan sonra ya da nahoş bir durumla karşılaşınca, hatta bir yüksekliğe çıktığında veya indiğinde çeşitli dualar etmiştir. Biz sadece yolculuğa çıkmadan yaptığı dualardan birini kaydetmek istiyoruz: “Üç defa ‘elhamdülillah’, üç defa ‘Allahu ekber’ der sonra şu dua ayetini okur:

َ سُبْحَانَ الَّذِي سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنِينَ وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنْقَلِبُون

“Bu (vasıtayı) bizim hizmetimize veren ALLAH’ın şanı yücedir, yoksa biz buna takat getiremez, güç yetiremezdik. Biz elbette RABB'imize dönmekteyiz.”

(Zuhruf, 43/13–14)

اللَّهُمَّ أَنْتَ الصَّاحِبُ فِي السَّفَرِ وَالْخَلِيفَةُ فِي الْأَهْلِ اللَّهُمَّ ازْوِ لَنَا الْأَرْضَ وَهَوِّنْ عَلَيْنَا السَّفَرَ

“ALLAH'ın adıyla. Allah’ım! Yolculukta arkadaş, ailede vekil Sensin. ALLAH’ım! Bu seferimizde Senden birr u takva ve razı olduğun ameller istiyoruz. ALLAH’ım! Bu yolculuğun uzaklığını bize yaklaştır ve onu kolaylaştır.*” (16)



Aksırma / Hapşırma Esnasında

Tabiatımız icabı karşılaştığımız olaylardan biri de hapşırmadır. Yalnızken veya başkasının yanında, ya da başkası bizim yanımızda böyle bir durumla karşılaşabilir ve kaçınılmaz olarak sesli olduğundan etraftakiler duyar. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu durumda hapşıranın nasıl dua edeceğini ve yanındakilerin ona nasıl mukabelede bulunacağını uygulamalı bir şekilde göstermiş, bu şekilde davranmayanları da ikaz etmiştir. Dua ve cevabı kısaca şu şekildedir:
Aksıran kimsenin; ‘Elhamdulilllah’ "ALLAH'a hamd olsun" demesi, onu işiten kimsenin de: ‘Yerhamukellah’ "ALLAH sana merhamet etsin" demesi gerekir. Aksıran kişi, kendisine ‘Yerhamukeallah’ denildiğini duyunca: ‘yehdiyekumullah ve yüslihu balekum’ "Allah bize ve size hidayet versin" veya "Yehdikumullahu ve yuslihu balekum" "ALLAH, size hidayet etsin ve işlerinizi düzeltsin" demelidir.(17)*

Namazdan Sonra / Tesbihât

Duanın kabule en yakın olduğu zaman dilimlerinin ilk sıralarında, farz namazların hemen arkasında yer alan vakit yer almaktadır. Zira kişi dinin direği olan namazla günahlarından arınmış, secdeleriyle RABB'ine en yakın yere ulaşmış, duygu yüklü bir ruh atmosferine girmiş ve henüz günah işlemeye fırsat bulamamıştır. Bu durumu elbette iyi değerlendirmek gerekir. Yapılacak en güzel şey, değer ölçümüz olan duaya sarılmak ve evrensel koroya katılıp Rabbimizi tesbih etmektir. İşte ilk dönemlerden günümüze kadar uygulanan namaz tesbihâtı, tesbih, hamd, tekbir, salâvat, esma-i hüsna gibi dua ve zikrin değişik şekil ve unsurlarının yanında, başlı başına bağımsız bir dua kısmını da ihtiva etmesiyle yapılacak bu en güzel işin tanzim edilmiş şeklidir. Tesbihat genelde bilindiği ve konuyla ilgili mecmualar tertip edildiği için fazla teferruata girmek istemiyoruz

Akşam Olduğunda

Güneş doğarken, sabahın ilk vakitlerini değişik dualarla taçlandıran ALLAH Resulü, güneş batarken ve ortalığa karanlık çökerken de dua ederdi. Adetâ bu dualar O’nun gündüzünün ve gecesinin kandilleri olurdu. Ve O, kandilleri yakmayı hiç ihmal etmezdi. Ezcümle şöyle derdi:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَصْبَحْتُ أُشْهِدُكَ وَأُشْهِدُ حَمَلَةَ عَرْشِكَ وَمَلَائِكَتَكَ وَجَمِيعَ خَلْقِكَ أَنَّكَ أَنْتَ اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنْتَ وَأَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُكَ وَرَسُولُكَ

“ALLAH’ım! Sen’den başka ilah olmadığına, birliğine ve şerikin olmadığına ve Muhammed’in Sen’in kulun ve Rasulün olduğuna, Sen’i, hamele-i arşını, meleklerini ve bütün mahlukâtını şahit tutarak akşamladım.*” (18)



Uykudan Önce

Uyku ölümün küçük kardeşidir.(19) İnsan uykuya girerken bu şuur içinde girmelidir. Zira bu göz kapayış, onun için dünyaya ait bir son olabilir. Öyle ise yatağa gafletle değil, uyanık bir şuur ve dikkatle girmelidir.
ALLAH Resulü (s.a.s.) yatağa girmeden evvel çoğu zaman şunları okurdu: Bakara sûresinin baş kısmı ve son üç âyeti (amenerrasulü)(20), Âyet’el-Kürsî(21), Yâsîn sûresi(22), Secde sûresi(23) ve Mülk sûresi.(24) Ardından üçer defa olmak üzere İhlas ve Muavvizeteyn sûrelerini ve bir defa da Kâfirûn sûresini okur(25); sonra da ellerini birleştirerek avucuna üfürür ve ellerini vücudunun ulaşabildiği her noktaya sürerdi.(26) Başka dualar da okuduğu hadis kitaplarında rivayet edilmektedir.
Yatağına girdikten sonra da 33 defa ‘Sübhanallah’, 33 defa ‘Elhamdülillah’ ve 33 (bir rivayette 34) defa ‘Allahu ekber’ der ardından da birçok dua okurlardı.(27) Bu dualardan birisi de şudur:

اَللَّهُمَّ أَسْلَمْتُ وَجْهِي إِلَيْكَ وَفَوَّضْتُ أَمْرِي إِلَيْكَ وَأَلْجَأْتُ ظَهْرِي إِلَيْكَ رَغْبَةً وَرَهْبَةً إِلَيْكَ لَا مَلْجَأَ وَلَا مَنْجَا مِنْكَ إِلَّا إِلَيْكَ اللَّهُمَّ آمَنْتُ بِكِتَابِكَ الَّذِي أَنْزَلْتَ وَبِنَبِيِّكَ الَّذِي أَرْسَلْتَ

"Yüzümü Sana çeviriyor ve işlerimi Sana havale ediyorum. Hem korkarak hem de ümit ederek sırtımı Sana dayıyorum. Senden ancak yine Sana sığınılır, başka sığınak yoktur. ALLAH’ım! İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin Nebî’ye îmân ettim.”* (28)



Gece ve Seher Vakti

Dua, hemen her yer, zaman ve pozisyonda yapılabilir. Ancak Kur’ân ve hadiste, seher vakitlerinde dua ve istiğfarda bulunulması tavsiye ve teşvik edilmiştir. Cennet ehli ve öte dünya nimetlerine nail olanlar anlatılırken bu durum, özellikle hatırlatılmıştır.

"Sabredenleri, doğru olanları, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranları, ALLAH için (mallarını) harcayanları ve seherlerde istiğfar edenleri (ALLAH görmektedir)"

(Al-i İmran, 3/17)

"(Cennetlikler) geceleri pek az uyurlardı. Seherlerde istiğfar ederlerdi."

(Zariyat, 51/17–18)


Seherlerin dua için tercih edilmeleri bazı sebeplere dayanmaktadır. Sükûnet ve müsbet duygu yoğunluğunun yanı sıra, o saatlerde RABB'in dünya semasına nüzûl buyurması ve her gece var olan icabet saati, tercih edici faktörlerin başında gelmektedir. Gecenin belli bir saatinden sonra, uyku ve rahatını terk edip namaz kılan, Kur’ân okuyan ve günahlarına gözyaşı döken mü'minin kalbi yumuşamış ve dua fırsatını yakalamıştır. Nitekim Rahmet nebisi,

"Kalbiniz merhametle yumuşadığı zaman dua etme fırsatını kaçırmayın. Çünkü kalp yumuşaklığı ALLAH'ın rahmetindendir" (29)



Zaten insana düşen, İlahî rahmet ve merhamete davetiye çıkarmak, rahmet kapısını çalmak, yani dua etmektir. Şems-i Tebrizî (645/1247) şöyle diyor:

"Rahmet deryası daima coşmak, dalgalanmak ister. Bunu yapacak olan da senin yalvarman, ağlayıp feryad etmendir. Senin gamının bulutları gelmeyince İlahî marifetin deryası dalgalanmaz, coşup köpürmez." (30)

İşte gece ibadetini takip eden seher vakti, böyle bir fırsatın doğduğu an, yani rahmet kapısını çalmanın tam zamanıdır.


Peygamber Efendimiz teheccüd namazı için kalkışını şu duâ ile süslerdi:

اللَّهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ قَيِّمُ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَكَ الْحَمْدُ أَنْتَ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ

“ALLAH’ım! Sana hamdolsun. Sen semâları, yeri ve içindekileri ayakta tutan ‘Kayyûm’sun. Sana hamdolsun. Sen semâların, yerin ve içindekilerin hakiki sahibi olan Melik’sin. Sana hamdolsun, Sen semâların, yerin ve içindekilerin Nûrusun….” *(
31)

Geceleri, gıyaplarında, ashabına dua etmeyi de ihmal etmezdi. Gıyabında başkası için yapılan dua kişiye günahsız dille dua etme şeklinde nitelendirilmiştir. Günah işleyen kimseye gıyabında dua edilirse, o kimse günahsız bir dille dua etmiş olur. Çünkü dua eden, işlenen günahtan sorumlu değildir. Ebû Said el-Hudrî (r.a.),

"Bir gün, akşamdan sabah fecir doğuncaya kadar Rasûlullah (s.a.s.)'ın gece ibadetini gözledim. "ALLAH'ım! Osman b. Affan... Ben ondan razıyım." diye dua ettiğini gördüm," diyor.(32) Enes b. Malik de geceleri birbirlerine şöyle dua ettiklerini söyler:

"ALLAH size iyi kişilerin namazını ihsan etsin. Onlar ki, gece ibadet eder, gündüz oruç tutar ve günah işlemezler." (33)



Sonuç

Bu kısımda Peygamber Efendimiz (s.a.s.) in günün her saatine yayılan ve bazen sayıları yüzleri aşan tevbe ve istiğfarlarından söz etmek istiyoruz. Bilindiği gibi -eğer varsa- O’nun gelmiş geçmiş bütün günahları affedilmişti (Fetih, 48/2). Buna rağmen gün içinde sık sık tevbe istiğfar eder ve

“Allah’ım! Bana mağfiret ve merhamet et, şüphesiz Sen merhametlilerin en merhametlisisin”

derdi.
Konuyla ilgili bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:

“Gerçek şu ki, bazen kalbime bulanıklık çöküyor. Ve şüphesiz ki ben, Allah'a günde yüz defa istiğfar ederim." (34)

Bu hadis-i şerif şu şekilde yorumlanmıştır:

1. Efendimiz (s.a.s.) manevî derecelerinde devamlı yükselmekteydi; bir makamdan daha üst makamlara yükseldikçe, evvelki makamdan ötürü istiğfar ederdi.

2. Kul ubudiyet makamlarından hangisinde bulunursa bulunsun, onun bu hali, Allah'ın kibriya ve celaliyle karşılaştırıldığında yeterli değildir. İşte Cenab-ı Hakk’ın Efendimize hitaben "Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur ve hem kendi günahların hem de mümin erkek ve mümin kadınların günahları için istiğfar et!" (Muhammed, 47/19) buyurmasındaki sır da budur. Zira Efendimizin makamları ne kadar yüksek olsa da, kendisine devamlı olarak daha yüksek makamlar gösterilmekte ve O, önceki makamların Allah’a karşı lâyık bir kulluk makamı olmadığını anlayarak devamlı istiğfar etmekteydi.
Efendimizin bu durumu bizleri tevbe ve istiğfara teşvik etmenin yanında O’nun müstesna konumuna uygun bir şekilde yorumlanması gerekir.




DİPNOTLAR
1. Cürcanî, Ta'rifat, Tesbih md.
2. Tirmizî, Daavat, 1.
3. Deylemî, el-Firdevs, II, 224.
4. Müslim, Salat, 215; Nesaî, Mevakit, 35.
5. F. Gülen, Sosuz Nur, II, 252.
6. Ebû Davud, Edep, 101; Tirmizî, Daavat, 79.
7. Kenzu’l-Ummal, XIII, 504.
8. Müsned, I, 412.
9. Ebu Davud, L;bas, 11.
10. Ebû Davud, At'ime:15.
11. Buharî, Ezân, 8.
12. Ebû Davud, Edeb, 112.
13. Tirmizî, Daavat, 34.
14. İbn Mace, Taharet, 9.
15. İbn Mace, Taharet, 10.
16. Müslim, Hacc, 425; Tirmizî, Daavat, 41.
17. Buharî, Edep, 125.
18. Ebû Davud, Edep, 101.
19. Ebû Nuaym Hilye, VII, 90.
20. Darimî, Fezailu’l-Kur’an, 14.
21. Tirmizî, Fezailu’l-Kur’an, 2.
22. Mecmau’z-Zevaid, VII, 97.
23. Tirmizî, Fezailu’l-Kur’an, 8.
24. Tirmizî, Fezailu’l-Kur’an, 8.
25. Ebû Davud, Edep, 108; Tirmizî, Daavat, 22.
26. Tirmizî, Daavat, 21.
27. Buharî, Daavat, 11; Müslim, Zikir, 80.
28. Buharî, Daavat, 6–7; Tirmizî, Daavat, 16.
29. Aclûnî, Keşfu'l- Hafa, I, 149; Ayrıca bkz. Sühreverdî, Avarifu'l- Maarif, 22. bab, s. 224.
30. Şems-i Tebrizî, Makalat, I, 351:
31. Buharî, Teheccüd, 1; Müsned, I, 358.
32. Ebû Ca'fer Ahmet et- Taberî, er-Riyadu'n- Nedire fi Menakibi'l- Aşere, III, 29.
33. Ebû Nuaym, Hilye, II, 34.
34. Müslim, Zikir: 41; Ebû Davud, Vitr: 26.




dua konusunu araştryordum dedim Muhammedinur'umda açayım böyle bir konu baktım hayy dostumuz açmış hayy dedim ALLAH'ım biz ne kadar bağlı ve biriz hamdolsun ...

nur talebesi bi abi sahabeyle bizim farkımızı anlatıyordu bi örnek bu kadar muhteşem olablirdi sanırım sözlerde geçiyor
dediki
sahabenin imanının s ı z ı n t ı s ı şiddetli takvadır varın bizim sızıntıları düşünün kendi kendime teşbihte hata olur amma demekki onların çürüğü bile her türlü hastalığa şifadır

dua ve onu rivayet edenlere böylece merak salmış oldum mümkün olduğunca duaların kaynağına gitmeyi duayı rivayet edenin halleirnide öğrenmeye çalışıyorum O nun ve Onların duası bi bAŞKa...
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

Hz. Peygamber'in Yaşam Biçiminin Bir Parçası Olarak Dua

Şüphesiz ki ALLAH'ın en yakını olan Hz. Peygamber'in dua etme biçimi ve duaları, ALLAH'la kurulacak bu irtibatta yol göstericilik vasfını yüklenen en önemli örneklerdir. İmam Nesâî'nin, Hz. Peygamber'in dualarını topladığı Amelu'l-yevm ve'l-leyle isimli eseri de bu alanda yazılmış müstesna kitaplardan biri olarak görülmektedir. İmam Nesâî'nin müstakil bir eser olarak kaleme aldığı düşünülen bu kitabının Naim Erdoğan tarafından yapılan Türkçe'ye çevirisi Efendimiz'in Dilinden Dualar ve Zikirler başlığıyla yayınlanmıştır.

İmam Nesâî'nin eseri incelendiğinde görülecek olan en önemli husus Hz. Peygamber'in, hayatının her anını duayla doldurmak suretiyle hayatının her anına ehemmiyet kazandırmaya çalışmasıdır. Bir peygamber olmasının ötesinde Allah'ın Sevgilisi olma vasfına da sahip olan Hz. Peygamber, Nesâî'nin kitabından da tespit edilebileceği gibi adeta hayatının her anında Allah'la olan irtibatını sağlam tutmaya çalışmış ve bunu da duaları ve zikirleri günlük yaşantısındaki her işine ulaştırana kadar sürdürmüştür. En basit işler, durumlar ve olaylar karşısında bile Allah'a şükretme ve O'nu zikretme görevini yerine getiren Hz. Peygamber, aynı zamanda bu tavrıyla her zemin ve şartta nasıl dua edileceğine dair bir rehberlik görevini de yerine getirmiştir.

İmam Nesâî'nin bu eseri Hz. Peygamber'in dualarını ve zikirlerini kapsamanın yanında yaşantısıyla ilgili çeşitli hususiyetlere dair de bilgiler sunmaktadır. Sabah uyanmasından akşam yatmasına kadarki günlük bütün işlerinde hatta rüyalarında nasıl dua ettiğine dair bilgilerin toplandığı kitap, Hz. Peygamber'in hayatının her anında, yaşadığı her olay karşısında nasıl bir tavır takındığını da gözler önüne sermektedir. Kitabın bu açıdan, Hz. Peygamber'in günlük yaşantısını da içine alan ve O'nu daha yakından tanımaya da imkan veren bir muhtevaya sahip olduğu görülmektedir.

İmam Nesâî’nin bu önemli yapıtının arka planını ise Hz. Peygamber’in hadisleri oluşturmaktadır. Bu açıdan eser, yalnızca Efendimiz’in dualarını kapsayan bir kitap olmasının ötesinde geniş çaplı bir hadis derlemesi olma özelliğini de taşımaktadır.
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

1. fe in : bundan sonra, eğer
2. tevellev : yüz çevirirler, dönerler
3. fe kul : o zaman de (ki)
4. hasbîye allâhu : Allah bana yeter (kâfidir)
5. lâ ilâhe : ilâh yoktur
6. illâ huve : ondan başka
7. aleyhi : ona
8. tevekkeltu : tevekkül ettim (güvendim)
9. ve huve : ve O
10. rabbu el arşi el azîmi : azîm (büyük) arşın Rabbidir



فَإِن تَوَلَّوْاْ فَقُلْ حَسْبِيَ اللّهُ لا إِلَهَ إِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ

'' Fe in tevellev fe kul hasbîyallâh(hasbîyallâhu), lâ ilâhe illâ hûv(hûve), aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm(azîmi).:Bundan sonra eğer onlar dönerlerse, o zaman onlara şöyle de: “Bana, Allah yeter (kâfidir), O'ndan başka ilâh yoktur. Ben, Allah'a tevekkül ettim (güvendim). Ve O, azîm arşın Rabbidir.''



Hasbiyallahü la ilahe illa hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbül arşil azim... tövbe /129
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

DUA: Kulun kendini yaratana vasıtasız arzu ve dertlerini açıklamasıdır.
Herşey ALLAH’da hazır ve nazırdır.
ALLAH olmasa hiçbir şey yoktur.
Kâinatda herşey O’ndan fakat herşey O değil.
ALLAH’a hitapda “Siz” diyemezsin.
“Sen” diye hitap edersin.
“Sen” de TEK’lik vardır.
Herşey ALLAH’da hazır ve nazır olduğuna göre O’ndan uzakta ve O’nun dışında değilsin. En iyisi istememektir.
Halinden, arzundan, düşüncenden haberi yokmuş gibi...
En büyük dua budur.


Dr. Münir Deman (k.s.)
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Mesaj gönderen hamdolsun »

ALLAH'ım içimizdeki siyahları beyaza çevir.
Gökyüzümüzü çoğalt, haykırabildiğimiz dağları arttır.
Zamânı bereketi ile yaşayabilen, gündelik telaşlardan kalbini koruyabilen kullarından eyle bizi.
Kalbimizin coğrafyasını istilâlardan koru.
Cevapla

“Peygamber Efendimiz (S.A.V)” sayfasına dön