HUDUD-da HAMD..

Cevapla
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

HUDUD-da HAMD..

Mesaj gönderen gullale »

Resim

HuDuD-da HaMD..

Resim
El-hamdu li'llâhi rabbi'l-âlemîn
Er-rahmâni'r-rahîm
Mâliki yevmi'd-dîn
İyyâke na'budu ve iyyâke nesta'în
İhdina's-sırâta'l-mustakîm
Sırâtallezîne en'amte 'aleyhim
Gayri'l-mağdûbi 'aleyhim vele'd-dâllîn
Âmîn...


Kurân-ı Kerîm Fâtiha sûresi ile başlamakta... Bu sûrenin Kurân-ı Kerîm'in tümünü hâvi olduğu Hz.Ali tarafından belirtilmiştir. Münir DERMAN doktorumuz da Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimizin "hamd"i öğretmek için geldiğini belirtmekte. Mubârek isimleri; MuhaMMeD - MahMuD - AhMeD sıralaması da "hamd" kökenli isimlerdir. Çokça hamdeden, hamdedilmiş, hamdetti anlamlarında kullanılan bu isimler "hamd"in aşamalarını anlatmakta AKILlara, seviyelerince...

AKLımızın varacağı nihâî ucta, en had ucta Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz var. O UCa varışı öğretmek bizi o UCa taşımak için görevlendirildiğini anlıyorum. AKIL o UCa Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimizin ağzından RABBi'l-Âlemîn'in sesi gibi OKUnan Kurân-ı Kerîm ve "O nutkundan konuşmaz" âyeti ile Hadis-i Şerifler ma'rifetiyle ben'i BEN'e en yakın UCa taşıyan olduğunu anlıyorum. O ağacın altında sana biat edenlerin ellerinin üzerinde ALLAH'ın ELi vardır ayeti ile Kurân-ı Kerîm'i ve Hadisi Şerif'leri İZleyen, OKUyan ve ÂNlayanlar Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimize biat etmişlerdir ve ellerinin üzerinde ALLAH'ın ELi vardır. Hudûdun nihâyetine o biat ile ulaşacaklar ve AKILları NAKİLle BİR olup Râsihûnlar olarak "HAMD"i yaşayacaklardır...


إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَوْفَى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا


İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh(yubâyiûnallâhe), yedullâhi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsih(nefsihî), ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecren azîmâ(azîmen).Sana bi'at edenler (İslâm uğrunda ölünceye kadar savaşmak üzere sana söz verenler), gerçekte ALLAH'a bi'at etmektedirler. ALLAH'ın eli, onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, kendi aleyhine bozmuş olur. Ve kim ALLAH'a verdiği sözü tutarsa ALLAH ona büyük bir mükâfât verecektir.
(Fetih 48/10)


هُوَ الَّذِيَ أَنزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ آيَاتٌ مُّحْكَمَاتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتَابِ وَأُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌ فَأَمَّا الَّذِينَ في قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَاء الْفِتْنَةِ وَابْتِغَاء تَأْوِيلِهِ وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلاَّ اللّهُ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ آمَنَّا بِهِ كُلٌّ مِّنْ عِندِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الألْبَابِ


Huvellezî enzele aleyke'l-kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummu'l-kitâbi ve uharu muteşâbihât(muteşâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeyğun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtiğâe'l fitneti vebtiğâe te’vîlih(te’vîlihi), ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ve'r-râsihûne fî'l-ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulû'l-elbâb(elbâbi).İlâhî kelâmın özü olan açık ve kesin hükümlü mesajlar ile müteşâbihleri kapsayan bu ilâhî kelâmı sana bahşeden O'dur. Kalpleri hakîkatten sapmaya meyilli olanlar, sırf kafaları karıştır(acak şeyler bul)mak için ve ona (keyfi) anlamlar yüklemek amacıyla ilâhî kelâmın müteşâbih olarak ifâde edilen kısmına uyarlar; oysa ALLAH'tan başka kimse onun kesin anlamını bilemez. Bu yüzden bilgide derinleşenler şöyle derler: "Biz ona inanırız: (ilahi kelamın) tümü RABBimizdendir; derin kavrayış sâhipleri dışında kimse bundan ders almasa da."
(Âl-i İmran 3/7)

HAMDi yaşayanlarsa artık MÂLİKin ALLAHu Teâlâ olduğunu idrak etmiş, her türlü sâhiblikten arınmış, durulmuş, soyunmuş olarak "hiç"lik noktasında VAR-YOK ARAsında, GEL-GİT ARAsında CEZB-HAREKE ARAsında DON-YAN ARAsında(Kâbe Kavseyn SIRRına vâkıf olan AKL) Fâtihâlarını OKUmuş, fetholmuş ve fethetmiş olarak "hamd" etmiş ABD ARAsına katışmış, MÜLKsüz EN'AMa erişmişlerdir... Sonu ise ÂMÎÎÎNNN... EMİNliği olmuştur...
ALLÂHu a'lem!
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: HUDUD-da HAMD..

Mesaj gönderen gullale »

ResimHADD-HUDUD, YAKINlık ve UZAKlık söz konusu olduğunda bilinen ifâdelerdir. Yakın olan HADD'dedir. UZAKlık bu NOKTAdan öte olan mesâfedir. Sidretu'l-Muntehâ HADD'de kadem oluştur. AYNAdaki sen ile senin burun buruna OLuşun gibi...
Âdem ve zevci CeNNet'te iken
HADDe YAKINdılar. Elestu Bi-RABBikum'da kâlû Belâ'da YAKINdık... Ne zaman ki ŞeCERReye Yaklaştık Şeytan'ın nasîhatına UYduk, UZAKlaştık...
Burada
YAKIN iken UZAK'a indirilmemiz, bizi acaba Yaklaştırmış mıdır? Uzaklaştırmış mıdır?
Çoğu zaman İNSAN
YAKINındakini farketmez... Gözünün UCunu göremez... FARKedemez. Uzağa çekilmek gerekir, ARAya mesâfe koymak gerekir GÖZümüze girsin diye. En YAKINımızdakinin kıymetini bilememekte böyledir. Ve en acıtanı ARAmızda iken ÂNlayamadığımız, ALLAH Dostlarının bizden UZAK'a gittiklerinde, Âhirete irtihal ettiklerinde ÂNlıyor oluşumuzdur. Nicelerinin taşıdıkları cevher, hazîne ebede yürüyüşlerinden sonra ÂNlaşılabilmiştir. Bu konuda Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimizin Vedâ Hutbesinde belirttiği husus tesbit edicidir:

"Ashâbım!

Yarın RABBınıza kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur.
"

Buradan İnsanoğlunun yaratılışı gereği sâhibolduğu bir özellik görünmektedir. İnsan YAKINındakini değil UZAK'ındakini FARKedebilendir. Bunun hikmetini tam olarak anlayamamama rağmen, durumun bu olduğunu görmek mümkün.

Bu da bana, Âdem ve zevcinin Şeytan marifeti ile neden
UZAK'a reddolunduklarını gösteriyor.

ResimŞimdi;
"YAKINın UZAKlığından UZAKlığın YAKINlığı için HAYYata, ÛLÂ'ya SALLan, GÖZden BAKış, ÖZe akış FETHini vesîle buyuran RABBimize HAMD OLa!" diyorum...

MuhaMMedî MuhaBBetlerimle...
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: HUDUD-da HAMD..

Mesaj gönderen gullale »

Resim

Gözümde özleyiş, gönlümde acı
Alnımda sevdânın sıcak izi var
Bana benden yakın, benden yabancı
İçimde dolaşan, gezen biri var

Ne kapımı çalan garip postacı
Ne beni bekleyen, özleyen bir yâr
Bana benden yakın, benden yabancı
İçimde dolaşan, gezen biri var


Beste: Selâhaddin İnal
Güfte: Şemsi Belli
Resim
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön