Merdiven- Ahmet HAŞİM

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Sufican
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 163
Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00

Merdiven- Ahmet HAŞİM

Mesaj gönderen Sufican »

MERDİVEN

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...


Ahmet Haşim
Kullanıcı avatarı
derunilale
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 268
Kayıt: 27 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen derunilale »

çok sevdiğim bir şiirdir..sağolasın..emeğine sağlık..
Hayat fani, ölüm ani..
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/kjkjkjkop4.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Sufican
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 163
Kayıt: 14 Şub 2007, 02:00

Mesaj gönderen Sufican »

derunilale yazdı:çok sevdiğim bir şiirdir..sağolasın..emeğine sağlık..
Hayat fani, ölüm ani..
Yorumun için teşekkürler....Eyvalllah kardeş...
Kullanıcı avatarı
zahidzenderun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1026
Kayıt: 04 Tem 2007, 02:00

Hayâldi

Mesaj gönderen zahidzenderun »

O BEYAZ BİR KUŞTU


O, beyaz bir kuştu, uzun kanatlı;
Ardında ışıktan bir iz bıraktı.
Yek gibi dağları aştı bir atlı,
Arada bir engin deniz bıraktı.

Uzaktan gelirken derin akisler,
Kapadı geçtiğim yolları sisler.
Tutuştu içimde birikmiş hisler;
Gönlümü o kadar temiz bıraktı.

O, beyaz bir kuştu ak kanatlıydı;
Yel gibi dağları aşan atlıydı;
Hayâldi, hayâlden bile tatlıydı;
Ne ışık bıraktı, ne iz bıraktı.


ORHAN SEYFİ ORHON
Derviş na murad olacak.
Allah vesilelerle kendisine yaklaştırır.
Na murad olacak..
Bildiğini terk edecek.

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/istikametbt9tw2.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Selamün Aleyküm

Mesaj gönderen Hakan »

Hay Allah razı olsun. Rasulullah sav. in gönül hirasındaki güvercinlerinden olmayı Allah cc bize nasip eylesin. Çok güzel şiirler.
Kullanıcı avatarı
hamdolsun
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 496
Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00

Re: Merdiven- Ahmet HAŞİM

Mesaj gönderen hamdolsun »

Kuddusi Babam diyor ya usandımmm usandım usandım usanılmaz mı be o bizim ata sporumuz o hakkımız yok ama ne yaptın neye usandın bahçeye sen gül ekdinde bitmedimi öz nefsim

hocam-kulihvanim essmek susmaktan iyiidr diyorr adı yok rüzgarları esiyor bu da bir ad olmadı mı gemi kırıldı tahtaya tutundun tahta kırıldı kendine sarıldın yüzeydin ya diyor


tutunamayanlar söylevler
Ne zaman kımıldanmaya niyet etsek incir ağacının kaygan dalları ya ayaklarımızın altından kayıyor yada gevrek dalları taşımıyor bizi. Yinede hoş görüyoruz.

Dal incire göredir. Yemişini yiyemediği ağacı kurutan beddua bize göre değil (Markos ve Matta) İncile göredir.


SÖYLEV - IV

başak tarlalarının ortasında başları avuçlarının arasında adamlar gördüm. gökten her inenin rahmet olmadığını sapı samanı taneyi birbirine karıştıran çekirge sürüleri öğretti. Şimdi sapın samanın tanenin birlikte kaynadığı kazanların başında çocuklar çenelerinin evrim geçirmesini bekliyor.


geviş getir. ağustos sıcağında ziyaret gibi giyinmiş kadınların, bez bağladığı ağaçlar artık kurudu. Kurudu diyorsam kurutuldu dualarımız, dua diyorsam bu yalnızca benimle Allah arasında değil.

gitmenin öyküsü asvalltan çok önce başlar,köyden kente, içinden dışına kendinden ötekine. bu gitme aslına bakarsan bir terketme. kent diyorsam dudaklarınızda ki tiksinmeden sözediyorum. içinden dışına diyorsam annesinden kızına, öteki diyorsam berikiyim bunu bil.


şimdi size yeni bir göç teklif ediyorum. ulvi birşeyden sözediyorum. tohumu çatlatan, büyüten, esirgeyen şölenine dön.

tutunamayanlar
Kımıldanış


Sırtımızı hiçbir duvara yaslamadık bu yüzden adımlarımız çelimsiz bu yüzden bu ayak izlerinin sahibi yalnızca biz, zaman şahit, tarih şahit ve şahitlere bilmem bu kaç bininci şahitlik duvarları karıncalar kemirdi yaslananlar için mezar taşları yaslananlar için bütün duvarlar birer lahit…

Bu ayak izleri bu kımıldanış:

İyi birşeyler için ve kötülüğe karşı bireysel iteatsizlik için; iyinin ve kötünün tabiatları itibariyle kolay anlaşılırlığı ve daha önemlisi hissedilebilirliğinden ötürü tarifini yapmadan ve sistemleştirip taciz etmeden ama ana hatlarıyla, yönteminde hedefinde daha genel ifadeyle ilk ucundan son ucuna yalnızca kendini kabul edip, bunun dışındakileri zıtlık fikriyle dahi her ne şekilde olursa olsun meşrulaştırıp karşıdaki olarak eşitlemeden, gücümüzün yettiği ölçüde gayret etmek.


İyilikten karşılık beklenmez ama biliyoruz ki sonu huzurdur. Bu noktada size vaat ettiğimiz tek şey huzur. Bunun dışında vaat ettiğimiz hiçbirşey yok.

TUFAN

Tufan sonrası sular çekilmedi hala, seyirde dümensiz gemi
Varacak ne ada ne kara ne bir hudut, indir yelkeni

Hava berrak su serin, derin karanlığı parçalıyor tepede ay
Güvertede ictima var dizil, köpekten itibaren say


Şahit olmuş, korkmuş, ürpermiş, gemi direğinde güvercinler
Bu gece matemli melekler peygamberler cinler


Haşerat kemirsin tekneyi, eyvah güverte boydan boya kan
Yokolan hayvan değil, bütün varlığa sebep insan

Çekil su, yarıl gizleyen toprak , bizi arzın ta merkezine indir
Artık avuçlarımız bir parça kan, yüzümüz hepten kir

Nuh yalvardı, kalmasın yeryüzünde ne kötü ne de kötülük
Fidan ikenmi sakladın içinde fitneyi, ey sedir kütük

Borazan, yedi kısa bir uzun, gırtlağı kesilmiş böğüren aygır
İmdat isteyen, gözler kör ağızlar dilsiz kulaklar sağır


Azap gelmeden korkut dedin, korkudan yüzümüz çil çil
Ey nuh bitsin artık bu tufan ya öl ya diril



Merhamet


ben babil, bu karmaşanın dilsizi.
halsiz düştüm medeniyetin göğe doğru uzanan
görkemli betonlarına rağmen,
tavanı alçalan evin duvar dibine.
biraz merhamet et,
merhamet et,
acıyan taraflarıma,
sessizliğime,
kimsesizliğime...

milli marşı kemanla bestelenmiş bir ulusun çocukları gibi,
neremize dokunsanız sızılı,
bütün hislerimiz öksüz,
zihinlerimiz hangi tarafına dönse felç,
kim salıverdi üzerimize bu köpekleri?
büyüyen beyinlerine dar gelen kafa tası,
koparttıkları zincirlerinde kalmış tasması,
hepsi delirmiş,
hepsi aç.

adam
avuçlarını aç,
merhamet dilen,
merhamet dilen ey kadın,
toplumun vicdanını dilenciler ayakta tutuyor.
sutunlarıyla kubbeleriyle
zilzal
Bismillah!!
bütün bir ulusun vicdanı çöküyor.


Şehre her gelişimde yağmurlu gelişimde karanlık gelişimde gördüklerim şehir terkedilmiş kalanlar kuru kafa tasları vebalı kadınlar hadımlar.
Süleyman bir duvar ör bize büyük bir duvar, ağlama duvarında yoksul olmayan her Yahudi bir mülk edindi, Enkazımızda kırılmamış birkaç biriket ve asfaltın altında balçık, duvarı ör çık yurtlarında kimliksiz yurtsuz bu nesil için ağlayacak var.
Şah damarını ne zaman kestiler bu neslin, bu debeleniş hayra değil, ışık oyunları gözlerini kamaştıran iç aydınlanma değil, elini tuttuğun sevgili asla değil; eşya. İnsan alına bilir satılabilir, din sadece bir luzum, sanat suyunun suyu, sanatçı kuru bir kuyu…. Bu vehim tablo ancak görenler için.

Bir canlının ellerini kollarını keserseniz yinede yaşaya bilir, bacaklarını keserseniz yine yaşaya bilir, iç organlarından böbreklerini çiğerlerini, bağırsaklarını çıkartıp ardından pansuman yapsanız uzun ömürlü olmasa bile yinede yaşaya bilir, ancak bir canlının kafasını kalbinden yahu kalbini kafasından ayırırsanız, o artık canlı olmayacaktır. Bir toplumun kafası, aklı ; fikirleri ve fikircileri dir, kalbi, ruhu; kültür sanat ve ahlakıdır.



"Rûh-i Gusül"...diyor ..."Hayatta sadece tutunanlar düşer..." diyorda diyor öyle bir essskii harften huruftan zandan vehimden kurtar beni !
Cevapla

“Türk Edebiyatı Klasikleri” sayfasına dön