TASAVVUFÎ HADİSLER
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
TASAVVUFÎ HADİSLER
TASAVVUFÎ HADİSLER
Necmeddin, ŞEKER, (1998).
Kayseri: Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Doktora Tezi). 72650..
(İlk Dönem Sufilerinde Hadis Yorumu.eserinden alınmıştır.)
1-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Âlimler nebilerin varisleridir.” buyurmuştur.
(Buhârî. İlim. 10: Ebu Davûd. İlim. 1: İbn. Mâce. Mukaddime. 17; Darimî. Mukaddime. 32; Aclunî kütüb-i sitte imamlarının Ebu Derda’dan rivayet ettiklerini belirtir. Ayrıca îbn. Hibban ve Hâkm’in sahih savdıklarını Kattanî nin de “Hasen” kabul ettiğini söyler. Bkz. Aclunî, II/64)
2-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Bir kula dünyada zühd ve az konuşma ihsan edildiğini gördüğünüz zaman ona yaklaşınız. Çünkü ona hikmet verilmiştir.” buyurmuştur.
(İbn. Mâce. Zühd. 1: Ebu Nuaym. Hilye. 10/405)
3-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Kırk gün süreyle Allah Teâlâ’ya ihlâsla amel edenin hikmet pınarları kalbinden lisanına akar.” buyurmuştur.
(İbn. Cevzi, Mevzuat. III/144. 145: Aliyu’l Kâri. 315; Aclûnî. 11/224; Sehavî 620-21; Ebu Nuaym, Hilye. V/189)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
4-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Her ayetin hem zahirî hem de bâtını vardır?” buyurmuştur.
(Buhârî, Fezailu’l Kur’an, 5, 27, Tevhid. 53; Müslim, Müsafırun, 270; Tirmîzî, Kur’an, 9; Ebu Davûd. Vitr, 22; Nesaî, İftitah. 37; İbn Hanbel, Müsned, V/16. 41)
5- “Muhacir Allah’ın nehyettiği şeylerden uzaklaşan kimsedir.”
(Buharî, İman, 4-5; Ebu Davûd, Cihad, 2; Nesaî, İman, 8, 9, 11)
6-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Seyahat ediniz, Sıhhat bulunuz.” buyurmuştur.
(İbn Hanbel, Müsned, II/380)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Her ayetin hem zahirî hem de bâtını vardır?” buyurmuştur.
(Buhârî, Fezailu’l Kur’an, 5, 27, Tevhid. 53; Müslim, Müsafırun, 270; Tirmîzî, Kur’an, 9; Ebu Davûd. Vitr, 22; Nesaî, İftitah. 37; İbn Hanbel, Müsned, V/16. 41)
5- “Muhacir Allah’ın nehyettiği şeylerden uzaklaşan kimsedir.”
(Buharî, İman, 4-5; Ebu Davûd, Cihad, 2; Nesaî, İman, 8, 9, 11)
6-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Seyahat ediniz, Sıhhat bulunuz.” buyurmuştur.
(İbn Hanbel, Müsned, II/380)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
7-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Müminin kalbi Rahmanın iki parmağıarasındadır ” buyurmuştur.
(İbn. Hanbel, Müsned,. 11/173. IV/419)
8-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cesette bir et parçası vardır. O iyi olursa bütün ceset iyi olur, o bozulursa bütün ceset bozulur. Dikkat edin o kalbdir!”
(Buhârî, îman. 39; Müslim. Mûsakat. 107)
9-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İçinde köpek veya resim bulunan eve melekler girmez.” buyurmuştur.
(Ebu Davûd. Taharet. 89. Libas. 129: Nesaî. Taharet. 167. Hayl. 11: Darımî. İsti’zam. 34: İbn. Hanbel, Müsned, 1/80. 83. 107. 139)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Müminin kalbi Rahmanın iki parmağıarasındadır ” buyurmuştur.
(İbn. Hanbel, Müsned,. 11/173. IV/419)
8-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cesette bir et parçası vardır. O iyi olursa bütün ceset iyi olur, o bozulursa bütün ceset bozulur. Dikkat edin o kalbdir!”
(Buhârî, îman. 39; Müslim. Mûsakat. 107)
9-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İçinde köpek veya resim bulunan eve melekler girmez.” buyurmuştur.
(Ebu Davûd. Taharet. 89. Libas. 129: Nesaî. Taharet. 167. Hayl. 11: Darımî. İsti’zam. 34: İbn. Hanbel, Müsned, 1/80. 83. 107. 139)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
10-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Eğer insanlar tek başına sefere çıkanın durumu konusunda benim bildiklerimi bilselerdi hiçbir kimse gece tek başına sefere çıkmazdı” buyurmuştur.
(Ebu Cemre El Ezdî, Behçetun Nüfus. III/144)
11-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Senden sana sığınırım” buyurmuştur.
(Müslim, Salât. 222; Ebu Davûd. Talak. 148. Vitr. 5; Tirmîzî, Daavat. 112; Nesaî, Taharet. 119, Sehv.89; İbn. Mâce, Dua, 3; İbn. Hanbel, Müsned, 1/96. 118. 150. VI/58. 201)
12-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi; kadın, güzel koku, namaz” buyurmuştur.
(Nesaî, Aşretü’n- Nisa. 1; İbn. Hanbel, Müsned, III/128. 199. 285)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Eğer insanlar tek başına sefere çıkanın durumu konusunda benim bildiklerimi bilselerdi hiçbir kimse gece tek başına sefere çıkmazdı” buyurmuştur.
(Ebu Cemre El Ezdî, Behçetun Nüfus. III/144)
11-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Senden sana sığınırım” buyurmuştur.
(Müslim, Salât. 222; Ebu Davûd. Talak. 148. Vitr. 5; Tirmîzî, Daavat. 112; Nesaî, Taharet. 119, Sehv.89; İbn. Mâce, Dua, 3; İbn. Hanbel, Müsned, 1/96. 118. 150. VI/58. 201)
12-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi; kadın, güzel koku, namaz” buyurmuştur.
(Nesaî, Aşretü’n- Nisa. 1; İbn. Hanbel, Müsned, III/128. 199. 285)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
13-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İnsanlar nasıl ölmüşlerse öyle ba’s olunacaklardır (dirileceklerdir.)” buyurmuştur.
(İbn Hanbel, Müsned, I/215)
14-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ben, gizli bir hazine idim bilinmek istedim ve beni tanısınlar diye mahlûkatı yarattım.” buyurmuştur.
(Aclûnî. 2/132; Aliyu’l- Kari. 273)
15-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Nefsini bilen Rabbini bilir” buyurmuştur.
(Aclûnî. 2/262; Aliyu’l Kari, 352: Sağanî, 35,36; Sehavî, 198)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “İnsanlar nasıl ölmüşlerse öyle ba’s olunacaklardır (dirileceklerdir.)” buyurmuştur.
(İbn Hanbel, Müsned, I/215)
14-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ben, gizli bir hazine idim bilinmek istedim ve beni tanısınlar diye mahlûkatı yarattım.” buyurmuştur.
(Aclûnî. 2/132; Aliyu’l- Kari. 273)
15-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Nefsini bilen Rabbini bilir” buyurmuştur.
(Aclûnî. 2/262; Aliyu’l Kari, 352: Sağanî, 35,36; Sehavî, 198)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
16-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Her kim benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse ben ona harp açarım. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşmamıştır. Kulum bana devamlı nafile ibadetleri ile yaklaşır. Bunun sonucunda ben onu severim. Bir kere onu sevdim mi ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Eğer benden bir şey isterse onu veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korurum.” buyurmuştur.
(Buhârî. Rekaik, 38; İbn. Mâce. Fiten. 16.38)
17-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim. Allah’ım! Hüseyini seveni sen de sev. Hüseyin torunlardan bir torundur.” buyurmuştur.
(Tirmizî (3777); Ahmed(4/172); İbni Mâce(142); Buharî Edebü’l- Müfred(364); Zehebî Siyeri A’lam (3/283); İbni Abdilberr el İstiab (3/627); Kenzu’l- Ummal(7/107); İbni Hacer el İsâbe(3/630); İbni Kesir el Bidaye(8/336); Şeblenci Nurul Ebsar(s.139); Hayatu’s- Sahabe (3/347); el Ciylani Fadlullahi’s- Samed (1/459); Heytemi Es Savaiku’l- Muhrika(s.420)
18-19
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ insanı kendi suretinde yaratmıştır.” buyurmuştur.
(Buhârî. İsti’zan. 1; Müslim. Birr. 115. Cennet. 28; İbn Hanbel, Müsned, II/244 -251)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Allah Teâlâ Âdemi kendi suretinde yarattı” buyurmuştur.
(Buhârî.. İsti’zan. 1; Müslim. Birr. 110. Cennet. 28; İbn. Hanbel, Müsned, II/244. 251. 315. 323. 434. 463. 519)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Her kim benim veli kullarımdan birisine düşmanlık ederse ben ona harp açarım. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yaklaşmamıştır. Kulum bana devamlı nafile ibadetleri ile yaklaşır. Bunun sonucunda ben onu severim. Bir kere onu sevdim mi ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Eğer benden bir şey isterse onu veririm. Bana sığınırsa muhakkak onu korurum.” buyurmuştur.
(Buhârî. Rekaik, 38; İbn. Mâce. Fiten. 16.38)
17-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim. Allah’ım! Hüseyini seveni sen de sev. Hüseyin torunlardan bir torundur.” buyurmuştur.
(Tirmizî (3777); Ahmed(4/172); İbni Mâce(142); Buharî Edebü’l- Müfred(364); Zehebî Siyeri A’lam (3/283); İbni Abdilberr el İstiab (3/627); Kenzu’l- Ummal(7/107); İbni Hacer el İsâbe(3/630); İbni Kesir el Bidaye(8/336); Şeblenci Nurul Ebsar(s.139); Hayatu’s- Sahabe (3/347); el Ciylani Fadlullahi’s- Samed (1/459); Heytemi Es Savaiku’l- Muhrika(s.420)
18-19
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ insanı kendi suretinde yaratmıştır.” buyurmuştur.
(Buhârî. İsti’zan. 1; Müslim. Birr. 115. Cennet. 28; İbn Hanbel, Müsned, II/244 -251)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Allah Teâlâ Âdemi kendi suretinde yarattı” buyurmuştur.
(Buhârî.. İsti’zan. 1; Müslim. Birr. 110. Cennet. 28; İbn. Hanbel, Müsned, II/244. 251. 315. 323. 434. 463. 519)
En son nur_umim tarafından 29 Nis 2015, 21:47 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
20-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sizden evvelki ümmetler içinde bir adam vardı. Tevhid hariç işe yarar hiç hayırlı bir ameli yoktu. Bir gün ailesine dedi ki; öldüğüm zaman beni yakınız. Kemiklerimi havanda döverek toz ediniz. Sonra rüzgârlı bir günde bu tozun yarısını karaya, yarısını denize atınız. Vasiyet yerine getirildi. Allah teâlâ rüzgâra; ve su¬ya “Dağıttığınız tozları toplayın “ buyurdu. Su ve rüzgâr tozları toplayıp ilâhî huzura getirdiler. Hak teâlâ adama bunu niçin yaptığını sorunca adam; “Senden hayâ ettiğim için” dedi. Bunun üzerine Allah adama; “Seni bağışladım” buyurdu.” buyurmuştur.
(Buhârî. Enbiya. 54; Müsim. Tevbe. 24; İbn. Hanbel, Müsned, I/398)
21-
Ashab-ı kiramdan Ebu Rezin el Ukaylî radiyallâhü anh bir keresinde Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selem’e: “Rabbimiz mahlûkatı yaratmazdan önce nerede idi? diye sorar. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemde; “Fevkinde ve tahtında hava olmayan A'ma da idi” buyurdu.
(Timizî, Tefsir sûre 11. 1; İbn. Mâce. Mukaddime. 13; İbn Hanbel, Müsned, IV/11. 12
22-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Herşeyden önce Allah vardı ve onunla beraber hiçbir şey yok idi.” buyurmuştur.
(Buhârî. Tevhid. 22; İbn. Hanbel, Müsned, II/431)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sizden evvelki ümmetler içinde bir adam vardı. Tevhid hariç işe yarar hiç hayırlı bir ameli yoktu. Bir gün ailesine dedi ki; öldüğüm zaman beni yakınız. Kemiklerimi havanda döverek toz ediniz. Sonra rüzgârlı bir günde bu tozun yarısını karaya, yarısını denize atınız. Vasiyet yerine getirildi. Allah teâlâ rüzgâra; ve su¬ya “Dağıttığınız tozları toplayın “ buyurdu. Su ve rüzgâr tozları toplayıp ilâhî huzura getirdiler. Hak teâlâ adama bunu niçin yaptığını sorunca adam; “Senden hayâ ettiğim için” dedi. Bunun üzerine Allah adama; “Seni bağışladım” buyurdu.” buyurmuştur.
(Buhârî. Enbiya. 54; Müsim. Tevbe. 24; İbn. Hanbel, Müsned, I/398)
21-
Ashab-ı kiramdan Ebu Rezin el Ukaylî radiyallâhü anh bir keresinde Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve selem’e: “Rabbimiz mahlûkatı yaratmazdan önce nerede idi? diye sorar. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellemde; “Fevkinde ve tahtında hava olmayan A'ma da idi” buyurdu.
(Timizî, Tefsir sûre 11. 1; İbn. Mâce. Mukaddime. 13; İbn Hanbel, Müsned, IV/11. 12
22-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Herşeyden önce Allah vardı ve onunla beraber hiçbir şey yok idi.” buyurmuştur.
(Buhârî. Tevhid. 22; İbn. Hanbel, Müsned, II/431)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
23-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki en alttaki dünyaya, iple bir adam sarkıtmış olsanız, mutlaka Allah Teâlâ’nın üzerine düşer..” buyurmuştur.
(Tirmizi Hadisin garib olduğunu/bir tek kişi tarafından rivâyet edildiğini söyler. Tirmizi. Tefsir, 57; İbn. Hanbel, Müsned, 2/370; bkz. Sehavi. 543: Aclûnî. 11/153)
24-
Ebu Mûsa el Eş’ari anlatıyor; “Bir gün seferde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemle beraberdik. Dönüşümüzde Medine’ye yaklaştık, insanlar sesli olarak tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kendinize acıyın, siz ne sağıra ne de gaib olana dua ediyorsunuz. Sizi gören ve işiten zata dua ediyorsunuz. O sizinle beraberdir. Dua ettiğiniz zat, birinize bineğinizin boynundan daha yakındır.” buyurdu.
(Buhârî, Megâzi. 38; Müslim. Zikir. 44: Ebu Davûd. Sebat. 361)
25-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Benim Allah ile beraber olduğum öyle bir vakit vardır ki, benimle birlikte o vakit içine ne bir mukarreb melek ne de bir mürsel nebî sığar.”
(Kuşeyrî, Risale; Sehavî, 565; Aclunî, 1/173, 174)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki en alttaki dünyaya, iple bir adam sarkıtmış olsanız, mutlaka Allah Teâlâ’nın üzerine düşer..” buyurmuştur.
(Tirmizi Hadisin garib olduğunu/bir tek kişi tarafından rivâyet edildiğini söyler. Tirmizi. Tefsir, 57; İbn. Hanbel, Müsned, 2/370; bkz. Sehavi. 543: Aclûnî. 11/153)
24-
Ebu Mûsa el Eş’ari anlatıyor; “Bir gün seferde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemle beraberdik. Dönüşümüzde Medine’ye yaklaştık, insanlar sesli olarak tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kendinize acıyın, siz ne sağıra ne de gaib olana dua ediyorsunuz. Sizi gören ve işiten zata dua ediyorsunuz. O sizinle beraberdir. Dua ettiğiniz zat, birinize bineğinizin boynundan daha yakındır.” buyurdu.
(Buhârî, Megâzi. 38; Müslim. Zikir. 44: Ebu Davûd. Sebat. 361)
25-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Benim Allah ile beraber olduğum öyle bir vakit vardır ki, benimle birlikte o vakit içine ne bir mukarreb melek ne de bir mürsel nebî sığar.”
(Kuşeyrî, Risale; Sehavî, 565; Aclunî, 1/173, 174)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
26-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bir şeyi sevmen; gözü kör, kulağı sağır eder.” buyurmuştur.
(Ebû Dâvûd, Edeb, 116; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 194; Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, II, 107 (1853);Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebir, IV, 334; a. mlf, Müsnedü’ş-şâmiyyîn, II, 340 (1454), 346 (1468); Ebu’şŞeyh, Kitâbü’l-Emsâl fi’l-hadîs, s. 70 (115); Kudâ’î, Müsnedü’ş-şihâb, I, 157 (151, 219).
27-
Cabir radiyallâhü anhın rivayetine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Taif günü Hz. Ali kerremallâhü veche ile uzun uzun yaptığı özel bir görüşmeyi gören insanlar Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme bu konuşmanın uzun sürmesinin hikmetini sorunca Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Onunla gizli konuşan ben değilim, Fakat Allah onunla gizlice uzun konuşmamı emir buyurdu.” buyurdu.
(Tirmizi bu hadisi Hasen Garib olarak nitelendirir. Bkz. Tirmizi. Menakıb. 20)
28-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Allah mevcud idi. Onunla beraber hiçbir şey yok idi.”
(Buhâri. Bed’ulHalk. I; İbn. Hanbel, Müsned, 4/431; Hâkim, Müstedrek. 2/341; Aclûnî, II/130,131)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bir şeyi sevmen; gözü kör, kulağı sağır eder.” buyurmuştur.
(Ebû Dâvûd, Edeb, 116; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 194; Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, II, 107 (1853);Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebir, IV, 334; a. mlf, Müsnedü’ş-şâmiyyîn, II, 340 (1454), 346 (1468); Ebu’şŞeyh, Kitâbü’l-Emsâl fi’l-hadîs, s. 70 (115); Kudâ’î, Müsnedü’ş-şihâb, I, 157 (151, 219).
27-
Cabir radiyallâhü anhın rivayetine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Taif günü Hz. Ali kerremallâhü veche ile uzun uzun yaptığı özel bir görüşmeyi gören insanlar Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme bu konuşmanın uzun sürmesinin hikmetini sorunca Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Onunla gizli konuşan ben değilim, Fakat Allah onunla gizlice uzun konuşmamı emir buyurdu.” buyurdu.
(Tirmizi bu hadisi Hasen Garib olarak nitelendirir. Bkz. Tirmizi. Menakıb. 20)
28-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Allah mevcud idi. Onunla beraber hiçbir şey yok idi.”
(Buhâri. Bed’ulHalk. I; İbn. Hanbel, Müsned, 4/431; Hâkim, Müstedrek. 2/341; Aclûnî, II/130,131)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
29-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hicret esnasında mağaraya gizlendiğinde yanındaki Hz.Ebubekir radiyallâhü anh’aya: “Üzülme Allah bizimle beraberdir.” buyurdu.
(İbn. Kesir, Tefsir. 4/95. 96.)
30-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Beni gören gerçekten HaKk'ı görmüştür” buyurdu.
(Buhârî. Tabir. 10; Müslim. Rüya. 2: Darimî. Rüya. 4)
31-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ kıyamet günü şöyle der: “Ey insanoğlu hasta, oldum beni ziyaret, etmedin, Kul; Ya Rabbi sen âlemlerin Rabbisin, ben seni nasıl ziyâret ederim. Allah Teâlâ: “Bilmiyor musun filan kulum hastalandı, ona gitmedin, bilmiyor musun ki eğer onu, ziyaret et şeydin beni yanında bulurdun. Ey Âdemoğlu senden yiyecek istedim, beni doyurmadın.” Kul: “Ya Rabbi sen rabbul âleminsin seni nasıl doyururum?” Allah Teâlâ: “Bilmiyor musun ki filan kulum senden yiyecek istedi sen onu doyurmadın, eğer onu doyuraydın, bunu benim nezdinde bulacaktın. Ey Âdemoğlu senden su istedim vermedin…” buyurmuştur.
(Müslim, Birr. 43)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hicret esnasında mağaraya gizlendiğinde yanındaki Hz.Ebubekir radiyallâhü anh’aya: “Üzülme Allah bizimle beraberdir.” buyurdu.
(İbn. Kesir, Tefsir. 4/95. 96.)
30-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Beni gören gerçekten HaKk'ı görmüştür” buyurdu.
(Buhârî. Tabir. 10; Müslim. Rüya. 2: Darimî. Rüya. 4)
31-
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ kıyamet günü şöyle der: “Ey insanoğlu hasta, oldum beni ziyaret, etmedin, Kul; Ya Rabbi sen âlemlerin Rabbisin, ben seni nasıl ziyâret ederim. Allah Teâlâ: “Bilmiyor musun filan kulum hastalandı, ona gitmedin, bilmiyor musun ki eğer onu, ziyaret et şeydin beni yanında bulurdun. Ey Âdemoğlu senden yiyecek istedim, beni doyurmadın.” Kul: “Ya Rabbi sen rabbul âleminsin seni nasıl doyururum?” Allah Teâlâ: “Bilmiyor musun ki filan kulum senden yiyecek istedi sen onu doyurmadın, eğer onu doyuraydın, bunu benim nezdinde bulacaktın. Ey Âdemoğlu senden su istedim vermedin…” buyurmuştur.
(Müslim, Birr. 43)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dehre (zamana) sövmeyiniz, çünkü dehr Allah’tır.” buyurup ALLAHu zü’l- CeLâL: “Âdemoğlu dehre söver. Hâlbuki ben dehr (in yaratanıy)ım. Gece ve gündüz benim elimdedir.” buyurdu.
(Müslim. Elfâz. 5; İbn. Hanbel. II/237.272)
Dehr: Zaman, çok uzun zaman, ebedî.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “RaBB'ına O'nu görüyormuş gibi ibâdet et” buyurdu.
(Buharî, İman, 17, Tefsir sûre 31,2; Müslim, İman. 1.5.7; Nesaî. İman. 5. 6)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ bir şeye tecellî edince o şey Hakk’a boyun eğer” buyurdu.
(İbn. Mâce, İkamet. 152; Nesaî. Küsuf. 16)
(Müslim. Elfâz. 5; İbn. Hanbel. II/237.272)
Dehr: Zaman, çok uzun zaman, ebedî.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “RaBB'ına O'nu görüyormuş gibi ibâdet et” buyurdu.
(Buharî, İman, 17, Tefsir sûre 31,2; Müslim, İman. 1.5.7; Nesaî. İman. 5. 6)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ bir şeye tecellî edince o şey Hakk’a boyun eğer” buyurdu.
(İbn. Mâce, İkamet. 152; Nesaî. Küsuf. 16)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dehre (zamana) sövmeyiniz, çünkü dehr Allah’tır. ALLAH Teâlâ: Âdemoğlu dehre söver. Hâlbuki ben dehr (in yaratanıy)im. Gece ve gündüz benim elimdedir” buyurdu” buyurmuştur.
(Müslim, Elfâz, 5; İbn. Hanbel, Müsned, II/237.272)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Rabbına onu görüyormuş gibi ona ibâdet et” buyurdu.
(Buharî, İman, 17, Tefsir sûre 31/2: Müslim, İman, 1,5,7; Nesaî, İman, 5, 6)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Allah Teâlâ bir şeye tecellî edince o şey Hakk’a boyun eğer!” buyurmuştur.
(İbn. Mâce, İkamet, 152; Nesaî, Küsuf, 16)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bazen kalbimi bir perde bürür, bu perdeyi kaldırmak için günde yetmiş defa istiğfar ederim” buyurmuştur.
(Müslim, Zikir, 51:Ebu Davûd, 26)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ yüzünden perdeyi açsa yüzün şuaları ve nurları gözünün gördüğü her şeyi yakar kül eder.” buyurdu.
(Müslim, İman, 79; İbn Mâce, Mukaddime, 13; İbn. Hanbel, III/401)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Rabbim bana bu gece en güzel şekilde geldi, (tecellî etti-göründü)” buyurdu.
(Hadis kitablarında bulunmayan bu rivâyet Kuşeyrî ve Hucivrî gibi sûfîlerce değişik vesilelerle zikredilir. Duafa ve Mevzu’at kitablarında zayıf ve uydurma olduğunu belirtilir; bkz. Sehâvî, 565; Aclunî. I/73: Aliyul Karî, 291)
Câbir b. Abdillah’ın rivâyetine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: ; Allah Teâlâ’nın en evvel yarattığı şeyin ne olduğu sorusuna verdiği cevab şudur: “Allah Teâlâ, kendi nurundan önce senin nebînin nurunu yarattı ve şöyle dedi: “O nûr Allah Teâlâ’nın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi o zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, ne cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin, ne de ins vardı. Hâsılı mahlûkattan bir nesne yaratmamıştı, (devamla Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem): Allah Teâlâ mahlûkatı yaratmak istediği zamanda o nuru taksim edip dört parça yaptı; ilk parçadan kalemi yarattı, ikinci parçadan levhi yarattı, üçüncü parçadan arşı yarattı, dördüncü parçayı taksim edip dört parçaya ayırdı ilkinden gökleri, ikincisinden yerleri, üçüncüsünden cennet ve cehennemi; dördüncüsünü yine taksim edip dört parça yaptı, birincisinden mü’minlerin gözlerinin nurunu, ikincisinden kalblerinin nurunu, üçüncüsünden dillerinin nurunu yarattı (kalblerin nurundan maksad Allah Teâlâ’yı bilmedir. Dillerin nurundan maksad da kelime-i tevhiddir.” buyurdu.
(Hâkim, Müstedrek, II / 60; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV / 127; Aclûnî, I/265, 266)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Âdem su ile çamur arasında iken ben nebi idim” buyurdu.
(Buhâri, Edeb, 119; Ahmet b. Hanbel, IV, 406; Müslim, Fezailu’s-sahabe, 28; Aliyu’l Kari, 272. 273; Aclûnî. II/18)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ALLAHu zü’l- CeLâL: “Sen olmasaydın bu kâinatı yaratmazdım” buyurdu.
(Hadis kitaplarında aslı bulunmayan bu veciz ifade hadis münekkitlerince de red edilmiştir. Aliyu’l- Kâri. Aclûnî ve Şevkânî, Sağanî’nin mevzu dediğini naklettikten sonra manasının sahih olduğunu kabul ederler. Bkz.Aliyu’l Kâri. 288; Aclûnî, II/164: Şevkâni. Fevaidu’l- Mecmua, 326; Deylemi’nin İbn. Abbas’tan; İbn. Cevzi’nin Selman’dan naklettikleri rivâyetlerin her ikisi de mevzu kabul edilir. Suyûti de mevzu olduğunu tasdik etmiştir. Elbâni de yukarıdakileri naklettikten sonra mevzu olduğunu açıklar. Bütün bu değerlendirmeler için Bkz. Sağanı. 52: Aliyul Kâri. 295. 296; EIbâni. Silsileni Ahâdis-i Daire. 1/282)
Bu hadisi teyid eden-doğrulayan başka rivâyetler de nakledilir. Bunlardan birisi İbn Abbas’ın rivâyet ettiği,Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cibril bana geldi ve dedi ki: “Ey Muhammed! Sen olmasaydın cennet ve cehennem yaratılmazdı.” buyurdu.
(Aclûnî bu rivâyeti Deylemî’nin naklettiğini belirtmektedir, bkz. Aclûnî, I/45, II/232)
(Buhâri, Edeb, 119; Ahmet b. Hanbel, IV, 406; Müslim, Fezailu’s-sahabe, 28; Aliyu’l Kari, 272. 273; Aclûnî. II/18)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, ALLAHu zü’l- CeLâL: “Sen olmasaydın bu kâinatı yaratmazdım” buyurdu.
(Hadis kitaplarında aslı bulunmayan bu veciz ifade hadis münekkitlerince de red edilmiştir. Aliyu’l- Kâri. Aclûnî ve Şevkânî, Sağanî’nin mevzu dediğini naklettikten sonra manasının sahih olduğunu kabul ederler. Bkz.Aliyu’l Kâri. 288; Aclûnî, II/164: Şevkâni. Fevaidu’l- Mecmua, 326; Deylemi’nin İbn. Abbas’tan; İbn. Cevzi’nin Selman’dan naklettikleri rivâyetlerin her ikisi de mevzu kabul edilir. Suyûti de mevzu olduğunu tasdik etmiştir. Elbâni de yukarıdakileri naklettikten sonra mevzu olduğunu açıklar. Bütün bu değerlendirmeler için Bkz. Sağanı. 52: Aliyul Kâri. 295. 296; EIbâni. Silsileni Ahâdis-i Daire. 1/282)
Bu hadisi teyid eden-doğrulayan başka rivâyetler de nakledilir. Bunlardan birisi İbn Abbas’ın rivâyet ettiği,Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cibril bana geldi ve dedi ki: “Ey Muhammed! Sen olmasaydın cennet ve cehennem yaratılmazdı.” buyurdu.
(Aclûnî bu rivâyeti Deylemî’nin naklettiğini belirtmektedir, bkz. Aclûnî, I/45, II/232)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Acı da olsa gerçeği söyle.” buyurdu.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 159; İbn Hıbbân, Sahîh, II, 76 (361); Ebû Nu’aym, Hılyetü’l-evliyâ, I, 168; İbn Asâkir; Târihu Dimeşk, XXIII, 278; Kudâ’î, Müsnedü’ş-şihâb, I, 378 (422, 651) Ebû Zerr’in merfû olarak rivâyet ettiği hadisin şâhidleri de bulunmaktadır. Bilgi için bkz. Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, II, 884 (1890). )
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Ben yaratılışta nebîlerin ilki, nebî olarak gönderilme yönünden de sonuncusuyum.” buyurdu.
(Muteber kaynaklarda yer almayan bu rivâyete Deylemî, Ebu Nuaym. Sehavî. Aliyu’l- Kâri ve Aclûnî eserlerinde yer vermişlerdir. Bkz. Deylemî. III/331: Ebu Nuaym, Delailu Nübüvve. 1/42; Sehavî. 386: Aliyul- Kâri, 269; Aclûnî. II /129)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Allah Teâlâ’nın öyle kulları vardır ki onlar ne nebîdir ne de şehiddirler. Ancak Allah Teâlâ katındaki derecelerinden dolayı kıyamet gününde nebîler ve şehidler onlara gıpta ederler. Onların kim olduğu sorusuna da: “Onlar aralarında ne neseb ne de maddî bir bağ olmamasına rağmen birbirlerini Allah Teâlâ için sevenlerdir. Allah Teâlâ’ya yemin olsun ki onların yüzleri nurludur ve onlar nûr üzeredirler. İnsanlar korktuğu zaman onlar korkmazlar, insanlar üzüldüğü zaman onlar üzülmezler.” buyurdu.
(Ebu Davûd, Buyu’, 76; Ebu Davûd Hz. Ömerden merfu’ olarak rivâyet etmiştir. Bkz. İbn. Esir, Camiu’l -Usul. VI/553)
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 159; İbn Hıbbân, Sahîh, II, 76 (361); Ebû Nu’aym, Hılyetü’l-evliyâ, I, 168; İbn Asâkir; Târihu Dimeşk, XXIII, 278; Kudâ’î, Müsnedü’ş-şihâb, I, 378 (422, 651) Ebû Zerr’in merfû olarak rivâyet ettiği hadisin şâhidleri de bulunmaktadır. Bilgi için bkz. Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, II, 884 (1890). )
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Ben yaratılışta nebîlerin ilki, nebî olarak gönderilme yönünden de sonuncusuyum.” buyurdu.
(Muteber kaynaklarda yer almayan bu rivâyete Deylemî, Ebu Nuaym. Sehavî. Aliyu’l- Kâri ve Aclûnî eserlerinde yer vermişlerdir. Bkz. Deylemî. III/331: Ebu Nuaym, Delailu Nübüvve. 1/42; Sehavî. 386: Aliyul- Kâri, 269; Aclûnî. II /129)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Allah Teâlâ’nın öyle kulları vardır ki onlar ne nebîdir ne de şehiddirler. Ancak Allah Teâlâ katındaki derecelerinden dolayı kıyamet gününde nebîler ve şehidler onlara gıpta ederler. Onların kim olduğu sorusuna da: “Onlar aralarında ne neseb ne de maddî bir bağ olmamasına rağmen birbirlerini Allah Teâlâ için sevenlerdir. Allah Teâlâ’ya yemin olsun ki onların yüzleri nurludur ve onlar nûr üzeredirler. İnsanlar korktuğu zaman onlar korkmazlar, insanlar üzüldüğü zaman onlar üzülmezler.” buyurdu.
(Ebu Davûd, Buyu’, 76; Ebu Davûd Hz. Ömerden merfu’ olarak rivâyet etmiştir. Bkz. İbn. Esir, Camiu’l -Usul. VI/553)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Acı da olsa gerçeği söyle.” buyurdu.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 159; İbn Hıbbân, Sahîh, II, 76 (361); Ebû Nu’aym, Hılyetü’l- evliyâ, I, 168; İbn Asâkir; Târihu Dimeşk, XXIII, 278; Kudâ’î, Müsnedü’ş-şihâb, I, 378 (422, 651) Ebû Zerr’in merfû olarak rivâyet ettiği hadisin şâhidleri de bulunmaktadır. Bilgi için bkz. Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, II, 884 (1890). (UYSAL, 23 Bahar 2007)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ben yaratılışta nebîlerin ilki, nebî olarak gönderilme yönünden de sonuncusuyum!” buyurdu.
(Deylemî, Ebu Nuaym. Sehavî. Aliyu’l- Kâri ve Aclûnî eserlerinde yer vermişlerdir. Bkz. Deylemî. III/331: Ebu Nuaym, Delailu Nübüvve. 1/42; Sehavî. 386: Aliyul- Kâri, 269; Aclûnî. II /129)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ’nın öyle kulları vardır ki onlar ne nebîdir ne de şehiddirler. Ancak Allah Teâlâ katındaki derecelerinden dolayı kıyamet gününde nebîler ve şehidler onlara gıbta ederler. Onların kim olduğu sorusuna da, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Onlar aralarında ne neseb ne de maddi bir bağ olmamasına rağmen birbirlerini Allah Teâlâ için sevenlerdir. Allah Teâlâ’ya yemin olsun ki onların yüzleri nurludur ve onlar nûr üzeredirler. İnsanlar korktuğu zaman onlar korkmazlar, insanlar üzüldüğü zaman onlar üzülmezler”
(Ebu Davûd, Buyu’. 76; Ebu Davûd Hz. Ömerden merfu’ olarak rivâyet etmiştir. Bkz. İbn. Esir Camiu’l -Usul. VI/553)
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 159; İbn Hıbbân, Sahîh, II, 76 (361); Ebû Nu’aym, Hılyetü’l- evliyâ, I, 168; İbn Asâkir; Târihu Dimeşk, XXIII, 278; Kudâ’î, Müsnedü’ş-şihâb, I, 378 (422, 651) Ebû Zerr’in merfû olarak rivâyet ettiği hadisin şâhidleri de bulunmaktadır. Bilgi için bkz. Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, II, 884 (1890). (UYSAL, 23 Bahar 2007)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ben yaratılışta nebîlerin ilki, nebî olarak gönderilme yönünden de sonuncusuyum!” buyurdu.
(Deylemî, Ebu Nuaym. Sehavî. Aliyu’l- Kâri ve Aclûnî eserlerinde yer vermişlerdir. Bkz. Deylemî. III/331: Ebu Nuaym, Delailu Nübüvve. 1/42; Sehavî. 386: Aliyul- Kâri, 269; Aclûnî. II /129)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ’nın öyle kulları vardır ki onlar ne nebîdir ne de şehiddirler. Ancak Allah Teâlâ katındaki derecelerinden dolayı kıyamet gününde nebîler ve şehidler onlara gıbta ederler. Onların kim olduğu sorusuna da, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Onlar aralarında ne neseb ne de maddi bir bağ olmamasına rağmen birbirlerini Allah Teâlâ için sevenlerdir. Allah Teâlâ’ya yemin olsun ki onların yüzleri nurludur ve onlar nûr üzeredirler. İnsanlar korktuğu zaman onlar korkmazlar, insanlar üzüldüğü zaman onlar üzülmezler”
(Ebu Davûd, Buyu’. 76; Ebu Davûd Hz. Ömerden merfu’ olarak rivâyet etmiştir. Bkz. İbn. Esir Camiu’l -Usul. VI/553)
En son nur_umim tarafından 21 Ara 2015, 09:19 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ’nın nice pejmürde, saçları dağınık ve eski elbiseleri olan öyle kulları vardır ki; kendilerine iltifat edilmez. Allah Teâlâ’ya yemin etseler, Allah onları yalancı çıkarmaz. Berâ b. Mâlik onlardandır.” buyurdu.
(Tirmizî Hasen sahih olarak kabul etmiştir. Bkz. Tirmizî, Menâkıb. 55)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Her kim benim velî kullarımdan birisine düşmanlık ederse, ben ona harb açarım..” buyurdu.
(Buhârî. Rikak. 38; İbn. Mâce. Fiten. 16: İbn Hanbel, Müsned, VI/256)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim benim velîme eziyet ederse bana açıkça harb ilan etmiş olur. Ben yapmasını dilediği hiçbir şey hakkında mü’minin ölümü karşısındaki tereddüdüm gibi tereddüt etmedim. Fakat bunda kulum, ölümden hoşlanmıyordu….” buyurdu.
(Ebu Nuaym, Hilye. VIII/318)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: “ALLAHu Teâlâ’nın velîleri kimdir?” diye sorulduğunda, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Görüldüklerinde Allah Teâlâ’yı hatırlatan kimselerdir” buyurdu.
(İbn. Mâce. Zühd, 37; Heysemî hadisin isnadında problem olduğunu söyler.)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sizin en hayırlılarınız, görüldüklerinde Allah Teâlâ’yı hatırlatan kimselerdir.” buyurdu.
(Ebu Nuaym, Hilye. 1/6: Beyhâkî. Şuabul İman. VII/494; Heysemî bu hadisinde senedinde sika olmayan râvi bulunduğunu söyler; bkz. Heysemî. VII1/93)
(Tirmizî Hasen sahih olarak kabul etmiştir. Bkz. Tirmizî, Menâkıb. 55)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Her kim benim velî kullarımdan birisine düşmanlık ederse, ben ona harb açarım..” buyurdu.
(Buhârî. Rikak. 38; İbn. Mâce. Fiten. 16: İbn Hanbel, Müsned, VI/256)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim benim velîme eziyet ederse bana açıkça harb ilan etmiş olur. Ben yapmasını dilediği hiçbir şey hakkında mü’minin ölümü karşısındaki tereddüdüm gibi tereddüt etmedim. Fakat bunda kulum, ölümden hoşlanmıyordu….” buyurdu.
(Ebu Nuaym, Hilye. VIII/318)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: “ALLAHu Teâlâ’nın velîleri kimdir?” diye sorulduğunda, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Görüldüklerinde Allah Teâlâ’yı hatırlatan kimselerdir” buyurdu.
(İbn. Mâce. Zühd, 37; Heysemî hadisin isnadında problem olduğunu söyler.)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sizin en hayırlılarınız, görüldüklerinde Allah Teâlâ’yı hatırlatan kimselerdir.” buyurdu.
(Ebu Nuaym, Hilye. 1/6: Beyhâkî. Şuabul İman. VII/494; Heysemî bu hadisinde senedinde sika olmayan râvi bulunduğunu söyler; bkz. Heysemî. VII1/93)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “En çok belâlara düşenler nebîlerdir. Sonra onlara en fazla benzeyenler, sonra onlara benzeyenlere benzeyenlerdir” buyurdu.
(Tirmizi Hasen Sahih kabul etmiştir. İbn. Mâce. ibn. Hibban ve Hâkim Sa’d b. Ebi Vakkas’lan rivâyet etmişlerdir. Nesaî. Darimî. îbn. Mâce. Malik vd. sahih kabul etmişlerdir. Değişik varyanttan için bkz. Aclûnî. I/130)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Mü’min mü’minin aynasıdır” buyurdu.
(Taberâni ve Bezzâr Enes’ten: Ebu Davûd da Ebu Hureyreden nakletmişlerdir. Ebû Dâvûd, Edeb (35), 57, hd. no: 4918. Hadisin diğer rivâyetleri için bak: Tirmizi, Birr: 18. Câmiu-s Sagîr, 4, 338. Durer, 155. İbn-i Mübarek Hasan-ı Basri’nin sözü olduğunu söyler; bkz. Acluni. II/294)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Yeryüzünde Allah Allah diyen bir kimse bulunduğu müddetçe, kıyamet kopmayacaktır.” buyurdu.
(Müslim. İman. 234: değişik rivâyetler için bkz. Buhâri. Zekât. 47. Hac. 47. Cihad. 94. Fiten. 22.25, Hudud, 20, Rekaik. 40; Ebu Davûd. Fiten. 1. Melâhim. 8.9: Tirmizi. Cemaat. 1. Fiten 19. 21. 35)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kulum beni nasıl bilirse (zannederse) ona öyle muamele ederim” buyurdu.
(Hadis müttefekun aleyhtir. Bkz. Buharı. Tevhid. 15: Müslim. Tevbe. 1. Zikir. 2.19: Tirmîzî. Zühd 51. Daavat. 131: İbn. Mâce. Edeb. 53.58: Darımı. Rikak. 22)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ bir kuluna hayır murad edince, onun nefsinin ayıplarını ona gösterir” buyurdu.
(Münâvî. I/26: Beyhâkî. Enesten: Bezzar İbn. Mesuddan rivâyet etmişlerdir. bkz.Aclûnî, I/78)
(Tirmizi Hasen Sahih kabul etmiştir. İbn. Mâce. ibn. Hibban ve Hâkim Sa’d b. Ebi Vakkas’lan rivâyet etmişlerdir. Nesaî. Darimî. îbn. Mâce. Malik vd. sahih kabul etmişlerdir. Değişik varyanttan için bkz. Aclûnî. I/130)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Mü’min mü’minin aynasıdır” buyurdu.
(Taberâni ve Bezzâr Enes’ten: Ebu Davûd da Ebu Hureyreden nakletmişlerdir. Ebû Dâvûd, Edeb (35), 57, hd. no: 4918. Hadisin diğer rivâyetleri için bak: Tirmizi, Birr: 18. Câmiu-s Sagîr, 4, 338. Durer, 155. İbn-i Mübarek Hasan-ı Basri’nin sözü olduğunu söyler; bkz. Acluni. II/294)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Yeryüzünde Allah Allah diyen bir kimse bulunduğu müddetçe, kıyamet kopmayacaktır.” buyurdu.
(Müslim. İman. 234: değişik rivâyetler için bkz. Buhâri. Zekât. 47. Hac. 47. Cihad. 94. Fiten. 22.25, Hudud, 20, Rekaik. 40; Ebu Davûd. Fiten. 1. Melâhim. 8.9: Tirmizi. Cemaat. 1. Fiten 19. 21. 35)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kulum beni nasıl bilirse (zannederse) ona öyle muamele ederim” buyurdu.
(Hadis müttefekun aleyhtir. Bkz. Buharı. Tevhid. 15: Müslim. Tevbe. 1. Zikir. 2.19: Tirmîzî. Zühd 51. Daavat. 131: İbn. Mâce. Edeb. 53.58: Darımı. Rikak. 22)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ bir kuluna hayır murad edince, onun nefsinin ayıplarını ona gösterir” buyurdu.
(Münâvî. I/26: Beyhâkî. Enesten: Bezzar İbn. Mesuddan rivâyet etmişlerdir. bkz.Aclûnî, I/78)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Küçük cihaddan büyük cihada dönmüş bulunuyoruz” sözüne karşılık büyük cihadın ne olduğu sorulunca; Dikkat edin o, nefis mücâdelesidir” buyurdu.
(Suyûtî, Câmi’us-Sagîr. II/253; İbn. Hacer. İbn. Aliyenin sözü olarak rivâyet ederken. Irâkî ve Beyhakî zayıf bir senedle Câbirden rivâyet etmişlerdir.; bkz. Aclunî. I/424. 425)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Mücahid, Allah’a itaat hususunda nefsi ile cihâdeden kimsedir.” buyurdu.
(Tirmîzî. Fezâilu Cihâd. 2; İbn Hanbel. VI/20. 21)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Nefsini kötüleyen kişiye ne mutlu” buyurdu.
(Beyhâki Şuabu’l İman. III/225; Sehâvi. 443; Deylemî Enesten merfu’ olarak. Bezzar da Hasen olarak rivâyet etmişlerdir. Bkz Aclûnî. 2/46)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Ümmetim hakkında endişe etliğim hususların en korkunç olanı; hevâ ve hevese uymak ve tûl-i emeldir. Nefsin arzularına uymak insanı hak yoldan sapıtır. Tûl-i emel ise âhireti unutturur.” buyurdu.
(Suyutî. Câmiu’s – Sağir. I/50; Aclûnî. I/68-89; İbn. Adiy Câbirden farklı bir ifadeyle rivâyet etmiştir. Taberânide Kebirinde Avf b. Mâlikten nakletmiştir.)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ben yere göğe sığmadım, ancak mü’min kulumun kalbine sığdım” buyurdu.
(Sehâvî. 589. 590: Aclûnî. 11/195)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Müminin kalbi Allah Teâlâ’nın iki parmağı arasındadır. Allah Teâlâ dilediği gibi tasarruf eder” buyurdu.
(Müslim. Kader. 17; Tirmîzî. Daavat. 90: İbn. Mâce. Dua. 2: Hâkim. Müsledrek. IV/321)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:“Bilin ki beden içinde bir et parçası vardır. Bu et parçası sıhhatli olursa beden de sıhhatli olur: O bozulursa beden de bozulur. Bu et parçası kalbtir” buyurdu.
(Buhârî. İman. 39: Müslim. Musâkat. 107: İbn Hanbel, Müsned, IV/271.275)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kişi bir hata yaptığında kalbinde bir nokta oluşur. Eğer ondan kaçar, onu terk eder ve istiğfar edip tevbe ederse o nokta düşer, eğer tekrar o hatayı (günahı) işlerse, o nokta büyür, artar. Ta ki kalbi kaplayana kadar, bu durumda da kalbi paslanır.“ buyurdu. [63]
(Tirmizî. Tefsir, 74; İbn. Mâce. Zühd. 29)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem kendisine salih amellerin ve şerrin aslı olan iyilik ve kötülüğü soran birisine şu cevabı verir: “Müftüler sana fetvâ verseler de, sen kalbine sor” buyurdu.
(Heysemî ricâlinin sika olduğunu söylemiştir. Bkz. Heysemî. I/175. 176: İbn. Hanbel, IV/194; Ebu Nuaym. Hilye. VIII/172)
Hz. Ömer radiyallâhü anh birgün Kâbeye bakarak şöyle der:
“Sen ne büyüksün, senin şanın ne yücedir. Mü’minin Allah Teâlâ katındaki şerefi ise senden daha büyüktür”
(Tirmizî Hasen Garib diye nitelendirmiş, ancak benzer rivâyetlerin olduğunu da belirtmiştir. Bkz. Tirmîzî. Birr. 85)
(Buhârî. İman. 39: Müslim. Musâkat. 107: İbn Hanbel, Müsned, IV/271.275)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kişi bir hata yaptığında kalbinde bir nokta oluşur. Eğer ondan kaçar, onu terk eder ve istiğfar edip tevbe ederse o nokta düşer, eğer tekrar o hatayı (günahı) işlerse, o nokta büyür, artar. Ta ki kalbi kaplayana kadar, bu durumda da kalbi paslanır.“ buyurdu. [63]
(Tirmizî. Tefsir, 74; İbn. Mâce. Zühd. 29)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem kendisine salih amellerin ve şerrin aslı olan iyilik ve kötülüğü soran birisine şu cevabı verir: “Müftüler sana fetvâ verseler de, sen kalbine sor” buyurdu.
(Heysemî ricâlinin sika olduğunu söylemiştir. Bkz. Heysemî. I/175. 176: İbn. Hanbel, IV/194; Ebu Nuaym. Hilye. VIII/172)
Hz. Ömer radiyallâhü anh birgün Kâbeye bakarak şöyle der:
“Sen ne büyüksün, senin şanın ne yücedir. Mü’minin Allah Teâlâ katındaki şerefi ise senden daha büyüktür”
(Tirmizî Hasen Garib diye nitelendirmiş, ancak benzer rivâyetlerin olduğunu da belirtmiştir. Bkz. Tirmîzî. Birr. 85)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ruhlar toplu cemaatlardır. (Ruhlar âleminde) birbirleriyle tanışırlar, ülfet ederler. Tanışmayanlar ise birbirlerinden ayrılırlar” buyurdu.
(Buhâri. Enbiya. 2; Müslim. Birr. 159. 160; Ebû Davûd. Edeb. 16; İbn. Hanbel. II/ 237. 295. 527)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ aklı yarattı, sonra ona: “yönel” dedi. Yöneldi; “geriye dön” dedi. Döndü; “otur” dedi oturdu; “kalk” dedi. Kalktı; “konuş” dedi. Konuştu; “sus” dedi sustu; Sonra Allah Teâlâ; “îzzetim celâlim, kibriyam, saltanatım ve ceberutum hakkı için, mahlûkat içinde senin kadar bana sevimli birşey yoktur” buyurdu.
(Ebû Nuaym. Hilye. 7/318; Sağâni, 35; Sehâvi 163; Aclûnî. 1/263)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Mü’minin firasetinden sakınınız, Çünkü o Allah Teâlâ’nın nuru ile bakar” buyurdu.
(Hadis İbn Ömer. Ebû Said el Hudri. Ebû Umâme, Ebû Hureyre gibi sahabelere izafeten rivâyet edilir. Ancak her rivâyette de zayıf, metruk ve hadisi kabul edilmeyen ravilerin olduğu belirtilir. Ahmet b. Hanbel. Yahya el Kattan, Buhârî, Ebû Davûd. Nesaî. Darekutnî, İbn. Hibban gibi müdakkik ve muhakkik hadisçiler de aynı görüştedirler. Bkz. İbn. Cevzi. Mevzuat. III/145-147: İbn. Arrak. II/305. 306; Sağâni. 51)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ’nın ilk yarattığı şey kalemdir.” buyurdu.
(Ebû Davûd. Sünnet. 16: Tirmîzî. Kader. 17.1; İbn Hanbel. V/3 17; Tirmîzî Ubâde b. Sâmit yoluyla gelen rivâete “Hasen-Garib” derken (bkz. Tirmîzî Kader 17 ) Ebû Hureyre tarikiyle gelen rivâyette bâtıl ve münker olduğu söylenir. Bkz.Suyûti. Leali’l Masnua. 130-131; Aclûnî, 1/309)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Âlimin uykusu ibâdettir” buyurdu.
Değişik ifade biçimleri olan bu söz hadis değildir. Hadis kaynaklarında yer almaz daha çok sûfi sözlerine benzemektedir. Benzer bir rivâyeti.
(Ebû Nuaym Selman'dan rivâyet etmiştir. Bkz. Aliyu’l Kâri.357)
(Buhâri. Enbiya. 2; Müslim. Birr. 159. 160; Ebû Davûd. Edeb. 16; İbn. Hanbel. II/ 237. 295. 527)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ aklı yarattı, sonra ona: “yönel” dedi. Yöneldi; “geriye dön” dedi. Döndü; “otur” dedi oturdu; “kalk” dedi. Kalktı; “konuş” dedi. Konuştu; “sus” dedi sustu; Sonra Allah Teâlâ; “îzzetim celâlim, kibriyam, saltanatım ve ceberutum hakkı için, mahlûkat içinde senin kadar bana sevimli birşey yoktur” buyurdu.
(Ebû Nuaym. Hilye. 7/318; Sağâni, 35; Sehâvi 163; Aclûnî. 1/263)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Mü’minin firasetinden sakınınız, Çünkü o Allah Teâlâ’nın nuru ile bakar” buyurdu.
(Hadis İbn Ömer. Ebû Said el Hudri. Ebû Umâme, Ebû Hureyre gibi sahabelere izafeten rivâyet edilir. Ancak her rivâyette de zayıf, metruk ve hadisi kabul edilmeyen ravilerin olduğu belirtilir. Ahmet b. Hanbel. Yahya el Kattan, Buhârî, Ebû Davûd. Nesaî. Darekutnî, İbn. Hibban gibi müdakkik ve muhakkik hadisçiler de aynı görüştedirler. Bkz. İbn. Cevzi. Mevzuat. III/145-147: İbn. Arrak. II/305. 306; Sağâni. 51)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ’nın ilk yarattığı şey kalemdir.” buyurdu.
(Ebû Davûd. Sünnet. 16: Tirmîzî. Kader. 17.1; İbn Hanbel. V/3 17; Tirmîzî Ubâde b. Sâmit yoluyla gelen rivâete “Hasen-Garib” derken (bkz. Tirmîzî Kader 17 ) Ebû Hureyre tarikiyle gelen rivâyette bâtıl ve münker olduğu söylenir. Bkz.Suyûti. Leali’l Masnua. 130-131; Aclûnî, 1/309)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Âlimin uykusu ibâdettir” buyurdu.
Değişik ifade biçimleri olan bu söz hadis değildir. Hadis kaynaklarında yer almaz daha çok sûfi sözlerine benzemektedir. Benzer bir rivâyeti.
(Ebû Nuaym Selman'dan rivâyet etmiştir. Bkz. Aliyu’l Kâri.357)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
“Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılarken göğsünden sanki kaynayan bir tencerenin sesi gelirdi.”
(Buhârî İman 37: Tefsir sûre 31-2: Müslim. İman 1.5.7: Nesâi. İman. 5, 6; Tirmîzî, İman. 4)
Mutarrıf (radiyallahu anhu), babasından şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamber (aleyhisselâm)’i namaz kılarken gördüm, göğsünden değirmen sesi gibi inilti çıkıyordu."
Başka bir rivayette ise: "Göğsünden kaynayan tencerenin sesi gibi ses çıkıyordu." demiştir.
(Ebu Davud, Nesaî)
Hazret-i Aişe -radıyallahü anhâ-'den rivayete göre Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem-'in namazda göğsünden tencere fokurtusuna benzeyen tarzda sesler gelirdi.
(İbn-i Mâce, Mukaddime, 3)
Hazret-i Aişe -radıyallahü anhâ-' Vâlidemizin anlattığına göre, Hazret-i Peygamber -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz, geceleri mübârek ayakları şişinceye kadar uzun müddet teheccüde devam ederlerdi.
Durumdan müteessir olan muhterem zevcesi: "Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, geçmiş ve gelecek günahların bağışlandığı halde niçin böyle yapıyorsun?" diye sorunca;
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yâ Âişe! .Rabbime çok şükreden bir kul olmayayım mı?" karşılığını vermiştir.
(Buharî, Teheccüd, 6)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allahım hatalarımı ve günahlarımı kar suyuyla temizle, kalbimi de günahlardan koru!.” buyurdu.
(Ebu Davûd. Salât. 121; Nesaî. Taharet. 47. 48. Miyah. 6. tnitalı. 15: İbn. Mâce. İkâme. 1: Darimî. Salât 37; lbn. Hanbel, Müsned, II/231. 494)
(Buhârî İman 37: Tefsir sûre 31-2: Müslim. İman 1.5.7: Nesâi. İman. 5, 6; Tirmîzî, İman. 4)
Mutarrıf (radiyallahu anhu), babasından şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamber (aleyhisselâm)’i namaz kılarken gördüm, göğsünden değirmen sesi gibi inilti çıkıyordu."
Başka bir rivayette ise: "Göğsünden kaynayan tencerenin sesi gibi ses çıkıyordu." demiştir.
(Ebu Davud, Nesaî)
Hazret-i Aişe -radıyallahü anhâ-'den rivayete göre Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem-'in namazda göğsünden tencere fokurtusuna benzeyen tarzda sesler gelirdi.
(İbn-i Mâce, Mukaddime, 3)
Hazret-i Aişe -radıyallahü anhâ-' Vâlidemizin anlattığına göre, Hazret-i Peygamber -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimiz, geceleri mübârek ayakları şişinceye kadar uzun müddet teheccüde devam ederlerdi.
Durumdan müteessir olan muhterem zevcesi: "Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, geçmiş ve gelecek günahların bağışlandığı halde niçin böyle yapıyorsun?" diye sorunca;
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yâ Âişe! .Rabbime çok şükreden bir kul olmayayım mı?" karşılığını vermiştir.
(Buharî, Teheccüd, 6)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allahım hatalarımı ve günahlarımı kar suyuyla temizle, kalbimi de günahlardan koru!.” buyurdu.
(Ebu Davûd. Salât. 121; Nesaî. Taharet. 47. 48. Miyah. 6. tnitalı. 15: İbn. Mâce. İkâme. 1: Darimî. Salât 37; lbn. Hanbel, Müsned, II/231. 494)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kişi farz namaz için Allah’a yönelince kalbiyle, kulağıyla ve gözüyle yönelir. Bu şekilde namaza durur ve bu şekilde namazı bitirir ise, namazdan çıkarken anasından yeni doğmuş gibi olur” buyurdu.
(Makasıd-ı Hasene’de aslının olmadığı belirtilmesine rağmen İbn. Hacer. Buhârî şerhinde değişik lafızlarla Halebî’nin Ümmü Selemeden rivâyet ettiğini belirtir. Ayrıca İbn. Hanberin de rivâyet ettiği söylenir. Aclûnî müttefekun aleyh olduğunu söylerken. Sağânî’nin de rüyasında Hz. Peygamber’e sıhhatini doğrulattığını söyler, bkz. Aclûnî. I/87)
Hz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem en kötü hırsızlığın namazdaki rükünlerde yapılan eksiklik olduğunu söylemiştir?”
(İbn. Hanbel ve Darekutnî Ebu Katâde’den rivâyet etmişlerdir, İbn. Huzeyme ve Hâkim, sahih kabul etmişlerdir. Bkz. Aclûnî, I/225; Dârimî, Śalât, 78; Şevkânî, II, 299)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz esnasında sakalları ile oynayan birini görmüş ve: “Bu zatın kalbi huşu içinde olsaydı organları da huşu içinde olurdu” buyurdu.
(Suyutî, Camiu’s-Sağir, II/30
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Namaz mü’minin miracıdır” , “Kişinin Allah’a en yakın olduğu an namaz ve secde anıdır” buyurdu.
(İbn. Hanbel, Müsned, I/380)
(Makasıd-ı Hasene’de aslının olmadığı belirtilmesine rağmen İbn. Hacer. Buhârî şerhinde değişik lafızlarla Halebî’nin Ümmü Selemeden rivâyet ettiğini belirtir. Ayrıca İbn. Hanberin de rivâyet ettiği söylenir. Aclûnî müttefekun aleyh olduğunu söylerken. Sağânî’nin de rüyasında Hz. Peygamber’e sıhhatini doğrulattığını söyler, bkz. Aclûnî. I/87)
Hz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem en kötü hırsızlığın namazdaki rükünlerde yapılan eksiklik olduğunu söylemiştir?”
(İbn. Hanbel ve Darekutnî Ebu Katâde’den rivâyet etmişlerdir, İbn. Huzeyme ve Hâkim, sahih kabul etmişlerdir. Bkz. Aclûnî, I/225; Dârimî, Śalât, 78; Şevkânî, II, 299)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem namaz esnasında sakalları ile oynayan birini görmüş ve: “Bu zatın kalbi huşu içinde olsaydı organları da huşu içinde olurdu” buyurdu.
(Suyutî, Camiu’s-Sağir, II/30
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Namaz mü’minin miracıdır” , “Kişinin Allah’a en yakın olduğu an namaz ve secde anıdır” buyurdu.
(İbn. Hanbel, Müsned, I/380)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sabır imanın, oruç da sabrın yarısıdır” buyurdu.
(İbn. Hanbel. V/319)
Hz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Rabbim beni en güzel şekilde edeblendirdi” buyurdu.
(Tirmizînin Süneninde geçen ve Askerînin Hz. Ali kerremallahu vechehu ‘den rivâyet ettiği bu hadîs’e İbn. Hacer “garib hadîs” demiştir.. Sem’anî İbn. Mesud”dan munkatı bir senetle naklederken: İbn. Esir. Nihaye’de mânâsının doğru olduğunu söylemîştir, bkz. Aclunî, I/70))
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Mi’rac esnasında sağa sola gözlerinin kaymamasını da edeb olarak yorumlar.: buyurdu.
(Buhârî. Tefsir sure 66,4. Nikâh. 12.Cihad. 145. İlim 31:Ebû Davûd. Edeb. 121: Müslim. Mesâcid. 66: Tirmizî. Birr. 33B: İbn. Hanbel. IV/144. 146. 148)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Fakr, benim övünç kaynağımdır” buyurdu.
(Aclûnî. II/87)
(İbn. Hanbel. V/319)
Hz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: Rabbim beni en güzel şekilde edeblendirdi” buyurdu.
(Tirmizînin Süneninde geçen ve Askerînin Hz. Ali kerremallahu vechehu ‘den rivâyet ettiği bu hadîs’e İbn. Hacer “garib hadîs” demiştir.. Sem’anî İbn. Mesud”dan munkatı bir senetle naklederken: İbn. Esir. Nihaye’de mânâsının doğru olduğunu söylemîştir, bkz. Aclunî, I/70))
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Mi’rac esnasında sağa sola gözlerinin kaymamasını da edeb olarak yorumlar.: buyurdu.
(Buhârî. Tefsir sure 66,4. Nikâh. 12.Cihad. 145. İlim 31:Ebû Davûd. Edeb. 121: Müslim. Mesâcid. 66: Tirmizî. Birr. 33B: İbn. Hanbel. IV/144. 146. 148)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Fakr, benim övünç kaynağımdır” buyurdu.
(Aclûnî. II/87)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ beni miskin olarak yaşat, miskin olarak öldür ve miskin olarak haşret” buyurdu.
(İbn Mâce, Zühd, 7, (II, 1381, Ha. No: 4126; değişik varyantları için bkz. Aclûnî. I/181)
Hz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Fakr, az kalsın küfür olayazdı.” buyurdu.
(Ebû Nuaym Hilye’de; İbn. Sikkîn “Mûsannaf’ında. Beyhâkî “Şuabu’l-İman’da: İbn. Adiy “el Kâmil” de. Hasan-ı Basrî den rivâyet etmişlerdir. Bazıları da. Senedinin zayıf olduğunu söylerler. Örneğin Taberânî Enesten zayıf bir senetle rivâyet etmiştir. Bkz. Aclûnî. II /108)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem "Eğer dünyanın Allah Teâlâ katında sivrisineğin kanadı kadar bir değeri olsaydı kâfire bir yudum su vermezdi (içirmezdi): buyurdu.
(Buharî, Tefsir (18) 6; Müslim, Münâfikîn, 18, Tirmizî, Zühd, 13; İbn Mâce, Zühd, 3; Ahmed, V, 154, 177.)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kendisine zühd ve zühd konusunda va’z etme kabiliyeti verilen kimseyi gördüğünüzde ona yaklaşın, zira o hikmet telkin eder.” buyurdu.
(İbn. Mâce. Zühd. 1: Ebû Nuaym. Hilye. X/405)
(İbn Mâce, Zühd, 7, (II, 1381, Ha. No: 4126; değişik varyantları için bkz. Aclûnî. I/181)
Hz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Fakr, az kalsın küfür olayazdı.” buyurdu.
(Ebû Nuaym Hilye’de; İbn. Sikkîn “Mûsannaf’ında. Beyhâkî “Şuabu’l-İman’da: İbn. Adiy “el Kâmil” de. Hasan-ı Basrî den rivâyet etmişlerdir. Bazıları da. Senedinin zayıf olduğunu söylerler. Örneğin Taberânî Enesten zayıf bir senetle rivâyet etmiştir. Bkz. Aclûnî. II /108)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem "Eğer dünyanın Allah Teâlâ katında sivrisineğin kanadı kadar bir değeri olsaydı kâfire bir yudum su vermezdi (içirmezdi): buyurdu.
(Buharî, Tefsir (18) 6; Müslim, Münâfikîn, 18, Tirmizî, Zühd, 13; İbn Mâce, Zühd, 3; Ahmed, V, 154, 177.)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kendisine zühd ve zühd konusunda va’z etme kabiliyeti verilen kimseyi gördüğünüzde ona yaklaşın, zira o hikmet telkin eder.” buyurdu.
(İbn. Mâce. Zühd. 1: Ebû Nuaym. Hilye. X/405)
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1118
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
Re: TASAVVUFÎ HADİSLER
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cennet zorluklarla, Cehennem de şehvetlerle sarılmıştır.” buyurdu.
(Buhârî. Rikak. 28: Müslim. Cennet, 1: Tirmizî. Sifatu Cennet. 21)
Hz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Ecelin kulu arayıp bulduğu gibi, rızık da kulu arayıp bulur.” buyurdu.
(Heysemî, IV/72)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem "“…İstediğinde, Allah Teâlâ’dan iste, yardım talep ettiğinde Allah Teâlâ’dan yardım talep et.. buyurdu.
(İbn. Hanbel, 1/293, 303, 307; Tirmizî, Kıyamet, 59.)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Akıl ve acze varıncaya kadar her şey kaza ve kader iledir..” buyurdu.
(Mâlik, Kader, 4; Müslim, Kader, 18; İbn. Hanbel, II/ 10)
(Buhârî. Rikak. 28: Müslim. Cennet, 1: Tirmizî. Sifatu Cennet. 21)
Hz. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Ecelin kulu arayıp bulduğu gibi, rızık da kulu arayıp bulur.” buyurdu.
(Heysemî, IV/72)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem "“…İstediğinde, Allah Teâlâ’dan iste, yardım talep ettiğinde Allah Teâlâ’dan yardım talep et.. buyurdu.
(İbn. Hanbel, 1/293, 303, 307; Tirmizî, Kıyamet, 59.)
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Akıl ve acze varıncaya kadar her şey kaza ve kader iledir..” buyurdu.
(Mâlik, Kader, 4; Müslim, Kader, 18; İbn. Hanbel, II/ 10)