KUDSî HADiS-i ŞeRîFLeRimiz

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

KUDSî HADiS-i ŞeRîFLeRimiz

Mesaj gönderen Tahiri »

KUDSî HADiS-i ŞeRîFLeRimiz..
Resim

SÖZ/BUYuran ->ALLAHu zü'L- CeLÂL'in..
SES/DUYuran ->Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin..

Kudsî hadis, Mânâsı ALLAH celle celâlihu 'ya, lafızları Hz.Peygamber Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme ait olan hadislere denir. "İlahî hadis" ve "RaBBanî hadis" diye de adlandırılır.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin, anlam bakımından ALLAH celle celâlihu'a dayandırdığı, O'ndan nakiller yaparak söylediği sözlerdir. Kudsallığı mânâsı ALLAH celle celâlihu'a ait olmasından; hadis olarak adlandırılması da Peygamberimiz tarafından dile getirilmesinden kaynaklanmaktadır.
ALLAH celle celâlihu tarafından gelen vahiy olmaları bakımından, Kur’ÂN âyetleriyle kudsî hadisler arasında bir fark yoktur. Fakat Kur’ÂN hem anlamı, hem de lafızları yönünden ALLAH celle celâlihu'a ait iken, kudsî hadis, sadece mânâ açısından ALLAH celle celâlihu'a aittir. Kur’ÂN ile kudsî hadis arasındaki diğer farklar şunlardır:

• Kudsî hadis, namazda okunmaz.
• Abdestsiz olarak dokunulması câizdir.
• Lafzı ALLAH celle celâlihu'a ait olmadığı için Kur’ÂN gibi mu'ciz değildir.
• Lafzî rivâyeti şart olmayıp, sadece anlam olarak rivâyet edilmesi câizdir.


Mu’ciz: İnsanı âciz bırakan iş. Aynısını yapmakta başkalarını acze düşüren, kudretsiz kılan, kimsenin yapamıyacağı yolda olan.
Lafz: Ağızdan çıkan söz, kelime. * Bir şeyi atmak.


Kudsî hadisin ilk kaynağı ALLAH celle celâlihu olduğu ve esâsen hitab ondan geldiği için, rivâyet edilirken başına, "Hz. Peygamber aleyhisselâmın rivâyet ettiğine göre ALLAH celle celâlihuu Teâlâ şöyle buyurdu:..." veyâ "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem RaBBinden rivâyet ettiği hadiste şöyle buyurdu:..." şeklinde bir rivâyet lafzı getirilir.

Diğer hadislere göre kudsî hadislerin sayısı çok az olup bazı Kudsî Hadisler aşağıda sunulmuştur..

ResimEbû Hüreyre (radiyallahu anhu)’dan rivâyetle, dedi ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
ALLAHu Azze ve Celle her gece dünya semâsına iner tâki son gecenin üçte birlik vakti geçene dek: “Kim Bana duada bulunursa Onun duasına icâbet edeyim. Kim bir şeyler isterse, onun da isteğini vereyim, Kim de mağfiret isterse ona (da) mağfiret edeyim?” diye buyurur.”
(Müttefekun aleyh. Hadisin lafzı Müslim (758) ve Buhârî’ye aittir (1145)

Yine İmam Müslim’de (169/758) gelen bir rivâyet lafzı şöyledir:
ALLAHu Azze ve Celle, ilk gecenin üçte birlik vakti geçene dek her gece dünya semâsına iner ve: “Her şeyin hükümranı Benim!. Her şeyin Hükümranı Benim!.” diye buyurur ve (devamla): “Kim Bana dua ederse, onun duasına icâbet edeyim? Her kim de Benden isterse, ona vereyim? Ve kim de istiğfar istiyorsa onu da mağfiret edeyim?” diye buyurur. Bu durum sabahın aydınlanmasına kadar da devam eder.”

İmam Müslim’de (170/758) gelen bir lafızda yine şöyledir:
Gecenin yarısı ya da üçte birlik bölümü geçince, ALLAHu Teâlâ dünya semâsına iner ve: “Yok mu Benden (bir şeyler) isteyen, Bende ona vereyim?, Yok mu Bana dua eden, Ben de icâbet edeyim?, Yok mu Benden mağfiret isteyen, Ben de mağfiret edeyim?” diye buyurur. Bu durum sabah vaktinin doğmasına kadar da devam eder.”

Ve yine İmam Müslim’de (171/758) başka bir hadis lafzı ise şöyledir:
ALLAH celle celâlihu, gecenin yarısı ya da son gecenin üçte birlik diliminde yeryüzü semâsına iner ve: “Kim Bana dua ederse, ona icâbet edeyim? Kim de Benden isterse ona vereyim. Fâkir ve mazlum olmayan kimseye kim borç verir.” diye buyurur.”

(Hadiste geçen "Fakir" lafzı, hakkında Arap Dil gramercileri şöyle demişlerdir: "A'demerracul" cümlesinin kullanımı kişi fakirleştiği zaman-yokluğa düşünce kullanılır. Mâden, Adîm ve Adûn lafızları bunlardandır. Allah en iyisini bilir, hadiste geçen borçtan maksat ise; itaat amelleridir. Zekat, namaz, oruç, zikir ve buna benzer itaat amelleri gibi Allah-u Teâlâ kullarına güzel muamelesi dolayısıyla ve onları iyiliğe teşvik etmek için =borç= olarak isimlendirmiştir. Allah en iyisini bilicidir.)

İmam Buhârî’nin rivâyetindeki lafız ise şöyledir:
Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ, her gece, son gecenin üçte birlik dilimi geçene dek dünya semâsına iner ve: “Kim Bana dua ederse ona icâbet edeyim? Kim de, bir şeyler isterse ona vereyim? Ve her kim de mağfiret isterse ona mağfiret edeyim?” diye buyurur.

İmam Müslim’in (172/785) Ebû Said El-Hudri ve Ebû Hüreyre radiyallahu anhu’nun hadislerindeki rivâyetlerine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdular:
ALLAHu Teâlâ iki gecenin üçte birlik vakti geçene kadar mühlet verip (sonra) dünya semâsına iner ve: “Mağfirete ermek isteyen var mı?”; Tevbe eden yok mu?, Dua eden yok mu?” diye buyurur. Bu durum sabah olana kadar da devam eder.”
(Buhârî (1145), Müslim (758)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle buyurdu:
"Yüceliğine yüce, mübarekliğine mübarek ALLAH celle celâlihu dünya semâsına nüzul tecellisi eyler ve: Yok mu tevbe eden?... Ki, onun tevbesini kabul edeyim. Hani duacı?... Ki , onun duasına icâbet edeyim..” buyurur.
(Beyhakî)
Resim
Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

Re: KUDSî HADiS-i ŞeRîFLeRimiz

Mesaj gönderen Tahiri »

ResimResûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen: " İhlâs, sırrımdan bir sırdır. Onu kullarımdan sevdiğimin kalbine bir armağan olarak bıraktım..." buyurdu.
(Sadreddin-i Konevî, Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz: " ALLAH celle celâlihu şöyle buyurdu; 'o kimse ki kazama rıza göstermez, nimetlerime de şükretmez; artık varsın benden başka bir RaBB arasın!.." buyurdu.
Allahü teâlâ buyurdu ki: "Benim hükmüme razı olmayan ve verdiğim musibete sabretmeyen benden başka Rab arasın."
(Taberanî)


Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz, ALLAH celle celâlihu'dan naklen: "ALLAH celle celâlihu şöyle buyurdu: '”Ey Âdemoğlu hasta oldum, ziyâretime gelmedin!.” Âdemoğlu sordu: “Yâ RaBBî! Sen âlemlerin RaBBisin... Seni nasıl ziyâret edeyim?' ALLAH celle celâlihu buyurdu: “Bilmiyor musun? Falan kulum hasta oldu... Ama sen onu ziyâret etmedin. Eğer onu ziyâret etseydin Beni yanında bulacaktın'... ALLAH celle celâlihu devamla buyurdu; “Ey Âdemoğlu, senden yemekle doyurulmamı istedim, ama sen Beni doyurmadın!” Âdemoğlu sordu: “Yâ RaBBî! Seni yemekle nasıl doyurayım? Sen âlemlerin RaBBisin!” ALLAH celle celâlihu buyurdu: “Falan kulum senden yemek istedi. Ama ona yedirmedin. Bilemedin mi? Ona yedirseydin Beni yanında bulacaktın!” ALLAH celle celâlihu devamla buyurdu: “Ey Âdemoğlu, senden su istedim, ama vermedin!” Âdemoğlu sordu: “Yâ RaBBî! Sana nasıl su vereyim?. Sen Âlemlerin RaBBisin!” ALLAH celle celâlihu buyurdu: “Falan kulum senden su istedi, vermedin. Ona su verseydin Beni yanında bulacaktın... Bunu da mı anlayamadın?."
(Müslim)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemEfendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "İsmi aziz ve celil olan ALLAH celle celâlihu şöyle buyurdu: 'Kulum bana kavuşmayı severse, Ben de ona kavuşmayı severim... Ama Bana kavuşmayı sevmeyince Ben de ona kavuşmayı sevmem."
(Sadreddin-i Konevî, Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmayı istemezse, Allah da ona kavuşmayı istemez."
(Ubade b. Samit radiyallahu anhu'dan; Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4844)

Resim

Hz. Aişe radiyallahu anha’dan, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmayı hoş görmez," buyurdu. Ben: Ya Resûlullah, bu, ölümden hoşlanmamak mıdır? Öyle ise bizler hepimiz ölümden hoşlanmayız dedim. Bunun üzerine Resûlullah: "Öyle değil, lâkin Mümin Allah'ın rahmeti ile, rızası ile ve Cenneti ile müjdelendiği zaman, Allah'a kavuşmayı sever, Allah da o mümin kula kavuşmayı sever. Kâfir olan ise Allah'ın azabı ile, hoşnutsuzluğu ile müjdelendiği zaman Allah'a kavuşmaktan hoşlanmaz, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz." Buyurdu.
(Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4845)

Resim

Ebu Musa radiyallahu anhu, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz" buyurduğunu bildirmiştir.
(Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4848)
Resim
Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

Re: KUDSî HADiS-i ŞeRîFLeRimiz

Mesaj gönderen Tahiri »

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu şöyle buyurdu: “Ben kalpleri kırık olanların yanındayım.” buyurdu.
(Tirmizî; Sadreddin-i Konevî, Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu şöyle buyurdu: “Kıyamet günü şu üç zümrenin hasmıyım; Bir kimse ki; Kendisine ihsan ettim, ama o zulmetti...
Bir kimse ki; Bir hürü sattı parasını da yedi...
Bir kimse ki; İşçi tuttu. Ondan istifade etti. Ama ücretini ödemedi."

(Sadreddin-i Konevî, Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor; "ALLAH celle celâlihu şöyle buyurdu: “Her kim benim velî kuluma düşman olursa Bana harb açmış olur."
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor; "ALLAH celle celâlihuu Teâlâ şöyle buyurdu: “Ben kulumun zannına göreyim... O halde, Benim için hayır zannında bulunsun ve Ben Beni andığı zaman kulumun yanındayım."
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)
Resim
Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

Re: KUDSî HADiS-i ŞeRîFLeRimiz

Mesaj gönderen Tahiri »

Resullullah (SallALLAHu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu : “Tam ihlâsla; ALLAH celle celâlihu'tan başka ilâh yoktur, şehâdetini yapanlar olmasaydı Cehennemi dünya ehline musallat ederdim. Eğer Bana ibadet edenler olmasaydı Bana âsi gelenlere bir anlık dahi mühlet vermezdim." buyurdu.
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu : “Ey Âdemoğlu, seni kendim için yarattım. Eşyayı da senin için yarattım. O halde kendim için yarattığımı senin için yarattığımın ayarına düşürme." buyurdu.
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu şöyle buyurdu: “Bir kimse Beni kendi kendine anarsa, Ben de onu Zat'ımda anarım... Yine bir kimse beni bir topluluk içinde anarsa, Ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım..."
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu : “Ey Âdemoğlu senin için yaptığım taksime razı olursan kalbini ve bedenini rahata kavuştururum... Sevimli bir kul olmakla kısmetin sana gelir. Şâyet senin için yaptığım taksime razı olmazsan dünyayı sana musallat ederim... Ve sen bir vahşet içinde, yabanda tepinip durursun. Sonra İzzet ve Celâlim hakkı için o dünyalıktan ancak kısmet ettiğime nail olursun... Sen de kötü bir kul olarak." buyurdu.
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu : “Ben bir gizli hazine idim, bilinmemi istedim. Halkı yarattım, ni’metlerimi onlara sevdirdim. Böylece beni bildiler." buyurdu.
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu : “Beni ne yerim aldı, ne de semâm... lâkin Beni Mü'min, Muttaki, Verâ sahibi kulumun kalbi aldı..." buyurdu.
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu : “Beni bilen taleb eder... Beni taleb eden bulur... Beni bulan sever... Beni seveni öldürürüm... Bir kimseyi öldürürsem diyeti bana düşer... Bir kimsenin diyeti bana düşünce onun diyeti bizzat Ben olurum." buyurdu.
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz ALLAH celle celâlihu'dan naklen anlatıyor: " ALLAH celle celâlihu : “Yaklaşanlar, kendilerine farz kıldığım ibadetlerin edasında olduğu kadar hiç bir şeyde yaklaşamazlar... Gerçekten bir kul Bana nafilelerle de yaklaşır. Böylece Bana yaklaşanı severim. Sevince de o kulun kulağı olurum, eli olurum, ayağı olurum... Böyle ki oldum, Benimle işitir... Benimle görür... Benimle konuşur... Benimle tutar... Benimle yürür." buyurdu.
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)

Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz RaBB'ından naklen anlatıyor: "ALLAH celle celâlihu : 'Bir kimse Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir arşın yaklaşırım. Bir kimse Bana bir arşın yaklaşırsa Ben ona bir kulaç yaklaşırım. Bir kimse Bana yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim." buyurdu.
(Sadreddin-i Konevî Hadis-i Erbain)
Resim
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön