Esrarname (Ahir zamanın bazı Hadisleri)

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
engkbb
Üye
Üye
Mesajlar: 25
Kayıt: 02 Eki 2008, 02:00

Esrarname (Ahir zamanın bazı Hadisleri)

Mesaj gönderen engkbb »

http://hamim.blogcu.com/esrarname_515466.html
YUKARDA VERDİĞİM LİNGİ TIKLAYIP ALT TARAFTAKİ kahverengi kısımda ''Sonraki Sayfa'' tıklarsanız sayfaları ilerletebilirsiniz.
Sanırım 51 sayfa
Kullanıcı avatarı
engkbb
Üye
Üye
Mesajlar: 25
Kayıt: 02 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen engkbb »

ESRARNAME

İki sayfayı kopyala yapıştırla yollamaya çalışacağım.
“Bir rivayette Ebu Hureyre vefat edeceğini hissettiği vakitte ilmi ketmetmiş olmaktan korkarak etrafındakilere şöyle dedi:

Resul-i Ekrem’den (A.S.M.) öğrendiğim Ahirzamanda vukua gelecek harblerle alakalı haberleri size bildireyim mi? Onlar: ‘Evet bize haber ver. Bunda bir beis yoktur Allah seni hayırla mükafatlandırsın’ dediler. Bundan sonra Ebu Hureyre sözüne devâm ederek dedi ki:

‘Hicretten bin üç yüz (1300) sene sonraki akidlerden birkaç akid say (Haşiye-1). O vakit Rumların meliki (Haşiye-2) bütün dünya ile harb etmek ister. Allahu Teala da o adam için harbi irade eder. Bunun üzerinden fazla bir zaman geçmez, iki akid sonra (CERMEN) ismindeki bir beldeden (Haşiye-3), ismi kedi ismi olan bir adam musallat olur (Haşiye-4) ve bütün dünyaya malik olmak ister. Ve hem soğuk memleketlerde ve hem de sıcak memleketlerde (Haşiye-5) bütün dünya ile harb eder. Şiddetli harb ateşlerinin dolu olduğu senelerden sonra Allah’ın gadabına uğrar. Neticede Rûş’un veya Rus’un (ravi şübhe etmiştir) sırrı (Haşiye-6) onu öldürürler.

Hicretten bin üç yüz (1300) sene sonraki akidlerden beş veya altı veya yedi veya sekiz akid say. O vakit Mısır’a “Nasır” künyesinde bir adam hükmeder (Haşiye-7). Arablar onu “Şüccâ’-ul Arab” (Arabın cesuru) diye çağırırlar. Allah onu bir harbde ve sonra bir harbde daha, yani iki harbde zelil eder (Haşiye-8). O Nasır mansur olmaz, ona yardım edilmez. Ve Allahu Teala ayların en sevgilisinde Mısır’a hakiki nusreti irade eder ki bu nusret tahakkuk edecektir (Haşiye-9). Bunun üzerine Beyt’in Rabbi olan Allah, Mısır halkını ve Arab milletini, babası kendisinden daha Enver olan “Esmer Sâd┠ile razı ederek onu, onlara reis eder (Haşiye10). Fakat bu adam Mescid-i Aksa’nın hırsızlarıyla (Yahudilerle) belde-i hazînde musalaha yapar (Haşiye11).

Sonra Şam bölgesinden olan Irak’da cebbar bir adam zuhur eder ki; o adam Süfyanîlerden biridir ve onun bir gözünde hafif bir aksama vardır. Onun ismi “Saddam” dır (Haşiye12). O, kendisine muarız olanlara karşı saddamdır (Haşiye13) . Bütün dünya “Küçük Kût” ta (Haşiye14), onun için toplanırlar ki Saddam da bu Kuveyt’e daha evvel aldatılarak girmiştir (Haşiye15). Bu Süfyanîde hiç bir hayır yoktur. İlla ki İslamiyet’e dönerse o zaman onda hayır olur. O hem hayır, hem de şerdir (Haşiye16). Mehdî-yi Emin’e hain olana veyl olsun (Haşiye17).

Hicretten bin dört yüz (1400) sene sonraki akidlerden iki veya üç akid say (Haşiye18). O vakit Mehdî-i Emin çıkar ve bütün dünya ile harb eder. Dalalete düşenler (Haşiye19) ve Allah’ın gadabına uğramış olanlar(Haşiye20) ve münafıklar (Haşiye21), İsra ve Mi’raç beldesi olan Kudüs’teki “Meciddun Dağları”nda onun için toplanırlar (Haşiye22). Bütün dünyanın ve bütün hilelerin melikesi de Mehdî’ye karşı çıkar ki onun ismi zaniyedir (Amerika) (Haşiye23). Bu melike o gün bütün dünyayı dalalet ve küfre sevkeder. Yahudiler de o gün dünyaca en yüksek makamdadırlar. Bütün Kudüs’e, mukaddes beldeye hakimdirler. Bütün dünya denizden ve havadan (Haşiye24) Mehdî’nin üzerine hücum eder. Ancak çok soğuk ve çok sıcak beldeler müstesna (Haşiye25). Mehdî bakar ki bütün dünya çirkin hile ve planlarla aleyhinde ittifak ettiklerini görür. Fakat bilir ki Allah daha şiddetli mekr sahibidir ki, onların bütün hilelerini akim bırakır. Ve bütün kainat onun mülküdür ve ona dönecektir ve merci yalnız odur. Ve bütün dünya aslı ve fer’iyle onun bir hilkat şeceresidir. İşte bu kudrete malik olan Cenab-ı Hak, Mehdî’ye nusret için en şiddetli bir darbe ile onları vurur ve karayı, denizi ve semayı onlar üzerine yandırır. Ve Sema da onların üstüne şiddetli yağmurunu yağdırır. O gün bütün ehl-i arz küffara lanet eder. Allah da bütün küfrün zevalini irade eder (Haşiye26) ”.

(Esme-l Mesalik Lieyyam-il Mehdîyy-il Meliki Li Küll-id Dünya Biemrillah-il Malik, Kelde bin Zeyd-216)



Bu hadîslerde haber verilen Irak Harbi, yine hadîslerde ahirzamanda vuku bulacağı bildirilen üçüncü cihan harbinin ve Yahudi ve Hıristiyanların tabirince “Hermeciddun (Armegedon) harbinin” ilk merhalesidir. Bu Irak harbi diğer bir rivayette ise şöyle bildirilmiştir:
Kullanıcı avatarı
engkbb
Üye
Üye
Mesajlar: 25
Kayıt: 02 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen engkbb »

(Haşiye-1) Bir akid on senedir. Hadîsde geçen ukud akd’in cem’idir Cem’in en azı üçdür. 1300 üzerine üç akid ilave edildiğinde tam 1330 eder ki hicrî 1332 ve miladî 1914 te vuku bulan 1. Cihan harbine tevafuk eder.

(Haşiye-2) İngiltere.

(Haşiye-3) Cermen (GERMANY) Almanya’dır. İki akid 20 senedir. 1. Cihan harbinin ahiri olan 1918 den 20 sene sonra vuku bulan 2. Cihan harbinin tam başlangıcını haber vermektedir.

(Haşiye-4) Adolf Hitler’den haber vermektedir.

(Haşiye-5) Yani bütün dünya ile harbeder.

(Haşiye-6) Yani Rusların gizli örgütü.

(Haşiye-7) Hicrî 1350’den 1380’e kadar olan tarihe tekabul eder ki 1952’de Mısıra hakim olan Cemal Abdunnasır’dan haber verir.

(Haşiye-8) 1956 ve 1967’deki Arab-İsrail savaşlarındaki Mısır’ın mağlubiyetini haber verir.

(Haşiye-9) Ramazan ayında Mısır’ın İsrail üzerine galebesini haber verir.

(Haşiye10) Enver Sedat İsmiyle meşhur olan Muhammed bin Enver Sedat’tan haber verir.

(Haşiye11) Aynen vuku bulmuştur. Cemal Abdunnasır’dan sonra Enver Sedat başa geçtiğinde, 1973 tarihinde İsrail üzerine hücum etti. Tâ İsrail’in içine kadar girdi. Amerika’daki Yahudiler ayaklandılar. Amerika’nın Dış İşleri Bakanı Henry Kisinger –ki kendisi Yahudidir- devreye girerek Enver Sedat’ı anlaşmaya razı etti. Enver Sedat galib durumda olduğu halde, Ekim 1978 ve Mart 1979’da Yahudilerle “Camp David” anlaşmasını yaptı.

(Haşiye12) Irak lideri Saddam Hüseyin’i hem ismi, hem ceberutu ve hem de suretiyle haber verir.

(Haşiye13) Saddam lugatta şiddetli vuran, tecavüzkar demektir. Sarihî manasıyla Saddam Hüseyin’den haber vermekle beraber işarî manasıyla, Süfyanîlerin başı ve reisi olan hakiki Süfyanda da bu iki vasfın bulunduğuna işaret etmektedir. Yani Süfyanîlerin başı olan adamın da bir gözünde aksaklık olup az gördüğüne ve onun da kendine muarız olanlara karşı tecavüzkar ve şiddetli olduğuna işaret eder.

(Haşiye14) Yani “Kuveyt” te. Çünkü Kuveyt, Kût’un ism-i tasğiri olup küçük kût manasında, Kûtcuk demektir.

(Haşiye15) 1991’deki Irak harbini haber vermektedir ki, aynen vuku bulmuştur. Saddam Hüseyin Amerika ve İngiltere tarafından aldatılarak Kuveyt’e sokulmuş, daha sonra 37 devlet Irak’ı vurmak için birleşmişlerdir.

(Haşiye16) Yani onun kanunlarında hiçbir hayır yoktur. Çünkü hak olan ahkam-ı Kur’aniyeyi icra etmeyip kendi hevasından ihdas ettiği batıl kanunları tatbik etmektedir. O hem hayırdır; çünkü kafirlere karşı çıkmaktadır. Hem şerdir; çünkü ahkam-ı şer’iyye ile amil olmayıp devletini ahkam-ı ilahiyeye dayandırmamaktadır.

(Haşiye17) Mehdî çıktığında, Saddam’da hiçbir hayır kalmayacağı ve Mehdî’ye karşı hain olacağını bildirmekle beraber, Mehdî’nin bu tarihlerde zuhur edeceğine de işaret eder. Nitekim hadîsin devamı bunu göstermektedir.

(Haşiye18) Hicrî 1420 ve 1430 tarihleri etmektedir ki, içinde bulunduğumuz zamanı haber vermektedir. Hz. Mehdî’nin bu tarihler arasında zuhur edeceğini müjdelemektedir.

(Haşiye19) Hıristiyanlar

(Haşiye20) Yahudiler

(Haşiye21) Alem-i İslam’ın başındaki Süfyanîler olan cümle idareciler ve onlara fetva veren bir kısım ulema-is sû’

(Haşiye22) Hz. Mehdî’ye karşı bütün dünyanın toplanıp vurmasından murâd, onun temsil ettiği şahs-ı manevî olan şeriat-ı garra-i Muhammediyeyi müdafaa eden hakiki mü’minlerin cemaatinin vurulmasıdır. Bu tarihlerde Hz. Mehdî’nin de bizzat bu cemaat-i nuraninin başına geçeceğini haber verir. Meciddun ise Filistin’de bir dağdır. Hadîs, Meciddun Dağlarında bütün kafirlerin Müslümanlar için toplanacağını bildirmekle işaret ediyor ki; bu harb Yahudilerin Meciddun’a hakim olabilmeleri için bizzat kendileri tarafından çıkarılan bir harbdir. Yani Yahudiler Kudüs’e hakim olmakla, oradan bütün dünyaya hakim olacaklarına inanmaktadırlar. Bu sebeble, Filistin topraklarında devletlerini kurabilmek için bütün dünyayı harbe sokmakta ve kafirleri Müslümanlar üzerine hücum ettirmektedirler. Harbin ana müsebbibleri Meciddun dağlarındaki Yahudiler olduğu için ve orada devletlerini kurup yayılmak ve dünyaya hakim olmak için bu harbleri çıkardıkları sebebiyle, bu harbe “Hermeciddun Harbi” denmektedir. Yani gerek Afganistan’da gerek Çeçenistan’da olsun Alem-i İslam’daki bütün harbler Meciddun harbidir. Yoksa yalnızca Meciddun dağlarında olacak bir harb demek değildir. Bu harb, hadîslerde olduğu gibi Tevrat ve İncil’de dahi “Hermeciddun Harbi” veya “Armagedon Harbi” olarak geçmektedir. İleride izahı ve isbatı geleceği üzere, Tevrat ve İncil’de de bu harb aynen hadîsteki gibi haber verilirken, Yahudi ve Hıristiyanlar buna ters mana vererek kendileri tarafına çekmektedirler. Bu noktaya çok dikkat lazımdır. Çünkü mühim bir sır bu noktadan inkişaf ediyor. Feteemmel! Hem bir başka cihet de şudur ki; Üstad Bediüzzaman’ın (R.A.) beyanı üzere, eskide merkez-i hilafet buralarda ve Şam, Haleb, Mekke ve Medine civarında olduğu için, bazen metn-i hadîs raviler tarafından içtihadla tatbik edilip, ekser vukuat-ı istikbaliye bu bölgelerde vuku bulacakmış gibi anlatılmış. Binaenaleyh bu ve bunun gibi hadîslerde verilen haberler, bahsi geçen bu yerlerde vuku bulabileceği gibi Alem-i İslam’ın herhangi bir yerinde dahi vuku bulabilir. O halde bütün dünyanın birleşerek, Alem-i İslam’da Şeriat-ı Garra-i Muhammediyeyi i’lan eden Müslümanları, hususen hadîste haber verilen şark tarafındaki bir taife-i mücahidini vurmaları hadîsin külliyetinde dahildir.

(Haşiye23) Hadîste Amerika’nın şahsiyet-i maneviyesi “zaniye bir melike” olarak tasvir edilmiştir. Bunun sebebi ise; Amerika kelime olarak müennes olduğu gibi zaten kendisi de Hürriyet Anıtı dedikleri heykelleriyle kendilerini kadın suretiyle temsil etmişlerdir. Hem Amerika bütün dünyada hürriyet ve adalet namı altında fuhşiyatı ve zulmü ve dalaleti terviç ederek hakimiyetini bunun ile idame etmektedir. Bu manaya işareten “ismi, zaniyedir” denilmiştir. Hem bu sebeble ileride gösterileceği gibi İncil’de dahi Amerika, bu hadîste olduğu gibi zaniye ve fahişe ünvanıyla haber verilmektedir.

(Haşiye24) O asırda uçağın icad edilip Müslümanların başına havadan bomba yağdıracağına işaret eder.

(Haşiye25) Soğuk beldelerden murad İsveç, Norveç gibi İskandinav ülkeleridir. Sıcak beldelerden murad ise Güney Afrika’dır. Haber verildiği gibi aynen vuku bulmuştur. Amerika ve İngiltere’nin riyasetinde Birleşmiş Milletler Afganistan’ı vururken, bu beldedeki devletler bu harbe iştirak etmemişlerdir.

(Haşiye26) Müslümanların zahirî kuvvet i’tibariyle kafirlere nisbeten zaif olacaklarını, fakat Kudret-i İlahiye harikulade hallerle onlara yardım edip, semavî ve arzî musibetlerle kafirleri helak edeceğini ve Müslümanları galib edip İslamiyeti hakim edeceğini haber vermektedir. İncil’de de aynen böyle haber verilmiştir. Haber verildiği gibi küffar alemine semavî ve arzî musibetlerin geldiği de aynen görülmektedir ve daha dehşetlileri de görülecektir.


Not: Haşiyeler bu Esrarname’yi hazırlayan hey’ete aittir.
Kullanıcı avatarı
hasancan
Üye
Üye
Mesajlar: 37
Kayıt: 27 Mar 2007, 02:00

s s s s

Mesaj gönderen hasancan »

Paylaşımınız için çok teşekkür ederim.

Şu sıralar aynı anlamları taşıyan çok yazı ve açıklama var.

Fakat içerisinde ki hadis ler pek meşhur olmadıkları için güvenilirliğini sorguluyorum.

ŞÜKRAN.
Kullanıcı avatarı
engkbb
Üye
Üye
Mesajlar: 25
Kayıt: 02 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen engkbb »

Hadisler sağlam fakat ilmi heyetin açıklamaları(yorumları)51 sayfa içindeki bazı saptamalarında ufakta olsa yanlış açıklamaları var gibi görünüyor.
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön