KİTABU'L-EDEB ~ SAHİHİ BUHARİ

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »


Resim~ Bize Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Enes ibn Mâlik(r.a.)'ten haber verdi ki,

Rasûlullah (s.a.v.):

- "Birbirinize kînleşmeyiniz, birbirine hased etmeyiniz, birbirinize darılıp arka dönmeyiniz ve ey Allah'ın kulları! Birbirinizle sevişip kardeşler (mesabesinde) olunuz. Bir müslümânın, mü'min kardeşini üç geceden fazla küsüp terketmesi halâl olmaz" buyurmuştur.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »


Resim~ Bize İmâm Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Atâ ibn Yezîd el-Leysî'den; o da Ebû Eyyûb Hâlid ibn Zeyd el-Ensârî(r.a.)'den haber verdi ki,

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

- "Bir kimsenin dîn kardeşini üç geceden fazla küs bırakması halâl olmaz. Öyle bir küslük ki, iki mü 'min birbirine kavuştukları zaman birisi yüzünü şu tarafa çevirir, öbürüsü de öteki tarafa çevirir. Hâlbuki iki mü'minin hayırlısı, şu önce selâm vermeye başlayandır."
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

63. Bâb: Âsî Olan Kimseden (İsyanından Vazgeçmesi İçin) Ayrılmanın Caiz Olacağı Babı :


Resim~ Âişe (r.a.) şöyle demiştir:

Rasûlullah (s.a.v.) bana:

— "Ben senin bana öfkelenmeni ve hoşnûdluğunu muhakkak tanırım" buyurdu.

Âişe dedi ki: Ben:

— Sen bunu nasıl tanırsın yâ Rasûlallah? dedim. O:

— "Şübhesiz sen hoşnûd olduğun zaman (birşeyi tasdik ederken): 'Muhammed'in Rabb'i hakkı için evet' dersin; öfkeli olduğun zaman da (birşeyi inkâr ederken): 'İbrahim'in Rabb'i hakkı için hayır' dersin" buyurdu.

Âişe dedi ki: Ben de:

— Evet öyledir. Fakat ben (öfkeli hâlde) yalnız Sen'in isminden ayrılırım (sevgin gönlümde yaşar), diye saygımı arzettim.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

64. Bâb: : İnsan Arkadaşını Her Gün Yâhud Sabahtan Öğleye Ve Öğleden Akşama Kadarki zaman İçinde Ziyaret Eder Mi?


Resim~ İbn Şihâb şöyle dedi: Bana Urve ibnu'z-Zubeyr ha¬ber verdi ki,

Peygamber'in zevcesi Âişe (r.a.) şöyle demiştir:
Ben babamla anamın İslâm Dîni'ni dîn edinmiş hâllerinden başka bir hâlde yaşadıklarını hiç hatırlamadım. O zamanlarda bir günümüz geçmezdi ki, o günde gündüzün iki tarafında sabah ve akşam vakitlerinde Rasûlullah (s.a.v.) bize gelmemiş olsun...
Bir gün biz zeval vaktinin ilk saatinde (yânî en sıcak zamanda) Ebû Bekr'in evinde oturuyorduk. Ev halkından biri:
— İşte Rasûlullah! Bize gelmesi âdeti olmayan bir saatte geliyor, dedi.
Ebû Bekr de:
— O'nu bu saatte ancak mühim bir iş getirmiştir! dedi.

(Âişe dedi ki: Rasûlullah geldi, izin istedi, buyurun denildi, içeri girdi) ve:


— "Bana (Mekke'den Medine'ye) çıkmam hususunda izin verilmiştir" buyurdu.

Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

65. Bâb: : Ziyaret Etme(nin Meşrû'luğu) Ve Bir Kavmi Ziyaret Edip Yanlarında Yemek Yiyen Kimse Babı :


Resim~ Bize Abdulvahhâb, Hâlid el-Hazzâ'dan; o da İbn Sîrîn'den; o da Enes ibn Mâlik(r.a.)'ten haber verdi ki,

Rasûlullah (s.a.v.), Ensâr'dan bir ev halkını ziyaret etmiş ve onların yanında bir yemek yemiş, çıkmak istediği zaman evden bir yere emretmiş, kendisi için bir hasır yaygısı üzerine su serpilmiş, Peygamber o yaygı üzerinde (iki rek'at) namaz kılıp ev halkına duâ etmiştir.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

66. Bâb: : Gelen Cemâatler İçin (En Güzel Elbiseler Giyip) Süslenen Kimse Babı :


Resim~ Yahya ibn Ebî İshâk tahdîs edip şöyle dedi:

Salim ibn Abdillah bana:
— İstebrak nedir? dedi.

Ben:
— Dîbâc denilen ipek kumaşın kalın ve sert olan nev'idir, dedim.

O:
— Ben babam Abdullah ibn Umer(r.a.)'den işittim, şöyle diyordu: Umer ibnu'l-Hattâb, bir adamın üzerinde istebrak kumaştan yapılmış bir takım elbise gördü ve o takım elbiseyi Peygamber'e getirdi de:

— Yâ Rasûlallah! Bu takım elbiseyi satın al da insanların heyetleri Sen'in huzuruna geldikleri zaman onu giy! dedi.

Rasûlullah:
— "İpek elbiseyi (halâl sayarak) ancak âhiretten nasibi olmayan kimse giyer" buyurdu.

Bundan i'tibâren geçen bir müddet geçti. Sonra Peygamber (s.a.v.) Umer'e istebrak nev'inden ipek bir takım elbise gönderdi. Umer hemen bu elbiseyi Peygamber'e getirdi de:

— (Yâ Rasûlallah!) Bunun benzeri olan takım elbise hakkında o söylediğin sözleri söylemiş olduğun hâlde, bunu bana gönderdin? dedi (de sebebini öğrenmek istedi).

Rasûlullah:
— "Ben bunu sana ancak bunun (satılıp da) karşılığında bir mala nail olasın diye gönderdim" buyurdu.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

67. Bâb: : İnsanlar Arasında Kardeşlik Akdi Ve İki Kavim Arasında Yeminli Dostluk Ahidleşmesi Babı :


Resim~ Enes ibn Mâlik (r.a.) şöyle demiştir:

Abdurrahmân ibn Avf, Medîne'ye bizim üzerimize geldiği zaman Peygamber (s.a.v.) onunla Sa'd ibnu'r-Rabî' arasında kardeşlik akdi yaptı. Sonra Abdurrahmân evlendiği zaman Peygamber ona:

— "Bir koyun (kesmek sureti) ile olsun düğün aşı yap!" buyurdu.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

68. Bâb: : Gülümseme Ve Gülme(Nin Mübâhlığı) Babı :


Resim~ Fâtıma aleyha's-selâm:

Peygamber, vefatına yakın bana ailesi içinden kendisine ilk kavuşacak kimsenin ben olduğumu gizlice söyleyince, ben sevincimden güldüm, demiştir.

İbn Abbâs da:
Şübhesiz güldüren de, ağlatan da ancak Allah'tır, demiştir.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »


Resim~ Ebû Hureyre (r.a.) şöyle demiştir:

Peygamber(s.a.v.)'e bir adam geldi de:
— Ben helak oldum, ramazânda oruçlu iken eşimle cinsî münâsebette bulundum! dedi.

Peygamber ona:
— "Bir köle âzâd et!" buyurdu.

O zât:
— Benim köle âzâd edecek malım yok! dedi.

Peygamber:
— "Öyleyse iki ay arka arkaya zincirleme (keffâret olarak) oruç tut!" buyurdu.

O:
— Buna güç yetiremem, dedi.

Peygamber:
— "Öyleyse altmış fakire yemek yedir!" buyurdu.

O zât:
— Onları doyuracak şeyin yolunu da bulamam, dedi.

Bu sırada Peygamber'e içi hurma dolu -râvî îbrâhîm ibn Sa'd'ın: O, mikteldir, dediği onbeş sâ' hurma olan- bir arak getirildi.

Peygamber:
— "O soran kimse nerededir?" dedi ve o şahsa:

— "Bu hurmayı al, yoksullara sadaka yap!" buyurdu. O zât:

— Benden daha fakır olana mı vereceğim? Allah'a yemîn ederim ki, Medine'nin kara taşlı iki yanı arasında benim ailemden daha fakır bir ev halkı yoktur! dedi.

Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) yan dişleri meydana çıkıp görülünceye kadar güldü. Sonra da o adama:

— "O takdirde bunu sizin ev halkı yesin!" buyurdu
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

70. Bâb: : El-Hedyu's-Sâlîh Hakkındadır :


Resim~ Muhârik şöyle demiştir: Ben Târik el-Ahmesî'den işittim, şöyle dedi: Ben Abdullah ibn Mes'ûd(r.a.)'dan işittim, şöyie dedi:

Şübhesiz sözün en güzeli Allah'ın Kitabı, yolun en güzeli de Muhammed'in yoludur.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

71. Bâb: : Ezaya (Zorluk Ve Sıkıntılara) Karşı Sabır Ve Yüce Allah'ın:
"Ancak Sabredenlere Ecirleri Hesâbsız Ödenecektir." (ez-Zumer: 10)Kavli Babı :


Resim~ Sufyân şöyle dedi: Bana el-A'meş, Saîd ibn Cübeyr'den; o da Ebû Abdirrahmân es-Sulemî'den; o da Ebû Mûsâ(r.a.)'dan tahdîs etti ki,

Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Yüce Allah'tan daha sabırlı ve aleyhinde işittiği (bâtıl iddiaların verdiği) ezaya Mimli hiçbir ferd -yâhud: Hiçbirşey yoktur: Çünkü insanların bir kısmı ona oğul isnâd edip çağırıyorlar, böyle iken şübhesiz Allah onları afiyette kılıyor ve onları türlü ni'metlerle rızıklandırıyor".
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

72. Bâb: : İnsanları Ceza Verme Ve Azarlama İle Karşılamayan Kimse Bârı :


Resim~ Bize Müslim (ibn Subayh) Mesrûk'tan tahdîs etti ki, Âişe (r.a.) şöyle demiştir:

Peygamber (s.a.v.) birşey yapmış da o hususta insanlara ruhsat vermişti. Bir topluluk o işten çekindi ve ona yanaşmadılar. Onların bu çekingenliği Peygamber'e ulaşınca, hemen hutbeye çıkıp Allah'a hamdetti, sonra:

— "Birtakım cemâatlere ne oluyor ki, benim yapmış olduğum işten çekiniyorlar? Allah'ayemîn ederim, ben Allah'ı onların en bileniyimdir ve Allah'a saygısı en şiddetli olanlarıyımdır" buyurdu
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

73. Bâb: : Mü'min Kardeşini Te'vîlsiz Olarak Küfre Nisbet Eden Kimsenin Kendisi, Dediği Gibidir Babı :


Resim~ Bize Alî ibnu'l-Mubârek, Yahya ibn Ebî Kesîr'den; o da Ebû Seleme'den; o da Ebû Hureyre(r.a.)'den haber verdi ki,

Rasûlullah (s.a.v.):
"Bir adam kardeşine hitaben: Yâ kâfir! dediği zaman, ikisinden biri bu sıfatla dönmüş olur" buyurmuştur.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim~ Bize Eyyûb, Ebû Kılâbe'den; o da Sabit ibnu'd-Dahhâk'tan tahdîs etti ki,

Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Her kim İslâm 'dan başka bir milletin adiyle yalancı olarak yemin ederse, o, söylediği millet gibidir. Her kim de dünyâda kendisini herhangi birşeyle öldürürse, cehennemde kendisini öldürmüş olduğu o şeyle azâb olunur. Mü'mine la'net etmek, onu öldürmek gibidir. Kim bir mü'mine kâfirlik isnâd ederse, bu da onu öldürmek gibidir"
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

74. Bâb: : Bu "Yâ Kâfir" Sözünü Te'vîl Edici Olarak Yâhud İşin Hakikatini Bilmeyerek Söyleyeni, Küfre Nisbet Etmeyen Kimse Babı :


Resim~ Câbir ibn Abdillah (r.a.) şöyle tahdîs etmiştir:

Muâz: ibn Cebel, Peygamber(s.a.v.)'in arkasında namazı kılar, sonra da kendi kavmi olan Benû Selime'ye gelir, o namazı onlara kıldırır ve namazda da el-Bakara Sûresi'ni okurdu.

Câbir dedi ki: Bir defasında bir adam (cemâatten ayrıldı da) kendi başına hafif bir namaz kıldı. Bu adamın ayrıca namaz kıldığı haberi Muâz'a ulaşınca, Muâz:

— O bir münafıktır! dedi.

Muâz'ın bu sözü de o adama ulaştığında, hemen Peygamber'e gitti ve:

— Yâ Rasûlallah! Bizler ellerimizle işleyen ve su çeken develerimizle sulama yapan bir topluluğuz. Muâz dün bizlere namaz kıldırdı da namazda el-Bakara Sûresi'ni okudu. Ben de namazımı hafif kılıp geçtim. Bundan dolayı Muâz benim bir münafık olduğumu iddia etmiş, dedi.

Bunun üzerine Peygamber üç kerre:

— "Ya Muâz! Sen bir fettan mısın? Ve'ş-şemsi ve duhâha, Seb-bih isme Rabbike'l-alâ ve benzeri sûreleri oku!" buyurdu.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim~ Bize el-Leys, Nâfi'den; o da îbn Umer(r.a.)'den şöyle tahdîs etti:

İbn Umer, babası Umer ibnu'l-Hattâb'a bir kaafile içinde giderlerken arkadan yetişti, o sırada Umer, babası adiyle yemîn ediyordu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.):

— "Dikkat edin! Allah sizleri babalarınızla yemîn etmenizden nehyetmiştir. Her kim yemin etmek zorunda olursa, yalnız Allah adiyle yemîn etsin yâhud (yemîn etmeyip) sussun!" diye nida etmiştir
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

75- Allah'ın Emri İçin Öfkelenip Şiddet Göstermenin Caiz Olacağı Babı :


Resim~ Âişe (r.a.) şöyle demiştir:

Peygamber (s.a.v.) yanıma girdi. Evde üzerinde suretler bulunan bir perde vardı. Peygamber onu görünce yüzünün rengi değişti. Sonra o perdeyi uzanıp aldı ve onu yırttı.

Peygamber:

— "Kıyamet günü azabın en şiddetli olanlarından bir nev'i işte bu resimleri yapan kimselerdir" buyurdu.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim~ Ebû Mes'ûd (el-Bedrî el-Ensârî r.a.) şöyle demiştir:

Bir adam Peygamber(s.a.v.)'e geldi de:

— Fulânca kimse bize namaz kıldırırken o kadar uzatıyor ki, vallahi sabah namazına gitmekten (adetâ) geri kalıyorum! dedi.

Ebû Mes'ûd dedi ki: Ben Rasûlullah'ı hiçbir mev'ızada o günkü kadar öfkeli görmedim.

Yine Ebû Mes'ûd dedi ki:

Bu şikâyet üzerine Rasûlullah:

— "Ey insanlar! İçinizden bâzı kimselerde cemâati dînden nefret ettirme hasleti vardır. Herhanginiz namaz kıldıracak olursa hafif tutsun. Çünkü cemâatin içinde hasta olanı var, yaşlı olanı var, iş güç sahibi olanı vardır" buyurdu.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim~ Abdullah ibn Umer (r.a.) şöyle demiştir:

Peygamber (s.a.v.) cemâatin önünde namaz kıldırırken mescidin kıble tarafındaki duvarda bir tükürük gördü de onu eliyle kazıdı ve öfkelendi. Sonra namazdan çıkınca:

— "Sizden herbiriniz namaz içinde olduğu zaman Allah onun yüzü mukaabilindedir. Onun için hiçbiriniz namaz içinde iken yüzünün karşısına doğru tükürmesin!" buyurdu
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Resim~ Bize Rabîatu'bnu Ebî Abdirrahmân, Munbeis'in âzâdlısından; o da Zeyd ibn Hâlid el-Cuhenî'den şöyle haber verdi:

Bir adam Rasûlullah(s.a.v.)'a bulunmuş eşyanın hükmünden sordu. Rasûlullah:

— "Bir sene i'lân et, sonra bunun kabının ağız bağını ve içindekini iyi tanı, sonra bununla faydalan. Eğer sahibi gelirse, onu kendisine ver!" buyurdu.

O zât:
— Yâ Rasûlallah! Koyun yitiğinin hükmü nedir? dedi.

Rasûlullah:
— "Onu sen al! Çünkü o ya senin, ya mü'min kardeşinin yâhud da kurdundur!" buyurdu.

O zât:
— Yâ Rasûlallah! Yitik devenin hükmü nedir? dedi.

Râvî dedi ki: Bu suâl üzerine Rasûlullah öfkelendi, hattâ iki yanakları yâhud yüzü kıpkırmızı oldu. Sonra:

— "Ondan sana ne? O hayvanın gezecek tabanı var, karnında su tulumu var, sahibine kavuşuncaya kadar gezer, içer!" buyurdu.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

76- Yüce Allah'ın Şu Sözlerinden Dolayı Öfkelenmekten Sakınmak Babı :
"(Bu sevâblar) îmân edip de ancak Rabblerine güvenip dayanmakta, büyük günâhlardan ve açık kötülüklerden kaçınmakta, öfkelendikleri zaman bizzat kusurları örtmekte olanlara.., mahsûstur" (eş-şûrâ: 36-37);

"O takva sahihleri bollukta ve darlıkta infâk edenler, öfkelerini yutanlar, insanlardan afv ile geçenlerdir. Allah iyilik edenleri sever" (âl-i imrân: 134)


Resim~ Bize İmâm Mâlik, İbn Şihâb'dan; o da Saîd ibnu'l-Müseyyeb'den; o da Ebû Hureyre(r.a.)'den tahdîs etti ki,

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Çok kuvvetli pehlivan, birçok güreşçileri yere serip gâlib olan değildir. Asıl kuvvetli pehlivan, öfkelendiği sırada nefsine mâlik (ve irâdesine hâkim) olan kimsedir".
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »


Resim~ Süleyman ibn Sured (r.a.) tahdîs edip şöyle demiştir:

Peygamber(s.a.v.)'in yanında iki kişi sövüştüler, biz de yanında oturuyorduk. O ikisinden biri arkadaşına öfkelendirilmiş olarak sövüyordu, öfkesinden yüzü kıpkırmızı olmuştu. Bunun üzerine Peygamber:

— "Ben bir kelime bilmekteyim ki, bu öfkeli olan kişi onu söylese, kendisinden öfkesi muhakkak gider: Eğer "Eûzu billahi mine'ş-şeytânir-racîm (= Ben taşlanmış şeytândan Allah'a sığınırım)" dese" buyurdu.

Oradaki sahâbîler o öfkeli adama:

— Sen Peygamber'in söylemekte olduğu sözü (öfke reçetesini) işitmiyor musun? dediler.

O adam:

— Ben deli değilim, dedi
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »


Resim~ BizeEbû Bekr -ki o İbn Ayyâş'tir- Ebû Husayn'dan; o da Ebû Salih'ten; o da Ebû Hureyre(r.a.)'den şöyle haber verdi:

Bir adam -ki o Câriyetu'bnu Kudâme'dir- Peygamber(s.a.v.)'e:

— Bana bir nasîhat tavsiye et! dileğinde bulundu. Peygamber ona:

— "Gadablanma!" buyurdu.

Bunun üzerine o kişi Peygamber'den tekrar tekrar nasîhat tavsiye etmesini istedi, her defasında Peygamber ona "Gadablanma!" öğüdünü verdi.

Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

77- Haya Babı :

Resim~ İmrân ibn Husayn (r.a.):

Peygamber (s.a.v.):

— "Haya ancak hayır getirir" buyurdu, demiştir.
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

78. Bab : "Utanmazsan dilediğini yap"

Resim~ Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

— “Utanmazsan dilediğini yap”


(Buhari, Edep, 78)
Resim
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön