9 H.z İSMAİL aleyhis selam

Kur'ân-ı Kerim'de ismi geçen 28 peygamberimizin hayatı, risaletleri, mukaddes kitapları.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

9 H.z İSMAİL aleyhis selam

Mesaj gönderen nur-ye »

----KUR'AN- ı KERİM'in RESMÎ sıralamasına göre---


9- Hz. İsmâ'îl aleyhi's-selâm.... : إِسْمَاعِيل
Resim

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedîn abdike (Muhammedîyyeti) ve nebîyyike (Mahmudîyyeti) ve Resûlike (Ahmedîyyeti) ve Nebîyyû’l-ümmîyyi (Habibîyyeti) ve alâ âlihi ve’s-sahbihi ve Ehl-i Beytihi...


Resim

ALLAHu Zü'l-Celâl'imizin İZni ve İNAYETi ile RABB'ül Âleminimiz SÖZünü, RESÛLALLAH SALLallahu aleyhi ve sellem Efendimizin SESinden buyuruyor:
Resim


وَاِذْ جَعَلْنَا الْبَيْتَ مَثَابَةً لِلنَّاسِ وَاَمْنًا وَاتَّخِذُوا مِنْ مَقَامِ اِبْرٰهٖيمَ مُصَلًّى وَعَهِدْنَا اِلٰى اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْمٰعٖيلَ اَنْ طَهِّرَا بَيْتِىَ لِلطَّائِفٖينَ وَالْعَاكِفٖينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ
Resim---''Ve iz cealnel beyte mesabetel lin nasi ve emna, vettehizu mim mekami ibrahime musalla, ve ahidna ila ibrahime ve ismaile en tahhira beytiye lit taifine vel akifine ver rukkeis sucûd.:Ve o vakit Kabe'yi insanlar için dönüp varılacak sevap kazanma ve güvenilir bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından kendinize bir namazgah edinin! Ve İbrahim ile İsmail'e şöyle emir verdik: «Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için, hem de rüku ve secdeye varanlar için tertemiz bulundurun.»
(BAKARA suresi 125. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)



وَاِذْ يَرْفَعُ اِبْرٰهٖيمُ الْقَوَاعِدَ مِنَ الْبَيْتِ وَاِسْمٰعٖيلُ رَبَّنَا تَقَبَّلْ مِنَّا اِنَّكَ اَنْتَ السَّمٖيعُ الْعَلٖيمُ
Resim---''Ve iz yerfeu ibrahimul kavaide minel beyti ve ismail, rabbena tekabbel minna, inneke entes semiul alîm.: Ve o zaman ki, İbrahim Beyt'in temellerini yükseltiyordu. İsmail ile birlikte şöyle dua ettiler: «Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur. Çünkü daima işiten, daima bilen Sensin ancak Sen!’’
(BAKARA suresi 127. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)


اَمْ كُنْتُمْ شُهَدَاءَ اِذْ حَضَرَ يَعْقُوبَ الْمَوْتُ اِذْ قَالَ لِبَنٖيهِ مَا تَعْبُدُونَ مِنْ بَعْدٖى قَالُوا نَعْبُدُ اِلٰـهَكَ وَاِلٰـهَ اٰبَائِكَ اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْمٰعٖيلَ وَاِسْحٰقَ اِلٰـهًا وَاحِدًا وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
Resim---''Em kuntum şuhedae iz hadara ya'kubel mevtu iz kale li benihi ma ta'budune mim ba'di, kalu na'budu ilaheke ve ilahe abaike ibrahime ve ismaile ve ishaka ve ya'kube ilahev vahida, ve nahnu lehu muslimûn.: Yoksa ölüm Yakub'a geldiği vakit siz de orada mıydınız. O oğullarına: «Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?» dediği vakit onlar: «Senin Allah'ına, ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan İlah'a ibadet ederiz, biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız.» dediler.''
(BAKARA suresi 133. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)



قُولُوا اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَمَا اُنْزِلَ اِلَيْنَا وَمَا اُنْزِلَ اِلٰى اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْمٰعٖيلَ وَاِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَ وَالْاَسْبَاطِ وَمَا اُوتِىَ مُوسٰى وَعٖيسٰى وَمَا اُوتِىَ النَّبِيُّونَ مِنْ رَبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ اَحَدٍ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
Resim---''Kulu amenna billahi ve ma unzile ileyna ve ma unzile ila ibrahime ve ismaile ve ishaka ve ya'kube vel esbati ve ma utiye musa ve isa ve ma utiyen nebiyyune mir rabbihim, la nuferriku beyne ehadim minhum, ve nahnu lehu muslimûn.:Ve deyin ki: «Biz Allah'a iman ettiğimiz gibi, bize ne indirildiyse; İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına ne indirildiyse; Musa'ya, İsa'ya ne verildiyse ve bütün peygamberlere Rableri tarafından ne verildiyse hepsine iman ettik. O'nun elçilerinden hiçbirini ayırt etmeyiz. Ve biz, ancak O'nun için boyun eğen müslümanlarız.''
(BAKARA suresi 136. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)



أَمْ تَقُولُونَ إِنَّ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأسْبَاطَ كَانُواْ هُودًا أَوْ نَصَارَى قُلْ أَأَنتُمْ أَعْلَمُ أَمِ اللّهُ وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَتَمَ شَهَادَةً عِندَهُ مِنَ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Resim---'' Em tekûlûne inne ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâta kânû hûden ev nasârâ kul e entum a’lemu emillâh(emillâhu), ve men azlemu mimmen keteme şehâdeten indehu minallâh(minallâhi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne).: «Yoksa siz, İbrahim de, İsmail de, İshak da, Yakup da ve torunları da hep yahudi ve hıristiyan idiler mi demek istiyorsunuz?» De ki: «Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?» Allah'ın şahitlik ettiği bir hakikatı bile bile inkar edenden daha zâlim kim olabilir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.’’
BAKARA:140 (Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: 9 H.z İSMAİL aleyhis selam

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

KîRBÂN
KÂRBÂN
HeR-cÂN
KURBÂN!..


Resim

ZEVK 4470

ÂŞıK Yürek YANar DaĞdır! Taş-Topraktan DaĞ gERekmez!..
ZamAN - MekÂN AKILLI-ya!.. ÇİLE İÇ-iN ÇaĞ gERekmez!..
ÇÖL-de AV-AVcı BıÇaKtır!.. KıTMiR BoYNu Resim KIL-dan İnce!
KURB-ÂN lar İP-e ÇEK-ilir!.. İSMÂİL’e (as) BaĞ gERekmez!..


14.05.11 22:15
cankandazamanda…

KîRBÂN: Dopdolu KâSe – Kab - KaLB.
KÂRBÂN: Yol-Yolcu-Yoldaş-Yolluk KervÂNı.
HeR-cÂN: ZeVK-i ZıKKıM ZÂiKaTu’l-MeVT!..
KURBÂN: TeN-KaN-cÂN ve bİÇak UCUnda KuRB-ÂN..

Zor İştir ÇİLE ÇÖLÜnde MeVVti ZeVKle ZıKKıMlAN-mak..
HaCERR aleyhasselâm gibi ANA gerek, kınalı koç gibi gönderecek al kANa!
Ve EBuRAHîm aleyhisselâm gibi BaBa, BaĞrına saplı bıçakla MiNâ YoL-cu-SU..

كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَنَبْلُوكُم بِالشَّرِّ وَالْخَيْرِ فِتْنَةً وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Resim----Kullu nefsin zâikatul mevt(mevti), ve neblûkum biş şerri vel hayri fitneh(fitneten), ve ileynâ turceûn(turceûne) : Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.”
(Enbiyâ 21/35)

iSM-ÂiLe aleyhisselâm gerek, ÖZün DUY-UYacak ÇoCuK!..

فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ السَّعْيَ قَالَ يَا بُنَيَّ إِنِّي أَرَى فِي الْمَنَامِ أَنِّي أَذْبَحُكَ فَانظُرْ مَاذَا تَرَى قَالَ يَا أَبَتِ افْعَلْ مَا تُؤْمَرُ سَتَجِدُنِي إِن شَاء اللَّهُ مِنَ الصَّابِرِينَ
Resim----Fe lemmâ belega meahus sa’ye kâle yâ buneyye innî erâ fîl menâmi ennî ezbehuke fanzur mâzâ terâ, kâle yâ ebetif’al mâ tû’meru setecidunî inşâallâhu mines sâbirîn(sâbirîne) : Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun, dedi.”
(Sâffât 37/102)

“SeN BeN” de “Ben Sen” de Gibi
“İKİ-m-İZ, BİR” TeN-de Gibi
BİZ-BİR-İZ.. KeS!en.. KeS!tiren..
"KûN!" Fe-ye “KÛN!” “Şe’N” de Gibi!..


يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim----Yes’ eluhu men fis semâvâti vel ard(ardı), kulle yevmin huve fî ŞE’N-in : Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, HER AN YARATMA HALİ-ndedir.
(Rahmân 55/29)

فَلَمَّا أَسْلَمَا وَتَلَّهُ لِلْجَبِينِ
Resim----Fe lemmâ eslemâ ve tellehu lil cebîn(cebîni) : Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca:
(Sâffât 37/103)

İbRÂHÎM aleyhisselâm: “Yâ İbRÂHÎM!” Dâimeyyet NûRlandı..

وَنَادَيْنَاهُ أَنْ يَا إِبْرَاهِيمُ
Resim----Ve nâdeynâhu en yâ ibrâhîm(ibrâhîmu) :Biz ona: "Ey İbrahim!" diye seslendik.
(Sâffât 37/104)

BıÇAK-ın; zÂhir-Ön YÜZündeki TeSLLimiYYeT, bÂtın ard-YÜZündeki İst-iKâMeT-le;
BİL - BUL - OL-UNca iHSaNla CEZÂ-l-ANdı..
RüYÂdan UY-AN-up, MenÂmı da NiÂM OL-du..
SeLL u SaLL ve de HaLL İÇinde HaLiL OLdu...

قَدْ صَدَّقْتَ الرُّؤْيَا إِنَّا كَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ
Resim----Kad saddakter ru’yâ, innâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne) : Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.”
(Sâffât 37/105)

İşte bu VAR ya, (belâu'l- mubîn) Baştan Bî-NÂ edilmiş LuTFa SahiB çıkış BİLeliği HüVe-HeVÂ-HaVA Bî-LÂ lığı Be-LÂ-lığıydı..
MeN-liğin MÂ-lığın Mâ-SİVâ SEViyesizlik İMTihanının BAŞındaki “B” SıRRıydı “ÂiLe” ce İSM-ÂiL-in aleyhisselâm..
i-B-RâHîMin aleyhisselâm ve de Ha-CERR ANA-mızın aleyhasselâm..
Ve de zamANda - MekANda - Her ANda - kANda - cANda OL-AN-ın…

إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْبَلَاء الْمُبِينُ
Resim----İnne hâzâ le huvel belâu'l- mubîn(mubînu) : Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır.”
(Sâffât 37/106)

“NÂDEYN” SeSinden “FEDEYN” Nefesi çıktı da, meZBaHaya AZAMET ZiBH-ı Hakikat-ı MuhaMMed BİLEliği ŞİFÂsı "KoÇ" Oldu FidyetuLLAH..

وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍ
Resim----Ve fedeynâhu bi zibhın azîm(azîmin) : Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik.
(Sâffât 37/107)

“KûN! OL!” SîN!..
Bu ÇÖL BİZiM!..

MuhaMMedi MuhaBBetlerimle..
Resim
Kullanıcı avatarı
tamersah tarik
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 778
Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00

Re: 9 H.z İSMAİL aleyhis selam

Mesaj gönderen tamersah tarik »

Hz İsmail aleyhis selamın hayatı

İsmail Aleyhisselâmın Soyu:
İsmail Aleyhisselâm; İbrahim Aleyhisselâmın, Hz.Hâcer'den doğan ilk ve bü­yük oğludur.[1]
İsmail Aleyhisselâmın Doğuşu,İsmail Aleyhisselâmın Annesiyle Birlikte Mekke'ye Götürülüşü, İsmail Aleyhisselâmın Kurban Edilmek İstenilişi, İsmail Aleyhisselâmın Sünnet Oluşu, İsmail Aleyhisselâmın Arapça Öğrenişi, İsmail Aleyhisselâmın Ok Atıcılığı, İsmail Aleyhisselâmın Ata Biniciliği, İsmail Aleyhisselâmın Davarcılığı, İsmail Aleyhisselâmın Evlenişi,İsmail Aleyhisselâmın Kabe'yi Babası ile birlikte yapışı... bahisleri için, İbra­him Aleyhisselâma âid bölüme bakınız![2]

İsmail Aleyhisselâmın Şekil Ve Şemaili:
İsmail Aleyhisselâm: boylu, boslu, ak saçlı, güzel ve nurlu yüzlü, kırmızımsı tenli [3], küçük başlı, büyük gözlü, uzun burunlu, kalın boyunlu, geniş omuzlu, uzun elli ve uzun ayaklı, çok güçlü ve kuvvetli idi.[4]

İsmail Aleyhisselâmın Peygamberliği Ve Bazı Faziletleri:
İsmail Aleyhisselâm; Babası İbrahim Aleyhisselâmın vefatından sonra da, ge­rek Kabe ve gerek Hacc amellerine âid hizmetleri yürütmek ve yönetmekte de­vam etti.[5]
İlk olarak Kabe'ye örtü örttü.[6]
Yüce Allah, İsmail Aleyhisselâma Peygamberlik verdi.[7]
Onu; Mekke'de ve Mekke çevresinde oturan Cürhüm ve Amalika halkı ile Ye­men kabilelerine[8], Me'rib ve Haciramevt taraflarına [9] Peygamber olarak gönderdi. [10]
Elli yıl, onları, İslâmiyete davet etti. [11]
Davet ettiği kimselerden bazısı iman, bazı inkâr etti. [12]
İman edenler, pek az idi. [13]
İsmail Aleyhisselâm, vazifesinde sabr ve sebat edenlerdendi. [14]
Sözünde, sâdıktı. [15]
Günahkârları, Mekke Hareminden, ilk sürüp çıkarandı. [16]
Kendilerine üstün meziyetler verilenlerden[17], en hayırlı olanlardandı., [18]
Namazlarını, kılmalarını, zekâtlarını vermelerini Ev halkına ve kavmine emrederdi.
Kendisi, Allah katında Rızâ'ya ermişti. [19]
İsmail Aleyhisselâm; Mekke'nin sıcaklığından şikâyetlenince, Yüce Allah:"Ben, sana, Cennet'ten bir kapı (pencere), açacağım!
Kıyamet gününe kadar, oradan, sana serin serin yel esecektir!" buyurdu.
Pencere açılacağı bildirilen yer, kendisinin, vefat ettiği zaman, gömüldüğü Hicr İdi.[20]

İsmail Aleyhisselâmın Bir Vasiyeti Ve Vefatı:
İsmail Aleyhisselâm, ölüm döşeğine düşünce, kızı Nesîme'yi, Ays'a nikahla­masını, kardeşi İshak Aleyhisselâma vasiyet etti. [21]
İshak Aleyhisselâm da, Ağabeyinin bu vasiyetini, yerine getirdi. [22]
Babası İbrahim Aleyhisselâmın vefatından sonra, İsmail Aleyhisselâm da, vefat etti. [23]
Hicr'de gömülü bulunan annesi Hz.Hâcer'in yanına gömüldü. [24] İsmail Aleyhisselâm vefat ettiği zaman, yüz otuz yedi yaşında idi. [25] Ona ve Âline ve gönderilen bütün Peygamberlere selâm olsun![26]

Hatim Kazılırken İsmail Aleyhisselâmın Tabutuna Rastlanışı:
Abdullah b. Zübeyr; Haccac'ın, Mancınıkla attırdığı taşlarla yıkılan Kabe'yi, ye­niden yaptırırken (Hicrî: 64), Hatîm'i kazdırdığı sırada, orada, yeşil taştan bir Tâ­but buldu.
Bunun hakkında Kureyşîlerden bilgi istedi. İstediği bilgiyi, hiç birinde bulama­yınca, Abdullah b. Safvan'a adam gönderip ondan sordurdu.
Abdullah b.Safvan:"Bu, İsmail Aleyhisselâmın kabridir. Onu, yerinden kımıldatma!" dedi.
Abdullah b.Zübeyr de, Tâbut'u, olduğu gibi bıraktı. [27]

İsmail Aleyhisselâmın Oğulları:
İsmail Aleyhisselâm, ilk zevcesini boşadıktan sonra [28], Cürhümîlerden Mudad b.Amr'ül Cürhümî'nin kızı ile evlenmiş, kendisinin, ondan on iki oğlu doğmuştu. [29]
Mudad'ın kızının ismi Ra'le idi. [30]
İsmail Aleyhisselâmın, Ra'leden doğan oğullarının isimleri şöyle idi:
1) Nâbit,
2) Kaydar,
3) Ezbel veya Ezbil
4) Mebşa veya Menşâ,
5) Mişma' veya Meşmae,
6) Maşı,
7) Duma,
8 ) Ezer veya Ezür,
9) Tayma,
10) Yatur,
11) Nebiş veya Neyiş,
12) Kayzuma [31]

İsmail Aleyhisselâmdan Sonra Kabe Hizmetlerinin Kimler Tarafından İdare Edildiği:
İsmail Aleyhisselâmın vefatından sonra, Kabe hizmetini, oğlu Nabit, üzerine alıp yönetti. [32]
Bu hizmetin, önce Kaydar, ondan sonra Nabit tarafından yönetildiği rivayet olun­duğu gibi|[33];
İsmail Aleyhisselâmın vefatından sonra Kabe hizmetiyle, önce, Kaydar'ın, sonra, Teymen b. Nabt'ın, ondan sonra, Nabit b. Hemeysa', b. Teymen, b. Nabt'ın meş­gul olduğu ve Nabit'in vefatı üzerine de, bu hizmetin, Cürhümîler tarafından gö­rüldüğü rivayet ve Nabit'in şeceresi de, Nabit b. Hemeysa', b. Teymen, b. Nabt, b. Kaydar, b. İsmail Aleyhisselâm olarak kaydedilir. [34]

Kaydar'ın Bazı Özellikleri:
1) İsmail Aleyhisselâmın oğullarından Kaydar'ın yüzünde Muhammed Aleyhis­selâmın Nûr'u parıldardı.
2) Savaşçılık,
3) Güreşçilik,
4) Ok atıcılık,
5) Avcılık,
6) Ata binicilik... gibi bir takım özellikleri de, vardı.
Her gün, av silahının yanına vardığı zaman, silahından, ya dişi bir geyiğin, ya da, bir kuşun:"Allah'ın ismini anmadıkça, beni, kesme! Besmele çekmedikçe de, yeme!" diye seslendiğini işitirdi. [35]

İsmail Oğullarının Mekke'den Dağılışı Ve Yönetimin Cürhümîlere Geçişi:
Nâbıt vefat ettiği zaman, İsmail Aleyhisselâmın oğulları, geçim bolluğu olan yer­lere dağıldılar.
İçlerinden bazısı ise;"Biz, Allanın Hareminden ayrılmayız!" diyerek Mekke'de kaldılar.
Mekke'de kalanlar arasında, İsmail Aleyhisselâmın küçük yaştaki çocukları da, bulunuyordu. [36]
Bunun için, Kabe hizmetini, İsmail Aleyhisselâmın oğullarının ana tarafından babaları olan Mudad b. Amr'elcühenî, üzerine aldı. [37]

--------------------------------------------------------------------------------
[1] ibn.Sa'd-Tabakat c.1,s.48,49.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/233.
[2] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/233.
[3] Ebû Nuaym-Delâilünnûbüvve c.1,s.23, Beyhakî-Delailünnübüvve c.1,s.29, Süyûtî-Hasâisülkübrâ c.2,s.129, Di­yar. Bekrî-Hamîs c.1,s.22.
[4] Hâkim-Müstedrek C.2.S.553-554.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/233.
[5] Yâkubî-Tarih c.1,s.221.
[6] ibn.Hacer-Fethulbâri c.3,s.366.
[7] En'am: 86, 89, Taberî-Tarih c.1,s.161.
[8] Taberî-Tarih c.1,s.161, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.192-193.
[9] Diyar. Bekrî-Hamîs c.1,s.145 .
[10] Taberî-tarih c.1,s.161, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.192-193, İbn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.39.
[11] Diyar. Bekrî-Hamîs c.1,s.145.
[12] İbn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.39.
[13] Diyar.Bekrî-Hamîs c.1,s.145.
[14] Enbiyâ: 85.[15] Meryem: 54.
[16] Yâkubî-Tarihc.1,s.221.
[17] En'am: 86.[18] Sâd: 48.[19] Meryem: 55.
[20] Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.312, Taberî-Tarih c.1,s.162, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.193.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/233-234.
[21] Taberî-Tarih c.1,s.162, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.125, Diyar.Bekrî-Hamîs C.1.S.145.
[22] İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.125, Diyar.Bekrî-Hamîs c.1,S.145.
[23] İbn.Sa'd-Tabakat c.1,s.52.
[24] İbn.İshak, İbn.Hişam-Sîre c.1,s.6, İbn.Sa'd-Tabakat c.1,s.52, Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.86, İbn.Kuteybe-Maarif s.17, Taberî-Tarih c.1 ,s.162, İbn.Esîr-Kâmil c.1 ,s.125, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1 ,s.193, Ibn.Haldun-Tarıh c.2,ks.1,s.39.
[25] İbn.Kuteybe-Maarif s.16-17, Taberî-Tarih c.1,s.162, Mes'ûdî-Murucuzzeheb c.2,s.48, Ebülfida-Elbidaye ven­nihaye c.1,s.193.
[26] M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/234-235.
[27] Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.312.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/235.
[28] Buharî-Sahihc.4,s.115, Taberî-Tarih c.1,s.132, Sâlebî-Araiss.83, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.1O4, Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.58.
[29] İbn.İshak, İbn.Hişam-Sîre c.1,s.5, İbn.Sa'd-Tabakat c.1,8.51, Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.81, İbn.Kuteybe-Maarif ş.16 Yâkubî-Tarih c.1,s.222, Taberî-Tarih c.1,8.161, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.125
[30] İbn.Sa'd-Tabakat c.1,s.51, Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.86
[31] İbn.İshak, İbn.Hişam-Sîre c.1 ,s.5, İbn.Sa'd-Tabakat c.1 ,s.51, ibn.Habîb-Muhabber s.386, Ezrakî-AhbaruMekke c.1,8.81, Yâkubî-Tarih C.1.S.222, Taberî-Tarih c.1,s.161, Mes'udî-Murucuzzeheb c.1,s.62, İbn.Esîr-Kâmil c.1,s.125, Ebülfida-Elbidaye vennihaye c.1,s.193, ibn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.39.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/235.
[32] ibn.Sa'd-Tabakat c.1,s.52, Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.81-82, Yâkubî-Tarih c.1,s.222, Dîneverî-El'ahbar s.9, ibn.Kuteybe-Maarif s.16, Taberî-Tarih c.2, s.198, Mes'ûdî-Nurûcuzzeheb c.2, s.49 , İbn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.3.
[33] Yâkubî-tarih C.1.S.222, İbn.Haldun-Tarih c.2,ks.1,s.331.
[34] Belazürî-Ensabüleşraf c.1,s.8,12.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/236.
[35] Diyar.BekrMHamîs c.1,s.146.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/236
[36] Yâkubî-Tarih C.1.S.222.
[37] ibn.İshak,İbn.Hişam-Sîrec.1,s.12O, Ezrakî-Ahbaru Mekke c.1,s.81, Yâkubî-Tarih c.1,s.222, Taberî-Tarih c.2,s.198.
M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 1/236.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: 9 H.z İSMAİL aleyhis selam

Mesaj gönderen nur-ye »

قُلْ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ وَمَا اُنْزِلَ عَلَيْنَا وَمَا اُنْزِلَ عَلٰى اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْمٰعٖيلَ وَاِسْحٰقَ وَيَعْقُوبَ وَالْاَسْبَاطِ وَمَا اُوتِىَ مُوسٰى وَعٖيسٰى وَالنَّبِيُّونَ مِنْ رَبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ اَحَدٍ مِنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
Resim---''Kul amenna billahi ve ma unzile aleyna ve ma unzile ala ibrahime ve ismaile ve ishaka ve ya'kube vel esbati ve ma utiye musa ve isa ven nebiyyune mir rabbihim, la nuferriku beyne ehadim minhum ve nahnu lehu muslimûn.:De ki: «Biz, Allah'a, bize indirilene; İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene; Musa'ya İsa'ya peygamberlere Rablerinden verilene inandık iman getirdik. Onlardan hiçbiri arasında ayırım yapmayız ve biz, ancak O'na boyun eğen müslümanlarız!»''
(ÂLİ IMRÂN suresi 84. ayet) (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7)


إِنَّا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْنَا إِلَى نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِن بَعْدِهِ وَأَوْحَيْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإْسْحَقَ وَيَعْقُوبَ وَالأَسْبَاطِ وَعِيسَى وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَارُونَ وَسُلَيْمَانَ وَآتَيْنَا دَاوُودَ زَبُورًا
Resim---'' İnnâ evhaynâ ileyke kemâ evhaynâ ilâ nûhin ven nebiyyîne min ba’dih(ba’dihî), ve evhaynâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâti ve îsâ ve eyyûbe ve yûnuse ve hârûne ve suleymân(suleymâne), ve âteynâ dâvûde zebûrâ(zebûran).: Muhakkak biz, Nuh'a ve ondan sonra gelen peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına, İsa'ya, Eyyûb'a, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a da vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik.’’
NİSA:163 (Resmi:4/İniş:98/Alfabetik:82)



وَإِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَيُونُسَ وَلُوطًا وَكُلاًّ فضَّلْنَا عَلَى الْعَالَمِينَ
Resim---'' Ve ismâîle velyesea ve yûnuse ve lûtâ(lûtan), ve kullen faddalnâ alel âlemîn(âlemîne).: İsmail, Elyesa, Yunus ve Lut'u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kıldık.''
EN'ÂM:86 (Resmi:6/İniş:55/Alfabetik:20)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Re: 9 H.z İSMAİL aleyhis selam

Mesaj gönderen nur-ye »


اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذٖى وَهَبَ لٖى عَلَى الْكِبَرِ اِسْمٰعٖيلَ وَاِسْحٰقَ اِنَّ رَبّٖى لَسَمٖيعُ الدُّعَاءِ
Resim---''Elhamdu lillahillezi vehebe li alel kiberi ismaile ve ishak, inne rabbi le semiud dua'.:İhtiyarlık halimde bana İsmail'i ve İshak'ı lutfeden Allah'a hamd olsun. Şüphesiz ki Rabbim duamı çok iyi işitir.’’
(İBRÂHİM suresi 39. ayet) (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40)


وَاذْكُرْ فِى الْكِتَابِ اِسْمٰعٖيلَ اِنَّهُ كَانَ صَادِقَ الْوَعْدِ وَكَانَ رَسُولًا نَبِيًّا
Resim---''Vezkur fil kitabi ismail, innehu kane sadikal va'di ve kane rasulen nebiyya.:Kur'ân'da İsmail'i de an; çünkü o, vaadine sadık bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi.''
(MERYEM suresi 54. ayet) (Resmi: 19/İniş:44/Alfabetik:63)


وَاِسْمٰعٖيلَ وَاِدْرٖيسَ وَذَا الْكِفْلِ كُلٌّ مِنَ الصَّابِرٖينَ
Resim---''Ve ismaile ve idrise ve zelkifl, kullum mines sabirîn.:İsmail, İdris ve Zülkifl'i de (hatırla). Onların hepsi de sabredenlerdendi.’’
(ENBİYÂ suresi 85. ayet) (Resmi: 21/İniş:73/Alfabetik:21)


وَاذْكُرْ إِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَذَا الْكِفْلِ وَكُلٌّ مِّنْ الْأَخْيَارِ
Resim---''Vezkur ismâîle velyesea ve zel kifl(kifli), ve kullun minel ahyâr(ahyâri) .: İsmail'i, Elyasa'yı, Zü'l-Kifl'i de an. Hepsi de en hayırlı kimselerdendir. ‘’
(SÂD suresi 48. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
Resim
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

Re: 9 H.z İSMAİL aleyhis selam

Mesaj gönderen sev-guzel »


Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ
Konu : Kıssalar
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Hz. İbrahim beraberinde Hz. İsmail aleyhimasselam ve onu henüz emzirmekte olan annesi olduğu halde ilerledi. Kadının yanında bir de su tulumu vardı. Hz. İbrahim, kadını Beyt`in yanında Devha denen büyük bir ağacın dibine bıraktı. Burası Mescid`in yukarı tarafında ve zemzemin tam üstünde bir nokta idi. O gün Mekke`de kimse yaşamıyordu, orada hiç su da yoktu. İşte Hz. İbrahim anne ve çocuğunu buraya koydu, yanlarına, içerisinde hurma bulunan eski bir azık dağarcığı ile su bulunan bir tuluk bıraktı. Hz. İbrahim aleyhisselam bundan sonra (emr-i İlahi ile) arkasını dönüp (Şam`a gitmek üzere) oradan uzaklaştı. İsmail`in annesi, İbrahim`in peşine düştü (ve ona Keda`da yetişti). "Ey İbrahim, bizi burada, hiçbir insanın hiçbir yoldaşın bulunmadığı bir yerde bırakıp nereye gidiyorsun?" diye seslendi. Bu sözünü birkaç kere tekrarladı. Hz. İbrahim, (emir gereği) ona dönüp bakmadı bile. Anne, tekrar (üçüncü kere) seslendi. "Böyle yapmam sana Allah mı emretti?" dedi. Hz. İbrahim bunun üzerine "Evet!" buyurdu. Kadın: "Öyleyse (Rabbimiz hafizimizdir), bizi burada perişan etmez!" dedi, sonra geri döndü. Hz. İbrahim de yoluna devam etti. Kendisini göremeyecekleri Seniyye (tepesine) gelince Beyt`e yöneldi, ellerini kaldırdı ve şu duaları yaptı: "Ey Rabbimiz! Ailemden bir kısmını, senin hürmetli Beyt`inin yanında, ekinsiz bir vadide yerleştirdim -namazlarını Beyt`inin huzurunda dosdoğru kılsınlar diye-. Ey Rabbimiz! Sen de insanlarda mü`min olanların gönüllerini onlara meylettir ve onları meyvelerle rızıklandır ki, onlar da nimetlerinin kadrini bilip şükretsinler" (İbrahim 37). İsmail`in annesi, çocuğu emziriyor, yanlarındaki sudan içiyordu. Kaptaki su bitince susadı, (sütü de kesildi), çocuğu da susadı (İsmail bu esnada iki yaşında idi). Kadıncağız (susuzluktan) kıvranıp ızdırap çeken çocuğa bakıyordu. Onu bu halde seyretmenin acısına dayanamayarak oradan kalkıp, kendisine en yakın bulduğu Safa tepesine gitti. Üzerine çıktı, birilerini görebilir miyim diye (o gün derin olan) vadiye yönelip etrafa baktı, ama kimseyi göremedi. Safa`dan indi, vadiye ulaştı, entarisinin eteğini topladı. Ciddi bir işi olan bir insanın koşusuyla koşmaya başladı. Vadiyi geçti. Merve tepesine geldi, üzerine çıktı, oradan etrafa baktı, bir kimse görmeye çalıştı. Ama kimseyi göremedi. Bu gidip-gelişi yedi kere yaptı. İşte (hacc esnasında) iki tepe arasında hacıların koşması buradan gelir. Anne, (bu sefer) Merve`ye yaklaşınca bir ses işitti. Kendi kendine: "Sus" dedi ve sese kulağını verdi. O sesi yine işitti. Bunun üzerine: "(Ey ses sahibi!) Sen sesini işittirdin, bir yardımın varsa (gecikme)!" dedi. Derken zemzemin yanında bir melek (tecelli etti). Bu Cebrail`di. Cebrail kadına seslendi: "Sen kimsin?" Kadın: "Ben Hacer`im, İbrahim`in oğlunun annesi..." "İbrahim sizi kime tevkil etti?" "Allah Teala`ya." "Her ihtiyacınızı görecek Zat`a tevkil etmiş." Ayağının ökçesi -veya kanadıyla- yeri eşeliyordu. Nihayet su çıkmaya başladı. Kadın (boşa akmaması için) suyu eliyle havuzluyordu. Bir taraftan da sudan kabına doldurdu. Su ise, kadın aldıkça dipten kaynıyordu. İbnu Abbas (ra) dedi ki: "Allah İsmail`in annesine rahmetini bol kılsın, keşke zemzemi olduğu gibi akar bıraksaydı da avuçlamasaydı. Bu takdirde (zemzem, kuyu değil) akarsu olacaktı." "Kadın sudan içti, çocuğunu da emzirdi. Melek, kadına: "Zayi ve helak oluruz diye korkmayın! Zira, Allah Teala hazretleri`nin burada bir Beyt`i olacak ve bunu da şu çocuk ve babası bina edecek. Allah Teala hazretleri o işin sahiplerini zayi etmez!" dedi. Beyt yerden yüksekti, tıpkı bir tepe gibi. Gelen seller sağını solunu aşındırmıştı. Kadın bu şekilde yaşayıp giderken, oraya Cürhüm`den bir kafile uğradı. Oraya Keda yolundan gelmişlerdi. Mekke`nin aşağısına konakladılar. Derken orada bir kuşun gelip gittiğini gördüler. "Bu kuş su üzerine dönüyor olmalı, (burada su var). Halbuki biz bu vadide su olmadığını biliyoruz!" dediler. Durumu tahkik için, yine de bir veya iki atik adam gönderdiler. Onlar suyu görünce geri dönüp haber verdiler. Cürhümlüler oraya gelip, suyun başında İsmail`in annesini buldular. "Senin yanında konaklamamıza izin verir misin?" dediler. Kadın: "Evet! Ama suda hakkınız olmadığını bilin!" dedi. Onlar da: "Pekala!" dediler. Aleyhissalatu vesselam der ki: "Ünsiyet istediği bir zamanda bu teklif İsmail`in annesine uygun geldi. Onlar da oraya indiler. Sonra geride kalan adamlarına haber saldılar. Onlar da gelip burada konakladılar. Zamanla orada çoğaldılar. Çocuk da büyüdü. Onlardan Arapça`yı öğrendi. Büyüdüğü zaman onlar tarafından en çok sevilen, hoşlanılan bir genç oldu. Buluğa erince, kendilerinden bir kadınla evlendirdiler. Bu sırada İsmail`in annesi vefat etti. Derken Hz. İbrahim aleyhisselam, İsmail`in evlenmesinden sonra oraya gelip, bıraktığı (hanımını ve oğlunu) aradı. İsmail`i bulamadı. Hanımından İsmail`i sordu. Kadın: "Rızkımızı tedarik etmek üzere (avlanmaya) gitti" dedi. Hz. İbrahim, bu sefer geçimlerini, hallerini sordu. Kadın: "Halimiz fena, darlık ve sıkıntı içindeyiz!" diyerek şikayetvari konuştu. Hz. İbrahim: "Kocan gelince, ona benden selam et ve "kapısının eşiğini değiştirmesini" söyle!" dedi. İsmail geldiği zaman, sanki bir şey sezmiş gibiydi: "Eve herhangi bir kimse geldi mi?" diye sordu: Kadın: "Evet şu şu evsafta bir ihtiyar geldi. Senden sordu, ben de haberini verdim, yaşayışımızdan sordu, ben de sıkıntı ve darlık içinde olduğumuzu söyledim" dedi. İsmail: "Sana, bir tavsiyede bulundu mu ?" dedi. Kadın: "Evet! Sana söylememi emretti ve kapının eşiğini değiştirmeni söyledi!" dedi. İsmail: "Bu babamdı. Seninle ayrılmamı bana emretmiş. Haydi artık ailene git!" dedi ve hanımını boşadı. Cürhümlülerden bir başka kadınla evlendi. Hz. İbrahim onlardan yine uzun müddet ayrı kaldı. Bilahare bir kere daha görmeye geldi. Yine İsmail`i evde bulamadı. Hanımının yanına gelip, İsmail`i sordu. Kadın: "Maişetimizi kazanmaya gitti!" dedi. Hz. İbrahim: "Haliniz nasıldır?" dedi, geçimlerinden, durumlarından sordu. Kadın: "İyiyiz, hayır üzereyiz, bolluk içindeyiz" diye Allah`a hamd ve senada bulundu. "Ne yiyorsunuz?" diye sordu. Kadın: "Et yiyoruz!" dedi. "Ne içiyorsunuz?" diye sorunca da: "Su!" dedi. Hz. İbrahim: "Allahım, et ve suyu haklarında mübarek kıl!" diye dua ediverdi." Aleyhissalatu vesselam der ki: "O gün onların hububatı yoktu. Eğer olsaydı Hz. İbrahim, hububatları için de dua ediverirdi." İbnu Abbas der ki: "Bu iki şey (et ve su) Mekke`den başka hiçbir yerde Mekke`deki kadar sıhhata muvafık düşmez (karın sancısı yaparlar). Bu, Hz. İbrahim`in duasının bir bereketi ve neticesidir). (Resulullah (sav) Hz. ibrahim`den anlatmaya devam etti:) "İbrahim (İsmail`in hanımına) dedi ki: "Kocan geldiği zaman, benden ona selam söyle ve kapısının eşiğini sabit tutmasını emret! (Çünkü eşik, evin dirliğidir)." Hz. İsmail gelince (evde babasının kokusunu buldu ve) "Yanınıza bir uğrayan oldu mu?" diye sordu. Kadın: "Evet, bize yaşlı bir adam geldi, kılık kıyafeti düzgundü! " dedi ve (ihtiyar hakkında) bir kısım övgülerden sonra: "Sana bir tavsiyede bulundu mu?" diye sordu. Kadın: "Evet sana selam ediyor, kapının eşiğini sabit tutmanı emrediyor" dedi. Hz. İsmail: "Bu babamdı. Eşik de sensin, seni tutmamı, evliliğimizin devamını emrediyor! (Sen yanımda değerli idin kıymetin şimdi daha da arttı" der ve kadın İsmail`e on erkek evlad doğurur.) Sonra, Hz. İbrahim Allah`ın dilediği bir müddet onlardan ayrı kaldı. Derken bir müddet sonra yanlarına geldi. Bu sırada Hz. İsmail zemzemin yanında Devha ağacının altında kendisine ok yapıyordu. Babasını görünce ayağa kalkıp karşılamaya koştu. Baba-oğul karşılaşınca yaptıklarını yaptılar (kucaklaştılar, el, yüz, göz öpüldü). Sonra Hz. İbrahim: "Ey İsmail! Allah Teala hazretleri bana ciddi bir iş emretti" dedi. İsmail de: "Rabbinin emrettiği şeyi yap!" dedi. Hz. İbrahim: "Bu işte sen yardım edecek misin?" diye sordu. O da: "Evet sana yardım edeceğim!" diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. İbrahim: "Allah Teala hazretleri bana burada bir Beyt yapmamı emretti!" diyerek atrafına nazaran yüksekçe bir tepeyi gösterdi." (İbnu Abbas) dedi ki: "İsmail`le İbrahim işte orada Kabe`nin (daha önceki) temellerini yükselttiler. Hz. İsmail taş getiriyor, Hz. İbrahim de duvarları örüyordu. Bina yükselince, Hz. İsmail, babası için (bugün Makam olarak bilinen) şu taşı getirdi. Yükselen duvarı örerken, Hz. İbrahim (iskele olarak) onun üstüne çıkıyordu. İsmail de ona (aşağıdan) taş veriyordu. Bu esnada onlar: "Ey Rabbimiz (Bu hizmetimizi) bizden kabul buyur! Sen gören ve bilensin!" diyorlardı." İbnu Abbas der ki: "Hz. İsmail ve Hz. İbrahim binayı yaparken (zaman zaman) etrafında dolaşarak: "Ey Rabbimiz (bu hizmetimizi) bizden kabul buyur! Sen işiten ve bilensin!" (Bakara 127) diye dua ediyorlardı."
HadisNo : 4992
Resim
Kullanıcı avatarı
Mecnun
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 681
Kayıt: 23 Ara 2007, 02:00

Re: 9 H.z İSMAİL aleyhis selam

Mesaj gönderen Mecnun »

Resim

ZEVK 4093

ÇÖL Çiçeği Kalb Kazanı!. ÇÖPlükse Kafa Tasında!
Câhil İKİliği Çile!. TeVHiDse HaS-lar HaS-ında!
HaCERR Es Selâmı “ESVED”,
İSmâil Topuğu ZeM-ZeM
Lût’un Karısı “GABİRÎN”i, ÇÖKmüş ÇÖLün Ortasında!..


11.04 10. 23:36
“O” noktada..


فَأَنجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلاَّ امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ

Resim---- “Fe enceynâhu ve ehlehû illemraetehu kânet mine'l-gâbirîn (gâbirîne) : Bunun üzerine biz, karısı dışında onu ve âilesini kurtardık; o (karısı) ise (helâke uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı.”
(A'râf 7/83)
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/imza4.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
tamersah tarik
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 778
Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00

Re: 9 H.z İSMAİL aleyhis selam

Mesaj gönderen tamersah tarik »

ZEVK 624

Bezm-i Safa, Bezm-i Merve, yeşil koşu düş Efendim
Giyinmiş beyaz kefeni HAKK'a yürüyüş Efendim
Hacer'in göğsünde zemzem, İsmail'in topuğu Dost
"Lâ faila illallah" dır, gönle görünüş Efendim...


07.02.1990 14:20
Mekke. Umre haccı.



ZEVK 625

Doğum-ölüm işte ömür, yedi sa'yda yedi mevsim
HAKK'a çırılçıplak yürü, gömlek gömlek soyun nefsim
Hacer gibi üretken ol, İsmail'de HAYY'ı yaşa!
İsim-Cisim-Resim-Sûret, Sîrette sırr sayha sesim...


07.02.1990 14:41
Mekke. Umre haccı.
Resim
Cevapla

“►Kuranda Geçen 28 Peygamber◄” sayfasına dön